RSS Feed for This Post

YAKINDA: İslâmcılık, faşizm ve sanat

İstanbul, Tokyo, Paris giderek New York’a benzemeye başladı. Oysa tam tersini umardık. Çünkü Batıda insan hakları, en azından zengin ve beyaz ırktan olan adamın hakları eskisinden çok daha iyi savunuluyor. Hatta özgürlük değilse bile bireysel serbestlik bir saplantı haline geldi. (Bkz. Hayvan serbesttir, insan özgürdür)

Tamam da… Kralsız, padişahsız, Stalin ve Hitler-siz bir dünyanın eskisinden çok daha renkli, çok daha zengin olması gerekmez miydi? Geleneklerden, din baskısından, diktatör sansüründen kurtulan sanatçıların muhteşem eserler vermesi icab etmiyor muydu? Her türlü dış baskı gerilediğine göre yerel kültürlerin öne çıkmasını beklerdik meselâ. Sadece ülkelerin değil şehirlerin hatta mahallelerin kendine has kimlikleriyle yaşayabilmelerini umardık. Böylesi renkli bir dünyada insanların kıyafetleri de rengârenk olmalıydı. İç dünyamızı, hislerimizi, etnik kökenlerimizi, dinî inançlarımızı dışa vuran giysiler ve takılar günlük hayatın tuzu, biberi olabilirdi… Her köşesinde yeni kokular, yeni lezzetler keşfedilen sokaklarda gezmeliydik.

Ama olmadı. Batının “Alternatifsiz” imanı olan demokrasi ve serbest piyasa bize tektipleştirme getirdi. Neden böyle oldu?

modern_sehirler

Trackback URL

  1. 2 Yorum

  2. Yazan:Derin Düşünce (@DDGrubu) Tarih: Ara 23, 2012 | Reply

    YAKINDA: İslâmcılık, faşizm ve sanat: http://t.co/pcZzw2vx

  3. Yazan:Güncel Haberler (@guncelhaberler) Tarih: Ara 23, 2012 | Reply

    YAKINDA: İslâmcılık, faşizm ve sanat: http://t.co/fCPGM2j5

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin