RSS Feed for This Post

Ergenekon usulü uzlaşma

20080330_uzlasma.jpgUzlaşma kelimesi biberlik dolma gibi. İçini ne ile isterseniz doldurabiliyorsunuz. Deniz Baykal başlattı bu işi. TÜSİAD ve TOBB devam ediyor:

 “Efenim Uzlaşın!”

Neyle? Kiminle? Uzlaşmanın hası 22 Temmuzda yapılmadı mı? Halk ile en iyi kim uzlaştıysa bırakın memleketi o yönetsin. Kim? Evet, Recep Tayip Erdoğan. Tanıştırayım, kafa kâğıdını taşıdığınız ülkenin başbakanı olur kendisi!

Sevmiyor musunuz? Peki. Bir daha ki genel seçimleri siz kazanırsınız, olur biter. Halkla uzlaşabiliyor musunuz? Onu söyleyin.

“Efenim uzlaşma olmazsa kriz olur!”

Bir Ermeniden Türkçe dersleri almak ağırınıza gitmezse: Buna uzlaşma değil tehdit denir.

Utana sıkıla AKP’ye anlatmak istediğiniz nedir? “Ergenekon ile uzlaşın” demek istiyorsunuz herhalde. AKP Şemdinli’de dersini almadıysa hiç bir zaman alamaz ya ben bir daha deneyeyim şansımı:

Hint halk hikâyelerinden durumumuza uygun bir tane seçelim:

Bir gün yılan kurbağaya yaklaşmış:

  • – Ne olur beni karşıya geçir sırtında.
  • – Olmaz. Sen yılansın. Beni ısırırsın.
  • – Yemin ederim yapmayacağım. Zaten ısırsam ikimizde boğuluruz değil mi? Aptal mıyım ben?

Kurbağa kabul etmiş. Yılan da onun sırtına çöreklenmiş. Nehrin ortasına geldiklerinde kurbağa sırtında bir acı hissetmiş:

  • – Ne yaptın? İkimiz de öleceğiz şimdi.
  • – Ben bir yılanım. Sokmak benim tabiatımda var.

Bizim yılanımız bir kez daha omzumuza geçirdi dişlerini . Türkiye’nin kredi itibarı düştü. Ekonomimiz sarsıldı. Bir kriz başlatıp AKP’yi zayıflatmak için uğraşanlar bu kadar mı nefret ediyorlar Türkiye’den?

“Kaptan’dan nefret ediyorum onun için gemiyi yakacağım” diyenlerin bir de kendilerine “vatansever” demeleri yok mu? Hasta oluyorum!

20080330_uzlasma_image11.jpg

Kitap tanıtan kitap 1

Kitap okumak… Jean Paul Sartre, Nazan Bekiroğlu, Toshihiko Izutsu, Henri Bergson, Mustafa Kutlu, Dostoyevski, Elif Şafak, Clausewitz, Sadık Yalsızuçanlar, Alber Camus ile sohbet etmek… Suyun resmine bakmakla yetinmeyen, su içmek isteyenler için var kitaplar. Mesnevî var, El-Munkızü Min-ad-dalâl, Kitab Keşf al Mânâ, Er-Risâletü’t-tevhîd var.  Elinizdeki bu kitap Derin Düşünce yazarlarının seçtiği kitapların tanıtımlarını içeriyor. Bizdeki yansımalarını, eserlerin ve yazarların bıraktığı izleri. Farklı konularda 44 kitap, 170 sayfa. Zaman’a ayıracak vakti olanlar için… Buradan indirebilirsiniz.

 

Aydın kimdir? Muhafaza’nın ve Değişim’in kimyası

Aydın konusu gerçekten sorunlu görülüyor. Her ideoloji, her grup kendi liderini, kahramanını aydını ilan ediyor çünkü. Tam da bu sebeple tanımından önce başka bir sıfata daha ihtiyaç duyuluyor: Reformist aydın, muhafazakar aydın, Kürt aydını, Türk aydını, vs.. Kısacası “aydın olmak” hem toprak(toplum) hem de tohum(aydın) gibi üzerinde durulup incelenmesi yazılıp çizilmesi gereken bir kavram. Değişimin adresi kabul edilen Aydın’ın tanımı konusunda muhafazakar olunabilir mi?” 130 sayfalık bu kitapta modernleşme sürecinde Aydın’ı ve Aydınlanma’yı sorgulayan bakış açıları bulacaksınız. Ama teori ile yetinmeyen,  fikrin eyleme dönüşmesini, Cumhuriyet’i, demokrasiyi ve sivil itaatsizlik olgusunu da sorgulayan yazılar bunlar. Buradan indirebilirsiniz.

 İslâmcılık, Devrim ile Demokrasi Kavşağında

Müslümanca yaşamak için devletin de “Müslüman” olması mı gerekiyor? Bu o kadar net değil. Çünkü İslâm’ın gereği olan “kısıtlamaları” insan en başta kendi nefsine uygulamalı. Aksi takdirde dinî mecburiyet ve yasakların kanun gücüyle dayatılması vatandaşı çocuklaştırıyor ister istemez. İyi-kötü ayrımı yapmak, iyiden yana tercih kullanacak cesareti bulmak gibi insanî güzellikler devletin elinde bürokratik malzeme haline geliyor. 21ci asırda Müslümanca yaşamak kolay değil. Yani İslâm’ın özüne dair olanı, değişmezleri korumak ama son kullanma tarihi geçmiş geleneklerden kurtulmak. AKP’yi iktidara taşıyan fikrî yapıyı, Demokrasi-İslâm ilişkisini, İran’ı ve Milli Görüş’ü  sorguladığımız bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

Zaman Nedir?

“…Geçip gitmiş olmasa “geçmiş” zaman olmayacak. Bir şey gelecek olmasa gelecek zaman da olmayacak. Peki nasıl oluyor da geçmiş ve gelecek var olabiliyor? Geçmiş artık yok. Gelecek ise henüz gelmedi. Şimdiki zaman sürekli var ise bu sonsuzluk olmaz mı? ”  diyordu Aziz Augustinus. Zira kelimeler yetmiyordu. “Zaman Nedir?” sorusuna cevap verebilmek için kelimelerin ve mantığın gücünün yetmediğı sınırlarda Sanat’tan istifade etmek gerekliydi : Sinema, Resim ve Fotoğraf sanatı imdadımıza koştu. Ama felsefeyi dışlamadık: Kant, Bergson, Heidegger, Hegel, Husserl, Aristoteles… Bilimin Zaman’a bakışına gelince elbette Newton’dan Einstein’a uzandık. Bilimsel zamandan başka, daha insanî ve MUTLAK bir Zaman aradık. Delâilü’l-İ’câz, Mesnevî, Makasıt-ül Felasife , Telhis-u Kitab’in Nefs ve Fütuhat-ı Mekiyye gibi eserler Zaman-İnsan ilişkisine bambaşka perspektifler açtı. Zaman’ın kitabını buradan indirebilirsiniz.

Tarih şaşırmaktır

Evet… Tarih şaşırmaktır. Atatürk’e şaşırmak, Kürtlere şaşırmak, Lozan’a şaşırmaktır. Geçmişe hayret edip bugüne eleştirel bakabilmek, yarını hazırlamaktır Tarih. Geçmişe değil geleceğe dönüktür amacı. Özetle siyasî bir propaganda aygıtı değildir. Gaz vermek, “Asker millet” üretmek, atalarımızla gurur duymak için tarih araştırılmaz. Eğer resmî tarihin beyin yıkamasından bıktıysanız bu kitap ilginizi çekecektir… Buradan indirebilirsiniz. 

 

 

Kendi ülkesini işgal eden ordu

Hiç bir yeri işgal edemeyen ordular kendi ülkelerini işgal ederler. Çünkü bir ordunun ayakta durması için insan emeği ve maddî destek gereklidir. Beceriksiz ordular disiplinsiz olduklarından YABANCI DÜŞMAN ile savaşamazlar. Kolayca yenebilecekleri İÇ DÜŞMANLAR uydururlar ve bu bahane ile kendi ülkelerini işgal ederler. Başbakan asarlar. Milletvekillerini hapse atarlar. Korumakla yükümlü oldukları halkı işkenceler altında inletirler.  İşgalciler kimseye hesap vermezler. Halkın isyan etmesine engel olmak için “etrafımız düşmanla çevrili” diyerek  KORKU PROPAGANDASI yaparlar. Eleştirilerden uzak kalmak için farklı inançlardan ve kültürlerden olan insanların birbirine düşman olması da bu eşkiyaların işine gelir. Bu sebeple terörü destekleyebilir hatta teröristlere silah ve para yardımında bulunabilirler. Okuyacağınız kitap kendi ülkesini işgal etmiş bir ordunun kısa tarihidir. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 12 Yorum

  2. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 31, 2008 | Reply

    Bir Ermeniden Türkçe dersleri değil de muhafazakar demokrasi dersi almak evet ağrıma gider. Şu flörtü bitirin artık.

    yılandan bahsetmişken “bir Ermeni olarak” denize düşen yılana sarılır, antikemalizm tarafında olucaz diye AKP’ye sarılmak hayli enteresan.
    AKP de “hepimiz Ermeniyiz” diye yana yakıla dolaşıyordu.

    Türkiye’nin kredi itibarı düşmüs, ekonomimiz sarsılmış, vay be.
    Bizde zaten ekonomik kriz nedenleri mitolojik, bir canavar anayasa fırlatır kriz kopar falan.
    Gelir Anadolu aslanları IMF tarafından taç giyirilip ekonomiyi kurtarır ama sonra o da ne, gene başka canavarlar kriz çıkarır.:)
    Büyüklere masallar.

  3. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 31, 2008 | Reply

    Abdullah Gül’ün memleketi, AKP’nin önemli kalesi Kayseri’de en büyük küfürün “ermeni tohumu” olduğundan haberin vardır umarım.
    Tanıştırayım kafa kâğıdını taşıdığınız ülkenin cumhurbaşbakanı olur kendisi.

    Halkla uzlaşmak derken?
    Bu artık omurgasızlık.

  4. Yazan:Selami Tarih: Mar 31, 2008 | Reply

    “Abdullah Gül’ün memleketi, AKP’nin önemli kalesi Kayseri’de en büyük küfürün “ermeni tohumu” olduğundan haberin vardır umarım.
    Tanıştırayım kafa kâğıdını taşıdığınız ülkenin cumhurbaşbakanı olur kendisi. ” (snowqueen)

    Türkçesi?
    1) Abdullah Gül Kayserilidir,
    2) Kayseri’de ırkçı insanlar vardır. (veya bütün Kayseri ırkçıdır???)
    SQ MANTIGINA GÖRE SONUÇ = A.Gül ırkçıdır!!!

    Ogün Samast Trabzonlu olduğu için bütün Trabzonlular katil mi oluyor?

    1) Biber acıdır,
    2) hayat acıdır,
    SQ MANTIGINA GÖRE SONUÇ = hayat biberdir ;o)

  5. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 31, 2008 | Reply

    Gidin bakalım Trabzon’da Ogün Samast için ne düşünülüyor?
    Kayseri’de AKP şövalyeleri ne kadar özgürlükçü iyi bilirim.:)
    Abdullah Gül’ün türkçü-islamcı geçmisi Kayseri’nin aynası.
    Her zaman halk ne eylerse doğru eylemez.
    Halkla uzlaşmak ne demek? Ne konuda uzlaşı mesela?
    Halkla uzlaşmak isteyen önce sosyal güvenlik yasa tasarısından başlar.
    “tüh ekonomi ne iyi gidiyordu”dan değil.

    Bu yazı uzlaşmayı eleştirirken, kraldan çok kralcı olmuş, problem bu.

  6. Yazan:TT Tarih: Mar 31, 2008 | Reply

    Snowqueen: “bir Ermeni olarak” denize düşen yılana sarılır, antikemalizm tarafında olucaz diye AKP’ye sarılmak hayli enteresan..
    .

    AntiAKP tarafında olucaz diye antiDemokratlara sarılmak ise daha enteresan olmalı..

  7. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 31, 2008 | Reply

    AntiAKP tarafında olucaz diye antiDemokratlara sarılmak ise daha enteresan olmalı..

    Evet bu da başka bir enterasan konu.
    Cumhuriyet mitinglerinde kürsü konuşmacıları mesela.

  8. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 31, 2008 | Reply

    30 Mart Kızıldere katliamından sağ kurtulan Ertuğrul Kürkçü’nün açıklamalarından:

    Yeni Egemen Blok: Asker-İslamcı İttifak.
    Yazıda bugün yaşananlar Dolmabahçe’deki Büyükanıt-Erdoğan görüşmesine bağlanıyor, ordu, para ve dinin gücünün halkın tepesinde birleştiği iddia ediliyordu.

    Askerle hükümetin e-muhtıranın ardından bir araya gelerek mutabakat sağladığını belirten Kürkçü, protokolün Dolmabahçe’de yapılan gizli görüşmede gerçekleştiğini söyledi. Kürkçü’ye göre, artık ne ordu hükümetin işine karışacak ne de hükümet ordunun kendine özgü yönetim tarzına müdahale edecek

    Ergenekon da Dolmabahçe mutabakatının izlerini taşıyor mu?

    CHP ve MHP’nin gösterdiği tepkiden anladığım kadarıyla bu temizliğe belli bir noktaya kadar izin verildi. Büyükanıt “Suç işleyen cezasını çekecek ama silahlı kuvvetler bir suç örgütü değildir” dedi. Kimi silahlı kuvvetler himayesi dışında bırakmışsak yargılayabilirsinize getirdi. Bence mutabakatına atıfta bulunuyor.

    Ergenekon’un kapsama alanına kimler girecek?

    Muvazzaf hiçbir subay girmeyecek bence.

    ——————————
    Uzlaşma demişken eklemek istedim!

  9. Yazan:rafet günay Tarih: Nis 1, 2008 | Reply

    Yeni Egemen Blok:Asker-İslamcı İttifak
    (snowqueen e cevap)
    bu yakıştırma neden sizlere geçmişlerde cok tartısılan Mehmet Moğultayın söylediği özler size neden gerçekçi gelmez ki? İnanın şuanda savunduğunuz sizin hegemonyanızın bulunduğu vakit iyiyken (burası çok öenmli iyi okuyun)
    tek tek kaleler yıkıldığında neyi savunacaksınız merak ediyorum. Bir sessiz drn_düşünce okuyucusuyum ve sizin eleştirel yazılarınızı okuyorum. nokta atışı yapıyorsunz ama kurusıkı maalesef. Lütfen biraz realist olalım stoacı bir yapıyı istiyorsunuz hep.Halk susun yerini bilsin ve bizde köşe kapmaca oyunlarına devam edelim!!! Yok öyle şey, şu parti kapatma DAVASI olayının Türkiyeye NE KADAR KAYBETTİRDİĞİNİ BİLİYORMUSUNUZ . bunun sorumlusu kim olacak. Biri çıkıp biz yaptık diyecek mi. Biri de çıkıp ben Türk Milleti adına o davayı açtım diyor. Galiba Türkiyeyi 1.230000(biz kaç kişiyiz?!!!) kişiden ibaret zannediyorlar. Türkiye onları İktidar yaptı . Venüsten gelmedi onlar belki de snowqueen sizin anne veya babanınzda AKP ye oy verdi. Şimdide birileri çıkıp bunu nasıl kendine yakıştırabiliyor anlaşılır gibi değil.
    Ayrıca Uzlaşma yem’i Akp ye gelmez.çünkü içeriğinde ÇOKLUĞA MI YOKSA ÇOĞUNLUĞA MI bakılacak bunu ancak kapılar ardı biliyor. Bakınız benim fikrim UZLAŞMA şöyle olsun :
    Uzlaşmalyız.

    Hem de hemen şimdi.

    Bir daha darbe olmayacağı noktasında..

    Canı isteyenin ülkede önüne gelen partiyi kapatamayacağı konusunda..

    İnsanların inandıklarından veya inanmadıklarından ötürü hor görülmeyeceği, hırpanlanmayacağı hususunda..

    Kişilerin terör propagandası olmamak kaydıyla diledikleri her şeyi düşünüp konuşabilecekleri prensibinde..

    Gazetecilerin cunta örgütlenmelerinde yer alamayacakları kararlılığında..

    Kimsenin kimseyi öteki ilan edip ayrımcılığa tâbi tutamayacağı ilkesinde..

    Bu çağda bazı insanların 1, bazılarının bir çok oy hakkı olması gibi bir saçmalığın söz konusu olmayacağı gerçeğinde..

    Bir ülkede yargının “tuz” hükmünde olduğu ve ‘tuzun koktuğu yerde’ hiçbir şeyin varlığını devam ettiremeyeceği bilgisinde..

    “Millet açlıktan kırılsın, ben yemekten tıksırayım” diyen anlayışın tasfiye edilmesi zaruretinde..

    Derhal uzlaşmalıyız.

    Bu başlıkları içermeyen bütün uzlaşı çağrıları boşa çaba ya da hain birer tuzak olarak kayıtlara geçecektir.

    Böyle bir uzlaşma sağlanabildiği takdirde ise Türkiye 2050’lerde değil 10 yıl içinde dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri haline gelebilir.

    Var mısınız uzlaşmaya?

    Türkiye için…

    CUT…

  10. Yazan:snowqueen Tarih: Nis 1, 2008 | Reply

    @rafet günay

    Elbette bir daha darbe olmaması, önüne gelenin parti kapamaması için ), insanların inandıkları veya inanmadıkları için hor görülmemis vb.vb. uzlaşılır.

    Ama bu uzlaşı sadece ve sadece kağıt üzerinde hoş laflar.
    Parti kapamak bu kadar kötüydü, DTP için kapama lafları dönerken neredeydi bu iktidar? Din dersi niye kaldırılmadı?

    Oy hakkı konusu bir saçmalık değil, kişilerin eğitim, kültür ve ekonomik durumları arasında uçurumlar olduğu sürece demokrasi bir illüzyon olur.

    Bir de bu shhh ekonomi zarar görür, Türkiye’ye neler kaybettirir saçmalığı nedir?
    Ekonominin şişik bir balon olduğunu, iş piyasalarının durumunun hiçte iyi olmadığı, işsizliğin alıp yürüdüğünü Zaman Gazetesinde okuyamazsınız tabi.

    Türkiye nasıl 10 yıl içinde dünyanın en büyük ülkelerinden olacak?
    ortadoğunun büyük Ilmılı islam ülkesi mi mesela?
    ve ben Perihan Mağden değilim, dinciyle falan yaşayamam arkadaşım.

  11. Yazan:rafet günay Tarih: Nis 1, 2008 | Reply

    Güzelim yurdumun insanı snowqueen;
    nedense gaflete düşenler (dinci değil)dindar insanlar değil fikir yobazı darbe yobazı insanlardır.
    Şuna inanırmısınız bilemem.Ne zaman Türkiye başını kaldırsa ya çeteleri ya da Kürt ve Ermeni sorununu önümüze yıktılar.
    Yani Cümlemize aykırı düşünenler başkentte artık pusuya yatmış bekliyor. Emperyal güçlerin elinde kukla olan bu sözde vatansever güçlerin ne Türkiye’ye nede diğer ülkelere hiçbir faydası olmamıştır.
    Kuvay-ı Milliye, yurtseverlik kisvesi altında klişeleşmiş mantalitelerini kullanan Zaloğlu Rüstem Pehlivanlar oldukça geleceğin Bush çocuklarını doğurmaya aday olarak vazifelendirileceklerdir.
    Eli silahlı kendini bilmez mantar gibi orada burada çete kurmuş cok uzak değil yakın tarihte ki Ümraniye atabeyler sauna gibi mantalitesi düşük çeteleri görünce bunlarda mı varmış diyerek dehsete düşüyorum.
    Türkiye bunları hak etmiyor. Çünkü buralara kolay gelinmedi. Şehitlerimizin aziz kanı hiç dinmedi.
    Size göre Shmitt’in de önerdiği üzere artık hükümranlık tehlikede. Cumhuriyet tehlikede.Eğer Tehlikeyi bu açıdan benim gibi yorumluyorsanız ne ala. %46.8 gibi yüksek oyla gelip basçı yapıların yıkma projesi sizin gibi kişilerin düşüncesiyle ve de katkısıyla ekmeğine yağ sürüyor. Düşündüğünüz şeyleri tekrardan bir daha münazarasını yapmanızı tavsiye ederim.

  12. Yazan:kamil Tarih: Nis 5, 2008 | Reply

    BAZI YAZILARIN ALTINDA DANIŞIKLI BOL KESEDEN SIKANLAR YAZIYI OCAĞA VERMİŞSİNİZ TIK YOK

    ezilen halkımızı aydınlatıcı yüce !!!!!!!fikirlerinizi

    bekliyor amerikalılar (türkler desem ırkçı dersiniz şimdi ) eeeeeeeeeeee oda yalan oldu hala mahkemeye çıkacak birileri güya yasak var birileri çatır çatır yayın yapıyor

    kemal kerinçsiz vedat senaryonunun (davanın) neresinde gülay kömürcü neresinde ilhan neresinde niye dışarda bilgi verirseniz aydınlanacağız!!!!!!!!!

  13. Yazan:kamil Tarih: Nis 7, 2008 | Reply

    Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan Türk Ortodoks Patrikhanesi sözcüsü Sevgi Erenerol, en uzun ve detaylı şekilde sorgulanan zanlılarındandı. İlk kez Tuncay Güney’in evinde ele geçirilen ‘Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi 29 Ekim 1999 İstanbul’ başlıklı metin hakkında en detaylı sorular ona soruldu. Bu belgeyle ilgili Veli Küçük bu kadar detaylı sorgulanmamıştı. Sevgi Erenerol’a polisin soruları Ergenekon belgesinin ne kadar detaylı ve çok yönlü planlar içerdiğini gözler önüne serdi. Sevgi Erenerol, Ergenekon metniyle ilgili soruların hepsine aynı yanıtı verdi: “Herhangi bir bilgim yoktur.”

    Ergenekon belgesi, örgütün illegal kolları, suikast düzenleme koşulları, tetikçi ajanlarının eğitimi, örgüt içi infaz koşulları gibi bütün detaylar düşünülerek yazılmıştı. Ergenekon metnine göre örgüt finansal kaynaklar yaratmak içinde illegal yollara başvurmayı göze almıştı. Farklı ülke bankalarının içine ajanlar sızdırarak hesaplardan para aktarımı yapılması planlanmıştı. Banka, holding, medya sahibi olmak amaçları arasında.

    İlk kez Güney’de çıktı

    Tuncay Güney, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk’ün evinden çıkan ‘Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi 1999 İstanbul’ belgesinin içeriğinde polisin Erenerol’a sorduğu sorulara göre şunlar bulunuyor:
    Gizlilik önkoşul: Ülkenin ekonomik ve sosyal kararlılığını sağlar. Bunun başarılabilmesi için ise; gizlilik önkoşuldur. Enformasyon gizliliğinin çok kritik olduğunun bilincine varılabilmesi çok büyük önem taşır.
    Seçkinlerden oluşur: “… Ergenekon, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değerli personeli dışında entelektüel ve her meslekten seçkinlerinde içinde yer alacağı ‘sivil’ personelden yararlanmakla karşılaştığı ve bundan sonra karşılaşacağı en önemli sorunların üstesinden gelmekte güçlük çekmeyecektir. ”
    Yurtdışı eğitim yasak: Ergenekon bünyesinde yurtdışında eğitim görmüş personel bulundurulmaması zorunludur.
    Terörle ilişki: Terör grupları mutlaka kontrol altında tutulmalı, gerektiğinde ‘naylon terör grupları’ oluşturularak terör dünyasına yön verilmeli ve güçlü istihbarat örgütlerinin kurguladığı oyun içerisinde mutlaka yer alınmalıdır.
    Örgütlerle işbirliği: Benzer idealler doğrultusunda faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası legal ve illegal örgütlerle işbirliğine yönelmek zorunluluktur.

    Suikast koşulları
    Tek yol suikast: Dünyada var olabilmiş tüm sistemler, ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere sahip siyasileri engellemiştir. Bunun ise; iki yolu vardır: 1- Suikast 2- Dez-enformasyondur… Kişisel çıkarlar adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına her şeyi mubah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için; geriye kalan tek yol suikasttır.
    Üniversiteli kadrolar: Türkiye Cumhuriyeti’nin temel varlık nedeniKemalizm’e özümseyerek inanmış, Atatürk ilke ve prensiplerine sahip çıkmanın önemini kavrayabilmiş, personel kazanımı ise; çok daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkar. Ancak, ordu birliklerinde yer alan askerler ile üniversitenin birinci ve ikinci sınıflarında öğrenim gören gençler, yararlanılabilecek pozitif bir kaynaktır.

    İstihbarat sanatı
    JİTEM deneyimi: Ergenekon benzer bir örneği kendi içinde JİTEM gerçeği ile yaşayarak yeterli deneyim elde etmiştir. Ergenekon içinde sivil personelden yararlanılması düşüncesinin doğuracağı önyargılı endişeler karşısında sağlıklı bir analiz yapılacak olduğunda: JİTEM deneyimi ve bugün Ergenekon içinde mevcut sorunlar dikkate alındığında endişeler kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

    Hücre tipi örgütlenmeler
    Güven yok: Ergenekon merkez yönetiminde yer alacak eleman sayısı olabildiğince az olmalıdır. Yine örgüte kazandırılacak elemanlara hiçbir zaman sonsuz bir güven duyulmaması, istihbarat sanatının bir gereğidir. İllegal çevrelerden seçilecek elemanlar, etnik ve siyasal ideoloji açısından, örgüt ideolojisi ve amaçlarına en yakın uygunluk gösterenlerden tercih edilmelidir.
    Profesyoneller: Genç, yetenekli, eğitimli ve donanımlı personel arasından seçilecek üç kişi Ergenekon içinde (üniteler arası) ve örgüt dışında örgütü temsilen hareket edebilmeli ve teması sağlamalıdır. Bu kişiler örgüt içinde görev almamalı, örgüt dışında legal bir işte istihdam edilmelidir. Profesyonellerden yararlanılması pozitif bir yoldur.
    ‘Sivil’ örgütlenme: Ergenekon’un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı vardır. Sivil toplum örgütleri aracılığı ile dünya kamuoyu kolayca etki altına alınarak yönlendirilebilir. Ergenekon, Türkiye’ de faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerini kontrol altına almalıdır.
    Çekirdek kadrolar: Ergenekon, örgütün başkanına doğrudan bağlı olan dört daire komutanlığı ile iki sivil başkanlıktan oluşmalıdır. Toplam altı ünitenin komutan ve başkanlarının bir asistanı ile bir de bölüm uzmanından oluşan iki yardımcısı olmalıdır. Ünitelerin iki komutan ve başkanlarının yanında görev alacak bölüm uzmanı, illegal faaliyetlerin yurtiçi ve yurtdışı hukuk platformunda legal gibi gösterilebilmesi düzenlemelerinden sorumlu olacaklardır… Bu ünitelerin komutan ve başkanları, birbirlerinin görev ve sorumluluk alanlarını bilmemeleri esası, Ergenekon’a istihbarat örgütleri içinde ayrıcalıklı bir özellik ve güvenlik kazandıracaktır. Bu altı ünitede görev alacak ajanlar, kendi bölümlerinin komutan ve başkan asistanları dışında diğer üniteler ve personel ile hiçbir şekilde irtibat kuramamalıdır.

    Acımasız örgüt
    Silahlı birimler: Üniteler arasında enformasyon değerlendirmesinde ayrıcalık tanınabilecek tek bölüm ‘Operasyon Dairesi Komutanlığı’dır… Bu dairenin varlığından Ergenekon Örgütü Başkanı Komutanı’ndan başka hiç kimsenin bilgisi olmaması kesin bir gerçekliliktir.
    İç infaz meşru: Operasyon alanı içinde bulunmak, operasyon esnasında temizleme ve ortadan kaldırma gibi işlemlerde doğabilecek sorunları çözümlemektir. İkinci bir görevleri, karşı istihbarat örgütlerine geçen, yakalanan veya operasyon amacına aykırı hareket eden herhangi bir ajanı öldürmektir.
    Merhametsiz ajanlar: … Kontrol Dairesinde görevlendirilecek ajanlar, mutlaka TSK bünyesinden ve özel operasyon ünitelerinden çok dürüst, güvenilir kişilerden seçilmelidir. Bu ajanlar merhametsiz olmalı ve bağımsız görev yapabilmelidir. Emirleri doğrudan Ergenekon Komutanı ‘ndan almalıdırlar, üst düzey yöneticiler ve örgüt personeli ile ajanları tarafından bilinmemelidirler….Kullanılacak her ajan eğitimden geçirilmelidir.
    TSK’da faaliyet: TSK bünyesinde faaliyet göstermekte olan Ergenekon’un yeni bir yapılanmaya yönelme zorunluluğu ve gereksinimi vardır.

    ——————————————————————————–

    Erenerol: Örgüt üyesi değilim
    Polisin 25 Ocak 2008 günü saat 04.00’da Türk Ortodoks Kilisesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol’u Terörle Mücadele şubesinde sorguya aldığında ilk sorusu Ergenekon belgesiyle ilgiliydi. Polis, Ergenekon belgesini şu şekilde özetledi: “Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Geliştirme Projesi 29 Ekim 1999 İstanbul TSK bünyesinde faaliyet gösterdiği iddia edilen ve Ergenekon ismi verilen gizli bir örgütlenmenin olduğu, örgütünün, Ergenekon Başkanlığı’na bağlı beş daire komutanlığı, iki daire başkanlığından oluştuğu, beş daire komutanlığının TSK mensupları, iki daire başkanlığının sivillerden oluştuğu, Ergenekon Başkanı tarafından bilinen Operasyon Dairesi Komutanlığı altında bir yapılanmanın olduğu, örgütünün yazılı ve belirli amaca giden kurallar çerçevesinde faaliyet yürüttüğü, örgütün yazılı ve belirli amaca giden kurallar çerçevesinde yürütülen faaliyetlerinin gerçekleştirilebilir olduğu, örgütün amacının: TSK mensubu ve sivil şahısları kullanarak, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün adını, ilke ve inkılâplarını maskeleme yaparak, illegal kazanç, gizli istihbarat, legal ve illegal faaliyetler, naylon terör örgütü kurmak, naylon şirketler oluşturma, suikast ve propaganda gibi yöntemler vasıtası ile bir örgütlenme oluşturup, gizlilik prensipleri altında Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm devlet kademelerini ele geçirip, örgütün amaçları doğrultusunda bir devlet yapısı kurmak olduğu, tespit edilmiştir.” Bu sorunun ardından polis Erenerol’a Ergenekon üyesi olup olmadığı sordu. Erenerol, “Ben Ergenekon örgütü üyesi değilim. Herhangi bir bilgim yoktur. Faaliyetim de olmamıştır” dedi.

    ——————————————————————————–

    Bankaya ‘hacker’ sokup para aktarma planı
    Ergenekon belgesinin önemli bir kısmını finansal kaynaklar için yapılacak illegal seçenekler oluşturuyor. Örgüt banka kurmayı bile düşünecek kadar cüretkâr. Finansal faaliyetlerin bazıları şöyle:
    Banka kurmak: Ergenekon, doğrudan kendi örgütüne bağlı holdingler ve bankaları süratle kurup ideolojiye uygun ekonomi-politik denge sağlayabilmelidir.
    İlaç sanayi: Çok yüksek kar sağlayan legal ticari faaliyet alanları arasında ilaç ve kimya sanayii en baş sıralarda yer elen sektörlerdir. Aynı şekilde hava kargo taşımacılığı çok önemli bir yer işgal eder. Bu alandaki ticari faaliyetler, para aklanması için de çok uygun alanlardır.
    Bankalardan para aktarma: Finansal kaynaklar yaratılabilmesi için, orta ve büyük ölçekli A.Ş: yapılanmasındaki şirketlerden yararlanılması, onların içine sızılması, elde edilecek banka işlemleri hesap ve şifre kodları ile yine uluslararası bankalar ile yurtdışındaki çeşitli ülke bankalarına sızdırılmış ajanlar aracılığı ile hesaplardan para aktarımı yapılmalıdır. Bu operasyonlar 2/3 gün içinde tamamlanmalıdır. Böylece hesaplarla kimin oynadığı anlaşılamaz. Bu işlemleri başarıyla ve çok basitçe çözümlemek mümkündür ve bu işlemler için ‘Hacker’ tanımlamasıyla anılan pek çok bilgisayar hırsızı vardır. Bunlardan yararlanılmalıdır
    Şirketler: Ergenekon’un kuracağı legal ticari şirketler, deşifre olmadıkları sürece yaşatılmalı, geliştirilerek, güçlenmesi sağlanmalıdır.”
    Arazi mafyası: Ergenekon, hazine arazilerinden bu anlamda değil ama, spekülatif kazanç anlamında yararlanarak kaynak yaratmalıdır… Ergenekon, hazine arazileri üzerinde yeni organize sanayi alanları ile yeni toplu konut alanlarının oluşturulmasından spekülatif kaynaklar yaratmalıdır.
    Medya oluşturma: …Ergenekon, medya kuruluşlarını kontrol etme yönündeki faaliyetlerini kendi medya kuruluşlarını oluşturmak zorunludur.
    Özetle: Ergenekon’un üretim tesislerine, ticari holdinglere ve bankalara ihtiyacı vardır. Hem de doğrudan ve mutlak sahibi olarak. Medya, uluslararası ticaret, Bankacılık alanlarında deneyimli, Kemalist ideolojiye uygun sivil personele ihtiyaç vardır.

    ——————————————————————————–

    Kerinçsiz’e adliyeden belge desteği sağlamış
    Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan İstanbul Adliyesi’nde çalışan Atilla Aksu’nun Kemal Kerinçsiz’e sürekli belge temin ettiği polise verdiği ifadelerden anlaşılıyor. Kemal Kerinçsiz ile yaptığı telefon konuşmaları mahkeme kararıyla dinlenen Aksu ifadesinde Ergenekon örgütüne üye olmadığını söylüyor.
    Telefon konuşmalarında sürekli olarak evrak bulduğunu söyleyerek Kerinçsiz’i arıyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın damadının genel müdürü olduğu şirketin evrakını Kemal Kerinçsiz’e gönderdiğini ifadesinde kabul ediyor. Ayrıca Aksu bir telefon konuşmasında Kemal Kerinçsiz’e, “30-40 kişilik bir şey gönderdim. Bir liste vardı. O. S. (Hrant Dink katil zanlısı) onların adresleri var. Ama yine devamında O. S. falan onların adresleri var ama…” diyor. Bu telefon görüşmesi sorulan Aksu, “Ermeni ve Kürt konferansını düzenleyen 30-40 kadar öğretim üyesinin adliye kayıtlarıyla ilgili evrakları zarf içinde gönderdim. İçinde O. S.’nin de adı geçiyordu” dedi. Aksu ayrıca ifadesinde çeşitli gazeteci ve yazarların dava dosyalarını Kemal Kerinçsiz’e ulaştırdığını söyledi.

    Radikal

    YAYIN YASAĞI YOKMU

    BİRDE HANGİ EYLEMİ YAPMIŞLAR BİR YAZSALAR DA ÖĞRENSEK yoksa masa başı haberi eylemi yazar çizer takımı masal hikaye ciddiyet lütfen ŞİFRELERİ ÇÖZECEĞİZ

  1. 1 Trackback(s)

  2. Nis 1, 2008: Dinciyle yaşarım kemalistle asla… : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin