RSS Feed for This Post

PKK’nın topuklu pabuçları

Birer kız çocuğu sahibi iki aile bir gün misafirlikte sohbete başlamışlar.

– Eee sizin kızdan naber?

– Valla işte ne olsun biliyorsunuz, işe girdi geçen sene. Başını kaşıyacak vakti yok. İlk başlarda geceleri fazla mesai yapıyordu. Sonra hafta sonları da çalışmaya başladı. Patronu çok sevmiş her işi ona veriyormuş. Derken Ankara seyahatleri başladı. Patron nereye bizimki oraya. Sonra Paris seyahatleri filan en sonunda bu iş böyle olmayacak dediler, patronu ev tuttu. Deli gibi çalışıyor evladım. Ee, peki sizin ki ne alemde?

– Valla bizim kız da kötü yola düştü ama ben sizin kadar güzel anlatamıyorum.

“Bizim” PKK da çoktan kötü yola düştü ama CHP ile BDP olan biteni acayip şekilde allayıp pullamaya devam ediyorlar. Dersim katliamını öven, “yine olsa yine yaparız” diyen CHP’den bir milletvekili PKK’nın Dersim’deki dinlenme tesislerinde tatil yaptı geçenlerde. Dönüşte “beni öptüler, iyi çocuklar” dedi. Sonra BDP’lilerle bir kucaklaşma, öpüşme, koklaşma ve ardından Gaziantep saldırısıyla başlayan şiddet dalgası. Bir imaj savaşıdır gidiyor. CHP’den açık destek alan PKK’nın Kemalizm ile aynı çizgiye kayması bir raslantı değil sanırım:

Öpüşme sahnelerinden önce ulusalcı Kürtler Şemdinli’de bir “kurtarılmış bölge” derdine düşmüşlerdi. Olmadı. IRA, ETA gibi örgütlerin 10 yılda öldürmediği kadar insanı bir haftada öldürdükten sonra “devletin değil PKK’nın kontrolünde olan” bir bölge ilân edildi. Soğuk savaş döneminden kalma taktiklerle Kürtleri esir alan bu örgütün amacı ne? Özerklik? Kürtlere özel bir statü? Bağımsız bir Kürt devleti?

Bu kadar masum insanın kanıyla kurulacak(?) bir devlet Kürtlere ne getirebilir bunu sormak kimsenin aklına geliyor mu? Müstakbel Kürdistan’da yaşayacak Türkler, Araplar ve Zazalar ne olacak? “Ne Mutlu Kürdüm Diyene” diye bağırtılacak mı ora çocuklar? Kürt anneden Türk babadan doğanlar (ya da tersi); dörtte bir, sekizde bir oranında Kürt olanlar kendilerini ne sayacaklar? (Bkz. Referandum Türkiye’yi değil insanları bölmektir!)

Nüfus mübadelesi mi yapılacak? Bir nüfus mübadelesine kalkışılırsa, acaba kaç yüz bin aile parçalanacak?

Bu parçalanmanın yol açtığı sosyal, ekonomik ve psikolojik yıkıntıyla nasıl baş edilecek?

Geçenlerde Agos’ta yayınlanan röportajda kıymetli yazarımız Cemile Bayraktar “PKK’nın öfkesini anlarım, şiddetini değil” diyordu. Kürt olsun ya da olmasın o bölgede yaşayan herkes çok çile çekti. Sadece PKK’dan değil devlet teröründen de yandı yürekler. Bugün bu gerçeği herkes biliyor. “Kürt” kelimesinin yazılması bile yasaktı. Kürtlerin derdiyle dertlenmenin bile yasaklandığı Tansu Çiller  – Mehmet Ağar Türkiye’sinde yaşamıyoruz çok şükür. Herkes biliyor gerçekleri ve dindarı, dinsizi, sağcısı, solcusu herkes yüksek sesle söylüyor. Bırakın Türk basınını, sadece Derin Düşünce sitesinde yazılanlar bile 1980’lerde bizi defalarca ipe götürebilirdi. Devlet Güvenlik Mahkemesi denen kıyma makineleri Cemile’nin o yürek dolu satırlarından binlerce yıllık hapis cezası üretebilirdi.

Türkiye üzerine dökülen betonu kırıyor, halk diri diri gömüldüğü o çukurdan çıkıyor. Bu yeni durum karşısında şiddeti terk edip siyasete kayabilecekken PKK tersini yapıyor. Siyasetin yollarını tıkamak için elinden glen herşeyi. Basın manipülasyonu, kameralar önünde sarılıp öpüşmeler, ardından patlayan bombalar, tehdit dolu nutuklar… PKK kanlı postallarını çıkarmadan topuklu ayakkabı giymeye çalışan bir militan gibi. “Barışçı” girişimler, özerklik vb talepler büyük bir imaj savaşının parçaları. Her türlü müzakere girişimini aptallık, enayilik gibi gösterecek kanlı saldırılar birbirini takip ediyor.

Böyle devam ederse AKP kısa vadede polisiye tedbirlerden başka bir şey yapamaz büyük ihtimalle. Top Kürtlerde. İçine girdiğimiz bu kısır döngüyü ancak Kürtler kırabilir. Teşkilatlı, geniş tabanlı bir Kürt siyasetine ihtiyaç var. Öznesi Kürt olan gerçek bir temsil gücü…

 

 

… Bu konuda okumak için…

Asimilasyon ile Şiddet Kıskacında Ulusalcı Kürtler

Etnik kökenimiz benliğimizin bir parçası, rengarenk insanlığımızın gerçek bir rengi. Ancak bu renk üzerinden yapılan bir baskı, bu renk “yüzünden” çekilen büyük bir acı sonucu diğer bütün renkler silinebiliyor. Bir başka deyişle IZDIRAPLAR ÜZERİNE YAPAY BİR KİMLİK İNŞA EDİLİYOR. Bir halka yapılabilecek en büyük kötülük bu belki de. Sadece Türk ya da sadece Kürt olmaya mahkûm edilen insanlar giderek insanlıklarını perdeliyorlar. Böylesi halklar ırkçılığa, her türlü şiddet çağrısına kucak açıyorlar. Zira duydukları kin ve nefret onları bıçak gibi bilerken bir yandan da tektipleşiyor, şeyleşiyor. Kürt aydınları kadar Türk aydınlarına da büyük iş düşüyor. İnsan olmadan “Türk” ya da “Kürt” olmanın imkânsızlığını halklarına anlatmak. Okuyacağınız bu kitap aydınların dikkatini tam da bu noktaya çekmek için hazırlandı: Asimilasyon  ile şiddet kıskacı içindeki Kürt halkına… Buradan indirebilirsiniz. 

 

Türk milliyetçiliği birleştirir mi yoksa parçalar mı?

 İllâ ki bir tutkal/çimento mu gerekiyor? Milliyetçilik tutkalı adil ve müreffeh bir düzene alternatif olabilir mi? Adaletin, hukukun hâkim olmadığı ortamlarda Türklerin kardeşliği ne işe yarar? Belki de Türk Milliyetçiliği diğer milliyetçilikler gibi yok olmaya mahkûm bir söylem. Çünkü var olmak için “ötekine” ihtiyacı var. Ötekileştireceği bir grup bulamazsa kendi içinden “zayıf” bir zümreyi günah keçisi olarak seçiyor. Kürtler, Hıristiyanlar, Eşcinseller, solcular…150 sayfalık bu kitapta Türk Milliyetçiliğini sorguluyoruz. Müslüman ve milliyetçi olunabilir mi? Türkiye’ye faydaları ve zararları nelerdir? Milliyetçiliğin geçmişi ve geleceği, siyasete, barışa, adalete etkisiyle. Buradan indirin. 

 

 

Türkiye bölünür mü?

“Bebek katili! Vatan haini!…” PKK terörünü lanetliyoruz ama devlet eliyle işlenen suçlara karşı daha bir toleranslıyız.  “Kürtler ve Türkler kardeştir” diyenlerin kaçı “sen benim kardeşimsin”  demeyi biliyor Zaza, Sorani, Kurmanci dillerinde? Ülkemizin terör sorunu ne PKK ne de Kürt kimliğiyle sınırlanamayacak kadar dallandı, budaklandı. Bazı temel soruları yeniden masaya yatırmak gerekiyor: (*) Kürtler ne istiyor? (*)  İspanya ve Kanada etnik ayrılıkçılıkla nasıl mücadele etti? (*) PKK ile mücadelede ne gibi hatalar yapıldı? (*) İslâm ne kadar birleştirici olabilir? Töre cinayetlerinden Kuzey Irak’a terörle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız 267 sayfalık bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirin. 

Trackback URL

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin