Author Archive

Cenab-ı Hakk Partisi ülkemize hayırlı uğurlu olsun »

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun çatı adayı olarak takdim edilmesinin akabinde hemen google’a müracaat ettim. Yok, sandığınız gibi değil; Ben ne taraftarı olduğu siyasi hareketin bana dayattığı kişinin kim olduğunu bir arama motoruna soracak kadar cahilim ne de ismini terennüm edemeyecek kadar telafuzdan bihaberim. Ben sadece ‘rüyada laik, demokrat, devrimci, Atatürkçü, yurtsever, milliyetçi, gezi ruhunu kavramış bir Cumhurbaşkanı […]

Olimpos dağının çocukları »

Beni şiir yazmaktan soğutan Faruk Nafiz’se, verimli bir yazar olmaktan alıkoyan da Cemil Meriç olmuştur. Biri nazımda, diğeri nesirde kendi insanını o kadar güzel tasvir etmiştir, köşeleri o derece mükemmel tutmuştur ki haleflerine dirhem söz hakkı tanımamışlardır. ‘Olimpos dağının çocukları, Hira Dağının evlatlarını asla kabul etmeyecektir’ diyor Cemil Meriç. Bu sözü kendisine ettiren saiki merak […]

Köpekler istiyor diye atlar ölmez »

‘Bilmeyen ahmak, bilip de söylemeyen suçludur’ der bir Fransız atasözü. 15 yaşında bir çocuğun ölümünü onaylamak, bıyık altından gülmek hiçbir vicdana sığmaz. Ne çocuğun eylemci olması ya da olmaması beni ilgilendiriyor ne de Alevi olup olmadığının peşindeyim. Tıpkı hemen akabinde Tunceli’de şehit olan polisimizin ne şekilde vefat ettiği teorilerine kulak asmadığım gibi. Ya da açılan […]

Gülen Holding İnsan Kaynakları Nasıl Çalışır? »

İki yüz küsur yazıya imza atmış bir yazar olarak üç konu hakkında çok rahat yazabiliyorum. Bunlar, geçmişten bugüne Milli Görüş, Güneydoğu ve Cemaat. Üçüyle de bir şekilde isteyerek ya da istemeyerek geçmişte yollarımız kesişmiştir. Gariptir, Yazı sergüzeştime baktığım zaman ‘eğer atlamadıysam’ Cemaat hakkında menfi ya da müspet hiç yazı yazmamışım. Cemaat hakkında neden yazmadım diye […]

ODTÜ’de Sıradan Faşizm »

 “… Bugün bir devrimci sandığınız bu çapulcular sürüsü, gün gelecek sizlerin yüzkaraları, bizlerin de maskaraları olacaklar …” ODTÜ’deki üç beş faşist tazesinin yaptığı rezilliği görmüşsünüzdür. Yaşımızın biraz da kemale ermesinden sebep olsa gerek, ben görüntüleri ilk izlediğim zaman bir deja-vü yaşadım; gözümün önüne bir an için Merve Kavakçı’ya hitaben ‘atın bu kadını dışarı’ diyen Ecevit’in, […]

Kemalist baltalar ve ağaç kesme özgürlüğü »

“… Gezi olayları başladıktan sonra benim ilçemin CHP’li belediyesi oradaki ağaçların bir kısmını keserek parkın adını ‘Selçuk Gezi Parkı’ yaptı. CHP’nin, Taksim merkezli Gezi Parkı anarşizmine destek verdiği herkesin malumudur. Tıpkı Dersim olaylarını sahiplenmesi, 28 Şubat’a her yıl dönümünde samimi bir şekilde iç geçirmesi gibi, bu ülkenin başına gelen her musibette CHP olabiliyorsa büyük hissedar, […]

Ey Atam! Geldiysen fincanı oynat… »

“… Battığını iddia ettikleri ülke aynı günlerde Boğaz’a üçüncü köprüyü, İstanbul’a üçüncü havalimanını, iki nükleer santralını yapmakla meşguldü. Battıklarını söyledikleri bu ülke, tarihinde ilk defa İMF’ye borcunu sıfırlamış, son otuz yıldır bir yaz ayını ilk defa şehit cenazesi görmeden idrak etmiş ve tüm kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımına gitmesiyle ekonomik anlamda yerini daha da sağlamlaştırmıştı […]

Çapulcu da basittir, gözleme gibi »

‘Devrim netameli konudur, gelin etmeyin eylemeyin’ dedik. Çünkü beklenti ne kadar büyük olursa, hayal kırıklığının da o nispette büyük olacağı aşikârdı. Bana bu cümleyi kurdurtan saik de ne çok zeki olmam ne de Dünya Devrim Tarihini yalayıp yutmamdı. Sadece kumaşa baktığınız zaman anlıyorsunuz o kadar. Kumaş dediysem, bir hareketin ideolog kadrosundan bahsediyorum yanlış anlaşılmasın. Haftası […]

Gezi Parkı: Kür mü yoksa kürtaj mı? »

‘Gezi Parkı’ adına yapılan tüm bu barbarlığa, yakıp yıkmaya, bu Vandallığın geçirdiği on dokuz günlük sergüzeşte baktığım zaman, iki kelime durumu çok iyi açıklıyor: Erken Doğum! Aslında sekiz ay daha dişlerini sıksaydı bu rezaletleri bu ülkeye yaşatanlarla, oturdukları yerden avuçlarını ovuşturarak kargaşadan önlerine düşecek bir parça kemiğin peşindeki hazımsız kitle zaten rutin aşağılanma seansını bir […]

Kemalizm’in yararları: Adamı şair yapar! »

Yerelde yazmanın zorluğunu bilenler bilir; herkes birbirini tanıdığı için fazlasıyla zülfü yare dokunur, gelirler babanıza şikayet ederler falan filan bir sürü gevezeliktir. Geçenlerde şöyle bir şey oldu: Ulusalcılık aleyhine bir yazı yazdım ve iki gün sonra beni hedef alan ve içeriğinde namussuz, ahlaksız, uçkuruna sahip olamayan bir tip olduğumu anlatan bir cevabi yazıya muhatap oldum. […]