Main Content RSS FeedÖnceki Yazılar

Silah Ticareti: Ambargo nasıl delinir? Kimyasal ve biyolojik silah nasıl el altından satılır? Soykırım yapan diktatörlere gizli yardım nasıl gönderilir? »

  • Konumuz Viktor Bout. Başrolünü Nicholas Cage’in oynadığı Lord of War filmine büyük ölçüde ilham kaynağı olan o silah tüccarı.
  • Viktor en büyük ölüm tacirlerinden biriydi. Gücünün zirvesindeyken 60 nakliye uçağıyla dünyanın her yerine yüzlerce ton silah taşıyordu; ABD veya BM ambargosu altındaki ülkeler dâhil: Sierra Leone, Liberya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Angola ve Sudan…
  • Sovyet Rusya’nın çöküşünden sonra çıkan bütün savaşlara “katkısı” oldu ama … 20 yıl Interpol ve CIA’dan kaçtıktan sonra 2008’de Tayland’da tutuklandı. 2012’de ABD’de mahkûm edildi ve şu an Amerika’da, Illinois’deki Marion Federal Hapishane’sinde 25 yıllık hapis cezasını çekiyor.
  • Viktor’un hayatı ve ticari başarıları, bazı “tesadüfler” üzerinden dikkatle incelenirse, CIA, MOSSAD, KGB gibi gizli servislerin işleyişleri hakkında ilginç bilgiler elde edilebilir. Biz de bunu yapmaya çalışacağız…
  • Öncelikle basit bir soru soralım: Avrupa ve ABD hükümetlerince El Kaide’ye ve Afrika’daki iç savaşlara yardım etmekle suçlanan, Interpol’ün kırmızı bülteniyle aranan(?) Viktor Bout, neden 20 yıl boyunca tutuklanmadı? Ruslar mı yardım etti? Sahte pasaport? FSB (KGB’nin yeni adı) desteği mi aldı?
  • Aslında cevap çok basit: Viktor Bout’un müşterileri arasında Birleşmiş Milletler, Amerikan ve Fransız orduları, Mi6, MOSSAD, CIA gibi gizli servisler vardı. Bunlar, resmî bütçe alamayacakları kirli işler için yıllarca Viktor’un uçaklarını kullandılar. Neden?

Read the rest

Amerika’nın Fransızları laboratuvar faresi gibi öldürdüğü gün… »

Amerika neden binlerce vatandaşını ve müttefiki(?) Fransızları laboratuar faresi gibi kullandı? Fransa neden vatandaşlarını savunmadı? Deneyler sırasında ölenler ne oldu? İsviçre’deki hangi ilaç firması bu cinayetlerin üzerini örttü?

16 Ağustos 1951’de, Fransa’da küçük, huzurlu bir köy olan Pont-Saint-Esprit, toplu bir histeri ile sarsıldı. Her şey gizemli bir kolektif gıda zehirlenmesiyle başladı. Köydeki 2 doktora koşan hastalar önce sindirim sorunları ile geldi: Bulantı, kusma, titreme, kızarma…

Ertesi gün delilik ve halüsinasyon başladı. Hastaneye araba ile taşınan hastalar çığlıklar atarak sağa sola saldırıyorlardı. Hayallerinde korkunç hayvanların saldırısına uğrayan, mezardan sesler duyan, vücutlarının parçalandığını gören insanları sakinleştirmek imkânsızdı.

11 yaşında bir çocuk annesini boğmaya çalıştı. 24 Ağustos gecesi, yani 8 gün süren delilikten sonra insanlar pencerelerden atlamaya başladılar. Psişik tezahürler, Ekim ayına kadar sürdü. Netice: 15 ölü, altmış yaralı, psikiyatri hastanelerine kapatılan yüzlerce hasta….

Bilim adamları ne dediler? Olaydan çok kısa bir süre sonra, Eylül 1951’de pek saygın tıp dergisi British Medical Journal, bütün krizlerin çavdardaki bir mantardan kaynaklandığını yazdı. Hangi delillere dayanarak peki?

Kara yoluyla 6 saat mesafede bulunan İsviçre’nin Bâle şehrinden bir ekip Sandoz ilaç firması tarafından gönderilmişti. Ekipte LSD maddesini çavdar mantarından ilk defa sentezleyen (1938) doktor Albert Hofmann da vardı. (Sandoz 1996’da Ciba-Geigy ile birleşip Novartis oldu.)

Sandoz ekibi Pont-Saint-Esprit’e gittiğinde, dünyada sadece birkaç bilim adamı sentetik LSD’nin varlığını biliyordu. Daha önemlisi, 1951’de Sandoz CIA ile gizli silahlar geliştiriyordu ve Fransızların bundan haberi yoktu.

Neydi Sandoz ve CIA arasındaki ilişki? Sandoz, CIA’ya önemli miktarda LSD tedarik ediyordu. Ama LSD bazlı yeni silahların geliştirilmesi için araştırma, deney ve danışmanlık da yapıyordu. İşte zavallı Fransız köylüleri istemeden bu deneylerde kobay olmuşlardı.

CIA bünyesinde bu projenin ismi ve çerçevesi birkaç kez değiştirildi: Blue Bird, MK/ULTRA, Artichoke… Kimyasal maddeleri kullanarak ABD vatandaşlarını kontrol etmek, casusları sorgulamak ve yabancı ülkelerde isyan tetiklemek gibi amaçları vardı.

Fransa’daki kobayları kullanan projenin müdürü olan Frank Olson, biyolojik ve kimyasal silahların geliştirme merkezi olan Fort Detrick’te çalışıyordu. Fort Detrick’te halen Ebola gibi virüslerin araştırıldığı bir P4 laboratuarı bulunmakta.

Bkz. Fransa’nın Suudi Arabistan’a sattığı biyolojik silah laboratuarının Yemen’deki salgın hastalıklarla ilgisi ne?

Sandoz, uzun süredir LSD’yi CIA’ya satıyordu ama Amerikan ordusuna satmak tabi çok daha ilginçti. Zira bir kaç casusu konuşturmak için gereken az bir miktara kıyasla, onbinlerce düşman askerini zehirlemek için tonlarca LSD satmak arasında çok fark vardı.

Amerikalılar geniş çaplı etkiyi görmek için LSD’yi 1950’de New York metrosunda denemek istediler. Ama temkinli olmak için önce Fransız kobay kullandılar. O tarihten beri « Declassified » olan belgelerde ölümün hedeflenmediği, Fransızların kazayla öldüğü yazıyor meselâ.

Ölümlü Pont-Saint-Esprit “kazasından” sonra Sandoz ve Fort Detrick’teki araştırma ekiplerine yeni görevler verilmiş. Ama kimse çıkıp da “milleti kobay gibi kullanmaya hakkımız yok” demiyor… Biri hariç: Frank Olson bir süre sonra isyan edecekti ama kendisi de bilmiyordu… Anlatacağız…

CIA, FBI ve Sandoz, 1950-1953 arasında New York’ta bazen tek bir vagonu hedef alan deneyler yaptı. (Big City et Mad Hatter operasyonları). Sorumlu ajan George Hunter White’ın yazdığı raporlar 1973’te imha edildi.

Read the rest

İtalyan mafyası Avrupa Birliği fonlarına nasıl el koydu? »

  • FETÖ’nün merkez kuruluşu Gladio’da garip şeyler oluyor. İtalyan mafyası Avrupa Birliği’ne ait fonlara nasıl el koydu? Brüksel’in Sicilya’ya gönderdiği müfettişleri kim öldürüyor? 1980’den sonra diğer aileleri kontrol altına alan ‘Ndrangheta’nın ipleri kimin elinde?
  • 30 Mart 1993’te Avrupalı bürokrat Antonio Quatraro Brüksel’de çalıştığı binanın 6 katından aşağıya atıldı ve polis aceleyle “intihar” kararı verdi. Fransa – Tayvan arasındaki garip ticareti konuşurken, bu tür camdan “düşmelerin” mafya tarafından tercih edilme sebebini anlatmıştık.
  • 1953’te basılan ve 2003’te “declassified” olan bir CIA belgesi şöyle diyordu: “…Kaza süsü vererek insan öldürmenin en iyi yolu, 25 m yüksekteki bir pencereden sert zemine atmaktır. Önce sol şakağına çok sert bir darbe vurun. Asansör boşluğu, korkuluksuz pencere veya bir köprü uygundur…”
  • Quatraro neden öldürüldü? Çünkü gırtlağına kadar bir yolsuzluğa batmıştı ve konuşma ihtimali yüksekti. Milyarlarca avro büyüklüğündeki bu olay, aslında buz dağının görünen ucuydu. Neden?

Read the rest

Çok Okumaya Dâir »

Çok, sık, büyük, fazla olanın rağbet gördüğü, muhabbet edildiği bir zamânda yaşıyoruz. Çok okumak ve çok okunmak, yazdığınız yazılarda fazlaca alıntılar yapmak, kaynaklar kullanmak, büyük büyük meydânları sokakları hayâl etmek, sıkça seyâhat etmek vs. Sayılarını arttırabileceğimiz gibi çeşitlerini de çoğaltmak mümkün. Mezkûr anlayışların hepsinde, bendenize, zamân-mekân ilişkisi açısından bir rol çalma çabası var gibi gelir. Aslında zamândan çalmaktır yapılan, farklı veçheleriyle.

Oysa, kudemâya göre zamânın içerisinde vakîtler, vakîtlere de iliştirilmiş dem’ler mevcûttur. Muhtelif kavrayış, anlayış, fehm, idrâk, argo söylersek oluru (yapıp-etmelerimizin) bu dem’leri yakalamamızla mümkündür. Şüphesiz ki böyle bir dünyâ görüşü zamândan çalmak şöyle dursun, ona tâbi olmayı görev sayacaktır. Burada aklıma gelmişken merâklısı olur için şunu da belirtmek isterim: yıllar önce okuduğum bir metninde Erich Fromm, saatin şehirlerde kullanılışının neden Batı’lı kentlerde olduğunu açıklamaya çalışmıştı.

Kudemâ derken, sâdece Müslümânları kastettiğimiz de sayılmasın. Belki mezkûr lafzı aslî anlamından daha vüs’atli kullandığımızı da eklemeliyiz. Birkaç örnek verelim.

Read the rest

Fransa Tayvan’ı Nasıl Kazıkladı? »

  • Hem özgür zannedilen bir ülkenin iç yüzünü, hem de küresel silah piyasasının çalışma şeklini görelim. Türkiye için fırsatlar ve tehditlerle birlikte…
  • Silah ticareti başka şeye benzemez; büyük kontratlar imzalanırken birkaç mühendis ve iş adamı camdan düşebilir(!) yahut kendini sırtından vurarak intihar(!) edebilir. Üstelik bu mafya yöntemlerini çok “demokratik hukuk devletleri” kendi vatandaşlarına karşı kullanabilir. Neden böyle olur?
  • Mesele para ve rekabet ile açıklanacak kadar basit değil. Nedir? Bir ülke masaya birkaç milyar dolar koyduğu zaman jeopolitik dengeleri değiştirecek silahlar alıyor olabilir. S-400 meselesinde gördük; ABD’den İsrail’e kadar her yerden ses geldi. Çünkü…
  • Çünkü silah ticaretinde dönen para, güç pastasının çok küçük bir parçası. Silahlı çatışmada mutlak üstünlük veren silahlar, satış fiyatının çok üzerinde değeri olan altın, uranyum gibi kaynakları ele geçirmekte kullanılabilir. Petrol söz konusu olduğunda ise Amerikan dolarının değeriyle oynarsınız!
  • Radarda görünmeyen, düşman uçaklarından hızlı gidebilen yahut atış menzilinin uzunluğu sayesinde isabet almadan düşmanı vurabilen uçaklar, Basra körfezi, Panama veya Süveyş Kanalı’na yakın bir ülkeye satılınca 5-6 milyar değil trilyonlar riske girmiş demektir.
  •  Buna ek olarak, satış sırasında ödenen yüksek komisyonlar, alıcı ve satıcı ülkelerdeki siyasî partilerin seçim kampanyalarını besler. Gizli kalması için vergi cennetlerinden geçen bu gizli kasalar sebebiyle Amerika, İngiltere, Fransa, Japonya kendi vatandaşlarını da öldürebilir.
  • Hemen her ülkede iktidar değişince, yeni gelen eskinin kirli çamaşırlarını ortaya döker. Fakat bazı sırlar, asla açılmaz. Açmaya yeltenen öldürülür. İşte o zaman derin devlet görünür olur. Hatta bazen devletlerin üzerindeki küresel iradelerin ayak sesleri duyulur.
  • Burada anlatacağımız mesele, Fransız derin devletini anlamak ve silah piyasasındaki masa altı oyunlarını keşfetmek için iyi bir fırsat. Hem silah ithal eden hem de savunma sanayiini geliştirmek isteyen Türkiye için çıkartılacak önemli dersler var.

Read the rest

İnsanları kullanan bencil manipülatörler kimdir? »

  • Çevrelerindeki insanları kâğıt peçete gibi kullanıp atan psikopatlar, zannedilenin aksine zeki insanlar değiller. Ama kullanacakları hassas kişileri iyi seçerler. Hatta hedef aldıkları zavallılar, genelde onları kullananlardan daha zekidir.
  • Bu psikopatları nasıl teşhis edebiliriz? “Manipülatör” dediğimiz bu insanların bazı ortak özellikleri vardır. Öncelikle 2 farklı maske: Evde/iş yerinde yani insanları kullandığı yerde (içeride) çok sert, sokakta, misafir yanında yahut patron karşısında (dışarıda) çok yumuşak.
  • Aman dikkat! Şizofren değil, içinde iyilik olan sert biri değil. Biri “iyi” diğeri “kötü” görünen iki maske. Buna ek olarak 4 taktik uygularlar. Nedir?
  • Birincisi cazibe/baştan çıkarıcı (cinsel manada değil). Bu ise taklit olarak tezahür eder: Ben de senin gibiyim, ben de o filmi çok sevdim, Ah! Aynı ben. Ah, tam ben de aynı şeyi söyleyecektim… Bu çok kullanışlıdır çünkü hepimiz anlaşılmak ve sevilmek isteriz. Ortak noktalar ilişkiye güven verir.
  • Manipülatör psikopat bize ideal dost/âşık/iş arkadaşı gibi görünür. İkinci taktikleri nedir? Birinciden sonra devreye kendini acındırma girer. “Ben hep kazık yedim, tahsilimi/evlenmemi engellediler, çocukluğum kötü geçti, annem/babam/kocam/… olmasaydı bugün kim bilir nerede olurdum…”
  • Sürekli yakınma sonunda hedefindeki hassas insan merhamet eder ve onun dertlerini kendi üzerine almaya başlar. Parası yoksa para, vakti yoksa vakit… Hedefteki insan, kendi ilişkilerini, etkili ve yetkili dostlarını da bu psikopatın hizmetine verecektir.

Read the rest

ABD’de gerçekleşmiş bir darbe girişimi »

  • Türkiye’de pek bilinmez ama ABD’deki bir general ve 500.000 askerle planlanan darbe girişimi oldu. 15 Temmuz’a çok benziyor. Sebepleri, yöntemi ve neticesiyle.
  • ABD’de gerçek iktidar halkın seçtiği başkan veya senatörler değildir. Eğer bunlar gerçekten ülkeyi yönetmeye kalkarsa öldürülürler. Fakat…
  • 1933’te bir grup iş adamı, General Smedley Butler’a darbe yapmasını ve faşist bir diktatörlük kurmasını teklif ettiler.
  • General Butler’ın başkan Roosevelt’i öldürmesini isteyen darbeciler (o zamanki değeriyle) 3 milyon $ ve 500.000 paralı asker hazırlamışlardı.
  • Kimdi bu darbeciler? Roosevelt’ten ne istiyorlardı? Bunlar İtalya ve Almanya’daki faşist rejimlere destek olan ABD şirketlerinin patronlarıydı.
  • Roosevelt’i öldürüp darbe yapmak isteyen firmalar: J.P.Morgan, la Chase National Bank, Dupont, Standard Oil, General Motors, Goodyear, Prescott Bush. Peki başkanın suçu neydi?

Read the rest

İsveç bir ileri demokrasi midir yoksa işgal altında bir sömürge mi? »

Devletler makinelere benzerler. Düzgün çalışırken fazla bir şey göremezsiniz ama motor su kaynatınca kapaklar açılır; bazı parçalar sökülür. O arada işlerin iç yüzünü anlama fırsatı doğar.

1980’lerin başında İsveç 10 yıl sürecek bir korku tüneline girdi. Sadece halkı değil İsveç deniz kuvvetlerini de yıllarca meşgul etti bu “casuslar”. Hatta sosyal demokrat Olof Palme hükümeti “davetsiz misafirlere dikkat” diye broşür bastırıp halkın şüpheli durumları ihbar etmesini istedi.

Yüzlerce ihbar oldu. Kıyıya yaklaşan denizaltıları avlamak için deniz kuvvetleri 600 kg’a varan patlayıcılar kullandı. Deniz kuvvetlerinin bütçesi arttırıldı. İsveç – Rus ilişkileri kopma noktasına geldi.

Kime aitti bu casus denizaltılar? Başta deniz kuvvetleri olmak üzere birçok ses Rusları suçladı. Ruslar bu ülkenin ezelî düşmanı değiller miydi?

Öncelikle İsveç’in NATO ile olan ilişkisine ve jeopolitik durumuna bakalım. İsveçliler uzun yıllardır tarafsız olmakla gurur duyuyorlar. Aslında Hitler’e ihtiyacı olan bütün madenleri sattılar ve soğuk savaşta NATO tarafından kullanılmak üzere üsler kurdular.

Bu üsler NATO bombardıman uçaklarına göre hazırlanmıştı. İsveç ordusunun iletişim ve erken uyarı sistemleri de NATO ile uyumluydu. Yani ordu her tehlikeye karşı değil Rus tehlikesine karşı ABD emrinde savaşmak üzere formatlanmıştı.

Dahası var. İsveç polisi, 1980 ve 1990’larda bile totaliter rejimleri aratmayacak sinsilikle sol görüşlü her vatandaşı fişliyordu. Yasal sendika üyeleri, dernek mensupları, solcu dergi yazarları takipteydi. Bunlara silah endüstrisinde ve orduda iş verilmiyordu. Ama…

Ama askerî ve politik açıdan NATO saflarında bir adım geride durdukları söylenebilir. Diğer yandan Baltık denizindeki özel konumları ve başkent Stockholm’ün adalar ve yarımadalar üzerine kurulmuş olması önemli. Neden?

Başkentin bu yapısı, casus denizaltıların yaklaşmasına müsait. Tanklara karşı avantaj sayılabilir ama deniz yoluyla yapılacak istihbarat girişimleri için bir zaaf. Casus denizaltı gibi dalgıçlar da olabilir. Bu kadar uzun bir kıyı şeridini sabotaj için gelmiş bir komando timinden korumak da zor.

Gelelim şimdi casus denizaltılara ve Rus korkusuna. Her şey 1980’de başladı. O yıl, deniz kuvvetleri, İsveç karasularında 2 yabancı denizaltının varlığını saptadı. Her iki ihlâl de askerî üslerin yakınında meydana gelmişti.

İsveç deniz kuvvetlerine göre bu iki gemi de “Whisky” sınıfındandı. (NATO, düşman silahlarını kolay tanımlamak için kendi sınıflandırma sistemini kullanır.) Whisky tipi denizaltılar Rus ve Polonya deniz kuvvetlerinin envanterinde mevcuttu.

İsveç ordusu nasıl bu kadar emin konuşabildi? Denizaltılar, motor ve pervane tiplerine göre farklı sesler çıkartılar ve suyun sesi iyi iletmesinden istifade ederek bu sesler kaydedilebilir; mukayese edilebilir. (İng. Acoustic signature)

Savaş gemileri bu casus denizaltıları takip ettiler ve yüzeye çıkmaya zorlamak için sualtı bombaları kullandılar. (İng. « depth charge »). İsveç halkı ordunun açıklamalarına inanmadı; bütçe artırmak için tezgâhlanan bir oyun olduğu iddia edildi. Read the rest

Fransa’nın Suudi Arabistan’a sattığı biyolojik silah laboratuarının Yemen’deki salgın hastalıklarla ilgisi ne? »

  • Biyolojik silahların ve karşı tedbirlerin üretildiği laboratuarlar nasıl çalışır? Bunların savaş ve terör riski bulunan bölgelere kurulması neden yasak? Fransa’nın Suudi Arabistan’a sattığı laboratuarın Yemen’deki salgın hastalıklarla ilgisi ne?
  • Biyolojik tehlike seviyeleri 4 kademede sınıflandırılır. 1ci seviyede suçiçeği gibi, çok hızlı öldürmeyen, aşısı bulunan, hızlı bulaşmayan, tecridi kolay hastalıklardır. Bu tehlikeye karşı alınacak önlemler asgaridir: Eldiven ve maske gibi.
  • 2ci seviye güvenli laboratuvarda (P2 denir) yine az tehlikeli ve az bulaşıcı virüs ve bakteriler var. Ama burada klinik örnekler ile yapılan rutin teşhis, araştırmalar vardır: Birlikte yetiştirme, virüs kopyalama ve konsantre virüsü içeren manipülasyonlar vb)
  • Askerî amaçla kullanılan bakteri ve virüsler P3 seviyesinde. Zira bunların doğal şekilleri değil bomba/füze ile seyahat edebilecek, belli aşılara cevap verip kullanan orduyu koruyacak, soğuk, sıcak, (uçaktan atılacaksa düşük basınç) gibi şartlara dayanıklı akrabaları üretilir.

Read the rest

Putinizm, küresel sermaye ve Rus savunma refleksi »

  • Londra’daki zengin Rusları kim intihar(!) ediyor? Neden ABD ve Avrupa’da Rus oligarkların mal varlıklarına el konuyor? Neden Rusya, FBI çalışanlarının Rusya’ya girmesini yasakladı? Neden Rusya petrol gelirine aşırı bağımlı ekonomisini çeşitlendirmiyor? Soğuk savaş 2.0 mı başladı?
  • İsrail ile Rusya’nın arası iyi ama bütün Yahudiler Putin’in dostu değil. Kimler? Organize finansal suçlarda uzmanlaşmış birkaç Yahudi, CIA tarafından devşirildi ve “başarılı iş adamı” maskesiyle Rusların üzerine salındı. Hedef? Başta petrol, bütün yeraltı kaynakları.
  • Bundan bir kaç sene evvel Fransa ve Rusya için stratejik önemi haiz bir projede karar destek sistemleri üzerine çalışıyordum. Projenin önemli bir aşaması tamamlanınca Moskova’da imza töreni düzenlendi. Fakat Rus proje ekibiyle buluştuğumuz o günün sabahı çok acayip bir şey oldu. Nedir?
  • Otelin zemin katındaki kahvaltı salonuna indik. Fransız ticaret bakanı bizi masasına davet etti. Havadan sudan konuşurken, uzun boylu, iyi giyimli bir adam neredeyse iki büklüm olarak bakan beyin yanına sokuldu; çok düzgün bir Fransızca ile ama yalvarır bir tonda şunları söyledi:
  • “Sayın bakanım, ben P.R. , Moskova’da faaliyet gösteren XYZ Capital Management bankasının genel müdürüyüm. Geçen hafta çelik yelekli, maskeli özel harekât timleri bankamızı bastılar; çalışanlarımızı tartakladılar; bazı hisse senetlerini, kontratları ve müşterilerimize ait mühürleri alıp gittiler.
  • Bakan bey soğukkanlı bir tavırla dinledi; Paris’e döndüğünde meseleyi cumhurbaşkanına aktaracağını söyleyerek adamı rahatlattı. Banka müdürü masamızdan uzaklaşınca bize dönerek bıkkın bir eda ile “işte böyle böyle Rusya’yı batıracaklar” dedi. Bakan bey şaşırmışa benzemiyordu.
  • Daha önce de söylediğimiz gibi, bir sistem düzgün çalışırken sırlarını çözemezsiniz. İşler aksadığı zaman çok rahat bilgi toplanır. Tamircide motor kapağı açılmış yahut kaza yapıp ters dönmüş arabanın içi/altı görünür. Devletler de böyledir.

Read the rest