RSS Feed for This Post

Çocuk hayatı görünmesi gerektiği gibi değil yaşadığı gibi resmeder

mekan-cocuk-resmi-mekanPicasso “hayatım boyunca çocuklar gibi resim yapmaya çalıştım” demişti. Neden? Çünkü çocukların gözü (=aklı) henüz büyükler kadar kirlenmemiş. Çocuk yaşadıklarını önyargısız, kuralsızca tasvir edebilir. Yetişkinle çocuk arasındaki hürriyet farkının en açık şekilde göründüğü yer ise mekân algısı. Zira yaşamamıza, görmemize, hareket etmemize imkân veren mekân bir cisim değil. Mekân cisimlerin varolduğu gibi varolan bir varlık değil; zaman gibi mümkünatın bir parçası. (Bkz. Mekân bir cisim değildir ki resmi yapılabilsin!)

Çocuklar hayatı görünmesi gerektiği gibi değil yaşadıkları gibi resmederler. Önemli şeyleri, çok sevdiklerini, çok korktuklarını büyük çizerler mesela. Çocuk şu veya bu ilkeler manzumesine uymaya çalışmaz. En saf, en naif estetik tercihleri çocuk resimlerinde bulmamız bu yüzden. Kıskandığı kardeşini küçücük, sıkça seyahat eden babasını evin dışında görürsünüz. Hayal güçleri ve özgürlükleri Rönesans’ın perspektif silindiriyle yassılaştırılmamış olan çocukların yaptıkları resimlere bakarak kendimizi kurtarabilir miyiz? Muhtevası çocuk resimlerinden oluşan bu sayfanın amacı tam da bu soruyu sordurmak.   (Bkz. Zaman-Mekân / Time-Space / शून्यता /悟り/ الزمان والمكان)

Dikkatle baktığınızda çocuk resimlerinde bazı benzerlikler fark edeceksiniz. Nedir? Çocuk resimlerinde zaman vardır. Çocuk farklı anlarda farklı şeylere baktığı için cisimleri o anda göründüğü gibi yahut eşyayı kullandığı gibi çizer. Meselâ aynı odada olmasına rağmen yatak üstten görünürken çekmeceli dolap karşıdan, çekmeceleri çeken birinin açısından resmedilir. Çocukların manzara resimlerinde de bu zaman ögesi vardır: Güneşli bir günde resim yaptıysa birkaç tane güneş çizer meselâ. Tren yandan, tepeler karşıdan, nehir üstten görünür. Bu farklar çocuğun Rönesansçı perspektif bilmediğini değil Rönesansçıların hayatı bilmediğini ispat eder. Çocuk gezinti esnasında farklı zamanlarda farklı şeylere farklı açıdan baktığı için yaşadığı gibi resmediyordur. Rönesansçı ise tek gözle sabit bir noktadan bakar gibidir. Adeta karanlık bir odanın duvarındaki küçücük bir delikten dünyayı dikizler, görünmeden görmeye, mekâna hükmetmeye çalışır. (Bkz. Görünmeden görenin iktidarı: Big Brother, Panoptikon ve Foucault)

Yine bu yüzden çocuk resimleri Matrakçı Nasuh’un şehir tasvirlerini hatta Tao ve Budist resmini andırır. Çünkü zamanı dışlamayan Japon ve Çin resim sanatında da sabah balığa giden balıkçılarla öğleden sonra kurulan pazarda balık satanları aynı resimde görebilirsiniz. Tıpkı Osmanlı ve İran minyatürlerinde sefere giden ordunun seyahatini, savaş sahnelerini ve zaferle dönüşünü görebileceğiniz gibi. Evet… çocuk resimlerine bakmak değil okumak gerek. Bu okuyuşun zevkini okurlarımızın irfanına bırakıyoruz.

mekan-cocuk-resmi-mekan-z

Resimleri büyük görmek için tıklayın.

 

mekan-cocuk-resmi-mekan-1 mekan-cocuk-resmi-mekan-2 mekan-cocuk-resmi-mekan-3 mekan-cocuk-resmi-mekan-4 mekan-cocuk-resmi-mekan-5 mekan-cocuk-resmi-mekan-6 mekan-cocuk-resmi-mekan-7 mekan-cocuk-resmi-mekan-8 mekan-cocuk-resmi-mekan-9

 

… Bu konuda e-kitapokumak için …

Edward Hopper’ı okumak

hopper-kapak 71 kitap indirin73 kitap indirinAmerikalı ressam Edward Hopper sadece Amerika’nın değil bütün Batı kültürünün en önemli ressamlarından biri. Hopper ile Batı resmi asırlardan beri ilk defa kısır ekol savaşlarını, soyut resim / figüratif resim gibi ölü doğmuş dikotomileri aşma fırsatı yakaladı.

Bu bağlamda, perspektif, ışık, gölge vb tercihleri aşan Hopper’ın yeni bir şey yaptığını savunuyoruz: Hopper Rönesans’tan beri can çekişen figüratif resme yeni bir soluk verdi. Tezimiz budur. Bu lisan-ı sûreti tahlil etmek için sadece Hopper’dan etkilenen diCorcia gibi fotoğrafçıları değil ondan beslenen Hitchcock, Jarmusch, Lynch gibi sinema yönetmenlerini, romancıları da kitabımıza dahil ettik. Diğer yandan Hopper’ın tutkuyla okuduğu filozoflardan yani Henry David Thoreau ve Ralph Waldo Emerson’dan da istifade ettik. Elinizdeki bu kitap Hopper tablolarına aceleyle örtülen melankoli ve yalnızlık örtüsünü kaldırmak için yazıldı. Hopper’a bakmak değil Hopper’ı okumak için. Buradan indirebilirsiniz.

Senin tanrın çok mu yüksekte?

senin-tanrin-cok-mu-yuksekte 71 kitap indirin73 kitap indirin Hissiyat – Maneviyat / νοούμενoν – φαινόμενα / إدراك حسي - حقيقة

Güzel olan ne varsa İnsan’ı maddî varoluşun, bilimsel determinizmin ötesine geçirecek bir vasıta. Sevgilinin bir anlık gülüşü, ay ışığının sudaki yansıması, bir bülbülün ötüşü ya da ağaçları kaplayan bahar çiçekleri… Dinî inancımız ne olursa olsun hiç birimiz güzelliklere kayıtsız kalamıyoruz. Etrafımızı saran güzelliklerde bizi bizden alan, yeme – içme – barınma gibi nefsanî dertlerden kurtarıp daha “üstlere, yukarılara” çıkaran bir şey var. Baş harfi büyük yazılmak üzere Güzel’lik sadece İnsan’a hitab ediyor ve bize aşkın/ müteâl/ transandan olan bir mesaj veriyor: “Sen insansın, homo-economicus değilsin”.

İşte bu yüzden “kutsal” dediğimiz sanat bu anlayışın ve hissedişin giriş kapısı olmuş binlerce yıldır. Tapınaklar, ikonalar, heykeller insanları inanmaya çağırmış. Ancak inancı ne olursa olsun bütün “kutsal sanatların” iki zıt yola ayrıldığını, hatta fikren çatıştığını da görüyoruz:

  • Tanrı’ya benzetme yoluyla yaklaşmak: Teşbihî/ natüralist/ taklitçi sanat,
  • Tanrı’yı eşyadan soyutlama yoluyla yaklaşmak: Tenzihî/ mücerred sanat.

Kim haklı? Hangi sanat daha güzel? Hangi sanatçının gerçekleri Hakikat’e daha yakın? Bu çetrefilli yolda kendimize muhteşem bir rehber bulduk: Titus Burckhardt hem sanat tarihi hem de Yahudilik, Hristiyanlık, İslâm, Budizm, Taoizm üzerine yıllar süren çalışmalar yapmış son derecede kıymetli bir zât. Asrımızın kaygılarıyla Burckhardt okyanusuna daldık ve keşfettiğimiz incileri sizinle paylaştık.Buradan indirebilirsiniz.

Sanat Yoluyla Hakikat Bulunur mu?

71 kitap indirin73 kitap indirin Hissiyat – Maneviyat / νοούμενoν – φαινόμενα / إدراك حسي - حقيقةİnanmak belki zor ama … eğer sınırsız görme kabiliyetine sahip olsaydık hiç bir şey göremezdik!güneşe dürbünle bakan biri gibi kör olurduk.Gözlerimizin sınırlı oluşu sayesinde görüyoruz dünyayı. Immanuel Kant’ın meşhur bir güvercini vardır, havayı iterek uçar ama havanın direncinden yakınır durur. “Hava olmasaydı daha hızlı uçabilirdim” der. Hakikat’i görmekte zorluk çekmemizin sebebi O’nun gizli olması değil tersine aşikar olmasıdır. Aksi takdirde Hakikat’i içeren, kapsayan ve perdeleyen daha hakikî bir Hakikat olması gerekirdi. İşte bu sebeple Hakikat’i görmek için Bilim’e değil Sanat’a ihtiyacımız var, bilmek için değil bulmak söz konusu olduğu için. Derin Düşünce yazarları Sanat-Hakikat ilişkisi üzerine yazdılar.Buradan indirebilirsiniz.

Derin Göz

(Son güncelleme: İkinci sürüm, 6 Nisan 2014)

71 kitap indirin73 kitap indirin Hissiyat – Maneviyat / νοούμενoν – φαινόμενα / إدراك حسي - حقيقةİnsan gözü daha verimli kullanılabilir mi? Aş, eş ve düşmanı gören Et-Göz’ün yanı sıra Hakikat’i görebilecek bir Derin-Göz açılabilir mi? Sanatçı olmayan insanlar için kestirme bir yol belki de Sanat. Çukurların dibinden dağların zirvesine, Yeryüzü’nden Gökyüzü’ne…Sanat’a bakmak için çeşitli yapıtlardan, ressamlardan istifade ettik: Cézanne, Degas, Morisot, Monet, Pissarro, Sisley, Renoir, Guillaumin, Manet, Caillebotte, Edward Hopper, William Turner,Francisco Goya, Paul Delaroche, Rogier van der Weyden, Andrea Mantegna , Cornelis Escher , William Degouve de Nuncques.

Peki ya baktığımızı görmek, gördüğümüzü anlamak? Güzel’i sorgulamak için çağ ve coğrafya ayırmadık, aklımızı uyaracak hikmetli sözlere açtık kapımızı: Mevlânâ Hazretleri, Gazalî Hazretleri, Lao-Tzû, Albert Camus, Guy de Maupassant, Seneca, Kant, Hegel, Eflatun, Plotinus, Bergson, Maslow, … Buradan indirebilirsiniz.

 

 

 

 

Trackback URL

  1. 1 Trackback(s)

  2. Haz 17, 2016: Leonardo da Vinci Rönesansa neden ihanet etti? | Ne Mutlu "İnsan'ım" Diyene!

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin