RSS Feed for This Post

Kötülüğün çirkin ama gerçek yüzüne…

 

Suç dünyası… “Eskiden bu şehrin suçluları bazı şeylere inanırlardı, onur, saygı… Kendine bir bak! Sen neye inanıyorsun?” “Ben seni öldürmeyen şeyin, seni basitçe bir yabancı kıldığına inanıyorum.” Maskesini çıkaran Joker’in yüzünde ikinci bir maske vardır. Maskenin altındaki maskenin altındaki yüz. İlk klişeyi burada aşar film. Siz, …sizi güçlü kılar, şeklinde cümlenin devamını beklerken, film size karşılaştığınız güçlüklerden kendinize daha da yabancılaşarak çıkacağınızı söyler. Maskenizi çıkarmanızın anlamı da yoktur çünkü altında başka bir maske vardır. İnsanın kendi gerçeğine gittikçe yabancılaşması anlatılır küçücük bir sahnede. Sonra sahte Batman’ler devreye girer ve Batman’e birilerinin şimdiye dek sorması gereken soruyu sorarlar: “Seninle bizim aramızdaki fark ne? Sana bu hakkı kim veriyor?” Batman, sahte Batman’lere bakarak: Ben hokey vatkaları takmıyorum, der; güce gönderme yaparak. Onu güçlü kılan, fiziksel güçtür ve bu yüzden yardıma ihtiyacı olmadığına inanır. Kahramanlığa izafe edilen ilk adım güç olarak karşımıza çıkar ayrıca burada postmodernizmin hızlı üretimi olan kitsche de gönderme yapılır.

Aslı taklit eden sahte görüntüye, sahteliğiyle asla gerçeği olamayan/olamayacak, gerçeğine benzese de bir şekilde eğreti duracak olana. İki maskeli kötülük, sahteleriyle ortalıklarda gezinen iyilik… Batman’in hiçbir limiti yokken, Bruce Wayne’in vardır ve Batman resmi olarak görüldüğü ilk yerde tutuklanmalıdır. İki yüzlülük vardır burada. Toplumun sistemle bütünlenerek işine geldiğinde yüceltip işine gelmediğinde yücelttiğini öğütücü çarklarında harcamaya çekinmediği yapısı karşımıza çıkar.   Harvey, hırslı bir savcıdır. Kendini göstermekten çekinmeyen, idealist numaralarla gösterisini süsleyen biridir. Ak Şövalye’dir.

Yemekte, kahramanlık üzerine ilginç bir diyalog yaşanır: Suç arttığında resmi olmayan yollardan ortaya çıkan kahramanlardan herkes sorumludur, der Rachel. Harvey’se: Düşmanları ne zaman kapıya dayansa Romalılar demokrasiyi bir kenara atıp, şehirlerini koruyacak bir kişiyi seçerler. Bu onur meselesi olmaz, halkı koruyacak kişiyi seçerler, der. Tam da bam telidir burası demokrasi ve güvenlik mi sorusunda, Rachel de bunu vurgular: Halklarını korumak için en son başa geçirdikleri adamın adı Sezar’dı ve gücünden asla ödün vermedi. Harvey kendi sonunu hazırlayan cümleyi söyler bunun üzerine: Ya kahraman olarak ölürsün ya da kötüye dönüşmeni seyredecek kadar uzun yaşarsın. Ve Batman’in tahtına aday olduğunu açıklar.

Gençtir, hırslıdır, kötülerle mücadelede isteklidir, Ak Şövalye’dir ve hepsinden önemlisi gücün yasal sahibidir. Yeni Sezar’dır aslında, sadece kendisi farkında değildir. Joker; kötü takım elbise giyen, koyu makyajlı bir yüzün altında görüntüsü gizli, düşmanlarınca sorun kabul edilmeyen ve hiçbir şey kabul edilen bir suç dahisidir. Ve işte tam da bu yüzden tehlikelidir. Yüzü yoktur, sorun kabul edilmez ve hiçbir şeydir. Eğer kötülüğe bir yüz verememiş ve onu sorun olarak kabul etmiyor hatta onu küçümsüyorsa, hala nasıl bir hata yaptığını göremiyordur insanoğlu. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir varlık, kaybedecek çok şeyi olanlar için asıl tehdittir aslında.   Joker, en iyi kötü “Joker”, kötü adam gülüşüyle kötülerin dünyasına pervasızca dalar, öldürmeye tereddüt etmez, suratındaki tüm makyaja rağmen umursamazlığı mimiklerinden gözlerine yansır. Batman’i öldürmek için bile bir karşılık bekler. Şöyle der: “Bir işte iyiysen asla karşılıksız yapma.” Bir pazarlamacıdır aynı zamanda, kartını tüm suç dünyasının tüm sinirleri zıpladığında güvenle masaya bırakır. O, zamanımızın pazarlamacı, makyajı altında gerçekliğini bilmediğimiz ve her şeyden karşılık bekleyen kötülüğüdür, içimizdedir, herhangi biridir, herkestir ve belki de sistemin gizli/görünmeyen yüzüdür. Bruce Wayne iki önemli şeye sahiptir; para ve kendisine her iki imajında da/dünyasında da yardımcı olan iki yardımcıya: Mr. Fox (Morgan Freeman) ve Alfred (Michael Caine). Biri Wayne’i dünyaya umursamaz ve havai bir iş adamı olarak sunar; diğeri Batman’i hızlı ve teknolojik olarak en gelişmiş sistemlerle donatan olarak. Modern çağda sadece kahraman olmanız yetmez, imaj da önemlidir. Kötülüğün pazarlaması varsa iyiliğin de bir imajı olmalıdır açık ya da örtük.  Joker’in yüzündeki yara. Babası mı yaptı, karısı yüzünden kendisi mi? Hikayesini her anlattığında yüzündeki yaranın sebebini de değiştirir Joker ve bize suça giden yolda eskinin, geçmişimizin çok da önemli olmadığını, illa da bir sebebe ihtiyacımız olmadığını hatırlatır kötü olmak için. Katil misiniz, illa da babanız tarafından dövülmenize gerek yoktur, ya da sevilmediğiniz için değildir. Bunların hepsi de olabilir sebep, hiçbiri de. Geçmiş, her zaman kötü olmanıza mazeret değildir. İkinci klişeyi de burada aşar film.

Tüm Hollywood filmlerinde kötü karakterin kötülüğünün sebebi geçmişindeki bir travmadır ve seyirci bu yüzden kötüye sempati duyar. Joker bununla da alay eder. Kimsenin sempatisine ihtiyacı yoktur, o sadece kötüdür. Suçluların da bir sınırı vardır ancak siz onları bir köşeye sıkıştırmadığınız sürece. Ellerinde olanı aldığınızda, beklenmedik tepkilere/karşılığa da açık olmak zorunda kalırsınız. Bazen de suçun hiçbir mantığı yoktur, sadece işlemek için yapılır ve siz buna mantık bulmak isteseniz de, suçluyu anlayamazsınız. Karşınızdaki saf kötülüktür çünkü. Alfred bunun cevabını şöyle verir: Çünkü bazı adamlar mantığa dair şeyler aramazlar, para gibi. Onları satın alamazsınız, korkutamazsınız, yargılayamazsınız veya pazarlık yapamazsınız.

Bazı adamlar sadece dünyanın kül olmasını seyretmeyi severler. Bahsedilen Joker suretinde bir sirettir aslında, kötülüğün tipolojisidir ortaya konan. İyi, kötünün mantığını anlayamaz; çünkü kötü, sadece kötülük için kötü olmayı tercih eder. Film üçüncü klişeyi de burada aşar. Joker, kötülük yapmak için kötülük yapar ama bunu da bedava yapmaz. Para kazanmak için kötülük yapmaz -sebebi dünya hırsı değildir- ama kötülük yapmak için para kazanır. En iyi yaptığı şeydir bu ve bunun da karşılığını alır insanlardan. Onlar ister ödemek istesinler ister de istemesinler. O, alır. Joker, Batman adalete teslim olana kadar her güne bir adam öldüreceğini  duyurarak, Batman’in tahtını sallar. Suçluların yakalayıcısı yüzünden suçsuzlar öldürülecektir. Paradaoks. Batman, suçsuzları korumak için kendini feda edebilecek kadar kahraman mıdır; yoksa kendini korumak için suçsuzları feda edecek kadar bencil midir? Batman’in kuralları vardır, Joker’inse hiçbir kuralı yoktur. İyiliği savunurken kötünün kurallarına uyarsanız, iyi olmaktan çıkarsınız çünkü. İyi, iyi olmak zorundadır ve kötü, bunu bilir. Sizi, kendine benzetmeye çalışır ya da siz, eliniz kolunuz bağlı, vicdan azabıyla iki arada bir derede kalırsınız. Kimin kurallarıyla oynayacaksınız? Kendinizi mi feda edeceksiniz? Her halükârda kazanan Joker’dir. İki şık da onun istediği şeydir çünkü. Film burada da klişeyi aşar.  Wayne ikinci yolu tercih edecektir, Batman olduğunu açıklayacaktır. Kendisi yüzünden insanlar öldürülmektedir ve o da bir suçludur artık insanların nazarında. Artık bir suçlu, kanun kaçağı, yasal yetkisi olmayan bir zanlıdır. Kötülüğün istediği olur tam da burada ve terörizm, suçsuzu suçlu olarak ifşa eder. Toplumu suçlulardan temizlerken vatandaş mutludur, çünkü sorumluluk almaz ve birileri kendi adına onun işini yapmaktadır; oysa iş tersine döndüğünde, kötülük kendisine zarar vermeye başladığında, ilk işi bu suçu kendisini koruyana atmak olur. Ancak Wayne tam da açıklama yapacakken, Ak Şövalye, Harvey kendisini ortaya atar. Batman’se susar. Kahraman olanın, suçu üstlenmesi beklenirken aslında suçla birlikte kahramanlığa da bir başkasının sahip çıkmasına ses çıkaramaz. Aslında plan iyidir, Harvey sahte Batman’lik yaparak Joker için oltadaki yem olmayı kabul etmiştir. Burada işlerin klasik Hollywood aksiyon-macera filmlerinde olduğu gibi çözümleneceği beklentisine gireriz -burada da klişeyi aşar film- ancak öyle olmaz. Joker çok mutludur. Çünkü sevdiği işi yapıyordur ve amacı Batman’in kendisini vurmasıdır ama yüz yüze geldiklerinde Batman Joker’i vuramaz. Joker yakalandığında Gordon ailesini korumak için kendisini ölü gösterir ve gizli planı yolunda gider bir süre.

Harvey Dent’se evine dönemez. Joker yakalanırken beş kişi ölmüştür ve işler iyiliğin değil kötülüğün istediği şekilde ilerliyordur.  Ve aslında joker ve Batman yani kötülük ve iyilik birbirine bağımlıdırlar. Joker, Batman’e gülerek şunları söyler: Seni öldürmek istemedim. Sensiz ne yapardım ki ben? Sen… Sen, beni tamamlıyorsun… Onlara göre sen sadece bir kaçıksın. Benim gibi. Sana şimdi ihtiyaçları var ama ihtiyaçları olmadıklarında seni saf dışı edecekler. Dürüstlükler, senin kuralların… Bunlar kötü birer şaka. Belanın ilk ışığında pes ettin. Onlar, dünyanın izin verdiğince iyiler. Sana göstereyim, tüm kozlar bittiğinde bu uygar insanlar, birbirlerini yerler. Gördün mü, ben bir canavar değilim. Ben o virajın çok ilerisindeyim. Sonra Batman’i bir karara zorlar: Dent mi, Rachel mi? diye sorar, öldürmek karar vermektir dedikten sonra. Sonra bıçak hikayesine yeniden döner Joker. Silahlar çok hızlıdır ve küçük duyguların tadına varamamaktadır onlarla. Bu yüzden bıçağı tercih eder.

Hikayesi gene değişmiştir. Her şey alt üst olur. Harvey yaralanır, Rachel ölür, Joker hapisten kaçar. Anlaşılır ki Joker yakalanmayı planlamıştır. Film burada da klişeyi aşar, filmlerde kahraman her zaman sevdiği kadını kurtarırken, burada onu yitirmekle kalmaz, kendisi de yaralanır. Pembe tek nokta yoktur şimdi. Rachel karakteri de farklı bir çizgidedir zaten. Filmlerde kahramandan, yapmak zorunda olduğu şeyler yüzünden kaçan kadın imajı yoktur onda. O da bu dünyanın içindedir ve o da kötüyle savaşın içinde yer almaktadır. Ve ölümden Batman’in uzak olduğundan uzak değildir. Zaten ondan önce de ölür. Harveyse acıyla beslenmeye başlamıştır artık. Kahraman olarak ölememiştir ve geriye kötüye dönüşmesini seyredecek kadar uzun bir yaşam sürmek kalmıştır. Film ilerledikçe Joker’in gerçekleştirmek istediği her şey tek tek olmaya başlar. Hayat, kaosa sürüklenmektedir. İnsanları tek bir adamın peşine sürükler, herkesi birbirine kırdırır, ama o sadece planları yapandır, teklifler sunar insanlara, gerisine asla karışmaz, hatta insanları denek olarak kullanır. İki vapura da bomba yerleştirir ve insanlara bir teklif sunar.

Düğmeye basın ve diğer gemiyi patlatın ki hayatta kalabilesiniz. İnsanların tepkileri, bencillikleri, tartışmaları… sonunda bir şekilde birinin o düğmeye basacağını beklersiniz ama film burada da şaşırtır. İlginç şekilde iki taraf da düğmeye basmaz. Aslında şunu söyler Joker, ben tercihler sunuyorum size ama üçüncü bir yol mutlaka var. Oysa insanlar kötülüğün fısıltısına çoğu zaman karşı koyamazlar ve başka seçenekleri olmadığını düşünerek suç işlerler ve başka yapabileceğim bir şey yoktu diyerek kendilerini kandırırlar, evet vardır aslında, her zaman bir yol vardır. Joker ve Batman birbirlerini öldüremezler, biri eğlence olsun diye, diğeri dürüstlüğünden. Biri başka bir Joker yaratmıştır, diğerinin de umudu vardır. İyilik akıp gidecektir, tıpkı kötülüğün de başka bir mecradan akıp gideceği gibi. Her şey yoluna girecek. Hayır! Girmeyecek. Bu film bu klişeyi de alt üst etmiştir. Gerçekleştiremeyeceğin bir söz, sonucu sana bağlı olmayan bir hayatta, seni sen olmaktan çıkartabilir çünkü. Filmlerdeki her şey yoluna girecek klişesine de harika bir cevaptır bu film. Ne olacağını asla bilemezsin çünkü. Şans: Tarafsız, adil, yargısız…dır. Harvey; Ak Şövalye ölür ve bu tarafının ölümüyle geriye bir enkaz kalır. İnsanlar, Harvey’in intikam peşinde insanları öldürdüğünü bilmemelidir. İyiliğin, kötülüğe evrildiği/eğildiğini görerek umutlarını kaybetmesinler diye. Ve her şey koca bir yalan üzerine inşa edilir. Gotham şehrinin gerçek bir kahramana ihtiyacı vardır, Harvey’in yüzünün yanmayan, güzel tarafına. Batmanse artık bir suçludur, gerçeklerden fazlası lazımdır çünkü ümit etmeye ve insanların güvenlerini yeniden kazanmalarına. Artık bir kahraman değildir, çünkü insanların ona şu an ihtiyacı yoktur. O, sessiz bir gardiyan, tetikteki koruyucu, bir Kara Şövalye’dir ama kahraman değildir.
Bruce Wayne/Batman’i Christian Bale, bölge savcısı Harvey Dent‘i Aaron Eckhart, asistan Rachel Dawes‘i Maggie Gyllenhaal  ve Joker‘i Heath Ledger‘ın oynadığı, Christopher Nolan‘ın yönettiği; iyilik ve kötülük üzerine, sistem ve onun işleyişi üzerine, gerçek ve kitsch üzerine, filmler ve onlardaki klişeler üzerine çok sözü olan ve ikinci kez izlenmeyi hak eden 2008 yılı yapımı nefis bir film.

Trackback URL

  1. 3 Yorum

  2. Yazan:Beşir Eymen Tarih: Oca 22, 2011 | Reply

    “..Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir varlık, kaybedecek çok şeyi olanlar için asıl tehdittir aslında..”


    Bu analizi neden kadar geç okudum bilmiyorum..
    Güzeldi..

  3. Yazan:suzannur Tarih: Oca 22, 2011 | Reply

    Gözlerinize sağlık Beşir Bey,geç olsun ama okunsun.

  4. Yazan:Şewal Tarih: Eyl 11, 2015 | Reply

    Süper bi hikaye ama gerçek mi acaba

  1. 3 Trackback(s)

  2. Şub 6, 2011: Kötülüğün çirkin ama gerçek yüzüne… | Replikler
  3. Ara 30, 2016: Kötülük Üzerine Bir Deneme / Terry Eagleton | Ne Mutlu "İnsan'ım" Diyene!
  4. Mar 10, 2017: İyi Psikolog / Noam Shpancer | Ne Mutlu "İnsan'ım" Diyene!

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin