RSS Feed for This Post

Jerfâ

Aramızda olanlardan sonra ümidimi yitirmedim. Suretinin hayalini kurmadım, sana kızmadım da ama içimden kâinatın seslerine kulak vermek geçti, insan böyle şeylere de tamah etmeyi öğreniyor. Bunu sana farklı bir şehirden yazıyorum, nerede ve nasıl olduğumu bilmiyorsun. Önemli değil, insan değerlidir, en azından bunu bildiğine eminim. Ahlaktan dem vurmuyorum, istersen salıncaklardan konuşabilirim. Salıncaklar düşünceler gibidir, önce yavaşça ivme kazanmaya başlar sonra bir harekete dönüşür. Etkileyici hareket. İnsan sıkı tutununca yere düşmemeyi öğreniyor. Çevremiz ya da bizim dışımızda gelişen olaylar bizi zincirleyebiliyor. Bundan kurtulmalısın. Unutma, ben bir karga besleyicisiyim. Üzerime leş atmalarını yadırgayacak değilim.

Gölge üzerine düşünürken senin için anlamsız benim için anlamlı olan bir şeyi buldum. Bunu sana nasıl göstereceğimi unutuyordum yavaşça, manası yoktu. Zamanın da bir müsvettesi yoktu. Ama senin kurşungeçirmez bir kalbin vardı. Bunun yeterli olmadığını anladığımda kendime başka bir yol buldum, dar bir yoldu. Onu izledim, sen yoktun. Herkesin bir yolu var, sana klasik romanlardan bahsetmiyorum, bilirsin onlar genelde uzundur. İnsan ne için yazdığını, nasıl düşündüğünü bile idrak edemez hâle büründü, ama ben insanlarla pek ilgilenmiyorum, daha doğrusu ilgiyi azalttım. İnsan bir noktada vazgeçiyor, özgüvensiz meclis kuruntularının altını çizmenin senin için de benim için de bir hükmü yok. Sustuğum zaman nasıl konuştuğumu hatırlarsın, bu yeryüzü ikiye ayrıldığında korkarım ki farklı taraflarda olacağız. Bizleri dehşete düşüren yine bir toprak, kendimiz. Gedikleri kapatmaya çalışman yersiz, oturacak bir yer bulamaman fırtınaları öfkelendiriyor.

Birlikte olduğumuz zamanlarda cenaze merasimlerine hiç katılmamıştık, cenaze üzerine düşünelim diyorum yine de. İnsanın kendisine verilebilecek en büyük bir merasim. Merasimlere kimsecikler katılmıyor, ölüme alışmışız, bize artık sıradan geliyor. Merasimlerimizden önce hazırlıklarımızı bir bayram gibi neşeyle yapmalıyız, huzurla ve aşkla. Bu çağda bunlar oldukça zor, sana bu söylediklerim bir düzine ısmarlama palavraysa lütfen paltonu ilikle. Zira böyle havalar insanın ciğerlerine işler. Hastayı kaybeden doktorun üzüntüsüne şahitlik edenler kediler ve ölülerden başkası değildir.

İmanını güzelleştirmek istiyordun ama onu ayakta tutacak kuvveti bulmaktan acizdin. Bundan dolayı seni suçlamamıştım, sen kendine bir günahtın. Bunu sana söylediklerinde bütün nesneler sana düşman kesilmişti. Nesnelerin üzerinde olan etkisini hiç düşünmedin. Senin için önemli olan Tanrı kelamıydı. O kelamı acizliğine ve fakirliğine biçiyordun, böylelikle kurtulduğunu sanıyordun. Sana bundan dolayı hiçbir şey demedim. Kelamın harfiyle toprağın insanlarının vicdanlarına muttali olamazsın, sadece kendini bilebilirsin ve kendin için azık toplayabilirsin. Bala zehir katınca tılsımı bozuyorsun. Ondan önce sana bahsettiğim tılsımlar için mevcut bir karşılık istiyordun. Bunun için de duaya sarıldın. Duanın anlamını öğrendin, bu senin sığınağındı. Başka bir barakadaki sefaletse, zamanın ruhunda yitmişti. Modern zamanların bu derece hilelerini göz ardı da edemezdin elbette, sana burada bu yazdıklarımla vaaz etmiyorum. Bilmeni isterim, geride kalanlardan sonra -ki neredeyse hiçbir şey kalmadı- yine de boyun eğecek gücü toparlıyor olman, yine de koşuyor olman beni sevindiriyor. Bu anlamsızca da olsa böyle.

Ayrıldığından beri, yaşantılarımızın kayda değer bir çocuk kahkahası duyulmadı. İnsanlar artık uzaklara gidiyor, en uzaklara. Kaçıyorlar ve ölüyorlar. Nerede olduğunu bilmiyorum, metruk bir evde kendini asmış da olabilirsin, bir bahçede çiçeklere de su verebilirsin. Hakkında ne olup bitti bilmiyorum. Bilmek istediğimden de emin değilim. Şu anda yapmak istediğim sadece yazmak. Ne kadar becerebiliyorum, hiç düşünmedim. Harflerin senin üzerinde ne kadar tesirli olduğu konusundaysa oldukça zayıfım. Bu onulmaz bir şey, benden istediğin şeyleri yerine getirirken senin yokluğunun gölgesinde büyüyen fesleğeni izledim ve bugün kökünden söküp fırlattım. Varlığı ölüyordu. Bana kızmanı beklemiyorum, bir anlık öfkemdi, kendime kızdım, sonra o zavallı fesleğeni duvarın dibinden alıp tekrardan saksıya koydum. Başarılı mıyım, bunu zaman gösterecek. Tüm bunlar olurken toprak misali dağılan varlıkların her ikimiz için de bir nura dönüşmesi için dua ediyorum. Umarım sen de bana dua ediyorsundur. Yollarda yürümemiz için bu gerekli, başka türlü mutlu olmamıza gerek yok. İhtiyacını duyduğumuz şeylerin böylesi soyutlanmalar da parmağı olduğunu düşünüyorum. Onlarsız bir şey geri dönülmezlikle sonuçlanıyor. Katlandığımız gerçekliğin ve ıstırabın, selamet için bir diken olduğunu unutmamışsındır. Sana hep inanmıştım, insan insanın kalbine inanır. Kalpsiz biri olduğumu söylediğinde sana hak vermemiştim ilk başta, ama artık bunun böyle olduğuna inanmaya başladım. Yine de bu dar yolda kalbimden düşürmemeye çalıştığım kudsi kelimeleri cebimde taşımıyorum.

İyi şeyler olmadığı kesin. Hâl dilimizin akıbeti muğlâk. Yine de yazdıklarımın bir köşesine dua iliştirmeyi ya da duayla başlamayı tercih ediyorum. Hiç olmazsa duanın kendi lafzı yer alsın istiyorum kimi zaman. Bundan vazgeçmemeye çalışıyorum diyebilirim. Kelimenin kendi varlığı zihnimizde ve kalbimizde yankı bulması kaçınılmaz. Ne oluyorsa birden oluyor ve hiç ummadığımız yerden bize yaklaşıyorlar.

Biliyorsun ki körler de görüyor.
… E-Kitap okumak için…

 

Kitap Tanıtan Kitap 1

Kitap okumak… Jean Paul Sartre, Nazan Bekiroğlu, Toshihiko Izutsu, Henri Bergson, Mustafa Kutlu, Dostoyevski, Elif Şafak, Clausewitz, Sadık Yalsızuçanlar, Alber Camus ile sohbet etmek… Suyun resmine bakmakla yetinmeyen, su içmek isteyenler için var kitaplar. Mesnevî var, El-Munkızü Min-ad-dalâl, Kitab Keşf al Mânâ, Er-Risâletü’t-tevhîd var.  Elinizdeki bu kitap Derin Düşünce yazarlarının seçtiği kitapların tanıtımlarını içeriyor. Bizdeki yansımalarını, eserlerin ve yazarların bıraktığı izleri. Farklı konularda 44 kitap, 170 sayfa. Zaman’a ayıracak vakti olanlar için… Buradan indirebilirsiniz.

Kitap Tanıtan Kitap 2

Kitap tanıtan Kitapların birincisi kadar sevildi, o kadar çok ilgi gördü ki ikincisini yayınlamak için sabırsızlanıyorduk. Yeniden 44 kitap tanıtımıyla geliyoruz karşınıza: Dostoyevski, Sezai Karakoç, Yıldız Ramazanoğlu, Jean Paul Sartre, Amin Maalouf, Taha Akyol, Hasan Cemal, Ali Şeriati, William C. Chittick, Alain Touraine, Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri… Farklı asırlar, farklı coğrafyalar, farklı konularla dergi tadında bir kitap… Ortak olan tek şey İnsan belki de? İnsan’ın iç dünyasındaki saklı hazineleri paylaşma muradı…Buradan indirebilirsiniz.

Kitap tanıtan kitap 3

İnsanları birleştiren, engelleri ortadan kaldıran bir eylem yazmak… ve tabi okumak. Heinrich Böll, Sadık Yalsızuçanlar, Jean-Paul Sartre, Leyla İpekçi, Samuel Beckett, Peyami Safa, Immanuel Wallerstein, Marilyn Monroe veya Baudelaire… Farklı ülkelerde yaşamış, farklı kaygılarla yazmış olsalar da bütün yazarlar bir iz bırakmak, günü gelince başka insanlarca okunmak isterler. Evet… Yazmak vermektir. Kitap tanıtan kitaplarımızın üçüncüsünü ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

 

Kitap tanıtan kitap 4

Alışılagelmiş kitap sunumlarından farklı bir çalışma bu. Neden? Öncelikle kitap tanıtan kitap serisinde tanıtımı yazanlar da tıpkı tanıtılan sanatçı ve filozoflar gibi birer yazar. Bir çoğu profesyonel ve yarı-profesyonel olarak yazı hayatlarını sürdürmekteler. Ek olarak… katkıda bulunan yazarlar eserin güzelliği kadar kendi iç güzelliklerini, kişisel tecrübelerini, eserle ve yazarla tanışma serüvenlerini de ortaya koyuyorlar. Bu bakımdan kitap tanıtan kitap Aktaş, Kafka, Ramazanoğlu veya Kazancakis ile olduğu kadar Başarslan, Gürkan, Becer ve Özdemir ile de tanışmanın veya mevcut dostluğu ilerletmenin güzel bir yolu. Bu 4cü kitapta Yine « ağır » konuklarımız var : Franz Kafka, Cihan Aktaş, Michel Houellebecq, Yıldız Ramazanoğlu, Nikos Kazancakis, Ali Şeriati, Jacques Derrida, Selim İleri, André Gide. 20 farklı kitap, Rusya, Fransa, İran, Almanya ve Türkiye’den 20 yazar. 98 sayfalık bu kitabı, kitap tanıtan kitapların dördüncüsün ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

 

Trackback URL

  1. 3 Yorum

  2. Yazan:Derin Düşünce (@DDGrubu) Tarih: May 30, 2013 | Reply

    Aramızda olanlardan sonra ümidimi yitirmedim. Suretinin hayalini kurmadım… Jerfâ: http://t.co/xIkBz5RlzZ

  3. Yazan:el kurtubi (@jsolpartre) Tarih: May 30, 2013 | Reply

    Jerfâ: http://t.co/brW8U4OTF1

  4. Yazan:@bilgehance Tarih: May 30, 2013 | Reply

    RT @jsolpartre: Jerfâ: http://t.co/brW8U4OTF1

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin