RSS Feed for This Post

#DirenGezi’nin Faydaları(6): Gezi demokrasiye güç verdi, reformlara hayır diyemezler

Fadime Özkan: 2007’de AK Partiye cumhurbaşkanı seçtirmemek için harekete geçen koalisyona, 367 saçmalığının icadına siyasetin, medyanın, kurumların desteği oldu ama toplumsal destek de oldu. Cumhuriyet mitinglerinde on binlerce insan Çankaya’ya başörtülü biri çıkamaz diye sokaklara döküldü. Bazı insanların haklarının gasp edilmesini onaylayan toplumsal bir kesim de var yani?

 Markar Esayan: Doğru, CHP bunu bir rejim meselesine çevirmek için öndeydi ama bu sadece CHP’yle sınırlı değil. Yüz binlerce insan
meydanlara çıktı, ordu göreve pankartları açıldı. Bütün ulu-solcu STK’ların baroların vs. orada olduğunu gördük. Çok acıklı bir durumdu. 90 yıllık bir statüko var Türkiye’de. Bu statükonun temsilcisi olduğunu düşünen bir siyasi parti ve onunla dayanışma içinde olan yargı ve askeri vesayet kurumları, bürokrasi, onun altında hizalanmış medya, odalar, sendikalar, üniversiteler var. Bu yapı Türkiye’yi yıllardır yöneten bir yapı. Bu yapının iktidarını kaybederken ses çıkarmaması mümkün değildi. Burada tabii o paralelde düşünen geniş bir halk kesimi olduğunu da görmek lazım. Türkiye toplumsal siyasi açıdan dönüşüyor, onu dönüştüren bir kesim var ama dönüşmeyen kesim de var. Sonuçta bu ideoloji bir toplum yarattı. Biz de onun ürünüyüz sadece beyaz Türkler, Kemalistler değil. Bizim ya da AK Parti’nin çelişkili halleri de oradan aldığımız kodlardan ötürü lapsuslar halinde ortaya çıkıyor zaman zaman.
(StarGazete)

 
… Çapulcular üzerine okumak için…

 

kapak_kitap_capulcularÇapulcular” ne istiyor?

Genel seçimler yaklaşırken başladı Taksim Gezi Parkı olayları. İnsanlar öldü, yaralananlar, tutuklananlar oldu. Taksim’deki sanat galerileri bile yağmalandı. Maddî zarar büyük: Yakılan otobüsler, özel araçlar, iş yerleri. Ancak hâlâ isyancıların ne istediğini bilmiyoruz. Taksim Dayanışma Grubu’ndan çelişkili açıklamalar geliyor. Polisi ya da göstericileri suçlamadan önce şunu bilmek gerekiyor: “Çapulcular” ne istiyor? Daha fazla demokrasi? Sosyalizm? Devrim? Darbe? Elinizdeki e-kitap bu sorulara cevap arıyor. Buradan indirebilirsiniz.

 

Hükümeti devirmek isteyen birileri mi var?

Hükümeti_devirmek_kapak4 Türk bankası çalışanlarını sömürmek, tüketiciyi kandırmak ve haksız rekabetten dolayı çok ağır cezalar yediler. Hemen ardından Türkiye tarihin en büyük anti-kapitalist ayaklanmasını yaşadık. Göstericiler “Sosyalist Türkiye” ve “yaşasın devrim” sloganları atarak orak-çekiçli pankartlar, Deniz Gezmiş posterleri taşıdılar. Tuhaf olan ise bazı bankaların ve holdinglerin bu ayaklanmaya destek olmasıydı. Anti-kapitalist göstericiler 20 gün boyunca İstanbul’un en lüks otellerinden birinde bedava kaldılar. Tuhaflıklar bununla da bitmedi. CNN, BBC, Reuters ve daha bir çok medya kuruluşu bir kaç sene önce, üstelik yabancı ülkelerde çekilmiş yaralı ve ölülerin  fotoğraflarını “Türkiye” diyerek servis etti. Tayyip Erdoğan’a destek için toplanan AKP’lilerin fotoğrafı CNN tarafından kazayla(?) “Ayaklanmış Protestocular” olarak yayınlandı.

Dünyada da tuhaf şeyler oldu:

  • Türkiye ile neredeyse aynı anda Brezilya’da bir halk(?) ayaklanması başladı.
  • Georges Soros’a ait ekonomi gazeteleri Çin ekonomisi hakkında aşırı kötümser haberler yaydılar.

“Kazalar” bu kadar çoğalınca insanlar ister istemez bazı şeyleri sorguluyor:

  • Türk bankaları neden sermaye düşmanı, anti-kapitalist bir ayaklanmaya destek oldu?
  • Acaba 2008 krizinden sonra kan kaybeden ABD ve Avrupa kaçan sermayeyi geri  çekmeye mi çalışıyor?
  • Brezilya, Çin ve Türkiye Avrupa ve ABD’deki yatırımları çekmenin cezasını mı ödüyor?

Elinizdeki kitap bu sorulara ve darbe iddialarına cevap arıyor. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin