RSS Feed for This Post

19 Mayıs Pensilvanya’da coşku ve sevinç ile kutlandı

fethullah

… Kaybedenler Klübü üzerine e-kitap okumak için…

Kaybedenler Klübü: Anti-demokratik bir muhalefetin kısa tarihi

T.C. kurulurken Hitler, Mussolini ve Stalin başrolleri paylaşıyordu. İki dünya savaşının ortalığı kasıp kavurduğu o korkunç yıllarda “bizim” Cumhuriyet gazetesi’nin faşizme ve faşistlere övgüler yağdırması bir rastlantı mıdır? Kemalistlerin ilâhı olan Atatürk’ün emriyle 80.000 Alevî Kürd’ün Dersim’de katledilmesi, Kur’an’ın, ezanın yasaklanması, imamların, alimlerin idam edilmesi, Kürtleri, Hristiyanları ve Yahudileri hedef alan zulümler de yine Atatürk ve onu ilahlaştıranlar tarafından yapılmadı mı?

Bu ağır mirasa sahip bir CHP ve Türk solu şimdilerde “İslâmî” olduğu iddia edilen bir cemaat ile, Fethullah Gülen’in ekibiyle ittifak içinde. Yobaz laiklerin, yasakların kurbanı olduklarını, baskı gördüklerini iddia ediyor bu insanlar. Ama bir yandan da alenen İslâm düşmanlığı yapan her türlü harekete hatta İsrail’e bile destek vermekten çekinmiyorlar. Tuttukları yol İslâm’dan daha çok bir ideolojiye benziyor: Gülenizm. Millî istihbarattan dershanelere, dış politikadan bankalara kadar her konuda dertleri var. Ama Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Arakan’da zulüm gören Müslümanları dert etmiyorlar. Acayip…

Türk solu, CHP ve Fethullah Bey… Nereden geldiler? Nereye gidiyorlar? Elinizdeki bu kitap meseleyi tarihsel bir perspektifte ele almayı amaçlıyor.Buradan indirebilirsiniz.

fethullah-gulen-kapak

Fethullah Gülen’i yi bilirdik

(Son güncelleme: Üçüncü sürüm, 28 Ocak 2014)

Türkçe Olimpiyatlarını ve Türk okullarını sevmiştik. Gözü yaşlı vaizin Amerika’da yaşamasına alışmıştık. 1980 öncesinde komünizme karşı CIA ile işbirliği yapmasına “taktik” demiştik. Fethullah Gülen aleyhine açılan davalardan birinin iddianamesinde“pozitivist felsefeye karşı olmak” ile suçlanıyordu. Biz de karşıydık pozitivizme. “Aferin” dedik, “bizdensin”.

Bugün gerçek şu ki Fethullah Bey’in ekibi manşetle, kasetle hükümet devirmeye çalışan, yalan haberle Türkiye’yi ve Müslümanları sürekli zora sokan çirkin insanların tahakkümü altında. Bizim sevdiğimiz, güvendiğimiz “küçük eller” ise koyun sürüsü gibi suskun. Medyada, devlet kurumlarında, emniyet ve adaletin içinde çeteleşme, ergenekonlaşma var. Gülen cemaati dünya ile uğraşmaktan ahirete vakit ayıramıyor. Gülen cemaati bir cemaatten başka herşeye benziyor.

Kitabın ilk yarısında Fethullah Bey’i ve ekibini öven, yapılan iyi işleri savunan, destekleyen makaleler bulacaksınız. Bugün yaşadıklarımızla birlikte değerlendirince can acıtan bir soru kendini dayatıyor bize: Fethullah Gülen ve kurmayları bizi baştan beri kandırdı mı? Yoksa “küçük eller” dediğimiz masum insanların  güzel teşkilâtı sonradan mı kokuştu? Kitabı buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 9 Yorum

  2. Yazan:Olcay Tarih: May 22, 2014 | Reply

    eğer Hocamız bu gösterdiğin gibi ise Allah bizim belamızı versin,yok değilse Allah sizi Ahirette cehennemin dibine soksun biz amin diyoruz sizde amin dermisiniz.

  3. Yazan:my Tarih: May 22, 2014 | Reply

    ALLAH kime ne yapacagini bilir 🙂

  4. Yazan:Müslüman Tarih: May 22, 2014 | Reply

    Gülenciler nâr ister, O verir; Müslümanlar nûr ister, O verir. Pensilvanya’dan gelecek habere bakmaz O.

  5. Yazan:Ekrem Senai Tarih: May 22, 2014 | Reply

    Gülencilerde bu bela okuma fetişizmin kaynağı nedir çok merak ediyorum.
    Allah kimsenin belasını vermesin kardeşim. Allah hepimize istikamet versin, hakkı hak görüp tabi olmakla rızıklandırsın, batılı batıl bilip kaçınmakla muhafaza eylesin. İyi dua etmek bu kadar zor mu hakikaten?

  6. Yazan:Muzaffer Kazım Tarih: May 23, 2014 | Reply

    Merhaba bir dua da benden (aslında risaleden uyarladım):

    Allah hepimize sıhhat-ı fikir, istikamet-i nazar ve selamet-i kalb versin.

    Bu duayı anlamayanlar için kısaca:

    sıhhat-ı fikir yani sağlıklı düşünce, istikamet-i nazar yani doğru bir bakış açısı (ile olayları doğru görerek yorumlama), selamet-i kalb yani kalp selameti…

  7. Yazan:Olcay Tarih: May 27, 2014 | Reply

    Nur Şakirtlerine eğer ilişirseniz,bekleyen belalar sel gibi üstünüze yağacaktır.Bunu kerratla söylüyoruz.
    Elbette bize en elzem iş,telaş etmemek,meyus olmamak,birbirimizin kuvvei maneviyesini takviye etmek,korkmamak,tevekkülle bu müsibeti karşılamak ve habbeyi kubbe yapan gazetelerin kubbelerini habbe görüp ehemmiyet vermemektir.Bu dünya hayatı hususan bu zamanda bu şartlar altında kıymeti yoktur.Başa ne gelirse gelsin ,hoş görmeliyiz.

  8. Yazan:Ekrem Senai Tarih: May 27, 2014 | Reply

    Allah’ın işine karışmak en büyük edepsizliktir. Ne siz nur talebesisiniz, ne de Allah, Suriye’de açlıktan kedi yiyen çocuklara zulmedenleri cezalandırmayıp sizin kaçan rahatınızın bekçisi.
    Bu ne büyük kibir, ne edepsiz bir söz.
    Biz bunların sadece hocaları beddua eder zannediyorduk, şakirtleri de belacıymış.
    Bak kardeş sana kerratla söylüyorum. Bela, öyle bir şeydir ki ortada kalmaz. Döner gelir bumerang gibi bela okuyanın başına patlar.
    Haydi kullarından geçtik, siz Allah’tan da mı korkmuyorsunuz?

  9. Yazan:Olcay Tarih: May 28, 2014 | Reply

    Biz Elhamdülillah Müslümanız,Haşa Rabbimizin işine karışmayız,karışamayız.Bizim işimiz Dinimize hizmettir.Bizim yöntemimiz budur,en iyi bizim yöntemimizdir,ancak tek doğru bizim yöntemimiz değildir.(bu deyiş yanlış değil)
    Şuna inanın biz terörist değiliz,haşhaşi değil,sapkın değiliz….

  10. Yazan:Ekrem Senai Tarih: May 29, 2014 | Reply

    Olcay kardeşim,

    Siz “biz” diye konuştukça aynı tas aynı hamam devam edersiniz. Çünkü size Bediüzzaman’ın “buz hükmündeki enaniyetinizi şahs-ı manevi havuzunda eritmek” sözünü kötüye kullanarak sizin şahsiyetinizi ortadan kaldırdılar. Siz, kendi başınıza düşünemezsiniz. Abinizin fikri neyse sizin fikriniz o. Onlar fikir değişitirise siz de değiştirirsiniz. A parti yerine B’yi destekliyoruz derlerse sorgusuz sualsiz desteklersiniz. Sizin şahsiyetinizi, kimliğinizi, aklınızı, ruhunuzu esir aldılar. Bu da endoktrinasyonun ayrı bir şekli. Milli Eğitimin Kemalizm’le yaptığının aynını Işık evlerinde Gülen için abileriniz size yapıyor. Beyninizi boşaltıp sizi olmalarını istedikleri şekilde kodluyorlar.
    Bir robota, robotluktan çık demek anlamsız ama belki içinizde kodlanmamış bir kaç beyin hücresi kalmıştır diye umutsuzca sesleniyorum.
    Bana abilerinizin sözlerini kendi fikriniz gibi anlatmayın.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin