RSS Feed for Kitap SohbetiCategory: Kitap Sohbeti

Sigmund Freud, Cinsellik ve Bilimsellik »

Freud okurken insanı en çok şaşırtan şey her taşın altından çıkan cinsellik ve ölüm. Daha doğrusu Freud’un baktığı her yerde bunları görmesi, vehmettiği her mevhumu bunlara bağlaması. İnsan sık sık durup “yaw ne alakası var? Takmış mı bu adam?” diye soruyor kendi kendine. Aslında dikkatli bir okuyucu bu kelimelerin mânâsının Freud’un kaleminde genişlediğini fark edebilir. […]

Şeyh-i Ekber İbn Arabi Düşüncesine Giriş / Mahmud Erol Kılıç »

Hiç kuşku yok ki başta tasavvuf olmak üzere felsefe, metafizik, kelâm vb. ile ilgilenen kimselerin kayıtsız kalamadığı/kalamayacağı bir isim İbn Arabi. Kimileri ilim ve irfânından istifade için peşine düşmüştür onun. Kimileri ise felsefî/hikemî bir merak saikiyle onu okumak ve anlamak ister. Kimileri de onun müslümanların nazarındaki hayâtiyetini sona erdirmek gayesiyle kollarını sıvamıştır. ‘Kolları sıvamak’ deyimine, […]

Vicdan azabı bir hastalık mıdır? »

Freud’un kafasını karıştıran ve onu yıllarca meşgul eden mevzular bunlar: Vicdan ve Ahlâk! Soru çok basit: Nereden geliyor “kötü” bir şey yapınca hissettiğimiz vicdan azabı? Vicdan konusu Freud’un hayatı boyunca üstesinden gelemediği, tekrar tekrar açtığı bir dosya. Gerek 1919’da “Das Unheimliche” ve gerekse 1930’da Mutsuzluk Kültürü (Unbehagen in der Kultur) isimli denemede vicdanın kaynağını araştırmış […]

Sana kanat da vermiştik, neden yerde sürünmeyi tercih ettin? »

Tâbiat ve Hürriyet Arasındaki Uçurum: Kierkegaard, Heidegger ve Freud “… Öngörülemezlik bir sonsuzluktur; İnsan gözü (=aklı) biyolojik tâbiat ile ruhanî hürriyet arasındaki o uçuruma bakınca baş dönmesi kaçınılmazdır . Zira baş muhitinde cem olur aklın hem de gözün nûru …” Modernleşme tarihi aslında Avrupa’nın dinsizleşme tarihi değil midir? Bu rüzgârla gelmiştir tanrısız sanat, tanrısız bilim, […]

Tüfek icad olundu, namertlik kolaylaştı (Sigmund Freud) »

“… Tanrı’ya giden yol kolaydır çünkü fazlalıkları atarak ilerler insan …” (Étienne Gilson) Sağdaki iki sahneye bakın. Gerçek olayın çok az bir kısmını görüyorsunuz; bir işaret, bir harf gibi adeta. Zaten önemli olan bu harfi görmek değil, okumak! Bu sahneyi okuyabilen seyirci sanat sayesinde yumruğun şiddetini de hissediyor. Kırılan gözlüğün yere düşmesine kadar geçen zamanda […]

Sigmund Freud, akıllı telefonlar ve aptal insanlar »

Ampulün neden ışık verdiğini bilmeyen bir insan elinde tuttuğu “akıllı” telefon ile sağlıklı bir ilişki kuramaz; bilgisayarlaşmış telefon onun için adeta sihirli bir cisim, gizli güçlere sahip bir fetiştir. Teknolojiyi anlamayan, merak bile etmeyen bu kullanıcı için teknolojik ürünler büyücülerin sattığı düğümlenmiş iplere, tılsımlı(!) muskalara benzerler. Yarı iletkenler, optik veri ağları, haberleşme uyduları, yapay zekâ […]

İnsan Yalan’dan değil Gerçek’ten korkar! Freud veya Hitchcock? »

Korku filmleri giderek pornolaşıyor. Çünkü yönetmenler insanî korku ile hayvanî korkuları ayırd edemiyorlar. Bir başka deyişle korku hissi ile korkulan şeyler birbirine karışmış. Testereli sapıklar, kesik başlar, gıcırdayan kapılar ve istemediğiniz kadar hemoglobin. Sinema lisanındaki tektipleşme ve üretim kalitesindeki düşüş daha ne kadar sürecek? Sonunda bir uyanık mezbahalara webcam yerleştirecek ve seyircisiz (=müşterisiz) kalan korku […]

İbn Sina Sigmund Freud ile anlaşabilir miydi? »

Ben var mıyım yoksa varmışım gibi mi geliyor Ben’e? Tanrı’nın varlığı tartışılıp durur da kimse kendi varlığından şüphe etmez. “Ben varım, buradayım işte!” deriz. Zaten kendisinden şüphe edene, kendi varlığını sorgulayana “deli” damgası vurulur. Oysa her sabah aynı bedene uyandığımızı bize garanti edebilecek kim/ne var? Bizi tanıyanlar? Kendi hafızamız? Nüfus kâğıdı? Kredi kartları? Arkanıza yaslanıp […]

Gönül ister ki; gönül herşeyi istemesin! Ya Freud? »

İçinizde birden fazla kişi varmış gibi gelmiyor mu size de? Birinin istediğini öteki reddediyor. Rejime başlıyorsunuz, sonra gece kalkıp buz dolabındaki pastayı yutuveriyorsunuz. Işığı açmıyoruz çoğumuz çünkü  bu tıkınma harekâtını yaparken kendimize bile görünmek istemiyoruz! Ardından bitmeyen pişmanlıklar ve suçluluk duygusu. Twitter’da bir mesaj gördüm: “Gönül ister ki; gönül herşeyi istemesin” Hilal Hanım’a ait olan […]

Bir kavanoza hapsedilmiş kelebekler gibiyiz yeryüzünde… »

Freud ve “Das Unheimliche” mevhumu Gazeteci-yazar Jean-Dominique Bauby bir beyin kanaması sonucu komaya girdi, sene 1995. Uyandığında vücudunun hiç bir yerini hareket ettiremiyordu, dışarıdan yardım almaksızın nefes bile alamıyordu. Evin anahtarını kaybetmiş bir insan gibi vücut hanesinde kilitli kalmıştı, doktorların tabiriyle “lock-in sendromu” idi bu durumun adı. Bauby artık sürgündeydi, gidemeyenlerin ülkesinde, bitmek bilmeyen bir […]