RSS Feed for Sezai KarakoçCategory: Sezai Karakoç

Yürüyüş ile Yürüyüş »

Sezai Karakoç’a ithaftır, kelimeleriyle örülü[1] kelimelerimle bir kolaj denemesidir… Gözsüz görüyorum, ellerim tensiz, tutuyorum. Ayaklarım çıplak, yürüyorum. Yürüyorum. Ölüler kentinden yürüyorum şimdi başka bir kente, başka bir meydana. Çağrıldım, çağrı ölüm. Çağrıldım, çağrı doğum. Çağrıldım, çağrı adım. Törenleri ve şölenleri bırakıp ardımda, ağlayışları ve duaları, tahtadan sandalımı ve sürüklendiğim akıntının içindeki tıpkı kuru bir dal […]

Zamana Adanmış Sözler (Sezai Karakoç) »

Gerçeküstü tiyatronun kurucusu olarak bilinen Tevfik el-hakim tiyatroya dair bir yazısında şöyle der:  “Tiyatro yazarı, teferruata dalmaktan, tavsiften, lafı uzatmaktan daralır. Hedefi, bir kelimeyle veya bir cevapta karakterin resmedilmesiyle ya da bir ibarede anlamı kuşatmasıyla vurmayı ister. Şair de böyledir. O da, varlığı kendisi sayesinde bir mısrayla aydınlatabildiği aynı tabiata sahiptir.”  Antik Yunan çağında tiyatro […]

Diriliş Neslinin Amentüsü (Sezai Karakoç) »

Genç yazarımız Kübra Nur Ayar bir süredir Sezai Karakoç kategorisi altında üstadı ve eserlerini tanıtıyor. Çok da iyi ediyor zira Sezai Karakoç’un fikirlerinden yeterince istifade edilmediğini düşünüyorum. Örnek? Bir zaman önce dahil olduğum “sol ilâhiyat / sosyalist İslâm yorumu” tartışmalarında sormuştum: “İslâm’ın adalet ve hukuk alanında nesi eksik ki sosyalizm ile bunu tamamlamak istiyorsunuz?” Aynı […]

İslam toplumunun ekonomik strüktürü (Sezai Karakoç) »

Zekât verilecekse önce akrabaya bakılır, yardım edilecekse önce komşudan başlanır; ne yapılacaksa önce çevreden işe başlanmalıdır. Nitekim tüm dünyaya bir anlatacağı varsa insanın, ilk olarak yaşadığı yerde anlatmaya başlar. Ben de bu söze tâbii olarak geçtiğimiz günlerde yaşadığım şehrin belediyesine şikâyetlerimi anlatan bir mail attım. Cevap, beklemediğim bir makamdan, beklemediğim güzellikte geldi. Sözün en başında […]

Yitik Cennet (Sezai Karakoç) »

Üç ay kadar önce annem rahatsızlanıp bir süre hastanede kalınca, bazı günler onu görememiştim. Yanına gidemediğim günlerden birinde yolladığımız paketin içine bir kitap sıkıştırıverdim. Boş kalan zamanlarında okumuş; beğendiğini ve kitabı bitirdiğini söylemişti bana. Eve döndüğünde, en çok neresini beğendin, diye sordum anneme. Şu satırları gösterdi: “Uzaklaştırma yaklaştırma içindir. Ayrılık buluşmaya doğrudur. Yitirme, bulma arzusunu […]

Hızırla Kırk Saat (Sezai Karakoç) »

Bir resim, manzara resmi… Su birikintisi, göl muhtemelen. Etrafta ağaçlar var. Suyun üzerine ağaçlar, bulutlar ve sema aksetmiş. Göl sakince gökte ne gördüyse onu yansıtıyor. Suda kıpırtı yok, yansıtmadan başka bir eylem görünmüyor. Betimlemeyle süslememe rağmen, sıradan bir manzara resminden çok bir farkı yok, ta ki altına şu satırları alıntılayana kadar: Suyu arayan adam değil […]

Sezai Karakoç »

Hilmi Yavuz’dan okumuştum. Bir tren yolculuğuna başlayacakken koştura koştura gidip birkaç dergi alıp trene nasıl yetiştiğini ve yol boyunca o edebiyat dergilerini okuduğunu anlatıyordu. Dergilerin birini açtığında daha önce hiç duymadığı bir şairin tüm sayfayı kaplayan şiirini gördüğünden bahseder: “Monna Rosa” ! Devamını, kendisi için üçüncü tekil şahıs ifadesi kullanarak şöyle anlatıyor Hilmi Yavuz: Şiiri […]