RSS Feed for This Post

Kılıçdaroğlu’nun ünlü “U” dönüşleri

Ömer Bilgin

SSK Genel Müdürlüğü döneminden itibaren tepkileri üzerine çeken Kılıçdaroğlu, SSK döneminin sıkıntılarından Rahşan affı ile kurtulduğu bilinmektedir. 

CHP’nin bazı Ergenekon sanıklarını milletvekili yaparak hapisten çıkarma projesi kamuoyundan tepki alınca Kılıçdaroğlu, bir ‘u’ dönüşü yaptı. Kılıçdaroğlu, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın aday gösterilip gösterilmeyeceğini soran gazetecilere “Öyle bir şey yok” cevabını verdi.

Kılıçdaroğlu, akşam milletvekillerine verdiği yemekli toplantıya gelişinde ise “İsteyen aday adaylığı için başvurabilir. Yasal bir engel yok. Ama partinin bir kararı yok” diye sabahki konuşmasını tashih etti.

CHP Lideri, “Bu konuda parti içinde görüş ayrılığı var mı?” sorusuna da “Olabilir de olmayabilir de. Partide yüz binlerce üye var” diye kaçamak bir cevap vermiştir.

Kılıçdaroğlu,Denizli gezisinde, “Her talebe saygılıyız, niye böyle bir talep geldi diye bir şey diyemeyiz ama sonuçta karar verecek olan parti organları” diyerek açık kapı bırakarak “U”larına devam etmiştir.

Kılıçdaroğlu, grup başkanvekilliği döneminde CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen’in “Kurtuluş Savaşı’nda, Şeyh Sait isyanında, Dersim isyanında, Kıbrıs’ta analar ağlamadı mı? Kimse ‘analar ağlamasın, mücadeleyi durduralım’ dedi mi?” sözlerine tepki gösterdi. Baykal’ın Öymen’den yana tavır alması üzerine ilk dikkat çeken ‘U’ dönüşünü yaptı.

Baykal kaset skandalıyla başkanlığa veda edince ismi işaret edilen Kılıçdaroğlu, kesinlikle aday olmadığını açıkladı. Sonra da yine “U” dönüşü ile aday oldu ve kazandı.

Kurultay’a fiyatı 500 lirayı bulan Etro gömlekle çıktı. Haber olunca “Parasını ben verdim” diyerek kendini savundu. Fatura başkasının adına çıkınca ise sessizliğe büründü.O hala sessiz.

Referandumdaki vaadi başörtüsüne özgürlüktü. Başbakan Erdoğan’ın “yasa teklifi hazırlayalım” önerisi üzerine birçok şart öne sürerek yine “U” dönüşlerine devam etti.

Referandumdaki bir diğer vaadi terör suçlularını da kapsayan ‘genel af’tı. Tepkiler üzerine affı bir daha ağzına almadı.

Kürt açılımı ile ortaya çıktı. Fakat Kürt lafını bile ağzına alamadı.

 Erdoğan’ın ‘havuzlu villada’ oturduğu gerekçesiyle eleştirdi ama kendisinin bir havuzlu villaya sahip olduğunun farkında değildi ya da milleti enayi sanıyordu ama ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün29 Ekim resepsiyonuna katılacağının sinyalini verdi. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, TBMM’de Kılıçdaroğlu ve parti yönetiminin resepsiyona katılmayacağını açıkladı. Kılıçdaroğlu da resepsiyona katılmaktan vazgeçerek lider ol
Partide Önder Sav ve adamlarını tasfiye için olağanüstü kurultaya gitme kararı alınca parti yönetiminin çarşaf listeyle oluşacağı sözünü verdi. Fakat kurultayda delegelerin karşısına blok liste ile çıktı. Böylece Sav’ın adamları listeyi delemediler.

Milletvekili aday adaylarının belirlenmesi için illerde ön seçim yapılacağını vaat etti. Sonra örgüt hazır değil denilerek ön seçim merkez yoklamasına, merkez yoklaması da eğilim yoklamasına dönüştü.

Darbelere gerekçe gösterilen TSK İç Hizmetler Kanunu’nun 35. maddesinin kaldırılması için çağrıda bulundu. CHP ise bu maddeyi kaldırmak yerine adeta darbeye yasal kılıf hazırladı.

 Kâğıthane’ye “Kâğıttepe”, Van Gölü’ne “Van Denizi”, Fenerbahçe’nin efsane futbolcusu Lefter’e “kaleci” dedi.
– “Biz Başbakan gibi sözünün arkasında duran insan değiliz” dedi.
– 12 Eylül 2010 referandumunda, 1 ay önce gazete haberiyle ve muhtar tarafından uyarılmasına rağmen oy kullanamadı.
– İzmir ziyaretinde, İzmir için “Başkan Haliç’i temizleyecek, İzmirliler Haliç’te yüzecek” dedi.
– Karadeniz turunda, 2005 senesinde vefat eden Kâzım Koyuncu’ya “Ona da burdan selam gönderiyoruz” diye seslendi.
– Kastamonululara hitap ederken de “İstiklal Marşı şairimizin” Kastamonu’da Kurtuluş Savaşımızı desteklemek için “fetva verdiğini” söyledi ve bunu iki kez tekrar etti. Doğru kelime “vaaz” olacaktı. İki kere söylemesinden, sebebin dil sürçmesi değil cahillik olduğu ortaya çıktı.
– Yürüyen merdivene ters binerek, bu sefer sözlü değil fiilî bir gafa imza attı.

Oğlu 5 haziran 1983 doğumlu olduğunu unutarak yada halkın öğrenemeyeceğini düşünerek Oğlumla görüştük bedelliden istifade etmeyecek dedi. Bazıları da iyi ki oğlunun varlığını unutmadı diyerek gaflarını yüzüne vurdu.

 

… Kemalizm ve CHP konusunda dha fazla okumak için …

 

  Kadın hakları ve Kemalizm

 “Kemalizm Türk kadınına özgürlük verdi” gibi sloganlarla düşünmeye daha doğrusu ezberlemeye itildiği için sık sık  şaşırmaya mahkûm bir kuşak bizimki. Tarihi, belgeleri, siyasî söylemleri ve sloganları aklın imtihanına tabi tutan herkes hayretler içinde kalıyor. “İyi de biz bunu bunca sene nasıl yuttuk?” diye sormaktan alamıyoruz kendimizi.  Kemalist düşüncenin, çağdaşlığın ve Atatürk devrimlerinin yılmaz bekçisi “çağdaş Türk kadını’nın sesi” Cumhuriyet Gazetesi’nin başyazarı olan Yunus Nadi kadınların siyasete atılmasına nasıl tepki vermiş meselâ?  “Havva’nın kızları, Meclis’e girip yılın manto modasını tartışacak”  Kadınlar Halk Fırkası kapatılınca yerine Türk Kadınlar Birliği kurulmuş. O da kapatılınca Cumhuriyet Gazetesi’nde şu başlık atılmış:  “Türk Kadınlar Birliği kapatıldı, fesat çıkaran hatun kişilere haddi bildirildi.” Derin Düşünce Fikir Platformu yakasını resmî tarihten kurtarmak isteyen okurlarına ezber bozan bir kitap öneriyor : Kadın hakları ve Kemalizm ilişkisine alternatif bir bakış

  Türk Solu 

Kendini « sol » olarak tarif eden hareketler hiç olmadıkları kadar zayıf ve bölünmüş bir tablo çiziyorlar bugün.  Türk Solu Dergisi’nin ırkçı söylemlerinden CHP’nin darbe çağrılarına uzanan bir kafa karışıklığı hakim. Muhalefet boşluğunun müzmin bir hastalığa dönüştüğü şu dönemde Türk solu bu boşluğa talip olabilir mi? Daha önce Dikkat Kitap kategorisinde yayınladığımız Pozitivizm Eleştirisi gibi bu kitap da Türkiye’deki sola tarafsız bakan bir çalışma. İyimser görüşler kadar geçmişe dönük ağır eleştiriler de var. İlginize sunduğumuz 82 sayfalık bu kitap Türkiye’deki “sol” grupların sorgulamalarına, projelerine ışık tutmak amacıyla derlenmiş makalelerden oluşuyor. Kitabı buradan indirebilir ve paylaşabilirsiniz. Kitapta ele alınan başlıca konular: Solda özgürlükçü hareketler, 68 Kuşağı, Devrimci sol, Kemalizm, ulusalcı sol akımlar, Sol ve İslâm, Cumhuriyet Gazetesi.

 

Kendi ülkesini işgal eden ordu

Hiç bir yeri işgal edemeyen ordular kendi ülkelerini işgal ederler. Çünkü bir ordunun ayakta durması için insan emeği ve maddî destek gereklidir. Beceriksiz ordular disiplinsiz olduklarından YABANCI DÜŞMAN ile savaşamazlar. Kolayca yenebilecekleri İÇ DÜŞMANLAR uydururlar ve bu bahane ile kendi ülkelerini işgal ederler. Başbakan asarlar. Milletvekillerini hapse atarlar. Korumakla yükümlü oldukları halkı işkenceler altında inletirler.  İşgalciler kimseye hesap vermezler. Halkın isyan etmesine engel olmak için “etrafımız düşmanla çevrili” diyerek  KORKU PROPAGANDASI yaparlar. Eleştirilerden uzak kalmak için farklı inançlardan ve kültürlerden olan insanların birbirine düşman olması da bu eşkiyaların işine gelir. Bu sebeple terörü destekleyebilir hatta teröristlere silah ve para yardımında bulunabilirler. Okuyacağınız kitap kendi ülkesini işgal etmiş bir ordunun kısa tarihidir. Buradan indirebilirsiniz.

 

 Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”

Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor. Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.

 

Tarih şaşırmaktır

Evet… Tarih şaşırmaktır. Atatürk’e şaşırmak, Kürtlere şaşırmak, Lozan’a şaşırmaktır. Geçmişe hayret edip bugüne eleştirel bakabilmek, yarını hazırlamaktır Tarih. Geçmişe değil geleceğe dönüktür amacı. Özetle siyasî bir propaganda aygıtı değildir. Gaz vermek, “Asker millet” üretmek, atalarımızla gurur duymak için tarih araştırılmaz. Eğer resmî tarihin beyin yıkamasından bıktıysanız bu kitap ilginizi çekecektir… Buradan indirebilirsiniz. 

Trackback URL

  1. 16 Yorum

  2. Yazan:hüseyin bulut Tarih: Ara 15, 2011 | Reply

    CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, YARSAV Başkanlığı döneminde “YARSAV’ın militanı olacak adam lazım bize” şeklindeki konuşmasının ardından YARGITAY’a 160 militan alındı diyen kemal kılıçtaroğlunun ne cevap vereceğini merak ediyorum. Yeni bir U bekliyorum.

  3. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Ara 15, 2011 | Reply

    ya bu kemalistler de her yere sizmis kardesim, bir de cemaatlere laf ediyorlar 🙂

  4. Yazan:hüseyin bulut Tarih: Ara 15, 2011 | Reply

    Mehmet Moğultay, Adalet Bakanlığı döneminde, ‘5 bin kişilik kadroyu örgütlerime vermeseydim de MHP’ye mi verseydim’ sözlerini dedi. Bunların sicili bu. Kendileri yaparsa normal, kendileri yapamazsa anormal. KK. çok güldürüyorsun.

  5. Yazan:sKaya Tarih: Ara 15, 2011 | Reply

    Siyasetin neşe kaynaklarına da ihtiyacı var.

  6. Yazan:Hasan Tarih: Ara 15, 2011 | Reply

    Ömer Bey;
    Ellerinize sağlık. Umuyoruz ki Türkiye’de ilerde ciddi bir muhalefet ve lideri olur. Aynı şekilde muhalif bir medyası da olacağını da umuyoruz bu ülkenin. Çünkü muhalefetsiz iktidarın neler yapabildiği ortada: Şike yasası gibi…

  7. Yazan:gaye Tarih: Ara 17, 2011 | Reply

    İnanın artık başım dönmeye başladı.
    Kılıçdaroğlu’nun sürekli ağız değişikliği yapması artık başımı döndürmeye başladı.
    Bende zaten kendisine güvenden eser yok ama yaptığı zik zaklarla kendi tabanındakileri bile rahatsız eder konuma geliyor.Son yapılan ankette yüzde 20’nin altına düştü.

  8. Yazan:ali duman Tarih: Ara 17, 2011 | Reply

    taşeronluk böyle bir şey işte….İstanbul sermayesinin baş taşeronu chp’dir, Atatürk ve İsmet İnönü arasındaki fikir ayrılığının da baş sebebi İ.İnönü’nün İstanbul sermayesinin temsilciliğine soyunmuş olması, chp’nin eksenini bu yönde değiştirmesidir.

    halkçı görünüp, sermayenin taşeronluğunu yapmak kolay olmasa gerek…acıyorum sana Kılıçdaroğlu, acıyorum zor iş be kardeşim senin işin zorrrrrrrrrrrr……

    chp,takiyyeci olmasaydı başında en azından başka bir kemal olurdu (Kemal Derviş olurdu)

  9. Yazan:amarat Tarih: Ara 19, 2011 | Reply

    Benim de bir yazım derindusunce’de yayımlanmıştı. Bu da Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgiliydi. Bunu da not düşelim.

    http://www.derindusunce.org/2009/04/26/kanunen-kabul-edilmeyen-giderler-ve-chp-zihniyeti/

  10. Yazan:gaye Tarih: Ara 20, 2011 | Reply

    BU LİSTE UZAR DA UZAR
    Çarkçı Kemal bunda da çarketmiş!Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin 5 yıl olduğunu savunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2005 yılında altına imza attığı iptal dilekçesiyle çelişkiye düştüğü ortaya çıktı.Gül’ün seçilmesinin ardından görev süresinin kısaltılmasına yönelik düzenlemenin Gül içinde uygulanmasını isteyen Kılıçdaroğlu’nun esnaf odası başkanlarının görev süresinin sınırlayan düzenlemenin görevdeki başkanlar için uygulanmasına itiraz ettiği belirlendi.

  11. Yazan:salih Tarih: Ara 22, 2011 | Reply

    Kılıçtaroğlunun yeni çarkı cumhurbaşkanlığı;
    Kılıçdaroğlu ve onun gibi düşünenler , Cumhurbaşkanını halkın seçmesini bir türlü hazmedemediler.Halkın sandıkta evet dediği bu değişimin ”cumhurbaşkanlığı makamı semboliktir, hükumet ile çatışma doğurur bu yüzden cumhurbaşkanını eskisi gibi meclis seçmelidir” gibi akla ziyan bir gerekçe öne sürüyorlar!Bizler millet olarak Cumhurbaşkanlığı makamının sembol olmasını istiyoruz zaten!Bürokrasinin, askerin değil ,kendisini seçen MİLLETİN SEMBOLÜ olsun, millet de bunu istiyor zaten!

  12. Yazan:Mustafa Akbaş Tarih: Ara 22, 2011 | Reply

    Kılıçdaroğlu AKP ve Erdoganin en büyük desteklecisi.Yoksa 10 milyon oy almis bir partinin baskani neden böyle döneklikler yapsin.

  13. Yazan:salih Tarih: Ara 26, 2011 | Reply

    Bolu Milletvekili Tanju Özcan “Ben PM toplantısındayken Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi aradı. Biz AKP ile anlaştık. Maaşlara zam yapılacak. Başkanlık Divanı üyeleri olarak getirmek istiyoruz ama diğer 3 arkadaşı etkiliyor, imza atmaları sıkıntı yaratabilir. Bu düzenleme seni etkilemiyor, o yüzden senin atmanı istiyoruz’ dedi.CHP Hep kıvırtıyor. Kendi adamına bile satıyor. Emine Ülker Tarhan katılıyoruz dediği halde şu an halktan gelen tepki üzerine biz yokuz deyip milletvekillerine soruşturma deyip milleti yutturacaklarını sanıyorlar…

  14. Yazan:hakan Tarih: Ara 29, 2011 | Reply

    basımız donuyor chp karsısında

  15. Yazan:salih Tarih: Ara 30, 2011 | Reply

    Yeni Şafak’tan Abdülkadir Selvi Çarkçı kemali yazdı. bir bölüm;
    KEMAL BEY KLASİĞİ
    Kılıçdaroğlu’dan Eski Vekillere ZAM Sözü

    Kemal bey önce onay veriyor, grubuna desteklenmesi için talimat veriyor. Medya ve kamuoyu tepki gösterince bu kez yüz seksen derecelik dönüş yapıyor.

    Kemal bey hızını alamayıp yasayı veto etmesi için Cumhurbaşkanı Gül’e mektup yazmıştı. Mektup Çankaya’ya ulaşmadan veto geldi. Eğer bir de vetoyu başaran kişi olsaydı, aynı anda iki işi başaran lider olacaktı.

  16. Yazan:huseyin Tarih: Oca 3, 2012 | Reply

    yakinda kilictaroglu gidecek tuzuk kurultayi toplanacak. tasiyamadi baskanligi

  17. Yazan:salih Tarih: Oca 11, 2012 | Reply

    Sayın yazar U cu demişsin ama o şimdi Şowcu oldu. Mahkemeye hakaretten fezleke hazırlanınca sanki ilk kez görüyormuş gibi darağacına assanızda gibi şow cümleleri kullanıyor başlık artık u cu değil şowcu kılıçtaroğlu olmalı.

  1. 2 Trackback(s)

  2. Oca 2, 2012: Son 30 günde en çok paylaşılanlar : Derin Düşünce
  3. Şub 14, 2012: Son 90 günde en çok paylaşılanlar : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin