RSS Feed for This Post

Kemalizm’in Tasfiyesi

Faruk Saim Akhan

Bir ülkenin demokratikleşmesi, o ülkede siyasetçilerin hesap verebilirliği ve halkın hesap sorabilirliği ile paralel bir süreçtir. Yani halk ne kadar hesap sorabiliyorsa demokrasi o kadar gelişmiştir diyebiliriz. Dolayısıyla, mevcut demokrasimizde hesap sorma hakkımız ortalama 3,5 senede bir kez oy pusulasına EVET mührünü basmaktan ibaret olduğundan demokratikleşme sürecimizin pek sağlıklı ya da olması gereken aşamada olduğunu söyleyemeyiz.

Demokratikleşmenin önündeki en büyük engel statükodur. T.C.’nde statükonun kökleri Kemalist kurucu kadroya dayanmaktadır. Tek parti diktasında bürokratik oligarşinin yönetim üzerindeki etkisi Kemalizm’in statükoyu aşıp devlet yönetiminin her kademesine nüfuz etmesini sağlamıştır. Devletin tüm karar verme mekanizmalarına nüfuz eden Kemalizm, demokratikleşme sürecinde, rejimin muhtelif yerlerindeki nüans noktalarında demokratik anlayışın bulunması gereken noktaları işgal ettiğinden sürecin belli dönemlerde tıkanması söz konusu olmuştur.

Gerek bürokratik oligarşinin yönetimi altında, Cumhuriyet, Laiklik gibi kavramların içlerinin doldurulup halka sunulması; gerekse Kemalizm’in tabu(ya da put)laştırılması demokrasi mücadelesini bürokratik keyfiyetle yasa(k)-dışı kılabilmiştir. Yani biri çıkıp ifade özgürlüğüne güvenerek Kemalizm’i eleştirmeye kalksa karşısında Demokratik bir kurum değil, bizzat kendisini Kemalizm’in savunucusu ilan eden bir kurumu bulacaktır. Hatta tarafsız olması gereken bu kurum onu yargılama(cezalandırma) hakkına sahip olacaktır. Esasen ifade hakkını koruması gereken kurumlarımız demokratik hassasiyetlerin yerine Kemalist ideolojiyi odak kabul ettiklerinden Demokrasi adına değil Kemalizm adına karar vereceklerdir. Ve Kemalizm’i eleştiren kişi Cumhuriyet ve Laiklik düşmanı ilan edilebilecektir.

Kemalizm’in eleştirilemez kılınışı demokrasimizi sürekli ağır aksak bir gelişim sürecinde tutmuştur. Her radikal-demokratik öneri önce Kemalizm duvarına toslamış, öneri sahipleri vatan haini muamelesi görebilmişlerdir. Yaşanan bu süreçlere gerekli demokratik tepkinin gösterilmesi, henüz Kemalizm’in varlığını tartışamaya yeni yeni başlamışken tasfiyesinin tartışılmasının önündeki en önemli psikolojik eşiktir.

1950’ler ve sonrasındaki katı devletçilikten sapma Kemalist tepkiye neden olmuş, dindarlara verilen tavizlere(!) de tahammül edemeyen malum kesim, Atatürk heykellerini tahrip ederek-ettirerek- Atatürk’ü koruma kanununun çıkması sağlamışlar ve tartışılamaz oluşunun temellerini atmışlardır. Bu tip Kemalist reaksiyonlara demokrasi adına girişilmeyen her hak iade çabasında rastlamak mümkündür.

Son dönem başörtüsü meselesinde atanmışların göstermiş olduğu direnç mezkûr örnekle paralellik arz eder. Kıyafet özgürlüğü sağlanması durumunda laikliğin tehlikeye gireceği, dahası İran rejimini ithal etmenin ilk adımı olacağı izlenimi verilmektedir. Oysa asıl neden Kemalizm’in katı yasaklama anlayışıyla halkın tüm kesimleri üzerinde kurduğu baskı mekanizmasından taviz verilmesi durumunda varlığının, hatta tasfiyesinin tartışılabilecek olmasıdır. Sonuçta halkın bir tercihi sonucu muktedir olmayan bu ideoloji, halkın desteğinden mahrum olduğundan tartışılabilir olduğunda devletin kademelerinde tutunamayacaktır. Yeter ki tartışılabilir olsun. Kemalist odakların darbeler, muhtıralar ve bildirilerle yapmaya çalıştığı şey bunun olmasına engel olmaktır.

Sonuç olarak demokratikleşme sürecinin sağlıklı ve kesintisiz yürümesi isteniyorsa, öncelikle bunun önündeki en büyük engel olan Kemalizm’in varlığı ve tasfiyesinin tartışılması gerekmektedir. Demokrasinin bir gereği olan bu tartışma, Türkiye’nin demokrasi sürecin miladı olabilecektir.

Kemalist Demokrasi Olur mu?

Statükonun sadık bekçileri

Trackback URL

  1. 25 Yorum

  2. Yazan:kemal Tarih: May 2, 2009 | Reply

    sağlıklı toplum için cemaatleri, islamı kalkan olarak kullanan siyasal islamcıları, kaygan zeminde fikir üreten liberal faşitleri tasviye etmek gerektiğini düşünüyorum.

  3. Yazan:sevim Tarih: May 2, 2009 | Reply

    Liberal faşist?
    Nasıl bir tanımsa artık.
    Kemalizm’in de tartışılıp bir tabu olmaktan çıkarılmasını isteyenler kasdedilmiş olmalı.

    Yani bu ülkede resmi söylemin ve alışageldiğimiz paradigmaların dışına çıkıldığında bunun adı faşizm oluyor.

    Demekki insanların faşistlikle suçlanmaması için susmaları ve özgür düşünme hakkından vazgeçmeleri gerekiyormuş.

    Peki,düşünce ve ifade özgürlüğüne duyulan tahammülsüzlüğün tanımı nedir acaba?Birilerini ucuz yoldan “faşist”diye yaftalamak asla doğru değil ama,acaba illede birilerine faşist demek gerekiyorsa bunu kimler hakediyor yorumcuların takdirine bırakıyorum.
    Yani önce bir aynaya bakılsa hiç fena olmayacak.

  4. Yazan:Mustafa ŞAHİN Tarih: May 2, 2009 | Reply

    Şahsımca bu tür yazıları ilginç ve dikkat çekme amaçlı buluyorum ve böyle yazıların neyi eleştirmeye çalıştığını da anlamıyorum.Anlayamamam benim cehaletimden mi kaynaklanıyor yoksa artık yazı-yorum son modasının Kemalizmi yerden yere vurmak olduğu için yazılmak için yazıldığından mı kaynaklanıyor bilmiyorum kendimi de sorguluyorum.Tabi ki herkesin demokrasiyi olsun Kemalizmi olsun eleştirme hakkı vardır bu benim de hakkımdır.Ancak eleştiri niçin vardır?Bence eleştiri oluşmuş yapının onarılması ve eksik yönlerinin ortaya çıkarılması için vardır.Kemalizmi hepimiz biliyoruz şahsımca tasfiyesinin de pek mümkün olduğunu da sanmıyorum.Kemalizmi CHP,Ergenekon yada bu kurum yada kişilerden ortaya çıkmışcasına eleştirmekte aslında eleştirinin Kemalizme değil Kemalizmi kendisine kalkan yapanlara olduğu anlaşılmaktadır.Bu yazıların yanlış anlaşılmasıda bunun farkına varamamak yada belirtememektir.Biz her hangi bir akımı veya ideolojiyi kişileri,kurumları öne sürerek eleştiremeyiz ancak bu kişi yada kurumları bunu yanlış uyguladıkları için eleştirebiliriz.Örneğin hiç birimiz komünizmi Stalin’i öne atarak eleştiremeyiz,bu amaçsız ve kaynağı şahıs olan bir eleştiri olmaktan öteye geçemez.Sonuçta suçlu Kemalizm değil kim olduğunu da hepimiz biliyoruz.

  5. Yazan:herackles Tarih: May 2, 2009 | Reply

    >>>”Demokratikleşmenin önündeki en büyük engel statükodur. T.C.’nde statükonun kökleri Kemalist kurucu kadroya dayanmaktadır.”

    Kendi agzinizla, hesap sorabilmekten bahsetmissiniz! Allah askina, CHP cok partili donemden sonra kac sene iktidarda kaldi? Yazin da artik hic mi vicdan yok, bu kadar da olmaz dedirtiyorsunuz!

    CHP’nin basindaki “memur zihniyetli” insanlar bir ayrilsa da siz de rahatlasaniz, biz de rahatlasak! Ne belaymis bu CHP! Ne dertmis bu CHP! Turkiye’nin ekonomisinden sosyal yapisina kadar her seyi “kufre” yonlendiren ciyanin basi bunlarmis demek! Adamlar yaklasik olarak son 30 senedir muhalefetteler, ulke ekonomisi hayatinda kisacak Erbakan hukumeti kadar iyi baska hukumet gormemis ama her bela CHP’den geliyor! Hay masallah!

    Neyse, Allah yardim edecek insallah size!

    Not: “siz” kelimesi yazari tanimadigim icin aramizdaki mesafeyi korumak adina kullanilmistir, derindusunce.org’taki diger yazarlari icine alan cogul bir kullanim degildir.

  6. Yazan:hidayet Tarih: May 2, 2009 | Reply

    kemalizm = herşeyi BEN bilirim ulann!!!

  7. Yazan:Furkan Tarih: May 2, 2009 | Reply

    Ey CHP’nin 30 senedir muhalefette olduğunu zanneden gafiller, ya kötü niyetlisiniz ya da gerçekten gafilsiniz. Bu ülkeyi 1923’ten beri CHP zihniyeti yönetir, anayasa değişikliklerinin iptal edilmesi mi dersin, bu ülkede bizim onaylamadığımız hiç bir şey olmaz türündeki demeçleri mi dersin, başbakan asmaları mı dersin, o kadar çok örnek var ki hangisini sayayım. Ondan sonra çıkıp CHP 30 yıldır muhalefetteymiş. yok ya, bizde buna inandık. CHP meğersem hiç söz sahibi değilmiş bu ülkede. (CHP = ordu = bürokrasi = yargı = yök hepsi eşittir CHP zihniyeti) Biraz kafanızı kullanın yahu, biraz vicdanlı olun, gözümüzün içine bakarak yalan söylemeyin. Cahilseniz de gidip kitap okuyun, burada bir şeyler biliyormuş gibi yazılar yazmayın.

  8. Yazan:herackles Tarih: May 3, 2009 | Reply

    Ne guzel, birbirimize sovmenin yeni adresi derindusunce.org olmus.

    Kitap okuyan Furkan Bey! Adam asma? Hangi adam asmaymis o son 30 senedir? Tersten ipe asilan PKK’lilar mi yoksa 80’de coplarin farkli kullanim alanlarinin oldugunu gosteren radikal dinci ressam Kenan Evren mi?

    Son 30 yilin CHP’lilerini gelin birlikte gorelim:

    Bulent Uslu
    Turgut Ozal
    Turgut Ozal
    Yildirim Akbulut
    Mesut Yilmaz
    Suleyman Demirel
    Mesut Yilmaz
    Tansu Ciller
    Tansu Ciller
    Tansu Ciller
    .vb diye gidiyor. Parmaklarinizi biraz daha kullanirsaniz devamini da ogrenirsiniz.

    Demek ulkeyi CHP bunlarin uzerinden yonetiyormus da bizim haberimiz yokmus!
    Aydinlattiniz bizi o engin bilgilerinizle, sagolun varolun!

  9. Yazan:Mustafa ŞAHİN Tarih: May 3, 2009 | Reply

    Bence de burada birşeyler biliyormuşcasına satırlar dökmemek gerekir.Eleştirileri bu kadar şiddet ve sertçe karşılamaksa galiba AKP zihniyenin tipik örneği olsa gerek.Aklıma başbakanın çifçisine dediği ‘ananı da al da git!’ lafı geldi birden.Yoksa Demokrasiye özlem duyan biri eleştiriye açıktır.Ama buraya bakınca demokrasi artık incil gibi kişiden kişiye geçtikçe tanım değiştirmiş.Özellikle de anti-Kemalistlere bakınca halkla karşın halka rağmen neyin özlemi içinde olduklarını anlayabiliyorum.Her saltanat yıkılışında böyle son çırpınışlar gayet doğaldır.Demokrasiden uzaklaştığımız bu son yıllarda (yada kimilerine göre Demokrasiye yaklaştığımız mı desek bilmiyorum) Kemalizmin tasfiyesini isteyen teokrasi-demokrasicilerinin gözlerinin içlerindeki parıltıyı görür gibiyiz.Nedense umutsuz vaka demekten öteye geçemiyorum.Bu ülkede Demokrasinin yapı taşını Mustafa Kemal ve yol arkadaşları oluşturmuşsa Kemalizmin tasfiyesiyi umutla bekleyenleri halkın takdirine bırakıyorum.

    NOT:Eleştirinin Kemalizme değil CHP zihniyetine yapıldığını yazarın eleştirilere şiddetli cavabından anlıyoruz.

  10. Yazan:ali duman Tarih: May 3, 2009 | Reply

    Kuyrukçu CHP’nin kuyrukçuları, Türkiye Cumhuriyeti’ni bir “parti cumhuriyeti” olarak görmekteki ısrarınız üzerine kurulu paradigma iflas etti. bu paradigmayı ayakta tutabilmek için sayısız komplo teorileri, katliamlar, sayısız darbeler yapıldı, tutmadı, tutmayacakta, nafile.

    Türkiye halkları daha ilk özgür seçimlerde chp zihniyetini tasfiye etmesine rağmen, hukuksuz 27 mayıs, 12 mart, 12 eylül faşist darbeleri ile Türkiye halklarının özgür iradesi geçersiz kılınmıştır. Soğuk savaşın sona ermesi hukuksuz ve faşist darbelerin devrini kapatmıştır, post-modern darbelerin gücü ise, halkın iradesini yenmeye yetmemektedir.

    85 yıl boyunca “zinde güçler” sayesinde kesintisiz iktidarını sürdüren Kemalist zihniyet, kendi dar düşünce sistemi dışında kalan tüm partileri kapatarak, Türkiye’yi bir parti mezarlığı haline getirmiştir.
    işte bu çözümsüz ve verimsiz paradigmanın bir ürünü olan Demirel, iktidarda kaldığı yaklaşık 40 yıl boyunca Türkiye’ye değil, bu vesayetçi zihniyete hizmet ettiği için ülke bir arpa boyu yol katedememiş, ancak vesayetçi sistemin sahipleri dünya zenginleri top listesinde yerlerini alırken, dünyanın en zengin generallerinin de Türkiye’den olması darbelerin bir sonucudur.

    Kemalist zihniyet kendi düşnce sistem idışıda kalan hiç bir partiye yaşama şansı tanımamıştır, bu kadar parti kapatılmış bir başka ülke yok, kapatılan tüm partilerin tek bir ortak yanı var o da “kemalist” olmayışları.

    CHP, İTC’nin ardılıdır, İTC; orduyu siyasallaştırarak ve gereksiz şekilde I.Dünya savaşına katılarak, Osmanlının yıkılmasının ana müsebbibidir.

    İTC ardılı CHP’nin iktidarı mı? ülkenin başına gelebilecek en büyük felakettir ki, bu asla mümkün olmayacaktır, işin en iç acıcı yanı da bu gerçektir.

    Darbeci ve komitacı geleneğin kurucusu olan ITC’nin devamı olan CHP’nin lideri en son yaptığı grup konuşmasında “bu işler çiçek göndermekle olmuyor”, bu işler “bu işler sempati demeçleri ile olmuyor” mealinde sözler ile T.Saylan’a çiçek götüren paşa ile basın açıklaması yapan gnkur bşk.nı yetersiz bularak açıkca DARBEYE çağırıyor, işte böyle bir partidir chp. bu günlerde 12 eylül faşist darbesinin yaptığı anayasayı canpare şeklinde savunuyor olması da cabası (bozuk sicili say say bitmez alimallah)

  11. Yazan:eg Tarih: May 3, 2009 | Reply

    kemalist arkadaşlar teyakkuza geçmişler. ancak teyakkuza geçecek birşey yok. kemalizm, bu ülkede kuşatıcı bir ideoloji olduğu için; kuşatıcılığının koruyucu nüvesi militarizm olduğu için; kuşatıcı olduğu için aynı zamanda bütün ideolojilerin (ve siyasi hareketlerin) kendilerini ona bakarak hizalandırmak zorunda hissettikleri bir demokles kılıcı işlevi gördüğü için; hangi parti yönetirse yönetsin yandaşlarına “bu ülkede bizim istemediğimiz hiçbir şey yapılamaz” dedirttiği için ve bunu sayısını bile unuttuğum darbelerle cidden de gösterdiği için, tasfiye edilmelidir, ki bu ülkede gerçek bir demokrasi yaşatılabilsin.

  12. Yazan:eg Tarih: May 3, 2009 | Reply

    bir ek daha;
    elbette kemalizm siyasi hareketler içinde bir hareket olarak demokrasi içinde kendisine destek aramak ve o destek nispetinde temsilci ile temsil edilmek konusunda hakka sahiptir. tasfiye edilmesi gereken şey benim bir önceki yorumumda söylediğim zihniyettir. o zihniyet kendinde kuşatıcılık (ve bundan kaynaklanan darbecilik) vehmetmediği(ya da bu görüşünü değiştirip gerçek bir demokrasiye entegre olabilecek bir zihniyet değişimi yaşadığı takdirde) sürece zaten hak ettiği kadar ilgi görecek ve o ilgi nispetinde mecliste ve diğer demokratik kurumlarda yer bulacaktır. ancak bugünkü haliyle mesela herhangi bir anayasa değişikliğinin bile ülkenin işgal edildiği vehmiyle karşılık gördüğü ve bütün anti-demokratik reflekslerin harekete geçirildiği bir kemalizm zaten bütün diktatöryal ideolojiler gibi değişmeye ya da tasfiye olmaya mahkumdur.

  13. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: May 3, 2009 | Reply

    Sn.Mustafa Şahin,

    Kutuplar üzerinden tartışma maalesef hayatımızın bir parçası oldu.Bilmiyorum AKP’li,CHP’li şeklinde doğrudan partizanlıkla suçlanmamak;Kemalist,İslamcı ya da Kürtçü olarak algılanmamak için nasıl bir yol izlemeli.

    Velhasıl,bir şekilde insanın fikrini belirtmesi böylesi önyargılara neden oluyor.

    Kemalizm tartışılabilir mi?Elbette tartışılmalı.Bunun yanında “sol”da tartışılmalı,liberalizm de,islami akımlar da.

    Fakat tasfiye dendiği zaman ister istemez olumsuz bir reaksiyon oluşuyor.Zira demokrasi tanımı gereği her görüş ve ideolojinin özgürce ifade edilmesi ve gerekirse eleştirilmesi demektir.Bana göre bir görüşün eleştirilmesini talep etmekle bunun tasfiye edilmesini istemek farklı şeylerdir.
    Bu bağlamda yazarın kullandığı “tasfiye”belirlemesi bana göre doğru bir tanım değil ve yanlış anlaşılmalara sebiyet vermeye açıktır.Zira tasfiye etmek demek,sözkonusu siyasi ideoloji veya akımın eleştirilip tartışmaktan ziyade o fikri akımın ortadan kaldırılması gerektiği ima etmek anlamına geliyor.Ki bu da demokrasiyle bağdaşan bir eğilim değil bana göre.

    Zira son günlerde cemaatler ve misyonerlik faaliyetleri üzerine gündemi meşgul eden bir tartışma var.Bana sorarsanız,ne cemaatleşme,ne misyonerlik faaliyetleri ne de her hangi bir siyasi veya felsefi düşünce yasaklanmamalı.Dolayısya toplum için ciddi bir tehdit oluşturmadığı ve silah ve şiddete başvurulmadığı sürece her türlü inanç,felsefe ve düşünceye izin verilmeli,bu tür sivil örgütlenmelerin önünde bir engel bulunmamalı.

    Ancak böyle bir demokratik tartışma kültürüne henüz sahip olmadığımız için maalesef bizim gibi düşünmeyenleri “tasfiye etmek”gibi kestirmeden bir çözüm yolunu benimsiyoruz.

    Tabii naçizane eleştirim sadece yazının yazarına değil.Yorumlardan da anlaşılacağı üzere aynı tepki ve engelleme farklı yerlerden de gelmektedir.

    Örneğin ilk yorumda,kendisinden farklı düşünenleri “liberal faşist”likle suçlamış bir katılımcı.Bu kesinlikle doğru bir yaklaşım değil.Bakın,yazının neresine katılmadığı yönünde hiçbir antitez getirme zahmetinde bulunmadan sadece hakaretvari bir itham var.Demek ki bu kadar basit ve kolay.
    Şimdi izninizle sorayım(yanlış anlaşılmasın siz bu tarz tartışmayı tasvip etmediğiniz için sorumu yöneltiyorum)kendisine sen “liberal faşistsin” şeklinde yorum adı altında suçlama getiren herhangi birine siz yazarın yerinde olsaydınız nasıl bir tepki verirdiniz?

    Evet,bana göre de yazarın yaklaşımı daha esnek olmalıydı.Ama biraz da gerçekleri görmek lazım.Sonuçta hepimiz insanız.Bir şekilde etki-tepki dediğimiz kısır döngünün bir parçası oluyoruz.Ve sanırım bu hepimiz için geçerli…Düzey ve üslubu eleştireceksek burada fark gözetmeksizin daha demokratik ve medeni bir tartışma talep edebilmeliyiz.

  14. Yazan:mehmet Tarih: May 4, 2009 | Reply

    ***”Kemalizm”,”Atatürkçülük” = ??????

    ***”Kemalist”,”Atatürkçü” = Bin sayfa bile yazarım tarihçesinden başlayarak.

    ***Kemalizmin bana göre en kapsamlı tanımı olsa olsa ”kendine kemalist diyenlerin belirli yer ve zamanda sahip oldukları ; her duruma ve karşıt fikre göre uyarlanabilen dünya görüşü” olabilir.****Yani kemalizmin bir ideoloji-sistem olarak tartışılması mümkün değildir zira içeriği ve esasları belirsizdir.Kemalizm bir kemalist ne diyorsa odur.

  15. Yazan:ali duman Tarih: May 4, 2009 | Reply

    Sn. Mehmet bey,

    az ve öz olarak Kemalizm’i çok iyi tariflemişsiniz.

    Kemalizm, bilinçli olarak içi doldurulmamıştır,
    zira Kemalizm esnek bir yol izleyebilmek, dilediği yöne evrilebilmek için bilinçli olarak çizgilerini belirlememiş, cari duruma göre yani askerlerin deyisi ile “durumdan vazife çıkarmaya” teşne bir düşünce sistem olarak kurgulanmıştır.

    “her Türk’ün asker doğduğu” yerde, “durumdan vazife çıkarma” şeklinde kurgulanma, eşyanın tabiatına uygundur.

    Kemalizm; sosyalizm-kapitalizm çelişkisi arasında tampon ülke ve bir dolgu malzemesi işlevine soyunmuş, iki kutuplu dünyada bu tarz bir siyasetle kendine bir fayda çıkarma niyetini belli etmiş, (ki bu durum İnönü’nün ABD’ye karşı yapmaya çalıştığı, başarı şansı olmayan “yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır” santajlarıyla sabittir)

    tampon ülke siyaseti; 1921 yılında SSCB ve o dönemin süper gücü olan İngiltere arasında imzalanan ve bu antlaşma gereği, her iki ülke çıkar bölgeleri arasında “tampon” bölge ilan edilen Türkiye’nin (Kemalizmin), “tampon” olmaktan kendine fayda icat edebilmeye matuf bir tarz üzerinden şekillenen siyaseti, bu siyaset temelindeki cari uygulamalar ile bugüne gelinmiş, soğuk savaşın kapattığı defolu yanlar, soğuk savaşın bitmesi ile orta yere kesif bir şekilde saçılmıştır. gemicilikte güzel bir deyiş vardır; “eğri gemi doğru sefer yapmaz” diye, çok kaptanlar geldi gitti, ancak eğri gemi bir türlü doğru sefer yapamadı, doğru bir rota tutturamadı.

    Kemalizm, formel bir düşünce sistemi olmadığı/olamadığı için her Kemalistin, kendi nevi şahsına munhasır bir “Kemalizmi” vardır, ancak ne var ki hepsinin ezberi ve sloganı aynıdır. zira bu ezber aynı zamanda resmi ideolojinin de ezberidir.

    seçim sonuçları haritasından anlaşılacağı üzere ülkenin en eğitim/öğretimli kesimini oluşturan Kemalistlerin, “çoğulcu ve katılımcı demokrasi”, “hukukun üstünlüğü”, “kişi hak ve özgürlükleri”, “insan hakları” gibi demokrasinin olmazsa olmazlarının Kemalist ilkeler arasında bulunmayışını göremeyecek denli kör oluşları, statükoculuğa ve doğmatikliğe işarettir. bu durumu anlayabilmek “bu denli cehalet ancak tahsille mümkün olabilirdi” ile anlatılacak bir gerçeklilik olsa gerek.

  16. Yazan:mehmet Tarih: May 6, 2009 | Reply

    sn.Ali Bey

    http://www.derindusunce.org/2009/04/11/kemalist-demokrasi-olur-mu/

    Mutlaka okumuşsunuzdur. Başlık yazarın kendisinin de belirttiği üzere aslında konu içeriğine uygun değildir ve KEMALİZMİN ne olduğuna dair en belirleyici yazılardan biridir.(kemalizm bundan ibarettir diye düşünsemde böyle bir iddiam yok tabi)

    >>İZM’LER İDRAKİMİZE GİYDİRİLMİŞ DELİ GÖMLEKLERİDİR>> C.meriç

    ***TAVSİYE Kitap–BU ÜLKE Yazar: Cemil MERİÇ
    Konu herhangi bir izm de değil kemalizm de değil.

  17. Yazan:Mustafa Şahin Tarih: May 7, 2009 | Reply

    Sn. Aziz Yılmaz
    Tartışama üslubumumuz henüz demokratik bir ülkeye ulaşamamamızın nedeninide ortaya koyuyor aslında.

    Kemalizmin tasfiyesini benimseyip isteyen arkadaşlarıma şahsımca eleştirilerimi yönelttim.Kemalizmin tasfiyesine katılmam mümkün değildir.Bu hayal aleminde uçup gerçekleri görmemezlik olur.Ancak kemalizmin eleştirilemez olduğunuda kastetmiyorum.Kemalizmin şuanki temsilcilerini(temsilcilerimi desek sömürücüleri mi siz karar verin) göz önüne alarak Kemalizmin tasfiyesini tezini ortaya atmak tamamen anti-demokratik yaklaşımdır.Eğer herşeyi halka dayandırıyorsak ve kararına saygı duyuyorsak bunu bizim değil halkın kararına bırakmak gerekir.Bu konuda son sözüm Kemalizmin yarıda kalmış devriminin ve şuanki ortam koşulları içerisinde seçimi göz önüne alarak işine geldiği zaman cunta yeşili,işine geldiği zaman da islam yeşili olan yapılardan arındırmak gerekmektedir.Bu da Kemalizmin tasfiyesiyle değil.Kemalizmin artık sosyalizmle buluşmasıyla oluşabilir.

  18. Yazan:HİDAYET DEMİR Tarih: Kas 10, 2009 | Reply

    “La Turquie Kemalist” yani “kemalist Türkiyee..” – asrı saadette kemalist Turkiye reklamları için -devlet parası ile basılmış kitapçıkların adı.. uzun yıllar kemalist Türkiyenin ekonomik başarıları istatistik yalanları ile desteklenirken “Türkiyenin MISIR üretimi” diye bir başlık vardı..ingilizceye ” EGYPT production of kemalist Turkey ” diye çevirmişler.. işte “herşeyi BEN bilirim ulann” diyen kemalistlerin eni x boyu bu kadarcıkk..
    ingilizce bilmeyenlere: (gıda için,yenilen veya yem yapılan mısır-CORN )
    EGYPT: MISIR ARAP CUMHURİYETİ…

  19. Yazan:Mustafa Akbaş Tarih: Kas 11, 2009 | Reply

    Jakoben Kemalist rejim 80 senedir ülkemizi verimsiz Devrimleriyle mesgul etmekte. Kemalizm ülkemzi hic bir yenilik getirmemistir. Kuvvetini hür iradeden almayan hic bir rejim muvaffak olamaz.Kemalistlerin *Ben bilirim* baski rejimi milyonlarca Türkiye vatandasini yurtdisinda calismaya muhtac etmistir.

  20. Yazan:ezber bozan Tarih: Kas 29, 2009 | Reply

    Aslinda ben en cok hazirlanan CHP amblemini zihin kiskirtici buldum. Hatta izninizle yarali parmaga biraz da ben isiyeyim diyorum, buyrun bu da benden:

    De ki: O’na şirk mi koşuyorsunuz? Halbuki O sizin devletinizi yarattı. O olmasaydı siz hala türküm diyebilecek miydiniz? Şüphesiz siz nankörlersiniz.

  21. Yazan:ezber bozan Tarih: Kas 29, 2009 | Reply

    Dedim ya cok zihin kiskirticiydi diye, bilmiyorum ilginizi ceker mi ama bunu da az once hazirladim…

    http://img267.imageshack.us/img267/4144/6ok.jpg

    http://i50.tinypic.com/2jbjdkg.jpg

  22. Yazan:Yavuz Dervis Tarih: Kas 30, 2009 | Reply

    CHP=GIZLILIK=DERIN DEVLET=CEHALET=KARGASA=FITNE-FESAT=IFTIRA=STATUKO=YONETMEK

  23. Yazan:tuncay köse Tarih: Şub 12, 2010 | Reply

    yok yok kesinlikle kemalizm kaldırılmalı iran gibi olmalıyız ki atatürk devrimlerinin bazılarının bizi ne kadar ileri götürdüğünü görelim……..tarih okumayanlara sırf göstermek için…..körmeyen gözlere göstermek için….

  24. Yazan:CHP Tarih: Eyl 8, 2010 | Reply

    KEMALİZMİ YIKAMAYACAKSINIZ, CUMHURİYETİ YIKAMAYACAKSINIZ.

    __ “KOMİNİZM BİLE BİRGÜN ÇÖKER AMA CUMHURİYET YIKILMAZ”__ M.K.ATATÜRK

  25. Yazan:Mustafa Akbaş Tarih: Eyl 8, 2010 | Reply

    Kemalizmin dikik birseysi yokki. Birisi yikmaya calissin. Baykal kendini yikti, yakinda Gandi Kemal de kendini yikar. Kemalistlerin cirkin putlarinada Cinliler talip olmus. Metal üretimi icin ham madde lazimmis. En sonunda cirkin putlar bir ise yarayacak.

  26. Yazan:Hakan Erdogan Tarih: Tem 18, 2013 | Reply

    Sayın herackles: Yaptığınız liste doğru ama: Seçimi kazanmak, hükümet olmak başka şey iktidar olmak başka şey. Siz Örn. olarak Tansu Çiller’in yada rahmetli Ecevit’in iktidar olduğunu söyleyebilir misiniz. Yoksa sadece Başbakanlık yaptığını mı düşünmemiz daha doğru olur. Saygılarımla.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin