RSS Feed for This Post

Dövüş Kulübü / Chuck Palahniuk

fightclub“… Reklamlar insanları gerek duymadıkları arabaların ve kıyafetlerin peşinden koşturuyor. Kaç kuşaktır insanlar nefret ettikleri işlerde çalışıyorlar. Neden? Gerçekte ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alabilmek için […] Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı. Bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız hayatlarımız. Bizi bir gün milyoner olacağımıza, film yıldızı, rock yıldızı olacağımıza inandıran televizyon programlarıyla büyüdük, ama bunların hiçbirini olamayacağız. Bunu yavaş yavaş öğreniyoruz ve o yüzden çok ama çok kızgınız […] Mobilya satın alırsınız. Kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe. Kanepeyi alırsınız ve sonraki birkaç yıl boyunca, hangi işiniz ters giderse gitsin, en azından, kanepe sorununuzu çözmüş olduğunuzu bilirsiniz. Sonra aradığınız tabak takımı. Sonra hayallerinizdeki yatak. Perdeler. Halılar. Sonra o güzel yuvanızda kısılıp kalırsınız. Bir zamanlar sahip olduklarınız artık sizin sahibiniz olur […] Sizler özel değilsiniz, Sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz. Sizler işiniz değilsiniz… Sizler paranız kadar değilsiniz… Bindiğiniz araba değilsiniz… Kredi kartlarınızın limiti değilsiniz… Sizler iç çamaşırı değilsiniz …” 

 

… Bu konuda okumak için…

sen-insansinSen insansın, homo-economicus değilsin!

Avusturyalı romancı Robert Musil’in başyapıtıNiteliksiz Adam, James Joyce‘nin UlyssesveMarcel Proust‘un Geçmiş Zaman Peşinde adlı eserleriyle birlikte 20ci asır edebiyatının temel taşlarından biri. Bu devasa romanın bitmemiş olması ise son derecede manidar. Zira romanın konusunu teşkil eden meseleler bugün de güncelliğini koruyor.  Biz “modernler” teknolojiyle şekillenen modern dünyada giderek kayboluyoruz. İnsan’a has nitelikleri makinelere, bürokrasiye ve piyasaya aktardıkça geriye niteliksiz bir Ben’lik kalıyor. İstatistiksel bir yaratık derekesine düşen İnsan artık sadece kendine verilen rolleri oynayabildiği kadar saygı görüyor: Vatandaş, müşteri, işçi, asker… Etik ve estetik tercihlerini yani hürriyetlerini yitiren modern insanlar neden bu duruma düştüler?

İnsan’ı sevmek, eşyayı kullanmak gerekiyordu, tam tersi oldu. Eskiden teknoloji ve para insanlara aitti, insanlar bunları kullanırdı. İçinde yaşadığımız çağa baktığımızda ise insanların teknolojiye, devlete ve ekonomiye adeta yakıt olduğunu görüyoruz. Modern sistemler tarafından öğütülüyor insan; eşya gibi kullanılıyor. İnsanî değerler serbest piyasada mal gibi alınıp satılıyor. İnsan kendi eliyle yaptığı makinelerin, piyasa ve devlet gibi sistemlerin altında ezilmiş vaziyette. Liberalizm, sosyalizm veya İslâmcılık gibi aynı kumaştan dikilmiş modern elbiseler arasında seçim yapmak özünde seçimsizlikten ibaret. “Sorunlar, onları üretenlerin mantığı ile çözümlenemez” diyordu Albert Einstein. Gerçek şu ki pozitivizmin sebep olduğu sorunları pozitivist fikirlerle çözmeye imkân yok.

Makinelerin dişli çarkları arasında kaybettiğimiz İnsan’ı Niteliksiz Adam’ın sayfalarında arıyoruz; dünya edebiyatının en önemli eserlerinden birinde. Çünkü bilimsel ya da ekonomik düşünce kalıplarına sığmayan, aşkın bir İnsantasavvuruna ihtiyacımız var. Homo-economicus ya da homo-scientificus değil. Hürriyetinin yani mes’uliyetinin şuuruyla yaşayan…  sadece İnsan. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin