Author Archive

Sanayisiz Osmanlı »

“Bir kere yaşanan bir daha neden yaşanmasın ki? Zaten tarih de bizi geleceğe iten bir tsunami olmayacaksa bırakalım mahzenlerin içinde gizli kalsın. Ben bir “Osmanlı tsunamisi”ni tetiklemeye çalışıyorum. Daha doğrusu bu tsunaminin gelmekte olduğunu haber vermek istiyorum. Gözü açık olanlara elbette… Bakın, diyorum, Osmanlı tsunamisi geliyor, dikkatli bakın!” (Mustafa Armağan)  Son günlerde Osmanlı tarihine olan […]

Kemalistler için Ergenekon Klavuzu »

İddia olunan Ergenekon Terör Örgütü dava süreci; sonuna kadar gidilebilirse  ve adalet tecelli ederse, Türkiye yeni bir yola girecek. Halkın her türlü vesayeti elinin tersiyle ittiği, hak ve özgürlüklerin genişlediği, hukuk üstünlüğünün yaşandığı, herkesin ve her kurumun kanun önünde eşit olduğu ve hesap verebildiği bir yol bu. Yani demokratikleşme yolu.  Ancak hala, demokratikleşmeye direnen, tabiri […]

Ergenekon’un kökeni ve Bediüzzaman’ın uyarısı »

” 1995 yılında babası kaçırıldığında henüz 5 yaşında bir çocuktu. Babasının cesedini kimsesizler mezarlığında bulduğunda ise 19 yaşına gelmişti. 5 yaşındaki İslam Ergül hastalandığı için babası onu Şırnak Devlet Hastanesine götürmüştü.Hem buğday satacaktı hem de çocuğunu tedavi ettirecekti.   Dönüş yolunda kimliği belirsiz dört kişi tarafından yolları çevrilmiş, baba ile evladın son görüşmesi bu olmuştu. Küçük […]

Hukukun üstünlüğü mü yoksa “üstünlerin” hukuku mu? »

Demokrasinin anahtarı konumundaki hukuk devleti ilkesi, hukukun üstünlüğü temeline dayanır. En kestirme tanımı, bireylerin ve devletin yani kamu görevlilerinin yasalar önünde “eşit” olmasıdır. Dahası, yasama ve yürütme erkleriyle yönetimin, bağımsız yargı organları tarafından hukuka bağlı kalınarak denetlenmesi ve bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasıdır. Bununla birlikte, modern dünyanın çağdaş değer olarak sunduğu kavramlardan […]

Hukuk Devleti mi üstündür yoksa Devlet Hukuku mu ? »

Parti Yasaklama Rejimi ve Militan Demokrasinin Sınırları Siyasi partiler günümüz demokrasilerinin vazgeçilmez kurumları, başka bir ifadeyle “olmazsa olmazları”dır. Yaşanan acı tecrübeler sonucunda, 2.dünya savaşından sonra ülkeler; demokrasilerini korumak amaçlı bir yandan Anayasa Mahkemelerini kurarken, öbür yandan da siyasi partilere Anayasal statü vermişlerdir. Fransa gibi açık demokrasi ülkelerde bu koruma; demokrasiyi özümsemiş köklü siyasal parti yapılanmaları, […]

Mana Boyutlu, Olgun Demokrasi »

Daha önceki yazımızda farklı farklı demokrasi anlayışlarından ve uygulamalarından bahsetmiş ve bu farklı benimsenen demokrasileri; genel anlamda liberal ve militan demokrasi olarak iki ana ekolde toplamıştık. Bu iki ekolün temsilcisi olan demokrasilerin de suistimale açık olduğunu örneklerle savunmuştuk. Bu bağlamda demokrasinin, kemale ermiş, insanlığa mutlak sadedi sunan bir kavram değildir. Demokrasi yokuşunu hâlâ tırmanmakta olan […]

Kemalist Demokrasi : Hizmet Etme Değil, Adam Etme! »

Tarihi gelişimi itibariyle demokrasi farklı farklı ülkelerde, farklı faklı anlaşılmış ve farklı farklı uygulanmıştır. Bu bağlamda, aslında mana itibarıyla, hak ve hürriyetlerin baskı altında tutulduğu, bütün yetkilerin tek bir elde, küçük bir azınlık grubun hakimiyetinde toplandığı devlet düzeni olan totaliter sisteme, demokrasiye taban tabana zıt olmasına karşın, halk için halka rağmen gibi garip bir mantıkla […]

Osmanlının Yıkılışında Tekke ve Zaviyelerin Rolü Var mıydı ? »

Bir Hastalığımız ve Yok etme Meylimiz Üzerine Aslında yüzyıllardır yapa geldiğimiz bir yanlışımız, daha doğrusu hastalığımızdan biri de; genel kabul görmüş doğrularımızı tek, ve mutlak doğrular olarak algılamamız olmuştur. Ve bu doğruyu da; gerek devlet eliyle sistemli bir şekilde, gerekse bireysel bazda topluma tek,  ve mutlak doğrular olarak dayatmamız olmuştur. Bu zihniyete göre doğrumuz tek […]

Bediuzzaman’la Ortadoğu Problemlerine Bakış »

“Bakın ben de sizin gibi tango yapıyorum, sizinle aynı alfabeyi kullanıyorum, ne olur artık vurmayın” diye inliyor “batılılaşmış” Müslüman ülke aydını. İslâm’ın temel prensiplerinden, bilimden, kul hakkından uzaklaşmanın getirdiği belaların ilacını “düşmana benzemek” yolunda arıyor.  İnsanlık, özellikle de Batı dünyası son üç asırda bilim ve teknolojide büyük ilerleme kaydetti. Ancak vicdanen ve ahlâken yerinde sayan […]

Geldikleri gibi gitmediler III:Halifelik Açısından LOZAN »

Bu mesele, çok tartışma götüreceğinden kısaca:  Dönemin etkin gücü İngiltere’nin, milyonlarca Müslüman nüfusu yönettiği için kendisine potansiyel bir tehlike arz eden Hilafeti kontrol etme kaygıları vardı. Türkiye Hilafet kozunu ancak 1924 Mart’ına kadar elinde tutabildi. Yine kendi elimizle saltanat ve halifelik makamını kaldırdık. Oysa 2.Abdulhamid Han son dönemlerde, siyasi bir makam da olsa Halifelik makamını […]