RSS Feed for This Post

İktidar namlunun ucundadır

20081001_derin_dusunce_org_che.jpgGeçen haftaki yazı 68’in devrimci aktörlerinden birinin tanıklığıyla Deniz Gezmiş’in Yakup Cemil’e olan hayranlığını belirtmemle sonlanmıştı.
Gezmiş, İttihatçı geleneğe sahip çıkan biriydi. O gelenek içinde de Gezmiş’in mizacına, kişiliğine en uyan isim şüphesiz İttihat-Terakki’nin vurucu gücü Yakup Cemil olabilirdi… Dolayısıyla bu tanık bana bu hadiseyi aktardığında çok şaşırmamıştım…
Yakup Cemil, “vatanın çıkarları” için ölmekten ve öldürmekten çekinmeyen bir figürdü. Bir süre sonra “vatanın çıkarları”na ihanet edenler artık İttihatçılara muhalefet eden herkesti… Cemil artık hain olabileceğinden kuşku duyduğu herkesi öldürmeye hazır vaziyetteydi. O zaman Guevara yoktu ama Guevara’nın temel inancı olan “İktidar namlunun ucundadır” doktrinine gönülden iman etmiş bir adamdı Cemil…
Gezmiş de “ya vatan ya ölüm” diyen devrimci-milliyetçi bir gençti. Aile olarak da İttihatçı-Kemalist bir aileden geliyor ve bu mirası da sonuna kadar benimsiyordu. Babasına kendini bu geleneğe uygun biçimde yetiştirdiği için müteşekkirdi. Elbette o da coşkun mizacı, korkusuzluğu ve aktivizmiyle idol olarak gördüğü Yakup Cemil gibi “vatan için” ne gerekiyorsa yapardı…
Gezmiş’in İttihatçılığı meselesi Türk solculuğu bağlamı içinde özel, özgün ve farklı bir şey değil. Türk sol geleneği doğuşundan özünde İttihatçı-Türkçü bir karaktere sahiptir. Türk sol hareketi daha en başından bu toprakların çok-kültürlü ve kozmopolit yapısını sarmalayabilen bir sol olamamıştır. Daha enternasyonalist ve kozmopolitan olan anlayış Osmanlı gayrimüslimlerinin, özel olarak da Ermenilerin ve Yahudilerin sol anlayışıydı. Rumlar ve Bulgarlar da esasen milliyetçilik varyantında bir sosyalizm geleneği üretebildiler. Onlarda da anadamar o yöndedir. Kendi ulus-devletini o dönem kurabilen etnik unsurlar görüldüğü gibi nasyonalizmin büyük cazibesine hemencecik yeniliyor ve sosyalist anlayışlarını bu örtük-milliyetçilik içinden oluşturuyor. Milliyetçilik ve sosyalizmin hiç ama hiç zorlanmadan buluşabilecek ve birlikte hareket edebilecek iki yandaş kolektivist ideolojik damar olduğunu daha evvel de belirttim, yine belirtiyorum.
Dolayısıyla; Anadamar Türk sol geleneği Mustafa Suphi, Şefik Hüsnü ve Ethem Nejatlar’dan Hikmet Kıvılcımlı, Doğan Avcıoğlu ve Mihri Belli’lere kadar zihniyet olarak İttihatçılığın varyantındadır… Bu gelenek İttihatçıdır, milliyetçidir ve o damar üzerinden de sosyalisttir… Bu anadamar gelenek külliyen reddedilmeden özgürlükçü-demokrat falan olunamaz… Bu bağlamda eski bir TKP’li olan sol aydın Muhteşem Özdamar’ın kuyerel.com‘daki otobiyografik içeriğiyle de dikkat çeken kıymetli yazılarını okumanızı tavsiye ederim…
Bu gelenek ancak 70’ler konjonktürüyle birlikte Ülkücü-MHP’li kadrolarla fiilen bir iç-savaş yaşamış olmanın etkisiyle milliyetçilik kavramından hazzetmediğini söylemeye başlar. Milliyetçilik kavramının olumsuz anılması, zihniyetsel bir farklılık sebebiyle değil 70’lerdeki kışkırtılmış iç-savaş sebebiyledir… Daha evvel de belirttim Ülkücü-Türkeş’çi hareketin de komünizmle meselesi zihniyetsel bir mesele değildir. Ülkücüleri anti-komünist yapan Sovyetler’in dibimizde olması ve Türkiye’yi işgal edeceği paranoyasıdır. Yoksa Türkeş ideolojisi, anti-emperyalist devrimci komünizmle yüzde yüz uyumlu bir yapı arzeder. Katı disiplin ve güçlü liderlik üzerine bina edilen askerî stildeki Leninist yönetim yapısı tam Alparslan Türkeş’in idealindeki parti ve devlet yapısıdır.
Esas meseleye dönersek, Deniz Gezmiş’i içine doğduğu Türk sol geleneği atmosferinin spektaküler bir tezahürü olarak ele almak lazım. Öte yandan tabii ki Deniz’ler sadece bu ülkeye has “biricik” bir hareket değildi. Bu gençler 1968’in üçüncü dünyalı sosyalist söyleminden de çok etkilenmişti. Bu söylemle içerideki İttihatçı söylem uyumlu bir birliktelik oluşturmuştu. Orhan Gazi Ertekin’in belirttiği gibi Türk 68’inin dış etkilenmesi yoktur gibi bir şeyi hiçbir zaman demedim. Fakat “Dünyadaki 68 hareketlerinin Türk 68’inden hiç ama hiç haberi yoktur, Türk 68’inin ve devrimci aktörlerinin evrensel sol söylemde konvertibilitesi yoktur” dedim ve bu da orijinal bir “tez” değil, somut ve yalın bir gerçek…
Türk 68 gençleri birçok başka ülke genci gibi o konjonktürde özellikle Ernesto Guevara figüründen çok etkilenmişti. Onları çocuksu biçimde Anadolu’nun çeşitli dağlarına çıkartan da temelde bu faktördü. Dağda gerilla olarak savaşmak, onlara Guevara’nın mirasıydı…
Hâlâ ve hâlâ birçoklarınca adaletin, iyiliğin ve güzelliğin sembolü görülen, insanlık için bir umut ışığı addedilen Guevara ikonunun mirası… Tam tersi sonuçlara yol açmış, tam aksi zihniyetlere hizmet etmiş bir trajik ikon olan Guevara…
Devam edeceğiz…

… Bu makale ilginizi çektiyse…

Türk Solu 

Kendini « sol » olarak tarif eden hareketler hiç olmadıkları kadar zayıf ve bölünmüş bir tablo çiziyorlar bugün.  Türk Solu Dergisi’nin ırkçı söylemlerinden CHP’nin darbe çağrılarına uzanan bir kafa karışıklığı hakim. Muhalefet boşluğunun müzmin bir hastalığa dönüştüğü şu dönemde Türk solu bu boşluğa talip olabilir mi? Daha önce Dikkat Kitap kategorisinde yayınladığımız Pozitivizm Eleştirisi gibi bu kitap da Türkiye’deki sola tarafsız bakan bir çalışma. İyimser görüşler kadar geçmişe dönük ağır eleştiriler de var. İlginize sunduğumuz 82 sayfalık bu kitap Türkiye’deki “sol” grupların sorgulamalarına, projelerine ışık tutmak amacıyla derlenmiş makalelerden oluşuyor. Kitabı buradan indirebilir ve paylaşabilirsiniz. Kitapta ele alınan başlıca konular: Solda özgürlükçü hareketler, 68 Kuşağı, Devrimci sol, Kemalizm, ulusalcı sol akımlar, Sol ve İslâm, Cumhuriyet Gazetesi.

Trackback URL

  1. 2 Yorum

  2. Yazan:fuatogl Tarih: Eki 2, 2008 | Reply

    Yoksa Türkeş ideolojisi, anti-emperyalist devrimci komünizmle yüzde yüz uyumlu bir yapı arzeder. Katı disiplin ve güçlü liderlik üzerine bina edilen askerî stildeki Leninist yönetim yapısı tam Alparslan Türkeş’in idealindeki parti ve devlet yapısıdır.

    Insan sasirdi mi tam sasiriyor demek ki. Eglenceli olmaya basladiniz Rasim bey – bilerek mi yapiyorsunuz anlamadim ki. Herhalde senarist ozelliginizi konusturuyorsunuz 🙂

    Bu arada kimmis bu “tanik” dediginiz kisi?

    Che(“Arkadas”) hala temiz, saf ve durust olani cagristiriyor insanlarda – sizin icinizi kemirse de bu kolay kolay degismeyecek, cunku hayati meydanda. Istedikleri kadar bira reklami yapsinlar, istedikleri kadar “cool” lastirsinlar. Bu imgeyi kolay kolay yikamazsiniz cunku insani bir yonumuze hitap ediyor bu hayat. Romantizm soyledir boyledir – ama ayni zamanda bir duygu isidir, insani bir yani vardir. Sizi derinden rahatsiz eden sey de iste tam olarak bu. Gerilla olandan, direnisci olandan muthis rahatsizlik duyup, yeryuzunun gelmis gecmis en buyuk terorist devleti olan ABD ye zerre kadar cit etmemenizin sebebi bundan olsa gerek. Kin insani korlestiriyor gercekten.

    Bu arada Che nin Klu Klux Klan in fikir babalarindan oldugunu duydum, ne bileyim belki kiyida kosede bunu ITye baglayacak bir “tanik” filan da bulunabilir, bu konudaki fikriniz nedir Rasim bey?

  3. Yazan:Utku Şentürk Tarih: Kas 3, 2008 | Reply

    “Yorum bölümü özgür bir tartışma ortamı yaratmak için vardır. Ancak saldırgan ve düzeysiz yorumlar yayınlanmayacaktır. Eğer bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatmanızı istirham ederiz.” diyorsunuz ama bu sanırım Rasim Ozan Kütahyalı’nın mesnetsiz,saldırgan ve düzeysiz yorumlarını kapsamıyor sanırım,ne deyim demokrasiden ve düşünce özgürlüğünden “hakaret” ve “çamur atmayı” anlıyorsanız,demokrasi anlayışınızla sizlere mutluluklar diliyorum

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin