RSS Feed for İnsanCategory: İnsan

Ağıt 1 »

 ‘Beni sordun mu ölüm İkiz kardeşin doğuma Bağlayan ne çözen ne Bu hayat denen düğümü Kimi havyar yerken Kimi soğan cücüğünü Üç beş arşın beze sarar Öyle gidersin’ Cem Karaca – Ölüm Vatan da her şeyden çok ve fakat hepsinden az olan şey : Ölüm. Kendisini her gün metrobüs camından E-5’e bakarken, camiden çıkarken, çocuğumuzla […]

Endüstriyel Toplum ve İnsanın Anlamı »

[Anadolu Gençlik dergisinde yayımlanmıştır.] İstisnası yok ki bütün ideolojik modeller insanı belirli bir çerçeve içinde tanımlayarak kurulmak istenen sistemin gereksinim duyduğu bireyi -bir çarkın dişlisi gibi tasarlama gayreti içindedir. Bireylerin kurduğu değil, bireyi kuran bütünlük fikri insanın anlamı yönünden derin bir açmazı gösterir ki  ideoloji kavramı da insan olma ideasını doldurma amacı içerir. Bu doldurma […]

Ölüme Yol!* »

Bir sohbet esnasında yakın zamanda yaşanmış olan vaziyet bana intikal etti. Olay kabaca şöyle; Yükseköğrenim gören bir genç kız kısa zaman evvel babasını kaybediyor ve annesi ile kendi gibi kız kardeşleriyle birlikte bir başlarına kalıyorlar. Maalesef vaziyet ile birlikte toplumsal ahlâk seviyesinin de içerisinde bulunduğu düşkünlük sebebiyle yaşanan zorluklar, bahsi geçen genç bayanın antidepresanlara başlamasına […]

Hayy Bin Yakzan / İbn-i Tufeyl »

“Hayy Bin Yakzan” İbn-i Tufeyl’in felsefi romanının adı. 1106 yılında Gırnata’da doğan İbn-i Tufeyl İslam düşünce tarihinde İşraki bir filozof olarak kabul edilir. “Uyanık’ın oğlu Diri” anlamına gelen “Hayy bin Yakzan” ıssız bir adada tek başına büyüyen Hayy’ ın kendi kişisel tecrübeleriyle Hakikat’i arama çabasının kelimelere dökülmüş halidir. Hayy, tabiatla baş başa, tüm dış etkilerden […]

Kafka, Taşrada Düğün Hazırlıkları »

Taşra’da Düğün Hazırlıkları[1], Kafka’nın en eski yazılarının bulunduğu bu eser üç manüskri[2] ve fragmanlardan[3] oluşmaktadır. Max Brod tarafından 1907-1908(?) tarihine kadar uzanan bir geçmişleri olduğu belirtilen bu manüskriler, 1923(?) tarihine kadar uzanmaktadır. Bu el yazmaları,  Brod tarafından tek bir eserde birleştirilip düzenlenerek edebiyat dünyasına kazandırılmıştır. Eserin içinde şu bölümler yer almaktadır: Taşrada Düğün Hazırlıkları; Günah, […]

Dinlemek / Listen / Écouter / بشنو / سماع »

Ne değildir? Duymak, işitmek değil. Hayvan da duyar, hatta insanın duyamadığı frekanslardaki sesleri duyabilen hayvanlar var. Kulağa gelen sesleri kelimeye/cümleye çevirmek değil. Bunu cep telefonları bile yapıyor. Karşısındakinin sözünü bitirmesini beklemek de değil. Zira bu bekleyişte insan kendi söyleyeceklerini hazırladığından işitir ama dinlemez. Ben’i anlatmaktan Sen’i duymaya vakti kalmaz. Nedir? Elektronik araçlarda veya hayvanlardakinin aksine […]

Göze yalan söylemek kulağa yalan söylemekten zordur »

“… İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. Önce hafiften bir rüzgâr esiyor. Yavaş yavaş sallanıyor yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, sucuların hiç durmayan çıngırakları. İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı …” (Orhan Veli) Göze yalan söylemek kulağa yalan söylemekten çok daha zor çünkü göz açılmadan bakamaz, görünmeden göremez. İnsan “öteki” tarafından okunmayı kabul etmeden okuyamaz. Utanınca başımı eğiyorsam kendimin […]

İnsanlar ikiye ayrılır: Yağmuru hissedebilenler ve ıslananlar »

  … İnsan ve sanat  ilişkisi üzerine okumak için… Derin Göz (Son güncelleme: İkinci sürüm, 6 Nisan 2014) İnsan gözü daha verimli kullanılabilir mi? Aş, eş ve düşmanı gören Et-Göz’ün yanı sıra Hakikat’i görebilecek bir Derin-Göz açılabilir mi? Sanatçı olmayan insanlar için kestirme bir yol belki de Sanat. Çukurların dibinden dağların zirvesine, Yeryüzü’nden Gökyüzü’ne…Sanat’a bakmak için […]

Tabiat / Ralph Waldo Emerson »

  “… İnsanlar korkak ve çekingen; dik durmuyor; “benim fikrim şu, ben şuyum” demeye cüret edemiyor da filanca düşünürden sözler aktarıyor. Bir otun, açan bir gülün karşısında mahçub vaziyette. Penceremin önündeki güller ne eski güllere ne de daha güzel güllere gönderme yapmıyorlar; neyse o! Bugün Tanrı ile varlar. Zaman umurlarında değil. Gül var ve varoluşunun […]

Kaygı Mevhumu / Søren Kierkegaard »

   “… Bilinç arttıkça, umutsuzluk şiddetlenir… Akıl azaldığı oranda kaygı da azalır […] Neler gelecek?  […] Kişinin var oluşu için iki seçenek vardır: İnsan ya kendi varoluşunu unutacak, ya da tüm dikkatini kendi varoluşunda yoğunlaştıracaktır. […] İnsanlar genellikle neticenin ne olacağından kuşku duymayacak kadar fazla bilinçsiz yaşamaktalar; zihnin derin bağından yoksun yaşamları, ister çocukların sevimli saflıkları, ister budalalık söz […]