RSS Feed for This Post

Pilav Yapıyoruz, Hem de Pirinç Kullanmadan

 Kadir Has Üniversitesi ve ODTÜ‘de Başörtüsü sempozyumlarına davetiye 

 (başörtüsüz gelinmesi rica olunur!)

   
   Nasıl mı olur? Fıstık gibi olur. Bal gibi de olur. Biz bunu hep yaparız. Bunu yapmayı en çok biz bilir, biz beceririz. Tencerede fokurdattığımız kafi miktar suya biraz kediotu az sinameki, yarım bardak mercimek, tütün, kuşburnu, kavanoz kapağı, tıraş bıçağı ne bulursak koyar biraz kaynatır sofra başında karnı guruldayan aile efradımızın önüne beslenme ihtiyacını karşılamak üzere süreriz.
 
  Pirinçsiz pilav yapmak biz de devlet geleneğidir. Mesela devletin her kademesinde devletlularımız sorunlarını epeyce çatlak ama oldukça mahir bir ev kadını becerikliliği ile çözebileceğine inanmışlardır. Ki ben de buna inanmaktayımdır. Çözülemeyecek hiçbir şey yoktur aslında. Burada önemli olan hayal gücümüzü zorlamak malum pirinçsiz pilav yapılmaz diyenlerin ezberini boşa çıkaracak can alıcı maddeleri keşfetmektir.  Mesela biz Kürt sorununu rahatlıkla çözebiliriz. Yeter ki bu işe Kürtler bulaşmasın. Hele ki DTP hiç karışmasın, muhatap alınmasın, vekilleri meclis bahçesinde kovalansın. Kapatılsın mı tabi ki kapatılsın!  Sonra biz bu dil ve kültürel haklar problemini de aynı yaratıcılıkla halletmişizdir yıllardır. Kürtçenin dağ Türkçesi olduğu bu kadar bariz iken şimdi efendim hepimiz bir parça dilimizi neyim düzeltmeye çalışmıyor muyuz; hani böyle abari aboo gibi kelimelerden kurtulalım şöyle Gassaray lisesi aksanıyla konuşalım falan gibi rasyonel bir gerçekliğin içerisinde bir parça fedakerane davranışlar serdedip, bir dönem milletçe fes, sarık, serpuş  ne varsa veda edip ola ki bu kutsal yolda bir takım kelleler gidecektir düsturuyla frak, papyon, gassaray Türkçesi ekseninde üzerimize düşen milli vazifeleri eda ettiysek, belli ki dağ türkü arkadaşlarımız da bu yolda ova Türkçesi ile konuşabilir Newroz bayramı yerine kabotaj bayramlarını kutlayabilir, dengbejler yerine Scorpions ya da daha aristokrat bir görünüm için
opera ya da geleneksel Japon dansları tercih etmeyi tercih edebilirler. (bu kadarcık ifade hatası Anayasa mahkemesi üyesi kızında da olur nolmuş yani) Netekim biz bunu yaptık, mis gibi de pilavı pişirdik ahan da buyur ye. Yemedin mi kusura bakma kendi problemin. Seninki de nankörlük ama Allah’ından bulursun nasıl olsa.
 
   Şimdi bu konuyu çözdüğümüze göre ve artık değerli zihinlerimizi çözülmüş bir konu üzerinde daha fazla zorlamanın anlamı olmadığına göre meseleyi vatanını en çok seven en iyi parmak sallayandır ekolüne devredip uzun bir zamandır ihmal ettiğimiz bir diğer konuya geçebilir sağlam, bilimsel, analitik bir zekanın işlevsel mantığından vazgeçmeden ama kaos teorisinin yaratıcı gücünden ödün de vermeden yalnız dikkatinizi çekerim asla ve asla post modern söylemlerin açmazlarına kapılmadan, tehdit ve tehlike dolu tuzaklarının ayırtına varmış olarak evvet başörtüsü meselesini halledebiliriz! Geç bile kaldık netekim.
 
  Bizler yani bu ülkenin her bir meselesini çözme azmine, kararlılığına ve en önemlisi bunun yegane meşru yetkisine sahip olanlar meseleyi konu ile alakalı olanlar bulandırmadığı, kendi sübjektif hal ve hareketlerini işin içine karıştırmadığı sürece adııım adım  bu işleri halleder düze çıkarız alimallah.(pardon) Nerede görülmüş zenci meselesinin zencilerin olduğu, konuştuğu, muhatap alındığı bir ortamda çözülmesi ve ayrıca nerede görülmüş Vatikan ile ilgili yapılan bir seminere rahiplerin falan girebildiği. A bunun bir istisnası sosyalist enternasyonale solcuların alınmasıdır ki zaten komünizm de o yüzden çöktü bunun kimse farkında değil bir kısım Türk akademisyenleri haricinde.  Neyse biz bu başörtüsü sorununu Türk ve Türk akademisyenleri olarak toplanmaya, tartışmaya bu konuda Avrupalı dostlarımızı da bilinçlendirmeye karar verdik. Ancak bir talihsizlik sonucu bugün Kadir Has üniversitesinde yapılacak Türkiye’de başörtüsü yasağı sempozyumuna bizim şaşkaloz sekreterin dalgınlığı sonucu avukat Fatma Benli hanımı da çağırdık. Sonra fark ettik ki Fatma Benli Hanım ııyyy başörtülü. Hani yanlış anlamayın karşı olduğumuzdan değil ama başörtülülerin bulunduğu bir ortamda başörtüsü meselesini çözemeyeceğimizden dolayı ondan konferansa hiç olmazsa şapka takarak çıkmasını talep ettik. Böylece madem ki bu haltı yiyorsun ama hiç olmazsa bana belli etme diyen bir babanın şefkati ile öğrencilerimizi kucakladığımız gibi Fatma Hanımı da kucaklamaya karar verdik.
 
    Ayrıca bu uluslararası sempozyumlardan birini de 17 Ekim’de ODTÜ de yapacak Türkiye’de başörtüsü sorunsalını ve Müslüman kadın meselesini tartışacağız. Tabi ki öğrencilerimiz perukla ve şapkayla girebilirler (renk, desen serbesttir) misafirlerimiz her zaman olduğu gibi saçlarıyla beraber beyin fırtınamızı izlemeye katılabilirler. Allah’tan ki ODTÜ deki ilerici kadrolar daha dikkatli. Yanlışlıkla konuşmacı olarak Başkent Kadın Platformundan falan kimseyi çağırmadı.
Böylece çözüm yolunda zaruri olan, yapılması gereken her şeyi yaptık. Pilavı ateşe koyduk, işe pirinç mirinç karıştırmadık. İster ye ister zık..yeme o senin en doğal hakkın.
 
   Şimdi arkadaşlarla öğle tatiline çıkıyoruz. Bahçedeki havuzda balıklar acıkmış biraz inci falan atacağız biçarelere. Vakıflar meselesi de yarına kalsın artık.

… Bu makale ilginizi çekitiyse…

Kadınlar… Günümüzün Don Kişotları

Suzan Başarslan’ın dediği gibi “kadına dair söylenmesi gereken ne  kadar söz varsa erkeğin söylediği” bir dünya bu. Sadece söz mü? Yaşama hakkı bile. Bugün Çin’de ve Hindistan’da yüzbinlerce kız bebek daha doğmadan ultrason ile ana karnında görülüp yok ediliyor. Erkeklerin güç mücadelesinde kadınlar eziliyor. Cumartesi anası oluyor, cezaevlerinin önünde sıra bekleyen, şehit tabutlarının üzerinde ağlayan oluyor.  Şampuan veya otomobil satarken bedenini kullandıran, arka planda, silik, soyunan, tüketen, “figüran”… Kadınlara özne olma hakkını vermeyen erkekler mi yoksa bu hakkı alamayan kadınlar mı? Kadınlıklarını kaybetmeden, erkekleşmeden var olabilecek mi birgün kadınlar? 96 sayfalık bu kitapta Kadın’a ait kavgaları ve Kadın’ın kimlik arayışını sorguluyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

 

 Kadın hakları ve Kemalizm

 “Kemalizm Türk kadınına özgürlük verdi” gibi sloganlarla düşünmeye daha doğrusu ezberlemeye itildiği için sık sık  şaşırmaya mahkûm bir kuşak bizimki. Tarihi, belgeleri, siyasî söylemleri ve sloganları aklın imtihanına tabi tutan herkes hayretler içinde kalıyor. “İyi de biz bunu bunca sene nasıl yuttuk?” diye sormaktan alamıyoruz kendimizi.  Kemalist düşüncenin, çağdaşlığın ve Atatürk devrimlerinin yılmaz bekçisi “çağdaş Türk kadını’nın sesi” Cumhuriyet Gazetesi’nin başyazarı olan Yunus Nadi kadınların siyasete atılmasına nasıl tepki vermiş meselâ?  “Havva’nın kızları, Meclis’e girip yılın manto modasını tartışacak”  Kadınlar Halk Fırkası kapatılınca yerine Türk Kadınlar Birliği kurulmuş. O da kapatılınca Cumhuriyet Gazetesi’nde şu başlık atılmış:  “Türk Kadınlar Birliği kapatıldı, fesat çıkaran hatun kişilere haddi bildirildi.” Derin Düşünce Fikir Platformu yakasını resmî tarihten kurtarmak isteyen okurlarına ezber bozan bir kitap öneriyor : Kadın hakları ve Kemalizm ilişkisine alternatif bir bakış

 

Trackback URL

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin