Author Archive

İslâm Kendi Hayatını İnşa Eder »

Bu makale İslam’ın hayat anlayışı adlı yazı dizisinin dördüncü bölümüdür. Birinci bölüm için buraya, ikinci bölüm için buraya , üçüncü bölüm için buraya tıklayınız.     İslam, başlangıç olarak insanı bulduğu noktada, hayatı ise mevcut gerçekliği ile muhatap alır. Fakat bulduğu nokta kendisinin (İslam’ın) yaşanılması için lüzumlu olan ferdi ve içtimai gerçeklik altyapısına genellikle sahip değildir. İslami […]

Sistemin Türk tanımı ve ırkçılık fiyaskosu »

 Anayasanın 66. maddesinde Türk tarifi yapılmıştır. Bu tarif aynen şöyledir; “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür”. Anayasanın bu hükmü ve tarifi konusunda ne söylenebilir? Veya konuya şöyle de girebilirim. Bu tarif karşısında söylenebilecek bir söz kalmış mıdır? Önce işin mizahı…

İslâm’ın Hayattan Geri Çekilme Hattı »

Bu makale İslam’ın hayat anlayışı adlı yazı dizisinin üçüncü bölümüdür. Birinci bölüm için buraya, ikinci bölüm için de buraya tıklayınız.  Dünya görüşlerinin test edildiği noktalardan birisi de, hayattan geri çekilme anlayışlarıdır. Hayatta asla geri çekilmeme düşüncesine sahip olan dünya görüşleri, “insanilik” vasfıyla ilgili tereddütler oluşturmaktadır.       Ne pahasına olursa olsun hayattan geri çekilmemekte ısrar eden ve […]

Irkçılık… Tabî Gerçeklik ile Yüksek Asalet Arasındaki Sıkışma »

 Irkçılık hem kendi tabiatı gereği problemlidir hem de çözüm çabaları birçok problemle karışarak akamete uğramaktadır. Irkçılığın kendi tabiatındaki problemler az çok bilinir ama çözüm çabalarının başka problemlerle karıştığı fark edilmez.   Irkçılığın genel kabul gören tabiatı, bir düşünce sisteminden ziyade psikoloji olduğu istikametindedir. Bu doğrudur da… Irkçılığın psikolojik kaynaklı bir tavır alış olduğu tespit edilirken, bunu […]

İslâm ile Hayatın Temas Noktası »

Bu makale İslam’ın hayat anlayışı adlı yazı dizisinin ikinci bölümüdür. Birinci bölüm için buraya tıklayınız   Hayatın mahiyeti temelde iki kaynak kabul eder. Birisi kendi tabiatından kaynaklanır ve tabi mecralar halinde ortaya çıkar. Diğeri ise akli ve iradi müdahalelerdir ki bunlar başlangıçta suni mecralar açar fakat bir müddet sonra farklı sebeplerle tabileşebilir.

İslam’ın hayat anlayışı – I »

Giriş İslam’ın hayat anlayışını çerçeveleyebilmek fevkalade zordur. Bu zorluğun sebepleri, hayatın çeşitli ve girift olması kadar İslam’ın da zengin kaynaklara sahip olması ve hayatın her konusu ile ilgilenmiş olmasıdır. Komünizmde olduğu gibi hayatı sadece ekonomi temelli kabul ederek kaynaklarını ve alanını darlaştırmak garabetine düşmemiştir. Proleter iktidarından bahsetmek ne kadar kestirme ve kolaydır. Fakat İslam, hayatı […]

Hâkimleri kamuoyundan korumak? »

 Ergenekon davası ile AKP kapatma davası vesilesiyle yoğun şekilde gündeme gelen ve hala sıcaklığını koruyan “yargılaması devam eden dava hakkında konuşmama kuralı” ciddi şekilde gözden geçirilmelidir. Bu kural lüzumluluğu hiç tartışılmamakta ve kural sabit kabul edilmektedir. Tüm tartışmalar, kuralın “veri” olarak ve hatta “mutlak doğru” olarak kabulü ile başladığı için esası gözden kaçırmaktayız. Bu kuralı […]

Kemalist Devlet’in Takiyyesi »

 Anayasal kurumların toplamına devlet dendiğini söylerken, zımnında Kemalist yaklaşımın kabul ettiği veya Kemalist kişiler tarafından temsil edilen kurumların kastedildiğini söylemiş oluyoruz. Başında Kemalist olduğu hususunda tereddütler olan kişilerin bulunduğu anayasal kurumların devleti temsil etmediği veya “devlet toplamı” içine girmediği malumdur. Çünkü Türkiye, Atatürk cumhuriyetidir. Bir devletin bir şahıs ismiyle nitelendirilmesi ne büyük bir garabettir . Atatürk cumhuriyeti

Türk Adaletinin iç hastalıkları »

  Hukuk bir çözüm kaynağı, mahkemeler bir çözüm mercii ise anlamı ve fonksiyonu vardır. Hukuk, muhtevasında çözüm üretecek tohumları beslemiyorsa, mahkemeler, verdikleri kararlarla ihtilafı halletmiyor aksine azdırıyor ve derinleştiriyorsa, o ülkede hukuk da yok, hakim de yok, mahkeme de yok demektir. Problemi çözmeyen mahkeme onu derinleştirmekten başka bir fonksiyon icra edemez. Zira hukukun ve mahkemelerin […]