RSS Feed for KaranlıkCategory: Karanlık

Karanlık / Zulmet / Darkness / Obscurité / الظلام »

Ne değildir? Karanlık  ışığın tersi değildir. Karanlık kendi başına varolamaz çünkü cevher olarak yaratılmamıştır. Işık’ın varlığı mutlaktır ama karanlığın varlığı izafîdir. Nedir? Karanlık Işık‘ın engellenmesinden doğan bir his. Işık kaynağının önüne bir cisim geldiğinde, ışık engellendiğinde biz bir gölge/Karanlık görüyoruz. Işık görmeyi umduğumuz yerde ışık yoksa “gölge var“ diyoruz. Gölgenin varlığı bir borç gibi, ödenmemiş […]

Varlık ve Hiç – Jean-Paul Sartre (Bölüm 7: Karanlık) »

“I like the darkit is my friend / there at beginnin’s / be there at the end…I like my own / I like my own” (Seasick Steve)   “… Proust’un sorguladığı gibi gece uykuya dalarken bıraktığımız Ben’i ertesi gün nasıl buluyoruz? Bir başka benliğe girmediğimizden nasıl emin olabiliriz? Yaşanmakta olan an bölünemezdir ve zamanın dışındadır çünkü […]

Siyah-Black / Sanjay Leela Bhansali »

  Sevgili kardeşim Melike Bayraktar’a… “Benim hikâyemdeki dünya farklı. Sesler sessizliğe dönüşür… Aydınlık da karanlığa… Benim dünyam bu… Ne görülür, ne de duyulur. Benim dünyamın tek bir ismi var: SİYAH”   Siyah/Black (2005) yönetmenliğini Sanjay Leela Bhansali’nin yaptığı Hindistan yapımı bir film. Eğer görmeyi göz-bakmak-görmek şeklinde tek düze bir eyleme indirmişseniz “doğuştan kör ve sağır […]

Varlık ve Hiç – Jean-Paul Sartre (Bölüm 6: Gölge) »

 “…Yaşam geçip giden bir gölgedir, oynadığı rolü süresince sahnede boy gösteren gariban bir aktör gibi, sonra bir daha duyulmaz sesi. Bir aptalın anlattığı zırvalarla dolu hikâye gibidir, anlamsızdır…” (William Shakespeare, Macbeth, 1606)[1] Eğer adına “gölge” ya da “yansıma” dediğimiz fizikî hadiseler olmasaydı vehimden, evhamdan,  aldatıcı şeylerden bahsetmek zor olurdu. Adına “Kâinat” dediğimiz şiir kitabı bir […]

Karanlık’ın Işığında Akıl »

Kıymetli bir dostumuz Bilmediklerimize sınır koyan bildiğimizi düşündüklerimiz olsa gerek! Karanlığı da bir gören olarak biliyormuşuz gibi tarif edip, tanımlamaya çalışıyoruz. Karanlığı, bir bebek gibi kucağımıza almış, kollarımızla sarmış ve gözlerine bakabilmişsek şayet ona devşirebilecekmiş gibi sahip olamayacağımızı, “tamamıyla bilemeyeceğimizi bilebilmek” yolunda ilk adımı atmış sayılırız. Dolayısıyla da karanlığın kuyruğuna, bacağına dokunmakla onu bildiğimizi söyleyemeyiz. […]