RSS Feed for This Post

Türk Solu Aforizmaları

  1. 1 Mayıs 1977 olayları nedeniyle Türk solcuları Taksim Meydanı’nı “kutsal” sayar. O gün doğanlar bugün 37 yaşında. Hala kocaman bebecikler.
  2. Türk solu fikri senede bir gün Taksim’de toplanıp tepişme düzeyindedir, devrim yapmış gibi sevinir ve polisten dayak yiyip mutlu olurlar.
  3. Türk solu 1 mayıslarda neyi kutlar ve kutsallaştırır? 100 seneden beri hep ahlayıp vahlama, hep ağlayıp zırlamasını ve mağduriyetini mi?
  4. Türk solu 1960’larda gücünün « zirvesindeyken » bile %3 oyu zor alırdı.
  5. Türk işçisinin kimliği « proleter veya ezilen » değildir. Ya Türk ya da Müslümandır. Belki Kastamonulu veya Alevî olabilir.
  6. Türk solcuları, “21ci yüzyılın solu nasıl olmalıdır, nasıl olabilir” sorusuna bir tek gün bile kafa yormuş mudur?
  7. Türk solcuları kendilerini tarif edemez ve Türkiye’nin sorunlarına çare aramazlar. Batı solu ne yaparsa onlar “ithal” ederler.
  8. Türk solu “Türkiye’nin solunun ne gibi özellikleri, diğer ülkelerden ne gibi farkları olmalıdır” diye düşünebilmiş midir? Hayır.
  9. Kemalist olmayan bir sol neden yok? Faşizmden yakasını kurtaramayan kurtlanmış abiler mi engel oluyor?
  10. Bürokrasiye, ceberrut devlete, Atatürk’e, İnönü’ye tapanlar alafranga solu anlayabilir mi?
  11. Kemalizmin dayattığı faşist idare altında, sefalet içinde inim inim inleyen halkın yoksullukta eşitlik istemediğini anlamıyorlar.
  12. Köylünün, işçinin cumhuriyet tarihinde ilk defa uçağa binebildiği bir iktidarı devirmeye çalışan solcular proleterya dostu olabilir mi?
  13. Grev gibi güçlü ve çok önemli bir silahı, sırf hükümete zarar vermek amacıyla yerli yersiz kullanmanın saçmalığının farkında mı Türk solcuları?
  14. Bizim olmayan yerli solcular Sovyetler Birliği’nin tam 23 yıl önce yıkıldığını biliyorlar mı?
  15. Solcularımızın bilmediği bir başka gerçek: İşçi sınıfının oyunu AKP’ye veriyor ve “kapitalist kalkınma” onlara ters gelmiyor.
  16. Nişantaşı’nda, Bebek’te, Caddebostan’da oturan zengin çocuğu Türk solcusu Türkiye’de on iki yıldır nasıl bir devrim yaşandığını hissedemiyor.
  17. Çevrecilik, hayvan hakları, kadına şiddete son gibi kavramların proleterya değil burjuva kavramları olduğunu da anlamaz Türk solu.
    1789 ile 1930 arasında bir yerde sıkışıp kalmış olan Türk solu ne iktidar olabilir ne de muhalefet.

 

… Türk Solu, gerçek sol ve sosyalizm üzerine kitap okumak için…

 

Sosyalizm İslam’a uyar mı? (Tartışma)

Erdoğan: Türk solunun bitmeyen kabusuBir yanda zekât üzerinden eşitlikçi bir İslâm yorumu yapan anti-kapitalist Müslümanlar. Diğer tarafta bir türlü iktidar olamayan, sosyalizmi bilmeyen, kemalizmi demokrasi zanneden devletçi, hatta darbe yanlısı bir Türk solu.

Türk solu geçmişiyle yüzleşemekten korkuyor. Solcunun solcuyu katlettiği 1 Mayıs 1977 bir tabu. Deniz Gezmiş’in ulusalcı duruşunu da eleştiremiyorlar. Evet… Türk solcuları iktidara yürümek için bir koltuk değneğine muhtaçlar. Peki ya İslâm? Sosyalizm İslâm’a ne kazandırabilir? Sosyalist devletlerin Müslümanlara yaptığı onca eziyetten sonra Müslümanlar sosyalizm ile ittifak yapabilir mi? Derin Düşünce okurları tartıştılar, biz de kitaplaştırdık. Buradan indirebilirsiniz.

Türk solu iktidar olur mu?

Erdoğan: Türk solunun bitmeyen kabusuKendini « sol » olarak tarif eden hareketler hiç olmadıkları kadar zayıf ve bölünmüş bir tablo çiziyorlar bugün. Türk Solu Dergisi’nin ırkçı söylemlerinden CHP’nin darbe çağrılarına uzanan bir kafa karışıklığı hakim. Muhalefet boşluğunun müzmin bir hastalığa dönüştüğü şu dönemde Türk solu bu boşluğa talip olabilir mi? Daha önce Dikkat Kitap kategorisinde yayınladığımız Pozitivizm Eleştirisi gibi bu kitap da Türkiye’deki sola tarafsız bakan bir çalışma. İyimser görüşler kadar geçmişe dönük ağır eleştiriler de var. İlginize sunduğumuz 82 sayfalık bu kitap Türkiye’deki “sol” grupların sorgulamalarına, projelerine ışık tutmak amacıyla derlenmiş makalelerden oluşuyor. Kitabı buradan indirebilir ve paylaşabilirsiniz. Ele alınan başlıca konular: Solda özgürlükçü hareketler, 68 Kuşağı, Devrimci sol, Kemalizm, ulusalcı sol akımlar, Sol ve İslâm, Cumhuriyet Gazetesi.

 

Erdoğan: Türk solunun bitmeyen kabusuDerin MAЯҖ

Etrafınızda “ben solcuyum” diyen kaç kişi var? Birgün Ya da Cumhuriyet Gazetesi, Türk Solu Dergisi okuyan? Yürüyüşlerde Marx, Lenin, Deniz Gezmiş ve Atatürk posterlerini yanyana taşıyan kişileri tanıyor musunuz? İşçi sendikalarında aktif rol oynayan dostlarınız var mı? Bu insanlar hasretle beklediğimiz sol muhalefeti kuramadılar bir türlü. Neden?

Marxist ve Marxçı (Marx’a dair ama marxist olmayan) miras ile yüzleşmedi Türk solcuları. Oysa Marx anlaşılmadan hiç bir sol projenin anlaşılmasına da imkân yok. Leninist, Stalinist, Maoist… Hatta Kuzey Avrupa’nın sosyal demokrat modellerini de çözemezsiniz. Marx’ın bıraktığı yerden devam edenleri anlamak için de gerekli bu okuma; dünya soluna bugünkü şeklini veren düşünürleri anlamak için: Rosa Luxemburg, Ernst Thälmann, Georg Lukács, Max Adler, Karl Renner, Otto Bauer, Walter Benjamin, Jürgen Habermas,… Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 1 Yorum

  2. Yazan:sKaya Tarih: Kas 6, 2015 | Reply

    Sayın yazara çok büyük ölçüde katılmakla birlikte bir itirazım ve müsaade ederse eklemelerim olacak;
    Önce itirazım; “7. Türk solcuları kendilerini tarif edemez ve Türkiye’nin sorunlarına çare aramazlar. Batı solu ne yaparsa onlar “ithal” ederler.” Önermenin birinci kısmına katılmakla birlikte, ithal etme kısmına katılamayacağım. Keşke ithal edebilseler, biraz daha evrensel sol anlayışına sahip olsalar, bu kadar faşist ve halk düşmanı olmazlardı.

    Bunlar da benden gelsin:

    “Türk solu, kendini halkçı olarak tanımlar ama halktan nefret eder. Onlara göre halk güdülmesi gereken koyun sürüsüdür, onları kendi haline bırakırsan ya milli olana verir ya yerli olana. (bknz. İstedikleri sonuç çıkmayınca bu koyun aforizması söylemlerine sık sık yansır)“

    “Türk solcularına göre halk cahildir, halkın, halka rağmen aydınlatılması !!! , aydınlanmaya direnenlerin stadlara doldurulup, projektörlerle zorla aydınlatılmaları gerekir. (Bu noktada; halka demokrasi getirmek için Irak’a giren ABD ile ne kadar benzeşiyorlar)”

    “Türk solu, Cumhuriyet ve demokrasi kelimelerini yerli yersiz telaffuz etmekle, yalama etmiştir. Cumhuriyete sahip çıkalım diye naralar atar, Cumhuriyet mitinglerinde salya sümük Cumhuriyet diye haykırır, oysa demokrasi sosu olmadan Cumhuriyet öyle yavan, hatta acıdır ki, ancak Stalin’in, Kaddafi’nin damak tadına uygundur. Hadi onların dediği olsun, boş versek demokrasiyi, geriye halkın oyu, sandık, meclis kalır. Bari ona sahip çıkın desek, bakın Soner Yalçın (05.11.2015) CHP’nin başına hitaben ne diyor: “ “Siz.. Eylemden, direnmekten, başkaldırmaktan hep çekindiniz. Bürokrat kimliğiniz nedeniyle -hayatın can merkezi- sokağı/eylemi unutup CHP’yi genel merkeze ve Meclis’e hapis ettiniz. Haziran Direnişi’ni, karşılarına Ekmel Bey’i koyarak durdurdunuz.” Tercüme edelim bu iş meclis ile Cumhuriyet ile olmaz diyor, ya vesayet ya da terör ile sol gelir bu ülkeye demek istiyor”

    “Türk solunun, demokrasi anlayışı ise tam bir feciattır. Savcının kafasına silah dayamayı, sokaklarda Molotof kokteyli ile oynaşmayı, yakıp yıkmayı demokratik hak zannederken, başörtüsü ile üniversiteye/kamusal alana girmeyi veya Atatürk’e muhalafet edebilmeyi Militan Demokrasi (Vural Savaş’ın kulakları çınlasın) olarak görür. Tiz kelleri uçurulmalıdır.”

    “Türk solu, komünizm ile faşizm arasındaki git-gellerinden deli divane olmuş, nerede duracağını bilemediğinden, oynak bi şey olup çıkmıştır. Kendileri de bu durumun farkında olduğundan hiçbir şey söylemeyip çok şey söylemiş gibi yaparlar. (Bknz. K.Kılıçdaroğlu’nun 1 Kasım öncesi HDP,PKK, kürt sorunu duruşu. Çözüm için hiçbir şey söylemeyerek/söyleyemeyerek ne şiş (ulusalcı) yansın, ne kebap (sosyalist) anlayışı)
    Kendilerini tarif etmekteki çaresizliklerine, tek çare; karşının karşısında olmaktır. Yani her daim muhalefet, ama her şeye muhalefet, arada (halkçı) Marmaray’da kaynar, 3. Köprü de, HES de, eğlence parkı da, TL işareti de ve hatta bayram tatili bile (Halkçı, emekçi !, işçi !, solcuların, nedense 4 günlük tatilde soluğu tatilde alacaklarından oy kullanmayacaklarından korkulur)”

    “Türk solu,……

    Biri beni durdursun.

    Değil bu sayfaya yorum, kitap bile yetmez Türk solunu anlatmaya.

    Yine de, Allah Türk solunu başımızdan eksik etmesin, onlar yüzünden teorik tartışmalara girmeye gerek kalmıyor, kendilerine en iyi muhalefeti de yine kendileri yapıyorlar, onların bu halini gören köşe bucak kaçıyor Türk solundan.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin