RSS Feed for This Post

Bankalar kontrolden çıkınca…

Portekiz: Ekonomik sıkıntılarla boğuşan ülkede, hükümet yeni tasarruf tedbirleri açıkladı. Hükümet, Troyka’ya verdiği sözleri yerine getirmek için memur sayısını azaltma ve emeklilik sisteminde bazı değişiklikler yapma kararı aldı. Yeni tedbirlerle 2015 yılına kadar 4 milyar 800 milyon Euro tasarruf hedefleniyor.

İtalya: Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), son raporunda İtalya’yı uyardı. Ülke ekonomisinin bu yıl beklenenden daha fazla daralacağı belirtilen raporda, mali açığın 2013 ve 2014 yıllarında Avrupa Birliği’nin sınırlarını aşacağı ifade edildi. Bu noktada geçtiğimiz hafta yeni hükümetin başına geçen Enrico Letta’nın zor koşullarla mücadeleye hazır olması gerektiği mesajı verildi. OECD Başkanı Giancarlo Padoan, ülkenin önceliğinin bordro vergisinde kesintiye gitmek olduğunu söyledi. İtalya ekonomisinin 2013’te yüzde 1.5 oranında küçüleceği tahmin ediliyor. Raporda en önemli noktalardan biri olarak da borç konusu gösteriliyor. Buna göre, ülkenin 2014 yılında kamu borcu Gayri Safi Milli Hasılası’nın (GSMH) yüzde 134’üne kadar çıkarak yeni bir rekora imza atacak.

İspanya: Avrupa’da krizin yaşandığı ülkelerden İspanya’da ekonomi daralmaya devam ediyor. İspanya Ulusal İstatistik Enstitüsü (INE) ülke ekonomisinin 2013’ün ilk çeyreğinde yüzde 0,5 küçüldüğünü duyurdu. Ekonomik daralmadaki en büyük sebep, iç talepteki düşüş olarak gösterildi. Krizle mücadele eden ülkede ekonomideki son bir yıllık toplam daralma ise yüzde 2 olarak kayıtlara geçti. Madrid hükümeti, 2013 yılında yüzde 1,3’lük ekonomik küçülme bekliyor.

İşsizlik: Diğer yandan Euro Bölgesi’ndeki işsizlik, rekor kırmaya devam ediyor. Eurostat verilerine göre, işsizlik oranı Mart ayı itibariyle yüzde 12,1’e yükselerek tarihi zirveye çıktı. Bu oran, bir önceki ay yüzde 12 ve Mart 2012’de yüzde 11 seviyesindeydi. Euro Bölgesi’nde genç işsizlerin oranı yüzde 24 düzeyinde bulunuyor. Yunanistan, yüzde 59,1 ile bu listenin başında yer alıyor. Onu yüzde 55,9 ile İspanya takip ediyor. AB genelinde işsizler ordusuna sadece Mart ayında 69 bin kişi eklendi ve bu sayı 26 milyon 521 bine çıktı. İşsizlik oranları Yunanistan’da yüzde 27,2, İspanya’da yüzde 26,7, Portekiz’de yüzde 17,5, Slovakya’da yüzde 14,5, Kıbrıs Rum Kesimi’nde yüzde 14.2 düzeyinde. (EuroNews)

 

… Bu konuda e-kitap okumak için…

 

Banka Ordudan Tehlikelidir!

Bankacılarına söz geçiremeyen batı ülkeleri tıpkı 1980′lerde ordusuna söz geçiremeyen Türkiye’nin durumuna düştüler. Zira bize yansıtılanın aksine, 2008’de Amerikan emlâk sektöründen başlayan kriz öngörülemez bir felaket değildi. Yapılan düpedüz bir piyasa darbesi idi aslında. Tasarlanmış, planlanmış, yürürlüğe konmuş bir operasyon. Bu operasyonu yöneten insanlar daha 1980’lerde Batı adaletinin üzerine çıkmışlardı. Krizi frenleyecek yasal engelleri bir bir kaldırdılar, krizin küreselleşmesini sağlayacak mekanizmaları yine onlar kurdular. Elinizdeki 60 sayfalık bu e-kitap Batı’da demokrasinin gerileme sürecini sorguluyor:Demokrasinin zayıf noktaları nelerdir? Bankalar nasıl oldu da halkın iradesini ayaklar altına alabildiler? “Hukuk devleti” diyerek örnek aldığımız demokratik ülkeler neden bu Piyasa Darbesi‘ne engel olamadılar?Askerî darbelerden yakasını kurtaran Türkiye’de hükümet Piyasa Darbesi ile devrilebilir mi?  Buradan indirebilirsiniz.

Liberalizm Demokrasiyi Susturunca

Halkın iradesi liberalizm ile çatışırsa ne olur? 2008′de başlayan ekonomik kriz sürmekte. Eğitim, sağlık ve güvenlik hizmetlerine ayrılan bütçeler kırpılırken batan bankaları kurtarmak için yüz milyarlarca dolar harcanıyor. Alın terinin finans kurumlarına peşkeş çekilmesini istemeyenler protesto ediyor. Ama batılı devletler polis copuyla finans sektörünü savunmaktalar. Ne oldu? Bütün nüfusun binde birini bile temsil etmeyen bankacıların çıkarları geri kalan %99.99′un önüne nasıl geçti? Alıp satma, üretip tüketme özgürlüğü nasıl oldu da halkı finans sektörünün kölesi yaptı? Mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımı uğruna halkın iradesi çiğnenebilir mi?Okuyacağınız kitap demokrasi ile liberalizmin savaşı üzerinedir. Buradan indirebilirsiniz.

Liberalizmin Ak Kitabı

1930 model bir ulus-devletin, bir “devlet babanın”çocuklarıyız. Son derecede “Millî” bir eğitim gördük, öğrenim değil. Hayatta işimize yarayacak meslekî bilgileri ya da eleştirel bir bakışı öğrenmedik “millî” okullarda.“Varlığımızı Türk varlığına armağan etmek” için eğitildik, eğilip büküldük.

Liberallerin dilinden düşmeyen “Bireysel haklar ve özgürlükler” bizim gibi Kemalist çamaşırhanelerde yıkanmış beyinler için çok yeni. Türkiye’de yaşayan insanların ulus-devlet boyunduruğundan kurtulmasında önemli bir rol oynuyor liberaller. Biz de bu kitaptaliberalizmin temel tezleriyle uyumlu, bu fikir akımına doğrudan ya da dolaylı destek veren makaleleri birleştirdik. Buradan indirin.

Liberalizmin Kara Kitabı

Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.

 

Trackback URL

  1. 1 Yorum

  2. Yazan:Derin Düşünce (@DDGrubu) Tarih: May 9, 2013 | Reply

    Bankalar kontrolden çıkınca…: http://t.co/qsjufsqtZz

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin