RSS Feed for This Post

Van’a bakmak, Van’ı görmek…

Göz zinası nedir ki?

  Vaktiyle birisi bir şey uydurmuş; göz zinası

  Ne aslı var ne de astarı. Neymiş, gözünü harama çevirirsen, göz zinası işlemiş olurmuşsun. Muhtemelen yine bir “iyi niyet” sahibinin, setti zerai (zararın önünü kesmek) kabilinden ortaya attığı bir tanım. “Yok, böyle bir şey” demek sevilesi olmasa dahi bazen söylemek zorunda kalırız; yok böyle bir şey.   Gözünü harama çevirirsen, harama bakmış olursun, bu budur, bu kadar. Ancak gözün sorumluluğu vardır. Gördüğünün şahididir. Görmek bazen gerekçeyi ortadan kaldırır, “görmedim, bilmiyordum” diyemezsin, görmüşsündür, şahitsindir, üzerine borçtur.

  Göz zinasına dair bir ayet yok ancak gözün sorumluluğuna dair bir ayetler var… İsra Suresinin bir pasajı Allah’ın insanla direk, net ve açıkça konuştuğu bir pasaj. Allah’ın insana nasıl olmasını buyurduğu çok açık ayetler var… İsra Suresi 36. ayet “Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.” diyor. Gözünün görmediğin ardına düşme ancak gördüysen artık gözün kulağın bunlardan sorumludur.

  Van’ı gördük mü? Haberi bize ulaştı mı? Taşların altından çıkan mucizeleri, üşüyen elleri, yardım bekleyen gözleri, kâh umudu, kâh umutsuzluğu gördük, duyduk, haberi bize ulaştı. Artık gözümüz ve kulağımız bunlardan sorumlu.

  Üşüyorlar mı, açlar mı, susuzlar mı, ruh halleri nasıldır, en çok neye ihtiyaçları var, ben sıcak evimde otururken, onları Van’ın ayazında kim ısıtır? Bunlar Vanlı kardeşlerimizin derdi değil, biz görenlerin derdi. Şahidi biziz, artık vebal bizim üzerimize.

  Gözün zinası var ya, göze zulüm var ya, işte o budur. Gördüğünün, şahidi olduğunun, vebalini üstlenmemek, bunun gerekçesi ve bahanesi de yok üstelik!

  Görmediğinin, bilmediğinin, şahidi olmadığının da ardına düşme…

  Van’dan depremin mağdur ettiği insanların üzerinden siyasi ayrışmalara dayalı bir takım -mış’lı haberler de geliyor. O öyle yapmış ama bu böyle yapmamış. Birileri yardımları almış, birileri vermemiş vs. vs…

  Bunları gözün gördü mü? Hayır. Öyle ise gördüğün kadarıyla, gördüğün kadarından sorumlusun.

  * * * * * * * * * * * * * * * *

  Deprem gününden bugüne kadar olan gelişmeleri, haberleri yakinen takip etmeye çalıştım. Muazzam bir dayanışma, birçok bir yardım kampanyası gördüm; bölgeye giden insanlar, eşya temin edenler, duyuru yapanlar, psikolojik destek verenler, ihtiyaç listesi hazırlayanlar ve hatta internet üzerinden harita ile bölge bölge, mahalle mahalle tespit için uğraşanlar, aklınıza ne gelirse… Ve en son hepimizin tüylerini diken diken eden bir olay; gözünün gördüğünün peşine düşen sorumluluk sahibi biri, Van’a gönderdiği eşyalar içine bir kardeşlik notu iliştirir, telefon numarasını ekler ve o not üzerine gelen cevap: “Allah razı olsun kardeşim. Şu an gönderdiğin montla ısınıyorum. Sana söz, bir gün sen düşersen ben de seni kaldıracağım.

  Bunun üzerine söyleyecek bir söz yok.

  İstediğiniz takdirde her şekilde Van’a ulaşabilir, gözünüzü şahit kılabilir, kurtarabilir ve hatta kurtulabilirsiniz. Zira “insan insanın kurdu” değildir, insan insanın tefekkürüdür, insan insanın kardeşidir, insan insanın kuyudayken sarkan ipidir, insan insanın kurtuluşudur… Unutmayalım, bir gün biz de düşeceğiz.

  Acıdan yaraya merhem çıkmaz ama inşallah bu acı olay, şu üç günlük dünyada kine, nefrete, düşmanlığa, savaşmaya, öldürmeye değmeyeceğinin anlaşılmasına vesile olur.

Trackback URL

  1. 3 Yorum

  2. Yazan:ferruh Tarih: Eki 27, 2011 | Reply

    (Gözler zina eder, eller zina eder, ayaklar zina eder, ferc zina eder.) [Ahmed, Taberani]

    (Gözün zinası harama [namahreme] bakmak, dilin zinası fuhuş konuşmaktır.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud]

    Gördüğünüz gibi kimse uydurmamış rasulullah buyurmuş !

  3. Yazan:nefes Tarih: Eki 28, 2011 | Reply

    doksandokuz depremi. yalova. depremin beşinci günü. ihtiyaç listesi. kısa. ceset torbası. öyle bir şey varmış, siyah, uzun, örtücü. gelen battaniyelere cesetlerini sarıyor insanlar. herkeste en çok olan şey ceset. cesetler ses verip ve ses vermeden çoğalıyorlar.

    bir peynir tüccarı. ağladı ağlayacak. soğutuculu deposu var. cesetleri çürümesinler diye deposuna taşımak istiyor.

    bir baba tuz soruyor. kızının yarısı enkazın altında. açıkta olan kısmını tuzlayacak.

    cesetlerin ailelerinden başka sahipleri var, ricacı olunacak. ricacı olunanlardan birinin çözümü. bana söylüyor. her cesedin fotoğrafını çekin.

    filmleri yıkatacak bir yer bulunacak. kart baskıları cesetlerle eşlenecek. ceset torbası bulunup içine cesetler içine konacak. fotoğraflar torbaların üzerine iliştirilecek ve soğutuculu peynir deposuna taşınacak.

    biri “ses var!” diyecek. o büyük sessizlikle yıkanacağız.

    göz mü? büyük bir kalptir.

  4. Yazan:tuti Tarih: Eki 29, 2011 | Reply

    yazar sanırım muhalif olma kaygısıyla kendisini göz zinası vardır yoktur gibi yersiz ve tuhaf bir tartışmaya sokmuş. üstelik mevzu ile ilgili ayet yok diyip sanki ayet olmayınca dinde de yeri yoktur gibi bir çıkarım da yapmış.
    ferruh adında bir yorumcu da göz zinası tabirinin bir taberani kaynaklı hadis olduğunu söylemiş.. öyle olmasa bile dinin ruhuna aykırı bir şey değil. üstelik göz zinası denilen şeyin depremle de hiç bir alakası yok.

    değerli vakitlerimizi böyle gereksiz bir tartışmaya harcadığı için yazardan bir adet özür bekliyoruz.

  1. 1 Trackback(s)

  2. Kas 16, 2011: Son 30 günde en çok paylaşılanlar : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin