RSS Feed for This Post

Gezi Parkı, el öpenler ve Münafikûn suresi

başbakanın mezarda yatan annesine “orospu” dedikten, “devleti tanımıyorum, başbakanı asalım” diye haykırdıktan bir kaç gün sonra aynı devletten koruma istemek…Aynı devletin polisine, mahkemesine sığınmak… Gezi parkı devrimcilerinden bir Marx, bir Mandela, bir Nazım Hikmet ya da bir Che çıkmadı. Devrim uğruna canlarını, mallarını, özel hayatlarını, hatta evlatlarını feda eden bu otantik devrimciler düşmanlarında bile bir saygı uyandırmışmardı. Oysa bizim Taksim Dayanışması’ndaki çakma devrimciler sattılar davalarını. Kimi “ben yapmadım o yaptı” diye arkadaşını sattı, kimi gidip başbakanın elini öptü. Gezi’deki göstericilere para veren, otellerinde yatıranlar da çark ettiler, AKP’ye övgüler düzüyorlar şimdi. Bu koca adamlar niye böyle yalakalık yapıyorlar?

Daha önce dediğimiz gibi zulme direnen meşru öfke  ehlileştirilmez. Haksızlığa isyan edenler para ile satın alınmaz, polisten, hapisten, sürgünden ve ölümden korkmaz. Ama bir de hayvanî ökfe vardır. Trafik tıkanınca açar camı, ana avrat küfreder. Öndeki taksinin çam yarması şöförü elinde sopayla gelince öfkeli adam tırsar, köpek gibi sırıtır, yılışır, yalakalık yapar. « Ağbim yannış annadın » filan demeye başlar. Çünkü öfkesi meşru değildi. Benlik iddiasında, adalet değil intikam peşindeydi. (Bkz. Derin insan kitabı) Yani zulme direnmek, O’nun rızası için öfkelenmek başkadır, benlik iddiasıyla öfkelenmek başka.

Gezi parkı’nın devrimcileri(?) sayesinde bir kez daha anladık ki İnsan’ı hayvanlardan ayıran üç korku varmış: Ayıplanma korkusu, polis korkusu ve ALLAH korkusu. Bu korkuların üçü birden ortadan kalkınca insanlar hayvanlaşıyormuş; hatta hayvandan beter oluyormuş. Taksim Dayanışma’nın öfkesi de nefsanîymiş. Çünkü kendisinden daha güçlü gelince susmuş, sakinleşmiş. Yani adalet ya da barış imkânı doğunca durmamış, durmak zorunda kalınca durmuş.

Basından iki küçük alıntıyı ve arkasından Münafikûn suresini nazarlarınıza sunuyorum. Meğer 1400 yıldır değişen bir şey yokmuş. Mûnafıkların külâhı hiç boş kalmıyormuş.

Şafak Sezer
Gezi Parkı olaylarının önder sanatçılarından Şafak Sezer, dün akşam AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın iftarına katıldı. Sezer, masasına gittiği Başbakan Erdoğan’dan özür dileyip elini öpmek istedi. 5 dakika süren sohbete Sezer’in oyuncu arkadaşları ile Emine Erdoğan da dahil oldu.

Ali Koç

“Türkiye’yi 2023 vizyonuna, yani dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına taşıyacak temel taşlarından biri Ar-Ge gücümüzü geliştirmektir. Türkiye’nin en çok Ar-Ge harcamasını yapan topluluğumuzun son 5 yıldaki yatırımı 2.7 milyar TL. Türkiye ekonomisinin yüzde 9’unu, ihracatının yüzde 10’unu, devletin toplam vergi gelirlerinin yüzde 9.4’ünü teşkil eden Koç Topluluğu’nun Türkiye’nin özel sektör Ar-Ge harcamasındaki payı yüzde 10 düzeyinde. Durum böyleyken Türkiye’nin global bir oyuncu olması dışında bir hedefimiz, planımız olamaz. Ali Koç, “Ülkemizin ortalama Ar-Ge harcamalarının net ciroya oranı yüzde 0.9 iken, Koç Topluluğu’nda bu rakam yüzde 1.73 ile uluslararası standartlara yakın seviyelerde. Hükümetimizin Ar-Ge’ye verdiği önem bizler için en büyük motivasyon kaynağı oldu”

63-el-MÜNÂFİKÛN

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla.

1. Münafıklar sana geldiklerinde: Şahitlik ederiz ki sen Allah’ın Peygamberisin, derler. Allah da bilir ki sen elbette, O’nun Peygamberisin. Allah, münafıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir.

2. Yeminlerini kalkan yapıp Allah yolundan yan çizdiler. Gerçekten onların yaptıkları ne kötüdür!

3. Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar.

4. Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar?

5. Onlara: Gelin, Allah’ın Peygamberi sizin için mağfiret dilesin, denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların, büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.

6. Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Allah onları kesinlikle bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez.

7. Onlar: Allah’ın elçisinin yanında bulunanlar için hiçbir şey harcamayın ki dağılıp gitsinler, diyenlerdir. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar bunu anlamazlar.

8. Onlar: Andolsun, eğer Medine’ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır, diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah’ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.

9. Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.

10. Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam! demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın.

11. Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

… Çapulcular üzerine okumak için…

 

kapak_kitap_capulcularÇapulcular” ne istiyor?

Genel seçimler yaklaşırken başladı Taksim Gezi Parkı olayları. İnsanlar öldü, yaralananlar, tutuklananlar oldu. Taksim’deki sanat galerileri bile yağmalandı. Maddî zarar büyük: Yakılan otobüsler, özel araçlar, iş yerleri. Ancak hâlâ isyancıların ne istediğini bilmiyoruz. Taksim Dayanışma Grubu’ndan çelişkili açıklamalar geliyor. Polisi ya da göstericileri suçlamadan önce şunu bilmek gerekiyor: “Çapulcular” ne istiyor? Daha fazla demokrasi? Sosyalizm? Devrim? Darbe? Elinizdeki e-kitap bu sorulara cevap arıyor. Buradan indirebilirsiniz.

Hükümeti devirmek isteyen birileri mi var?

Hükümeti_devirmek_kapak4 Türk bankası çalışanlarını sömürmek, tüketiciyi kandırmak ve haksız rekabetten dolayı çok ağır cezalar yediler. Hemen ardından Türkiye tarihin en büyük anti-kapitalist ayaklanmasını yaşadık. Göstericiler “Sosyalist Türkiye” ve “yaşasın devrim” sloganları atarak orak-çekiçli pankartlar, Deniz Gezmiş posterleri taşıdılar. Tuhaf olan ise bazı bankaların ve holdinglerin bu ayaklanmaya destek olmasıydı. Anti-kapitalist göstericiler 20 gün boyunca İstanbul’un en lüks otellerinden birinde bedava kaldılar. Tuhaflıklar bununla da bitmedi. CNN, BBC, Reuters ve daha bir çok medya kuruluşu bir kaç sene önce, üstelik yabancı ülkelerde çekilmiş yaralı ve ölülerin  fotoğraflarını “Türkiye” diyerek servis etti. Tayyip Erdoğan’a destek için toplanan AKP’lilerin fotoğrafı CNN tarafından kazayla(?) “Ayaklanmış Protestocular” olarak yayınlandı.

Dünyada da tuhaf şeyler oldu:

  • Türkiye ile neredeyse aynı anda Brezilya’da bir halk(?) ayaklanması başladı.
  • Georges Soros’a ait ekonomi gazeteleri Çin ekonomisi hakkında aşırı kötümser haberler yaydılar.

“Kazalar” bu kadar çoğalınca insanlar ister istemez bazı şeyleri sorguluyor:

  • Türk bankaları neden sermaye düşmanı, anti-kapitalist bir ayaklanmaya destek oldu?
  • Acaba 2008 krizinden sonra kan kaybeden ABD ve Avrupa kaçan sermayeyi geri  çekmeye mi çalışıyor?
  • Brezilya, Çin ve Türkiye Avrupa ve ABD’deki yatırımları çekmenin cezasını mı ödüyor?

Elinizdeki kitap bu sorulara ve darbe iddialarına cevap arıyor. Buradan indirebilirsiniz.

 

Trackback URL

  1. 9 Yorum

  2. Yazan:istihbarat.wordpress Tarih: Tem 30, 2013 | Reply

    Taksim Gezi Parkının bir başka boyutu da, Almanya’nın önde gelen kuruluşlarından Lufthansa Hava Yolları.

    Birde burdan bakalım.

    Lufthansa hava yolları, son 5 senedir Türk hava yolları ile ciddi bir rekabet içinde. Uçuş noktaları ve uçuş bedelleri ile sıkı bir rekabete giren iki hava yolu şirketi, ‘gezi parkı’ olaylarının bir başka boyutuyla gündemimizde.

    Avrupa’nın en çok büyüyen hava yolu şirketi Türk Hava Yolları, sektörün devlerinden Lufthansa’nın Afrika egemenliğine büyük darbe vurdu.

    Lufthansa iştiraki Brussels Airlines CEO’su Bernand Gustin önceki günlerde yaptığı açıklamasında ‘Herkes THY’nin Afrikada ki başarısından konuşuyor.Hedeflerimizi düşürmek zorunda kaldık.Onlardan çok çektik’ dedi. Afrika pazarında bu sene %5 büyümeyi hedefleyen şirket, THY başta olmak üzere diğer rakiplerinin uçuşlarını arttırmasıyla, yıl sonunda zarar etme riskiyle karşı karşıya. 2012′de Afrika’ya 716 bin yolcu getirdiklerini kaydeden Gustin, THY’nin kapasitesini arttırması sonucu, beklentilerini düşürmek zorunda kaldıklarını söylüyor.

    Siz Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak, bunun üzerine birde 3.havalimanını faaliyete geçirmekten bahsediyorsunuz.

    Eğer 3. havalimanı yapılırsa Almanya’dan Frankfurt üzerinden transfer edilecek yaklaşık 100 milyon yolcu, İstanbul’dan THY üzerinden transfer edilecek.Kayıp 12 milyar dolar!

    Lufthansa’nın o vakitten sonra sizinle rekabet etme şansı yok!

    Şimdi anlayabiliyormusunuz Almanya Başbakanı Merkel’in, ‘gezi parkı’ ile bu kadar yakından ilgilenmesinin sebebini.

  3. Yazan:beklenen Tarih: Tem 30, 2013 | Reply

    bu ayet ile birileri (ŞS) itham altına alınmış. Ancak çok yanlış yapılmış durumda. aklplerden geçeni bilen sadece Allahtır. Kulu Muhamed e bildirmiş (SAV) o ise yaşamlarında bir değişiklik olmamak üzere sadece cenaze namazlarını kılmamıştır. Ve hatta yakın bir sahabeye isim listesini vermiş, bunların cenazesinin kılınmamasını istemiştir. Bir sahabenin cenazesni kılmak isteyen Hz. ömer ide kolunda çekerek almıştır bu zat.

    Başta yazdığım gibi bu ayet buraya itham havası vermiş ve peygamberi bir yolun dışında ki bir yol ile sunulmuştur.

  4. Yazan:Tayfun Tarih: Tem 30, 2013 | Reply

    Şafak Sezer, Ali Koç gibi şahıslar yönlendiren mi, yönlendirilen konumda mı? Bu da ayrı bir soru işareti. Arka planda başkaları da var, bürokrat, sivil toplum örgütü üyeleri vs. bunlar sürekli sosyal medyadan, direkt ya da endirekt olarak toplumda nüfuzu olan insanlara baskı uyguluyorlar. Sanatçılara “siz ne biçimbile sanatçısınız, bir destek tweet’i atmak bu kadar mı zor?” diye sanatçılara gönderilen sayısız mesajlar tweetler… Sezen Aksu’yu yanlarına çekememenin verdiği öfke ile Sezen Aksu hakkında söylenmedik şey bırakmadılar. Kendilerine destek vermeyen iş adamlarını tehdit ediyorlar, “Starbucks göstericilere kapılarını açmadı, oraya artık gitmeyin”ler, “falanca alışveriş merkezi göstericileri kınadı, oradan alışveriş yapmayın”lar, “filanca dükkandaki göstericilere saldırdı, camlarını indirin”ler vs. vs. vs. Anlayamadığım, kontrol iş adamlarında, sanatçılarda mı, yoksa onları da kontrol eden birileri mi var?

  5. Yazan:Bişi sorcam Tarih: Ağu 2, 2013 | Reply

    Bu padişahın elini eteğini öpme halleri, itaat-biat ayakları recepçilerde süper makbul bişey benim anladığım.

    Sorum şudur tayyipist kardeşler; farz hükmünde mi, yoksa sünnetten mi?

  6. Yazan:my Tarih: Ağu 2, 2013 | Reply

    “Bu padişahın elini eteğini öpme halleri, itaat-biat ayakları recepçilerde süper makbul bişey benim anladığım. Sorum şudur tayyipist kardeşler; farz hükmünde mi, yoksa sünnetten mi?”

    hiç biri degil, Türkiyeli sanatçilarin çogu yalakadir, sermayeye, iktidara ya da devlete. Öyle olmasa “devlet sanatçisi” gibi asagilayici bir ünvana agizlari sulanarak bakmazlardi.

    bu yaziya konu olan sanatçi bozuntusu Tayyip Erdogan’in önünde diz çökmeden önce dik mi duruyordu sanki?

    Fakat yalakalikta en ileri gidenler kendi nefislerini put edinenlerdir. “sanat” adina her türlü rezilligi yapar, sirf afislerde kalmak için özel hayatini, karisini, çocugunu bile magazin masalarina meze yaparlar.

    ibret olanlardan degil ibret alanlardan olalim ins.

  7. Yazan:Tayfun Tarih: Ağu 5, 2013 | Reply

    @ bişi sorcam,

    O bahsettiğiniz “tayyipist”ler dün kemalistti, yeri geldi milliyetçi oldular, yeri geldi solcu. Her kılığa girdiler. Onların kaybedecek birşeyleri vardı. Güce kafa tutacak kişiler değildi onlar. “Onları var eden” toplumun değer yargılarına ters hareket ederek, gözden düşmek istemediler.

    Bir de, Tayyip Erdoğan’ın yüzünü 300 metreden daha yakın bir mesafeden görme imkanı dahi olmayan, hiçbir menfaati olmadan Tayyip Erdoğan’a destek olan, yeri geldiğinde eleştiren, ama ülkemizin geçmişteki tecrübelerinden ve hala benzer söylemlerinden korktukları CHP ve MHP tehlikesinden korunmak için Tayyip Erdoğan’a oy veren milyonlar var. Bu kişiler sandığınızın aksine fundamentalist, cihadist, sermayedar vs. değil. Küçük esnaf, memur, çiftçi falan… Yani CHP’nin “sahip çıkmaya” çalıştığı, ama bir türlü arkasına alamadığı kesimler. Ne güzel, artık eskisi gibi açık oy gizli sayım yok da kimin kime oy verdiğini bilemiyoruz. Ancak, %50’nin hepsi de yalaka, sermayedar, iktidarın beslediği kişilerse ve hatta iktidarı protesto edenler bile son model arabalarla kilometrelerce konvoy oluşturabiliyorlarsa, varsın, böyle devam etsin.

    Gerçek şu ki, sermaye hala “muhalefet” olduğu iddia edilen MHP ve CHP’de. AKP’ye yakın olup zengin olanların sayısı fazla değil. AKP’nin bu noktada en önemli fonksiyonu, bazı sosyal politikalarla zengin olmayanları, zenginlerden koruması. Sermayenin rahatsızlık duyduğu konu da bu olsa gerek. Yoksa, AKP döneminde servetlerine de servet kattılar. İnkar edemezler. Sokaklardaki evsizlerin, dilencilerin, yıllarca iş bulamayanların sayısı da azaldı Türkiye’de bu iktidar döneminde. Böylece, artık birileri birilerine muhtaç olmaktan kurtuldu. Bu da bazı ağaların, reislerin, derebeylerin hoşuna gitmedi.

  8. Yazan:Bişi sorcam Tarih: Ağu 5, 2013 | Reply

    “Padişahta ve zihniyette sorun yok” diyorsun yani ha? Anladım peki, sorun sade diz çökende…

  9. Yazan:Tayfun Tarih: Ağu 5, 2013 | Reply

    @ bişi sorcam,

    Ortada padişahlık falan kalmadı. Ama birileri hala 1000 yıl önceki feodaliteyi özlüyorsa, derebeylik rejimi istiyorsa, sorunu burada aramak lazım. Derebeyleri, devlet içinde devlet gibi takılan, hükümetleri tehditle yönlendiren çeteleri, kendini halktan üstün gören grupları dize getirme cesaretini Tayyip Erdoğan’dan önce kimse gösterememişti. Sevilmesinin, saygı görmesinin en önemli sebebi bu. Babası padişah olduğu için değil, halife olduğuna inandığımızdan değil, bizi kılıçtan getireceğinden korktuğumuzdan değil. Fransa’da “burjuvaziyi yıkan sosyalist” olarak nitelendirilen, Fransa’nın solcuları tarafından çok sevilen birisinden bahsediyoruz. Sizin yapıştırmaya çalıştığınız padişah etiketi Tayyip Erdoğan’a ne kadar uyuyor, siz takdir edin.

    Not: “Democrat or Sultan?” başlıklı dergiler falan Avrupa’nın kendi gözlemleri ile değil, Türkiye’den giden dezenformasyon sayesinde çıkıyor.

  10. Yazan:my Tarih: Ağu 5, 2013 | Reply

    “Padişah” degil oyla seçilmis ve yine oyla indirilebilecek bir basbakan.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin