Yargıtay Yerçekimi Yasasını İptal Etti

Yazan:Gürhan Tarih: Mar 26, 2010 | Reply

Emperyalist güçlere karşı vatanı savunup bizlere bu Cumhuriyeti armağan eden Ulu Önder’in adının bu tarz istihza barındıran sözde mizahi yaklaşımlara katık ediliyor olması,Atatürkçü Düşünce Sisteminin ışığında aydınlanmış ve ortaçağ karanlığından kurtulmuş bizim gibi çağdaş,modern ve kentli insanları son derece rahatsız ediyor.Sitenizi izliyorum,kesin amerika ve “feto” desteklisiniz,her şeyin sonunu din dogmasına bağlama eğiliminizin de farkındayım.Ama şu kadarını söylemek isterim:”Türkiye laiktir, laik kalacak” :))))) Gülme efekti koydum ki,benim de latife ettiğimi anlayınız,sevgili korsan mahyacı(tabi sonuna kadar sabredebildiyseniz)…Ancak bu saçma sapan ezberler,2010 yılında hala ciddi ciddi dillendirilebiliyor,yobaz kemalist-nasyonal sosyalistler maalesef ne mizahtan ne de ifade özgürlüğünden anlıyorlar.Bu arada tamamen bu tip haberlerden oluşan “Zaytung” diye bir site var tavsiye ederim..Selam…

Yazan:Emre Tarih: Mar 26, 2010 | Reply

(:İlahi ,çok güzel olmuş yav:)

Yazan:Hava Kuvvetleri Tarih: Mar 26, 2010 | Reply

Yazan:Amir Töre Tarih: Mar 26, 2010 | Reply

Gerçekten ince bir mizahla yapılan eleştiri. Tebrik ederim.
Aynı mizah unsurunu taşıyan -ancak maalesef gerçek olan- bir örneği de ben hatırlatayım:
Bir bakanımız demişti ki:
“DARWİN YANLIŞ YAPMIŞTIR, ancak sansür edilmesi hatadır. Bizim Darwin ile ne kavgamız olabilir. Adamcağız ölmüş gitmiş.”

Yazan:Tayfun Tarih: Mar 26, 2010 | Reply

Newton’un ve yerçekimi kanunu olduğunu düşünen takipçilerinin laik cumhuriyeti yıkmaya teşebbüsten yargılanması gerekiyor. Bu fikir akımının odağı haline gelmiş partilerin ve sivil toplum örgütlerinin de kapatılıp, üyelerinin yüce divanda ve ilgili mahkemelerde de yargılanıp siyasi ve hürriyeti kısıtlayıcı cezalar alması gerekiyor ki akılları başlarına gelsin!

Yazan:beytullah emrah Tarih: Mar 26, 2010 | Reply

Atatürk ilke ve inkılaplarıyla uyuşmadığı gerekçesiyle duyurulduğu iptal edildiği duyurulan yasayla ilgili kararın gerekçesini, mehmet baransu’yu dahi kıskandıracak bir hızla konuyu yakın takibe alan platform haber, imzası kurumadan ele geçirdi.

işte o iptal sebebinin ilgili bölümü:

“…eldeki bulgular ve deliller göz önüne alındığında, Yerçekimi Yasası’nın Yerçekimi Yasası’na da aykırılık teşkil ettiği, ayrıca…”

Yazan:tley Tarih: Mar 27, 2010 | Reply

Üzülerek ve acıyarak görüyoruz ki, hala bu şekilde hamaset yaparak, sloganlarla, sabit fikirlerle dünyaya bakan insanlarımız var.İnsanlar bir yana siyasetçilerimiz, hatta profesorlerimiz var..

Ancak mutluyuz; çünkü bu arkadaşlar artık alternatifsiz değil..Yüz yıldır baskıdan,korkudan sesini yeterince yükseltememiş, düşünmeye çalışan insanların sesi daha gür çıkıyor…

Bürokratik oligarşinin, yaftalayıcı, küçük görücü dünya görüşü sorgulanıyor ve biraz akıl sahibi kimse bu görüşe sahip çıkamıyor..

Örneğin,askerlerin vesayeti üzerine kurulu sistemin bayraktar partisi, askerlere sivil yargı yolunun açılmasına daha fazla direnemiyor..

Yada; ergenekonun avukatlığı pozisyonundan, “hata yapanlar olmuş olabilir ama Haberal’ın orada ne işi var” demeye kadar geri çekiliyor.

Ancak hala; hukukun üstünlüğüne inandığını söyleyenler onlarca zanlıyı masum ilan ediveriyor…

Gel gör ki on yıllardır, tebaları olarak gördükleri halkın, büyük bir bölümü artık bu pespayeliğin farkında..

Yazan:Amir Töre Tarih: Mar 27, 2010 | Reply

Pek önemli görünmüyor ama, şunu belirtmekte fayda var. Bilindiği gibi Yargıtay’ ın hiç bir yasayı iptal yetkisi yoktur. Yargıtay yerine Anayasa mahkemesi demeniz ve resme de Haşim Kılıç’ ın kafasını yapıştırmanız gerekiyor idi. Ancak herhalde konjonktür gereği Yargıtay başkanının yıpratılması isteniyor. “Haşim Kılıç bizim adamımız, dokunmayalım” mantığı da işliyor olabilir. Yani maksat üzüm yemek değil bağcı dövmek.

Yazan:tley Tarih: Mar 27, 2010 | Reply

Hiç öyle bir mantık işlemiyor…Haklısınız, Anayasa mahkemesi bu haber için daha uygun olurdu…Somut örnekler üzerinden, gidelim..buyrun yanıt verin…(bu arada, kimseyi kendimden göremem, mevcut siyasi partilerin hiçbiri tam anlamıyla bana hitap etmiyor)

1-367 kararı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce hukuk normlarına uygun bir kararmıydı?

2-367 kararından önce mecliste bulunan siyasi parti liderlerine gelen oylamaya katılmamaları yönündeki telkin telefonları ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

3-Anayasa mahkemesinin iptal ettiği ve meclisten 411 milletvekilinin oyu ile geçen “turban” a yönelik düzenleme ile ilgili fikirleriniz nelerdir?

4-Şemdinlide meydana gelen provakatif olayların peşine düşen savcı’nın genelkurmay başkanının emriyle HSYK tarafından meslekten atılması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yazan:Aytac Erdogdu Tarih: Mar 28, 2010 | Reply

Dünya koskocaman bir sahne..
Herkes seyirci herrkes oyumcu..
Ben kendimi oynuyorum…
Shekspeare

Yazan:Amir Töre Tarih: Mar 29, 2010 | Reply

@tley
Sorduğunuz soruların yukarıdaki fotoshoplu espri ile bağlantısını çözemedim ama madem sordunuz cevaplayayım:
1- Hukukçu değilim ancak bence 367 kararı hukuk normlarına uygun değil gibi görünüyor.
2- Siyasi parti liderlerine telkin telefonu edildiği somut bir gerçek midir, dedikodu mudur? bilmiyorum. Ancak yapıldıysa tabi ki yanlıştır.
3- Türban’ ın üniversitelerde serbest bırakılması gerektiğini düşünüyorum. Anayasa mahkemesi kararına katılmıyorum.
4- Genelkurmay başkanının HSYK’ ya emir verdiğini sanmıyorum, herhalde telkin demek istiyorsunuz, telkin yapıldıysa bu da yanlıştır. Ancak elde yeterince somut kanıt olmadan, sadece gizli tanık ifadeleri ya da hukuken geçerli olmayan bilgisayar kayıtlarıyla insanların suçlanıp tutuklanmasını, üstelik de mahkemenin karar verme sürecinin çeşitli manevralarla uzatılmasıyla (ör: gereğinden çok çok uzun iddianameler yazılması) tutukluluk halinin kasıtlı olarak uzatılmasını, tutukluluğun ceza haline dönüştürülmesini de yanlış ve insan haklarına aykırı bulurum. Bu tür eylemler yapan savcıların görevlerini kötüye kullandıklarını düşünürüm , dolayısıyla da HSYK tarafından önce uyarılmaları, sonra da cezalandırılmalarının doğal olduğunu düşünürüm (Ferhat Sarıkaya vakasındaki durumun detaylarını bilmiyorum, ancak Ergenekon davasında bence kesinlikle böyle)

Gördüğünüz gibi sadece siyah ya da beyaz yok, gri tonları da görebilmek lazım, zaten griler çoğunluktadır.

Yazan:ali duman Tarih: Mar 29, 2010 | Reply

gözümüz aydın! enginizasyon mahkemesinin fahri baş kardinalı açıklama yapmış :

“değişiklikleri, halk onaylasa dahi, anayasa mahkemesi iptal edecek” şeklinde…

enginizasyon sisteminin baş kardinali ne buyurursa o olur, 367’de, 411’de öyle olmadı mı? halk mı? o sadece ana yemeğe garnitürdür, kapılarındaki yanaşmadır, tarlalarında ki ırgattır, fabrikalarda işçi/ameledir, esas olan seçkinci oligarşis yapılanmanın çıkarıdır, gerisi teferuattır.

sistem tam bir enginizasyon sistemidir, pek tabiki bu sistem baş kardinalsiz, baş papazsız olmaz… ortayerde icraat eyliyorlar, sistemin kardinalleri, başpapazları.

367 mucidi bakalım daha neler icat edecek, oligarşik yapılanma için yeter ki halk düşmanlığı olsun, gerisi teferruattır, zira halka düşman olmayan bir oligarşik yapı henüz varolmadı.

Yazan:Bahadır Tarih: Mar 30, 2010 | Reply

Şey, kızmayın ama önemli birşeyi hatırlatmak istiyorum. Newton “Kütle Çekimi Yasası”nı açıklamıştır. Yerçekimi Newton’dan 2000 yıl önce bile biliniyordu.

Yazan:tley Tarih: Mar 30, 2010 | Reply

1-Evet uygun görünmüyor terside uygun görünmeyrbilir,iki yorumunda hukuken ve mantıken inandırıcılığı var.( 2007 yılına kadar böyle bir konu yoktu, o ayrı )Sorun anayasa’da, cumhurbaşkanlığı seçimi gibi bir konuda bile yoruma açık, net bir söylemi anayasaya sahibiz maalesef…

2-Evet gerçektir.Erkan Mumcu bunu itiraf, Mehmet Ağar ise ima etmiştir. Hüseyin Karadayı
‘nın da ses kaydı var konuyla ilgili..

3-Size katılıyorum…

4-Hayır, bu bence bir emirdir..Kayıtsız şartsız yerine getirilmiştir ve hiç bir hukuki dayanağı yoktur..Dikkatinizi çekerim, savcının yetkileri alınmış değil, meslekten atılmış..

Ayrıca, sanıkların tutukluluk halini uzatan savcılar değil, hakimlerdir. Ergenekon’un Türkiye’deki gladio olduğu idda ediliyor.

Sİyahların beyaz gördüğü, beyazların siyah gördüğü bir gri olarak, doğru bildiğini söylemenin olmazsa olmaz bir erdem olduğu kanısındayım…

Yazan:Amir Töre Tarih: Mar 31, 2010 | Reply

@tley

“sanıkların tutukluluk halini uzatan savcılar değil, hakimlerdir”

Tabi ki öyle ancak benim dediğim başka bir şey. İddianameler mümkün olduğunca kısa ve öz yazılabilir, zaten, art niyeti olmayan, davanın çabuk sonuçlanmasını isteyen savcılar da kanımca böyle yapmalıdır. Ancak ilgili ilgisiz tüm detayları iddianameye koyarsanız, hiç bir ayıklamaya tabi tutmadan elinize geçen her kanıt benzeri şeyi eklerseniz, farklı farklı olayları sanki birbiriyle ilişkili imiş gibi tek dava haline getirirseniz, ortaya 5000 sayfalık mamut iddianameler çıkar. Şimdi kendinizi hakimin yerine koyun, kısıtlı vaktinizde bu kadar detayı sağlıklı inceleme şansınız var mı? Yok. Delilleri tam incelemeden sanıkları serbest bırakabilir misiniz? Belki, ancak ağır eleştirilere maruz kalabilirsiniz, belki de adalet bakanlığı müfettişleri tepenizde biter. O halde kendisini riske atmak istemeyen hakimin vereceği en makul karar tutukluluğun devamıdır. Bu arada kurunun yanında yaş da yanmış, insanlar suçsuz yere hapis yatmış, ölüm hastalık vb insanlık dramları ortaya çıkmış, ne gam? Nasıl olsa burası Türkiye, burada insanların anasından suçlu doğduğu farzedilir, sonuçta suçsuz bulunsa bile yattığı hapis ileride işleyebileceği suçlara sayılır.

Yazan:tley Tarih: Mar 31, 2010 | Reply

Katılıyorum, iddianamenin dili bozuk, ve gereksiz bölümler var..Durumun böyle olması sürecin uzamasına neden oluyor..

Ancak, bir iddanamenin teknik olarak hatalı olması içeriğinden bağımsız bir durum.. nihayetinde bir iddianame ve iddialar içeriyor.. Buradan hareket ederek, ergenekon kurgudur demek (siz diyorsunuz diye söylemiyorum)çok gerçekçi değil..Zaten ilk günlerde muhalifler etkisiz hale getiriliyor diyen kesim, bugün bu noktadan çok uzakta..

Yazan:ali duman Tarih: Nis 24, 2010 | Reply

iddianame, iddianame olalı böyle bir zulum görmedi.

insanın “ya hu hırsızın hiç mi suçu yok” diyesi geliyor.

52.000 hükümlüye karşı 60.000 tutuklu olduğunu anayasa mahkemesi başkanı açıkladı.

bu 60.000 insan değil sanki, 60bin tutuklunun niye bu kadar uzun süre yattığını bugüne kadar kimse tınmadı, birtek yürek burkan ergenekon katilleri oluyor, her nasılsa.

binlerce devrimci muhtelif darbe süreçlerinde yakalanmak yerine yargısız infazlara, kör kurşunlara kurban edilirken, haber değeri bile taşımadı, evlerindeki battaniyeler, daktilolar vs. lar suç aleti sayıldı, kimse tınmadı, katiller sürüsü neden gece evlerinden alınıyor diye ayağa kalkan ergenekoncu medya ve zevahiri var, olmuyor beyler olmuyor kırmızı halı sermek, gül demetleriyle almak gerekir, böyle mi olur, derin devlet beslemeli katilleri tutuklamak.

ha bir de 17.500 faili meçhul cinayet var, ağızlara bile alınmayan,

bir de 28 şubatın toz dumanı arasında soyulan 16 banka ve hortumlanan 100milyar dolar var, ağza dahi alınmayan.

kemalist susurlukçuları aklayan kemalist yargı var lafı bile edilmeyen. (kemalist partinin führeri ve (güvenilmedikleri için oylamada içeri dahi sokulmayan) kurşun askerleri bugünlerde tüm mesailerini bu sistemi değiştitmemek için kullanmaktadırlar)

dünyanın en yolsuzlukcu ülkesinde yüce divanlar aklama paklama görevi gördüler, ne de olsa yol aynı yol, üzümü ye, başkasına yedirme.

aynı yolun yolcususu olmak şart, hırsız hırsızlığını, katil katilliğini bilecek, bu ülkeyi başkasına soydurmayız, böldürmeyiz, öldürmeyiz, tabi kemalistsen başka, ön kapıdan girer, arka kapıdan çıkarsın. (anlayan anladı)

hakim kararıyla 60 hakimin dinlenmesini iktidardaki partiyi kapatma nedeni görenler, her nedense jandarmanın hukuksuz bir şekilde binlerce kişiyi kanun dışı dinliyor olmasını inat ve ısrarla gör(e)mediler, yürekler kör olmaya görsün, ne desek boş.

ne diyelim kumun gözü kör olsun, devekuşunun kafasını kapatmış.