RSS Feed for This Post

Yeni bir İstiklal Marşı lazım mı abi?

Bu yenisi

Bu da eskisi

Hangisi daha güzel?

Trackback URL

  1. 15 Yorum

  2. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Eki 5, 2011 | Reply

    Mevcut beste güzel ama sözlerle uyumsuz. Bu alternatif beste çok basit olmuş ama hem sözlerle uyumlu, ‘larda yüzen, nim milletimin’ saçmalamaları olmuyor, hem mehter marşı gibi, insanı gaza getiren bir havası var. Ama bestekar kimse geçkiler, iniş/çıkışlar yapsa daha iyi olurmuş.
    Tabi bu saatten sonra beste mi değiştirilirmiş, ne gerek var? fikri ağır basıyor. Ama baksana Türkiye değişiyor, yeni anayasa yazılıyor, yeni Türkiye’ye yeni bir istiklal marşı bestesi yakışır yani.

  3. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Eki 5, 2011 | Reply

    evet… özellikle çocuklarin zorlanmadan söyleyebilecegi bir sekilde olsa iyi olur. Aslinda “dag basini duman almis” formatinda olsa? Neyse, biraz siparis gibi oldu 🙂

  4. Yazan:mrtnrn Tarih: Eki 5, 2011 | Reply

    bence şimdiki besteden kat kat daha güzel…belki bir nebze törenlerde okunabilmesi için düzenleme yapılabilir…

  5. Yazan:mehmet atasoy Tarih: Eki 5, 2011 | Reply

    istiklal marsını koruma kanunu var haberınız ola

  6. Yazan:Muhafaza Tarih: Eki 5, 2011 | Reply

    istiklal marsını koruma kanunu da koruyan bir kanun yoksa önce o kanunu degistirilmesi teklif edilir, ardindan da istiklal marsi degistirilebilir 🙂

    yaw kendi yaptigi kanunlarin altinda bu kadar ezilmis bir halk daha var midir acep?

  7. Yazan:travis bickle Tarih: Eki 5, 2011 | Reply

    İlki prozodi sorunlarıyla dolu.Bu da son derece basit çocukça.Daha kalitelisini yapmak için uğraşmalı.

  8. Yazan:ali duman Tarih: Eki 6, 2011 | Reply

    ya hu bu istiklal marşı’nda Türkiye Cumhuriyetine dair ne var? T.C.’ye dair bir emare bulabilen varsa beri gelsin.

    zira istiklal marşı, T.C. için bir anlam taşımıyor, bu marş daha çok osmanlı’nın arkasından yakılmış bir ağıta benziyor, bir de bu denli gözle bakın bakalım ne göreceksiniz.

  9. Yazan:kemal aydin Tarih: Eki 7, 2011 | Reply

    Ali Duman istiklal marşı türkiye cumhuriyeti ilan edilmeden önce kabul edilmiştir. Eğer istiklal marşında türkiye cumhuriyetine ilişkin bir şeyler olsaydı garip olurdu, kurulmamış cumhuriyete marş mı olur. zaten adı üstünde istiklal marşı, türkiye cumhuriyeti marşı değil.

    istiklal marşının hangi dizesi osmanlı devletine referans veriyor buraya yaz da biz de aydınlanalım.

  10. Yazan:ali duman Tarih: Eki 7, 2011 | Reply

    sn.kemal aydın;
    asagıya bır dolu dize çıkardım, şayet okudugunuzu anlamlandırabilme yeteneğinden yoksun değilseniz bu dizelerin LAİK CUMHURİYET’in kimyasına uygun olmayacağını anlayabilmeniz gerekirdi. Ayrıca batı medeniyetini ‘tek dişi kalmiş canavar’ olarak suçlayan bir zihniyet ile BATI MEDENİYETİNİ kendine rehber edinmiş bir cumhuriyet nasıl oluyorda uyumlu olabiliyor? Oysa marşın hiç bir cüklesi Osmanlı şiarı ilr tezatlık oluşturmuyor.

    biraz akıl, biraz mantık zorlanabilir başka bir şey gerekmez, hepsi bu.

    ‘Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl!

    “Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?

    Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…

    Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda

    Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
    Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli-
    Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

    Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl’

  11. Yazan:kemal aydin Tarih: Eki 7, 2011 | Reply

    osmanlı nerde geçiyor hala anlamıyorum, ali duman bunları ilkokul 5. sınıfta türkçe dersinde okutuyorlar insanlara. bi meb kitabı aç oku öğren ne diyim

  12. Yazan:ali duman Tarih: Eki 8, 2011 | Reply

    mehmet akif ersoy, osmanlıcı bir kişilikti, cumhuriyet ilan edilince ya tepkisinden ya da osmanlının çöküşüne olan üzüntüsünden türkiye’yi terk ederek mısır’da yaşamını sürdürmüştür.

    osmanlıcı olduğu dünyaca bilinen ve osmanlılık çoşkusunun hakim olduğu alenen ortada olan istiklal marşı’nın anlamında bunu görmemek için kör olmak gerekir.

    yok yok, fiziki körlük değil kastettiğim, yürek körlüğüdür, yürek hani şu kemalist kişilik bozukluğunun bol miktarda maruz olduğu cinsten, ya da başka bir deyişle sırtımıza bir hançer gibi saplanmış olan hain ittihatçılık hastalığı da diyebiliriz buna.

    yoksa, osmanlılık duygusu ile yazılmış bir şiirin istiklal marşı yapılması nasıl izah edilebilinir ki?

    “Hak”, “Huda” (allah), “şehit”lik, “batı medeniyetinin tek dişi kalmış”lığı gibi batı özentisi cumhuriyete, yine hastalık derecesinde tapınılan “laik”lik vurgusuna bu denli ters düşen bir şiir hangi akıl ve mantıkla milli marş yapılabilinir ki?

    hastalıklı bir zihniyet bunu yapabilir, 100 yıldır giydirilen deli gömleğinde ısrar edenler ise bunu pek ala savunabilir, yeni bir şey değil, zaten alışkın olduğumuz bir konu, MEB’in en büyük işlevi de bu (bilmem hala anlayamadınız mı? hala 5 yaşındaki noktada kaldıysanız anlamanızı bekleyemeyiz, uslubunuz zaten sizin bu hastalıklı zihniyetin noteri olduğunuzu açık etmektedir)

    Bu deli gömleği zaten hastalıklı zihniyeti haklı kılmak için icat edilmiştir, bilmem ki bunu anlayamayanların anlamaları daha ne kadar sürecek, her şey bir yana gerçekten bu dinazorluk/çağdışılık durumunun daha ne kadar süreceğini çok merak etmekteyim.

  13. Yazan:ali duman Tarih: Eki 8, 2011 | Reply

    yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için bir açıklama yapmam gerekirse;

    islamcılık motiflerinin hakim olduğu bu şiiri; istiklal marşı yapmakta bir abes olmayabilir, ancak bu şiirin içeriğini inkar etmeyi, çarpıtmayı gerektirmez. denilebilinir ki; “evet bu şiir islami motifleri de içeriyor, hilafetliği de çağrıştırıyor, ancak ne var ki geçmişimizi inkar edemeyiz, hatta geçmişimizden onur duymaktayız, geçmişimizi de kapsayıcılığı açısından bu şiir bizi ifade etmektedir” böyle bir yaklaşıma saygı duyarım.

    benim eleştirmekte olduğum husus; yeri gelince osmanlıyı ve/veya geçmişi inkar edecek, hatta kötüleyeceksin, yeri gelince de inkar ve kötülemekten geri durmadığının yarattığı değerleri, geride bıraktığı mirası tepe tepe kullanacaksın, işte bu iki yüzlülüğü deşifre etmekte ve eleştirmekteyim.

    Bu ülkenin üstüne bir karabasan gibi çöken, hastalıklı ittihatçılık, hastalıklı durumunu sürekli tarihi ve gerçekleri çarpıtarak gizlemeye çalışm ve bunu da büyük çapta başarmış durumdadır, ancak ne var ki yaşadığımız bilgi çağında, onlar için denizin bittiği noktatayız, bilgi çağı, tüm yalanları bitirecektir.

    koca bir imparatorluğu bir mirasyedi anlayışı ile parçalayan bu hastalıklı zihniyetin yazmış olduğu “Almanlar yenildiği için bizde yenik sayıldık” tatındaki MEB’in tarih yazmaları ve en az bunun kadar çarpıtılmış tüm yalanlar yıkılacak, hakikatlar, bir bir ortaya dökülecektir.

    21nci yüzyılda, bilgi çağında hala MEB kafasında olanların aynaya bakma vakti gelmiş ve geçmiştir bile, onlara günaydınlar ola………..

  14. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Eki 8, 2011 | Reply

    Yenisi daha çok mehter marşını andırıyor bence. Enstrüman kısmının bende yarattığı ilk çağrışım bu oldu. Bu bir tespit, olumsuzlama olarak anlaşılmasın. Müziğin ezgi ve ritmi yani dinletinin dinleyen üzerinde bırakacağı etki üzerinden değerlendirilecek olursa, bu kısmı görecedir elbet;beğenen olur beğenmeyen olur. Ancak şu var: Ulusal marş olarak kabul edilmiş olan istiklal marşının, mehteren bandosu eşliğinde icra edilmesi durumunda mutlak bir uyum oluşacağını pek düşünemiyorum. Örneğin bir milli futbol karşılaşması esnasında bu tarzda çalınması durumunda nasıl bir anbiyans oluşacağını hayal edelim. Kulak alışkanlığı yapmış bilinen marş formatından farklı bir ses ve ton (ve tabi ki imge) yaratacağı kesin. Olabilir mi? Neden olmasın, dünyada ulusal marşların çoğunluğu benzer müzik temalarıyla icra ediliyor diye elbette sonbahar moda kreasyonu babında uyulması mutlak bir kural olmamalıdır.
    Dolayısıyla ulusal marşlar, dünya devlet ve toplulukları için bugün vazgeçilmez sembolik bir gelenek haline gelmiştir.O halde her topluluk modaya uyacağım diye standart temalarla kendini sınırlamamalıdır. Bilakis sembolik bir kültürel tanımlama olsa dahi, fark yaratacak bir tarz bence daha bir anlamlı olur.

    Fakat asıl sorun bence sözlerde başlıyor. Sözlerdeki muhtevaya ayrıca değineceğim ama kelimelerin bölünmüş olması(“bu şafak…larda yüzen” diye devam eden örneklerde olduğu gibi) hem anlam hem de estetik açıdan düzeltmeye muhtaç görünüyor. Ki yenisinde, ilk kez kekelemeye düşülmeden dizelerdeki sözler sarih ve net okunabiliyor. Dinlediğimde itiraf edeyim dili yeni yeni çözülmüş, konuşma özrünü atlatmış biri gibi hissetim. Açıkçası sözleri değiştirilemeyecekse en azından kelimeler katledilmeden okunacak bir metne dönüştürülse bence fena olmayacak.

    Bu kısmı işin teknik boyutu kuşkusuz. Bir de sözlerin anlam ve mana boyutu ve hedeflenen motivasyon kısmı vardır ki bu daha da önem arzetmektedir. Irkçılık kokuyor, ya da dini motif taşıyor gibi klişe tespitlere girmeyeceğim. Her konuyu ırkçılık bağlamında mütalaa etmek bana pek doğru gelmiyor. Zira insanların,( hele hele bir çatı altında birbirine ortak bağlarla tutunmuş insanların) tarihte büyük badireler atlattıkları ve büyük dramlardan geçtiği düşünülürse, insanların cesaret sözcüklerine duyduğu ihtiyacı anlamak zor değil. Değerleri elinden alınmak istenen, varolmak ile yok olmak arasında kritik bir çizgide çetin mücadele veren insanların, evet direnmeye de hakları vardır, ve bu dirence güç ve destek verecek destansı sözlere ihtiyaçları da.

    İşte- adı üzerinde -İstiklal(Kurtuluş) Marşı böyle bir zamanda yazıldı ve ulusal marş olarak kabul edildi. İçinde kan, ölüm barındıran sözlerin yerine insani erdemleri yine çoşkuyla dillendirecek farklı sözcükler olabirdi kuşkusuz. Hayat elbette hamasettten, kandan, intikamdan ibaret değil;bunlar olmadan da insanları motive edecek mesajlar her zaman vardır ve mümkündür. Ayrıca o koşullarda birlik ve bütünlük, mücadele azmi ve benzeri, manevi bir güç ile şahlandırma amaçlanmış olsa da aslında yenilgi ve isyan karışımı bir hayıflanma yani bir ağıtsal bir havası vardır sözlerin. Neticede bu şekliyle de devam edebilir(bence). Çünkü artık o dönemin koşulları içinde değiliz ve ille de değiştirilmesi için çok önemli sebepler bulunmuyor.

    Dolayısıyla,eğer ille de bir şeyler değişmeli diyorsak,
    asıl değiştirilmesi gereken bence anlamıyla uzaktan yakından alakası olmayan, olur olmaz her yerde kullanma alışkanlığımızdan başlanmalı. Asıl problem buradadır zira. Yani anlamının içi oyularak bugün bir araca dönüştürülmesi ve bu yaklaşımın yarattığı zihniyet şeklidir asıl sorgulanması veya değiştirilmesi gereken. Düşünün, hâlâ bazı okullarda sabah İstiklal marşıyla başlıyor, akşam yine onunla bitiyor. Bizim bir meslek odamız var örneğin, her kurul toplantısında İstiklal marşı okunur. Mahalle maçı oynanıyor istiklal marşı, toplantı oluyor istiklal marşı! Geçenlerde bir sünnet düğününde de şahit oldum, İstiklal marşı ardından da onuncu yıl marşı okundu. Şaşırdım, meğerse adet haline gelmiş de ben yeni farketmişim.

    Sonuç olarak her şey tadında güzeldir ve anlamlıdır. Artık hangi amaç ve zihniyetle İstiklal marşı düğünlere girdi bilmiyorum ama bunun araçsallaştırma ve aşındırma dışında hiçbir akla hizmet edeceğini düşünmüyorum.

  15. Yazan:Mehmet Boz Tarih: Eki 12, 2011 | Reply

    Şimdi ne yalan söyleyeyim tabi ki alttaki mevcut marşımız daha güzel. Diğeri marşa bile benzemiyor. Şimdi itiraz edenler var kelimeler bölünüyor falan diye… Ama daha iyi bi bestemiz mi var? Melodi oldukça güzel ve kalmasından yanayım. Tabi daha güzeli bestelenmedikçe. Diğeri kulağımı turmaladı resmen. Marş dediğin 10. Yıl marşı gibi falan olur bu ne Allah aşkına…

  16. Yazan:ali duman Tarih: Eki 12, 2011 | Reply

    birinci çalışma çok ilginç bir çalışma olmuş şöyle ki;

    marş, müzik/enstürumanyal (mehteran) olarak geçmişi, yorumlama/okuma itibariyle ileriyi çağrıştıran bir sentezleme yapılmıştır.

    mehteran tarzında bir besteye, 1 mayıs marşının neredeyse birebir takliti bir yorumlamada bulunulmuştur.

    bana göre; müzik enstrüman açısından değiştirilmeli/geliştirilmelidir, yorum ise mükemmeldir, zira 1 mayıs marşına benzemesi kötü bir şey değildir, çünkü benim bildiğin (türkçe olarak) 1 mayıs marşından daha iyi başka bir marş yoktur. (kaldı ki genelde tüm marşlar birbirine benzer)

    en nihayetinde resmi ideolojinin statükocu anlayışını temsil eder nitelikte olan istiklal marşı bestesi de, yorumlama biçimi de mutlak suretle değiştirilmelidir.

    çalışma çok güzel bir yere gelebilir, müzikle geçmişi, yorumla yeniyi birleştirmeye çalışmak gereksizdir, istiklal marşı sözlerindeki derinlik eskiyi fazlasıyla çağrıştırmaktadır.

    linkte 1 mayıs marşı mevcuttur, yorumlama biçimini karşılaştırıldığında benzerlik anlaşılacaktır.

    http://www.facebook.com/video/video.php?v=1337687843108

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin