RSS Feed for This Post

Ben Neden Buradaym Waldo?

Sözler vardır,söz olsun için söylenen.Sözler vardır,kendi için söylenen.Sözler vardır,herkes için söylenen.Sözler vardır,söz gibi söylenen,öz gibi kükreyen.Sözler vardır,vura vura söylenen sözden gürleyen,sözden inleten.
İnsanlar vardır,kendi içinde kendi için var olan.Yalnızca ‘ben’,yalnızca ‘ben’…İnsan vardır,kendi için var eden,kendi için kendi var eden.İnsan vardır,kendi için ‘yok’ eden kendi dışında kendi için ‘yok’ eden.Yalnızca ‘ben’,yalnızca ‘ben’.İnsan vardır,herkes için kendince ‘var’ eden,herkes için ‘var’ eden.Yalnızca ‘biz’,yalnızca ‘biz’.
İnsan vardır,söz ile birleşen.Söz vardır,insan için birleşen.İnsanlığını ve sözlerini ‘bir’ eden,insandan insan da vardır.İnsan vardır,sözü kul eden,söz ile kul eden,söz için kul edilen.İnsan vardır.
Sokrates vardır,insan için ölüme giden.
Gandhi vardır,yalnızca ‘ben’ demeyen.Ben’liğini biz’ler için hiç eden.Sınırlardan sınırsız geçen,Güney Afrika hükümetinin sınırlarını sınırsız biz’liği ilen geçen.Yığınları sınırsız alanlara kavuşturmak için sınırlı hapishanelere giren.Gandhi vardır,bir Gandhi…İngiliz Hükümetini bir avuç tuz ile bir avuç insan için ‘hiç’ eden.Bir Gandhi vardır,yalnızca ‘biz’,yalnızca ‘biz’…Bir Gandhi vardır,bir deri bir kemik edinceye kadar,yalnızca ‘biz’,yalnızca ‘biz’…
Danimarka Halkı vardır,yalnızca biz değil,yalnızca hepimiz diyen.Yahudileri seçip ayırt etmek isteyen Nazileri dize getiren bir Danimarka Halkı.Yahudiler için biçilmiş,sırtı damgalı giysiyi kendi içen biçen,’hepimiz Yahudiyiz’ diyebilen bir Danimarka Halkı vardır,sözü en iyi söyleyen.Hasta denilen hükümdarlarını kurtarmanın yolunu ülkeyi sarsacak kadar ‘çiçek’ göndererek bulan.İnsan için insanlığından var olan.
Thoreau vardır,vicdanına sığmadığı için savaş ganimetine kullanılacağı için vergi ödemeyen.Sınırların dışındaki insanlar için sınırların olduğu hapishaneye kendini hapseden.Bir Waldo’da vardır,dünyanın Waldosu.Gelip o hapishaneye ‘sen burada ne arıyorsun Thoreau’ diyen.Bir Thoreau vardır,’sen neden burada değilsin Waldo’ diyen.İnsan için insanlığından var olan.
Bir Martin Luther King,vardır.Yine insan için insanlığından,öz için sözünden var olan…
********************
Bahsi geçen isimlerin hepsi ‘sivil itaatsizlik’ kavramının oluşumunda,gelişiminde katkıda bulunan ‘mevcut kanunun yeterli olmadığı zamanlar da ya da insancıl olmadığı zamanlarda kendilerine,nefsen insanlıklarına rağmen kendi vicdanlarının kanunlarını tercih eden’ insanlardır.En kutsal yolun yolcusu,zor tercihlerin insanları.Onlar var olmalarının mümkünatını ancak ve ancak diğer insanların varlığına bağlarlar.Ezilen,sömürülen,hakları ihlal edilen insanların hakları için kendi haklarından vazgeçer bunu yaparken de yine en kutsal tercih ile üçüncü şahıslara zarar verme(me) tercihi ile yaparlar.
Bir de ‘içsel itaatsizlik’ vardır.Dahili olduğunuz bütünün yöntemleri,terchileri vicdanınızı sızlatırsa onlara karşı giriştiğiniz,yanlış anlaşılıp bütün dışına itilmenizin pek mümkün olduğu bu tercihte ne yaparsanız yapın ‘ben yapmak için söylüyorum,yıkmak için değil’ samimiyetinizi anlatamazsınız.Bu guruplar içinde ‘yalnız’ kalmak,kalabalıklar içinde yalnız kalmaktan çok daha zordur.Bu topluluğun içinizi sızlatan tercihleri ve yöntemlerine pek söz ile de cevap veremezsiniz.Zira onların bu tutumu söz ile cevap verebileceğiniz sözsel bir eylem değil de daha çok içiniz yana yana hissedebileceğiniz bir hÂldir.O hÂlin karşısında siz bir hal olursunuz.Söz söylemek şöyle dursun en ufak ima hakkınız dahi olmadığı gurubun yöntemleri,kuralsız kuralları,üslubu,gidişatı,halleri,halden hale geçişleri sizi tüketir,tüketir.Giriştiğiniz herhangi bir ‘içsel itaatsizlik’ yöntemi anında sonuç verir.Ama bu sonuç beklediğiniz sonuç değildir.Sizi tam da ‘itaatsizlik’ ettiğiniz yöntem ile vurular.Sonuç tam ters istikamete düşer.
Dahili olduğunuz bu bütün öyle bir bütündür ki.Tek olarak sizi kapsamayacağı gibi siz olmadan da bütünü oluşturamaz.Sonu olmayan bir yolculukta birlikte yürümek zorunda olduğunuz bu bütün ile ilişkiniz birbirinden asla ve asla kopmayacak,kopamayacak birbirine sıkıca bağlı bir sistematiğe bağlıdır.Bir(tek) olmak mümkün değilse,bir(bütün) olunmalı gibi kuralsız kuralları olan bu bütünden kopacak her parça(birey),kendi içinde kendi insanlığıdan var olmak için kendi içinde kendinden olanlar tarafından yok edilir.
Bir gün insan olmaya,’vicdanınız’ en yüksek tondan söz söylemeye gücünüz yeterse o gün o bütün içerisinde her yazıda,her kitapta,her tepkide,çoğu kez görmezden gelen tepkisizlikte size ses çıkartmadan bağıra bağıra ‘sen burada ne arıyorsun’ diyenlerin,halleri ‘vicdanınızı’ iki taş arasında öğütmeye başlarsa onlara dönün ve tüm insanca sözlerinizle ‘sen neden burada değilsin’ deyin ve daha tek soluk cümleniz arasına girmeden ekleyin,’bu yol birlik(bütünlük) yolu ise ve sen,siz yanımda değilseniz ben burada ne arıyorum’deyin.
Söz vardır,Sözler vardır,söz gibi söylenen,öz gibi kükreyen.Sözler vardır,vura vura söylenen sözden gürleyen,sözden inleten,özden söyleten.
 
 
” Ey bürünüp örtünen,Kalk (ve) bundan böyle uyar,Rabbini tekbir et ”Müddesir/1,2,3
 
”Oku,Yaratan Rabbin adıyla oku,Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir”Alak/1,2,3
 
”Sarıp-örttüğü zaman geceye andolsun,Parıldayıp-aydınlandığı zaman gündüze,Erkeği ve dişiyi yaratana,Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça) darmadağınıktır.”Leyl/1,2,3,4
 
”Asra andolsun;Gerçekten insan, ziyandadır.Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka.”Asr/1,2,3
ALLAH’ın sözü doğrudur.

Trackback URL

  1. 2 Yorum

  2. Yazan:MehmetAtabey Tarih: Haz 13, 2009 | Reply

    Syn.Cemile Bayraktar,
    bu okuduğum üçüncü yazınız cesurca müslüman kimliğinizle yazmanız takdire şayan.Başka bir yerde yazıyormusunuz,okumak isterim.Benim hanım yazarların öngörülerine itimadım vardır.Sivil itaatsizlikten başlayıp konuyu dindarların ilgisizliğine getirişinizi zekice buldum.İçsel itaatsizlik maalesef hepimiz yaşıyoruz.Bu sadece dindarların sorunu değil.İrkilip kendimize gelmemiz lazım.Her görüş sahip olduğunu korumak için fazladan emek vermeli.Orada yanlız değilsiniz bayan Thoreau 🙂

  3. Yazan:cemile bayraktar Tarih: Haz 13, 2009 | Reply

    Syn.Mehmet Atabey,

    hiç varolmamış bir kişilik hatta erkek olmadığı halde erkek niki kullanan bir bayan olarak sıradan bir yazıya olağanüstüymüş gibi yorum yapmanıza hiç gerek yoktu bayan Thoreau sizi tanıyor ve bu ucuz jestlerin ağırlığından sayenizde nasipleniyor o nedenle lütfen bir daha yaptığınız şeyi yapıp bayan Thoreau’yu zan altında bırakıp,itham edilmesine sebebiyet vermeyin.Dürüst ağır eleştirileri,dürüst olmayan övgülere bin kez yeğlerim.Nerde ne zaman nasıl yazdığımı oldukça iyi biliyor olmalısınız,çünkü yayımlanmadan okuyanlardan birisiniz,sormanıza ne hacet vardı.Bugün bunu anladım,yalnızmışız,yalın…Hakkımı helal ediyorum zira ‘insan ziyan içindedir’.Hakkımı helal ediyorum zira ‘bizim çabalarımız boş ve darmadanıktır’.selametle

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin