RSS Feed for This Post

Derin Göz: Sanat’ta Ayrıntı (2)

Bu yazının yeri değiştirildi. Buradan okuyabilirsiniz.

Trackback URL

  1. 1 Yorum

  2. Yazan:eg Tarih: Mar 9, 2010 | Reply

    yazı bir yerden sonra iki defa basılmış:)) mehmet düzelt istersen. fark etmeyen aynı bölümleri iki defa okuyabilir yani:))

    yazının kendisine gelince; devam(lar)ını merakla bekleyeceğim güzel bir dizi oluyor.
    “Kâinat’ın suskunluğu zannedilen gerçekte bazı insanların sağırlığıdır. Kaotik veya absürd durum Vücud’un vasfı değil insan’ın Vücud ile kurduğu bozuk ilişkinin vasfıdır.” sanırım “görme” ile ilgili söylenebilecek sözlerin en güzel özeti bu kısım olmuş. wittgenstein’in “…olarak görme” diye çevrilebilecek bir kavramı vardır. özellikle kimi din felsefecileri, Allah ile ilgili “rasyonel” ve analitik kanıtlar sürmenin gereksizliğini wittgenstein’dan yaptıkları bu alıntı ile anlatmaya çalışıyorlar. Allah’a “inanmak” rasyonel olara bir başkasına aktarılabilecek birşey değildir. zira o kişinin Allah ile ilişkisinde bir başkasına aktarılamayacak bir deneyimi söz konusudur. sanattaki durum da benzer bir durum sanıyorum. aynen ayette (Ey iman edenler, iman ediniz…) buyurulduğu gibi imanımızda (ya da yolculuğumuzda) derinleştikçe her safhada bir başka tür “…olarak görme” makamına erişiriyoruz. bu yolda ilerledikçe suskunluk sandığımız şeyin sağırlığımız olduğunu, absürd dediğimiz şeyin de kendi şaşılığımızın bir yansıması olduğunu farkediyoruz.

    bir not düşmek istiyorum: yazıda sık sık çeşitli alıntılarla asıl görenin “akıl” olduğu söyleniyor. belki mehmet daha iyi açıklayacaktır ama ben bu “akıl”dan rasyonalistlerin anladığı aklı anlamıyorum. tradisyonel akımın önemli isimleri aklı iki farklı şekilde ayırırlar (aslında islam düşünürleri ve mutasavvıfları ve doğu hikmet geleneklerinin büyük isimleri de aynı ayrımı yaparlar, başka isimlerle)birincisi gelenekselcilerin tabiriyle “reason”a karşılık gelir;ki bu analitik ve bence sınırlı olan akıldır. aydınlanma sonrası batının üzerinde önemle durduğu ve bunun “cılık”ını yaptığı da bu “reason” olan analitik akıldır. ancak mehmet’in bahsettiğini sandığım akıl, reason değil gelenekselcilerin “intellect” dediği guenon’un “entelektüel sezgi” dediği şey olmalı. ya da kimi mutasavvufların tabiriyle “akleden kalp”…

    bu yazıların çok değerli mehmet. bütün o politik kavga döğüş içinde bir vaha gibi geliyor bana bu tür yazılar. zira sağırlığın da, absürdlüğün de üzerinde perde olup hakikatle ilişki kurmamızı engelleyen perdeler haline gelebiliyor günlük politik kavgalarımız. o yüzden bu tür yazılara ihtiyacımız var hepimizin.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin