RSS Feed for This Post

Ben bir bölücüyüm!

20080903_derin_dusunce_ulus_devlet.jpg Ben, Mehmet Şarman.

Muş’un  Malazgirt ilçesinde doğdum, yaklaşık üç yıldır Batman’da bir ilköğretim okulunda öğretmenlik yapmaktayım. 25.08. Pazartesi günü Taraf gazetesinin  “Bir astsubayın dehşetli itirafları” adlı haberinden  sonra bu mektubu yazma ihtiyacı hissettim. Söz konusu haberde bir yaralı PKK’ lıyı helikopterden atıp öldürdüklerinden, ölü bir PKK’lının cesedine tecavüz edildiğinden ve daha bir çok iğrenç eylemi nasıl yaptıklarından bunlara nasıl şahit olduğunu anlatıyordu, Kasım Çakan* adında eski astsubay.

Ben Bir Kürt genci olarak onlarca sorunun, talanın kıyımın içine doğdum. Önceleri kimliğimi sırtımda çirkin bir kambur gibi taşıdım. Bozuk şivemin(!), kıroluğun ve dahası bir çok geri kalmışlığın(!) nedenini Kürt olmakta aradım aratıldım.. Bu tam da bana yapılmak, bana dayatılmak istenilen devletin resmi  psikolojik bir asimilasyonun  bir parçası  olduğunu kısa bir süre sonra kavradım. Nereye gitsem Kürt sorunu diye tabir edilen kabus, polisimizin sünnetlicopuyla enseme indi. Konuştuk tartıştık, ağladık, çare olmak istedik. Gün geçtikçe bu sorunun Kürt sorunundan daha derin daha kapsamlı bir problemler yumağı olduğunu fark ettim.  Kimliğimi dilimi kabul etmeyip beni kendine benzetmek milli müfredatı ile tımar edip,  eğitim kurumları, medyası, copuyla yola getirip başımda dikilen  ceberut bir sistemin korkusunu  her an yanı başımda hissetim. Bu tek tipçi ceberut devletin beynimde kapladığı kilometrekarelerinden ne aklı selime ne vicdana ne de şefkate yer bırakmadığını iliklerime kadar hissetim, hissediyorum.

Gün geldi üniversiteden mezun olup öğretmen oldum. Milli tarihlerden milli coğrafyalardan mezun olunca. Milli müfredatın yüreğimde açtığı yaraları sarmak, çürüyen yanlarımı diriltmek için okudum, kapatılmak istenen gözlerimi fal taşı gibi açtım. Ebedi kahpe yunan, sıcak su azgını Ruslar, hain Ermeniler ve bölücü Kürtler ile  dört yanı  düşmanlarla çevrilmiş bir kara müfredata rağmen bazı insani duyargalarımın  hala sağlam kalması şans eseri mi bilemiyorum. Biliyorum bu kadar alçak olabilmek için böylesi bir paranoyak düşman atmosferinden geçmek ve öfke nefretle dolu olmak  şarttır.

 Bana yapılanın aynısını karşımda duran  binlerce öğrenciye yapmamı buna karşılık  sağlık karnesi ile açlık sınırında bir maaşla bunca yalanın  ebedi bekçisi olmamı beklediler. Savaşı  talan, yıkım, ölüm bitiş, acı değil de alınan  kilometrekareler, kapılan  ganimetler, uçurulan küffar kelleleri, en hasından  kahramanlık  olarak belletilmem istenildi..  Nice ölümü ve acıyı  yenilgi ve zafer ile iki üç ruhsuz rakamın arasına sıkıştıra sıkıştıra ne şefkat, ne merhamet, ne de insana saygıyı ağzıma almamam buyruldu.

 Ama ben buna inanmıyorum.

 Önceleri Öğrencilerime okuma alışkanlığı kazandırmak  ders

kitaplarının  suyunu sıkıp birkaç sevgi ve insanlık metni ile kendimle

çelişmediğime kendimi inandırmaya  çalıştım. Ama kendi kendimi

kandırırken, ben öğretmenken sağlık karnem (güvencesi)  elimde da

maaşım cebimde iken yine uğurlar kurşuna diziliyor, faili meçhul

cinayetler işleniyor, katilleri  ödüllendiriliyor, ve ölü insanlara

tecavüz ediliyordu. Bu sözde muhalifmişim, sistemin içinde değilmişim hep

mışlı bir kendini aldatmadan ibaret  olduğunu görmemek için kör olmak

lazım artık.

.

Ama artık dayanamıyorum. Benden istedikleri örnek vatandaş olamıyorum.

Devletimin sistemin ve milli müfredatın  en doğru en güzeli olduğunu

söyleyemiyorum.

Ben yetişkin bir insan olarak yalan söylemek istemiyorum. Yalan söylemeye,

susmaya, gözü kapalı yaşamaya  karşılık maaş bodromun iğrenç

gölgesine saklanmak da istemiyorum.

Şiddetin her türlüsünden  nefret ediyor asıl olanın yaşatmak

yaşatabilme sevgisini  aşılamak olduğuna hep inandım. Bu yüzden vatan

sevgisinin yolunun  bayrak kırmızısı  şehit kanlarından geçtiği, ve

sevmenin ölüme öldürmeye denk olduğunu anlatmayacağım

Evet artık dayanamıyorum ve sizden biri  olmadığımı bağıra bağıra

haykırmak istiyorum.

Her geçen gün bu iğrenç sistemin kirli çamaşırları  tek tek ortaya

çıkarken , Hakkari’de kırılan  koluma , tecavüz edilen bedenime isyan

etmeyen herkesi suçlu buluyorum. Bu konuda en başta devleti, eğitim

kurumlarını, susarak seyirci kalanları  suçlu görüyorum. Cinayeti

görmeyeninde -ki artık her şey apaçık ortada- eline kanın

bullaştığını biz ne bilirizin bencil kucağına sığınıp sessizce

devlet babadan gelecek emirleri bekleyen sözde masum vatandaş duruşunun

zulme giden sağlam bir köprü olarak görüyorum. Ben varken siz varken;

bize, size rağmen tüm bunlar yapılıyorsa yapanlar kadar bizlerin de suçlu

olduğuna inanıyorum. Bu derece suçun vicdanıma yaptığı muazzam yükü

taşıyamıyorum, kendimi ihbar ediyorum.

Evet ben buradayım ve sizden değilim. Eğer insanın yaşaması

yaşatılmasını istemek sizin kirli çıkarlarınız  için binlerce askerin

sivilin ölmesini ve öldürmesi gerektiğine inanmak şehit  diye ölüme

mazoşistçe ağıtlar  yakmamak, sabahları aç karnına  andımızı  içmek

ve ne mutlu olduğunu bağır çağırı söylememek, Burada Kürt, alevi  ve

yahut  başkaları yaşamıyormuş gibi davranmamak,  hepimiz aynı tornadan

çıkmışız  dememek , devletimiz bizi korumak vatanı böldürmemek için

elinde geleni yapıyor diyememek, sizin tarih önünde birer kahraman

görmemek,   suçsa ben suçluyum;  bölücülükse ben bölücüyüm.

Evet sizden değilim ve asla da olmak istemiyorum apaçık siz biz ayrımı

yaptığım için  bölücüyüm. Artık birileri ölürken mayınlarla

parçalanırken , tecavüz edilirken hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam

edip işimi yapamıyorum.

Şiddetin şiddeti nasıl doğurduğunu ve PKK’nın  bu yaşanan süreçte

hiçte masum olmadığını  kimin elinin kimin cebinde olduğunu bilmediğimiz

 bu kargaşada olanın yalnızca ebedi suskunlara  olduğunu çok iyi

biliyorum. Hiç kimse bana hiçbir kutsal amaç  adına bir insanı

öldürtmeyi haklı göstermez. Ben size inanmıyorum ne benim adıma

konuşanlara ne de beni yok etmeye çalışanlara inanıyorum. Ben sadece

kimliğimi dilimi ve varlığımı istiyorum. Kimseden intikam niyetinde

değilim ama siz sevmemek, sizden biri olmamak öyle görünmemek  hakkını

elimde bulundurmanın ruh sağlığım için zorunlu olduğunu görüyorum.

Ölümü de öldürmeyi de tek çare olarak görenlerden, her gördüğünü

kendi rengine boyamayı isteyenlerden, ,kendini  tanrı konumuna  getirip

dokunulmaz  kılanlardan, bunca ölüme ve talana rağmen hala yerinde oturup

meydanları inletmeyenlerden, gece bunların  feryatları ile kulakları

çınlamayan yüreği sızlamadan horlayanlardan  evet sizlerden nefret

ediyorum sizlerle  aynı oksijeni paylaşmaktan da nefret ediyorum.

Biliyorum kanı damarlarında, sevgilisinin heyecandan  hafiften kızaran

sevimli yüzünde,   bir çocuğun tonton suratında,  bir gülün

kırmızlığında,  gökkuşağının renklerinde  değil de; mezbahalarda,

belinde taşıdıkları ebedi öfkeleri, ,kör nefretleri, kronik kinleriyle

biledikleri her an yok etmeye kesmeye hazır  bıçaklarında, kesilen

başlarda, giyotinlerin keskin  ağızlarında, insan vicdana doğrulmuş top

ve tüfeklerinin namlularında, ve toprağı sıksan şüheda kanı

fışkıracak diyen mısralarında   taşımayı marifet bilenlere bir şeyler

anlatmak çok zor .

Onlar ki yaşamın gardiyanları, her canlı türünün ebedi düşmanı,

ölüme ve öldürmenin tutkulu hayranlardır. Ama gel gör ki insan olmanın

bunu bilincini bir ışıltı gibi taşımanın gerekliliğinden yine de bize

birkaç şey sormak farzdır.

Ölü bir bedene tecavüz edilmesi, insanların diri diri helikopterlerden

atılması, en sevdiklerinizin askerde mayınlarla parçalanması bunların

hiçbiri size bir şey ifade etmiyor mu? Acaba uğrana ölüp

öldürdüğünüz şeyleri sorgulamanın ve hesap sormanın vakti gelmedi mi ?

Oğlunu ne olduğunu bilmediği kirli bir savaşın ortasına ölüme gönderen

katilin suçundan muaf mı? Susarak hesap sormayarak birbirimizin gözyaşına

yaraya basılan tuz muamelesi yaparak insan olduğumuzu hala söyleyebilir

miyiz?

Bu gün artık bir birey olarak çaresizim; ama umutsuz değilim. Sizler

susarak müdahil olmayarak bir şeyleri yoluna girmesini bekleyerek  en büyük

suçu işliyorsunuz

Bu mektup benim dürüst ilkeli bir basının ve yine vicdanımızın sesi

olmak için çırpınan bir kaç yazarın aracılığıyla çaresizliğimin,

içinde bulunduğum durumun bir şekilde muhataplarına ulaştırılması

için yazıldı. Beni insanlığımdan utandıran bu itirafların artık

birilerin canını acıtmasını ve faillerine gereken cezanın verilmesini

istiyorum.  Neden hala bir şeyler  olmamış gibi davranılıyor ve

itirafları yazan  hakkında bölücülük suçlamasıyla dava açılıyor?

Devletin ortalama suskun vatandaşın “okulunuz var, hastaneniz var, devlet

babadan  daha ne istiyorsunuz”  derken bu tür şeylerden habersiz olarak

yaşamasına neden olan  medyanın iğrenç sansür duvarını delmek ve Ahmet

Çakmak’a açılan davanın tersyüz edilmesi için bir destek istiyorum.

Konunun  bir şekilde yargıya çıkarılması ve kitapta adı, yeri, olay

tarihi geçen polis ve askerlerin yargılanmasını istiyorum.

Belki burada yazdıklarımdan -birçok dürüst insana yapıldığı gibi-

halkı askerlikten soğutmadan dava açarlar. Peki beni ve nicelerini bu

iğrenç bu katlanılmaz zulmüyle insanlıktan soğutanlara neden  ceza

verilmiyor?  İnsanı askerlikten değil insanlığından  soğuttukları için

bugün bir çok askeri, komutanı, bakanı, emekli generali, ve nicelerini

sanık olarak yargılanmak gerekir. Belki de şanlı tarihin arka  dehlizlerden

akan acıya kana dikkat çektiğim ve bir toplumu putlaştırp peşinde ölüme

gönderdiğiniz kahramanların aziz hatırasına toz kondurduğum için 301 ile

 301 defa yargılanmalıyım.

             MEHMET ŞARMAN – Öğretmen

*Astsubayken er olmak, Kasım ÇAKAN  Tevn yayınları

Trackback URL

  1. 72 Yorum

  2. Yazan:Bigalıoğlu Tarih: Eyl 3, 2008 | Reply

    ülkemde demokrasi baya yol almış.
    aynı fikirde olmayabilirsiniz,hatta bazı fikirlere kızabilirsiniz,ancak herkes kendi özgür iradesiyle kendi fikirlerini söyleyebilmeli.bu bağlamda güzel bir yazı olmuş.
    ANCAK……
    gerçekler söz konusu olduğunda durup düşünmek gerek.
    tecavüz olayı genellenebilecek ve TSK’ya mal edilebilecek bir olay değildir.her kurumda aşağılık insanlar olabilir.aynı şeyler pkk içerisinde daha sapkın bir biçimde mevcuttu.

    terörstlerin canlı canlı atılması olayı savaş zamanı baskı altındaki insan psikolojisiyle ilgili bir olay.bir örnek,yine doğuda bir yerlerde bir teröristi betereye bağlayıp işkence yaparak sorgulayıp,sonrada öldürmüşler.düşününce insanlık dışı bir olay.
    bütün bu olaylar her an ölümle burun buruna olan baskın asker psilojisinin bir ürünü.insan o ortamda insan dışı bir yaratığa dönüşüveriyor.dağlarda bazı zaman asker komutanını bile takmıyor.
    ölümün soğuk nefesini her dakika hissetiğiniz bir ortamda,gerek asker gerekse pkk’lı her an zaten insanlık dışı olan öldürmenin çok çeşitli türlerini uygulayabilir.bunlar anlatılmadığı ve açıklanmadığı için bizim gibi insanlara tuhaf geliyor.

    kürtlük kompleksine gelince,devletin kimlik değiştirme politikası yanlıs olabilir,geçmişte.ancak sizde bir özeleştiri yapmalısınız.

    güneydoğuda,uyuşturucu kaçaklıgı,insan kaçakcılıgı,her türlü yolsuzluk,kaçak elektrik kullanımı,insan öldürme çok normal karşılanıyor.kız evlatlarınızı batıda evlenemeyen genclere para karşılıgı satıyorsunuz.namus diye,aile kavgası diye,aile bireylerinden bir veya bir kaçını kolayca harcayabiliyorsunuz.maalesef bütün bunları sizler yapıyorsunuz.

    batıda,uyusturucu,hırsızlık,vs olayların arkasından hep güneydogu kokenli vatandaslar cıkıyor.
    bana soruyormusun kardesim,9 cocuk yaparken,bana soruyormusun???

    guneydogunun butun illerinde elektrik en az %50 kacak kullanılırken,elektrik acıklarını ben öderken senin hakkında ne dusunmemi bekliyorsun.

    herkesin öz eleştirisini doğru düzgün yapması lazım.

  3. Yazan:MER'A-K(ıl) Tarih: Eyl 3, 2008 | Reply

    Bigalıoğlu,
    “sayın” deme hakkımı kısa süreliğine askıya alıyorum zira bu yazdıklarınıza kısaca yuhhh ve pess diyorum.Başka bir şey daha demek istiyorum ama maalesef site kurallarına dua edin.

    güneydoğuda,uyuşturucu kaçaklıgı,insan kaçakcılıgı,her türlü yolsuzluk,kaçak elektrik kullanımı,insan öldürme çok normal karşılanıyor.kız evlatlarınızı batıda evlenemeyen genclere para karşılıgı satıyorsunuz.namus diye,aile kavgası diye,aile bireylerinden bir veya bir kaçını kolayca harcayabiliyorsunuz.maalesef bütün bunları sizler yapıyorsunuz.

    batıda,uyusturucu,hırsızlık,vs olayların arkasından hep güneydogu kokenli vatandaslar cıkıyor.
    bana soruyormusun kardesim,9 cocuk yaparken,bana soruyormusun???

    guneydogunun butun illerinde elektrik en az %50 kacak kullanılırken,elektrik acıklarını ben öderken senin hakkında ne dusunmemi bekliyorsun.

    Siz yukarıda yazılan incitici,onur kırıcı,varlığı hiçe sayıcı onca şeylerden sonra kalkıp “kaçak elekriğin” hesabını mı soruyorsunuz?
    İnsanlar huzur içinde yaşayabilmek için arazilerinden,evlerinden göçmüşler,sürülmüşler şehirde tutunmaya çalışırlerken bulaştıkları işlerden sadece onlar mı sorumlu.YUhhh ve pess.
    Siz zemzem suyuyla yıkanıp ağzınızda gümüş kaşıkla mı bu dünyaya geldiniz?

    Nyse size ısaca “süzme” diyorum başka da bir şey de demiyorum.

  4. Yazan:MER'A-K(ıl) Tarih: Eyl 3, 2008 | Reply

    Bigalıoğlu,
    Aşağıdaki uzunca yazı da sizin kaleminizden çıkmış yada yukarıda yazdıklarınıza bakılırsa biryerlerden kopyalayıp blogunuza yapıştırmışsınız.Nasıl bu kadar çelişik olabildiniz?Asla yanlış olamayacağına inanılan bir şeyde denk gelinen bir yanlış/hata insanda bu derece bir çelişiye sebep olabilir mi?

    İnsanlık adına burada bir çifte standart vardır.
    Güçlüysen,akıllıysan,gelişmişsen senin hayatın değerli.Ama zayıfsan,cahilsen hayatının hiçbir önemi yok.İnsanlığın çifte standardı olduğu sürece yeryüzünde terör ve savaş her zaman hüküm sürecek demektir.

    Kişi veya grupları terörist faaliyetlere yönlendiren en önemli nedenlerden biri evrensel adaletin sağlanamaması,haksızlık ve güçlünün güçsüzü ezmesi hadisesidir.Kişiyi terörist bir eyleme ikna etmenin en önemli yolu yapacağı işe inandırmaktır.Terör,inanç ve cehaletle beslenir.

    Terör ve terörizmle ilgili olarak dürüst olmak ve bir özeleştiri yapmak gerekirse,teröre sebebiyet verenlerin bizzat kendimiz olduğunu kısmen de olsa söyleyebiliriz.

    “Terör kötüdür” demekle terörizm belasından kurtulamıyoruz.
    “Terör neden var?” demeliyiz.
    “Toplumsal olarak yaptığımız yanlış bir şey mi var” diye kendimizi sorgulayabilmeliyiz.Yoksa “25 yılda 25 bin şehit verdik,vatan sağ olsun,50.yılda 50 bin şehit verdik yine vatan sağ olsun” diyerek bu kısır döngüde devam mı edeceğiz?

    ABD’nin İstanbul başkonsolosluğuna yapılan terörist saldırı olayında verilmek istenen mesaj “Türkiye’ye kurşun,ABD’ye gözdağı” şeklindeydi.Burada Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu terörist saldırıları iyi okuması gerekmektedir.

    Bu terörist saldırılardan bizim canımız yanıyorsa,oturup bir düşünmemiz gerek.İnsanın hiçbir değeri olmayan Ortadoğu’da her gün onlarca insan ölüyorken,bizler öldürenlerin tarafında görünüyorsak ve sessiz sedasız bu katliamları izliyorsak,bizde o katliamları yapanlar kadar suçlu olmaz mıyız?

    Bizim teröre verdiğimiz bir tek canımız bile o kadar değerliyken,Dünya’nın başka bir yerinde onlarca katledilen canı görmezden geliyorsak bu insanlık adına bir utanç değil midir?

    Yeryüzünde insanlık adına çifte standartlar devam ettiği sürece,terör de devam edecektir.Terörizm de tıpkı savaşlar gibi can almaya devam edecektir.O yüzden terörle yaşamaya alışacağız.Yada teröre sebebiyet veren şeylerin doğru tespitini yapacağız. “Neden?” diye sorup,dürüst cevaplar vereceğiz.Ve çok az yaptığımız bir şey,içimizden de olsa özeleştirimizi yapacağız.

    Terörün hiçbir şekilde önlenemez bir nedeni toplumların bilinç düzeylerindeki farklardır.Bilgi toplumları terörün hiçbir şekilde çözüm aracı olamayacağının farkındadır.Ama aynı bilgi toplumları,bu derece bilinçli olmalarına rağmen savaşa ve teröre kendi canı yanmadığı sürece gereken duyarlılığı göstermezler.Cahil toplumlarda ise zaten insan hayatının fazla bir değeri yoktur.

    Sonuç olarak evrensel boyutta terörün önüne tamamen geçilemez.Ancak azaltılması için çaba sarf edilebilir.Bunun içinde evrensel barışı,evrensel adaleti,en önemlisi toplumsal bilinç farklılıklarını azaltmamız gerekmektedir.Bunun başlangıç noktası da bir çok şeyde olduğu gibi eğitimden geçiyor.

  5. Yazan:Gernas Tarih: Eyl 3, 2008 | Reply

    Bigalıoğlu,

    Kaleme aldiğiniz yazi, cahilliğin daniskası. Burada söz konusu olan dünyanın her şeyinden -buna elektrik de dahil- değerli insan hayatı. Biz ölümlerin olmaması için ne yapılması gerektiğini konuşacaksak eğer, en başta, kimlerin eliyle, hangi gerekçelerle gelirse gelsin, tüm ölümlere en baştan karşı duracağız. İnsan olmanın onuru bunu gerektirir. Sözkonusu ölümlerse eğer, hiçbir bahane, hiçbir “ama” olmamalı.

    Ayrica siz kalkıp, insanlara işkence yapılmasını, faili meçhul cinayetler yoluyla ortadan kaldırılmasını ve tecavüze uğramasını, “savaş zamanı baskı altındaki insan psikolojisiyle” açıklayamazsınız. Böyle yaparsanız eğer, pozitivist ve faydacı düşünen zihniniz, yapılanları da meşru gösterecektir. Sanırım asıl sorununuz bu. Sorarım size, hangi taraftan olursa olsun, ne suç işlemişse işlesin, hangi insan böyle bir hakareti hak eder? Bildiğiniz gibi, Nazilerin yaptıkları gaddarlıklarda, soykırımda, başlıca referansları akıl olmuştu. Gerekçeler bizi nereye kadar haklı gösterebilir?

    Yine, gelişmemesinin müsebbibinin çok belli olduğu Doğu coğrafyasını, kalkıp kendinizce “özeleştirinizi yapın” saçmalığıyla açıklayamazsınız. Bu eşyanın tabiatına aykırı. Zira ortada, sizin gibi “makbul vatandaş”ların birebir desteğiyle olmasa bile, sizin gibilerin resmi ideolojinin ardına takılmaları, aşağılık anaakım medyanın manipüle yayınlarına prim vermeleriyle yürümüş kirli bir savaş var. Buna bir de, neredeyse yüz yıldır sürdürülen geri bıraktırma politikalarını ekleyin. Dolayısıyla, anlamsız bir “özeleştiri yapmak”la, yaşanan bu büyük sorunu ortadan kaldıramazsınız. Gördüğünüz gibi, asıl özeleştiri yapması gereken taraf çok açık. Son olarak, Doğulu insanları kaçakçı olarak tanımlamak, yolsuzluğun daha çok orada bulunduğunu söylemek, insan öldürmenin bu coğrafyada çok normal karşılandığını söylemek, sizce de açık bir ırkçılığı işaret etmiyor mu?

  6. Yazan:Sirwan Tarih: Eyl 3, 2008 | Reply

    BIGALIOGLU: gerçekler söz konusu olduğunda durup düşünmek gerek.

    CEVAP: Hangi “gerçekler” ? Sizin inanmaya hazir olduklariniz mi? Yoksa gercekten gercek olanlar mi?

    BIGALIOGLU: tecavüz olayı genellenebilecek ve TSK’ya mal edilebilecek bir olay değildir.her kurumda aşağılık insanlar olabilir.aynı şeyler pkk içerisinde daha sapkın bir biçimde mevcuttu.

    CEVAP: PKK ile TSK’yi bir mi tutuyorsunuz? PKK uyelerinin kizlara tecavuz etmesi TSK’yi aklar mi? PKK uyesi olmak bir suc. Suc islemek icin kurulmus bir orgut bu. TSK mensuplari ise suc isledikleri zaman cezalandirilmalilar. Ordu kendi adamlarini sivil adaletten korudugu icin butun bu rezillikler geliyor basimiza.

    BIGALIOGLU: terörstlerin canlı canlı atılması olayı savaş zamanı baskı altındaki insan psikolojisiyle ilgili bir olay.bir örnek,yine doğuda bir yerlerde bir teröristi betereye bağlayıp işkence yaparak sorgulayıp,sonrada öldürmüşler.düşününce insanlık dışı bir olay.

    CEVAP: Neden psikolojik olarak terorle mucadeleye hazirlanmis, mesela 5-6 yil tecrubeli askerler gonderilmiyor guney doguya? Bir kac ay acemi er egitiminden gecmis siradan insanlarin bu suclari slemesi “bilimsel” olarak normal ama ahlaken kabul edilebilir degil. Neticede TSK komuta zinciri hesap vermeli.

    BIGALIOGLU: bütün bu olaylar her an ölümle burun buruna olan baskın asker psilojisinin bir ürünü.insan o ortamda insan dışı bir yaratığa dönüşüveriyor.dağlarda bazı zaman asker komutanını bile takmıyor. ölümün soğuk nefesini her dakika hissetiğiniz bir ortamda,gerek asker gerekse pkk’lı her an zaten insanlık dışı olan öldürmenin çok çeşitli türlerini uygulayabilir.bunlar anlatılmadığı ve açıklanmadığı için bizim gibi insanlara tuhaf geliyor.

    CEVAP: Evet, 25 yildir “terorist ini” veya “terorist lesi” diye konusan komutanlarin psikolojilerinin bozuk oldugu apacik ortada. Teroru askeri yontemle cozmeye calismak BALYOZLA SINEK OLDURMEK gibi. Ama butun bu soylediginiz gercekler ne TC’yi ne de TSK’yi aklamaz. Askerle cozulmesi imkani yoksa neden 25 yildir israrla bu yola gidiliyor?

    BIGALIOGLU: kürtlük kompleksine gelince,devletin kimlik değiştirme politikası yanlıs olabilir,geçmişte.ancak sizde bir özeleştiri yapmalısınız.

    CEVAP: “Siz” diye kime hitap ediyosunuz? Guney doguda yasayan turk, kurt, zaza ve araplara mi? Yoksa sadece kurt kani(!) tasiyan, kurt irkina ait(!) insanlara mi?

    BIGALIOGLU: güneydoğuda,uyuşturucu kaçaklıgı,insan kaçakcılıgı,her türlü yolsuzluk,kaçak elektrik kullanımı,insan öldürme çok normal karşılanıyor.kız evlatlarınızı batıda evlenemeyen genclere para karşılıgı satıyorsunuz.namus diye,aile kavgası diye,aile bireylerinden bir veya bir kaçını kolayca harcayabiliyorsunuz.maalesef bütün bunları sizler yapıyorsunuz.

    CEVAP: Erdem ile aidiyet arasina bag kurdunuz. Kurt = kotu, Turk = iyi yaptiniz. Islam dininin irkciligi yasakladigini biliyorsunuz degil mi?

    BIGALIOGLU: batıda,uyusturucu,hırsızlık,vs olayların arkasından hep güneydogu kokenli vatandaslar cıkıyor.

    CEVAP: Heil Hitler!!!!! Koyleri yakilmis, aileleri Turkiye’nin dort bir yaninda dagilmis garibanlarin ne yapmasini bekliyordunuz?
    Doktora tezi mi? Bulgaristan’dan apar topar goc eden turk ailelerinin kizlari fuhus yapmadi mi? sitanbulun genelevleri
    bulgar gocmenleri ile doluydu Ozal zamaninda! Simdi de ruslar ve gurculer. Saniyormusunuz bu onlarin genlerinde var?

    Yeniden Heil Hitler! Wallah Heil Hitler!

    BIGALIOGLU: bana soruyormusun kardesim,9 cocuk yaparken,bana soruyormusun??? guneydogunun butun illerinde elektrik en az %50 kacak kullanılırken,elektrik acıklarını ben öderken senin hakkında ne dusunmemi bekliyorsun.

    CEVAP: Sen bana sordun mu Orta Asya’dan gelirken? koyumu yakarken? Zorla goc ettirirken? Dilimi yasaklarken?
    Kurtulus savasindan once erzurum sivas kongrelerinde beyan ettin anadolu islam memleketi olacak diye,
    mustafa kemaline sordun mu NE MUTLU KURDUM, LAZIM, CERKEZIM demek serbest mi diye? bre cahil!!!!

    BIGALIOGLU: herkesin öz eleştirisini doğru düzgün yapması lazım.

    CEVAP: Evet. Basla bakalim. Merak ediyorum bu kadar zirvaladiktan sonra nasil bir özelestiri yapacagini.

  7. Yazan:Bigalıoğlu Tarih: Eyl 3, 2008 | Reply

    öncelikle burnundan soluyan arkadaşlara genel bir cevap vereyim.
    yazının başlığını okudunuz mu?”ben bir bölücüyüm!”
    ardından tsk şöyle yaptı,pkklıyı astı kesti,yere attı.bizi türkleştirdiler,köyümden sürüldüm vs…
    yahu adam Türkiye denen bu topraklarda,böyle bir yazı başlığı atabiliyor.yazı yazabiliyor,altına imzasını atabiliyor.ABD veya AB’de böyle bir yazı yazabilirmisiniz?
    biz daha 1 yıldır TSK’yı eleştirmeye başlayabildik,korkumuzdan.
    bir tek sizmi acı cektiniz,bir tek sizin sesiniz mi kısıldı?

    sonra, o çok savunduğunuz ifade özgürlügünüz doruk noktasına cıkmıs.acıkca ben bölücüyüm diyebiliyor adam.yada kızın biri ben Atatürkü sevmiyorum diyebliyor.ifade özgürlügü yönünden bir sıkıntınız yok,hiçkimsenin yok.

    @MERAKIL,her iki yazıda benimdir,blogundaki yazılarda bana aittir.ben net şeyler konuşuyorum,yukarıdaki bölücü arkadas gibi damardan duygu sömürüsü yapmıyorum.

    kendi yazdıgım yazıda,teröre sebebiyet veren seylerin tespitini yaptım.buradaki yorum yazımda gercek net tespitlerdir.
    siz istediginiz seye yuh diyebilirsiniz.benim yasadıgım yerlerde 8-10 yasındaki cocuklara toz icirtip askerin polisin uzerine salmıyorlar.diyarbakırda kaç cocuk var uyusturcu bağımlısı.ha simdi bunu da ben yaptım di mi?

    arkadas benim cevremde adam 1 cocuk yapıyor,onu okutmak icin ugrasıyor.bu adamın yasadıgı yerlerde bir ailenin en az bes cocugu oluyor.iş yok,işin yok neden yapıyorsun o kadar cocugu?

    bakamadıgın o cocuklar pkk’lıda olur,hırsızda olur.uyuşturucu müptelasıda olur.canlı bomba da olur.

    @GERNAS
    elektriği cımbızlamıssın,buradan yakalarım diye de,senin kendi insanın kendi hayatını değerli kılmıyor ki,sen anlamak mı istemiyorsun?kız kardeşini namus diye vuran kim,katil olup içeride yatan kim?oğluna-kızına kıymet vermeyen hangi baba.ben mi yapıyorum bunları.boş konuşma efendi!!!net konuş.

    @Sirvan
    Bana demişşsin ama,sen benden çok zırvalamıssın.İyi niyetine vereceğim bir şey demeyeceğim.Sizin yasadıgınız bir cok surunu bizde yasadık,ifade ozgurlugu,haksızlıklar noktasında.

    ancak size bir afyon yutturuldu,son zaman kürdistan diye.direk ona odaklanarak beyanlarda bulunuyorsunuz ve ters köşe oluyorsunuz.

    genel geçer herkese;;;
    siz çözümü Türkiye olarak mı arıyorsunuz?
    yoksa Kürdistan olarak mı arıyorsunuz?
    önce onu söyleyin,
    ona göre cevap verelim.yoksa içi boş sözlerle duygusal provakosyonlar yapmayın burada.
    dürüst olun,mert olun,net olun…

    kendinizi net ifade edin.sen şunu yaptın kardeşim.bana bu oldu.sonunda bu oldu.şöyle yaparsak çözeriz.ağzınızdan çıkan laflar arsında elle tutulur bir şey bulmak için baya çaba sarfediyorum.

    adam demiş,ben bir bölücüyüm.aha böyle işte.
    aslında bunu diyen adama,söyleyecek sözde olmaz da.duramadık yazdık işte.dünya’nın hangi ülkesinde böyle bir şey söyleyebilirsinde,bunu ifade özgürlüğü noktasında haklı gösterirsin?

    devlet tek yanlışı size yapmadı.bu ülkenin bir çok insanı son 50 yılda çeşitli vesilelerle acı çekti,haksız yere öldü.ne uğruna,hiç…
    derin düşünenlerin olduğu bu yerde,sizde biraz derin düşünmeye çalışın.
    kürdistan odaklı değil.öyle ise açık açık söyle kardeşim sende,ben kürdistanı istiyorum diye.ne diyeyim ben sana o zaman.keşke dedem benim dedemle savaşmasaydı da bende senle uğraşmazdım.bu ülkenin milli kaynağını bu kadar sömürmezdim.

    dedelerimizin kabahatini,çocukları çekiyor.adamlarlar birbirlerini kardeş bilmiş.aynı hendekte can vermiş.biz bir birbirimizi yiyoruz.kimin çıkarı var bu işte???

    inan bana kalsa,kurtulus şavaşı zanında verirdim,aha burası kürt diyarıdır derdim.en azından bugun bu kadar acı cekmezdik.

  8. Yazan:ucanbalik Tarih: Eyl 3, 2008 | Reply

    anlaşılan sayın Bigalıoğlu sadece başlığı okumuş. Yorumuna bittim yahu..

  9. Yazan:burak Tarih: Eyl 3, 2008 | Reply

    Şiddetin şiddeti nasıl doğurduğunu ve PKK’nın bu yaşanan süreçte hiçte masum olmadığını kimin elinin kimin cebinde olduğunu bilmediğimiz bu kargaşada olanın yalnızca ebedi suskunlara olduğunu çok iyi biliyorum. Hiç kimse bana hiçbir kutsal amaç adına bir insanı
    öldürtmeyi haklı göstermez. Ben size inanmıyorum ne benim adıma konuşanlara ne de beni yok etmeye çalışanlara inanıyorum. Ben sadece kimliğimi dilimi ve varlığımı istiyorum.

    Bu kısımda gerçekten çok güzel söylemişsiniz ama vahşet örneklerinde neden sadece TSK’nın yaptıkları(daha doğrusu yaptığını savunduğunuz) noktalara değinmişsiniz, onu anlayamadım. Helikopterleri yok dolayısıyla kimseyi helikopterden atmıyorlar diye mi? Bu yüzden mi PKK’ nın yaptığı hiçbir vahşetten bir örnek veremiyorken “tecavüz” gibi sömürü aleti olarak kullanılmaya en müsait ve rasyonel düşününce TSK ile hiç ilgisi olmayan sadece kişisel aşağılıktan kaynaklanan bir örnek verdiniz? Yoksa İstanbul’un göbeğinde bombayla öldürülen insanlar öldürme normlarına uygun olarak öldürüldü, bu yüzden mi?

    Açıkçası bende bıraktığınız intiba alıntıladığım cümlenizle çok çelişiyor.

    Sevgiler

  10. Yazan:herackles Tarih: Eyl 3, 2008 | Reply

    Yorumcularin “sohbetine” girme niyetiyle degil sadece bir yanlis okumayi ya da anlamayi duzeltmek adina:

    Bizim Bölük Komutanı Yüzbaşı Mehmet Özpolat sordu; ‘ne yapıyorsun’ diye. Polis Ramazan bağırdı; ‘Gelme Ben ölen terörist kızı hallediyorum’. Yüzbaşı, “Ne demek, aptal olma, o iş ölüye yapılır mı?” dedi. Yüzbaşı, ‘Olamaz, siz kafayı yemişsiniz, bu kadar aptallık olmaz’ dedi. Kendimi kaybettim. Ramazan’a küfrettim. Ramazan tabancasını çekerek yüzbaşıya hücum etti. Tam o sırada ben tüfeğin emniyetini açarak havaya doğru iki el ateş ettim.”

    Eger yanlis anlamadiysam burada tecavuz etmeye yeltenen bir polis memuru, ona karsi duran da bir yuzbasi!
    Sanirim TSK konusunda oylesine bir onyargi olusmus ki taraflarda, insanlar okuduklarini bile anlayamiyor.

    Gelecek yanlis anlama merkezli taslara simdiden engel olmak adina da:
    Boylesi bir sapikligi yapan kim olursa olsun tasvip edilemez!

  11. Yazan:hakan Tarih: Eyl 3, 2008 | Reply

    doğrusu yazıyı okuduktan sonra yapılan yorumlar beni hayal kırıklığına uğrattı.
    Öncelikle nerdeyse trans halinde yazılmış ve oldukça samimi bir şekilde şiddet reddedilmiş.Sözkonusu yazıda sadece tsk dan bahsedilmemekte. baya güzey ve etkileyci bir türkçe ile yazılmış mektubu sadece bununla sınırlamak cımbızla eleştiri yapmaktır .önemli hususları gözardı etmemek lazım.
    1-Eğitimin insani olmadığından bunu yapanların gelmiş olduğu çevre ve onların almış olduğu eğitimi herkesi düşman gören anlayışı da gözönünde bulundurarak ordaki suçuluların geldiği bataklığı kurutmaktan bahsediyor
    2-Hepimize insani olandan yana olamdıkça sustukça suça ortak olduğumuzu söyleyip tepkimizi dile getirmemiz isteniliyor. Ki bu çok erdemlice bir davranış ve istek
    3-Sadce tsk ve susanları değil pkk yı da eleştiriyor
    Am yorumları yapan arkdaşalarımız benim kötüm seninkinden daha iyidr dercesine bak sen bunu yaptın ben de bunu yaparıma varacak kadar yazının muhtevasından ve feryadından uzağa düşmektler. kötünün kriteri daha beteri olduğu sürece kötülük ortadan kalkamz pkk nın yaptıkalrı tsk yı aklamdığı gibi tsk nın yaptıkalrıda pkkyı aklatmaz. bunlar asgari düşünme gücü ile çok rahat varacağımız şeyler.
    Ama tamam siz de az değilsiniz bak kaçak elektirk kullnıyorsunuz bak uyuşturcu satıyor hırsılık yapıyorsunuz . Kimse keyfinden kaçak elkitrik kullmaz eğer insanların yaşam standratları bir tank parasına kurban edilse ve aç sussuz bırakılsa tabiki bu tür sorunlar ortaya çıkacaktır .Gözü önünde babası tartaklanan evi yakılan ve sonra kendini metrepolun acmısız dünyasında bulan bir çocuktan mahsumiyeti onu suçlayarak kapılar ardına koyarak beklemeyiz .sorunun kökenine inmekte ve bataklığı kuruttmak ancak kalacı çözüm olabilir.
    bugün açık söyleyim ben asgari ücretle çaılşıyorum ve kışların sert olduğu memleketimde kendimi kaçak elektirikle ıstıyorum. Çocukalarımızı zar zor okutabilyorum .Kendmizi o derece kötülüğe endekslemişiz ki acıyı o kadar kadermiz bellemşiz ki hakettiğimiz yaşam tarzını isteyemiyoruz bir yol asftlansa bunu bile bize minnet edip kafamıza vura vura oy isteyebilen belediye başkanlarımız var. eğer bu devlet benim devletimse bu ihtiyaçlarımı karşıllmak zorundadır.
    Arkdaşın kürt sorunana ve yapılan ona iğrenç şey karşısında ciğeri yanmayıp kaçak elektirk gibi şeylerden bahsetmesi sorunun çözümüne aslında ortalama vatandaş zihniyetinin ne derece köstek olduğunu iyice ortaya koyuyor.
    Birde bunun yapan tüm tsk değil ama bunu yapanlar hakkında dava açalacağına gidip vicdanın sesine kulak verip bunları yazan kişeye dava açılyorsa tsk bunlar iyi çocukalardır diyebiliyorsa sorun o zihniyette de vardır. Siz sanmayın ki genarelller böyle şeyleri istemeseydi bunlar olurdu. Daha iki yıl önc yaşlı bir kadının kürtçe bir paşadan yardım istemesine sen git önce türkçe öğren diyen genarilin rütbesiz halidir bu çirkfleleri yapan.
    Neden görmüyorsunuz neden algılamada zorluk çekiyorsunuz.
    Pkk kesinlikle kürt davasına hizmet etmiyor heraketi terörize ederek ki bunu tsk nın üst düzey yetklileri ile anlaşarak gizli kapılar ardında yapıyor. bizi girdabın içine çekiyor
    ergenekondan hiç mi ders çıkarılmadı
    ergenkon bu devletin resmi zihniyetidr ve böylesi, şeylere onlar ortam hazrıldı bu sitede böylesi seviyesiz karşı çıkışlar en güzel en derin feryatları bile sabote ediyor malesef bu çok üzcü birşey.
    bu arkadaş ben bölücyüm diyor ama bölücülüğünü de inasani temelde ortaya koyuyor yani sizin gibi ölüme ve öldürme gereğine inanmdığım için bölücüyüm derken aslında ne derece bütünlştirici olduğunu anlamamak için kötü niyetli olmak lazım.
    birde bunu diyenleirn başına çok şey geldi eğer bugün bu arkdaşında başına birşey gelirse ve biz bunu savunmak için orda olmasak emin olun işte o zamanda biz suça iştirak etmiş oluyoruz.
    yıllardan beri dili kültür yokedlimiş cezaevleirdne bok yedirilmiş işkence edilmiş bir ulusun karşısnda bunun faili olan bir tsk ne derece mahsum olabilir

  12. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Eyl 3, 2008 | Reply

    Bigalıoğlu,
    (Bana göre de “sayın”ı biraz fazla kaçacak)
    Bu güne kadar okuduğum yorumlarınızdan edindiğim intibaya hiç uymadı bu yorumunuz.Daha doğrusu size hiç yakışmadı.Tamam,doğru veya yanlış bir yazıyı eleştirebilir,hatta yazarını samimi bulmayabilirsiniz.Ama yazının yazarına olan kızgınlığınızla bir halkı,bölgeyi hedef alarak bütün insanları potansiyel suçlu,hırsız ve cahil sürüsü göstermeye hakkınız yok. Kapıldığınız hezeyandan olsa gerek söylediklerinizle,gizli ırkçı nefretinizi belki de kustuğunuzun farkında bile değilsiniz.Bu hakaret,aşağılama ve nefret dolu sözlerinizi kınıyorum.

  13. Yazan:Bigalıoğlu Tarih: Eyl 3, 2008 | Reply

    arkaşlar gerçekten bazen sizi anlamakta zorlanıyorum,ya saf bir iyi niyet temsilciliği yapıyorsunuz yada olan bitenden haberiniz yok.herkesin gözü kararmış-bende dahil-gibi bir durum var.

    ya allah aşkına bana biri değiversin.
    1-kürtlere diyarbakır hapishanesinde bok yedirmişler.hepsine mi?
    2-tsk güneydoğudaki bütün köyleri yağmalamış,vatandaşı şehirlere sürmüş.bütün tsk mı?bütün köylerimi?ve neden yapılmış bunlar?
    3-dillerini konuşamamışlar,resmen yalandır?bende güneydoğunun hemen hemen heryerinde bulundum,sivil olarak.
    4-türkleştirmeye çalışmışlar,ne olduğu,ne kadar zarar verdiği trtışmalı.
    5-ne yapmışlar kardeşim bu kürtlere.
    karaktersiz polisin veya askerin biri iğrenç bir şekilde cesede tecavüz etmiş-doğrulugu tartışılır-bu arada.

    peki 80’lerde benim türk vatandaşım,kafese sokulup bir tarafına cop sokuldu.benim türk vatandaşım işkence gördü.o zaman bizde ayaklanalım.

    bizde bölücülük yapalım,benim büroktratım yolsuzluk yapıyor.benim memurun rüşvet alıyor.bende bağımsızlığımı ilan edeyim.yarın gidip yapayım bunları AB hemen arkamda.

    arkadaşlar büyüte büyüte anlattıklarınızı benim yurdumun her yerinde vatandasım yasadı.sadece kurtler değil.

    ama bugün,ben size yukarıda net seyler söyluyorum.
    arkadas pkk kaka diyor ama,ben bölücüyum diyor.tecavüz ettiler diyor,helikopterden attılar diyor.

    ne yapalım,bende dertliyim,benimde gecim sıkıntım var.ama 9 cocuk yapıpta,sokaga salıpta,fakir fukara,gariban ezilmiş edebiyatı yapmıyorum.

    oyle kınamakla felanda olmuyor bu işler.adamların vekili var,bakanları var,hattta basbakanları oldu.ağızları dili yokmu bunların kardeşim.anlatsalarmış yaa.yıllardan beri,aynı senaryoları ısıtıp ısıtıp getiriyorlar onumuze.

    toplumlar layık oldukları sekilde yönetilirler.ağalık rejimini hala tepesinden atamamıs bir toplumun nasıl bir yasantısı olmasını bekliyorsunuz.tv’den cıkıyor aga kız evlendi,30 kilonun altında olursa karizma çizilir.

    size diyorum,hala muallak laflar ediyorsunuz.net olun,mert olun diyoruz.
    yazıktır yahu…

  14. Yazan:MER'A-K(ıl) Tarih: Eyl 4, 2008 | Reply

    Burak bey,
    Yorumunuzun sonunda “Açıkçası bende bıraktığınız intiba alıntıladığım cümlenizle çok çelişiyor.”diye yazmamış olsaydınız “söylemeyeyim de öleyim mi?” durumunda hissetmez ve iki farklı başlıkta yazmış olduğunuz yorumlardaki çelişkiye dikkatinizi çekmeyi düşünmezdim.

    Kemalist Zihnin Yüzkarası başlığıın altında Suat bey ile yaptığınız tartışmanın bir yerinde söyle yazmıştınız;

    çok sevdiğim şu an Boğaziçi Üniversitesi doçentlerinden Gün Kut hocamın bir lafı vardı, o geldi aklıma. “Bok yiyen milyonlarca sinek yanılıyor olamaz o zaman bok mu yiyelim…”. Her zaman çoğulculuğu takip etmenin rasyonel olamayacağına vurgu yapmıştı.

    Sonraki yorumunuzda da aşağıdaki açıklamayı yapmıştınız;

    Gün Kut demokrasi ve insan hakları hocasıydı ve sadece demokrasinin sınırı konulu bir derste rasyonalitesinden bahsederken böyle bir şey soylemişti

    Sonraki yorumunuzda da o hocanızın ECRI* üyelerinden olduğunu yazmıştınız. Aşağıdaki metin hocanızın üyesi olduğu komiteye de yapılan bir itiraz başvurusunda yer alıyor.İtiraz başvurusunda yer alan gerekçelerin bu başlıkta yazılanları biraz daha anlaşılır bulmanız konusunda size yardımcı olacaktır diye ümit ederek buraya da alıntıladım. İtiraz başvurusunun altında ise Başvurumuzda belirttiğimiz hususlar sadece kendi görüşlerimiz olmayıp, AB Konseyi Irkçlığı ve Ayrımcılığı Önleme Komitesinin (ECRI) raporlarında (hocanızın da üyesi olduğu) kabul ve ihtar edilmiştir. şeklinde bir ifade de yer alıyor.

    D) Başvuru metnimiz (İngilizce örneği alttadır):
    1.-Yunanistan, insan haklarını ihlal etmektedir.
    2.-Olimpiyatların yapılacağı Atina kentinde müslümanlara ibadet yeri yapılması senelerdenberi engellenmektedir. Atina’da tek bir cami yoktur. Yarışma için gelecek olan sporcuların veya olimpiyatları izlemek için gelecek olan binlerce müslümanın, ibadet özgürlüğü ihlal edilmektedir. Buna karşın; Türkiye’de okullarda papazların din dersi vermesi ve Heybeliada Papaz Okulunun açılmasının düşünülmesi yaman bir çelişkidir.
    3.-Bütün dünya tarafından terörist olarak tanınan bir örgütün liderini, Yunanistan, Atina’da saklamış, daha sonra diplomatik kanallardan Kenya’da bulunan Yunanistan Büyükelçiliğinde kalmasına izin vermiştir. Bu haliyle teröre yardım ve yataklık yapmıştır.
    4.-Yunanistan’da ve özellikle batı Trakya’da bulunan Türklere baskı uygulamakta, serbest dolaşma, eğitim haklarını ihlal etmektedir.
    5.-Kıbrıs’da yapılan, Annan Planı referandumunda, referandum aleyhinde oy kullanılması yönünde telkinler yaparak, Avrupa Birliği kararlarına karşı çıkmıştır.
    6.-Atina’da bulunan eski Türk eserleri ve camilerini kapatmış, minarelerini yıktırmış ve dünya kültür tarihi eserlerine zarar vermiştir. Bu eylemlerine halen devam etmektedir.
    7.-Türk azınlık, kötü muamele ve ırkçı tavırlara maruz kalmaktadır.
    8.-Anadilde Türkçe eğitim engellenmektedir.
    9.-Türklerin, geleneklerine göre gömülecekleri mezarlıkları dahi yoktur.

    Şimdi tüm bu teferruatı bir araya getirmekte zorlanmayasınız diye azıcık yardım edeyim;

    Bu kısımda gerçekten çok güzel söylemişsiniz ama vahşet örneklerinde neden sadece TSK’nın yaptıkları(daha doğrusu yaptığını savunduğunuz) noktalara değinmişsiniz, onu anlayamadım.

    Anlayamadığınız şey Her zaman çoğulculuğu takip etmenin rasyonel olamayacağına vurgu yapılmış olması olabilir mi?

    Helikopterleri yok dolayısıyla kimseyi helikopterden atmıyorlar diye mi? Bu yüzden mi PKK’ nın yaptığı hiçbir vahşetten bir örnek veremiyorken “tecavüz” gibi sömürü aleti olarak kullanılmaya en müsait ve rasyonel düşününce TSK ile hiç ilgisi olmayan sadece kişisel aşağılıktan kaynaklanan bir örnek verdiniz?

    Kişisel aşağılık mı?Böyle bir cevabın yukarıdaki itiraz metnine cevap olarak verildiğini düşünürseniz Mesela Yunanistan devleti yukarıdaki itiraz metnine şöyle cevap vermiş olsa;metinde iddia edilenler Yunanistan devleti ile hiç ilgisi olmayan sadece kişisel aşağılıktan kaynaklanan öreneklerdir bizi bağlamaz! aldığınız bu cevap sizi ne derece ikna eder?

    Bu durumda yukarıdaki itiraz metninde geçen Türkçe eğitim hakkı,cami ve mezarlık talebine red cevabı vermek için Yunanistan’nın da orada azınlıkta olan Türkler için benzer mukayeselere kalkışması adil mi olur?

    PKK nın yatıklarını hatırlattığınıza göre fiğer başlıkta yazdığınız bu cümledeki” dönem” vurgusu günümüzdeki bu olayların çözümünde “dikta” sistemini savunabileceğiniz anlamına gelebilir mi?

    Dikta sistemini savunmuyorum, o dönemde gerekli olduğunu savunuyorum.

    Yada başka bir açıdan kapsamını biraz daraltarak sorayım;peki bu dönemde şiddetin herhangi bir devlet kurumu dahilinde olmanın verdiği rahatlıkla bireysel olarak gerçeklştirilmiş olmasını savunabilir misiniz?

    Bu dönemde gerekli olduğunu savunma hakkınız elbette var ve o zaman da ben dikta sisitemini makul bulup savunmayacağınız dönemin tarifini yapmanızı rica ederim,yapabilir misiniz?

    Çok şey istemiş olacağım ama cevabınızın çıkış noktası olarak hocanızın cümlesinden yararlanabilir misiniz?“azınlığın talep ettiği hakları elde etmek için çoğunluğu takip etmeyi rasyonel bulmaması” üzerinden Böylelikle sizi anlamam kolaylaşabilir.

    *(AB KONSEYİ IRKÇILIĞI VE AYRIMCILIĞI ÖNLEME KOMİTESİ – EUROPEAN COMMİSSİON AGAİNST RACİSM AND INTOLERANCE )diye yazmıştınız.

  15. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Eyl 4, 2008 | Reply

    @Bigalıoğlu,

    Siz değil miydiniz ki AKP nin kapatılması sürecinde DD aracılığıyla hukuksuz yargıya karşı “halk meclisislerinin”kurulmasını talep eden…Yargı gibi en temel hukuk kurumuna güvenmeyen siz(ki güvenmemekte gayet haklıydınız)nasıl oluyorda bu memlekette yaşanan fiili baskılara,işkenceye,ayrımcılığa isyan eden bir vatandaşın feryadına bu denli tepkili davranıyorsunuz?Sizce bu büyük bir çelişki ve turarsızlık değil midir?Hak,hukuk,adalet gibi kavramlar acaba sadece sizi ilgilendiren,bir şekilde size dokunan durumlarda mı aklınıza geliyor?Tutturmuşsunuz bir TSK savunması,bunun arkasına gizleniyorsunuz.Oysa yazıda özelinde TSK yı doğrudan hedef alan bir tutum yok.Elbette kötü niyetli insanlarca yapılan utanç verici eylemler kurumlara mal edilemez. Sisteme,yargıyaya,devlet kurumlarına isyan eden,her fırsatta darbelere karşı olduğunu belirten sizin gibi “muhalif”birinin konu kürdler olunca böyle tuhaf bir savunma refleksi içine girmenisi nasıl açıklayacaksınız?Yoksa konu kürdler olunca,karşı olduğunuz tüm kurumlar ve sistem sütten çıkmış ak kaşık mı oluyor?Ya da şikayet bu kesimden gelince size göre müstahak mı oluyorlar?
    Bunların dürüstçe cevabını verin sayın Bigalıoğlu!Kıvırmadan ve devirdiğiniz çamlara yenisini ekleyerek yapmadan,aynanın karşısına geçin ve kendinizi sorgulayın.Yoksa öyle ahkam keserek demokrasi dersi verip,mertlik taslayarak değil!Mertlik ikiyüzlü anlayışla kazanılacak bir erdem değil;vicdan gerektirir,dürüstlük gerektirir…Dosdoğru ve adil olmayı gerektrir.

  16. Yazan:MER'A-K(ıl) Tarih: Eyl 4, 2008 | Reply

    Bigalıoğlu,
    ya allah aşkına bana biri değiversin.
    Demeye çalışayım o zaman;

    1-kürtlere diyarbakır hapishanesinde bok yedirmişler.hepsine mi?
    Hepsine yada birine ne fark eder?Burada da herkes flu iken tek net olduğunu iddia eden sizsiniz.Benzerliği siz kurun artık!

    2-tsk güneydoğudaki bütün köyleri yağmalamış,vatandaşı şehirlere sürmüş.bütün tsk mı?bütün köylerimi?ve neden yapılmış bunlar?
    Yine mi adet!Ok.Bir kaç siteden arşiv taraması ile alıntıladığım bilgi sizi ikna eder mi?

    BİA (New York) – İnsan Hakları İzleme Komitesi’nin (Human Rights Watch – HRW) Ekim 2002’de açıkladığı, “Göç Ettirilmiş Ve Yüzüsütü Bırakılmış- Türkiye’nin başarısız köye dönüş programı” başlıklı raporunu yayınlıyoruz.

    80 sayfalık rapor, “öneri”, “kentlerde yığılma ve yoksulluk”, “tutarsız geri dönüş istatistikleri”, “köye dönüş ve rehabilitasyon projeleri”, “yeniden yerleştirme projeleri”, “geri dönüşe engeller”, “yasal başvuru yolları”, “sivil toplum güçlerinin dışlanması” bölümlerinden oluşuyor.

    Raporun “Göç ettirilmiş ve yüzüstü bırakılmış” bölümünde ise yaşanmış örnek olaylar aktarılıyor.
    http://eski.bianet.org/2002/11/08/14482.htm

    * * *

    Köyleri yakılmadan önce sürekli baskı gördüklerini söyleyen Karataş Köy Derneği Başkan Yardımcısı Yusuf Kul, Yeşil kod adlı ‘Mahmut Yıldırım’ın sürekli köylerine gelmesini buna örnek olarak gösterdi. Köy yakmaları sırasında birçok vatandaşın ateşler içinde kaldığını belirten Kul, köyler yakılmadan önce Karataş köyüne devlet tarafından 9 tane ‘havan topu’ atıldığını iddia etti. Atılan bu havan topları nedeniyle 7 yaşındaki bir kızın yaşamını yitirdiğini, 7 kişinin de çeşitli yerlerinden yaralandığını söyleyen Kul, devletin ise ‘bu havan toplarının PKK tarafından atıldığını’ açıkladığını anlattı. Savcının Karataş köyüne gelerek yaptığı araştırmalar sonucunda havan toplarının ‘askere’ ait olduğunun ortaya çıktığını ifade eden Kul, küçük kızın ailesinin AHİM’e başvurduğunu ve hükümetin aileye tazminat ödediğini söyledi.
    ‘10 dakika süre verdiler’
    Aynı yıl köylerinin yakıldığını belirten Kul, üstelik bu konuda açılan davalarda geçim kaynakları olan ‘hayvancılığın’ kabul edilmediğini vurguladı. “Yani hayvancılıkla biz geçinmiyormuşuz. Ben o köyün aynı zamanda muhtarı olduğum için biliyorum. Hayvancılık kredisi çektiğimize dair Ovacık Ziraat Bankası’nda köye ait hayvan sayısal cetveli mevcuttur. Her hanenin kaç hayvanı olduğu o kayıtlarda yer alıyor” diyerek tepki gösteren Kul, sözlerine şöyle devam etti: “Geçim kaynağımız kesinlikle hayvancılıktır. Devlet bunu bile bile inkar ediyor.” Köyleri yakıldığında, Bolu İndirme Tugayı, Kayseri Hava İndirme Tugayı ve kendi köylerinde bulunan karakoldaki askerlerin köylerine geldiğini anlatan Kul, askerlerin kendilerine “10 dakika size süre veriyoruz. Köyleri boşaltın, evleri yakıcağız” dediğini iddia etti.
    Dönemin başbakanı Tansu Çiller’in valiliklere gizli bir genelge gönderdiğini iddia eden Yusuf Kul, bu genelgede ‘Terörü bitirmek için ne yaparsanız yapın. Köyleri mi yakıyorsunuz, yoksa insanları mı öldürüyorsunuz; ne yapıyorsanız yapın” yazdığını savundu.

    Köy yakmalardan hemen sonra ‘Ovacık Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden Kul, “O dönemin başbakanı Tansu Çiller, PKK helikopterlerinin köyleri yaktığını söyledi” diye konuştu. Kendilerine para vereceklerini buna karşılık olarak da ‘PKK’nin köyleri yaktığını söyleyin’ dendiğini anlatan Kul, “Kendi köyümün karakol komutanımı tanıdım, o da olayın içinde.

    http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=27732

    * * *

    FİKRET Bila “Komutanlar Cephesi” kitabında bu konuya bazı sorularla değinir:
    “Genelkurmay, bu iki helikopterin düşürüldüğünü niçin açıklamıştı?”
    Şimdiye kadar izlenen yöntemin dışına çıkılarak helikopterlerin PKK tarafından düşürüldüğü niçin açıklanmıştı?
    Bu sadece, TSK’nın, gerçeği kamuoyuyla paylaşma hassasiyetinden mi kaynaklanıyordu, yoksa başka bir amaç var mıydı?
    Amaç, General Özkasnak’ın basın toplantısında söylediği bir cümle de açıkça belliydi…
    “Çekiç Güç Harekâtı için gerekli ek ödenekler hükümet tarafından verilmemiştir.”
    Bu, Başbakanı Erbakan, yardımcısının Çiller olduğu hükümet için ağır bir suçlamaydı.
    Fikret Bila, bu açıklamayla “28 Şubat süreci”nin başladığını belirtir.
    Tümgeneral Özkasnak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Karadayı’nın hükümete sözlü ve yazılı olarak ödenek başvurusu yaptığını ama yanıt alamadığını da eklemiştir.

    http://www.cafesiyaset.com/haber/20071210/Gunler-gecip-gidiyor-unutuluyor.php

    3-dillerini konuşamamışlar,resmen yalandır?bende güneydoğunun hemen hemen heryerinde bulundum,sivil olarak.

    Sivil olmasaydınız acaba izlenimleriniz ne kadar farklı olurdu?

    4-türkleştirmeye çalışmışlar,ne olduğu,ne kadar zarar verdiği trtışmalı.

    Yukarıdaki linklerdeki yazılanları,canı yandığı için “ben bölücüyüm “diye artık feryad eden birinin yazdıklarını okuduktan sonra hala “zarar”ın ne olduğunu anlamayıp bu soruyu sorabiliyorsanız umutsuz vakasınız demektir!

    5-ne yapmışlar kardeşim bu kürtlere.
    karaktersiz polisin veya askerin biri iğrenç bir şekilde cesede tecavüz etmiş-doğrulugu tartışılır-bu arada.

    ben size sorayım “cesedine bile tecavüz edilecek derecede nefret/düşmanlık duygusu ile kendini kaybedip cesedine bile tecavüz edilebilecek,doğruluğu tartışmasız olan ne yapmış kardeşim bu Kürtler?”

    Cevabınız var mı?Net olsun lütfen!

  17. Yazan:sevcan Tarih: Eyl 4, 2008 | Reply

    bigalıoğlu sadece başlığı okuduğunuz çok belli.ya adam içinde insanlık taşıyan herkesin anlayacağı kadar açık ölüme hayır diyor siz kıt sosyolojik bilginizle eleketirik kaçağından 9 çocuktan bahsediyorsunuz.yıllardır teknolojde bilimde bir gram ilerleyememiş herkesin açlık sınırında yaşadığı senin ülkenin mazereti dış güçler oluyor da kürtlerin gelişememesinin nedeni neden türkiye cumhuriyeti olamıyor.

    şimdi sana 9 çocuk meselesini açayım.kendi köyünde kendi toprağını işleyerek haytını kazana biri için 9 çocuk bir yük değil ihtiyaçtır.anacak sen bu dokuz çocuğu zorla getirip metropolün ortasına bırakırsan bu dokuz çocuktan elbette kapkaççı tinerci mafya doğar.soruyorum size siz bu sosyolojik vakayı anlamyacak kadar cahilmisiniz.öyleyseniz lütfen insanca çıkıp ölüme hayır diyenlere bilinçlerinizin derinlerinde yatan ırkçı şovenizst zihniyetle yorum getirmeyin.
    kürtlere ne yapmışlar ki? bu cümleyi anack ilkokul mezunu annem söyler.
    ayrıca yurdumda demokrasi baya ilerlemiş diyecek bu ilerlemeden duyduğunuz rahatsızlığı dile getiriyorsunuz.siz de istemiyorsunuz ki demokrasi, düşünce özgürlüğü.şüphelisiniz bunları istediğinizden.bu ülkede düşünce özgürlüğü kürtlerin esasında türk olduğu alevilerin sunni olduğunu söylemektir.
    kızın biri çıkmış atatürkü sevmiyorum demiş.atatürkü sevdiğini söylemek ifade özgürlüğü de sevmediğini söylemek ne oluyor.inanın siz ifade özgürlüğünde falan yana değilsiniz.sistem siz ve sizn gibileri esir alıp beyinlerinizi tarumar etmiş.ifsde özgürlüğü de demokrasi de sistemin size öğrettiği kadardır.
    ya adam açıkça açıkça bölücüyüm diyor diyorsunuz.adam mektubunu son derce edebi bir üslupla yazdığı için sizin sistemin mantığıyla düşünen beyniniz bu kelimenin neden söylenmiş olduğunu anlamıyor.ve insanı çıldırtacak kadar yüzeysel (kim bilir belkide birilerine yalakalık yapmak için)yorumlar yazıyorsun.
    senin ülkende demokrasi asla olmadıki ilerlesin.sen sanıyormusun ki mehmet şarman bunu söylediği için haytına eskisi gibi devam edecek.başına gelecekleri çok iyi biliyorsun.ölüme hayır diyen biri yargılanırken sen elinde kahvenle internete oturup yazarsın artık ölüme methiyeler.

  18. Yazan:mehmet Tarih: Eyl 4, 2008 | Reply

    İslamcı yazar Emine şenlikoğlu Yıllarca başörtü yasağına karşı mücadele edip öte yandan edebi kriterlere göre oldukça kötü ve kalitesiz sayılan romanlarında hep bu konuyu işledi ve yazdı.söyleşilerinde özgürlükten ve demokrasiden bunun getirmiş olduğu nimetlerden faydalanamdığını bu yüzden domokrasinin gelmesi için elinde geleni yapacağını söyledi durdu.En son başörtü yasağına değinen cemil ipekçiyi canlı yayında arayarak onun başörtüye verdiği desteğin çok demokratik ve olumlu olduğunu fakat ulu orta eşcinsel olduğunun söylemsinin ahalaksızca bulup bunun bir hastalık olduğuna da sözlerine ekledi.
    bu örnek her ne kadar iki kişi arasında geçmiş olup tekil görünse de “ülkeme demokrasi gelmiş” diye söylenip demokrasinin bir kültür meselesi olduğunu kitpalardan okuyarak yazaRAK BİRDEN ÖĞRENİLMEYİP DAVRANIŞA DÜNÜŞÜP GELENEK HALİNE GELMESİ İÇİN yılların geçmesi gerektiğini bilemeycek kadar sosyolojiye insanı tanımaya tarihe uzak birisi olsa gerek. Türkiyeye gelen demokrasi işte bu türden demokrasidr. yani” şark usulu kendine demokratlıktır. misal yunanistanda tüm enerjilerini türkleirn ana dilini konuşmaya için sarfedenler kürtçeyi ysaklamakta beis görmüyolar.Başörtüs için mücadele edenler eşcinselerin haklarını bir hastlık yansıması olarak görüp dışlayabliyorlar.İşçlerin özgrülğü için savaştığını söyleyen solcular islamcılara çok kayıtsız kalıp baskı yapabliyorlar. dillerinden ve yayın orgnlarındna asla özgürlük ve demokrasi kavramalrını düşürmeyen dtp nin içinde asla abdullah öcalını eleştirp ya da partinin sorunalarını ciddi mana da değerlendirmessin.
    Çünkü bizler demokrasiye yaşayarak değil bir iki kitap okuyarak varabileceğimiz düşünüyoruz . Deniz baykalın doğu perinçekin r.tayibin aynı anda kendilerine demokaratım diyebilme cüretkarlığı bu yanılsamadan geliyor. Çünkü onlar demokrasiyi hak isteme ile karıştıryorlar hakkını istemek cemaitine sahip çıkmayı demokratlıka anabilecek kadar cahil ve banal kişilerle dolu bir ülke burası. Herkes kendine bir kırmzı çizgi edinip kırmız çizgleriyle siyaset yapınca durmum böyle olur. emin olun çoğumuz demokrat olamıyoruz sadece kendmize biraz daha hak tanıyıp meydnalara çıkmak isitiyoruz.sözkonusu yorum yapan bir çok şahsın yorumları arasında böylesi bir uçurum bence tamamiyle anlatıklarımızla alakalıdır.Ve bazı arkdaşlarında çok yüzeysel ve derinden derine ırkçılık kokan bigaoğlunun yazılarına cevap verme tenzülünde bulunmaları da bence gerekesiz bir çaba.
    gotenin güzel sözüyle bitirmek istiyorum
    sakın söyleme anlamaycak olan blebileceğin en güzel şeyleri.
    Tabi bazende susumak artık çok zor oluyor
    yine deilginiz için teşekkür ederim
    saygılarımal

  19. Yazan:MER'A-K(ıl) Tarih: Eyl 4, 2008 | Reply

    Sn.Azizi Yılmaz,

    TSK yı doğrudan hedef alan bir tutum yok.Elbette kötü niyetli insanlarca yapılan utanç verici eylemler kurumlara mal edilemez.

    Evet yok ama bünyesindeki “kötü niyetli insanlarca yapılan eylemler”in sorumluluğu da maalesef o kurumlardadır.

    TSK 13 kaçırılan askeri göreve itiatsizlikten yargılanırken diyet ödemek için kolunu kesen birine duyduğunuz şefkati duymadınız mı?

    Saati 100 $’a jigololuk yapan bir subay yada namaz için camiye üniforması ile giden bir subay meslekten atılabiliyor!

    Bağlı olunan kurum tüm bu konularda kurum itibarını gözeterek gerekeni yapıyor.Tüm bu konularda tetikte ve affedici olmayan aynı kurum zihniyeti konu teröre bağlı suçlar olduğunda birden sessizleşebiliyor.

    Bu sessizlik “Terörden kurtulmak için her yol mubahtır” kurum tarafından benimsendiği izlanimine neden olmuyor mu?Bu şekilde elde edilen “itibar” en az diğer yöntemlerle elde edilen itibar kadar değerli midir?

    TSK,ya eline “ordu için alınan” silahı verecek kadar “eğittiğine” güvendiği adamın kalkıştığı eylemlerin de sorumluluğunu alacak ya da yok bu 15-18 yada 6 aylık eğitimli askerlerle ancak bu kadar oluyor diyip eylemi “bireysel suçlar kapsamına atıyorsa” da bu tip suçlamalarla yüz yüze gelebileceğini hesap etmek zorundadır.

    Bir ülkenin büyüklüğünü sahip olduğu ordunun büyüklüğüne(hacmi) dayandıranlar o büyüklüğün içinde insan ve fırsatçılığı kaynaklı her türlü sakıncalı durumun olabilceğini düşünmek zorundalar.Konu TSK’ya dayandığında adalet anlayışını cüppe gibi askıya asmanın alemi yok.

    Büyüklük sadece hacmi ifade etmez tüm olası ihtimalleri önceden kestirebilmek ve önlemlerini alabilmektir.

  20. Yazan:burak Tarih: Eyl 4, 2008 | Reply

    Merakıl bey/hanım;

    bu kadar hezeyana gerek yokmuş aslında ama öncelikle şunu soyleyeyim ECRI’yle ilgili uzaktan yakından bir bilgim yok sadece Suat bey’e eğer bahsettiğimiz kişiyi tanımak isterse diye yol gösterici bir bilgi verdim.

    Anlayamadığınız şey Her zaman çoğulculuğu takip etmenin rasyonel olamayacağına vurgu yapılmış olması olabilir mi?

    Bence bu tarz söylemlerde bulunmayınız, Suat Bey sizin için pek iyi şeyler düşünmeyecektir, ağır eleştirilere maruz kalabilirsiniz.

    Benim ise bu konudaki düşüncem sadece “her iki taraf da benden uzak dursun ama ordu şöyle ordu böyle” laflarının tutarsız olduğu. Hepsi bu.

    Kişisel aşağılık mı?Böyle bir cevabın yukarıdaki itiraz metnine cevap olarak verildiğini düşünürseniz Mesela Yunanistan devleti yukarıdaki itiraz metnine şöyle cevap vermiş olsa;metinde iddia edilenler Yunanistan devleti ile hiç ilgisi olmayan sadece kişisel aşağılıktan kaynaklanan öreneklerdir bizi bağlamaz! aldığınız bu cevap sizi ne derece ikna eder?

    Eğer siz herhangibir kurumdaki bir insanın yaptığı aşağılık bir hareketle, yunanistanın devlet politikası üzerinden kurumları karşılaştırmayı mantıklı buluyorsanız, benim diyecek bir sözüm yok.

    PKK nın yatıklarını hatırlattığınıza göre fiğer başlıkta yazdığınız bu cümledeki” dönem” vurgusu günümüzdeki bu olayların çözümünde “dikta” sistemini savunabileceğiniz anlamına gelebilir mi?

    O dönemde olan dikta sistemini sadece kürtler yüzünden savunuyorum gibi bir cümle sarfettim mi? Etmedim.

    Yada başka bir açıdan kapsamını biraz daraltarak sorayım;peki bu dönemde şiddetin herhangi bir devlet kurumu dahilinde olmanın verdiği rahatlıkla bireysel olarak gerçeklştirilmiş olmasını savunabilir misiniz?

    Bakın ben olayın doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmıyorum. Sadece böyle bir hatanın tamamıyla bir kuruma yıkılmasının, yıkılmaya çalışılmasının saçmalıktan ibaret olduğunu söylüyorum.

    Bu dönemde gerekli olduğunu savunma hakkınız elbette var ve o zaman da ben dikta sisitemini makul bulup savunmayacağınız dönemin tarifini yapmanızı rica ederim,yapabilir misiniz?

    Yeni oluşan ve nispeten 1930’a kadar Atatürk bireyselliğinde şekillenen bir ülkemiz var. Siz bu bireyselliği eleştirebilirsiniz fakat ben bir dönem “halka rağmen halk için” politikasını son derece doğru buluyorum. Ve bu noktada demokrasinin tamamen gözardı edilmiş olması da beni hiç mi hiç rahatsız etmiyor. Yarın öbür gün -gerçekleşmesi imkansız ama farz-ı mahal diyelim- toplumun yüzde 80’ini şeriat istiyor olsa tabii ki dikta sistemini savunacağım/isteyeceğim.

    Sevgiler

  21. Yazan:Deveye Hendek Atlatıcı Tarih: Eyl 4, 2008 | Reply

    Burak bey’in burada ve diğer tarafta yazdıklarını görünce aklıma bir fıkra geldi.

    İki arkadaş pikniğe gitmişler, yanlarında getirdikleri yiyeceklerin bir kısmını yemişler öyle doymuşlar ki, kalan kısmını da atmışlar.

    Hatta attıkları köşeye sonradan da içlerinden bir tanesi bevletmiş.

    Ancak akşam olunca onları almaya gelmesi gereken araç bir türlü gelmemiş. Haliyle karınları acıkmış, tek yiyecek öğlenden kalanlar, ancak onların üzerine doğru da bevletmişlerdi?!

    Bu kez demiş ki bevleden, “ben” demiş “o tarafa doğru yaptım ama bazılarına değmemiştir, yiyebiliriz.”

    Tmm demişler ve başlamışlar seçmeye, “buna değmemiştir, buna da, buna da…” derken, bir bakmışlar ki kalan yiyeceklerin tamamını yemişler.

    Fıkra bu kadar, nereye getireceğim konuyu; arkadaşımız savunacak bir tarafı olmayan bir konuyu savunmak için öyle ıkınıp sıkınmış, öyle şerhler düşmüş, imkansızlıkları öyle bir zorlamış ki, sonuçta şerh düştüğü çekincelerle bezenip ideolojik bir çukurda kalakalmış.

    Açık zihinli olmak ne kadar da zor. Açlık -pardon- ideoloji insana neler yaptırıyor..

  22. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Eyl 4, 2008 | Reply

    Mehmet Bey,
    Hadiseyi çok güzel özetlemişsiniz.Sorun,demokrasiyi içselleştiremeyişimizde.Bir şekilde tutsağı olduğumuz ideolojilerin kıskacından kurtulamıyoruz zira.Çok yerinde belirttiğiniz gibi,bu defolu demokrasi anlayışı sadece bir kesimle de sınırlı değil;farklı düşünce ve inançlara, etnik ve kültürel kimliklere sahip bütün kesimlerde benzer “hastalıklar”var maalesef.
    Dolayısıyla işine geldiğinde mangalda kül bırakmayan fakat icraata geldiğinde kofluğu ortaya çıkan bu sahtecilerin bir şekilde ifşa edilmesi,maskelerinin düşürülmesi gerekir.Zira ne geldiyse bu bağnaz takımından geldi başımıza.Artık istedikleri gibi riyakarlık yapmalarına izin verilmemeli.

    Sayın MER’A-K(ıL),
    Kurumlara mal edilemez derken,aslında genellemeden kaçınılması gerektiğine vurgu yapmaktı amacım.Fakat sanırım doğru anlaşılacak şekilde ifade edemedim.Bu konudaki düşüncelerinize tamamen katılıyor ve benimle ilgili eleştrinizi yerinde buluyorum.

  23. Yazan:burak Tarih: Eyl 4, 2008 | Reply

    Ne kadar şakacısınız siz böyle, bir de fıkra da anlatmşsınız, açıklamasını da vermişsiniz, açıklamalı fıkra. İlginç. Bu etaptan sonra “anlamazsınız diye” açıklama yaptım demenizi de bekliyorum.

    Hakkaten, deve, ucube, düşünemeyen, uçlarda yaşayan, empati kuramayan, dayanışma hak getire, kırıcı insan, yaratılandan ötürü sevilen(bence en kötüsü de bu), çok seviyeli bu ortamda her yakıştırmayı aldım. Gerçi sonra seviyeyi düşüren yine ben oldum elif dedim’e göre. O da olsun. Benim zihnim kapalı aman sizinki açık olsun.

    Selametle

  24. Yazan:Bigalıoğlu Tarih: Eyl 4, 2008 | Reply

    Aziz bey,
    Siz yukarıdaki yazıyı,memlekette yaşanan fiili baskılara,işkenceye,ayrımcılığa isyan eden bir vatandaşın tepkisi olarak algılamışsınız.evet sonuna kadar okuduğunuzda ve sonlara doğru yazılan duygusal yazılarla öyle görünüyor,masum edebi bir isyan gibi.
    Benim kızdığım ve hiddetlendiğim taraf ifade biçimi.benim cevremdede fiili baskılar,işkeneceler,ayrımcılıklar oldu.ama ben çıkıpta sizden nefret ediyorum,sizinle soludugum havadan nefret ediyorum,ben bölücüyüm,siz şöylesiniz biz masumuz,ceberut devlet,felan gibi laflar etmedim.işin can alıcı noktası,çözüm noktasında bölünme-bölücülük gibi bir fikre sahip olmadım.ancak yukarıda arkadaş,çözümü bölünme ve ayrılıkçık noktasına taşımış.yani sahip olduğu bölücülük fikrini,devletin yapmış olduğu hatalarla süsleyerek trajik bir hava vermeye çalışmış.tsk’yı bende eleştiriyorum,hatta ilk eleştirenlerden biriyim.daha tsk’nın adını ağza alınmazken.
    http://www.anafikir.com/oligarsiyi-dayatanlara-demokrasi-muhtirasi/

    diyorsunuz ki,şikayet Kürtlerden gelince neden tepki veriyorsunuz.tepki veriyorum çünkü çevremde yaşadığım bütün olumsuz davranışların ardından Kürtler çıkıyor.bu bağlamda endişeli büyük bir kitlenin benimle aynı fikirde olduğunu düşünüyorum.
    Tepki veriyorum çünkü,kürt ve pkk konuları sözkonusu olduğunda kendini kürt diye ifade eden kişilerin hiçbir şekilde özleştiri mekanizması işletmediği ve suçlu olarak T.C. devletini hedef alması ve ardından bölücülük kokan yazılar yazması sinirime dokunuyor artık.

    Ve anlattıkları,yakındıkları şeyleri oyle büyüterek anlatıyorlar ki,benim ülkemin her yerinde aynı acılar çesitli vesileler yasandı.Daha yeni yeni son birkaç yıldır,insanlar kendini özgürce ifade edebilmeye başladı,sadece Kürtler değil.bakın arkadaş bu mektubu,bir astsubayın itirafı sonrasında yazmış,ondan cesaret alarak.

    Bir yorumumda cözümü Türkiye içindemi,yoksa kürdistan temel alınarak arıyorsunuz diye bir şey söylemiştim.yazarın ölümlerden kastettiği,türk askerimi sanıyorsunuz.tsk kuzey ırakı bombaladıgında pkk’nin belini kırdıgında da dtp liler ölümler dursun diye feryat etmişti.ya bugün ölen askerlerimiz???30 yılda 30 bin ölen kişi.bunların tek sorumlusu ordu güdümlü devlet mi?terörün bitmesini ordumu istemiyor?

    94 yılında bingöldeki elektrik direklerini ben mi yıktım?
    Devletin araclarını ben mi ateşe verdim.
    Ölmesin denilen kişiler pkk mensubu kişiler,askerin ölmemesini samimi olarak istiyor mu sanıyorsunuz?

    Kürt sorunu diye bir sey icat edilerek-yapılan büyük bir hatadır-pkk sorununu kürt sorunu haline ve bu sorunu bütün Kürtlere mal etmek büyük bir hatadır.Kürt aydınların böyle bir ifadeden faydalanarak kendine cıkar sağlamaya çalışması kendilerini daha da batırmaktadır.

    Sonuş olarak,ben bir bölücüyüm diyerek,zaten bu konuda hassa olan insanların çıbanlarını kaşımak sizce ne kadar samimi bir davranış.bu arkadaş isyanını daha farklı daha düzgün,daha iyi niyetli bir yaklaşımla ifade edebilirdi.bende altında art niyetli bölücülük fikirleri aramazdım.

    Türk olanların bazı önyargılarından kurtulabilmesi için,samimi ve uzlaşmacı bir tavır takınmanız gerekir.önyargıları kaşımak çatışma çıkartır.niyet sorgulamak bilimsel bir yöntem değildir.Ancak zarar görmemeniz için niyet sorgulama gibi yöntem izleyebilirsiniz.Buna altında çapanoğlu aramak da diyebilirsiniz.Zaten yazının içeriğini çözümlediğinize nasıl bir anafikre sahip oldugunu anlayabiliyorsunuz.Sizce yazının anafikri nedir.Sonuç nedir?Çözüm nedir?

    @Merakıl,
    “cesedine bile tecavüz edilecek derecede nefret/düşmanlık duygusu ile kendini kaybedip cesedine bile tecavüz edilebilecek,doğruluğu tartışmasız olan ne yapmış kardeşim bu Kürtler?”

    diyorsunuz.cesede tecavüz sapkınlığı ifade eder.düşmanlığı ve nefreti değil.savaş zamanı yunanlılar bizim kadınlarımızı hamile bıraktıgında bu düşmanlıgın ifadesiydi.düşmanlık ifadesi demişken,batmanda sokak arasında gece polis devriye gezerken acaba bu gece bir yerden bizi capraz ateşe alırlarda öbür dünyayı boylarmıyız diye endişe içindedir.asker ve polis sürekli endişe içindedir.çünkü terörin ne zaman nereden geleceği belli değildir.siz kendinizi o insanların yerine koydunuz mu hiç.yada ölen askerin ailesinin yerine.neden tek taraflı düşünüyorsunuz,bunun için bir önkabülünüz var çünkü.Kürdistan hayali.

    @sevcan,
    “ya adam içinde insanlık taşıyan herkesin anlayacağı kadar açık ölüme hayır diyor siz kıt sosyolojik bilginizle eleketirik kaçağından 9 çocuktan bahsediyorsunuz.”
    Diyorsun.ölüme herkes hayır diyor,afrikadaki cocukların ölümüne,ırakta her gün ölen onca masum insana,son günlerde ölen askerlerimize.ancak arkadaş teröristlerin ölümüne hayır diyor ve bunu edebi duygusal bir agızdan yapıyor.bende kıt zekamla kaçak elektrikten bahsediyorum.

    “yıllardır teknolojde bilimde bir gram ilerleyememiş herkesin açlık sınırında yaşadığı senin ülkenin mazereti dış güçler oluyor da kürtlerin gelişememesinin nedeni neden türkiye cumhuriyeti olamıyor.”
    Diyorsun.benim ülkemin mazereti kısmen dış güçler.özleştiri mantıgını ve tartışma kültürünü de daha son birkaç yıldır oturmaya çalısıyoruz.Kürtlerin gelişememesinin nedeni direk devlete bağlamak yerine neden sende bir özleleştiri mekanizması geliştirmiyorsun.ben hep sorarım kendime nerede hata yaptım diye.

    Devamında 9 cocukla hayatını idame ettiriyor diyorsun,yani cocuklar çalısıyor.cocuklar okumuyor.cocuklar ırgat gibi çalıştırılıyor.o köylere neden okul gitmiyor,yoksa pkk ögretmenleri kesiyor mu,Türkçe öğrenmesinler diye.devlet okul açmıyor mu?her fırsatta devleti kötülemek için malzeme bulmaya çalışmak yerine Kürtlerin gerçek sorunları dile getirmiş ve bunu dillendirmiş olsaydınız,bugun bu derece olmazdı yasadıklarımız.ama ne yapacagını bilmeyen kürdistan mıTC diye ikilemde kalan sonrasında hicbir sey yapmadan yasayan bir toplum olunca boyle oluyor.sorunların cözümünde yardımcı olun.olmazsanız devlet bir yere kadar.

    Bana faşist yakıştırması yapan kürt arkadaşlara sunları soylemek istiyorum.siz samimi olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde sorunlarınıza çözüm arıyorsanız,fikren sonuna kadar sizin arkanızdayım ve destekliyorum.

    Bizim önyargılarımızdan kurtulmamız,sizin kürdistan önkabullerinizden kurtulmanıza bağlı.bu bağlamda benim inanmadıgımız ve onaylamadıgım sözde kürt sorunuyla ilgili yazılan her yazıda öncelikle yazının içeriğine bağlı olarak niyet okuması yaparım.çünkü samimi olmayan bir çok yazının altında kötü fikirler yatabiliyor.

  25. Yazan:har Tarih: Eyl 4, 2008 | Reply

    bigalıoğluna
    Sen böylesi bir şartı koyarken -kurdistandan vazgeçip türkiye topraklrında çözüm isteyin- ne derece haklısn tarih önünde .Kendi tarhini okudun mu malazgirtten kürdistana girip sonrada bu coğrafyaya türkiye adını verince buralar senin tüm halkar türk mü oluyor. Sen bir insana memlektinden kimliğinden vazgeçmesini ne cüretle isteyebiliyorsun. sonuçta her ulus kendi toprkları üzürinde kendi özgür iredesiyle yaşamak istemisine hangi modern kavramla karşı çıkablirisn.self determinasyondan haberin varmı? Sadaka mı veriyorsun dalgamı geçiyorsun.
    İkincisi okuma özürlülüğün bir yana edebi bir uslübün eğeretilmeleri ve benzetmelerini anlamyacak kadar da sığ birisisin anlaşılan. burada insanlar ölmesin diyor mayınalrla parçalanmasın dediği son günlerde ölen onlarca asker değil de kimlerdir.Milii müfredata yaptığı eleştirler ne derece insani kimseleri düşman olarak belletmeyin bunun yerine sevgi tohumları aşılayın diyor.bundan daha erdemli bir istek olur mu.
    Pkk nın kirli olup ve masum olmadığı aynı zamanda kullnıldığını da sözlerine eklemiyor mu.(yazarın harika yorum yazsında pkkyı eleştrebilmenin ne derece zor olduğu ve pkk yı hiç tasvip etmedğini ayrıca yazıyor) zaten böyle yakıcı bir feryatla kendini tehlikiye atarak kimse ölmesin diyen birisi nasıl olurda askerlerin ölümünden yana olur. peki şu paragaraf sana ne ifade ediyor allah aşkına.
    “Biliyorum kanı damarlarında, sevgilisinin heyecandan hafiften kızaran

    sevimli yüzünde, bir çocuğun tonton suratında, bir gülün

    kırmızlığında, gökkuşağının renklerinde değil de; mezbahalarda,

    belinde taşıdıkları ebedi öfkeleri, ,kör nefretleri, kronik kinleriyle

    biledikleri her an yok etmeye kesmeye hazır bıçaklarında, kesilen

    başlarda, giyotinlerin keskin ağızlarında, insan vicdana doğrulmuş top

    ve tüfeklerinin namlularında, ve toprağı sıksan şüheda kanı

    fışkıracak diyen mısralarında taşımayı marifet bilenlere bir şeyler

    anlatmak çok zor .

    Onlar ki yaşamın gardiyanları, her canlı türünün ebedi düşmanı,

    ölüme ve öldürmenin tutkulu hayranlardır. Ama gel gör ki insan olmanın

    bunu bilincini bir ışıltı gibi taşımanın gerekliliğinden yine de bize

    birkaç şey sormak farzdır.”
    Yani bir çocuğun tonton suratı bir gölün krımzılığı, ve damarda yania sıl yerind eakması gereken kan diye doğanın güzelliğine ve iyiliğe dikkat çekip kan akamsın derken asker pkk aknı ayırmı mı yapıyor. bunu yapan bir insna nasıl olurd aölüm olamsın deiyebilir. bu satırlardan nasıl asker ölsün diey bir sonuç çıkardın anlayamadım.
    Ben bölcüyüm derken kimlerden olmadığını ve niçin bölücü olduğunu açık açık anlattığı şu pargarffa bakın bir kez daha “Eğer insanın yaşaması

    yaşatılmasını istemek sizin kirli çıkarlarınız için binlerce askerin

    sivilin ölmesini ve öldürmesi gerektiğine inanmak şehit diye ölüme

    mazoşistçe ağıtlar yakmamak, sabahları aç karnına andımızı içmek

    ve ne mutlu olduğunu bağır çağırı söylememek, Burada Kürt, alevi ve

    yahut başkaları yaşamıyormuş gibi davranmamak, hepimiz aynı tornadan

    çıkmışız dememek , devletimiz bizi korumak vatanı böldürmemek için

    elinde geleni yapıyor diyememek, sizin tarih önünde birer kahraman

    görmemek, suçsa ben suçluyum; bölücülükse ben bölücüyüm”
    Sen bunalrı savunmazmısn. burada pkk ölmesin asker ölsün sonucunu çıkarmak öküzün altında buzağı aramak değil de nedir. Birde derin düşünce diye bir sitede bu derece yüzeysel insanların olması ne kötü.doğrusu sitenin bund kabahiti yok ama yine de özülüyor insan.
    Bence sen herşeyin farkındasın ama kafandaki önyargılardan (her kürt bölücüdür…) kurtulmayıp lafı uzatıyorsun.
    Ve yazılarınzda o derece acemice karşı çıkışlar cahilce genellmeler var ki sistemli düşünce gücünüzn olduğundan şüpheleniyorum.
    Otur bir yazıyı oku elini vicdanına koy sen kendi tarihini kendi şiirini kendi dilini öğrenip çocuğuna okuturken kürtler ne şairleirini ne yazarlarını ne de tarihini bir eğitim sisteminde göremiyolar .
    ben mehmet emin yurdakul yerine feqi teyranın şiirnden daha zevk alıp daha yakın hissediyorum kendime. benim de şairleirm yazarlırım müzisyenlerim var senin göktürklerin gaguzlarını bilmek öğrenmek yerine atam ehmedi xaniyi bilmek ve sınavda bu soruyla karşılşmak istiyorum.
    bunları düşün nerde eşitlik kardşelik. Ben binlerce türkçe şarkı biliyor dinliyorum ve yüzlerce şairi doğrsu bundan zevkde alrım epk sen kaç defa kulka veridn benim şarkıalrıma hikayelerime kardeşmiyiz demortik misin en derce yakınsın ruh dünyama ya da beni en derce tarhimle edebiyatımal tanıyorsun. bir halkı kendine benzetip yoketmek için şidett kullanan ve kullnmayan herkes suçludur
    kandırmayın kendinizi ve bizleri.
    bu yazı seni tatmin etmeycektir biliyorum. birde size yazdığı gazeteden atılamasına yol açan “atakürt” başlıklı i ahmet altan yazısını okumanızı tavsiye ederim.
    ama oku sadece başlığını değil hepsini

  26. Yazan:MER'A-K(ıl) Tarih: Eyl 5, 2008 | Reply

    Burak bey,

    Bence bu tarz söylemlerde bulunmayınız, Suat Bey sizin için pek iyi şeyler düşünmeyecektir, ağır eleştirilere maruz kalabilirsiniz.

    Sizin tanıdığınız,fikirlerine itimad ederek sözlerine atıfta bulunduğunuz bir kişinin söylediklerini kullanarak anlamanıza yardımcı olmaya çalıştım.Daha da anlayacağınız şekilde söylemem gerekirse;dediğiniz türden böcekleri taklit etmesi buyrulan azınlığın bunu dayatan azınlığa,kullandığı yöntemle direniyor olmasının ortaya koyduğu acı sonuçlara itiraz eden birinin yazdıklarının neresini anlamıyorsunuz?
    Suat beyin “kötü” düşüneceğini sanmam muhtemelen benim anlatmak için yanlış uçtan tuttuğumu düşünecektir ve aynen size de yaptığı gibi sabırla anlayana kadar açıklamaya devam edecektir. 🙂

    O dönemde olan dikta sistemini sadece kürtler yüzünden savunuyorum gibi bir cümle sarfettim mi? Etmedim.

    Bu cümle kuruluşu benim sevmediğim ot türünden 🙂
    Peki bu cümleler size ait değil mi?

    “Bugün, son 30 yıldır Kürtleri Türkleştirme çalışmaları kesinlikle Atatürk’ün dönemindeki gibi değerlendirilmemelidir.”

    Dikta sistemini savunmuyorum, o dönemde gerekli olduğunu savunuyorum.

    * * *

    PKK sonuçtur, onu kullanan çeşitli devlet içi ya da dışı yapıların olması sorunu ortadan kaldırmıyor. 80 ihtilali sonrası Diyarbakır cezaevi işkenceleri olmasa PKK çok marjinal, etnik milliyetçi sol bir örgütten öteye gidemezdi. PKK’yı bu hale getiren Atatürk’un yolundan gittiklerini söyleyen, kendilerini memleketin sahibi sanan 12 Eylül darbecileridir (Suat bey)

    Evet çok doğru. Ben de tamamen katılıyorum buna ama bu insanlar Atatürk’ün yolundan gitmediler, Atatürk’e en büyük zararı verdiler ve sizin gibilerin ortaya çıkmasında çok etkili oldular.(siz)

    Atatürk’ün yolundan gitmeyenler kimlerdi?
    “Sizin gibiler” derken kast ettiğiniz kimler?Hangi özellikler onları “GİBİ”leştiriyor? “Gibiler”in ortaya çıkmalarında izlenen yol/yöntem neydi de etkli oldu?Atatürk’e nasıl bir zarar verdiler?Başka zarar görenler olmuş mudur?
    Ve şimdi şu yazdıklarınız tekrar okuyun lütfen;

    Yeni oluşan ve nispeten 1930′a kadar Atatürk bireyselliğinde şekillenen bir ülkemiz var. Siz bu bireyselliği eleştirebilirsiniz fakat ben bir dönem “halka rağmen halk için” politikasını son derece doğru buluyorum.

    Bakın ben olayın doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmıyorum. Sadece böyle bir hatanın tamamıyla bir kuruma yıkılmasının, yıkılmaya çalışılmasının saçmalıktan ibaret olduğunu söylüyorum.

    Son derece doğru bulduğunuz “Halka rağmen halk için” girişilen politikanın sonucu olarak gelinen noktayı bile isteye ıskalayıp tartışılan sadece ölüm normlarıymış gibi bir sonuca varıyor ve Kürtlerin yaşadığı sorunları görmezden gelebiliyorsunuz.
    Eh aşağıdaki gibi cümleleri kurabilen biri bunu elbette kolaylıkla yapabilir;

    Ve bu noktada demokrasinin tamamen gözardı edilmiş olması da beni hiç mi hiç rahatsız etmiyor. Yarın öbür gün -gerçekleşmesi imkansız ama farz-ı mahal diyelim- toplumun yüzde 80′ini şeriat istiyor olsa tabii ki dikta sistemini savunacağım/isteyeceğim.

    Bu yazdıklarınızan sonra bugün tesadüfen denk geldiğim ,Burak ismi ile gönderilmiş aşağıdaki yazıyı sizin kaleme alıp almadığınızı merak ettim.Aynı insan değilseniz sorun yok ama eğer o burak sizseniz Hazirandan Eylüle bu kadar değişmiş olmanız akıl alır gibi değil!

    Her ne olursanız olun, ister yahudi olun, ister
    atatürkçü olun, ister dinsiz olun, isterseniz türbanlı olun, isterseniz
    saçınız uzun olsun, isterseniz akp ye oy verin isterseniz chpye oy verin,
    isterseniz türk olun, isterseniz başka bir ırktan olun…. her ne olursanız
    olun insana insan olarak değer verdiğiniz için, düşünceleri ya da başka
    herhangi bir sebepten ötürü önyargılı ya da dışlarcasına
    bakmadığınız için önünüzde saygıyla eğiliyorum.

    “En büyük çağdaşlık özgürlüktür”

    !!!

  27. Yazan:sevcan Tarih: Eyl 5, 2008 | Reply

    bigalıoğlu şimdi sen kalkıp bzaı sosyolojik olaylara modern kavramlarla açıklama getirisen blime büyük haksızlık etmiş olursun.çocuklara eğitim yerine ırgatlık yaptırıyorlar diyorsun.bizim bahsettiğimiz coğrafya kırsal coğrafya.sen kalkıp burdaki yaşam biçimini modern kavramlarla açıklama telaşına giriyorsun.bir düşün ne kadar bilime aykırı.
    bu kadar arkasında durduğun toz kondurmadığın devletin güneydoğuda doğuda kürtlere ne zulümler yaptı ben şahidiyim.ilk okululu bitirene kadar öğretmenin pis kürtler siz ne anlarsınız okumaktan matematikten deyip durmalarının bende yarttığı özgüven eksikliklerini ve daha nicelerinde yarttıklarını anyabilirmisin.gözü önünde karısına tecavüz edilen bir erkeğin devlete ne kadar faydalı olacağını düşünüyorsun.siz bütün bunları savaş psikolojisi olarak açıklarsanız vijdanınızın sınırlarını aşmış olmuyormusunuz.
    bu ülke hep kürt mücadelesinin sonuçlarıyla ilgilendi sebepleriyle değil.kendi egemenliği söz konusu olunca kahramanlıktan dem vuran sizler başka bir halkın egemenlik isteklerini neden bu kadar acımasızca redediyorsunuz.
    kürt mücadelesini anlamanız için geniş çaplı bir psikoloji ve sosyoloji birikimine sahip olmak zorndasın.yoksa anlayamazsın yasalarında yer alan kendini türk hisseden herkes türktür cümlesinin arkasındaki faşizanlığı.siz bir aydın gibi değil bir asker mantığıyla konuşuyorsunuz.şimdi almanyada şöyle bir yasa çıksa “bu ülkenin bütün vatandaşları almandır ne mutlu almanınm diyene” kuzey ırakta “kendini kürt hisseden herkes kürttür ne mutlu kürdüm diyene” nasıl karşılarsınız bunu bigalıoğlu.ORDAKİ TÜRKLERİN TÜRKMENLERİN HİÇE SAYILMASININ SİZDE YARATACAĞI ÖFKEYİ DÜŞÜNÜN.
    bize yaptıklarının haddi hesabı yok bu devletin.ancak tarih bize hep bunu öğretti FAŞİZM HİÇ BİR ZAMAN YERİNİ BULMADI BUNU BENİMSEYEN HİÇBİR DEVLETİN SONU İYİ OLMADI.BU DEVLETE EN BÜYÜK İHANETİ FAŞİST ZİHNİYETLER YAPTI TÜRKÇEYİ EN GÜZEL DİL TÜRKLERİ EN ÜSTÜN IRK SAYAN LAR YAPTI EN BÜYÜK İHANETİ.

  28. Yazan:MY Tarih: Eyl 5, 2008 | Reply

    “biz Türkler” ve “siz Kürtler” bakisindaki sözel ve zihinsel tuzagin farkinda misiniz?

    insanliktan ve haktan yana olan Kürtler ve Türkler birlesirse hem PKK hem de devlet terörüne karsi yeterli güç olusturulabilir. Aksi takdirde onlarin ekmegine yag sürmüs olmaz miyiz?

  29. Yazan:kimbilir Tarih: Eyl 5, 2008 | Reply

    bu yazıları yazanın kürt olduğuna bile inanmıyorum. resmen devlet düşmanlığı yapılmış. biz türk milleti devletimize olan bağlılığımızla varız. bugüne kadar devlet düşmanı olmadık.

  30. Yazan:teut Tarih: Eyl 5, 2008 | Reply

    Sayın Bigalioğlu
    Yazdıklarınızla ilgili görüşlerimi bildirmeden önce size karşı ‘efendim sayını bile hak etmiyor’tarzındaki hitapları hoşbulmadığımı belirtmek isterim her ne kadar konuyla ilgili yanlış yorumlarda bulunsanız bile hoşgörü esaslı bir tartışma olmalıdır.
    Öncelikle değerlendirdiğimiz yazı gerek başlığındaki muhattapları kışkırtan hali gerekse içindekilerle yürek burkmasıyla farklı bir yazı olmuş.Yazıda geçenler olmuştur veya olmamıştır ama olmuşsa da iyi olmuştur tavrında bulunup sonra da efendim ben her türlü diyaloğa açığım demek ne denli mantıklıdır,öncelikle şu konuda anlaşalım güvenlik sorunu kaçak elektrikle bağdaştırmak konuyu baştan yokuşa sürmektir,ayrıca biz farklıyız ayrılmak istiyoruz da o denli yokuşa sürmektir,bu yoldan vazgeçelim.
    Sayın Bigalıoğlunun temelde iki hatası var bir hoşgörüsüz ikincisi konu ayrımı yapamıyor,mesela kaçak elektrikle terör konusunun ortak paydası futbolla satranç kadar uzaktır.Ayrıca sorunun çözümüne yönelik harekette bulunurken daha en başlarda sorun sizde feryadı yapıcı değil bilakis baskısı ve çözümden uzak bir anlayıştır,amaç çözüme katkı sunmaksa önce muhattabı anlayarak işe başlamalıyız.Bunun için neler yapılabilir;
    -Şu tarihlerde ordaydım hiçbir sorun yoktu gibi anlamsız çözümlemelerden vazgeçelim,sorun yoktu da neden hala burda tartışıyoruz…
    -Bizler her zaman ezildik,çözüm yok artık tek çözüm bölmek,ayrılmak gibi uzlaşmadan uzak söylemlerde çözüme katkı sunmuyor,hakeza kürtlerin geneli ayrılmayı düşünmüyor yoksa bunca senedir evi terk etmeyi düşünen insan evini çoktan terk ederdi,demekki sadece bulunduğu odadan memnun değil evden memnun…
    -Kürtler bunu hak etti,bu onlara az bile,hepsine mi dışkı yedirdik tarzında üstten bakan üstün ırk hissiyatı uyandıran değil kardeşlik arkadaşlığa dahi sığmayan slogan cümlelerden vazgeçelim,yıllardır bu sözlerle büyüdük ne oldu koca bir hiç ve onlarca kayıplarımız oldu…
    -Çok cocuk yapıyorsunuz,bir nevi cahilsiniz hissiyatı uyandırmak muhattabı küçük düşrmekten başka bir şeye yaramaz,evet nüfus güçtür,tabiki önemlidir ama salt olarak nüfusları artıyordiye bu halka farklı gözle bakmak da kimsenin haddi değildir.
    -Her kötü işin ardından aynı ırk çıkıyor tarzı günümüzde yer almaması gereken ırkçı tavır açıkcası ortk çözüme katkı sunmak bir yana bağları gerginleştirmeye yarar,İtalyan mafyası da var ama ben o ırk hakkında bir yazı göremiyorum,hani mafyacılığı bu ırk bize armağan etti tarzında bir yazı göremiyorum,niye çünkü tanıdığına saldırmak daha kolaydır,ama asilce mi derseniz kimin umrundaki…
    Son olarak bence artık birbirinizi suçlamaktan ,suçlu olan kimse cezasını çeksin eğerki bazı kişiler hesapsızca suç işliyorlarsa bunun artık sonu gelmeli hak ediyorların ardına sığınarak suç işlemekten vazgeçin ve en azından bir saatlik kendinizi diğerinin yerine koyma erdemine erişin,inanın değişeceksiniz,haddimizi aşan tek tümcemiz olmuşsa affola…

    Saygılarımla

  31. Yazan:teut Tarih: Eyl 5, 2008 | Reply

    Sayın Bigalıoğlu
    Yorumumu aktarmaya başlamadan önce şunu belirtmek isterimki sizin yanlış yorumunuza rağmen sayını bile hak etmiyor tarzındaki yorumları ayıpladığımı belirtirim.
    Yazı gerek çarpıcı başlığı gerekse kullandığı üslüp itibariyle baya bir etki yaratmış,şimdi isterseniz hem yazıyı hemde bazı yorumları irdeleyelim;
    -Yapıldıysa haklıdır,efendim zulüm ettik ama bir sor neden ettik tarzında muhattabı küçümser bir tavrın kimseye bir faydası olmadığı gibi varolan ilişkileri zedelemektedir.
    -Suçlu olan her kimse suçunu çekmeli ve kalkıpta efendim bunu sizin için yapıyorumların ardına saklanmamalıdır,bu onları kurtarmadığı gibi küçültüyor.
    -Acı çekilmişse sadece kürtler çekmiştir demek,eğerki bir bedel ödenecekse sadece kürtlere ödenecek demek senelerdir kanını akıtmış fedakar insanlara vefasızlıktır,bu da çözüme fayda sağlamaz.
    -Terör sorunuyla kaçak elektrik arasında bir bağ oluşturmak sapla samanı ayırd edememenin ifadesinden öteye gitmemektedir.
    -İtalyanların mafyaları meşhur olmalarıa rağmen birgün olsun bu mafya belası italyanların her kötlüğün başı onlar denilmemesine rağmen(ki denilmemelidir de)kürtler kötüdür edebiyatı tanıdığını rahat döversin anlayışının eseridir.
    -Bugüne kadar tüm yolları denedik artık bölünmek zamanıdır demek çözümden ziyade etkin çözümsüzlüğe giden yoldur.Ayrıca kürtlerin genelinde ayrılalaım düşüncesi yoktur,çünkü ülkeyi bir eve benzetirsek bu evden ayrılma düşüncesi olanı istesek de tutamayız,ama bence kürtler evden ziyade odadan memnun değil,oda soğuk,ilk güneş o odaya doğuyor ama nedense o oda karanlık…
    -Nüfus önemli bir güç olmakla beraber bu güce sahip olanları potansiyel suçlu görmek çözümden ziyade çözümsüzlüğe götürecektir.
    -Ben orda böyle bir sorun görmedim şeklindeki anlamsız değerlendirmeler komiklikten öteye gitmiyor çünkü madem sorun yok neden hala bunca insan bu problemi tartışıyor demezler mi…
    -Sloganlarla konuşmaktansa hoşgörüye dayanan konuşmalar sorunu çözümünde esas gibi göküyor,çünkü o sloganlar bize hiçbirşey kazandırmadığı gibi çok şey götürdü…
    Son olarak çözüme katkı sunmaktan ziyade polemik yaratmaya çalışan,sloganlarla hareket eden insan profilinden artık vazgeçelim ve lütfen saygımızı kaybetmeyelim,ne kdar zorlarlarsa zorlasınlar ne kadar konuyu saptırsalarda saygımızı koruyalım,haddimizi aşan tümcemiz olduysa affola…

    Saygılarımla

  32. Yazan:teut Tarih: Eyl 5, 2008 | Reply

    değerli arkadaşlar
    teknik bir hatadan dolayı ardı ardına aynı bağlamda mesaj yollandı,mazur görün.

    saygılarımla

  33. Yazan:azad Tarih: Eyl 5, 2008 | Reply

    Tek bir sözle yorum hakkimi kullanacagim ,mamoste cok guzel deginmissin.soylenecek tek soz, En büyük zulum en şiddetli adaletsizlik fenalıkların suçların suçluların cezasız kalmasıdır..

  34. Yazan:sevcan Tarih: Eyl 6, 2008 | Reply

    ölüm ölümdür.teröristin ölümünü meşru gören vijdanınızı yoklamanızı tavsiye ederim bigalıoğlu.saddam gibi bir gaddarın idamına bile birçok insan hayır diyebilecek kadar vijdani davrandı.helikopterden bir insanın canlı canlı atılamsını hangi mantıkla açıklayabilrsin.hangi vijadn bunu kabul edebilir.
    o halde karşı olmayalım iranda hırsızların tecavüzcülerin idam edilmesine.zina yapanların yakılmasına açık gezen kadınların jiletlenmesine.bu insanlarda sonuçta kendi ülkelerini yasalarına göre birer terörist kadar kötü imajlıdırlar.
    kimse terörizmi övmüyor kimse pkk’nın bombalı eylemlerini onaylamıyor.ama onların bunu yapması onların acımasızca öldürülmesini meşru kılmıyor.bizler insanız bir asker mantığıyla düşünrek gerekiyorsa en acımasızca öldürülmelidirler diyemeyiz.herşeyden önce insanız bigalıoğlu.
    evet bu zulümler sadec kürtlere yapılmıyor bu ülkede.ama sadece küertlere yapılmamış olması yapılanları aklıyor mu?nasıl bir düşüncedir bu.
    hepiniz biliyorsunuz bu ülkede kürt olmak birkaç defa ezilmek demektir.sizn generaliniz değilmiydi 30 binin öldürdük de bitiremedik şu kürtleri diyen.bu 30 binin hepsi teröristmiydi.
    açın ahmet altanın atakürt yazısını okuyun.empati gerek bigalıoğlu.
    tarhe sayglı olalım lütfen.hangi halkın kendi dilini kendi kültürünü yaşamaya hakkı yoktur diyebiliriz.hiçbir halk başka bir halkın içinde asimile olmayı bile bile kabul edebilir.
    türklerin devletlerinin parçalanmsını istememsinin nedenini anlayabilirim sonuçta bu bir mücadeledir hiçbir devlet savaşla kanla aldığı toprağınazikçe geri vermez ama bu karşı tarafın kendi devletini kurmak istemesini haksız çıkarmaz.biz insan olarak bunu anlamıyoruz.çünkü türkiyede doğup ölene kadar biz türklerden başka kimsenin bu topraklarda yaşamdığını herkesin türk olduğunu(hatta dünyanın hepsinin hatta varsa uzaylıların da türk olduğunu)kabul eden bir korkunç bilgiyle yaşıyoruz.türkçenin en güzel dil(ki bu en güzel dilin dil biliminde bir açıklamsı var mı en güzel dil diye bişey oluyormu bunun ispatı ne oluyor)türklerin en güzel ırk olduğunu dayatan bir zihniyetle yetiştiriyorlar bzi.eee hal böyle olunca kimsenin bişey istemeye hakkı yok.türçe varken kürtçeye ne gerek.zaten kürtçe diye bişey varmı!
    soruyorum bigalıoğlu başka topraklarda da bir çok insan kimliğinden dolayı zulüm gördü soykırımlar oldu ama hangi ülkede soyları kırılan halka “SEN YOKSUN DENİLDİ SEN BENSİN DENİLDİ” evet zulüm gördüler ama yok sayılmadılar kimlikleri dili dini kabul edilerek.kimliklerinden dinlerinden dolayı zulüm gördüler ama onlara”SENİN IRKIN DİLİN DİNİN YOK SEN BENSİN SEN ARAPSIN SEN ALMANSIN”DENİLMEDİ.
    IRAKTA SADDAMIN KÜRTLER ÜZERİNDE YAPTIĞI BASKININ HADDİ HESABI YOKTU AMA SADDAM ASLA KÜRT DİYE BİR TARİH GERÇEĞİNİ GÖRMEZDEN GELMEDİ.SADECE SEVMEDİ KÜRTLERİ.kürtlerin orda kendi üniversiteleri vardı kendi dillerini konuşuyorlardı.kendi kültürlerini yaşıyorlardı.
    türkiyede söz konusu olan en büyük zulüm kürtlerin yok sayılması dillerinin ırkalrının inkar edilmesi.
    bigalıoğlu anyabiliyor musunuz kürtlerin dramını.bir ırkı yok sayarak yapılan zulmün ölçüsünü anlatabilirmisiniz.bu yok saymanın bir halkın beyninde yarttığı kimlik sorununu anlatabilirmisiniz.
    eğer anlatabilirseniz o zaman anlarsınız bu ülkede her kötü şeyin arkasında neden kürtlerin olduğunu.ÇOK SAYIN BİGALIOĞLU

  35. Yazan:mehmet çakmur Tarih: Eyl 6, 2008 | Reply

    tipik bir kürt mantığını gördüm burada yine.. kendine saygı isteyen,hak isteyen,özgürlük diyen kürt arkadaşlar;kendileri gibi düşünmeyen bir arkadaşa hiç de özgürlük ve insanlıkla bağdaşmayacak şeyler söylemişler..şimdi; ezilmişlik edebiyatı yapmak,ab ve abd nin arkasına sığınıp tc ye kafa tutmak, yıllardır sizi bağrına basan toplumu ayrımcılık yapmakla suçlamak bence kürtlerin doğasına yerleşmiş karakteristik huylardan.. devletin görevlileri ve şahıslar tarafından yapılan münferit olumsuzluklar olduğunu düşünüyorum siz ise bunun bir toplu planlı bir düşmanca hareket olduğu kanısındasınız. farklı düşünebiliriz, ancak lütfen aklımızı kaybetmeden düşünelim..

    1. siz kolayca oyuna gelebilen,dolmuşa binebilen, maşa olarak kullanılmaya teşne bir ulussunuz. hakaret değil bu, tarihsel gerçek. biz türk ulusunun gereksiz savaşçılığı ve kültürünü temsil edememesi ve habire geçmişiyle övünmesi nasıl olumsuz özelliklerimizdense sizde de bu var,ister kabul edin, ister etmeyin. bunu eğitimsizliğe bağlarsanız ben de size eğitimin sadece okulda var olan bir süreç olmadığını hatırlatırım, lütfen özeleştiri yapın, her zaman yaptığınız gibi suçu başka yerde aramak kolaycılığına kaçmayın.

    2. bölgenizin ihmal edildiğinizi iddia ediyorsunuz. oysa türkiyenin tüm bölgelerinde okulu suyu yolu elektriği olmayan köyler var, hatta başkent ankara’nın köylerinde bile.. ama siz içinde yaşadığınız ülkenin sorunlarına genel olarak eğilmek yerine militarist faşist bir zihniyetle sadece kendi bölgenize bakıyorsunuz. ihmal edilmişlik size özgü deil. memleket kaynaklarını insanımızın hizmetine sunmayıp iktidarlarını güçlendirmek için harcayan siyasi askeri ve bürokratik elitin suçu..sadece kürtlerin ihmal edildiği yalanı üzerinden acıklı romantik masallar yazmayın. ben öğretmenim, ünv deyken, güneydoğudan gelen ve bölgesinin ihmal edildiğinden yakınıp duran kürt arkadaşlarımızın hiçbir tanesi doğup büyüdüğü yerlere tayin istemedi, hiçbir tanesi.. sen kendin bile gitmeyeceksin sonra da devlet öğretmen göndermiyor diye ağlanacaksın, bunun adı ikiyüzlülüktür ve siz buna çok sık başvuruyorsunuz.

    3. kürtlerin kültürel talepleri: dil yasağı , yayın yasağı vs hepsi saçmaydı, bir ulus kesinlikle bundan men edilemez,bu bir hataydı ve dönüldü.. dil kurslarınız açıldı, şarkılar yapıldı vs… peki ne oldu?? dil kursları bir bir kapandı ve kürtçe müzik yapan sanatçılar, yasaklı dönemde daha çok sattıklarını iddia ediyorlar.. bunun adı nedir kardeşim? demek ki sizin derdiniz kültürel haklarınıza kavuşamak değilmiş çünkü rağbet göstermiyorsunuz,bu haklar verilmemeli demiyorum ama bu konudaki samimiyuet noksanlığınızı ıskalamayın. özeleştiri yapın arkadaşlar, özeleştiri..

    4.halk size kro diyormuş.. bakın ben erzurumluyum ve eğer toplum nezdinde benim memleketim hakkınd aolumsuz bir kanaat oluşmuşsa kabahati önce kendi hemşehrilerimde ararım, sonra toplumu eleştirmeye bakarım.. çünkü toplumun genelinin aynı yanlış üzerinde ittifak etmesi ihtimalinin peşine takılırsam bu beni gerçeklerden uzaklaştırır. önce kendime bakmalıyım: “neden bana böyle diyorlar?” ben bu kadar kürt artkadaşla tartıştım, yahu bir tanesi de “evet, biz kürtler de şöyle şöyle yanlışlar yapıyoruz” demedi. böyle bir ayarsızlık olur mu? bakın açık söylüyorum; komşusunun kümesinden yumurta çalmaktan tutun, okulda disiplin sorunu yaratmaya kadar en çok suçu sizin halkınız işliyor,istanbuldaki kapkaççı çocukların nüfusa bağlı olduğu yerlere bakın,görürsünüz..

    5. insanlıktan , adaletten, eşitlikten bahsediyorsunuz. bakın; tanrı’nın bile affetmediği şey kul hakkıdır. güneydoğuda yüzde 70’e varan kaçak elektrik kullanımı var, kendinizi düzeltmeden kimseyi eleştiremezsiniz. başkasının hakkını yiyorsunuz ama bunu uyanıklık olarak görüyorsunuz hatta devleti kazıkladığını düşünüp keyiflenenler bile var, bunun insanlık lügatinde yeri var mı? işsizliği terör nedeni, parasızlığı hırsızlık gerekçesi olarak görmek hangi evrensel insanlık değerleriyle bağdaşır? bir de bunun cevabını verin.

    6. işsizlik var diyorsunuz. mantıklı olun; 9 dan aşağı çocuk yapmayan ve nüfus artışı bu kadar hızla büyüyen bir halka hangi güçlü ekonomi istihdam yaratabilir? dünyadaki reel ekonomik göstergelere bakın. bu kadar niteliksiz bir nüfus yaratıp sonra da devleti suçlamak hangi akıl ve mantıkla bağdaşır?

    7. insan değeri verilmiyor bize, aşağılanıyoruz diyorsunuz. sizi aşağıladığını iddia ettiğini insanlara kızlarını parayla satan aileler, tecavüzcüsüyle evlendirenler sizin halkınız değil mi? siz kendi insanınıza değer veriyor musunuz? “siz kendiniz vermiyorsanız, kimseden de istemeyezsiniz” demiyorum ancak dönüp de bakın kendinize.

    8. pkk denen sorun tamamen suni olup oligarşik hakimiyetlerini kaybetmek istemeyenlerin kurguladığı bir oyundur. oradaki savaş kesinlikle anlatıldığı gibi değil. ancak şunu da unutmayın ki bu senaryoyu yazanlarla işbirliği yapanlar yine sizden. “katil devlet” diyorsunuz, siz sanıyor musunuz ki pkk sizin özgürlük mücadelenizin derdinde? ortada bir silah ve uyuşturucu pazarı var ve türk ve kürtlerden oluşan kimi zaman da dış ortaklı bir konsorsiyum bu pazarın kamuflesi için böyle kanlı bir tezgah kurmuş durumda.. hala “katil devlet” diyorsunuz, sloganlarla yaşamayı seviyorsunuz, kolaycılığa teslim olmuş durumdasınız. bizim içimizde de sürekli “vatan saolsun” deyip bu işin perde arkasını sorgulamayanlar gibi. siz hala bunu bağımsızlık savaşı sanacak kadar uykudasınız, en aydınınız bile..

    9. devlet kurmak istediğiniz yere bakıyorum: denizle sınırı olmayan ve tüm komşularıyla savaşmış bir devlet.. önünüze bir atlas aalıp bakın, aklı başında bir insan orada bir devletin yaşayabileceğini iddia edebilir mi? siz kiminle ticaret yapacaksınız?uçaklarınız, tırlarınız nereden geçecek, hangi komşunuz sınır kapısını, hava sahasını size kullandıracak??siz bunu düşünemiyor musunuz?

    SONSÖZ: sönmüş mezopotamya küllerini üfleyip kendinize zorla bir tarih yaratmaya çalışıyorsunuz. med uygarlığının bir kürt devleti, selahaddin eyyubinin ise bir kürt hükümdar olduğunu söylüyorsunuz 🙂 zamanınızı sürekli ağlayarak, ezilmişlik edebiyatı yaparak, sağa sola suç bulup özeleştiri yapmayarak,nitelikli insan gücü yerine kalabalık insan topluluğu yaratarak, başkasına güvenip kendince isyana soyunarak harcarsanız elinizde hiçbişey kalmaz.. dünya üzerinde kürt mimarisinin, kürt sanat analyışının, kürt düşünce tarihinin bir ürününü gösteremeyecek olmanızın nedeni de budur..

  36. Yazan:sevcan Tarih: Eyl 6, 2008 | Reply

    mehmet çakmur yazınızı okumaya başlar başlamaz erzurumlu olduğunuzu aklımdan geçirmiştim.toplum olarak birbirimizi ne kadar iyi tanıyoruz.izmirli biri yazsa yine anlarım.çünkü hangi şehirde hangi insanın nasıl düşüneceği önceden kurgulanmış bir gerçektir bu ülkede.

  37. Yazan:duman Tarih: Eyl 6, 2008 | Reply

    siz kolayca oyuna gelebilen,dolmuşa binebilen, maşa olarak kullanılmaya teşne bir ulussunuz.

    Hah.. Nedense aklıma birden 6-7 eylül, Çorum, Maraş, Sivas olayları geldi.

    Şimdi bir Kürt ya da başka bir ırktan birisi çıksa da bunları örnek gösterse ve aynı sözleri söylese, ne diyeceksiniz?

    Böyle genellemeler çok yanlış.

  38. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Eyl 6, 2008 | Reply

    @Mehmet Çakmur,

    Size göre insanların hak arama arayışı”tipik bir kürt mantığı oluyor”öyle mi?Peki sizin mantığınıza ne demeli?Bakın,demokrasisi çok gelişmemiş olsa da ülkemizde her türlü konuyu tartışacak bir zemin var;ve elbette bu tartışmaları gerekli kılan pek çok da sorun.Kadın haklarından ayrımcılığa,bürokrasinin işleyişinden sosyal adalete,insan hak ve özgürlüklerinden,işsizliğe,yoksulluk ve yolsuzluğa değin sayısız sorun var.Tüm bu sorunlarla boğuşuyor ve toplum olarak bedel ödüyoruz.Fidan gibi gençlerimizi kaybederek,evlat acısı çekerek bedel ödüyoruz.Birbirine kuşkuyla bakan bir topluma dönüşerek bedel ödüyoruz…Ve geleceğe dair tüm umutlarımızı yitirerek silahların gölgesinde,korku ve kaos içinde yaşayarak bedel ödüyoruz.Ve elbette bunları konuşuyor ve tartışıyoruz.Bu bizim kaderimiz değil ve olmamalı ve tam da bunun için sorunlarımızı konuşuyor ve tartışıyoruz.Belki doğru yerinden tartışmıyoruz,belki yaşadığımız tüm bu badireleri atlatmak için doğru seçenekleri henüz bulmamaış olabiliriz,ama sonuçta iyi kötü tartışabiliyoruz.Hem öyle bir tartışma kültürüne sahip olmuşuz ki belki de dünyanın hiç bir yerinde bütün enerjilerini sorunlarını çözmeye harcayan başka bir toplum yoktur.Ancak dikkat çeken nokta alabildiğine farklı mezhep,inanç ve kültürlere,toplumun farklı sosyal katmanlarından birbirinden farklı dünya görüşüne sahip insanların tartışması gayet normal iken(ki bence de tartışmanın bir mahsuru yok)kürtlerden en ufak bir ses çıkınca neden “hiç konuşmaya hakları yokmuş”gibi sizin gibi kafa yapısına sahip insanlarca adeta lanetlenirler?Bana önce bunun cevabını verin.En ufak bir itirazda sanki muhatapları PKK imiş gibi hezayana kapılmak nasıl bir anlayıştır izah edebilir misiniz?”Tipik kürt mantığı”diye ucuzundan tanımlamaya çalıştığınız(ki bu sitede yazının yazarı da dahil diğer yorumcuları kastediyorsunuz)acaba hangisi ayrılmaktan,farklı bir devlet kurmaktan söz etti…Hangisi PKK yanlısı görüş ve düşünceler de bulundu da işi bu noktaya vardırdınız?Ben söyleyeyim sayın çakmur:siz peşinen tüm kürt halkını kafanızda böyle kurduğunuz içindir.Kürtlerin hiç mi suçu yok,elbette var.Senin,benim ve diğerleri gibi…Ama hiç biri siz Türkler,siz aleviler,siz sünniler diye başlamaz ve tüm bir toplumu suçlayıcı sizin ki gibi küstahça belirlemelerde bulunmaz.Fakat sizin gibi kafatasçı mantığa bunu çok görmüyorum,çünkü sağa sola çamur atmak dışında üretebileceğiz bir fikriniz yok.

  39. Yazan:sevcan Tarih: Eyl 6, 2008 | Reply

    mehmet çakmur
    biz kızlarımızı size para karşılığında satabilecek kadar pislik bir halkız tamam kbul edelim.peki siz kızları parayla köle gibi satın alarak nasıl bir sıfat kaznıyorsunuz?
    çok seviyesiz tartışmalr biliyorum gerk bile yok size yorum yapmaya ama.dünya barışı kardeşliği insan haklarını savunurken szin gibilerle ölümün kıyımın savaşın meşru olup olmadığı tartışmasını yapmak çok acı veriyor.

  40. Yazan:MER'A-K(ıl) Tarih: Eyl 6, 2008 | Reply

    Mehmet Çamur,
    Dolaba ikinci sayın kostümlü askımı astım*

    tipik bir kürt mantığı ….kürtlerin doğasına yerleşmiş karakteristik huylar…

    kendileri gibi düşünmeyen bir arkadaşa hiç de özgürlük ve insanlıkla bağdaşmayacak şeyler söylemek…..

    ezilmişlik edebiyatı yapmak…

    ab ve abd nin arkasına sığınıp tc ye kafa tutmak…

    ayrımcılık yapmakla suçlamak…

    siz ise bunun bir toplu planlı bir düşmanca hareket olduğu kanısında olmak…

    Tüm bu teşhislerde bulunan kim;
    yıllardır sizi bağrına basan toplumun ,devletin,görevlileri ve şahıslar tarafından yapılan münferit olumsuzluklar nedeniyle sorumlu tutulamayacağını düşünen,devletin yüce gönüllü bir ferdi.Kendisi o kadar aklı selim ki bağrına bastığı kedi yavrularının huylarına bakmaksızın,mantıklarının kabullenmeye imkan vermeyeceğini bilse bile “farklı düşünebiliriz, ancak lütfen aklımızı kaybetmeden düşünelim..”diyebiliyor.Bu satırları okuyan başkaları ne hisseti bilemem ama ben Çamur’un bu satırlarını okurken o kadar duygulandım ki gözlerim doldu.Böyle alicenap insanların fikirlerinin,hoşgörünün temel taşları olduğunu,barış ve esenliğin de garantisi olduğunu düşündüm.

    kendine saygı isteyen,hak isteyen,özgürlük diyen kürt arkadaşların!!!yüce gönüllü garantörü Çamur bey o kadar hakkaniyetli ki aklımızı kaybedecek kadar havaya girilmesini önlemek için madde madde “bağra basan toplumun” bir ferdi olarak özeleştiri yapmış 😉

    1-siz kolayca oyuna gelebilen,dolmuşa binebilen, maşa olarak kullanılmaya teşne bir ulussunuz. hakaret değil bu, tarihsel gerçek.

    Haklı valla bir tv kanalı binlerce pardon milyonlarca insanı miting alanlarına toplayabildi.Bu da yetmezmiş gibi sıraya sokup,sağdan sola biz kaç kişiyiz sayın bakim dedi ve fresiz saydırabildi.hem de üstüne sayılma parası aldı.

    biz türk ulusunun gereksiz savaşçılığı ve kültürünü temsil edememesi ve habire geçmişiyle övünmesi nasıl olumsuz özelliklerimizdense

    bakın burada da haklısınız,K.Irak’a operasyon söz konusu olduğunda sokaklarda onbinlerce insan hadi girelim,hadi ölelim,öldürelim dedi.Bu insanlara silah dağıtılsaydı Irak’tan girer İran’dan çıkardık yok yok o gazla Çin seddini bile aşardık,eminim.

    bunu eğitimsizliğe bağlarsanız ben de size eğitimin sadece okulda var olan bir süreç olmadığını hatırlatırım, lütfen özeleştiri yapın, her zaman yaptığınız gibi suçu başka yerde aramak kolaycılığına kaçmayın.

    Yine haklı hem de iki kere haklı.Cahil cüheda Kürtlerin yaptıklarını anladık ta mürekkep yalamış insanlara ayrımcılık,kışkırtıcılık yakışıyor mu hiç?Ayıp valla,çık,çık,çık nerden öğreniyorlar bunları bilmem ki!

    2. ihmal edilmişlik size özgü deil.

    (Aramızda kalsın ama Çamur bey kusura bakmayın burada bir tutarsızlık olmuş bir dahaki yorumunuzda düzeltebilir misiniz lütfen) İhmal edilmiş onlara özgü değilse neden bu toplum özellikle onları “bağrına bastı” anlayamadım kusura bakmayın 😮 ??

    memleket kaynaklarını insanımızın hizmetine sunmayıp iktidarlarını güçlendirmek için harcayan siyasi askeri ve bürokratik elitin suçu.

    Bakın bu kısmı da anlamadım?Münferit olumsuzluklar dedikleriniz kaynakların iç edilmesi mi?O elit ne zamandır orda ve neden kımıldatılamıyorlar?

    güneydoğudan gelen ve bölgesinin ihmal edildiğinden yakınıp duran kürt arkadaşlarımızın hiçbir tanesi doğup büyüdüğü yerlere tayin istemedi, hiçbir tanesi..

    Çok şaşırtıcı?Ya sakın 2.maddenin ilk satırlarında yazdığınız sebeple gitmek istemiyor olmasın?Hani okul olmayınca öğretmen olarak tayin istemek zor olur da o bakımdan dedim.

    sen kendin bile gitmeyeceksin sonra da devlet öğretmen göndermiyor diye ağlanacaksın, bunun adı ikiyüzlülüktür ve siz buna çok sık başvuruyorsunuz.

    Haklısınız valla,kaynaktan uzaklaşmak istemeyen elit zihniyet taklitçisi n’olcak!.Ben de ferryboat’ta sohbet ettiğim Didim’deki yazlığına giden sıkı bir Cumhuriyetçi ve eğitim müfettişi öğretmen bir hanıma sordum benzer bir soruyu;”siz hiç doğuya gittiniz mi,orada öğretmen olmak istediniz mi” diye aldığım cevap kısaca “yok istemedim” oldu.Sebepler malum,sizin bildikleriniz.İstemeyince gidilmiyor demek ki?Bir de cahilliğe savaş açmış eğitim ordusunun neferi öğretmen olacaklar değil mi ama ?
    3-dil kursları bir bir kapandı ve kürtçe müzik yapan sanatçılar, yasaklı dönemde daha çok sattıklarını iddia ediyorlar.. bunun adı nedir kardeşim? demek ki sizin derdiniz kültürel haklarınıza kavuşamak değilmiş çünkü rağbet göstermiyorsunuz,bu haklar verilmemeli demiyorum ama bu konudaki samimiyuet noksanlığınızı ıskalamayın. özeleştiri yapın arkadaşlar, özeleştiri..
    İlginç bir tespit olmuş buradan yola çıkıp şunu diyebiliriz belki “hak,özgürlük talep ediyorsunuz, ama işte kasetler,işte kurslarla beceremediğiniz ortada siz istedikleriniz versek ne oluuurr vermesek ne olur?
    Tabii bu da düşünülmesi gereken bir bakış açısı!Öğretmenmişsiniz,öğrencilerinizin hepsi sizin mükemmel eğitiminiz nedeniyle mi sınıf geçiyor yoksa “hiçbir çocuk sınıfta kalmayacak diye bir çeşit baskı hissediyorsunuz” da gönlünüz elvermese de bir üst sınıfa geçiriyor musunuz?Bu durumda size öğretmen diye diploma verseler ne olur vermeseler ne olur,hadi hasbelkader öğretmen olma “hakkını” elde ettiniz diyelim nasılsa bilen de bilmeyen de bir üst sınıfa geçeceğine göre siz bildiklerinizi öğretseniz ne olur öğretmeseniz ne olur değil mi ama?Boşuna okumuş,zaman kaybetmişsiniz öğretme hakkını elde etmişsiniz ama bir kıymeti harbiyesi yok,yazık!
    Vs.vs diye daha da uzatılabilir siz mantığı kavramışsınızdır,kalanı tamamlayıverirsiniz artık.
    Neyse oldukça uzun yazmışsınız ,ben de hepsine cevap vermekle zaman kaybetmeyeyim nasılsa bu yorumun sizin nazarınızda pek bir kıymeti olmayacak ben de sadece yorum yapma hakkımı kullanmış olmakla kalacağım.Bu sitede düşündüklerimizi söyleyebilme özgürlüğümüzün olması ne güzel dimi .-)
    Bildiğim kadarı ile bu sitenin izleyici sayısı bir ara 6000 falandı.Böyle bir site oluşturabilme hak ve özgürlüğünü bu izleyici sayısına bakarak küçümseyebilir misiniz?

    Özeleştiri Mehmet çamur bey,özeleştiri!

    Farklı düşünebiliriz ama lütfen özeleştiri yapın, her zaman yaptığınız gibi suçu başka yerde aramak kolaycılığına kaçmayın

    .-)

    Sn. Yorumcu,
    *İltifat marifete tabi olmalıdır!
    Bozukpara olduğu için ehemmiyet verip almadığımız,kalsın dediğimiz madeni paraların birilerinin cebine giren YTl cinsinden senelik değeri 460 milyonmuş sanırım(meblağ konusunda emin değilim dün haberlerde kulağıma çalındı,uçmuşsam kusura bakmayın)

  41. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Eyl 6, 2008 | Reply

    Sayın Sevcan,

    Aslında söyledikleriniz son derece mantıklı;demokrasi kültüründen,insanlıktan,vicdan duygusundan yoksun,ırkçılık illetine boğazına kadar batmış,elindeki tek kozu seviyesiz bir dille sağa sola saldırmak olan tiplerle insan haklarını,evrensel değerleri tartışmak gerçekten acı verici.Fakat ağzından tükürükler saçmayı marifet sayan bu tip insanlık fukarlarına hadlerini de bildirmek lazım.Zira sesiz kalındıkça böyleleri bir halt ettiğini sanır.Hayır!Gerektiğinde maskeleri düşürülmeli,ikiyüzlülükleri ortya çıkarılmlıdır.

  42. Yazan:Bigalıoğlu Tarih: Eyl 7, 2008 | Reply

    dün akşam Kürdistan Demokratik Cumhuriyeti mensubu arkadaşlara cevaben bir yorum yazmıştım.ama ne olduysa yorumumu gönderemedim.dedim bunda bir hikmet vardır,sildim.

    bugün gördüm ki,arkadaşlar hız kaybetmeden devam ediyorlar.

    hiç kimse yanlış yaptığında veya haksız olduğunda bunu kolay kolay açıkça dile getiremez.Ancak içinden neyin doğru neyin yanlış olduğunun muhakemesini yapar.

    ben inanıyorum ki,buradaki ilgili arkadaşlar kendi içlerinde bu muhakemeyi yapmıştır.

    gözlerindeki karanlık perde indiğinde ve biraz daha sakinleştiklerinde-benim gibi-yukarıdaki yorumları bir daha okuyacak ve özeleştiri yapmaya başlayacaklardır.

    insanlar konuştukça,içindekileri söyledikçe,tartıştıkça ilerleme kaydederler.doğrular-yanlışlar sessizçe gün yüzüne çıkar.ilerleme kaydettiğimizi düşünüyorum.ve açıkça korkmadan özeleştirimizi yapmaya başaladığımızda mesafeler daha da kısalacaktır diye düşünüyorum.
    ben kendim ve ülkem insanı adına kendi özeleştirimi yaptım.umarım sizlerde yapabilirsiniz.
    http://bigalioglu.blogcu.com/cumhuriyet-in-84-yil-nutku_4477867.html

  43. Yazan:grajuva Tarih: Eyl 7, 2008 | Reply

    mehmet bey,
    yazinizi okuduktan sonra, ayni zihniyetin farkli gruplara ayni bakis tarzindan muzdarip olmus birisi olarak ancak soyle diyebiliyorum: hayir siz bizden birisiniz. ve aramiza hos geldiniz…

  44. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Eyl 7, 2008 | Reply

    @Bigalıoğlu,

    Çocuk mu kandırıyorsunuz,hangi özeleştiriden sözediyorsunuz?Özeleştiri dediğiniz, muhataplarınıza”Kürdistan Demokrtik Cumhuriyeti Mensupları”diye hitap ederek bşlamak mı sizce?Bunu kim talep etti,hangi birisi dillendirdi,mümkünse bir açıklık getirebilir misiniz?Ben yaklaşık dört aydır bu siteye yorum yazıyorum.Ülkemizde bütün insanlarımızı ilgilendiren bir sorun olmasına karşın(ister kürt sorunu deyin,ister güneydoğu sorunu,sonuçta hepimize bedel ödeten kngrenleşmiş bir sorun var,herhalde buna da yok diyecek haliniz yok)hep bu konuyu irdelemekten imtina ettim.Alevi sorunu,kadın hakları sorununu,türbanı,islami kesim üzerindeki baskıları konuştum,zaman geldi kendimi tanımladığım “sol”u eleştirdim,özeleştiride bulundum.İstedim ki Kürtleri de başka kesimlerden insanlar savunsun.Bana göre doğrusu buydu çünkü.Ve hakkını teslim etmek gerekirse insanca bu karşı duruşu onurluca yapanlar oldu;en çok da islami kesimden,inançlı insanlardan geldi bu insani,vicdanı duruş.Kendilerini yürekten kutluyor ve saygı duyduğumu da belirtmek istiyorum.

    Fakat izin verin sizin gibi saçmalayanlara da bir sözümüz olsun.Siz bütün kürtleri hırsızlıkla,kızlarını para karşılığında satmakla,cahil sürüsü olmakla edepsizce itham ederken susmamızı mı bekliyordunuz?

    Ha hızımızı alamadığımızı belirtmişsiniz,doğrudur.Fakat tam da sizinle işimiz bitti,ortalık biraz duruldu derken bir muadiliniz daha çıktı.Garibim söyleyecek bir şeyi olmayınca sizden kopya çekmeye çalışmış.Dikkat edin aynı nakarat,9 çocuk,”sizden adam çıkmz”,ulusça şöylesiniz,böylesiniz…hırsızlık,kapkaç falan.Hani terbiyesizliğin de bir sınırı olmalı değil mi?

  45. Yazan:mehmet çakmur Tarih: Eyl 7, 2008 | Reply

    yazıma cevap mahiyetindeki yazıları okuyorum ve hala aynı.. değişen hiçbir şey yok.. karşılıklı suçlamalar, “sen benden daha kötüsün, sen benden daha çok haksızlık yaptın” eksenindeki kısırdöngüler.. hepimiz bu açmazın içindeyiz ve korkarım bu lenet çemberi kolayca kırılacak gibi görünmüyor..

    1. arkadaşlar hala “zulüm,asimile,elinden alma,yok sayma,tecrit” vs buna benzer çağrışımlar içeren sözcüklerle bezeli, özgürlük soslu cümleler kurmuşlar, ezilmişlik edebiyatıyla haksızlığa uğradıklarını anlatmaya decam etmişler.. bakın siz bunu acındırmaya matuf dilden kurtulup kendinize onur, cesaret ve mantıkla örülü yeni bir dil inşa etmedikçe hiçbir amacınıza ulaşamayacaksınız, sürekli birilerinin birilerine karşı kullandığı bir piyon olmaktan kurtulamayacaksınız, tarih boyunca olduğu gibi…

    2. bana onu bunu anlatmayı bırakın; bakın size “kul hakkı” diyorum, “hırsızlık” diyorum. eğitimsizlik diyorsunuz. kardeşim size hırsızlık yapmamanız gerektiğini de mi okulda öğretecekler; aile terbiyesi, gelenek, o çok sevdiğiniz töreler bu konuda hiçbir şey öğretmedi mi size?? neden kaçak elektrik kullanıyorsunuz, açıklayın bunu!! üstelik utanmadan klimadan en lüks ihtiyaca kadar bir sürü elektrnik eşya alıp kaçak alektrikle kullananlar gördüm kızıltepe’de. sizin kullandığınız elektriğin parasını ben ödemek zorunda kalıyorum, asgari ücretle geçinenler ödemek zorunda kalıyor, utanmadan bunu mantıkla izaha yelteniyorsunuz, kapkaç yapaların mantığı neyse kaçak elektrik kullanan yetişkin ebeveynlerinizin mantığı da aynı..
    “terör ve hırsızlık” ı yoksulluğa bağlayanlar, bunu meşru görenler dünya yok olana kadar başkasının boyunduruğuna yaşamaya mahkumdur, bunu aklınızdan çıkarmayın.

    3. bu kadar hızla çocuk yapıyorsunuz, sizin gibi tarımsal bölgelerdeki türk nüfusu sizin gibi artış göstermiyor, tarımla uğraşmayı bahane etmeyin diye söylüyorum. kafanızı ellerinizin arasına alın ve bana şunun cevabını verin; “en az 9 çocuğu olan ve sürekli niteliksiz nüfus yaratan bir halka hangi güçlü ekonomi istihdam yaratabilir?” hırsızlık yapan çocuklarınızı yoksulluk nedneiyle mazur görüyorsunuz, peki hiç “yahu neden bu kadar çok çocuk yapıp sonra sokağa salıyorlar” diye düşündüğünüz oldu mu?

    2. yazının başlığı “ben bir bölücüyüm”, yazan da bir öğretmen(!) .. anlattığı şeyleri ben ilkokula yeni başlayan bir çocuğa anlatsam inandırıcı bulmaz ama bu arkadaş inanmış, cesede tecavüzde bulunulduğunu vs iddia ediyor. bu başlıkla başlayıp böyle saçma hezeyanlarla devam eden bir yazıya, mantığı sizin gibi işleyenlerden başka kim kulak verebilir? kendin çal kendin oyna düşüncesinin bir egzersizini yapıyorsunuz. “cesede tecavüz ediliyor, o zaman ben de bölücüyüm” diyorsun, sen zaten bölücü olacaksın, bu yalanı da kendine maske ediyorsun, bari dürüstçe de ki “ben ne olursa olsun, tc ye bağlı yaşamak istemiyorum”. maaşını alıp evine ekmek götürdüğün bir devlete, kargaların bile güleceği sözlerle iftira atma, bari dürüst ol.. sevmiyorum ,istemiyorum de , bu senin hakkındır. bak o maaşı evine götürüyorsun, beğenmediğin devletin sana ödediği para o, onur, onur, onur…

    3. arkadaşlar tarihe bakın, ulusunuzun neler yaptığına bakın, bana elle tutulur bir eserinizi gösterin. yahu hadi biz sizi ezdik tamam, kardeşim dünya tarihi kurulalı beri sizi hep biz mi yönettik, yoksa sizi yönetenlerin hepsi bizim gibi asimilasyon politikası uygulayan diktatör devletler miydi, vah vah, yazık size, hiç yüzünüz gülmemiş, gelen vurmuş giden vurmuş, acıların çocuğu kıvamına gelmişsiniz.. bana dünya üzerinde var olan bir eserinizden örnek verin, yahu ağlama duvarı bile taa roma hükümdarı titus döneminden kalma.. efes antik kenti var, göktürk kitabeleri, selçuklu medreseleri var; bakın bunlar savaşların en yoğun olduğu yerlerdeki tarihi eserler; “biz yaptık ama savaşlarla yıkıldı” bahanesinin arkasına sığınmamanız için söylüyorum bunu 🙂 malum siz seversiniz bahane bulmayı.

    4. ortadoğu coğrafyasına bakıyorum; tüm devletlerin sorun yaşadığı bir azınlık durumundasınız. siz haklısınız,herkes haksız. bakın iran’da azeriler,ırak’ta türkmenler var ve birçok sıkıntıya maruz kalıyorlar ama siz hiç azeri yada türkmen bir terör örgütü duydunuz mu? yoksulluğu terör gerekçesi olarak gösteren bir ulus var mı sizden başka?

    5. o kadar güldüm ki, arkadaş şöyle diyor: “biz kızlarımızı parayla satacak kadar aşağılık bi ulusuz diyelim, peki siz niye alıyorsunuz” yahu allah aşkına böyle bir çıkarım olur mu, bu kadar mı hırslarınızın esiri, duygularınızın kurbanı olabilirsunuz? sen kendi kızını sattıktan sonra alan adama insanlık dersi vermeye kalkıyorsun, sözün bittiği yer burası artık, kara mizahın tavan yaptığı yer…

    6. bakın abd ırak’ta sizinle işbirliği yapıp sünni, şii ve türkmenleri katletmekte.. dikkat edin sadece kürtlerle işbirliği yapıyor; kullanılmaya, ihanet etmeye hazır ve nazır durumda olan sadece sizsiniz ve orada akan masum kan için insanlık tarihi ve vicdanlar önünde mahkumsunuz. eziliyoruz, öldürülüyoruz edebiyatı yapmadan önce bu tabloya bir bakın, siz ırak’ta halepçe için ağlarken evet biz de sizinle ağladık ancak şu an siz ne yapıyorsunuz? insan haklarını, özgürlüğü ve insanca muameleyi sadece kendisi için isteyen, gayrısına her muameleyi hak gören bir anlayışınız var ve böyle kaldıkça kullanılmaya mahkum olacaksınız, bugün olduğu gibi.. ha bir de; düne kadar kuzey ırak’ta barzani ve talabaninin emrindeki kardeşlerinizin birbirini kırdığını ve bunu da özal’ın önlediğini unutmayın, belki bu da size bir fikir verir.

    7. sivas’ta çorum’da siz de gaza gelmediniz mi diyor arkadaş. evet gelenler oldu ancak bu milletin büyük ekseriyeti bunun bir tertip olduğunun farkında idi ve katılmadı. o olaylara karışan insan sayısını, o an o vilayetlerdeki aktif insan sayısıyla oranlarsan anlarsın, eğer bu millet dolmuşa binen bir ulus olsaydı hergün verilen onlarca şehitten sonra batı illerinde kürt katliamı başlardı, bunu düşündün mü hiç? canını kaybettiği halde neden böyle bir dolmuşa gelmiyor türk halkı, kafanı kuma gömmene gerek yok. oysa sizin halkınızın yüzde doksandan fazlası pkk ya ve onun siyasi uzantısına destek vermekte. kolayca kanabilen ve dolmuşa binen bir ulussunuz sözümün reel hayattaki en büyük örneği sizlersiniz işte, akla hayale gelmeyen sözlerle “tc ye neden ihanet etmeliyim” in cevaplarını arıyorsunuz.

    SONSÖZ: istediğinizi söyleyin, istediğinizi anlatın; bakın tarih biliminin incelediği hiçbir evrede, yabancı kaynaklar da dahil, bir kürt uygarlığından söz edilemiyor. dünyaya bir armağanınız yok. türklere barbar diyen de var, türkler sayesinde hoşgörü içinde rahatça yaşadık diyen de.. ama sizin medeniyet tarihine bir katkınız olduğunu düşünen yok.. bunun cevabını bulmadan hiçbir sorununuzu çözemezsiniz. bol çocuk yapıp, kız olanları satıp para kzanarak erkek olanları terörist yada hırsız yapmak ayıbından kurtulmadıkça ve hele de tüm bunları eğitimsizlik ve parasızlığa bağlamaktan vazgeçmedikçe daha çok eziklik edebiyatı, asimile masalı okursunuz. “missisipi yanıyor”u izleyin, dışlamak nedir görün, kendi affedilmez yanlışlarınızı ve günahlarınızı görmeden koynunda yaşadığınız toplumun sizi dışladığını iddia etmeden önce iki defa düşünürsünüz belki..

  46. Yazan:sevcan Tarih: Eyl 7, 2008 | Reply

    türkiyede söz konusu kürtler olunca tartışmalr asla bilimin ölçüsünde olmuyor.
    şimdi siz kürtlerin mimarisi sanatı yok diyebilmek için insanın mutlaki bilimden zırnık kadar nasibini almamış olmalı.
    devleti olmayan bir ulusun resmi ispatları olamaz doğru.çünkü bu ulusunne bir resmi dil tarih kurumu (ne güneş dil teorisi)ne arkeoloğu ne de kabul görmüş bir tarih kitabı olur.
    yurt dışında kürt tarihini bilim sınırı içnde ele alan onlarca yabancı yazar var.açıp okuyun lütfen.neye dayanarak yok sayıyorsun kürtlerin tarihe katkısını.siz uratuları gutileri hurrileri medleri kassitleri ne kadar yakından tanıyorsunuz bu halkların dünya uygarlık tarihine ne kadar katkı yaptığını ne kadar bliyorsunuz.
    eğer bilme saygınız varsa araştırıp okurmusunuz georges roux- le mesopotamie’yi.birçok bilimin kassitlere kadar hiç bilinmediğini biliyormuydunuz.
    varlığını bile kabul edemediğiniz kürtlerin ne yazık ki ataları bunlar.
    uygarlığın dünyaya kürt lerin yaşadığı zağrostan yayıldığını biliyormusun.bunu ben uydurmuyorum bunu arkeoloji söylüyor.siz nevala çorinin en eski yerleşim birimi olduğunu biliyormusunuz.
    arştırmalar devam ediyor bütün zorluklara rağmen ve arkeoloji artık sizleri susturacak(siz hiç susmazsınız gerçi)delilleri ortaya koyuyor.
    yukarda söz ettiğim dünyaya yaptığı sanat kazanımlarını lisede okutulan tarih kitaplarında bile okuyabilirsin.
    ben bilime güveniyorum bence sizde güvenin

  47. Yazan:Suat Tarih: Eyl 7, 2008 | Reply

    Mehmet bey,

    Bu ırkçı bakışınızla hiçbir yere varamazsınız.

    Madde madde bakalım.

    1. Birileri eğer mağdur ise hakları elinden alınmış ise elbette bunu dile getirecekler. Ne yani şimdi başörtüsü yasağı var, bunu dile getirmek için nasıl bir dil kullanılacak? Hakkını savunan her dil onurludur.

    2) Burada çok açık bir çarpıtma var. Batı otomatikman ahlaklı doğu ahlaksız gibi. Doğu’da, cehenneme çevrilen bölgeler nedeniyle denetim yapılamıyor, bu sebeple de kaçak elektirik vs gibi suistimaller çok daha kolay yapılabiliyor. Siz zannediyor musunuz ki, aynı denetimsizlik Batı’da olsa Türkler bunu yapmayacak? Ben bir Türküm en galiz ahlaksızlığı hem Türklerin hem de Kürtler’in yapabileceğini düşünüyorum. Bu insanla alakalı bir şey. Aç insan herşeyi yapabilşr, Doğu’da da Batı’a da. Bu bir ırkla alakalı bir şey değil, yetişme şartlarından denetime kadar pek çok etken ile alakalı.

    3) Bu da aynı biçimde eğitimsizlikle alakalı bir şey. Dünyanın her yerinde eğitimsiz toplumlar nüfüs konusunda bu durumdadır. Araplar, Hindliler, Afrikalılar vs. Bu Kürtlere has bir şey değil. Burada konuşulması gereken şey, o coğrafyanın başına ne geldiğidir. Ne oldu da o bölge böyle bir bataklığa dönüştü? Bu sorun cumhuriyetin ilk yıllarından beri süregelen bir sorundur. Kurtuluş savaşını birlikte yaptığımız insanlara ululs devlet kurma sürecinde kurusu unsur olarak yer vermedik. Dillerini yasakladık, çocuklarına isim koymalarına bile izin vermedik. Kürt yoktur, kart kurt sesleri çıkartan dağ Türkleri vardır dedik. Hor görerek, hizmet götürmeyerek, bilerek geri bıraktık.

    Fevzi Paşa “buralara hizmet götürmemeli, kalkındırmamalıyız, yoksa sonra başedemeyiz” diye açıkca söylemiş zamanında. Bu bir devlet politikası idi. O bölge bilerek mahrumiyet içinde bırakıldı. Sırf Kürtler bilinçlenip de onları dolaba koyduğumuz belli olmasın diye.

    Ulus devlet başarılı oldu büyük oranda. Hemen tüm farklı ırklar asimile oldu, Kürtler olmadı. Bunun suçu Kürtler’de değil ki? Bu topraklar imparatorluk bakiyesi topraklar. Buranın sahibi Türkler değildi, ortak bir yaşam alanıydı. Elmalarla armutları karıştırmayın. Bir proje yürütüp bir ırkı yok sayıyorsunuz bunu beceremeyince de suçu onlarda arıyorsunuz. Bilerek mahrumiyet içinde bırakıyorsunuz, eğitimsiz toplumların tümünde varolan sorunları Kürt Irkı ile özdeşleştirmeye çalışıyorsunuz. Bir bataklık yaratıyor terörün doğmasına sebep oluyorsunuz sonra terör yüzünden daha da bataklık haline gelmiş bir bölgede denetimsizlikten dolayı gerçekleşen suistimalleri ırk ile özdeşleştiriyorsunuz. Kusura bakmayın bu argümanlarınızın hiçbiri geçerli bir argüman değil.

    Bakın, aslen sorunun kaynağı Şeyh Sait isyanına kadar gidiyor. Şeyh Sait isyanı -dolaşımda pek çok başka rivayet olsa da- etnik ve ayrılıkçı değil, hilafetin kaldırılmasına yönelik bir isyan. Fakat bu isyan sonrasında, ülkenin başına Balkanlara gelenlerin gelmesinden endişelenen tek parti yöneticileri bir asimile politikası uygulamaya başlıyor. Kamuya açık yerlerde -çarşıda pazarda bile- Kürtçe konuşulmasını yasaklanıyor. Kürtler aslında Türk olduklarına ikna edilmeye çalışılıyor, Kürtçe yok sayılıyor. Doğan çocuklara Kürtçe isim verilmesi yasaklanıyor.

    Bütün bunlar Türkiye’deki Kürtler’de tepkilere neden oluyor ve merkeze karşı yabancılaşma başlıyor. Tepkilerin asıl nedeni ise merkezin, devletin onları küçümsediğini ve dışladığını düşünmeleri. Türkçe öğrenemeyen yaşlılar cezalandırılması, yeni yetişen Kürt gençlerinin Şeyh Said isyanı hatırlatılarak horlanması, tehdit edilmesi, hep bu dışlanmışlığı besliyor.

    Bütün bunlardan sonra Kürtler arasında etnik milliyetçilik yeşermeye başlıyor ve isyanlar görülüyor.

    Tabii ki daha önce de etnik kökenli olarak görülebilecek aşiret isyanları vardı ama bunlar tıpkı savaş yıllarında diğer etnik gruplarda da görülen “bozgun yılları” ve “gemisini kurtaran kaptan” isyanları olarak değerlendirmeli. Asıl etnik temele dayalı Kürt isyanları bu asimle politikalarının sırasında ve sonrasında çıktı. İhsan Nuri Paşa ve Dersim isyanları en önemlileridir ve pek çok acılara mal olmuştur. Baskın Oran bu konuda özet mahiyetinde “Emperyalizme tepki olarak doğan bir çoğunluk (Türk) milliyetçiliği, yarttığı tepkiyle, bir azınlık (Kürt) milliyetçiliği doğurmuştur.” der.

    20 yıllık PKK terörünü de Kürt İsyanı olarak görmek mümkün.

    12 Eylül döneminde Diyarbakır cezaevindeki işkencelerin sorumlusu kimdir? O cezaevinde, sadece Kürt oldu için korkunç işkencelerden geçenlerin hemen hepsi dağa çıktılar. PKK’nin çekirdek kadrosunun %90′ını da onlar oluşturru. PKK ondan sonra PKK oldu. yani 1980′den sonra.

    Bu bataklığın kurucuları ortada. Şimdi sineklerden rahatsız olmaya ve onların yaptıklarını bataklıktan bağımsız olarak görüp, ucuz genelleştirmelerle eleştiri yapmaya analiz mi diyorsunuz, hakkaniyet mi?

    Şükür ki PKK Kürtler arasında yaygın kabul görmedi.

    Bunun için üç neden sıralanabilir. Birincisi PKK’nin bizzat adlarına yola çıktığını iddia ettiği Kürtlere yaptığı akılalmaz kıyımlar. PKK kendisine boyun eğmeyen Kürt aşiretlerine saldırmış, soydaşlarına işkenceler yapmış, köylerini basmış, bebeklerine varıncaya kadar öldürmüş, bölgedeki maden, yol ve inşaat işçilerini, oralara eğitim getiren öğretmenleri bile hedef almış bir terör örgütü. Şüphesiz bu gibi eylemler Kürt çoğunluğun PKK’yı reddetmesine yolaçtı.

    İkinci neden ise entegrasyon. Kürtler Türklerle içiçe geçmiş, ülkenin her yerine dağılmış, iş güç sahibi olmuş, siyasetçi, doktor, avukat, işadamı olmuş, Türklerle evlenmiş, kısaca bir “bütün” olmuş durumda. Bu açıdan ayrılma ya da etnik federasyon çoğunluğa ters geliyor.

    Üçüncü -ve bence en önemli- neden ise PKK’nın ideolojik altyapısı. Materyalist bir ideolojiye dayalı Marksist – Leninist bir örgüt olan ve bu sloganları kullanan PKK’nın görüşleri, Müslüman Kürt halkının inançlarıyla çelişiyor. Bu yüzden örgüt Kürt halkı arasında yaygın bir destek görmedi/görmüyor. Zaten PKK -Allah korusun- aksi bir söylemde olsaydı bugün meselenin çok daha farklı bir boyutunu konuşuyor olurduk.

    Fakat bugün gelinen noktada artık eski “görmezden gelme” politikalarının devam ettirilmesi mümkün değil. Her ne kadar Kürtler arasında yaygın kabul görmemiş olsa da gitgide PKK, Mustafa Akyol’un değişiyle “ötekinin ‘Türk’ olarak tanımlandığı bir Kürt kimliği geliştirme sürecinde.” Bu büyük bir tehlike.

    Devekuşu sendromunun çözüm olmadığını biliyoruz. Ama “Çözüm nedir peki?” sorusu da kolay bir soru değil. Tarihin, yapılan yanlışlıkların yükü ve nefreti var. Verilerden hareketle pek çok sosyal ve sınıfsal analiz yapılmalı. Ayrıca dünyada benzeri sorunların nasıl çözüldüğüne bakmak gerekiyor.

    Ama tek cümle ile söyleyecek olursak; kalıcı çözümün yolu, “Türkiye Cumhuriyeti” üniter yapısı ve “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı” üstü kimliği altında, korkuların esiri olmadan kültürel çoğulculuğu sağlamaktan ve ekonomik kalkınmadan geçiyor.

    4) Bu olayın yalan olduğundan nasıl bu kadar emin olabilirsiniz ki? “Maaşını aldığın devlet” derken ki algınız da çok sakat bir algı. Devlet kimin, belli bir ırkın mı? Bu devlet hepimizin, kimsenin tapulu malı da değil.

    5) Ne demek şimdi bu. İkinci sınıf, geri kalmış insanlar mı bunlar? Bunlar geçerli önermeler değil. Bir insanın temel insan hakkına sahip olması için geçmişinde bir eser üretmesi gerekmiyor. (Ki üretimsizlik de hatalı bir yargı.) İnsan olması yeterli. Tamamen ırkçı bir bakışınız var.

    Unutmayın ki Batılılar da ırkçılığın yaygın olduğu zamanlarda doğuluları/Türkleri aynı biçimde ikinci sınıf insan geri insan ırkı olarak görüyordu. Kafa yapınız hiç farklı değil.

    6) Bunlar bahane olamaz. Emperyalizmin çetvelle çizdiği sınırlarla ayrıldı bu ülkeler. Kukla devletler hepsi.

    Bir kere İran’da bizde olduğu gibi bir asimile politikası uygulanmadı. Irak Türkmenleri bize güveniyor çünkü biz büyük bir devletiz. Kürtlerin böyle güvenecekleri bir devleti yok. Ve Irak’ta bizimkiler de bayağı işler çeviriyorlar Türkmenlerle birlikte, merak etmeyin. Anlamadığınız şey yoksulluğun teröre bahane falan edilmediği. Terör bir sonuç, yoksulluk da terör de bilerek uygulaan politikaların sonucu. Birbirini besleyen sarmal bunlar. Ancak ilk çıkış noktasına bakarsak; yoksul olduğu için teröre kaymıyorlar, uygulanan bilinçli politikalar nedeniyle yoksul kalıyor, hakları alındığı, hor görüldükleri için nefretle doluyor, milşiyetçi bir söylem geliştiriyorlar. Yoksulluk burada en az etkenlerden birisi. Öncesi var. Teröre hiçbirşey bahane olamaz ancak bu ortamı yaratan maalesef bizleriz.

    7) Kara mizah asıl sizin yaptığınız. Böyle aşağılık bir genellemeye başka ne denebilir? Rus kızları da buraya nataşalık yapmaya geliyordu. Bir alaka kurarsınız herhalde.

    8) Bunu okuyan da Özal zamanında Saddam’ın Şii’lerle birlikte olup Kürtlere saldırıp sürdüğünü bilmediğimizi sanacak. ABD Şiilerle de ittifak yapıyor, Araplar’la da. Ya da İran’ın şimdi Irak’taki Şiileri kontrol ettiğini bilmiyor muyuz? Suriye ve İrsan’ın hizbullahı? Suudi Arabistan’ın sünnileri? Bunları analiz diye sunuyorsunuz, çok yazık. Bunlar ırkla alakalı şeyler değildir, coğrafya ve siyaset ile alakalı şeyler. Her topluluk eğer şartlar müsaitse kullanılabilir. Türkmenleri de Türkiye kullanıyor ona bakarsanız.

    9) O örnek, yaptığınız genellemenin yanlışlığı için verilmiş. Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta gaza gelen Türkler oluyor demek ki. Demek ki bu bir ırka has bir şey değil. Aynı biçimde Kürler içinde de böyle şeyler olabilir. Ki onların şartları çok daha farklı. Azınlık psikolojisi çok farklıdır çünkü.

    Bunu yukarıda da yazdım. Materyalist bir ideolojiye dayalı Marksist – Leninist bir örgüt olan ve bu sloganları kullanan PKK’nın görüşleri, Müslüman Kürt halkının inançlarıyla çelişiyor. Bu yüzden örgüt Kürt halkı arasında yaygın bir destek görmedi/görmüyor. Zaten PKK -Allah korusun- aksi bir söylemde olsaydı bugün meselenin çok daha farklı bir boyutunu konuşuyor olurduk. Yani eğer gerçekten Kürtler sizin yaftaladığınız gibi olsalardı çoktan bu ülkede yaygın bir iç savaş çıkardı. Türkler bu terör konusunda aklı selim biçimde hareket ediyor. Sizin gibi ırkçılar hariç. Evet, tüm Batıda yaşayanlar sizin gibi düşünse çoktan kıyımlar olurdu. Allah’tan ne Kürtlerde kitlesel bir PKK desteği var ne de Türklerde yaygın bir Kürt ırkçılığı. Biliyorlar ki Kürtlerin hepsi terörist değil. Kürtler de biliyor ki, bu vatan onların da vatanı ve ayrılık istemiyor. Bu toprakların bin yıllık bir kültürü var ve bunda da İslam çimento işlevi görüyor.

    Analizinizin saçmalığı sadece son seçimlerde oyların DTP’de değil de AKP’de toplanmasından bile anlaşılabilir. Ezbere ve yalan konuşuyorsunuz. Kürlerde PKK desteği, ayrılıkçılık fikri çok düşük oranlarda. Öyle olmasaydı zaten çoktan günümüzü görürdük.

    Hulasa yaptığınız genellemeler çok çirkin ve ayıp. Bu ırkçı bakışı değiştirmezseniz bu gibi sorunların üstesinden gelinmesi mümkün değil.

  48. Yazan:dark_in_the_white20 Tarih: Eyl 7, 2008 | Reply

    öncelikle farklı görüslerı kabul etmek zorunda oldugumuzu belırterek görüslerınıze zorla da olsa saygı duydugumu bılmenızı ıstıyorum.yazık kı baslık cok acı,üstelik bir ögretmen olarak,cocuklara önce sewgıyı kardeslıgı barısı ögretecegınıze ben bir bölücüyum baslıklı yazı yazan birinin bunları karsılayacagını sanmıyorum.herkesden daha fazla üzgünüm cunku ben de bir ögretmen olacagım.gercekler nereden bakıldıgına baglıdır.yıllarca bız teröre sayısız askerımısı werdık,bizim bebeklerımız kndaklarında öldürüldü.bir bebegın yasamına son werılmek hangı düsünceyi haklı gösterırır kı?yasama hakkı nedir bilir misiniz?
    we ölen terörıstlere özgürlük savascısı dıyebılen,onlar ıcın saygı durusunda durabılen ınsanlarla aynı meclıs catısı altında yonetılıyoruz.bizler sizler olarak bıze yakısmak,meydandan elını cekıp kendınıze 2.sınıf muameleyapan KENDİ KENDİNİZSİNİZ!
    yıne de bulundugun ülkeden aldıgın maasla karnını doyurdugu ne olursa olsun yedıgın ekmege nankorluk yapmamanı isteriz,ben 20 yasındayım yasca da benden büyük we meslektasımsın,dogru yolu bulabilirsin!

  49. Yazan:Bigalıoğlu Tarih: Eyl 7, 2008 | Reply

    Aziz bey,siz 4 aydır bu siteye yorum yazıyorsunuz.ben tam 14 yıldır sizin sözde kürt sorununuz üzerine kafa patlatıyorum.
    onun için lütfen benimle tv programlarındaki gibi kısır tartışmalar yapmayın.

    benim ve mehmet beyin söylediklerini saçmalık olarak nitelendirmeden önce,acaba bu insanların söylediklerinde haklılık payı var mı diye bir düşünün.

    çünkü ben sizin söyledikleriniz için aynı şeyi yapıyorum.acaba bu insanların söylediklerinde haklılık payı varmı,genellenebilecek bir iddiamı diye tekrar tekrar sorguluyorum.sırf sizin sözde kürt sorununuzun içini doldurabilmek için ve sonrasında bu sorunun ne olduğunu net olarak algılayabilmek ve çözüm arayabilmek için.

    ama siz mehmet beyin ifade ettiği gibi hala gözü kararmış bir şekilde,altta kalmama mücadesi verir gibi,kuyrugunuza basılmıs gibi boş boş bağıyorsunuz.kendi görüşünüzde olmayan birilerine kolayça faşist damgasını vurabiliyorsunuz.

    size “özeleştiri” yapın diyoruz.sizin için sihirli kelime bu.

  50. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Eyl 7, 2008 | Reply

    Bigalıoğlu,

    Dört aydır bu siteye yorum yazıyorum demekle bilgiçlik taslamayı değil,bu süre zarfında nezakete,anlamaya ve anlaşılmaya,üslup ve düzeye verdiğim öneme dikkat çekmeye çalıştım.Fakat kapıldığınız cehalet kompleksiyle olsa gerek bunu da çocukça bir rekabet ve yarış şeklinde algılamışsınız.

    Tam 14 yıldır sözde kürt “sorunumuza(kürt soronu değil de “kürd sorununuz”?)kafa yoruyormuşsunuz.Breh breh breh!Bunca kafa yorup,dirsek çürüttüğünüz doktora(!) çalışmalarınız sonucunda sadece küfür,hakaret ve nefreti öğrenmişsiniz.Değil 14 yıl 44 yıl kafa patlatsanız ne yazar.Baksanıza 14 yılda; 25 yıldır devam eden ve 40 bin insanımızın yaşamına mal olmuş bir soruna”sözde”,”sorununuz”vs.gibi kavramların dışına çıkma becerisine dahi sahip değilsiniz.Şimdi benimkisi kısır tv.tartışması da sizinki hangi kategoriye giriyor merak ediyorum.

    Evet siz ve adını verdiğiniz yeni asistanınız saçmalıyor ve saçmalamaya devam ediyorsunuz.Buna son vermediğiniz sürece düzeyli ve verimli bir tartışma ortamı yaratmak mümkün mü?Size soruyorum bir kaç gündür hız kesmeyerek düzeysizce yaptığınız saldırılar sizin kendinize ait aidiyetinize,değerlerinize gelmiş olsaydı elden bırakmamayı öğütlediğiniz sağduyu ve özeleştiriyi yapabilirmiydiniz?Bunu samimice soruyorum,bunu da bir polemik malzemesi olarak lütfen algılamayan.

    Dolayısıyla bir diyalog çabanızın olmadığını söyleyemem,fakat nedense her seferinde özrünüz kabahatinden beter oluyor.Anlayın ki ben de sizi anlayayım,ki ikrarlarınız doğrudan kişilik haklarına bir saldırı olmasına karşın sizi sizden daha çok anlmaya çalışıyorum.Lakin siz bir türlü doğru adımı atacak yol ve yordamı bulmakta sıkıntı çekiyorsunuz.Yoksa dile getirdiklerinizi düşünmediğimden,değerlendirmediğimden değil.Elbette çözümsüz bırakıldığı için bütün sorunlar içiçe geçmiştir,toplumsal bir travma yaşanmaktadır.Bunu anlamak için sosyolog ya da toplumbilimci olmak gerekmiyor.Fakat siz ısrarla bir genelleme yolunu seçerek özeleştiri yapmaya fırsat vermiyorsunuz.

    Bu,gözü karalık ve lafın altında kalmama meselesi değil.Birbirimizi doğru dürüst anlamadan sorunları çözmek,alternatif bulmak mümkün mü,biraz da burdan bakmaya çalışın.Dolayısıyla bu boş boş bağırmak falan değil,size yeterince anahtar sözcük veriyorum ve hiç bir zaman olayı”siz-biz”meselesine getirmiyorum.Siz-biz diye bir şey yok.Sorun hepimizin sorunu,hepimiz zarar görüyoruz ve çözümü bulunacaksa bu da elbirliğiyle bizimle mümkün olacak.

    Sonuç olarak aradaki buzları eritmek,hep beraber doğruları bulmak istiyorsak,karşıdan beklediğiniz anlayışı sizin de göstermeniz gerekir.Biraz jest gösterin,gönül alın.Bir şey kaybetmeyeceksiniz(ve kaybetmeyeceğiz)hepimiz insnız sonuçta.

  51. Yazan:Bigalıoğlu Tarih: Eyl 7, 2008 | Reply

    Aziz bey,
    kişilik hakkı demişken,size bu tür tartışmalar için az bilinen bir tespitimi aktarayım.eğer bir insan cehalet kompleksine sahipse,bunu gizleyebilmek için karşısındaki kişiyi cahillikle,kendisini anlamamakla suçlar.

    o kişi bütün öfkesini kusar ve karşısındaki kişiye sen öfkelisin,haksızsın,saçmalıyorsun vs gibi laflar eder.

    o kişi çözüm arıyormuş gibi görünür ancak amacı cözüm aramak felan değildir.

    ben şimdi o kişiye sorsam kürd sorunu nedir diye?bana der ki bu sorun öyle birkaç satır veya paragrafla anlatılabilecek bir sorun değildir.

    çözüme dair bir kaç örnek istesem,onu dahi söyleyemez.çünkü o kişinin çoook yukarılarda bahsettiğim gibi niyeti,kafasının ardındaki düşünceleri çok farklıdır.

    o zaman yazık olmuyor mu bu kadar yazılan çizilenlere…

  52. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Eyl 8, 2008 | Reply

    @Bigalıoğlu,

    Konuyu saptırmayın.Tartıştığımız konuyu çözüme kavuşturduk da sıra kişilik çözümlemelerine mi geldi şimdi.Bir önceki yorumunuzda”kısır tv.tartışması”diyerek meseleyi bilgi ve bilincin kanıtlanmasıymış gibi gören sizdiniz.”Cehalet kompleksi” belirlemesiyle derdimizin bu olmadığını hatırlatmaya çalıştım.Eğer amacınız gerçekten verimli ve düzeyli bir fikir alışverişiyse bu tür ayrıntalara takılmamak gerekir.

    Kin gütmek,nefret kusmak gibi tesbitlere gelince,sanırım böyle bir niyetim olsaydı sizinle şu anda bunları konuşuyor olmayacaktık.Yani sürekle suçlu arama kısırdöngüsünden vazgeçilmeli.Ne sizin,ne de başkasıyla kişisel bir sorunum yok,ayrıca olması için bir neden de göremiyorum.Benim de size tavsiyem bazen karşınızdakini anlama gayretine girin.Her konuyu kişisel algılarınıza bırakarak peşin hüküm vermekten vazgeçin.Bunun için de gerekirse başka yorumlarımı okuyun,karşılaştırın.Eminim bu sizi daha sağlıklı yargılara götürecektir.

    Bir de sorunun çözümüne ilişkin öneri ve fikirlerimi sormuşsunuz.Gayet mantıklı bir öneri.Ne var ki benim adıma konuşarak nasıl bir tavır geliştireceğimi önceden belirlemeyi de ihmal etmemişsiniz.

    Elbette bir kaç satırla sorunun adını koymak,hele kalıcı çözümler bulmak kolay değil.

    Ancak şu şekilde sakin sakin tartışmanın bile bir adım olduğunu,en azından meseleyi kişiselleştirip suçlayıcı tavırlarla bir çatışmaya dönüştürmekten daha olumlu sonuçlar doğuracağını kestirmek güç olmasa gerek.

    *****

    Evet ortada bir sorun var,bu kesin.Hem öyle bir sorun ki yıllardır bizi meşgul etmiş,huzurumuzu bozmuş,binlerce insanımızın yaşamına mal olmuş,ülkemizin gelişmesi önünde engel yaratmış katmerli bir sorun.

    Eminim bu sorunla yaşamak ne sizin,ne benim ne bu siteye fikirleriyle katılan katılımcıların ne de bu ülkede yaşayan pek çok insanın seçimi değildir.Ama var…Bize ait olmayan bu seçime rağmen var.Ve biz bir şekilde bunun bir parçasıyız.Hem parçası,hem de aynı zamanda ortağıyız.Çeşitli nedenlerle:Doğru yerinden tartışmadığımız,gerektiğinde özeleştiri yapamadığımız ve bağımlısı durumuna geldiğimiz ideolojilerimize takılıp kaldığımız için.

    Peki nedir çözüm?Benim kuşağımdaki insanlar bu sorunla yaşadı.Doğru ve kalıcı bir çözüm bulunmadığı sürece muhtemelen çocuklarımız ve belki de torunlarımız bunu yaşayacak…Aynı korkuları,güvensizliği,birbirine yabancılaşmış ve birbirine düşman bir topluma aday olacağız.Oysa bu hiç de kaderimiz olmamalıydı.Bir çıkış,bir umut ışığı olmalıydı.Olmalıydı da nasıl?

    Her şeyden önce demokratik,şeffaf bir hukuk devleti olma yolunda adımlar atarak.Evet demokratik kurallar içinde ve hukukun adilce işletilmesiyle pek çok sorun gibi bunu da aşma yolunda bir adım olacak.Terör denen bela tamamen bitmese de,bu araca başvuran marjinal güçler yalnızlaştırılabilir.Bakın,bir örnekle açayım.22 temmuz seçimlerinde AKP biraz olsun bölge halkına umut verdiği için DTP den yüksek oy aldı.Bu tablo kimi çevrelerce farklı tepki ve eleştirilere yol açsa da bize bir fikir veriyor.Şöyle bir sormakta fayda var CHP,MHP ve diğer partiler neden kabul görmedi?Ve DTP ye rağmen bu halk neden AKP ye destek verdi?Demek ki bu halk uzatılan dostluk eline,barışa,çözüme o kadar da kapalı değil…Sanıldığı gibi ayrı bir devletten,ayrılıktan,gayrılıktan,farklı emellerin peşinde değil.

    Sadece varlığının anaysal çerçevede tanınmasını,dilini,kültürünü özgürce yaşamasını talep ediyor.Devlettin yıllarca ihmal ettiği bir mahrumiyet bölgesi olmaktan kurtulmak istiyor…İş,aş ve istihdam,kaliteli eğitim ve sağlık hizmeti talep ediyor.

    Biliyorum,batı illerinde de aynı sorunlar var diyeceksiniz,bu doğrudur.Fakat büyük bir eşitsizlik var.

    Zaten hırsızlığın,kapkaçın ve daha pek çok suçun kaynağı da bu eşitsizlikten doğmaktadır.Elbette hiçbir gerekçe bu suçları mazur gösteremez.Ancak unutmamak gerekir ki,toplumsal dönüşüm ve dinamizmin kendine has kuralları vardır.Sonuçların hoşumuza gitmemesi neden sonuç ilişkilerinin dengesini değiştirmez.

    Dolayısıyla topyekün bir halkı suçlu ve sorumlu göstermek yerine realiteye bakmak ve basit genellemelerle hadiseyi atlamamak gerekir.Her şeyden önce böyle bir refleks sorunun çözümüne katkı sunmaz.Aksine daha da derinleştirir.Ha,diyeceksiniz ki kürt halkının,aydınlarının bunda hiç mi sorumluluğu yok.Elbette var.Türban sorununda nasıl sorumlu ve hatalıysak,bu temel hak ve özgürlük nasıl ayağımıza dolanmış ve birilerince bu hak gasbedilip diğer bir kesimce istismar edildiyse burda da sapla samanı birbirine karıştırmak isteyenler olmuştur/olacaktır.Fakat dediğim gibi hiçbir sorun çözümsüz değil.Yeterki taraf mantığından kurtularak sorunların devamından medet uman kesimlerin oyununa gelmeyelim.

    Neyse,çok uzun oldu.Söylenecek,konuşulacak üzerinden tartışlacak daha çok şey var.Ve elbette konuşa konuşa doğruları bulma şansımız yok değil.Yeter ki demokratik kurallar içinde ve kırıp dökmeden olsun.

  53. Yazan:EDİTÖR Tarih: Eyl 8, 2008 | Reply

    DEĞERLİ YORUMCULAR,

    BU YAZININ ALTINA HER DÜŞÜNCEDEN ‘IRKÇILIK’ TANIMINI KAT BE KAT AŞAN SALDIRGAN YORUMLAR GELİYOR. LÜTFEN SİTENİN YORUM KURALARINA UYALIM.

    MAİL ADRESİNİ DOĞRU VERENLERE YORUMU KURALLARA UYGUN OLMADIĞINDA BİLGİ MAİLİ ATIYORUZ. ANCAK MAİL ADRESİ DOĞRU OLMAYANLARA GÖNDERDİĞİMİZ MAİLLER GERİ GELİYOR. VE ONLAR İÇİN KURALLARI İHLAL EDEN NOKTAYA İLİŞKİN BİLGİLENDİRME YAPMAMIZ MÜMKÜN OLMUYOR.

    BİLGİNİZE

  54. Yazan:teut Tarih: Eyl 8, 2008 | Reply

    Sayın Çakmur ve Sayın Bigalioğlu
    Değerli büyüklerim her ne kadar bölge insanının genel itibariyle medeniyetten uzak olduğunu ifade etsenizde,ben yorumumun başında Bigalıoğluna haksızlık yapıldığını ve bunu esefle karşıladığımı belirtmişken kalkıp bir teşekkür dahi etmediniz,ama kim size tapki göstermişse hala fevri bir davranışla tepki verdiniz,diğer değerli büyüğüm ise temelde bir yanlış içerisinde ülkemizin kurtuluşu için girdiği savaşta da ülkenin doğusu kötü durumdaydı ve o zamanda sıkıntılar yaşanıyordu ama nedense,Kürtler odadan şikayet etmediler,ama ne zamanki ev güzelleşti,her odaya parke yapıldı,ama ilk güneşi alan oda çorak kaldı o zaman isyan edilmeye başlandı,çünkü evi yenilerken berabr çatıştık ustabaşılarla neden şimdi çorakta kalalımki başta verilen sözler tutulsun yeterlidir.
    Değerli büyüklerim akıl vermek haddime değil ama bana daha ilkokulda problem çözmede esas yöntemin problemi anlamk olduğu öğretildi ama nedense bazı büyüklerim bunu dahi idrak edememekteler,ne yapmalıyızdan çok nasıl daha suçlu psikoloji içerisine sokarım çalışması içerisindeler,hala efendim size sövüyorlar ama bir sor niye sövüyorlar mantığındalar halbuki ilk bakış açısı küfrü önlemek olmalıydı…
    Değerli büyüklerim benim size yegane tavsiye 35 senedir bu konuda sadece konuşmuş,dığua üç porsiyon kebaplık bir zaman geçirerek analiz yapmaya çalışan,büyükşehirlerde brunchlarda laptopundan bakarak bölgeyi görmeye çalışanlara;bence artık çekilin çünkü sizler senelerdir sadece yargıladınız,sadece yargı analiz yapmaya çalıştınız ama yapamadınız,sentez ise çok çok yabancı olduğunuz bir kavram bırakın bari bu ülkenin genç nesilleri sorunu hoşgörüyle,birlikte ve sentez odaklı olarak çözsünler…
    Son olarak eğerki bazı büyüklerim bir cevap yazacaklarsa,herhangi bir grubun bilmem ne sözcüleri gibi anlamsız hitaplardan uzak durmalarını,saygı çevçevesinde cevaplamarını talep ediyorum,haddimizi aşan tek cümlemiz oldusa affola…

    *Sayın MER’A-K(ıl) ek bilgi için teşekkürlerimi sunarım.

    Saygılarımla

  55. Yazan:burak Tarih: Eyl 16, 2008 | Reply

    @Merakıl

    Sizin tanıdığınız,fikirlerine itimad ederek sözlerine atıfta bulunduğunuz bir kişinin söylediklerini kullanarak anlamanıza yardımcı olmaya çalıştım.Daha da anlayacağınız şekilde söylemem gerekirse;dediğiniz türden böcekleri taklit etmesi buyrulan azınlığın bunu dayatan azınlığa,kullandığı yöntemle direniyor olmasının ortaya koyduğu acı sonuçlara itiraz eden birinin yazdıklarının neresini anlamıyorsunuz?
    Suat beyin “kötü” düşüneceğini sanmam muhtemelen benim anlatmak için yanlış uçtan tuttuğumu düşünecektir ve aynen size de yaptığı gibi sabırla anlayana kadar açıklamaya devam edecektir. 🙂

    Peki. Baştan alalım. Ama orada burada yazdığım cümlelerden paraflar yaparak yazı içindeki asıl anlamından koparma girişiminde olduğunuzu düşünmesem de magazinsel bir yaklaşım sonucu cümlelerin doğallğını kaybettiğini önce bir kabul edelim. Bu yüzden farklı yazılar altındaki yorumlardan yola çıkarak “efendim burda böyle demiştiniz, burası şöyle olmuştu, aman buradaki A ters A idi yorumlarınız dezenformasyon niyetini taşımasa da eyleme yansımış oluyor. Dikkat edelim.

    Bu cümle kuruluşu benim sevmediğim ot türünden 🙂
    Peki bu cümleler size ait değil mi?

    “Bugün, son 30 yıldır Kürtleri Türkleştirme çalışmaları kesinlikle Atatürk’ün dönemindeki gibi değerlendirilmemelidir. ”

    Dikta sistemini savunmuyorum, o dönemde gerekli olduğunu savunuyorum.

    Evet bu cümleler benim. Şimdi siz bu cümleden benim, dikta sistemini Kürtleri Türkleştirme nedeniyle savunduğumu mu çıkarıyorsunuz. Mat bilir misiniz bilemiyorum fakat implique(kapsar) ve equivalent(denk) diye iki kavram vardır. Dikta sisteminin sonuçlarını değerlendirecek olursak içinde kürt unsurunu da görmezden gelemeyecek bir durumda kendimizi bulabiliriz fakat ana unsurun Kürtler olduğunu savunabilir miyiz? Siz sahi bunu mu savunuyorsunuz?

    Son derece doğru bulduğunuz “Halka rağmen halk için” girişilen politikanın sonucu olarak gelinen noktayı bile isteye ıskalayıp tartışılan sadece ölüm normlarıymış gibi bir sonuca varıyor ve Kürtlerin yaşadığı sorunları görmezden gelebiliyorsunuz.
    Eh aşağıdaki gibi cümleleri kurabilen biri bunu elbette kolaylıkla yapabilir;

    Ve bu noktada demokrasinin tamamen gözardı edilmiş olması da beni hiç mi hiç rahatsız etmiyor. Yarın öbür gün -gerçekleşmesi imkansız ama farz-ı mahal diyelim- toplumun yüzde 80′ini şeriat istiyor olsa tabii ki dikta sistemini savunacağım/isteyeceğim.

    Üstteki cümle herhalde her daim arkasında durabileceğim en doğru cumlelerden biridir. Fakat kim Kürtlerin yaşadığı sorunları görmezden geliyor. Siz neden bahsediyorsunuz. Siz kimsiniz de beni böyle bir şeyle itham ediyorsunuz. İsyanlar karşısında yeni bir devlet olan Türkiye ne yapması gerekiyorsa onu yaptı diyorum fakat bu olaylar durulduktan sonra da yapılması gereken ne varsa Türk devleti tam tersini yaptı dedim. Ben bundan farklı bir şeyi hiçbir söylemimde savunmadım. Fakat siz o kadar safi düşüncelere sahipsiniz ki mesela eğer şu cumleyi biri ediyorsa bu cumleyi de savunuyordur’dan ileri gitmiyorsunuz. Tıpkı böceklerle ilgili cümleyi sarfeden biri için “bilmem ne bilmem nedir o” diyen kişi gibi.

    Gerçekten merak ediyorum, Sizi burası mı aynı yaptı yoksa Siz burayı mı yarattınız?

    Her ne olursanız olun, ister yahudi olun, ister
    atatürkçü olun, ister dinsiz olun, isterseniz türbanlı olun, isterseniz
    saçınız uzun olsun, isterseniz akp ye oy verin isterseniz chpye oy verin,
    isterseniz türk olun, isterseniz başka bir ırktan olun…. her ne olursanız
    olun insana insan olarak değer verdiğiniz için, düşünceleri ya da başka
    herhangi bir sebepten ötürü önyargılı ya da dışlarcasına
    bakmadığınız için önünüzde saygıyla eğiliyorum.

    “En büyük çağdaşlık özgürlüktür”

    Bu benim cümlem değil.

  56. Yazan:uveys Tarih: Eyl 16, 2008 | Reply

    Hic kimseyi Masum bulmadigim gibi samimi de bulamiyorum. Cesitli medeniyetlerin yasadigi bu ulkede kLasik olmaya basladi bu tur soylemler. Dun kurt meselesiydi Bugun ermeni derken simdilerde aleviler boy gostermeye basladi. iyide bukadar azinligi topladiginizda cogunluk olmuyor mu? Ve onlarin haklarina saldirmis haklarini gasp etmis talan etmis saydiklari azinlik durumuna dusmuyormu.. Herkes zirvaliyor. Lakin kime, Ne amacli hizmet ettigini; Kimin ekmegine yag surdugunu bilmiyor. ne olursa olsun biri cikipta ben ogretmenim ben egitimciyim diyecek ve bu sekil kinini kusacak..Buna da karsiyim bende arabim kardesim.. Ama buna ramen tarafsiz dusunup bu ulkeyi hale sevebiliyorum.

  57. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Eyl 16, 2008 | Reply

    Uveys kardeşim,Arap olduğunuzu inanın beşinci kezdir sizden dinliyoruz.Her kimseniz ve kendinizi hangi ırktan,inançtan hissediyorsanız şahsen başımın üstinde yeriniz var.Ama her yazının sonunda da “bakın bu memleketin altına dinamit koymaya hazır birileri var ve ben bunlardan değlim”mealinden bir anekdot da ilave etmeniz hakketten çok manasız.Bilmem anlatabildim mi?

  58. Yazan:uveys Tarih: Eyl 16, 2008 | Reply

    Sn. Aziz bey

    Gercegi sizin bana cvp mahiyetinde yazdiklariniz degistirmiyor ki…!Etki tepki olayina karsi degilimde neden tepkiyi surekli siz gosteriyorsunuz?..!

  59. Yazan:uveys Tarih: Eyl 16, 2008 | Reply

    Sn. Aziz bey

    Kaldiki..! Bir edebi eserde anlatilan olayin basli basina bir butunluk gosteren parcasina anektod deniyor bildigim kadariyla. iyide konuyla ne alaka cok mu edebi gordunuz yazdiklarimi sayet oyleyse bunun nesi kotu:)

  60. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Eyl 17, 2008 | Reply

    Değerli Uveys kardeşim,

    Sizden 20 yaş büyük olmamdan ötürü umarım hitap şeklime kızmıyorsunuzdur.

    Yazdıklarınızın elbette kötü bir yanı yok.Şunun şurasında tartışıyoruz.

    Ayrıca kinaye diye bir şey var değil mi?”anektot”u öyle değerlendirebilirsiniz:))

    Etki-tepki!Evet,kuşkusuz bir konu tartışılırken etki-tepki kaçınılmazdır.Sonuçta bir etkileşim sözkonusudur.

    Ama etki de tepki de her zaman olumsuz değildir.Takdir ettiğim ve gıpta ettiğim yanlarınızı da asla atlamadım.

    En başta,tepkiye karşı gösterdiğiniz refleks gerçekten çok harika.Karşınızdakini sakinleştirecek sihirli bir yeteneğiniz var.

    İnsanları küstürmüyor,bilakis kazanıyorsunuz ve bu da takdir edilecek bir erdem.

    *****

    Fakat keşke aynı hassasiyeti okumalarınızda da gösterebilseydiniz.

    Bu konuda çok iyimser değilim;karşınızdakini anlamak yerine kestirme yargılara yöneliyorsunuz.

    Oysa fikir paylaşımı asla böyle dar bir mantığa hapsedilmemeli.

    Bir şekilde sistemin eleştirilmesi asla vatan sevgisinden yoksunluk falan değildir.Daha çok adalet,daha çok demokrasi ve daha çok insan hakları talep etmek,insanın ülkesini sevmemekle eşanlamlı değildir.

    Bu ülkenin karışmasını isteyen yasa dışı silahlı örgütler,karanlık yapılanmalar elbette inkar edilemez.Ancak bu daha güçlü ve aydınlık bir Türkiye talep edelere bu gözle bakmayı doğru ve meşru kılmaz.

    Unutulmamalıdır ki ülkeyi karıştırmak,kaosa sürüklemek isteyen odaklar dışında kimse bu ülkenin bölünmesinden ya da zarar görmesinden yana değil.Çünkü hepimiz aynı gemideyiz.

    Dolayısıyla bu gerçekleri hassasiyetle gözetmek,her demokratik tepkiye hakkedilmeyen isnatlarla karşı çıkmamak gerekir.Her yazılana çizilene taraf olma mantığıyla redetmek ne ülke barışına ne de toplumsal uzlaşmaya hizmet eder.

    Son olarak şunu bilmenizi isterim ki(bana göre yanlış algılamalarınıza ve görüşlerinize katılmama rağmen)görüşlerinize değer veriyorum…Daha fazla anlaşılmayı talep ediyorum sizden.Yoksa yorum adına derinlikten yoksun ve her yanından küfür,hakaret ve nefret kokan düzeyiz yazıların ayrılacak zamana bile değmediğinin pekala farkındayım.Yine de size yazdığım yorumlardan en ufak bir rahatsızlık duymanız halinde buna son vermeye hazırım.Sizi ve kalbinizi kazanmak benim için çok daha önceliklidir bilesiniz.

    Beni anladığınızı umuyororum.Kalbinizi kırmış isem sizden özür diliyorum.

    Sevgiyle ve dostça kalın…

  61. Yazan:uveys Tarih: Eyl 17, 2008 | Reply

    Sn. Aziz bey…

    Oncelikle belirtmeliyimki..! bu sekil tepki gostermeniz, benimle bu sekil kontakta olmaniza kirilmadim; Kizmadim…

    Daha sonrasina gelince bu ulke cok yonlu bir ulke (Turkiyeden) bahsediyorum. Etnik bir cok gurubun, farkli kulturleriyle, bir arada yasadiklari, yasamaya calistiklari kozmopolit bir ulke. Bu ulkenin son zamanlarda kaosa sureklenen ulkeleri goz onunde bulunduracak olursak. irak, iran Ortaga dogu ulkelerinde oynanan bir takim entrikalarla koca ulkelerin nasil parcalandigini. Kardesin kardese nasil dusurulup, kirdirildigini goz ardi edemeyiz. Edemedigimiz gibi turkiye de bu ulkelerle ayni karayi paylasmakta. Yani komsunuzda ates yaniyorken size sicramama ihtimali nekadar.? Kaldiki..! yukarda da soyledigim gibi boylesine kozmopolit bir ulke. Bunyesinde bukadar etnik gurubu barindiran bir ulke. Ornegini verdigim felakete ugramis ulkelerden daha da fazla direnemiyecegine dikkat cekmek istedim. Hal boyle oluncada her kafadan birileri cikip biz ezildik, biz yillarca somurulduk derse istemeden de olsa bahsettigimiz dis guclere hizmet etmis olmuyorlarmi? bu kardeslerimiz.
    Haklarini yine arasinlar ama once komsunuzda yanan atesin sonmesini bekleyin. Kaldiki o yanginin sonmesine yardimci olun. Herseyden once bu bizim insanlik vazifemiz degilmi..? yoksa biz sadece insan haklarindan bahsederken, demokrasiden dem vururken bunu sadece ulkelerin sinirlarina goremi yapiyoruz..?Bahsettigimiz bu dis gucler 40-50 yil sonrasini gormeye calisip, stratejilerini ona gore belirlerken sizce bizim bu sekil birbirimizi hoyratca nasil kirip, birlikten uzak kinci bir tavir ve edayla birbirimizden nasil uzaklastigimizi sizce takip edemiyorlarmi..?Atese korukle gitmiyenlerdenim. Tepkim onaydi yoksa kimsenin etnik kokeni ne oldugu beni dusundurmuyor. Bu ulkenin birlik vede selamete ihtiyaci var. Herseyden once sukunet icinde mantikli dusunebilmeli. Samimi olmali insan.. Yanlis anlasilip, ben sizleri kirdiysam ben sizden ozur dilerim. Sizinle ayni gemide olmak beni sevindirir. lakin bu ulkede unutulmamalidir ki herkes sizler, bizler gibi dusunmuyor..!

    saygilar sevgiler.

  62. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Eyl 17, 2008 | Reply

    Sn.Uveys,

    Aslında beklentilerimiz aynı,lakin farklı pencerelerden bakıyoruz.Farklı pencerelerden bakmamız da gayet doğal.Bu sadece sizinle ya da benimle alakalı değil;insan doğasıyla ilgili bir durum.Dolayısıyla bir olay veya olgudan çok farklı sonuçlar çıkarılabilir,bu kişinin algısına göre değişebilir.Size tuhaf gelen bana normal gelebilir;benim doğru bulduğum size yanlış gelebilir.Ya da korkularımızın,kaygı ve çekincelerimizin beslendiği kaynaklar bir olmayabilir.Tabi bununla beraber sorunların oluş ve şekli(bize nasıl göründükleri)ve varsa çözümüne dair öngürülerimiz,bakış açımız da değişebilir.

    Şimdi izninizle bunu bazı örneklerle açmak istiyorum.Mesela şu Irak hadisesi.Orada bir savaş var,bir insanlık dramı var…Ve fiili bir işgal var.Nereden bakarılırsa bakılsın, kendi halkına öz vatanları cehenneme dönüşmüş.Sokaklarında korku ve ölüm kol geziyor bu ülkenin.Çocuklar bomba ve silah sesleriyle büyüyorlar.

    Yani bizim orada olup bitenler hakkında algılarımız oradaki gerçekleri değiştirmiyor,ancak farklı farklı yargılara yol açabiliyor.Tabi bizlerde her ne türlü izlenim ve etkiler bırakmışsa da,bu o insanların acılarını onlar kadar anlamamıza asla imkan vermez.Çünkü bunu ancak savaş denen dehşeti yaşayanlar bilir.Ha ne var insan olarak vicdanımızı rahatsız eder.Bir de kendi ülkemizin güvenliği açısından bazı kaygılarımız olabilir(ki gayet anlaşılır bir durum).

    Zira tam bir belirsizlik hakim ve”bize de sıçramasın?”sorusu hiç de abartılı değil.Ancak ya bu kıvılcımın bize sıçramaması için gerekli yöntem ve metodlar?Yani ateşi söndürmek isterken aslında farkında olmayarak benzin döktüğümüzün farkında değilsek…

    İşte asıl size açıklamaya çalıştığım konunun en can alıcı yanı da burası.

    Son derece iyi niyetlisiniz,bundan şüphem yok.

    Fakat su ile benzini birbirinden ayırdığınızdan emin değilim.

    Çünkü Irakla ülkemizi birbirine benzetmek son derece yanıltıcıdır.Ve eğer kaderimiz de bu ülkeyle aynı olacak diye kendimizi evham ve korkulara kaptırsak korkarım bunların gerçekleşmesine hizmet etmiş oluruz.

    Evet,Irak değiliz bunu belirtmekte yarar var,En azından benzemiyoruz.Ya da bu ülkeyle aynı kaderi paylaşacak ortak yanlarımız yok.Çünkü Irak,demokratik talepleri dillendiren,bireysel özgürlükler,insan hakları ve adalet isteyen toplumsal bir muhalefet sonucu bu hale gelmedi.Bilakis ABD gibi kanemici işgalci devletlerin kendi içişlerine müdahale zemini hazırlayan asıl etken Saddam gibi diktatörlere itaat edilmesi ve bir sivil muhalefetin olmayışıydı.Dolayısıyla felaketin nerden geldiğini,hangi koşullarla bu duruma geldiği doğru tahlil edilmelidir.

    Başka bir yorumunuzdaydı sanırım.Irakın mevcut durum yerine Saddamı arayacak duruma geldiğini yazmıştınız.Doğrudur eminim o günleri bile çok özlüyorlardır.Ama eğer Saddama kendi dur diyebilselerdi belki de asla bu noktaya gelinmeyecekti.

    Fazla uzun oldu.Kısacası Irak halkının başına gelenler bizim de başımıza gelmesin diyorsak,bırakın insanlar sisteme,ABDyle yapılan işbirliğine de karşı çıkabilsin,eleştirsin;yeni sivil anayasa istesin,daha fazla hak ve özgürlük talep etsin.Yok eğer bunlar hep dışarının eline koz verir aman suya sabuna dokunmayalım,bütün haklarımızdan vazgeçelim dersek,inanın işte o zaman en büyük kozu peşinen “dışarı”lara kaptırır ve her türlü müdahaleye davetiye çıkarmış oluruz.

    Selam ve sevgiler.

  63. Yazan:uveys Tarih: Eyl 17, 2008 | Reply

    Sn. Aziz bey

    Asagi yukari bir cok Platformada yazar ve, yorumcu arkadaslarin yazilarini gozden geciriyorum. Gecirmeye calisirkende goz ardi ettiklerim olabiliyor. Bu konuda haklisiniz. Lakin okudugum bir cok yorumda insanlarin , kendi vatandaslarimizin buna benzer kaygilari var. Demekki..! bu kaygilari sadece ben yasamiyorum. Kaldiki korku, endise bence cok kotu degildir. Asil korkmayip, endiyelenmeyip hicbirsey olmaz. Deyip, hic orali olmamak. Kaldiki korkan insan kendi savunma mekanizmasinida ona gore belirler. Korkmiyan insanda rehavete kapilip nezaman ne olacaginin farkina dahi varmaz. Haklisiniz olaylara bakis acimiz hernekadar ayni saflarda olsakta degisebiliyor. Analiz, semptom kisiye gore deger buluyor. Hakli buldugum yonlerinizde var elbet.

    Sagilar, sevgiler…

  64. Yazan:Yezid Öcalan Tarih: Eki 4, 2008 | Reply

    Haklısınız.
    Biz de özeleştiri yapıyoruz.

    Sistem buysa, sisteme göre oynamaya da başlıyoruz.

    Anadolu denen yer, kavimler kapısıdır. Rum kökenlileri, Yahudi kökenlileri ve daha niceleri birbirine karışmıştır ve artık esas milletlerini dahi bilmemektedir.

    Geçen yıl Nancy Pelosi Türkiyeye geldiğinde ne demişti, hatırlar mısınız: “Türkiyeye, “yeniden bir millet yaratımı” davasında tüm desteğimizi vermemiz şarttır, keza Amerika’mız dünyada yeni bir millet yaratan ilk devlettir.”

    Türkiyede Türk denenlerin yüzde doksanı Türk değildir. Anadoluyu işgal edenler hakim sınıf olmuştur ama genel Anadolu yerli nüfusuna oranları çok düşüktür. Keza, Anadolunun İslamlaştırılması da 1500lere gelindiğinde dahi ancak yarı yarıya başarılı durumdaydı.

    Hatta, Türkiye (!) devletinin, nüfus mübadelesi sırasında 500.000 Hristiyan Türkü, Rummuş gibi Yunanistana yollaması da akıllardadır. Türkiyeye dönenler ise, Yahudi kökenliler olmuştur Yunanistandan.
    Ki, bu Hristiyan Türkler olan Karaman civarı Türkleri o kadar bilinirdirler ki Yunanistanda, Kostas “Karamanlis” diye Karaman göçmeni bir Türk-Hristiyan göçmeni adamların başbakanlarıdır.

    Siz bu ülkenin hiçbir milliyetçilik politikasında ve resmi tarihinin hiçbiryerinde tek bir doğru kelime bulamayacaksınız.
    Topyekün yalandır. İngilitereyle ortaklaşa oluşturulmuştur.

    Türkiyede yeni bir millet yaratma çabası hala sürmektedir. Bu yazının yazarı medyaya sövmektedir, ama medya devletin “yeni millet yaratımı”ndaki en sağlam ve güçlü aletidir, yani “hain” değil bizzat DÜŞMANDIR!!
    -Elbette Kürt milletinin düşmanıdır.

    Türkiyede, tüm milletler birbirine karışmışken, -ağzını bozacak birileri bu duruma uygun küfürler seçebilmektedir-, yalnız ve yalnızca Kürtler, gerçek ve bozulmamış bir millet olarak mevcuttur.
    Kısa yada uzun vadede bu durum Türk devletinin “net olarak” aleyhinedir.

    Elbette açık ve sistemli bir kültürel asimilasyon izlenecektir!

    kürtlük kompleksine gelince,devletin kimlik değiştirme politikası yanlıs olabilir,geçmişte.ancak sizde bir özeleştiri yapmalısınız.

    bu yorumunuz, açıkça “SİZ GÜÇLÜ DEĞİLSİNİZ, GÜÇ TOPLASAYDINIZ, HAKKINIZI ALSAYDINIZ, KENDİNİZİ DE BÖYLECE BÖLDÜRMESEYDİNİZ.” demektir.

    Haklısınız, eskisi gibi solculukla değil, sağcılıkla yükselen bir Kürt gücü şuanda mevcuttur. Hem de burnumuzun dibinde, Kuzey Irakta!
    Bunun siyasi olarak Türkiyeye yansımayacğını düşünmek safdilliktir.

    Ne idüğü ve ırkı belirsiz Türk(!)ler, saçma ve asılsız temellere dayalı milliyetçilikleriyle, esası, özü, Batı dünyasında da “Aryan” kabul edilen genetik ve antropolojik kodlamasıyla “ÜSTÜN KÜRT MİLLETİNİN KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİYLE” baş edebilme “yeteneğine” sahip olamayacaktır, çünkü bilimsel veriler buna izin veremez.

    Evet, iğneyi kendimize batırdık..

    “GÜÇLÜ OLUNMASI GEREKİYORSA, GÜÇLÜ OLUNACAKTIR.”
    Bu sistemde..

  65. Yazan:SOSYAL DEMOKRAT Tarih: Eki 11, 2008 | Reply

    @ Mehmet Şarman;

    Bu yüzden vatansevgisinin yolunun bayrak kırmızısı şehit kanlarından geçtiği, ve sevmenin ölüme öldürmeye denk olduğunu anlatmayacağım.

    Eğer insanın yaşaması yaşatılmasını istemek sizin kirli çıkarlarınız için binlerce askerin sivilin ölmesini ve öldürmesi gerektiğine inanmak şehit diye ölüme mazoşistçe ağıtlar yakmamak…

    Mehmet Şarman kardeşim; tarih boyunca insanlar yerini yurdunu, obasını köyünü, ailesini namusunu korumuşlardır. Bak Sarızeybek’in kitaplarında Şemdinli’deki Üzümkıran köyünün pkk’ya karşı nasıl kahrmanca, destansı bir mücadele verdiğini anlatır. Çoluk çocuk, yaşlısı genci, kadını erkeği yıllarca pkk’ya karşı amansız bir mücadele vermiş Üzümkıran köyü. Sonra da maalesef köylerini terketmek zorunda kalmışlar.

    Bu en temel insan içgüdüsüdür. Ailene saldırılarsa onları savunursun, kzıının ırzına geçmek isterlerse sen de şahin kesilirsin vb… İşte bu insan olmanın gereğidir.

    Sen bizim “vatan” mafhumumuzu anlayamazın. Bu bir “üst bilinç”tir. Birisi senin kızının ırzına geçerken sen “varsın olsun bana ne canım” diyecek bir karaktersen buna da varsın topraklar başkasının olsun dersin. Bu topraklar bizim namusumuzdur. Senin için önemli olmayabilir bu senin tıynetindir ama sen benim ve bu milletin namusuyla dalga geçemezsin.

    Buna izin vermem. Bilmem anlatabildim mi?

  66. Yazan:kenan Tarih: Eki 27, 2008 | Reply

    Yorumunuz yönetici onayından sonra yayınlanacaktır.

    Biz iyi mi olmaz istiyoruz? cok basit ben formulu biliyorum
    Bizler Ülkemizde mutsuzken mutluluk tablosunu cizmekde baya bir ustalasmisiz bunun nedeni acik ve secik beli. cunku bizlere bin yilldir nutuklarla. ayni syölemlerle buyten bu zihniyet ve devlet otoritesinin. bize nasil yalandan. mutlu olacagimizi ögretmis ve bu mutlulugu ustaca yurutuyoruz derken. ama durum öyle deyil bizler kendi kendimize mutluluklari oynuyoruz desem daha iyi sanirim uluslararasi bir tiyatro oyunu gösterisi duzenlense biz temsili türkiye olarakdan birincilik madalyasini kimseye kaptirmayiz. Cin bizi zorlamasa.vs .de tabi nasilmi basit oyunun kurali söyle.ulke gercegini ve toplumsal olaylari irdeleyen halkin ve ulkenin bir butunuyle yasantisini gecimini ekonomisini sosyal ve siyasal durumunu .ifade edebilecek bir oyun kurgusu.olay su oyunun temasi ne kadar mutlulugu oynuyabilyiorsun evet bu oynuyacagimiz oynunun adi . ve bizde bu sekilde hazirlansak kimmis o bizi solyayip da ilk kafsaktan yaris bayragini göusleyen kimsenin bizi gecmesi mumkun deyil .niyemi cunku biz ler ac ken kendimzi tok gösteriyoruz ayranimiz yok ken agzimiza beyaz boya calyoruz. ayni sekilde biz tekrar davetliyiz ve katildik ama bu sefer farkli bir oyun aynisi deyil öyle yagma yok uc kurusa bes köfte misali.oyun deyisik.bu sefer oynunun adi kendini gercegini zorgulama .evet sorgulama oyyunun adi .uzatmiyayim sonuc su bizler bu sefer yarismanin en sonuncusu ciktik .cunku oyunu oynuyamadik bizim kendimizi sorgulayacak gucumuz yuzumuz yok ac ken gurulu olmak hosumuza gidiyor haybeden . bir yil gecti gine davetliyiz ama bu sefer oyun gecen senenin aynisi. tekrar bizde hazirlik yapiyoruz.dur ben öneri vereyim:)ülkenin butun ilericileri bilim adamlari toplum dusunurleri halk. ögrenciler emek ciler isciler.memurlar egitmenler daha sayamiyacagim vs.ler bir araya geldik dusundukki bizler bin yillar dir kendimizi kandiriyoruz eskiden saklamasi kolay isti artik herkez isin farkinda elin adami almsi eline dürbunu bizi seyreyliyor tik tusa basiyor konsuuyor.nerdenmi yukardan gökyuzunden uzay araclari icerisinde bizi internet agi uzeri izliyor bazen de haber bultenlerin de duya göruyor. hal böyleyken rezil olmak istemiyorsak.yani deyilmi.hade utanmadik baskasi izliyor biz kendimizden demi utanmayacagiz artik yuzlesmke yokmu eskiye talimmi baskasinin beyniyle gerdege girmeye acimasiz olmaya vahseti sucu savasi desdeklemeye devam mi : bence hayir devam etmiyelim derim ben farkinda olmayi biz kendimize eziyet ediyoruz ölumler vahset soykirimlar ezilme asaglanma bir halkin baska bir halki kabul etmemesi ve bu sert devlet otoritesi bulasici bir sekilde.icmizden atmali hele toplumun dört kisden ücü ne yansimisa nalet olsun böyle yasamaya izliyecekmiyiz bu kini nefreti daha uzun sure .ezilen türkiye halki ezilen türk halki kendisiyle ayni kaderi paylasan kürt halkiyla ne zman halayla duracak halk lar bir birilerini hemde köru körune aglamak la dusunmek arasidna birsey snairim en iyi yol cözum bulmay acalismak ortak akil ve fikirle .okularimzi egitim duzenimizi yeniden kursak cocuk alrimiza halka bizden baska halk larind abu ulkede var olduklarini aslin dusmanligin anlamsiz birsey oldugunu söylesek hata buyuklerimiz cikip da söyle dese bizler kac yilardir sizlere okularda yanlis ders kitaplayla yanlis tarih ve sacma sapan öykulerle buytugumuz icin uzrdiliyriz dese .aslinda hic olmayan dusmnalik var olan bir dusmanlik haline geldiyse bu bizim sucumuz dese gine tek ükle ama tek dil diye diretmese baskalarinin da burda yasadigini anlatsa hata binyalardna beri tarih hin uzun kalin sayfalarinda yazili oldugunu ve bunlari yok etigini anlatsa itiraf etse hatasini telafi etse kendini adima af ediyorum .tutku bu dediklerimiz oldu ülkemizde hersey yolunda baris gelmsi kürt ve türk cocuklari ilk okularda cay bahcelerind e söyle bir espiri yapsa .ya söyle.Burak. Berzan a sesleniyor . berzan sana bir firkra anlatayimi .anlat diyor BERZAN:BURAK: sözum meclisten disari ya bizim dedelerimiz neden bu kadar gerici ahmak lardi) bak simdi bir birimizi anliyoruz sabah girdigimiz ders de ögretmenin dediklerini dinledik bizler.neler yasamisiz. birbirimizi vahsice ezmis hakret neler neler .uzulmek le ve eskiyi unutmak arsi hafif bir tevesum le espirisini bitirse.BURAK: ve yoksa biz bu espiriyi.kesfetmek icin kirk yil sonrasina mi birakalim simdi yapalim derim ha simdi yaptik ha kirk elli yil yonra :sizce ne zman arkadas lar : bu espiriyi yakalarsak inaniyorumku biz bu son Tiyatro yarismasini kazaniriz ama yapamasak . vay halimize kim aglasin . not cok karisik yazdigim icin okuyacak olan arkadaslardan uzurdilerim birazda heycan aslinda farkli seyler eklemek istedim ama.duzelmeye calistim cok yeri nokta virgul leri cikarmam gereken seyler oldugunud usundum ama iyismi dedim böyle kalsin.afiniza siginarak saygilar herkese mutlu saglikli baris özgurluk dolusu gunler dilerim .Kenan almanya .

  67. Yazan:kenan Tarih: Ara 5, 2008 | Reply

    bakın arkadaşlar tecavüzü belindeki kemeri kılıfı takılıykenmi yapıyormuş bu adam pantolon üzerinden mi ki bir küfü hemen kalkıp silahını çekiyor ya bu laflar bu yazıları bile yazan astsubay da olsa inanıyorum ki saglam karakterli biri degil ve kimin hesabına çalışıyor empati yapın ve bunun olması mümkün degil

  68. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Ara 5, 2008 | Reply

    Kenan Bey,

    Sanırım son yorumunuzun bir üstündeki yorum başka bir”kenan”a ait.Yok ikisi de aynı Kenan’a aitse bence bir tuhaflık var ne dersiniz.Burak’lı,Berzan’lı tiyatro düşünüz ne çabuk yerini komplo teorilerine bıraktı.Hani epi topu iki ay geçti aradan.Yoksa sayın Başbakanın “U”dönüşü size de mi bulaştı:))

  69. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Ara 5, 2008 | Reply

    Neyse sanırım Kenan’ları ben karıştırdım.”Ben bir bölücüyüm”başlıklı yazıya gelen son yorumu okusaydım daha önce anlardım herhalde.

    Sanırım Almanya’dan yazan “kenan”rumuzlu okuyucuya bir özür borçluyum.Ve eğer bu yorumua denk gelirse,rumuzunu derhal değiştirmesini tavsiye ederim.

  70. Yazan:hediye Tarih: Ara 6, 2008 | Reply

    Tebrikler hocam!!!
    Ne diyeyim hocam sana güzel edebiyat ve bir okadar da güzel duygu sömürüsü.İnsan gibi yaşama demokrasi diyorsun bu devletin bir kurumunda çalışıyor ve devlete karşı atmadığın iftira hakeret kalmıyor bu söylediklerinden gerçek olanla vardır muhakkak ama söylediğin kadar kötü osa bu düşünceyle birgün yaşamaz bu yazınında bir kelimesini yazamazdın.Eğer yazabildiyisen ve yaşıyorsan demekki bu ülkede demokraside insan haklarıda özgürlükte var demektir.
    söylenece okadar çok söz varki ama söylemiyeceğim.
    söyleyerek seni yüceltmeyeceğim sen senin gibiler bölücüyse ben ve benim gibiler yapıştırıcıdır.

  71. Yazan:ismailş Tarih: Oca 3, 2011 | Reply

    Biraz geç takip ediyorum yorumları hatta bu konuda 2 yıl geriden geliyorum ama ibretle bütün yorumları okuyorum kimlerle hangi zihin yapısına sahip insanlarla birlikte yaşadığımı anlamak açısından gerekli diye düşünüyorum bu okumalar…
    Bir kere müthiş bir refleks var insanlarda kutsallarına karşı yapılan eleştirilere karşı…
    Hiçbir mantık süzgecinden değerlendirmeden geçirmeden topyekün bir red var ama Kemalistler ve ister Milliyetçi deyin ister Ulusalcı bu ggüruhun reddiyelerini okumak acı bir tebessüme sebep oluyor. Karşı bir argüman üretemedikleri gibi hamaset kokan basmakalıp laflar bildik beylik efelenmeler dışında yeni özgün hiçbirşey yok ama yapabildiklerinin bukadar olması gayet normal bu çağın çok gerisinde çünkü izmleri daha kötüsü iflas eden ideolojilerini hala kutsama çabasındalar onlar adına pek ümitvat değilim iyileşme belirtisi göremiyorum yine de Allah tan ümit kesilmez…

  72. Yazan:ali yardım Tarih: Oca 3, 2011 | Reply

    yaralı bir insanın yazısı, acıların içinden konuştuğu için sıhhatli bir muhakemeye sahip değildir. Kürtler acı çekti ve bu acıyı bilmeyenimiz yok. yazının sahibi ise “ben bölücüyüm” diyerek pkk ile yanyana geldiğinin farkında değil. Kürtlerin acı çekmesine sebep olan PKK’dır ve devletin(ya da devlet içindekilerin) yanlış tutumlarıdır. Kürtler bu meseleyi vazıh biçimde görmeli. devletin yanlış politikalarını protesto etmek için apo pankartı açanlar, otuz bin şehidin hatırasına ve bir millete saygısızlık ediyorlar demektir. bu milletin tarihini nazara vermek ise hamaset değildir. Türk tarihini iyi bilenler bu tarihe ve bu tarihin yapıcısı dinamiklere tutkuyla baplı olurlar. cehalet ise bu tarihe oryantalist nazarla yaklaşmaktır ve bir çok kürt acısının feveranıyla bu menfi pozisyona yerleşiyorlar. bugün bu kesimin referans verebileceği bir tek ciddi solcu ya da liberal bir tarihçi yoktur. solcular ve liberaller farklı disiplinlerde varlık göstermelerine rağmen neden tarihten kalmışlardır, iyice düşünmek lazım.
    velhasıl tarihi bilmek lazım

  73. Yazan:ismailş Tarih: Oca 3, 2011 | Reply

    Türkler deki bu Efendilik tabusu efelenmesi zannı ne dersiniz adına bilmem, bu tavır vicdanlı davranabilmeyi vicdanının sesine kulak verebilmeyi engelleyici bir tavır…
    Yapılan en hafif deyimiyle insanlık suçlarına bile kayıtsız kalabilmeleri bu öğretilmiş Efendilik iddiası ve inancından ileri gelmekte kanaatimce…
    Ceylan Önkol un katledilmesi ölüm şekli bu efendilerde karşılık bulamıyor kendi evlatlarını o kızcağızın yerine koyup ellerini başlarının arasına alıp akledemiyorlar neoluyoruz diyemiyorlar…
    Bir büyük Millet miti kutsallık izafe ettikleri asil kanları ile o kadar mutmain olmuşlarki bu sahte büyüklüğün bir serap olduğunu aldatmaca olduğunu göremiyorlar…
    Hep ezber itirazları ve korkuları var öne sürecekleri bu itiraz o kadar güçlü ki vicdanları bile bastırıyor

  1. 1 Trackback(s)

  2. Ara 5, 2008: Son 90 günün en çok okunan yazıları : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin