RSS Feed for This Post

TSK denetlenmezse devlet yıkılmaya hazır hale gelir

Şu an yaşadığımız meselenin önce adını koyalım… Bu ülkenin bir TSK meselesi vardır…

 Aktütün felaketi bir vesile olmuştur… Esas mesele kurumsal bir çürümüşlük meselesidir… Bu ülkede şu an TSK bağlamında sistemsizlik ve iç disiplinsizlik sahte milliyetçi bir söylemle kamufle edilmeye çalışılmaktadır…

 Evet, milliyetçilik söylemi sadece bir kamuflaj aracıdır… TSK meselesi etrafında bence yaşadığımız felsefi bir çatışma da değil… Böyle düşünmek kesinlikle yanılsama olur. Özgürlükçü ve demokrat kalemler de bence bu yanılsamadan kaçınmalı…

 Benzetmek gerekirse bu yaşadığımız, 1999’daki Kızılay, 2001 krizi sonrası bankalar ve finans sistemi hadisesine benzemektedir…

 1999’da yaşadığımız deprem sonrası bir devlet kurumu olan Kızılay’ın tamamen yozlaşıp çürüdüğünü fiilen görmüştük… Fakat o süreçte medya bu meselenin sürekli üzerinde durdu. Kurum sürekli ağır biçimde eleştirildi, denetlendi, eski defterler açıldı, birçok kişi yargılandı. Bunun üzerine Kızılay yeniden yapılanarak çok daha sağlam bir kurum haline geldi…

 Aynı şekilde 2001 krizinde hepimiz gördük ki bu ülkenin finans sistemi tamamen yozlaşmış ve çürümüştü… Bankaların içi boşaltılmış, akıl almaz bir tezgâh kurulmuş… O dönemden sonra bu ülke finans sistemini de yeniledi, sağlam ayaklar üzerine yeniden inşa etti. Denetlenme ve hesap verme sistematik hale getirildi. Bugün herkes kabul ediyor ki Türkiye’nin güçlü bir finansal sistemi var. Küresel finans krizinden en az etkilenen bankacılık sistemlerinden biri bu ülkede…

 Yani bir ülkenin kurumları çürüyebilir, yozlaşabilir, batağa saplanabilir… Böyle olması o kurumların önemini ve değerini azaltmaz… Bankalar yozlaşmışsa, finans sistemi çürümüşse bunun eleştirilmesi bankaları yıpratmak amaçlı çabalar demek değildir… Bilakis, o bankalar daha sağlam yapılar haline gelsin, o finans sistemi daha güçlü ve dayanıklı olsun istendiği için o eleştiriler yapılır… Şeffaf, hesap veren ve denetlenen bir yapı her geçen gün daha kuvvetlenir, daha sağlamlaşır…

 Denetlenmeyen kurum çürümeye mahkûmdur… Hesap vermeyen kurum yozlaşmak zorundadır… Bu bir insan için de geçerlidir… Eğer denetim ve şeffaflık yoksa çürüme ve yozlaşma olgusu istem-dışı bir olaydır… Hiç ama hiç istenmese de bu böyle cereyan eder… Aksi örneği de tarihte yoktur…

 İşte o sebeple TSK meselemiz, bu ülkeyi seven herkesin meselesidir… Bu ülkenin güçlü ve sağlam bir ordusunun olmasını isteyen herkesin meselesidir…

 TSK kendi kendini çürütüyor, zayıflatıyor!

 Açık söylüyorum… Şu anki durumun devamını isteyen bilerek ya da bilmeyerek TSK-karşıtı bir tutum içindedir… Bu ülkenin düşmanlarının tam istediği şeyi yapmaktadır… Denetlenmeyen, hesap vermeyen dolayısıyla yozluk ve çürümüşlüğe batmış bir kurumun böyle devamını istemek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin altına dinamit koymaktır…

 Bunu hangi Kemalist isteyebilir? Hangi milliyetçi isteyebilir? Hangi vatansever ve ulusalcı isteyebilir? Eğer inançlarında samimiyseler en ama en başta karşı çıkması gereken onlardır…

 İşte milliyetçi bir aydın Sedat Laçiner… Laçiner tam bir Türk milliyetçisidir… Zihniyet olarak tam bir devlet aydınıdır, Genelkurmay’ın davet ettiği, Türk devletinin kendi ideolojisinin ikmali için yetişen akademisyenlerden biridir…

 TSK denetlenmezse devlet yıkılmaya hazır hale gelir

 Laçiner’in 17 ekim tarihli Radikal’de yayınlanan makalesini okuyun… Özellikle kendine milliyetçi diyenler okusun… Çok yürekli, dürüst ve gerçekten vatansever bir makale o… Laçiner’in ideolojik yapısına ben uzağım. Fakat samimi ve hakiki bir milliyetçinin, bir Kemalistin de bugün “devletin bekası” için şeffaf ve hesap veren bir orduyu talep edeceğine eminim… Çünkü eğer TSK meselesi konuşulmazsa, bu kurumsal yeniden yapılanma için adım atılmazsa, şeffaf ve hesap verebilen bir güvenlik sistemini inşa edemezsek çok açık söylüyorum ki bu devlet bölünecektir… Bu ülke iç savaşa sürüklenecektir… Kaos ve kargaşa vatan toprağının her yanını saracaktır… Türkiye’nin düşmanları bayram edecektir…

 Siz İlker Başbuğ, bu devletin bölünmesini ve bir iç savaş çıkmasını mı istiyorsunuz? Siz Tayyip Erdoğan, bu ülkenin düşmanlarının bayram etmesini ve muhtemel bir kargaşa ortamında da derdest edilmeyi mi istiyorsunuz? Siz nasıl bir sivil hükümetin başısınız? Her ikiniz için de kendi iktidarlarınızı korumak, bu ülkenin geleceğinden daha mı önemli?

 Laçiner’in dediği gibi bu dönem askerî yapılanma içinde çürüme, yolsuzluk, ihmaller ve karanlık noktalarla yüzleşeceğimiz bir dönem… Hazır olmalıyız… Bu süreç sancılı geçecek…

 Ama en sonunda bizim de şeffaf, açık, hesap veren, denetlenen ve dolayısıyla güçlü, dirayetli ve sapasağlam bir ordumuz olacak… TSK’nın ve Türkiye’nin düşmanları bayram edemeyecek böylece…

Trackback URL

  1. 58 Yorum

  2. Yazan:Murat Aygen Tarih: Eki 24, 2008 | Reply

    Değerli Derindüşünürler, bakıyorum bir hayli asabileşmişsiniz. Sakinleşmek için 1965 yılında dağıtılan Akademi Ödülleri’nin tamamını toplayan “The Sounds of Music” müzikalinin DVD’sini bulup izlemenizi tavise ederim naçizane . . Senaryosunun siyasi arkaplanı kısaca şöyledir: Nazi askerleri Avusturyalı amirali köşe-bucak aramaktadırlar, adamcağız da ailesi ile birlikte köşe-bucak kaçmaktadır. Neden kaçıyor? Yakalasalar ne yapacaklar? Sabun falan mı? Ne münasebet, Kaptan-ı Derya (yani donanma komutanı) yapacaklar. Adam olmamak için kaçıyor. Bizim generaller ise “Kaptan-ı Derya aranıyor” diye bir balon uçuruyorlar, Demokrat Parti’nin mirası üzerinde hak iddia eden ne kadar genç politikacı (e.g. Tansu, Mesut, Erkan, . . ) varsa hepsi C.V. gönderiyor! Sivil toplum olmaktan kaç ışıkyılı uzak olduğumuzu varın siz hesaplayın.

  3. Yazan:ahmet aga Tarih: Eki 24, 2008 | Reply

    Rasim Bey’in tesbitlerine selam çakılır,evet..
    Ama “Murat Aygen “in yorumu da harika..
    Hele A.Erkan M. için biraz daha fazla geçerli yorum..
    Hakikaten o filmi bulup bütün aleme seyrettirmek lazım..

  4. Yazan:Murat Aygen Tarih: Eki 24, 2008 | Reply

    Teşekkürler Ahmet Ağa; madem hoşunuza gitti, bir anekdot da bizim yakın tarihimizden arzedeyim: i.t. fazla liberallik yapan birini infaz etmeğe karar vermiş; “gel seni hariciye nazırı yapacağız” diye evine haberci göndermişler; maksat zatı babıaliye celbedip icabına bakmak tabii; habere saf saf inanan bedbaht iki dirhem bir çekirdek giyinip paytonuna atlamış; pera’yı katedip ingiliz sefaretinin (şimdi konsolosluk) önünden geçerlerken, gitmekte oldukları yerde efendisini hangi akibetin beklemekte olduğunu sezen paytoncu köle “şu efendime son bir sadakat yapayım bari” diyerek paytonu sefaretin bahçesine sürmüş; “n’aapıyorsun, çek babıaliye” diye hiddetlenen efendi bu son şansını da heba etmiş olmuş. bu jakobenlerin de bildikleri bir şeyler olsa gerek: mesela “köle kadar aklı olmayan adam vekil, mekil olmamalı” gibi . .

  5. Yazan:Akkartal Tarih: Eki 25, 2008 | Reply

    TSK Denetlenmezse Devlet Yıkılır….
    Evet, bu başlığa katılıyor ve umuyoruz ki
    hiç bir şeyde geç kalınmamıştır…
    Aksi halde iş işten geçmiş demek olup,
    iç savaşı kapımızın önünde buluruz.

  6. Yazan:burak Tarih: Eki 25, 2008 | Reply

    Bu yönetim yapısıyla TSK denetlenemez fakat TSK kendi içindeki bekasına zarar veren unsurları temizleyebilir. Büyük bir revizyona imza atacak bir komutana ihtiyaç var. Artık TSK üyelerinin kendilerini farklı bir ırk olarak görmekten vazgeçmesi gerekiyor. Zaten kendi içindeki çürümüş ve artık kendisine zarar veren unsurları temizlemediği sürece kendi kendini bitirecektir. Dolayısıyla halk desteğini kaybedecektir, bu minvalde TSK’nın bir olayı da kalmayacaktır. Bunun farkına varıldığını düşünüyordum Ergenekon olayları açığa çıkınca. Asker destekli olmasa bu kadar üstüne gidilemez, bu AKP’nin yapabileceği bir şey değil diye düşünmüştüm. Fakat AKP’nin de olaydan yavaş yavaş uzaklaşması daha doğrusu net tavrını koyamaması olayı bulanıklaştırdı. Sanki bu olayın üstü kapatılmak istenmekte gibi. Belki de büyük bir tasfiye gerçekleştirilmiştir de TSK zarar görmesin diye söz edilmiyordur. Ne de olsa TSK’nın arkasındaki medya gücü, hiçbir kurumun arkasında yok.

  7. Yazan:Muzaffer Alev Tarih: Eki 25, 2008 | Reply

    Bugün Kopenhag da sabah kahvaltisinda Danimarka Devlet Radyosu DR1 programini dinledim.
    Kuzey Danimarkada yasiyan bir Türkiyeli genc, annesi ve babasi tarafindan Turkiyede bir akrabanin kiziyla evlendiriliyor. Erkek uyum saglayamayacagi icin, babasi ve amcasinin öldürmemesi icin evden kacip Danimarkali polise siginiyor. Rezaletler devam ediyor. Bu haller kendiliginden mi oluyor acaba?
    Batililarla bizimkiler beraber calisiyorlar.
    Size bizimkilerin kim oldugunu yazma hürriyetimiz yoktur. Tabii Tayyib bey ve arkadaslari degildir bizimkiler.
    Basbakan Hanimi, Emine Erdogan Hanim basörtüsünden dolayi hastahaneye giremedi. Gerisini siz düsünün.
    Radyo Afganistani anlatmaya calisti. Dinlemedim ve disari ciktim. Zira islam düsmani Batililar ve Yahudiler 11 eylül 2001 den beri hergün islamiyete ve Müslümanlara saldirip duruyorlar. Ama ne saldirmak bunu yasayanlar bilir ancak.

    http://www.esir.webbyen.dk ve
    http://www.islamidavet.wordpress.com

    ismiyle hazirladigim aciz sitelerimde cevremdeki zavalli genclere yazmaya calistim. Gayet tabii basimiza bela almamak icin üstü kapali yazinca pek anlayan olmuyor.
    Merzifon Assubay Gazinosunun girisinde sag tarafta asker nöbet tutuyordu. Askerin karsisinda duvarda iki tane büyük resim vardi.
    Resimlerin üzerine kirmizi bantla, resimlerden büyük carpi isareti yapistirikmisti. Bu resimlerden birincisi bir köpek, ikincisi ise basörtülü bir kizdi.
    Ben, – Assubay Gazinosuna köpek ve basörtülü kiz giremez! diye anladim. Siz nasil anladiniz? Büyük Selcuklu ve Bÿük Osmanli ecdadimiz nasil anlarlardi?

  8. Yazan:uveys Tarih: Eki 25, 2008 | Reply

    Rasimcim…

    Tsk senin bukadar elestirine ramen yikilmadiysa buyuk mucizemi sayacaz.. Yoksa senin su soylemlerinle bukadar acizane bir TSK varsin yikilsinmi diyecez. Hangisi seni rahatlatir? soylede oyle davranalim..Vazgec yeter baydi TSK’dan baska gundem malzemesi yokmu..?!

  9. Yazan:suzannur Tarih: Eki 25, 2008 | Reply

    Sayın Üveys,
    Kontrol edilmeyen her kırım yozlaşır ve sınırlarının dışına çıkar, nasıl Milli Eğitim’de öğretmenler her yıl müfettişler tarafından kontrol ediliyorsa, askeriye de kontrol edilmeli ve eksiklik ve hataların vakti zamanında tespiti yapılmalıdır. Sorun TSK düşmanlığı değil, hele onun yıkılmasını istemek hiç değil. Sorun bu kurumun içinde yozlaşma varsa ve kendi görev alanının dışına çıkıyorsa bunu göstermektir ve bu sadece Kral çıplak demek, gerçeği ifade etmek.
    Denetlenmeyen her şey çürür. TSK’nın denetlenmesini talep etmek de onu yıkmayı istemek değil, tam tersine asıl amacına hizmet eden ve vatandaşını koruma görevine geri döndürmeyi talep etmektir. Her gün askeri şehit olan vatanımızda hataları dile getirerek bunu önlemeye çalışmanın neresi TSK’yı yıkmak?! Eleştirmeyelim mi, evlatlarımız ölmeye devam mı etsin, bu baskı olmazsa TSK askerine nasıl daha fazla önem verir? Şimdi karakolların iyileştirilmesi meselesi gündeme geldi, şimdiye kadar mazeret parasızlıktı!, ama bakın artık yapılacak yeni karakollar. Ne yapalım, eleştirmeyip daha fazla insanın öldürülmesini mi bekleyelim? Yoksa eleştirip bir şeylerin düzelmesi fırsatını mı sağlayalım?
    Hangisini tercih edersiniz?

  10. Yazan:kehribar Tarih: Eki 25, 2008 | Reply

    TSKnın denetlenmeyen bir kurum olduğunu nerden çıkardınızki? TSKnın komutanı olan Genelkurmay Başkanının başbakana bağlı olduğunu bilmiyormusunuz? TSK sivil otoriteye bağlıdır, onun kontrolündedir! TSK anayasa ve yasalarla çizilmiş çerçeve içerisinde işler. YAŞda başbakanda Milli Savunma bakanıda vardır. TSK ile ilgili bazı kararlar ise Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Başbakan’ın onayından sonra Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulur. MGK da bir anayasal danışma kurumudur. Yasalarına göre faaliyet gösterir. Üyelerinin yarısından çoğu, hükümet üyeleri ve cumhurbaşkanı olmak üzere sivillerdir. Onların onayı olmadan tavsiye kararı alınmaz. TSK harcamalarına ait tüm ödeme belgeleri, Maliye Bakanlığının birer ünitesi olan muhasebe yetkililerine teslim edilmekteve Sayıştay Kanununun 41. maddesi hükmü çerçevesinde, söz konusu hesapların denetimi, Sayıştay tarafından yürütülmektedir.

  11. Yazan:uveys Tarih: Eki 26, 2008 | Reply

    Sn. Suzannur hanim…

    Dediginiz gibi ogretmenler yeteri kadara mufettisler tarafindan kontrol ediliyorsa neden egitimde problem yasiyoruz… Egitimin ezber bir egitim sistemi oldugunuda tartisiyoruz cogu zaman. Buna istirak edenlerden biri olarakta sizi taniyorum. Kaldiki bunu bende savunuyorum. Fakat herseyin basinda gelen egitime nedenli zaman ayirabildigimizi , kontrol ettigimizi ve kafi gelmiyecegini de gorebiliyorum gayet iyi bir sekilde….

    Varsa yoksa TSK ilk yazisini yazdi. Sayin Kutahyali eywallah dogrudur dedik; olmasi gerekiyor dedik; ama olay amacini asti. Sayin Kutahyalinin vari yogu TSK oldu. Bu tur yazilarlami denetleniyor TSK. Ben buna inanmiyorum sayin Kutahyalinin da cok samimi olduguna inanmiyorum. Siz inanip-inanmamakta ozgursunuz elbet. Ben kimseyi etki altinda birakmak istemedigim gibi olasiliklarla koplo teorileriyle belirli bir nufusu etki altina almis gibi gosterip onlar adina konusmasina karsiyim. Kendi adina yapsin yorumlarini fakat dayatmaci yazi uslubundan vazgecsin….

  12. Yazan:tarık sezai karatepe Tarih: Eki 26, 2008 | Reply

    Er Ramazan’ı Kurtarmak!

    İpsala”nın dere köyünde, çığlık çığlığa dünyaya gelen gül kokulu yavruya, Silistre gazisi dedesinin adını vermişler. Gürbüz çocuk, kırlarda koşuyor, yorulunca da terli bedenini Meriç”in serin sularına bırakıyormuş.

    Bir vakit sonra, tarlada çalışmaktan eli nasır bağlamış; yedisine basınca siyah önlüğünü giymiş, kolalı yakalığı, ütülü mendili; kendinden ağır sırt çantasıyla okulun yolunu tutmuştu.

    Sıradışı davranıyor; soruyor, soruyor… Öğretmeni, yasaksavar cevaplar veriyor; lakin, kuşkularını artırmaktan, içindeki yangını körüklemekten öteye gitmiyormuş. “Tarladan kabzımala verdiğimiz, pazarda üç katına çıkıyor; köyümüzün asfaltı yine gecikti, neden?”

    Öğretmeni, soluğu Ramazan”ın evinde almış: “Bu çocuk başıma iş çıkaracak? Dayak yasak olmasa ben bilirim yapacağımı, neyse…!” Anası, okula her yollayışında, tatlı sert uyarıyor; lakin, nasihat kar etmiyormuş.

    Beşi bir olup, bir çocuğu kıstıranlar, onu görünce tüyüyor; yakaladığının pestilini çıkarıyormuş. Amansız gücüyle, kimsesizlerin kimi, çaresizlerin çaresiymiş.

    Akşam ajansı başlamayagörsün, kimseye rahat vermiyor; zincirleme sorular, yorgun argın eve düşen babayı canından bezdiriyormuş:

    “Sakarya depreminde, Acil”in bayan doktoruna, “Bu halinle hastaneye giremezsin!” demişler… Dovcons endeksi, ülkeleri Büyük Beyaz Reis”e mahkum etmiş; neden? Okulda öğrendiği resmi tarihmiş, bir de gayriresmisi varmış. Niçin “giden gelmiyor”muş, “acep ne iş”miş?

    Meriç”in, Ardahan”ın ötesine ne olmuş; Batum, Kremlin”e; On İki Adalar, Helen”e; Bağdat, Britanya”ya; “çevresi mübarek kılınmış şehir”, “peygamberlerini şehit eden kavme”… nasıl peşkeş çekilmiş? En çok Abdülhamit seviliyormuş, oralarda; bir daha da gelmemiş öylesi.

    O, rayları Pay-i taht”tan Şam”a, oradan Kudüs”e, son durak Mekke”ye uzatırken nasıl da, asırlar ötesini gören bir vizyona sahipmiş? Sahi, Otuz Bir Mart, Perapalas”ta zil zurna demlenen pırpırlıların marifeti miymiş? Kızıl Sultan(!) orada mı mimlenmiş?

    İsrail”i ilk, Cezayir”i en son tanıyan hariciye, kimin hesabına çalışıyormuş; Nahcivan kan ağlarken niye susma hakkını kullanmış? Milyonlarcası Firdevs”e uğurlanan Uygurlunun cellatlarına “devlet üstün hizmet ödülü” vermek hangi değerle örtüşürmüş?

    Kafkasya”da, sadece kendileri için değil, Anadolu için de vuruşan Şamil”in torunları, görüldükleri yerde gizli servise peşkeş çekilip, apar topar Sibirya”ya yollanacakmış; bu kararda da, anlı şanlı Turancıların parmağı varmış, neden?

    Dedesinin kırk yıldır elinden bırakmadığı eski(meyen) yazıya ne olmuş; muhtar, ilçeye indiğinde bir yerlere uğrarmış da ser verip sır vermezmiş. Bir seferinde kaymakam, ahaliyi köy meydanına toplayıp, “Reyinizi bu adama verdiniz verdiniz; yoksa!”

    On beşinde, babası elinden tutup, liseye yazdırmış. İlçeye ikinci gelişiymiş; ilkinde, ateşler içinde cayır cayır yanaken, ille de “Senet yaptır; yoksa bakmayız; ya da dilersen Sosyal Yardım”dan kağıt getir!” diyerek; kocaman adamı, manifaturacıdan, yalvar yakar beş yüz lira dilenmeye mahkum etmişler; bu da Ramazan”ın içine oturmuştu.

    Köylüleriyle bir evde kalıyor; ilk günlerde canına tak diyen hasretlik, zamanla yerini rutin duygulara bırakıyormuş; eline ne geçerse okuyor, takvim yapraklarını su gibi içiyormuş.

    “Bu kavga niye; yaratılışta eş, secdede kardeş yüzlerin toprağına fitne tohumunu kim ekti; hangi etik değer(!), seçmediği meziyetten dolayı ötekini köleleştirebilir? Renklerin ve dillerin üstünlüğü, şirk değil de nedir?

    Benim istediğim kadar hürsün; biz üstünüz, siz teba; Çanakkale”de bizimle savaşmışsın, doğru; hatta, Malazgirt”te de ordunun yarısı senin; Hamidiye alayları da… hepsini al, senin olsun; biz artık, yepyeni bir ulusuz!

    Taşnak, Posof”tan Midyat”a yakıp yıkar… taş üstünde taş, kelle üstünde baş komazken, mertçe canını siper eden de sendin; ama şartlar değişti, kusura kalma; biz yolumuza böyle devam edeceğiz; işine gelirse…!” aymazlığı hangi izmin çöplüğünden çıkmış?”

    Ramazan, okulunun gözdesiymiş; akranları, nerde bir eğlence koşup dururken; o, gözleri kan çanağına dönmüş halde, elindeki “Yalan Söyleyen Tarih Utansın!”la uyuyakalırmış. “Uluslarası İlişkiler okuyacağım; Telaviv”in ipliğini pazara çıkaracağım!” diye ahdetmiş.

    Çözüm, özgüven, cesaret, ilim, ahlak… onda toplanmış; “Bütün kitapların bir tek Kitap”ı anlamak için yazıldığı” engin bir limana demir atmış.

    Acı haber tez zamanda yayılmış, Üsküp Şairi”nin:

    “Hiç bitmeyecek bir zevk verirken beste / Bir tel kopar, ahenk ebediyyen kesilir!” dizeleri sanki onun için yazılmıştı. Artık, evin direğiydi Ramazan. Babasının yokluğunu hissettirmeyecek, çalışıp sabır yumağı anasına, iki de karındaşına bakacaktı.

    “Olsun, ben de ilçeye reis olurum; bu da bir şeref; hem sonra, “halka hizmet, Hakk”a hizmet” olduktan sonra!” diye kendini avutuyordu. Nice sonra nişanladılar onu. Hayatın yükünü, iyiden iyiye omuzlarında hissediyor, birkaç yıl sonrasının hesabını yapıyordu.

    Teskere dönüşü İpsala”da gazete çıkaracak, nerde bir hak ihlali varsa tepesine binecek, “Haksız, haklıya, hakkını verene kadar benim yanımda zayıf; haklı, haksızdan hakkını alana dek benim yanımda güçlü!” Ömer buyruğunu burçlara dikecek, zor gün dostu olacaktı.

    Gün oldu; eline kına yakıldı. Bir daha da haber alınamadı.

  13. Yazan:suzannur Tarih: Eki 26, 2008 | Reply

    Sayın Üveys,
    Konumuz denetlenme idi ve denetlenme ile ezberci eğitim politikalarının bu denetimle ilgisi yok. Adı üstünde eğitim politikası, denetçiler eğitim politikasını değil, öğretmenlerin nasıl bir eğitim verdiklerini, müfredata uyup uymadıklarını yani politikalarının uygulanıp uygulanmadığını denetliyorlar. Eğitim politikası ise bu ülkede her beş-on yılda değişen bir sirkülasyona sahip, başarısızlığı burada aramak lazım.
    Kütahyalı’nın konu istatistiki de değil tartıştığımız şey, denetlenmeyenin çürümesi söz konusu olan. Daha güçlü, işlevsel ve kendi işini yapan bir ordu için de denetim şart. Bunu MKYK ya da YAŞ zaten yapıyor geyiği de bizi kurtarmaz, çünkü tam da bu denetimler her nedense askerin hükümeti şekline dönmüş durumdayken.
    İnsan odaklı, demokratik hakların korunduğu hukuksal bir yapı ihtiyacımız olan ve her vatandaş devlet dediği kurumu denetleyebilmeli, haksızlığa uğradığında hakkını alabilmeli. Kimse evladını ölüme göndermek istemez, öyleyse insana verilen değer artmalı ve bu ilk madde olmalı ki, bir yerlerde taht kurmuş olanlar azıcık rahatsız olsun, ve her canın bedelinin kendilerine sorulacağını bilerek buna göre davransın.
    21 yaşındaki fakir fukara çocuğunun adı şehitlik mertebesiyle harcanmasını asla kabul edemem. Hele ki, çifte standartla anasını başörtülü kurumuna almayan zihniyetin, oğlunu böyle bir kandırmacayla, psikolojik baskıyla kullanmasını hiç.
    Profesyonel askerliğe geçilsin ve nasıl astsubay ve subaylar parasını alarak ve bilinçle bu işi yapıyorlarsa, er dediğimiz insanlar da aynı hakka sahip olsunlar. O zaman fi tarihinden kalmış karakollarda çalışma diye bir sorunumuz kalmaz sanırım, yardım da gecikmez, vergilerimizle golf sahalarında vakit geçirmek yerine bunun da hesabı isteneceği düşünülerek daha farklı bir yapılanma teşekkül eder kimbilir…

  14. Yazan:uveys Tarih: Eki 26, 2008 | Reply

    Sn. Suzannur hanim;

    Madem TSK’yi elestiriyoruz yada tartisiyoruz. TSK’nin eksiklerini ararken neden bunu bir kesime mal etmeye calisiyor sayin kutahyali. Ben sayin kutahyaliyi girdigim gunden bu zamana takib ediyorum; Ezber konusmuyorum. Turkiyede var olan kürt meselesi degil. Turkiyede insanlik sucu isleniyor. Devletin bir cok kurumuda buna alet oluyor. Sadece TSK ile olayi sinirlamak ve TSK’ya yuklenmek gulunc.

    Kaldiki askerligini henuz yapmamis birisi askerligin yapilip yapilmamasi ile ilgili bence yorum yapma hakkini kendinde nerden buluyor. Once gidip yapacaksin. Sonrasinda bu sekil ben magdur edildim deme hakkin dogacak. Bu SIKINTILARI bire bir yasiyan bizler olaylara daha objektif bakabiliyorken bence sayin kutahyali cemberin cok disinda. Bilmem anlatabiliyormuyum. Madem olayi etnik guruplara mal edecez. Birazda su yonuyle bakilsin olaya, askerlik gorevi turkiyede mecburi bir gorev ve PKK’lilar guya kürt savunuculari o sekil degerlendiriliyor. TSK zaten doguya kürt vatandaslarini gondermiyorki sehid olanlarin cogunluguna baksaniza bir cogunun anadolunun bagrindan kopmus zavalli gencler oldugunu goreceksiniz. Kaldiki posizyon itibariyle istilaci durumdaki turk askeride degil. Kuzey iraktan gelip askerimizle savasanlar. Butun bunlara tarafsiz kalamiyan bir kutahyali bukadar olumsuzluklarina ramen hale yazisini yazip, yayinlatabiliyorsa daha neyin ozgurlugunden bahsediyorsunuz. O zavalli askerleri sehid edenler onlarin yasama ozgurlugunu ellerinden alanlar kutahyalinin savunduklari insan modelleri degilmi? PKK’yi neden elestirmiyor mesela; neden onlari silah birakmaya davet etmiyor. PKK’nin olmadigi bir yerde ozaman TSK’yi hepinizden fazla ben elestireyim. Savas tek tarafli degilki iste ozaman kutahyaliya inanir ve destek veririm. Bu anlamda kimse bana ozgurlukten esitlikten bahsetmesin.

    Yillarca vay efendim doguya yatirim yapilsa, okullar,hastaneler, bakim evleri, fabrikalar insa edilse insanlar egitilse sorun cozume kavusurmus edebiyati dinledik. Iyide be guzel kardeslerim siz hic kardenize gittinizmi? gidinde karadenize bir bakin dogunun diyarbakiri, mardini oraya gore cennet. Anadolunun bir cok yerinde benzer yikintilar soz konusu. Ben onu bunu bilmemde buna benzer kiskirtmalar, ayaklanmalar nezaman bas gosterdiyse sinirlar daraltildi. Turkiye toprak kaybetti. Bu anlamda sabit fikirliyim. Kurtlerin hepsini bu sekil gormem imkansiz. Fakat, kutahyali gibilerede asla guvenmiyorum buda degismiyen gercegim…..

  15. Yazan:kehribar Tarih: Eki 26, 2008 | Reply

    uveys çok doğru söylüyor ben ona katılıyorum. bu tip yazılar yazanlar daha ne özgürlüğünden bahsediyorlar. bence aşırı derecede özgürler. çok fazla sesleri çıkmaya başladı. ben kibarlıktan özgürlükten filan anlamam. böylelerine haddini bildirmeyenlerde kabahat. tsk denetlenecekmiş yoksa ülke batarmış. ülkeyi batırmaya çalışan apaçık sizlersiniz be. askere gitmeyecekmiş. sanki sen askere gitsen seni güneydoğuya gönderecekler. dünyanın hiç bir ülkesinde sizin gibilere bu kadar özgürlük verilmez. ben başka ülkede doğdum büyüdüm. orada sizin gibilerin canını okuyorlar. almanyada ırkçılık yap bakalım sen yada böyle bir yazı yaz. seni doğduğuna pişman ederler. demokrasiymiş özgürlükmüş. siz bunların tam tersini istiyorsunuz. sizin özgürlüğünüz türban takana kadar sonrası malum.

  16. Yazan:suzannur Tarih: Eki 26, 2008 | Reply

    Sayın Üveys,
    Değişmeyecek gerçekleriniz için tartışmamız anlamsız öyleyse.
    Saygıyla.

  17. Yazan:kehribar Tarih: Eki 27, 2008 | Reply

    bugün erbakan bütün gerçekleri söyledi. doğru söyledi ve haklıydı. kütahyalıda işbirlikçi işte.

  18. Yazan:fuatogl Tarih: Eki 27, 2008 | Reply

    Laçiner’in ideolojik yapısına ben uzağım. Fakat samimi ve hakiki bir milliyetçinin[…]

    Daha dün milliyetçilik üzerinden anti-sol rantı harcıyordu Rasim bey, şimdi de hakiki milliyetçilikten dem vuruyor. Ne güzel.

    […]güçlü, dirayetli ve sapasağlam bir ordumuz olacak TSK’nın ve Türkiye’nin düşmanları bayram edemeyecek böylece…

    Resmi ideolojinin Besim Tibuk versiyonu desek herhalde tam uyar bunlara. Türkiye sağının özgürlük anlayışının sınırı bu kadar olabiliyor maalesef. Ve bu kadarı bile çarpıntı yapıyor sanırım.

    Birde Rasim bey acaba polis teşkilatı hakkında ne düşünüyor, merak ettim. Nedense şablona çok uygun bir şekilde aşırı seçici kendisi…hmmm

  19. Yazan:uveys Tarih: Eki 27, 2008 | Reply

    Sn. Suzannur hanim;

    Benim degismiyen gerceklerimi sizinle tartismak istedigimi nerden cikardiniz..? Konu sayin kutahyalinin tarafli yazi yazmasi onun degismiyen gerceklerini tartisiyoruz; yada tartismaya calisiyoruz. Sayin kutahyali tarafli yazi yaziyor. Sizde yorumlarinizla ona destek oluyorsunuz.

    saygilar.

  20. Yazan:Evrim Tarih: Eki 27, 2008 | Reply

    TSK’yi kim denetleyecek? Hatirlamamiz gerekiyor ki asil denetlenmesi gereken, disiplinden uzak, olgunlasmamis ve halkin direk secmedigi, parti platformunun belirledigi sozde secmenlerimizdir.
    Askeri sistemi devlet denetlemeli, ve devleti de halkimiz. Eger biz halk olarak kendi isimizi yapamiyorsak, askeri sistem hakkinda yaralayici yorumlar yaparak ne kendimize ne de memlekete hayrimiz olur.
    Unutmayalim ki askerin asil isi insan haklari veya demokrasi degil, olmek ve oldurmektir. Toplum olarak biz askere bu islevi gormek icin gorev vermisiz, ve ne sansliyiz ki aramizdan bu pisligi gogusleyebilecekler yigitler cikmis.
    Sivil toplum orgutleri kafasi calisan vatandaslar ve kafasi karismis vatandaslarin arasindaki vadiye kopruler orerek, halkin secmenleri uzerinde daha kuvvetli etki yapabilme beklentisini pekistirmelidir. Halk devleti sorumlu tutabildigi surece askerlerimizi istemedigimiz emeller icinde gormemeyi saglariz. Demokraside sorunlar oyle cozulur.
    Eger şeffaf, açık, hesap veren, denetlenen bir ordu ariyorsak, ordusundan bekledigini kulaklari ile duymaya hazir, yani gerceklerin bilincinde ve Turkiye cografyasi karmasikligina karsi ussal karsilik verebilecek bir toplum ve halkina duyarli bir devlet olgusu uzerinde calismalara odaklanmaliyiz.

  21. Yazan:Mustafa Akbas Tarih: Eki 28, 2008 | Reply

    TSK denetlemek imkansizdir. TSK bütcesinin bile ne kadar oldugu beli degildir. Kahraman TSK devlet üstü bir kurulusdur ve o hükümeti ve halki denetler. Ordusu denetlemek ancak demokratik ve ilerlemis ülkelerde olur.Iki gözümüzün nuru TSK’ni denetlemek gibi bir istekle haddimizi asmayalim. 25 yildir beceriksiz bir savas sürdüren ve herseyi daha iyi bilen ordumuz bize bol bol sehit olma imkani vermektedir biz ancak bunla yetinmemiz lazim. Ne demis Ordumuz her Türk asker dogar. Ne mutlu bizim icin.

  22. Yazan:seyyitbattal Tarih: Eki 28, 2008 | Reply

    Fikirlerinize katılıyor. tespitlerinizi yerinde buluyorom, size teşekür ederim. Gün geçmiyor ki şehit haberi gelmesin, terörün ağaları mecliste ,ırgatları dağda, herkes aklını başına alsın, bu millet bu kadar ahmak yerine konmaz, bu memleket o kadar da sahipsiz değil.

  23. Yazan:kehribar Tarih: Eki 29, 2008 | Reply

    her türk asker doğar elbette. bunu hala daha anlayamadınızsa hayret size. bence bu yazarın acilen denetlenmesi ve silah altına alınması lazım. bir kerecik de şu teröristlere laf ettiğinizi görsem valla böyle yorum yazmayacağım buraya. gerçi ne biçim çok demokrat bir sitedir burası onu da anlamış değilim. hakaret etmiyorum, küfür etmiyorum ama sırf karşıyım diye yorumlarım yayınlanmıyor. bir kerecik gençlerimizi öldüren pkklı teröristlerdir filan deyin be! tsk ile istediğiniz kadar uğraşın! hiç bir işe yaramaz. bakıyorum da hükümetede kızmaya başladınız iyice yazılarınızda. işte siz busunuz. başbakan genelkurmay başkanına arka çıktı (istemeyerek tabii). bir de kabineye girdi komutanlar!. ne yapacağınızı ne diyeceğinizi iyice şaşırdınız. size ne oluyor? denetlemesi gereken kabinenin başbakanı değilmi? bir yorumcu da tsk nın bütçesi bile belli değildir demiş! ya siz bu kadar bilgisiz olamazsınız! buraya girip okuyanları kandırabileceğinizi mi zannediyorsunuz? o kadar mı cahiliz biz? siz buraya girip okuyanları kömür karşılığı oy veren kişiler mi sanıyorsunuz ki inanalım her şeye? kafanıza eseni yazıyorsunuz. bütçe görüşmelerinde saatlerce tsk nın bütçesi görüşüldü mecliste izledim ben. nesi belli değil. tsk başarılı. ama sizin gibi içerden vurmaya çalışanlar olduğu için bu iş bu kadar uzadı.

  24. Yazan:derail Tarih: Eki 29, 2008 | Reply

    başbuğ kaşlarını çatmış bizi korkutmak için tehdit ediyor yoksa kendimize memleket mi arayalım ???

  25. Yazan:ergin Tarih: Eki 30, 2008 | Reply

    Asker 150 yıllık aydınlanma yolumuzun önemli lokomotifidir.Denetlenme konusunda bir dilim ekmeğin hesabı bile burada tutulur.Gevezelik edecek başka konular bulmanızı rica ederim.

    Ergin

  26. Yazan:teut Tarih: Eki 30, 2008 | Reply

    Sayın Uveys
    Yazıma başlamadan önce yukarıdaki yorumlarınızı okudum ve dehşete kapıldım,heleki size katılıyorum diyen bir arkadaş var o arkadaşında fevri tutumunu gördükten sonra daha da üzüldüm.Açıkca anlatmak gerekirse bu tür konularda yazı yazanların ne yazdığından çok niyetinin okuması bence çözümden ziyade çözüm üretenleri dışlamaya,yozlaştırmaya yönelik bir çabadır.Ayrıca diyelim ki sizin dediğniz gibi yazar niyeti sözüm ona bozuk bir kişi iyide bu onun doğru birşey söylüyorsa doğru olmadığını göstermezki…
    Ülkemizde bence esas sorun bu ülkenin askerinin bizim vergilerimizle oluşan br kurum mu yoksa vergi verdiğimiz ama eleştiremeyecek kadar farklı bir yapıda bir kurum mu olduğudur.Ülkemiz hastaneleri bizim vergimizle kuruluyor,eleştiriyoruz,yollar kötü oldu mu sorumlular eleştiriyoruz,iyi ama ülkede senelerdir çözülemeyen sorunlar varken ve bunlardan biri olan güvenlik sorunu bu kadar önem arz ederken neden bu kurumu eleştirmeyelim,bence işe ilk bu soruya cevap vererek başlamalıyız.
    Ayrıca mealen demişsinizki bu kou artık kabak tadı verdi,bence de kabak tadı verdi ama bence kabak tadı veren bazı kişilerin kraldan çok kralcı yapıda olmalarıdır.
    Son olarak ordu bizim ülkemizin ordusu,öyle ise onun her başarısı benimde bşarımdır,onun her üzüntüsüde benim üzüntümdür,benden bir parça olan bu güzide kurumumuzun eleştireye açık olması bence onun yararınadır,bizim yararımızadır.Umarım bundan sonra ordumuz başarılarıyla gündemde yer edinir,çünkü bize yakışan budur.
    Ek olarak insanların düşüncelerine ket vurmanın bu çağda,gelişmiş veya gelişmekte olan her ülkede olduğu gibi burada da çok kötü gözüktüğünü belirtmek isterim.

    Haddi aşan tümcemiz olduysa affola…

    Saygılarımla

  27. Yazan:derail Tarih: Eki 30, 2008 | Reply

    3.dünya ülkeleri kendi ordularınca işgal altındadır… musaddık

  28. Yazan:NACİ SAKALLIOĞLU Tarih: Eki 30, 2008 | Reply

    Daha önce de yazmıştım yine yazayım.
    TSK bir devlet kurumudur,Asker Bürokratlar yani subaylar tarafından yönetilirler ama Anayasamıza göre asıl yöneten Hükümettir.
    Bir çürüme varsa asıl çürüme Siyaset alanındadır.30 yıldır doğru dürüst bir anayas bile yapamayan,Lider sultasıyla yönetilen Siyasi partilerde aramak lazım çürümeyi.
    Asıl sorumlu olan Siyasi iradedir.Yazar a hiçbir konuda katılmıyorum.
    Kızılay ın hala bir çiftlik gibi yönetildiğine,
    Bankaların ve finans kurumlarının halen dürüstçe çalışmadıklarına ve yapılarının çokta sağlam olmadığına inanmaktayım.
    Yazarın yaptığı sadece sallamak.bence tutmaz.

  29. Yazan:halil erdoğan Tarih: Eki 31, 2008 | Reply

    Yazıya başlar başlamaz TARAF denen gazetenin ağzından konuşarak ve TARAF gazetesinin saptırdığı tarih ve konumlara sahip görüntüleri gerçek kabul ederek sadece orduyu yıpratmak istediğiniz açıkça ortadadır.

    Ordunun denetlenemediğinden bahsediyorsunuz, ancak halen hapiste bulunan ve hapisten çıkmış kuvvet komutanları varken ne başbakan nede bakanların mahkemelerde bekleyen yolsuzluk, hayali ihracat, kalpazanlık gibi suç dosyalarının nelere yol açtığından bahsetmiyorsunuz. Her ordu düşmanı gibi kafanızı kuma gömmüş AKP’nin de beslendiği kaynakların çıkarına olan lafları tekrar edip duruyorsunuz.

    Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz kimin sorumluluğundadır ?

    2001 yılında yoklomaya yüz tutan PKK örgütü nasıl kendini toplamıştır ?

    Ülkemizde alt kimlik üst kimlik sorunlarını kim başlatmıştır ?

    PKK ya moral desteği verenler kimlerdir ?

    PKK destekçisi roj tv nin Hollanda dan yayınına engel olmak için hiç bir talepte bulunması gerektiği halde klını dahi kıpırdatmayanlar kimlerdir ?

    Tüm ordu düşmanlarının beslendikleri kaynakların amacı Türkiye nin federasyonlara bölünmesidir. Sizin gibi maşalarıda bunun alt yapısının oluşturmak için kullanmaktadırlar.

    Şayet bu ülke için bir şey yapmak istiyorsanız. Dokunulmazlıkların kalkması ve namuslu insanlarca yönetilmemiz konusunda propaganda yaparsınız.

    Ancak ordu düşmanlarının derdi bu değildir. Tek güvencemiz olan ordumuzu karalamaktır.

  30. Yazan:derail Tarih: Eki 31, 2008 | Reply

    bu ülkede siyasetçiler 80 yıldır TSK nın baskısı altındadır ve bu yüzden DARBELER ,DARBELER, DARBELER
    bu ülkenin Saddam Hüseyin İrakından tek farkı burada TSK perdenin arkasında olduğu için kimse onun gerçek yüzünü göremiyor ve sürekli SİYASETÇİLER kötü gösteriliyor …Menderesi siyasetçilere örnek gösteriyorlar bak aklını başına al senin de sonu Menders ve 2 arkadaşı gibi olur eee ne yapsın SİYASETÇİ??? 28 ŞUBATLARI, 12 MARTLARI,27 MAYISLARI HALK yapmadı ….30 senedir bir pkk yı bitiremiyenlere tsk ya ima ile bile söz söyleyemiyor bu mazlum millet ve yöneticiler …. YAZIK BU MİLLETE VE SİYASETÇİYE…bu ülkenin halkı ve siyasetçisi avrupalı halka ve siyasetçiye 100 çeker bea…

  31. Yazan:uveys Tarih: Eki 31, 2008 | Reply

    Sn. Teut…

    Ben yorumumu yaparken, tarafsiz yapabiliyorum. Kimseden icazet almaksizin elestiri getirdigim, ve kabul etmedigim sayin kutahyalinin TSK kurumunu elestirmesi degil tarafli yazi yazmasi. Sizin yorumunuza ilk rastladim. O yuzden hakkinizda on yargili degilim. Lakin sn. Kutahyalinin TSK’ya yonelik bir cok yazisini okudum. Kaldiki! ona ilk etapta destekte verdim. Sizin soylediginiz gibi elestirilmesi gerekiyor dedim. Fakat baktim ki sayin kutahyali sizin gibi objektif bakamiyor olaya tarafli yaziyor. Ondan sonra gercek emelinin ne oldugunu ogrendim.

    Eminimki..! cok gecmeden ne soylemek istedigimi bahsi gecen yazarin yazilarini takip ettiginizde sizde anliyacaksiniz. Siz simdi benim yazdiklarima istinaden yorum yazmisiniz. En dogal hakkiniz, dehsete kapilacak pek bisey goremesemde yinede size kizmiyorum. Dedim ya daha yenisiniz ve bahsi gecen yazari pek tanimiyorsunuz. Ben ustune basa basa diyorumki.! Turkiyede insanlik problemi var; insanlik sucu isleniyor. Fakat; yazarimiz olaya objektif bakamadigi icin; dayatmaci bir uslubla kürt sorunu var diyor. Bunuda bize kakalamaya calisiyor. Yok arkadas bunu kabul etmiyorum. Sayica kürtler diger azinliklardan fazla olabilir. Bu onlara ayricalik yapilacak anlamina gelmez. Turkiyede 77 millet var. Herkes demokrasi cercevesinde imtiyaz,kapitilasyon istesin ozaman benimde dedelerim savasmis bu ulke icin. Kaldiki! Turkte degiliz bizede verin. Boyle davami olur. Birlik, beraberlikten nutuk atacaz soylediklerimiz ve yaptiklarimizla celisecez. Sizi bizim yorumlarimiz soke etmesin kardesim. Bu ulkede kardes-kardes gecinmek istiyorsak herkes kendine bir bakacak. Toplumca sorumluluklarimizi bilecez sahsen ben bunun pesindeyim. Ben bu ulkede her yazilana her cizilene sizin kadar sempatik, objektif bakamiyorum. Dune kadar irakta bir kürt devletinin kurulacaginin sinyalleri yillar oncesinden verilmisti buna bircogunuz hadi canim ordan diyordu, netekim kuruldu. Kaldiki ordada sayisal ustunluk siilerin elinde. Boyle sacma bir demokrasi anlayisi olamaz. Madem yazar tarafsiz objektif birazda bunlari gundeme getirsin. Ha degilsede maksadini asmasin. Hazir kurulmus bir kürt devleti var. Gitsin orda diledigini yapsin ama benim vatanimda ulkemde hicbir zaman bir kürt devleti kurulmiyacak. Bunuda kafasina soksun….

    Ha bana katilirsiniz katilmazsiniz ben bunun pesinde degilim. Cunku ben bu isten nemalanmiyorum. Sadece ve sadece meydani nezamanki boylelerinin ellerine birakti yurdumun insani ermeni disporasi cikti imtiyaz istedi. Kurtler cikti ayni keza simdilerde yurdumun guzel alevi insanlarini kendi saflarina cekip kendi kirli emellerine alet etmeye calisiyorlar. Bunlardan vazgecsinler bolunmusluk kimseye yarar getirmez. Bunu goremiyecek kadar kor olanlar; En kotu vatanin dahi vatansizliktan daha iyi oldugunu kavriyamiyacaklar. Gelinde yasadiklarimizi yasayin. Ikinci sinif insan muamelesi goruyoruz diye kimse meydanlarda boy gosterip baskasinin usakligini yapmasin. Gelinde nazilerin almanyasinda yasayinda 2. sinif insanlari dahi ariyacak duruma nasil geliniyormus gorun. Ahkam kesip, nutuk atmak en kolay olani….Sn. Kutahyali ne gormus yazdiklariyla yarin kendisi celisebiliyor. O yuzden dehsete kapilmayin yazdiklarim karsisinda. Bu ulkenin insanlari sevride biliyor; Lozanida….

    Muhabbetle….

  32. Yazan:MER'A-K(ıl) Tarih: Kas 1, 2008 | Reply

    Sn.NACİ SAKALLIOĞLU
    Sizin sorumlu ararken çıktığınız fikir yürütme yolunda özellikle kaldığınız yerden devam eder ve bir adım daha ileri gidersek;anayasamıza göre temsili demokrasi ile asıl yöneten yani hükmeden “halk” değil midir?
    Doğru dürüst olmadığı için eleştirdiğiniz anayasa bir devlet kurumu tarafından mı yoksa o anayasaya göre asıl yöneten gibi görünen seçilmiş bir hükümet tarafından mı yapılmıştır?
    Halk tarafından seçilmişler(sözde halkın temsilcileri) tarafından anayasa yapılamamasının sorumlusu kimlerdir?
    Bu durumda “Asıl yöneten halktır”,diyebiliyor musunuz peki?Diyebiliyorsanız Kızılayın çiftlik olmasından da,banka ve finans kurumların dürüst çalışmamalarından,terörle mücadelede kaybedilen onca insan hayatından da,kısaca bugün çözümsüz sorun olarak karşımızda duran her olaydan halk olarak biz sorumluyuz demektir.O halde yanlış giden durumlarda kendi sorumluluğunun ne olduğunu idrak eden her birey sessiz kalıp suç ortaklığı yapmak yerine, öz eleştiri yaparak ses etme hakkına sahiptir. Bakın ben de sizin sallamanızın(asıl yöneten hükümet) tutmadığına dikkatinizi çekmek için ses ettim.

    Yok ama cevap olarak asıl yöneten halk falan değildir,kandırmayın kendinizi diyorsanız,asıl yöneten de hükümet olamaz öyle değil mi?Bağımsız kurumlar ellerindeki kuvvet ölçüsünce istedikleri şekilde davranabilirler .Yanlış eylemlerinden dolayı hesap sorulmayı bırakın bir tarafa, eleştirilemezler bile!

  33. Yazan:yetkin Tarih: Kas 1, 2008 | Reply

    Sevgili naci bey, herkesin bildiğini sizin bilmemeniz ilginç: Nedir bilmediğiniz, anayasada da insan olarak birçok hakkımız sözkonusu, örneğin;parasız eğitim, insanca yaşam hakkı, devletin halkın hak ve hukukunu koruma görevi gibi. Fakat bunların hiç biri ge rçekleştirilmiyor bu ülkede. Aksine hergün yeni işkence haberleri, eğitim ve sağlıkta parası olana hizmet, devletin yöneticeleri olan yönetimlerin halka eziyet etmesi anayasaya rağmen devam ediyor. Evet dediğiniz gibi TSK başbakana bağlı fakat ilginçtirki hükümet TSK olmadan adım atamıyor. Sebebi nedir sizce, bu ülkede yaşanmış olan 3 darbe ve birçok darbe girişimi olmasın. Bu ülkede bilmiyor musunuz ki güçlü olmak yasalar önünde güçlü olmayı gerektirmiyor, fiziksel güç sahibiyseniz güçlü olmanız için bu yeterlidir. Derin devletin ortaya çıkışında bile aynı durum sözkonusudur.
    Yukarıdaki yorumlarda yine, öğretmen denetleniyorsa neden eğitim sistemi tartışılıyor, neden eğitimde ezbercilik hala devam ediyor deniyor. Allah aşkına elinizin kolunuzun bağlı olduğu yerde siz nasıl özgür olduğunuzu söyleyebilirsizin. Öğretmenler de aynen bu durumdalar. öğrtemen kendi karar vermiyor, veremiyor. Sizden ricam liselerde okutulan Demokrasi ve insan hakları dersi kitaplarını incelemeniz. Bırakın demoksiyi tarihi bile doğru dürüst anlatmayan, günün demokrasi sorunlarından uzak, öğrenciden halktan tamamen uzak, kupkuru bilgiler. Bu kitaplarla eğitim öğretim verilmeye çalışılıyor bu ülkede.

  34. Yazan:teut Tarih: Kas 1, 2008 | Reply

    Sayın Uzeys
    Yazdıklarınıza cevap vermek haddim deil fakat kendimce açıklama yapmak istersem;öncelikle ben söz konusu yazarı yakından takip eden biriyim.Örnek vermek gerekirse yazarın Kürtler hakkında yazdığı yazılarıı,Okan Bayülgenin yorumuyla alakalı yazılarını veya ses getiren Deniz Gezmiş yazısı bu iddiamı niteler nitelikte demektense takdiri size bırakıyorum.
    Yazdığınız yorumdaki bazı konuları haddimce,elimden geldiğince irdelemeye çalışacağım;yorumunuzun bir yerinde inatla bu ülkenin bölünmeyeceğini sanki sadece siz ister bir edayla söylemişsiniz açıkcası bu tarzı size yakıştırmadığım gibi neden gerek olmadığını anlatacağım.Neden gerek yok sorusunun cevabına gelecek olursak ister kabul edin isterseniz etmeyin ama gerçek şu ki bu ülkede yaşıyan Kürtlerin büyük bir çoğunluğu bölünmeyi düşünmediği gibi ortak yaşam alanı için elinden geleni yapmaktadır.Ayrıca ben burda kalkıp milliyetçilik kötüdür demeyeceğim fakar kötü olan kendi milletini sevmekten ziyade kendi milletine faşizan duyguyla bağlı olmaktır sanırım,aksi takdirde kendi ırkını tabiki sevmelidir birey bence asıl sevmesse yozlaşma olacaktır ve ardından asimile olmuş bir toplum ortaya çıkacaktır.Bu tür toplumların oluşmaması için önce birbirimizi anlamalı,önyargılarımızdan vazgeçmeli,muhattap olduğumuz durumları çözmekten ziyade karşılaştırmaktan vazgeçmeliyiz.(efendim neden öteki azınlıklar isyan etmiyor tarzında kıyaslar)Konuya farklı açılardan irdemeleye gerek yok ve aksini düşünen varsa Diyarbakıra,Batmana,Tunceliye,Şanlıurfa ya değil bence gitsin Çanakkaleye baksın ordaki ecdad kabristanlığı koskoca bir ırkı önemsizliştirmek isteyenlere en ağır tokattır.Bir başka konuda ben bu ülkenin ordusunun dünyanın en güçlü,en az kayıp veren,kayıp verdiğinde sorumluları yargılayan,profesyonel güvenlik tekniklerine vakıf olan ve bunların yanında siyaseten en uzakta olan ordu olmasını canı gönülden istiyorum.Canım ülkemin güzel insanları gencecik yavrularını bu çetin savaş-düşük yoğunluklu çatışma adına ne derseniz deyin ama değişmeyecek yegane şey sanırım akan kan ve bu akan kanların ağlattığı annelerdir.Bunca saydığım neden artık bu kanın bir şekilde durması gerektiğini destekler niteliktedir çünkü anneler artık evlatlarının ölmesini istemiyor ve tıpkı bunun gibi ordumuzda doğal olarak kayıp vermek istemiyor peki bunun için ne yapmak lazım derseniz bence herkesin elini taşın altına koyması lazım çünkü bizden öncekiler o taşın altına ellerini sokma cesaretini gösterselerdi belki elleri ezilecek elsiz kalacaklardı ama evlatlarından olmayacaklardı o yüzden bari bizler bu taşa elimizi feda edelimki yarın bizim evladlarımızda bizlerden şikayet eder durumda olmasınlar…
    Son olarak belirtmek isterim ki; ben bu ülkenin bölünmemesi gerektiği hatta bu saçma fikrin bize bişey katmayacağını aksine barış umutlarını zorlaştırdığı kanısındayım,bunun yanısıra ülkemin askeri hata yapıyorsa hatasını kabul etmeli ve bunun çözümü için gerekli azami çabayı her daim göstermelidir,ayrıca yanlış olduğunu bile bile hala Kürtlere azınlık hatta nüfusları genel nüfus nazara alındığında komik düzeyde olan diğer azınlıklarla aynı düzeyde olduğunun ifadesi bana daha çok hatasını bilen bir gencin ‘’bana ne bana ne’’ naraları kadar komik ve iç acıtıcı geldiğini ifade etmek isterim.Unutmamalıyızki hepimiz bu güzel ülkenin evlatlarıyız ama lütfen bu evlatlardan bazıları şu inkar politikasından vazgeçsinler çünkü sırf bu politika bile hala içerde yer eden acıların yok olmasını engellemektedir.
    *Kürtlere yönelik eleştirilerimde olacak fakat şu an için şunları söylemek istiyorum;ezilmişlik psikolojisi kimseye bir yarar sağlamayacaktır,kendilerinin yoğun yaşadıkları yerlerde belli partilerin kazanması kabul edilebilir fakat o belediyeler çalışmadığı takdirde yapıcı eleştirilerle yardımcı olmaları bilincinin yeteri kadar olmadığını kabul etmek gerekmektedir,ayrıca bu konu hakkında bazı değerlendirmelerde de bulunmak gerekir misalen Tunceli belediyesi gayet önemli çalışmalarda bulunmuş ama görmezden gelinmiş o mahiyette de ilgilileri tebrik gerekir ve tıpkı Tunceli de olduğu gibi diğer illerde de sivil insiyatifin güçlü bir sesi olması gerekmektedir ,çok çocuk yapıldığı için uzun zamandır hırpalanmasına rağmen onları tam anlamıyla okutmamaları(okutan dişinden tırnağından arttıran ebeveynleri bu çemberin dışında tutuyorum) bu konuda yazacaklarım devam edecek fakat belirtmeliyimki aynı doğrultuda başka bir oluşum varsa onlarında hatalarını ifade etmekten memnuniyet duyacağım.

    Haddi aşan tek tümcemiz olduysa affola…

    Saygılarımla

  35. Yazan:uveys Tarih: Kas 2, 2008 | Reply

    Sn; Teut….

    Yazdigim yorumlara istinaden cevap vermek haddiyatinizi asan bir durum degil. Gayet dogal tepkinizi gostermisiniz. Fakat israrla yinede soylemek istedigim herkes sizin kadar sag duyulu degil, bunu herkesten esit duzeyde beklemekte yanlis olur. Herkesin kendine gore dogrulari, ve bu dogrular dahilinde olaylara; yorum getirme, tepki gosterme sekli farklidir. Bu insanin dogasinda var olan bir savunma seklidir.
    Hepimiz bu guzel ulkenin guzel insanlariyiz, demissiniz. Guzelde bu ulkenin milli servetlerine her firsatta zarar veren yikan, kiran, yakan ben degilimki! Her isci bayraminda coluk cocuk sokaklarda. Iyide cicegim o cocuklari dogurup sokaga benmi saliyorum? egitimse; egitim ailede ev ortaminda baslar, okullarda sekillenir. Iyide bu cocuklarin ebeveynleri ne yapiyor? onlar nasil dusunuyor, nasil bir cozum istiyor acaba; birazda bunlara deginin.. Hani kürtlere yonelik elestirilerinizde olacakmis ya sabirsizlikla bundan sonra cozume yonelik kardeslik baglarini pekistirecek yazilarinizi gorelim.

    O yanlis egitim veren ailelerin onlara tabi olan cocuklarin provakator eylemlerden uzak cozume yonelik dostane tavirlarinida gormek istiyoruz. Aksi halde yikmanin, yakmanin adi terordur. Cunku; bilinmelidirki o dukkanlari yakilan, is yerleri zarar goren; insanlarin evlerinin nafakasini o is yerinden kazandiklari paralarla karsilamaktadirlar. Surekli devlete yuklenmekte ezber savunma tarzidir. Tasin altina herkes elini koymali demissiniz, beklentilerimiz, temennilerimiz bu yogunlukta. Fakat insanlari tahrik edici duzeyde yazilarla konuya girisi ben yapmiyorum. Yazarlik degil benim isim.Olmus olsaydi daha dikkatli yazmaya calisirdim. Ben burda bir toplulugu yada, zumreyi zan altinda birakmiyorum. Yazarin yazdiklarini yorumlamaya calisiyorum, yanlis anladigimida dusunmuyorum. Sayet,oyle olmus olsaydi suan muhattabim siz degilde sn. kutahyalinin kendisi olurdu.

    Sevgiyle….

  36. Yazan:dumur Tarih: Kas 3, 2008 | Reply

    BENCE SİZ DENETYLENMEZSİNİZ DEVLET ÇÖKECEK.SİZİ OKUYANLARA HİTABEN BİR KEZ DAHA DÜŞÜNÜN bizden olsaydınız bu kadar provakatör yazabilirmiydiniz, hangi ülkede var bu kadar kendi ülkesine eleştri yazabilen, bu kamuoyu olamaz, bunu adı ihanet. Ama huzursuz olun çünkü CANI pahasına bu ülkeye sahip olacak insanlar bir yerlerde halen yaşıyor, son nefeslerine kadarda ÜLKELERİNİ SEVECEKLER, ne pahasına olursa olsun KARŞI DURACAKLAR. PKK eylemleri sürüp giderken TSK eleştrisini neden yapıyorsunuz, Belliki, birileri halen hasta osmanlıyı düşlüyor.

    Saygılar

  37. Yazan:cumali özcan Tarih: Kas 3, 2008 | Reply

    KÜRESEL İSİNMA YAYGARASI
    NERDEN ÇIKTI

    Günümüz dünyasında, tavuğun nasıl yumurtladığını bilmek için ne tavuk olmaya ne de ilim adamı olmaya ihtiyaç yoktur. Basit bilgi veya iki tavuk yetiştirmek yeterlidir. Ola ki bir tavuk yumurtlamaya bilir. Sanırım anlı şanlı ilim adamı olmaya gerek olmasa diye düşünüyorum.
    Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın, iklimi bellidir. Günümüz ilim adamları da bunu yazılı ve görsel basında anlatırlar. Okullarda da okutulur. Şimdi var mı bilmiyorum ama bizim zamanımızda coğrafya dersinde, iklimler ve dünya iklimi de anlatılırdı
    Devletimizin üzerinde bulunduğu coğrafyada zaman, zaman az yağmur zaman zamanda çok yağmur yağdığı yıllar olmuştur. Yağmur demek su demek olduğu içinde geniş ve çeşidi bol bir bitki örtüsüne sahip coğrafyayız. İnsan hayvan ve bitkilerin ana ihtiyacı su dur Eskiler susuz hayat olmaz dedikleri de doğrudur.
    1970–1980 arası ilim adamları dünyanın buzlanma cağına doğru gittiği ve her yıl bir kaç derce dünyanın soğuduğu iddia edilirdi ve basın yayında bunu yazardı. Tabi bu arada dünya buzlanırsa dünyanın sonu olacağı insanlığın biteceği anlatılırdı
    Hangi ilim adamları diye sorarsanız. Bizim ilim adamlarımız değil. Yabancı devletlerin ilim adamları bu iddiayı öne sürerlerdi. Biz de takip eder bazen da doğrumu derdik. Kendi aklımızca. Teknolojinin gelişmesiyle birçok olay aydınlığa kavuştu. Hava tahmin raporları gelişti. Bizim olmayan ilim adamları. Yağmur bulutlarının yönünü, gücünü ve nereye ne kadar yağmur yağacağını. Nerede ne kadar, sıcaklık olacağını bilebiliyorlar. Sanırım 1990 dan sonrada TRT 1 de havca tahmin raporu verilirken yağmur Bulutlarının yönü gelişi ve nerelere yağmur yağacağı ne kadar yağacağı belirtilir ve doğru çıkardı. Televizyonlarda hava tahmin raporları verirken. Bulutların uydu fotoğraflar da yağmur bulutlarını verme yerine gözden saklamak için yarı güneşli ve güneşli semboller ifade eden resimler veriyorlar
    2003 yılından itibaren ne olduysa oldu Tüm ilim adamları dünya küresel ısınmaya doğru gidiyor kuraklık başlıyor yaygarası çıkardılar. Tabi bu ilim adamları bizim ilim adamları değil yabancıların ilim adamları. Bu ilim adamları iklimler üzerinde deney ve araştırtma yaparak kehanette bulunmaya başladılar. Daha öncede kehanette bulunuyorlardı ama araştırmada başarılı olduklarına inanmıyorlardı
    Günümüz de teknoloji sayesinde öğrendiğimiz kadarıyla yağmuru istemezsen yağdırmıyor başka bölgelere veya başka devletlere yönlendiriyorsun Yağmur bulutlarını yağmur toplarıyla isteğin yöne doğru kaydırıyorsun. Bunun en son örneği Moskova da PUTİN ile BUSH görüşmesini açık havada yapacaklardı yağmur yağacaktı yağmuru Moskova ya yağdırmadılar başka bölgeye kaydırdılar. Ortak açıklamayı da açık havada geniş kitleler önünde yaptılar. İkinci bir canlı misalde Atina olimpiyatları sırasında yağmur yağacaktı yağmuru balkanlara ve İstanbul kaydırdılar. İstanbul da. Alibeyköy de her yeri su bastı. Olayın diğer bir yönü ise meteoroloji yağmur yağmayacak derken temmuz ayında İstanbul yağmur yağdı sel sele karıştı birçok yeri su bastı. Sonuç bizim meteorolojimizin bir şey bilmediği imajı yaratıldı halkın gözünde inanırlığını kaybetsin amacı güdüldü. Hal bu ki her gün uydu fotoğrafları yayınlansa insanımız gerçeği görür. Bu gün gerçek gizleniyor. İnsanlarımız: devam eden ekonomik kriz nedeniyle. Geçim derdine ve kendini koruma içgüdüsüyle insanlar baktığını göremiyor, duyduklarını anlayamıyor.
    2003 yılından itibaren Türkiye üzerinde oynana oyunlara bir yenisi eklendi Türkiye’nin iklimiyle oynamak geçmiş de yapılan araştırmaların verdiği bilgi birikimiyle. Türkiye üzerinde deneyler yapmak. Bu yapılan deneyleri ve bazı çalışmaları saklamak için dünyada küresel ısınma var yaygarası koparıldı: bu gün ülkemizdeki basın ve yayın. Sayın Prof. DR. YALÇIN KÜÇÜK’ ÜN dediği gibi başkalarının elinde. Onlar istediği gibi kullanıyor. Beyazı siyah siyahı da beyaz olarak anlatmaya, halkın kafasını karıştırmaya devam ediyorlar.
    Türkiye ye yağmur İtalya Yunanistan ve ege denizini geçerek gelir. Geçmiş yılların hava durumu gösteren uydu fotoğraflarını inceleyen görür. Sanırım TRT arşivlerinde vardır. Ege denizi üzerin de, yağmur toplarına tutulan, yağmur bulutları, yön değiştirerek. Yağmuru balkanlara ve Avrupa üzerine taşır. Bir kısın parçalanan yağmur bulutları da balkanlardan kara denize kayarak Akdeniz orta Anadolu, Doğu ve Güney doğu Anadolu bölgesine yağmur düşmez. Yağmur yağmayınca da ekonomik felaketlerin başladığı noktadır. Biz bu noktadayız. Üç beş yıl sonra anadolu topraklarından susuzlu nedeniyle göç mü edeceğiz. Göç edersek nereye göç edebileceğiz. İnsanın düşündükçe aklı duruyor. KÜRESEL ISINMA BİZİM ÜLKEMİZE Mİ HAS. Neden ülkemize yağmur yağmıyor. Avrupa da balkanlarda küresel ısınma yok da bizde mi var. Anlamakta zorlu çekiyorum. Bir ilim adamı izah etse diyorum. BEN Mİ YANILIYORUM.
    Ülkeyi idare edenler ülkesinin tarihini coğrafyasını fiziki yapısını ve insanını tanımayanlardır. Bilgisize görev ver Bütün emirlerini yapsın. Neden veya niçin sorusu soramaz. Hal böyle olunca uluslar arası arenada hep aldatılırlar hep kandırılırlar. Hep geri kalan biz oluyoruz.19.08.2008
    Türküm bu ad bütün unvanlardan üstündür.
    Cumali Özcan
    cu_ozcan@mynet.com

  38. Yazan:Asker Tarih: Kas 3, 2008 | Reply

    Selamlar,
    TSK’nın denetlenmediği gerçek dışı. Şöyle açıklamalıyım TSK tüm unsurları Kendi bünyesinde ve MSB.lığı müfettişleri tarafından denetlenmektedir. Haa Mali yönden derseniz buda MSB mali müfettişleri tarafından denetlenir ve bir vidaya ait belgeye kadar devlet arşivinde 10 yıl saklanır. Elbette bir kurum denetlenecekse konunun uzmanı kişiler tarafından yapılmalıdır. Askeri konularda bir sivil yetkilinin denetlemesi ne kadar yetersiz ve yanlış olacaktır. Daha iyi bir yapılanma ve düzenleme elbette iyi olabilir. Ama eleştirileriniz haksız ve zarar verici şunu unutmayın TSK Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı kalmış hemen hemen tek kuruluştur. Bu kuruluşumuzu yıpratmayın haksızlık yapmayın. Bu ordu hepimizin ordusudur. Tabiki kendini TÜRK hissedenler için o yüzden Ne Mutlu TÜRKÜM diyene…..

  39. Yazan:anar Tarih: Kas 4, 2008 | Reply

    sayın asker:)

    TSK Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı kalmış hemen hemen tek kuruluştur.

    demişsiniz! gerçekten çok güldüm. sayın asker, bu sitenin amacı zaten başından sonuna kadar tsk yı ve Atatürk ü yıpratmak!

  40. Yazan:birol Tarih: Kas 4, 2008 | Reply

    …BU YAZININ SAHİBİ CUMHURİYETİ YIKMAYA ÇALIŞAN AMPÜLCÜ ZİHNİYETİN PİYONUDUR.AMPÜLCÜLER İKTİDARA GELDİKLERİ GÜNDEN BERİ AVRUPA BİRLİĞİ KİSVESİ ADI ALTINDA AYAKTA KALAN TEK KURUM OLAN TSK YI YIPRATMA VE HALKIN TSK YA OLAN GÜVENİNİ SARSMAK VE BUNU SONUNUCUNDA CUMHURİYETİ YIKMAK ;YERİNE ILIMLI İSLAM DEVLETİ (BU ILIMLILIĞI ANLAMDIKYA) KURMAK İÇİN ÇALIŞIYORLAR…

  41. Yazan:aytunc Tarih: Kas 5, 2008 | Reply

    sevgili rasim bey
    siz hangi kurumun denetlenemeyeceğinden bahsediyorsunuz? TSK mı 🙂 size nacizane bir tavsiyede bulunmak isterim öncelikle TSK nin denetlenmesini bırakında bugün bu ülkeyi yönetenlerin dokunulmazlıklarından söz
    edin bizi yönetenlerin istanbul, ankarayı nasıl iç ettigini araştırın denetlenmeye öncesinden başlamak gerektigine inanıyorum nedense benim bu ülkede bir sandalcığım bile yok, nedense benim bu ülkede bir hisse senedim bile yok nedense benim bu ülkede bir zengin bir dayım ve benim akrabama burs verecek bir arkadaşım yok işte onurlu yaşayan işte denetlenemeyecek kişiler bizleriz zamanında bankaları soyanları içeri atan zihniyet nedense iş kendisine yada kendilerine gelince sessiz gemi misali suyu üstünde kayıp gidiyorlar TSK yı bu kadar düşürmeyin bence bırakın TSK yı önce 550 tane sözde vekilleri bir denetlesinler önce dokunulmazlıkları kaldırsınlar, bana dokunamazsınız ama sana dokunurum mantıgı ile bırakın TSK yı ülke batacak duruma geldi zamanında avukat olup, muhasebeci olup ,sonradan vekil olup köşeyi dönenleri denetlesinler önce biz geleneklerini bozmamaya çalışan bir milletiz ama bir japon kadar onurlu olamadık…çuvaldızı önce kendilerine batısınlar bakalım ne kadar canları yanacak sonra TSK nasıl olsa denetlenir ki kehribar rumuz ile yazan arkadaşın yazdıklarına katılıyorum TSK başbakanlığa bağlı bir kurumdur denetlenmeside zor degildir. birileri ülkenin parasını birileride rahmetli ATATÜRK ÜN mirasını paylaşmaktalar balık baştan kokar azizim… saygılarımla..

  42. Yazan:ertan kalem Tarih: Kas 5, 2008 | Reply

    yine bu site yine aynı tür bir yazının daha yumuşatılmış biçimi!Gerçekten bu sitedeki yazılar kabak tadı vermeye başladı..çaktırmadan yapılan beyin yıkama işlemidir bu yazıda…bu yazıyı yazan arkadaş sanırım TSK’nın kendi kendisini mükemmele yakın bir şekilde denetlediğini bilmiyor…Gerek Kızılay Gerekse Bankalar sivillerden oluşur ve denetlenmesi hem kendi içlerinde hem de dışardan zordur…Fakat TSK’nın içerisindeki denetleme mekanizması işlemektedir…Keşke Yazar arkadaş Kusur bulduğu yerleride yazsaymışta onlara bir cevap verseymişiz..Yozlaşmadan bahseden bu arkadaş kurumun neresinde görmüş bu yozlaşmayı biraz daha açarsa sevinirim bu konuyu…
    saygılar…

  43. Yazan:Engin Tarih: Kas 5, 2008 | Reply

    tsk denetlenmeli, kızılay denetlenmeli, emniyet denetlenmeli, sağlık sistemi denetlenmeli arkadaşım zaten bunların hepsini denetlemek denetlettirmek siyasetin elinde. yasal yapı bu şekilde. bu ülkede denetlenmeyen bir şey varsa o da siyasettir. zaten denetleniyor olsaydı bu zibidiler ne iktidar olurdu bu ülkede ne de bürokrat. bir düşünün bakalım yıllardır onca yolsuzluktan hangi siyasi hapse girmiş susurluk olmuş, ergenekon olmuş nerde bir tane siyasetçi içerde gösterin. ordu kendi komutanını hapse atıyor yolsuzluktan dolayı bana gösterin hangi başbakan ya da bakan divan’a çıkıp ceza almış bırakın bu işleri bakılacak yer belli bu ülkede. danışıklı dövüşe çanak tutar haldesiniz. her şey bitti geride ordu kaldı halletmemiz gereken diyen ab’nin yolunda hızla devam bakalım nereye kadar gideceksiniz.

  44. Yazan:Murat Tarih: Kas 5, 2008 | Reply

    Korkarım bu yazıyı yazan da yorum yapan da TSK yı hiç tanımıyor. TSK yapı olarak üstlerin astları her an her saniye her dakika denetledikleri bir kurumdur. Kurumda çürüme olmaz, personelde olur. Olursa yenisi ile değiştirirler. Öte yandan sayıştay tüm hesapları inceler. GK başkanı başbakana raporlar. Bu ülkede en az yozlaşmış kurum TSK dır. Yazıyı yazan arkadaş bu yazıyı alıp G Kurmaya gitse, ben böyle düşünüyorum diye, gerekli personel kendisine bu yazıda yer alan ve gerçeklerle nasıl bağlantıları olduğunu ya da olmadığını tek tek anlatır. Bilgilendirir ve uğurlar.

    Böyle bir yazıyı- şeffaflaşma vs- sakın Başbakanlık ya da herhangi bir bakanlık için yazamayı deneyin, ya silivride bulursunuz kendinizi ya da allah bilir.

    Sayglarımla

  45. Yazan:mehmet akyurek Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    Militarist devlet anlayisi ile yonetilen ve hala darbe anayasasinin gecerli oldugu bir ulkede size sunulmus sinirli pasalarin demokrasisinde TSK denetlenemez. TSK kurumu, icinde oldugumuz bu 12 eylul sistemi sartlarinda “ayar ceker”. Akp’nin oylarinin cogu, sisteme koydugu elestiri ve sistemi degistirme vaadiyle gelmisti. Ama su son secimlerden sonra gelisen olaylar ve Pkk baskinindan sonraki surecte vaadlerinin tam aksine bir tavir takinmaya basladi. Universitelerde turban ozgurlugunu gerceklestirmeye calissada pasalarin ve tabiki de elit devlet erkaninin mahkeme duvarina carptirildi. Sistemin ayarini yedikce sistemede ayak uydurur hale geldi. Soylemleri iyice klasik 12 eylul mantigina yaklasti. Anlayacaginiz bu ulkede 12 eylul hala hukum surmekte. Bugun ayar cekilen Akp olur yarin basa gececek olan baska bir parti. Yorumlardan okudugum kadariylada bu TSK ve devlet tapinmasi, yuceltmesi bitmedigi surecede cok gencimiz daglara, askerdekilerde sehitliklere gider. Ama biliyorum ki her ne olursa olsun sorumlusu devlet ve yanlis politikalari oldugu kabul edilmez cunku o kutsaldir, kutsal olanda hata yapmaz. Oyle degil mi?

  46. Yazan:a.yılmaz Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    Fikir paylaşımı amaçlı olduğunda bile olayın mecrasından uzaklaşarak kişisel polemiklere dönüşme riski olduğundan,yorum sahiplerini ismiyle belirtmeyi çokça uygun bulmuyorum.Ne var ki,kötü niyetle değilse de son derce sabit fikirli yorumlar var.En başta,TSK veya herhangi bir kurumun eleştirilmesi birilerini neden bu denli rahatsız ediyor anlamış değilim.Eğitim sistemi eleştirilir feryat figan,TSK eleştirilir ona keza,yargı sistemi deseniz aynı nakarat…Ne yani,eleştirmeyecek miyiz?Daha şeffaf,sağlıklı ve güvenilir işlesin diye bir kurum eleştiriliyorsa bu illa da o kuruma düşman olmak anlamına mı geliyor?Bu ne paranoya,bu ne niyet okumacılık?Rasim Kütahyalı gibi aydınlarımızın gerçeklerin üzerine gitme cesaretini kutlayacak yerde ipe sapa gelmez kuruntular,çirkin ve manasız karalamalar ne yazıkki bizi daha ileriye götürmeyecek.Kısacası,bir şeyleri yazmak için klavye başına geçen kraldan daha kralcıların da artık serinkanlılıkla düşünmenin zamanı geldi de geçiyor.Ölen bu gencecik canlar tavuk falan değil,birileri tatmin olmak adına bu sayfalara bir şeyler karalıyorsa biraz da vicdanlarının seslerini(kalmışsa)dinlemeleri gerekiyor.İhmal ve çürümüşlük evlatlarımızın yaşamına mal oluyorsa bari izin versinler bizim de söyleyecek bir çift sözümüz olabilsin…Her şey için çok geç olmadan.

  47. Yazan:Ahmet Eryılmaz Tarih: Kas 7, 2008 | Reply

    Bakıyorum burda birileri gazlıyor, birileride bu gazla bu laflar nereye gider nasıl algılanır demeden habire vuruyor. Sorun değil. Vurulmakla yıkılmaz bu ordu. Bir arkadaş ordunun arkasında medya var diyor. O arkadaş ordunun arkasındakinin Türk Halkı olduğunu görmeyecek kadar körleşmiş veya hedef saptıracak kadar yozlaşmış. Çürümeyi TSK’da aramamak lazım. TSK Türkiye Cumhuriyetinin Bekası için vardır. Şu anda hala bir Cumhuriyetimiz var diyorsak, sapa sağlam duran ordumuz sayesinde. Türkiye’yi Hükümetler yönetir. Yönetememelerinin faturasını kimse göz bebeğimiz ordumuza çıkartamaz.
    Türkiye Cumhuriyetini yıkmak isteyenler önlerinde Dev gibi duruan TSK’yı geçemeyince göstermelik bir kaç olayla zayıflatabileceklerini düşündüler. Malesef her zamanki gibi yanıldılar. Bunu zaman içinde zaten onlarda anlayacaklar.

    Ordumuzun kendi içinde kontrolü vardır. Bunu bilmeyen veya bilipte söylemeyenler için yeniliyorum. Bir arkadaş Milli Eğitimde Müfettişler var demiş. Bu arkadaş ya asker kaçağı yada Türk Vatandaşı değil. Ordununda kendi içinde müfettişleri vardır. Bunu ya öğrensin yada bilmeden konuşmasın.

    Burdan Onurlu Türk Vatandaşlarına sesleniyorum. Ordumuz olmasa veya zayıf düşse burda ordumuza laf atmaya çalışanların, bizi bölmek isteyenlerin, ülkemde ve topraklarımızda gözü olanların bayramı olacaktır. Bu bayramı onlara yaşatmayalım. Birlik ve bütünlük içerisinde olalım.

    Aktütün’de olanları ordumuzun zaafı gibi gösterip, orada şehit olan arkadaşlarımızın kemiklerini sızlatmayalım. Kahramaca savaşıp kanlarının son damlasına kadar savaşan hatta teröristlerin arkasından onları kovalayanların üstünü bir kalem darbesiyle silmeyelim. Bu vatan için canını hiç düşünmeden feda edecek olanların akıllarına soru işaretleri sokup, vatanımızı, namusumuzu, bayrağımızı korumaktan onları bir an bile ayırmayalım.

    Vatanımız üstünden yapılan çıkar hesapları önünde duran son kalemizi kendi elimizle yıkmayalım. Yıkmaya gelenlere cehennemi tattıralım.

    Bizim derdimiz ordu değil, geçim sıkıntısıdır. Zamlardan belimiz bükülmedi mi? Bunun müsebbibi ordu değildir. size gösterilen hedef yanlıştır bunu görmüyor musunuz?

    Ordu kendi içindeki çürük elmaları sürekli temizledi, bundan sonrada temizleyecektir. Kutsal saydığımız değerlere bu şekilde saldırmamalıyız.

    Hükümetlerin başarısızlıklarının sebebi ordu değildir. Kanunlara saygısızlık yapan ordu değildir. kendisini kanunların üstünde görende ordu değildir. size yanlış hedef gösteriyorlar bu oyunlara gelmeyelim.

    Son sözüm halkımı zehirlemek isteyen, Türk Vatandaşlarının akıllarını bulandırıp, nifak tohumları eken, daha önce oynanan oyunlardan sonuç elde edemediği ve bundan sonra edemeyeceğini bildiği halde yeni oyunlardan medet uman, Türkiye düşmanı hainlere. Başarılı olamayacaksınız…

    Türk Ordusu Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarından oluşur. Ordusunu satmayacak, vatanı için seve seve ölecek insanlardan oluşur. Tarihteki atalarının yapamadıklarını sizinde yapmanıza müsade etmeyeceğiz VESSELAM.

  48. Yazan:ahmet Tarih: Kas 13, 2008 | Reply

    akşam cnn de mehmet altanda aynı konuyla ilgili konuşuyor,diyorki tsk sorumluları cezalandırmalı sorumlular istifa etmeliavrupada böyle falan,doğrudur avrupada öyledir sorumlular cezalandırılmalı ,ancak bu liberal abilerimiz ve liberal arkadaşlar bu ülkede 1 haftada 50 bebek öldü ne oldu sorumlulara sağlık bakanı istifa ettimi yok liberal abilerimiz sağlık bakanını istifaya çağırdımı bak avrupada bu olay olsa sağlık bakanı 1 gün duramazdı koltuğunda istifa ederedi,ülkede orman kalmadı yandı bakan hala koltuğunda oturuyor avrupada olsa orman bakanının sonu ne olurdu tamam vurun ama hepsine bütün sorumlulara sadece tsk değil sorumlu kim varsa hepsine

  49. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 13, 2008 | Reply

    Ahmet Bey,

    Kim kimi vuracak(yazınızı öyle noktalamışsınız),”vuruşma” falan yok eleştiri var sadece.Bakın siz de ne güzel eleştirmişsiniz.Evet,gerçekten de Avrupa’daki sistem işleyişiyle olsa bugün pek çok bakanımızın görevlerinden istifa etmeleri gerekir.Yani istifalarını gerektirecek türlü skandallarla yönetildiğimiz doğrudur.Ayrıca dediğiniz gibi bazı konulara sessiz kalındığı ve gerekli tepkinin verilmediği de doğrudur.Ancak tepki verenler,eleştirenler olduğunda da yer yerinden oynamıyor.İsteyen istediği kurumu,kişiyi(şayet eksiklerini görmüşse)eleştirebiliyor…Eğitim sistemi,sağlık politikası diğer kurum ve kuruluşlar,ayrıca meclis üyeleri,Cumhurbaşkanı,Başbakan…Fakat ne hikmetse TSK eleştirildiğinde kıyametler kopuyor.Dolayısıyla asıl sakatlık burda başlıyor.Varsa Avrupa ile aramızda fark da burda başlıyor.Oysa TSK de sonuçta bir kurum.Tıpkı diğer kurumlar gibi bizim ödediğimiz vergilerle ülkemize hizmet ediyor.İnsanüstü veya dokunulmaz değildir;denetlenebilir ve gerektiğinde eleştiririlebilir olmalıdır.Mantıklı ve makul olan budur.

  50. Yazan:dr.rıfat Tarih: Kas 19, 2008 | Reply

    Darbeyi yapan suçlu yaptıran sütten çıkmış akkaşık. O yıllarda insalar ordu göreve diye bağırıyordu insanlar. Her mahallede bir milyoner yaratacağını söyleyen adama oy verenlerin mahallenin geri kalacağının aç kalacağından haberi yoktu anlaşılan. Yabancı devletlerden borç alıp toprak ağasına peşkeş çeknlerden bi habersiniz anlaşılan. ülkede toplam 10000 araç varken otabanlar yaptıranlardan da. Polis otobüse ücretsiz binerken erler hariç tüm akeri personel ücretlidir para verir. TSK’nin her ferdi ülkenin parasını kuruşu kuruşuna verir veremeyen boyunun ölçüsünü alır. Şu kendini herkesin üstünde gören derin olduğunu iddaa eden boş beleş entellektüellere sinir oluyorum. arkadaşlar sizin hala onu bunu karalamaya çalışmanız bile özgürlük sayılan bir demokrasi anlayışı içinde Özgürlüğün doruğunda yaşadığınızın farkında bile değilsiniz.

    lisede sağ sol düşüncelerine takılıp ders konusunda sıkıntılara düşmüş zavallı arkadaşlara sesleniyorum. Türkiye çevresi dört farklı inanç ve düşünce ile çevrili tek dünya ülkesidir. çevresindeki tüm akımlardan etkilenmemesi için sabit temelleri olması gerekmektedir. Ve ayrıca TSK’ne baş örtülü alınmıyor ifadesi kadar saçma bir yorumu yapabilen sınırlı sorunlu zeka örneği arkadaşlarıma bi örnek vereyim. Bir birliği oluşturan istihdamlar; Koğuş düzeni karargah revir mescit ve içtima eğitim alanı ve dershanedir. Neymiş arkadaşlar. MESCİT! askere gitmeyen arkadaşlar bilmez tabi. ramazan aylarında oruç tutan personele (erler personel kavramının en öemli unsuru kabul edilir iç hizmet kanunda) iftar ve sahur yemeği çıktığını ve ayrıca 20 kişiden daha fazla kişi teravih namazı için müracat ettiğinde içlerinde imamlık görevini icra edebilecek personelin imamlık yapacağını yoksa da devletin maaşlı imamının bu namazı mescitte kıldırdığını! TSK iç hizmet kanununa göre işler ve her yılın belli aylarında haberli ve belli aylarında hebrsiz denetlemelerin yapıldığını bilen var mı da zır zır konuşuyorsunuz. Siz bu yorumları yaparken geride ülkenin sağlam kalan unsurlarından biri olan TSK’nin bir ferdinin tırnağı bile olamayacağınızın farkında olduğunuzu bildiğimden ne olduğunuzu hatırlatmayacağım. Sizler onun bunun oyuncağı, boş beleş (entellektüel) adamlarsınız. Mutsuz olan hayatlarınızı anlamsızlıklarla ve saldırılarla dugusal tatminler yaşamaya çalışarak sakız çiğnerken ülke yönetemeyeceğini söyleyen güçlü görünen korkaların maşasısınız. Bir ülkenin silahlı kuvvetlerini çökertmek o ülkenin fetih edilemsindeki en önemli unsurdur. O borazan sesleriniz ptt satılırken botaş satılırken mersin limanı peşkeş çekilirken neredeydi. asgari ücretle 10 kilo et alınmıyo nerde sesiniz neden çıkmıyo! Ama yoo kimbilir size neler peşkeş çekildide ya da ne vaat edildi.? Bölünüce bu devlet kimlere valilik sözü kimlere bakanlık sözü verildi merak ediyorum. Dürütçe söyleyin. ama vaatler boş. bölemeyeceksiniz… ve bunların hesabı hem burde hemde toprağın altında sorulacak… siyaset yalancılık, durumdan payçıkarma ve manüplasyondur. bu nedenle ben siyaset yapıyorum diyeni anlıyorum üstü kapalı kendini anlatıyor. En azından ne olduğunu kabul ediyor.

    bu arada en çok şehit veren iller osmaniye gazianteptir. kim demiş doğulu batıya batılı doğuya gidiyor diye? Şu an babası korgeneral olan bir doktor arkadaşım hakkaride komando tugayında görev yapıyor. TSK da tamamen adaletli bir görevlendirme sistemi yer almaktadır. Bazı bakan çocuklarını saymazsak. Özellikle 20 yaşında prostat olanları. amerikadan rapor getirip o raporu kanun hükmünde kararname yayınlatıp kabul ettirenleri özellikle siz önce meclisi denetlemenin yolunu bulunda görelim. Dokunulmazlaıkları kaldırın bu arada TSK’nın bütçesi her yıl bütçe komüsyonunca belirlenir ve tüm bütçenin %30 ‘nun altındadır bu bir kanundur. Bu arada millet vekilleri 2 gün çalıştığı anda nasıl emekli olabiliyor? ve mecliste hala neden pkk yandaşı vatan hainleri var sizin o borazan sesiniz neden bunlara çıkmıyorrrrrr????

    25 yılda pkknın nasıl olurda en üst mühimmatla düzeli bir orduya karşı gerille hareketanı yapabilmesinin arkasında hiç kimse olmadığını iddaa eden arkadaşımın derhal bir zeka testi yaptırmasını öneririm. Bu arada vurulan tereositlerin içinde sarışın ve renkli gözlü iri kemikli bi çok cesedin çıktığını bilyor musunuz? ne ile karşı karşıya bu millet? farkında mısınız? yeterince sorunumuz var zaten bi de sorunlara çözüm olan kurumların işlevselliklerini eleştiriken sizin düşüncelerinizi ve düzeysizliğinizi eliştiren biri olduğunda tepkinizi merak ediyorum…

  51. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 19, 2008 | Reply

    Sayın Prof.Dr.rıfat,

    Size ne kadar teşekkür etsek azdır,bizleri darbelerin fazilet ve nimetleri konusunda aydınlattığınız için.Öyle ya hem o dönemlerde(bir de hangi “dönem”lerden sözettiğini açıklama zahmetinine bulunsaydınız hiç fena olmayacaktı)insanlar “ordu göreve!”diye hep bir ağızdan bağırıp duruyorlardı,sağolsun generallerimiz de halkın bu talebine sessiz kalmayarak görev aşkıyla gerekeni yapıyorlardı.Sizin gibi bu kutsal görevi idrak edemeyen biz nankörleri bağışlayın n’olur.O günleri nasıl bir çoşkuyla yadettiğiniz anlaşılıyor,keşke bizler de bu gafletten kurtulabilsek;darbe çoşkunuzu bir parça olsun kavrayabilmiş ve sevincinize ortak olabildiysek ne mutlu bize.

    Ayrıca sayenizde adelet anlayışımızın ne kadar sakat olduğunun da farkına vardık.Şu otoban,yol,köprü,viyadük vs.yapan suçluları bulup adalet karşısına çıkarmak yerine tutmuş darbecilerden hesap sorulması gerektiğini falan söyleyenlerimiz oluyor.Neyse ki bu hata ve yanılgımızdan ötürü bizi uyardınız.Bence hazır bizlere bu konuyu hatırlatmışken şu otoban hainlerini tez elden en yakın cumhuriyet savcısına bildirerek suç duyurusunda bulunun.

    Yanılgılarımız bunula da bitmiyor.Erler dışında ordu mensupları otobüslere ücretli binerken sen tut ihale yolsuzluklarıyla generalleri yargıla,golf muhabetti falan yap,olacak iş mi bu?Otobüs ayrımcılığı dururken milyar dolarların iç edilmesinin ne önemi var?İhale mihale,ordudan birileri yapmışsa hikmetinden sual mı olunurmuş,elbet bildikleri bir şey vardır.Böyle ciddi bir kurumu denetlemek falan da neyin nesi?Yani kendisini her şeyin üstünde gören ve derin olduğunu iddia eden boş beleş entellere ne kadar sinir olsanız azdır.Baksanıza özgürce saçmalayabildiklerini bile nereye borçlu olduklarını unutacak kadar kadir bilmezler.

    Fakat normal görmek lazım ne de olsa bunlar lisede sağ-sol tartışmalarına takılıp ders konusunda sıkıntıya düşen zavallılar.Kafalarının biraz karışmış olması doğal.Zaten biraz da zeka özürlüsüdürler.Nereden bilsinler devletimizin dört bir yanının düşmanlarla çevrili olduğunu,72 milletin kuyumuzu kazmak için pusuda beklediğini…Hala o lise kafasıyla bakıyorlar olaylara,sabit temellerimizin olması gerektiğinden bile bihaberler.Allah bilir sizin bahsettiğiniz ordu-ibadet düzeninden de haberleri yoktur.Ortalık mescitten,kadrolu imamdan falan geçilmezken bir türban iftirası almış gidiyor.Zeka özürlüsüdürler ya garipler halisinasyon geçiriyordur;resepsiyonlardaki başörtüsü krizleri,resmi törenlere alınmayan başörtülüler falan külliyen yalan ve uydurma tabii.

  52. Yazan:bedr Tarih: Kas 20, 2008 | Reply

    iyi de aziz yılmaz, cevap vermemişsiniz hiç! sadece dalgaya almışsınız! dalgaya al, kaçak davran olmaz!!

    evren paşayı alkışlayanlar ne kadar suçlu ise o darbe ortamını yaratanlar da suçlu değiller mi?

    onlarca yıl başta olup da 1 dakikacık bile ülkeyi adam gibi yönetmeyi beceremeyenler suçlu değiller mi?

    şapkamı alır giderim diyen kişi bilmem kaç defa gelip de matah bir şey mi yaptı?

    tıpkı bugün de olduğu gibi bu ülkede ağız dalaşından ve yolsuzluklardan başka siz ortada somut bir şey görebiliyormusunuz?

    sunta ticareti ile açığa çıkan serüven bugün ne boyutlara vardı!

    tamam darbeler tabii ki iyi değildir ama dr rıfat diyor ki, diğerlerinin hiç mi suçu yok? diyor

    diğerlerinin hiç suçu yok mu? aziz yılmaz bey?

    o konuda yine hiç bir şey dememişsiniz.

    kaçak 1-2 cümle var sadece

    peki siz bilmiyormusunuz:

    kendini yönetmeyi beceremeyeni yönetecek bir sürü yönetme sevdalısı çıkar! bunu bilmiyormusunuz?

    halk kendini yönetemezse adam gibi, asker yönetmeye kalkar, daha da kötüsü asker yönetmeye kalkmazsa “başkaları” yönetmeye kalkar!!!

    darbeci filan değilim, bir daha olmasın asla ama sayın yılmaz, 10 larca yıl siviller bu işi ellerine yüzlerine bulaştırmaktan başka bir şey beceremedilerse ve bugün 50-60 yaşında olanları da 40 yıl boyunca onlar yönetmeye çalışmışlarsa ve ortada hiç bir şey yoksa, özür dilerim ama bence iş zırt pırt askere düşüyor!

    sene 2008!! ve hala daha değişen bir şey yok! oy uğruna dtp sapıtıyor! oy uğruna zaten yoldan çıkmış olan chp iyice sapıtıyor!! akepe ise benden çok uzak! sadece oy kapma uğruna bugün bu ülkede neler neler oluyor görüyorsunuz değil mi?

    işte bilmeniz gerekir ki bu hep böyle idi bu ülkede!!! değişen hiç bir şey yok..

    siviller oy uğruna bu işi bu noktaya getiriyorlarsa ve bir türlü adam olamıyorsak biz! tabii ki netekim paşa yada bir başkası çıkar meydana!!

    ben darbe dönemleri ile diğer dönemleri birbirinden ne yazık ki hiç ayıramıyorum.

    darbeyi ha asker indirmiş!! ha siyasiler indirmiş!!! bu ülke insanı sürekli darbe yedikten sonra askeri dönemlere bu kadar da kızmanın bir anlamı kalmıyor bence.

    bu ülkedeki her sorunun sebebi darbeler ile demokrasinin kesilmesi değil sadece!!! o demokrasinin zaten hiç bir zaman rayına oturamamış olması ve bunun sorumlusu da gide gele bir türlü bıkkınlık duymayan ve kendinde hiç sorun aramayan, kendini sütten çıkmış ak kaşık zanneden siyasilerdir.

    üstelik bıkmadan usanmadan onlara oy verenlerdir asıl sorumlu.

    sadece tsk nın denetlenmesi ile eğer biz üze çıkacaksak denetlensin!!! ama öncelikle denetlenmesi gereken 70 küsur milyon kişi var!!!

  53. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 20, 2008 | Reply

    @bedr,

    Cevabımı “üslub”undan ötürü beyenmeyebilirsiniz,buna bir şey diyemem.Bana sorarsanız yine de insanlara türlü sıfatlar yakıştırarak hitap etmekten daha kırıcı değil.

    Kaçak güreştiğimi düşünmüyorum,size göre atladığım bir nokta varsa,bu kesinlikle herhangi bir konuyu geçiştirme,üstünü örtme amaçlı yapılmamıştır.

    Evren Paşa veya bir başkası,bu ülkede her on yılda bir birileri darbe yapmışsa elbette bunda sivil yönetimin zaafları ve vatandaş olarak bizim de dolaylı olarak sorumluluğumuz var.Ancak bu hiçbir darbeyi yasal ve meşru kılmaz;suç suçtur,bunun ortası”ama”sı falan olmaz.

    Onlarca yıl ülkeyi yönetip bir dakikacık düzgün idare edemeyen beceriksiz yöneticilerin suçlu olmadığını kim söyledi?Doğru dürüst bir yönetim olsaydı herhalde sizinle şu anda başka konuları konuşuyor olacaktık.

    Şapkamı alır giderim diyen zat elbette matah şeyler yapmadı.Fakat adam tutkalla koltuğa yapıştıysa benim ne suçum var.Büyükbabamın ve babamın da suçu yoktu ama ömürleri onunla bitti,korkarım benden sonra çocuklarım da bu siyaset duayenlerini tanıma onuruna sahip olacak.

    Evet maalesef karalama ve polemik üzerine kurulu bu siyaset geleneğine sahibiz.Farklı bir alternatif bulamadığımızdan da somut bir gelişme katedemiyoruz.Ancak bunun tersini iddia ettiğimi sanmıyorum.

    Sunta ticaretinin bugün hangi boyutlara ulaştığını yazmaya kalkarsak buna ne yerimiz ne de zamanımız yeter.Ama dilimize pek çok yeni kavram kazandırdığını söyleyebilirim.”Hayali ihracat”,”naylon fatura”,”kara para”,”hortumculuk”…sadece hatırladıklarım.Şimdilerde ise yolsuzluklar artık “proje”lerle anılır oldu bkz.Ortadoğu Barış Projesi(BOP),Kentsel Dönüşüm Projesi,Köye Dönüşüm Projesi vs.vs.

    Rıfat,diğerleri de suçlu derken,mesajının yerine ulaşması için insanlara zeka özürlüsü,düşünce kabızı,zavallı gibi sıfatlarla hitap etmesini gerektirecek bir durum yoktu sanırım.Sizce bu doğalsa mesele yok.

    Yine şu suçlular!Diğerleri dediğiniz kim?Başbakan…Kabine üyeleri…Siyasi parti başkanları…Sivil toplum kuruluşları…Akademisyenler…Aydınlar…Yazarlar-çizerler…Peki bunların hiç eleştirilmediğini mi düşünüyorsunuz,sizce tüm eleştiriler sadece TSK ya mı?

    Son olarak bu kadar suçlu yetmedi mi?Daha saymamı ister misiniz?Peki sizce bu suçlu bulma rekabeti tek başına bize ne kazandıracak?Birini eleştirirken bunu bir başka kötü örnekle karşılamak bize neyi kazandıracak?Ben birini veya bir konuyu eleştiririm,siz de hatırladığınız bir başka konuyu.Ama karşılıklı şunu da yazsana,bunu niye yazmadın diye suçlu takasına razı olmamız gerekiyorsa onu bilemem.

    İstediğiniz buysa her şeyi kendi haline bırakalım gitsin,ne dersiniz.

  54. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 21, 2008 | Reply

    Büyük Ortadoğu Projesi olacaktı.Düzeltir,katılımcılardan özür dilerim.

  55. Yazan:uveys Tarih: Kas 22, 2008 | Reply

    Aziz bey;

    Gafiniz isabetli olmus duzeltmenize gerek yoktu. Su zamanlarda ve gelecekte ortadogunun en cok ihtiyaci olacak sey baris… Keske projenin adida oyle olmus olsaydi.

  56. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 22, 2008 | Reply

    @uveys,

    Yorumlarımdan ne kadar rahatsız olduğunuzun farkındayım.Sadece benden değil demokrasi ve insan haklarını savunan,bireyi ve yaşam hakkını temel alan,eşitlik ve özgürlük içeren her yazıdan ve yazarından da rahatsızsınız.O bakımdan yanlış ifade edilmiş bir tümcenin düzeltilmesine mal görmüş Mağribi misali sevinmenize inanın hiç şaşırmadım.Çünkü sizin gibi dalkavukların başvurduğu en önemli şey olayaları çarpıtmak ve iftira yoluna başvurmaktır.Burada da yabancısı olmadığım bir basitliğe başvurduğunuzu görüyorum.Fakat inanın bunu kimseye yutturamayacaksınız.Sanmayınız ki her yorumunuzda paranoya derecesinde tapındığınız devlet anlayışınız dikkatlerden kaçıyor…Sanmayınız ki şiddet ve militarizmi kutsayan ve kraldan daha kralcı anlayışınız gözden kaçıyor.Bunları biliyoruz sayın üveys!Biliyoruz,çünkü konu kürtler olunca defalarca Arap kökenli olduğunu tekrarlama ihtiyacı duyarak bizlere sadakatinizin sarsılmazlığını göstermek isteyen sizdiniz…Eğitim sisteminin çarpıklığından sözedildiğinde Almanyalardan örnekler vererek eleştiye tahammül edemediğinizi teyit eden yine sizdiniz…Ermeni meselesi konuşulduğunda bütün tarihi gerçeklere(!)vakıf bir tarihçi edasıyla O bölgenin bir insanı olurken,söz alevilerden açılınca alevilerin arasında yaşayan biri oluverirsiniz.Artık hangi coğrafyada yaşadığınızı inanın siz de bilemeyecek duruma gelmişsiniz.Eminim 6-7 Eylül olayıyla ilgili kapsamlı bir makale yayımlansa Trakyalı Egeli olmaya aday olacaksınız.Fakat ne hazin ki siz bütün bu gaflarınızın farkında bile değilsiniz.Aşırı ırkçı yanınız düşüncelerinizi denetlemenizi,bir kere olsun tutarlı bir fikir üretmenizi engelliyor çünkü.

    Biliyorum,tüm bunlardan sonra bana yine her zamanki gibi demokrasi dersi vermeye kalkışacaksınız.Bence buna kalkışmayın;beni eleştirin,içinizdekini dökün ama bunu yapmayın.Yapmayın çünkü sahte demokrasi nutuklarına,samimiyetten uzak yapmacık nezaket gösterilerine karnım tok.Sadece sizden bir tek ricam var;bir kere bile olsa dosdoğru olmayı deneyin,kapıldığınız ırkçılık isterisinden kurtularak bir şeyleri anlama gayreti gösterin,vicdanınıza başvurun.Kısacası bana saygı dersi vermek yerine kendinizle önce bir yüzleşin.İnanın bir şey kaybetmeyeceksiniz.

    Son olarak şunu da belirteyim.Yorumlarınızda sabit değişmeyenleriniz olduğu artık çok aşikar.Sabit fikirlerinizin değişebileceğine dair bir umudum yok açıkçası.Fakat fikir sizin hürsünüz.Ancak bu sizinle tartışmak zorunda olduğum anlamına gelmez.Benimle isim belirterek birebir yorumlaşmayı bırakırsanız savinirim.Bunu sürdürmenin bir anlamı yok çünkü.Bunu bir anlaşma olarak kabul edin ve inanın sizden sözlü bir sataşma gelmediği sürece kesinlikle bu anlaşmayı bozmayacağım.Sizin fikirleriniz size benimkiler de bana kalsın olur mu?

  57. Yazan:uveys Tarih: Kas 23, 2008 | Reply

    Sn, Aziz bey…

    Yazdiklarimdan bu anlami nasil cikardiniz da buralara kadar tasidiniz olayi inanin anlamis degilim. Gaf yaptiginizin farkindayim kaldiki kendinizde soylemisiniz ben bu gaftan istifade etmeye yonelik bisey yazmadim ki! oyle olmus olsaydi bu firsatcilik olurdu. Nitekim butur pozisyona herkes dusebilir. Bana karsi sabit fikirli oldugunuzu ispatlamis oldunuz. Keske sorsaydiniz bikmadan, usanmadan tekrar, tekrar ne anlatmak istedigimin izahini yapardim. Fazla uzatmiyacam beni nasil tanidiniz nasil degerlendirdiyseniz birakin oyle kalsin.

    Saygilar hakedenlerin olsun….

  58. Yazan:uveys Tarih: Kas 23, 2008 | Reply

    Aziz bey,

    Sorun sizin demokrasiye bakis aciniz. Yazarin yazisina istirak etmedigim zaman size gore bu demokrasi kapsami disinda oylemi? ama sunu bilmelisinizki..! Yazara katilmasamda ayni gorusu paylasmasamda ben hicbir yazara yada yorumcuya hakaret etmedim. Hic tanimadiginiz bir insana dalkavuk benzetmesi yapmak bence enbuyuk terbiyesizlik otesinde kepazeliktir. Sizin demokrasi anlayisiniz hakaretten, kufurden otesine gidemez. Iste bu yuzden sizin gibilerin ne demokrasisine inanirim…

    Hatayli olmam, alevilerle ic-ice olmam Bunun yani sira arap kokenli biri olmam sizi neden bukadar germis onu anlamis degilim. Ulkemi seviyorum. Bunun adi size gore dalkavukluksa, evet en buyuk dalkavuk benim. Ama ben sizi su yazinizdan sonra koyacak katagori bulamadim. Ben yinede hayvanlari seviyorum. Yaptiginiz gafiniz isabetli olmus diyorum. Bilmiyorumki lafi nerenizden okudunuz. Bunu dahi anliyamiyacak kadar hasta ruhlusunuz size en kisa zamanda sifalar diliyorum. Bu ulkenin siz gibilere ihtiyaci var sebebene gelince; siz var olacaksiniz ki bizimde bu ulkeyi neden sevdigimizin bir anlami olsun. Insanlara surekli hakaret etmekle demokrasi olmuyor. Once insan olmayi ogrenin yasiniz eminim benden cok, cok buyuktur. Lakin mizahiniz olaylara bakis acilarimiz cok farkliymis ben bunu bugun anlamdim.

  59. Yazan:Murat Aygen Tarih: Oca 29, 2009 | Reply

    “Tansu, Mesut, ERKAN”:

    http://www.haberturk.com/haber.asp?id=124777&cat=110&dt=2009/01/29

    netekim, netekim, …

  1. 2 Trackback(s)

  2. Eki 31, 2008: Son 90 günün en çok okunan makaleleri : Derin Düşünce
  3. Ara 2, 2008: Son 60 günün en çok okunan yazıları : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin