RSS Feed for This Post

Taraf, Baransu Gazeteciliği ve Karargâh Kitabı

Erden Özkant

  “Gazeteci kimdir?” sorusuna Amerikalı gazeteci Clifton Daniel şöyle cevap veriyor: “Bir olayı dosdoğru bir biçimde öğrenen, derleyen ve sonra onu en doğru ve gerçeklere uygun biçimde yazan kişidir.” Gazetecilikte temel işlevin, gerçekleri bulup, bozmadan kamuoyuna yansıtmak olduğunu göz önünde tutarak;

1) Yayınlarda hiç kimse, ırkı, cinsiyeti, sosyal düzeyi ve dini inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz.

2) Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlak anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı ya da incitici yayın yapamaz.

3) Bir kamu müessesi olan gazetecilik mesleği, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edemez.

4) Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez.

5) Basın organları, yanlış yayınlardan kaynaklanan cevap ve tekzip hakkına saygı duyar.

Gazetecilerin yukarıda bazı maddelerini yazdığım andını ve Basın Meslek İlkelerini okuyup bir de basınımızdaki gazetelere baktığımız zaman gerçekten şaşırmamak, ülkemiz adına üzülmemek elde değil.

Basınımızın en büyük sorunlarından birisi holding gazetelerinin basın dışındaki ticari işleri sebebi ile veya gelir durumları kısıtlı olan gazetelerin bir kısmının, ayakta kalabilmek için bazı kişi veya kuruluşların sesi olma yoluna gitmesi, karşılıklı olduğu düşünülen menfaatlerin var olmasıdır. Seçim dönemlerinde bunun en canlı örneklerini görebiliriz. Belirli bir zihniyeti destekleyen ve karşılığında beklentisi olan pek çok gazete vardır. Birçok gazete reklâm alamama korkusu ile elde ettiği bilgi ve belgeleri yayınlamamaktadır. Ancak 4 yıl önce Ahmet Altan kaptanlığında “Düşünmek Taraf olmaktır” sloganıyla yayın hayatına başlayan Taraf gazetesi bu tabuyu yerle bir etti. Taraf gazetesi çoğu, 1994 yılında gazeteciliğe başlayan Mehmet Baransu imzalı olmak üzere şimdiye kadar birçok belge ve bilgi yayınladı. Yayınlanan haberler Türkiye’yi şoke ederken yıllardır saklanan gerçekler bir bir ortaya çıkmaya başladı ülkemizde. Şimdiye kadar yayınlanmaya cesaret edilemeyen bu bilgi ve belgelere zaman zaman Genelkurmaydan, hükümetten, muhalefetten ve yayınlanan haberleri çoğu zaman görmezlikten gelen bazı basın yayın organlarından sert tepkiler geldi. Ancak Baransu ve Taraf hiçbirine aldırmadı ve birçok önemli olayı insanlara duyurmaya devam ettiler. Yaptığı haberleri ses getiren Baransu, yazdığı kitaplarla da adını duyurdu.”Mösyö Hanefi Avcı’nın Yazamadıkları” adlı kitabı piyasaya yeni çıkan Baransu’nun 2010 Mart’ında yaklaşık 600 sayfalık Karargah kitabı çıktı Karakutu Yayınlarından. Kitapta Taraf’ta yayınlanan haberler ve haberlerin ayrıntılarının yanı sıra Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ arasında yapılan gizli görüşme, AKP ve Gülen’i Bitirme Planı çerçevesinde Islak İmza ile ilgili savcıların nasıl bir soruşturma yaptıkları, Koç Müzesinde ele geçirilen bombaların fotoğrafları, Lahika Planının perde arkasında yaşananlar, Balyoz Darbe Planının yayınlanmamış belgeleri gibi ilk kez yayınlanan belge, bilgi ve fotoğraflar da yer alıyor. İşte Taraf’ta yayınlanan ve kitapta ayrıntılarıyla anlatılan haberlerden bazı örnekler…

12 Haziran 2009 Cuma: Baransu imzalı “AKP ve GÜLEN’İ BİTİRME PLANI” haberine göre belgedeki imza Psikolojik Harp Dairesi’nin yeni adı olan Genelkurmay Harekât Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürü Kurmay Albay Dursun Çiçek’e aitti. TÜBİTAK, Jandarma, Emniyet ve Adli Tıp raporlarında “belgedeki ıslak imza Dursun Çiçek’in el ürünüdür” tespiti yapılmasına rağmen Çiçek ısrarla imzanın kendisine ait olmadığını söyledi ve hatta savcılıktaki sorgusunda farklı imza attı. Belge, emekli yüzbaşı avukat Serdar Öztürk’ün bürosunda ele geçirildi. ‘Islak imza’ tartışmaları sürerken orijinal belge ‘bir subay’ tarafından soruşturmayı yürüten savcılara gönderildi. Belgede ‘Durum’ başlığı altında ‘Ergenekon soruşturması’ Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmaya yönelik girişim olarak değerlendiriliyordu. Planın ‘icra’ bölümü ise şöyleydi: “Laik ve demokratik düzeni yıkarak, şeriata dayalı bir İslam devleti kurma hayalinde bulunan AKP Hükümeti ve ona destek veren çeşitli gruplar ile Fethullah Gülen grubu başta olmak üzere radikal dini oluşumlar hakkındaki gerçekleri gün yüzüne çıkarmak, kamuoyunun desteğini kırmak ve faaliyetlerine son vermek üzere bilgi destek faaliyetleri icra edilecektir.”

Bu amaçla cemaat mensubu şahısların iş yerlerine veya evlerine silah bırakılarak “silahlı örgüt üyesi” muamelesi yapılması, AKP’nin yıpratılması için her türlü propaganda yürütülmesi öngörülüyordu.

26 Ağustos 2009 Çarşamba: Baransu imzalı ve Baransu’ya 2009 yılı Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü kazandıran haber  “O dört er böyle öldü: Pimini çekip bombayı verdi: Elazığ’da tim komutanı, nöbette uyuyan askere ceza olarak pimini çektiği el bombasını tutmasını emretti. Bomba patladı, 4 şehit.”

19 Kasım 2009 Perşembe: Baransu imzalı haber “Gayrimüslimleri vuracaklar Müslümanları suçlayacaklar: Kod adı Kafes”

20 Ocak 2010 Çarşamba: Baransu, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur imzalı ve gazetede birkaç gün boyunca devam eden Balyoz planı iddiaları: “1. Ordu Komutanı Çetin Doğan cuntasının 2003 yılındaki darbe planlarını Taraf ele geçirdi. “Fatih camii bombalanacaktı”, “Kendi jetimizi düşürecektik”, “200 bin kişiye tutuklama”, “Dış tehdide karşı tatbikat denen Balyoz planında iç tehdit AKP’nin devrilmesinden sonra kurulacak hükümet de var: Balyoz hükümeti”

22 Şubat 2010 Pazartesi: Yine Baransu imzalı haber: “Parola: Adi Başbakan: Bu akşam Erdek Deniz Üs ve garnizon komutanlığında nöbet tutacak erlere, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı hakkında Adi Başbakan dedirtilecek. Komutanlık bu ayıbı derhal düzeltmeli.”

Ayrıca kitapta “Paşaların Darbe Karnesi” de var. 3. Ordu eski Komutanı Org. Saldıray Berk için “her zaman aranabilir” denilen karnede paşaların “destek verecek” ya da “vermeyecek” diye isim isim fişlendiği karne.

İşte yukarıdaki haberler ve daha fazlası, hakkında birçok dava açılan Baransu’nun Karargâh kitabında yer alıyor. Tabii Baransu ve Taraf bu haberleri belgeleriyle birlikte yayınladıkça medyada şu sorular çok sık sorulmaya başlandı: “Orduyla, askerle ilgili olumsuz haberler yapılamazdı eskiden. Ne değişti?” “Belgeler niye hep Baransu’ya, Taraf’a gidiyor?”

Bir röportajında Baransu bu 2 soruya da cevap veriyor. 1. soruya Baransu’nun cevabı: “Bir kere toplum değişti. İnternet çıktı. Bugün sadece bir kısım medya yok, 2 kısım medya var ve çok sağlıklı bir şey. Toplumu yönlendirmek artık çok kolay değil. Hiçbir grupla, devletle, finansla bağı olmayan bir gazete çıktı. Ve yazılmayanları yazdı. Yazdıktan sonra, yazılabiliyormuş kanaati doğdu ve belgeler gazeteye gelmeye başladı.”

2. soruya Baransu’nun cevabı: “Ben, Aksiyon dergisinde çalışırken yolsuzluk haberleri yaptım. Bunların bazıları askerle ilgiliydi. Oradan tanıdıklarım var. Akaryakıt kaçakçılığını ilk kez yazan benim. OHAL döneminde Güneydoğuda gazeteci olarak bulundum. Birçok askerle tanıştım. Bunun ötesinde siz yazdıkça haber sizi buluyor. Gazeteyi buluyor. Bir kurum içinde hukuksuzluktan rahatsızlık duyan varsa ve bunun kamuoyu tarafından bilinmesini istiyorlarsa, hangi medya grubu bunu yayınlıyorsa belgeleri oraya gönderiyorlar.” Baransu ayrıca ” Bu haberlerin ardından askerler arayıp bize teşekkür ediyorlar” da diyor. 2010’a damgasını vuran ve sayfa sayısı çok olmasına rağmen akıcı bir şekilde okunabilen, Karargâh’ta yaşananları çok güzel bir şekilde anlatan kitap, okumayanlar için özetle böyleydi. Ayrıca yazının başında sorduğum “Gazeteci kimdir?” sorusunun yanıtı da her türlü zorluğa ve tehdide rağmen yukarıda örneklerini verdiğim haberleri yapabilen, belgelerini yayınlayabilenlerdir.

Trackback URL

  1. 12 Yorum

  2. Yazan:bsm Tarih: Ara 14, 2010 | Reply

    Taraf,bir ilk olma hasebiyle çeşitli platformlarda tartışma konusu oldu hep.Son günlerde yaşanan olaylar/toplumsal gerginlikler bu manada Taraf’ın merkeze oturduğu bir sorgulamayı daha da öne çıkardı.Yazı bu bağlamda kafalarda oluşan sorulardan doğan boşluğu doldurmuştur…Her şeyden önce Gazeteciliğin “ne olduğu/ne olamayacağı” sorularına yanıt aranmıştır.

    Meselenin iç yüzünü anlayabilmek için öncelikle-yazıda da geçen-basın yayın ilkelerini tekrar okumakta fayda var.Şu açıdan:Gazetecilik vaya “doğru habercilik”in kriteri evrensel yayın ilkeleri midir,yoksa Gazeticilik alanına giren haber/belge/yorumun…toplumda aşina olduğumuz ideolojik ayrışmalara göre değerlendirilmesi midir?
    Ben,Taraf’a yapılan eleştirilerin-daha doğrusu tahammülsüzlüğün-ikinci algıdan kaynaklı olduğunu düşünüyorum.Zira koro halinde Taraf’a yüklenilmesi sık sık basın yayın ilkeleriyle “çeliştiğinden” değil…Eğer bu persfektften bakılsaydı Taraf’a varıncaya kadar eleştirlecek bir çok gazete,yayın kuruluşu olması gerekirdi.Ne var ki düzen borazanlığını ilke edinmişlere pek toz kondurulmazken;Taraf,her fırsatta tefe konabiliyor.Çünkü Taraf’a duyulan allerjinin altında”gerçekleri saptırıyor”olması değil,yalan ve ezberlere karşı durarak “kral çıplak”deme cesareti göstermesi yatıyor.

  3. Yazan:hüseyin bulut Tarih: Ara 14, 2010 | Reply

    Erden Bey;
    Elinize sağlık tebrikler teşekkür ederim.Yazılarınızı takip ediyorum da gündemi özetliyorsunuz.Sayenizde gündemin arkasını görüyorum. Sağolun var olun.

  4. Yazan:zekeriya kuşlak Tarih: Ara 15, 2010 | Reply

    Taraf gazetesi ve Baransu’nun kararğah eserini özetlemeniz dolayısıyla size teşekkür. Taraf, ülkemizin demokratikleşmesi adına bir milat. Buradan Taraf’a da teşekkürler. Önemli bir görev yerine getirdi ve getirmeye devam ediyor. korkak ve ürkek değil cesur ve azimli; satılmış değil hakkaniyetli bir gazede. Daima öyle kal Taraf.

  5. Yazan:sevim Tarih: Ara 15, 2010 | Reply

    Taraf,Türkiye basınının yüz akıdır.ama bu ilkeli ve dürüst gazetecilik birilerinin işine gelmiyor.statüko yanlısı düzen yalakası kesimler,mafya ve çeteleşmeden beslenen çıkar grupları ise zaten nefret ediyor bu gazetenin varlığından.bir de ideolojik körler var.hani şu solculuk ayağına yatıp ergenekoncuların izinde giden meşhur devrimciler(!) onlar da hiç hazzetmiyor Taraftan.
    ama Taraf bu ucubelere rağmen yaşayacaktır.bugün azınlıkta olsa da O’nu benimseyen milyonlar çoğalıyor ve çoğalacak.

  6. Yazan:ebru nas Tarih: Ara 15, 2010 | Reply

    özetiniz için tebrikler erden bey,okuduğum kitabı böyle özetlemeniz harika olmuş.

  7. Yazan:aida Tarih: Ara 15, 2010 | Reply

    Tarafa baransuya ve Erden beye teşekkürler

  8. Yazan:Burhan Balci Tarih: Ara 16, 2010 | Reply

    Taraf son günlerde iki akıl almaz yayın yaptı ve her ikisi de haksız yere olmak üzere önce wikileaks belgeleriyle AKP’ye, ardından da Gülen cemaatine bulaştı. Taraf’ın bu yanlışları yapmasını gazetecilik prensip ve kaygılarıyla olduğunu değil, muhataplarına karşı bir “hesap” ile davrandığını düşünüyorum. O hesaplarının ne olduğunu bilemem ama bildiğim bir şey var o da yanlış Tarafın yanlış yaptığı. Bu hesabı iyimser bir tahminle tiraj ve adından söz ettirme kaygısı diye niteliyorum.

    Halbuki taraf, cemaat ve akp arasında demokrasi ve özgürlükler paydasında ortak bir kazan kazan durumu vardı ve tarafın mevcut okur kitlesinde karşısına aldığı kitleden bir hayli okur bulunmaktadır. Tarafın yayınlarının etkisini artıran ve taraf gazetesini geniş kitlelere mal eden, gazete yayınlarına ve yazarlarına destek çıkanların da akp ve cemaate yakın yayın organları olduğunu kimse inkar edemez.

  9. Yazan:ali duman Tarih: Ara 17, 2010 | Reply

    aslanı çakallara boğdurdular, buna en büyük desteği de medya verdi.

    28 şubat medyası, ali kalkancı-fadime şahin-müslüm gündüz masallarını anlatırken arka planda 28 şubatta giden yolun taşları döşeniyordu, ustaca ve başrolde, toplum mühendisliği rolünde malum medya vardı.

    diğer tüm darbelerde de böyle olmuş meğerse, hepsi birer oyunmuş, evet bu milleti çirkin bir oyun oynandı, bu yüce millete tezgahlar, pusular kuruldu, daha da kötüsü türkiye için biçtikleri rol “küçük olsun benim olsun” rolüydü, tbmm’den halkın lehine tek bir kanun çıkmaz, bir ürdün kadar bile prejtiji olmayan, yerlerde sürünen pespaye bir dış politika bu ülkeye reva görüldü.

    bankaları hortumlayan YERLİ HORTUMCU SERMAYE, uykuda uyuyan gemicileri ısıran fare gibiydi, bir taraftan ısırıyor, bir taraftan da ısırdıkları yeri üflüyorlardı, uykudan uyandırmamak için.

    ali kırca haber sunuyordu uyusunda büyüsün ninni kıvamında “evettt türkiye’de iyi şeyler de oluyor sevgili izleyiciler” diye başlayarak eften püften, çerden çöpten uyduruk pespaye şeyleri iyi şeyler diye soyulmuş,hortumlanmış halkın üzerine boca ediyorlardı, sandılar ki bu çark böyle devam edecek, sandılar ki ali gidecek veli gelecek, gelen de gidende bunların önünde diz çökecek (anımsayın 40 yıl millete hiç bir şey vermemiş çoban sülo, akabinde mesutu, tansusu) her kötü şeyin bir sonu oluyormuş, 21 banka hortumladıklarında müttefik ilhan selçuk dahi isyan etmiş “çok ayıp ettiler” demişti, gerçekten de çok ayıp ettiler, ayıp ne kelime.

    sonra birden bir gazete çıktı, ancak yalancılık kötü bir hastalık ki, binbir yalan ile bu gazeteye saldırdılar, 100’lerce gazete vardı, ama 50bin tirajlı küçük bir gazeteyi kaldıracak gibi değillerdi, çünkü “haklı” olmaktan daha güçlü bir silah henüz icat edilmedi ve bu silahta onlarda yoktu, iyi ki varsın TARAF.

  10. Yazan:bsm Tarih: Ara 18, 2010 | Reply

    Taraf son günlerde iki akıl almaz yayın yaptı ve her ikisi de haksız yere olmak üzere önce wikileaks belgeleriyle AKP’ye, ardından da Gülen cemaatine bulaştı.

    “Bazı”haberlerden hoşlanmayabilirsiniz sayın Balcı.Ancak,güncel konuları habere taşımaktır bir gazetenin görevi.Wikileaks’i gündeme taşıdı diye Taraf’ı “hükümete bulaştı”diye suçlamak nasıl bir algıdır doğrusu anlayamıyorum.Şayet belgelerde geçen Başbakanın “İsviçredeki hesapları” ve “yolsuzluk” iddialarını kasdeiyorsanız;bu Taraf’ın iddası değil,dünyayı bir anda karıştıran Wikileaks’in marifetidir.İddialar doğrudur veya yanlıştır…Bir şekilde dünya gündemine yerleştiğine göre elbette Taraf’ın da bunu haber yapması gayet doğal karşılanmalıdır.Ha,sözkonusu iddiaları doğrulayacak/haklı gösterecek haber veya yorumlar olsaydı nisbeten itirazınız kabul edilebilirdi.Oysa siz “niye Wikileaks manşete taşındı”ya tepki gösteriyorsunuz.Zira bu haberle ilgili Taraf’ın bütün haber listesini taradım ve hükümeti suçlayıcı tek bir manşete rastlamadım.Hani dikkatimden kaçmış bir şey var mı diye üşenmedim ve arşivi tekrar gözden geçirdim.Sizin bu konuda bildiğiniz farklı bir bilgi varsa paylaşmalısınız.Yoksa öyle bilip bilmeden “haksız yere olmak üere”diye suçlamaya geçmeniz adil bir eleştiri olmaktan çok AKP tarafgirliği olur.Ayrıca hükümet dokunulmaz da değildir.Hataları olduğunda Taraf sessiz mi kalmalı?

    Gülen Cemaatine gelince…Taraf,Gülen Cemaatinin yayın organı değil kusura bakmayın.Gerçi tepkinizi neye dayandığı konusunda açıklık getirmemişsiniz ama unutmayınız ki bir cemaat de eleştiri dışı değildir.Marmara gemisine yapılan saldırıda da Gülen Cemaatine elştiri geldi hatırlarsanız.Üstelik bu eleştirler Taraf dışında cemaate daha yakın yayın organları tarafından dile getirildi.Peki bu eleştiride bulunanlar idda ettiğiniz gibi bir takım “hesaplar”peşinde mi koşmuş oluyor(du)?Unutmadan,DD’de konuya genişçe yer verildi ve konu farklı açılardan tartışıldı,e herhalde DD’nin de bir takım “hesaplar”peşinde olduğunu söylemeyeksiniz.

    Taraf’ın bu yanlışları yapmasını gazetecilik prensip ve kaygılarıyla olduğunu değil, muhataplarına karşı bir “hesap” ile davrandığını düşünüyorum.

    Peki nedir bu “hesap” sizce?Maddi sıkıntıyla boğuşan ama yine de kimsenin dokunamadığı belgeleri her türlü riski alarak kamuyla paylaşan 50 bin tirajlı küçük bir gazetenin hesapları ne olabilir?
    Çomak soktuğu müesses nizama mı yaranmak istiyor?Tiraj kaygısıyla eyyamcılık mı yapıyor,yoksa saf mı değiştiriyor?Nedir söylemek istediğiniz,açık açık anlatın ki bizler de sayenizde bilgi sahibi olalım.
    Eğer tiraj kaygısı var diyorsanız,el insaf diyorum!Yani istese herkesle papaz olacağına,mahkemelerde sürüceğine suya sabuna dokunmayarak bildik gazetelerin muadili olmak için hiçbir engel yok!Diğerleri gibi sistem borazanlığı yapar,bir iki magazin sayfası ekler olur biter.

    O hesaplarının ne olduğunu bilemem ama bildiğim bir şey var o da yanlış Tarafın yanlış yaptığı. Bu hesabı iyimser bir tahminle tiraj ve adından söz ettirme kaygısı diye niteliyorum.

    Burası çok doğru,bilip bilmeden suçlamaya geçiyorsunuz.Tek yaptığınız bu.”İyimser tahmininiz”ise yukarda değindiğim gibi tamamen dayanaksız ve temelden yoksun.Birilerine “iyi görünme” kaygısı olsaydı neden şimşekleri üzerine çeksin ki?

    Halbuki taraf, cemaat ve akp arasında demokrasi ve özgürlükler paydasında ortak bir kazan kazan durumu vardı ve tarafın mevcut okur kitlesinde karşısına aldığı kitleden bir hayli okur bulunmaktadır. Tarafın yayınlarının etkisini artıran ve taraf gazetesini geniş kitlelere mal eden, gazete yayınlarına ve yazarlarına destek çıkanların da akp ve cemaate yakın yayın organları olduğunu kimse inkar edemez.

    Doğru,kimi yerde ortak paydalarda birleşiyor Taraf ile Cemaat.Yalnız bunu tek taraflı düşünmemek lazım.Aynı desteği yeri geldiğinde Taraf da veriyor.Tabi yanlışa yanlış,doğruya da doğru denecek.Doğru ve makul olanı budur.Yoksa her koşulda “birlerini”tekrar edecekler diye bir kaide yok.Ve ayrıca bu “görüş birliğinden”yola çıkarak bir diyet borcu beklenemez.Ne yani sizce bazı konularda görüş paralleliği var diye Taraf boynunu büküp suspus mu olmalı?İstediğiniz buysa varın desteğinizi mi çekeceksiniz ne yapacaksanz yapın ama Taraf’a haksız yere çamur atmaktan da vazgeçin!

  11. Yazan:burhan balci Tarih: Ara 19, 2010 | Reply

    “Bazı”haberlerden hoşlanmayabilirsiniz sayın Balcı.Ancak,güncel konuları habere taşımaktır bir gazetenin görevi.

    Doğru söylüyorsunuz tarafın akp ile ilgili wikileaks haberinden (manşetinden) hiç hoşlanmadım. Çünkü taraf gibi “belgeler” üzerinden yayıncılık yapan, yayınladıklarını çeşitli kaynaklardan teyit etmeden manşete sokmamaya özen gösteren “belge tecrübeli” bir gazeteye Ankara dedikodularının bohçacılığını yapmak hiç yakışmadı.

    Şayet belgelerde geçen Başbakanın “İsviçredeki hesapları” ve “yolsuzluk” iddialarını kasdeiyorsanız;bu Taraf’ın iddası değil,dünyayı bir anda karıştıran Wikileaks’in marifetidir.

    Siyasetin içindeki tüm gazeteciler bu iddiaların yılların eskisi ucuz bir ankara dedikodusu olduğunu, hatta dedikodunun eski versiyonunun 6 değil 8-10 isviçre hesabının olduğunu bıyık altından gülerek tvlerde anlattılar ve köşelerinde yazdılar. Yani konunun gazetecilik & habercilik açısından manşete çekilecek hiç bir tarafı(belgesi) bulunmuyordu. Üstelik Taraf’ın editoryal kadrosunun bunu bilmemesi mümkün eğildi.Üstelik iddiayı destekleyen elde hiç bir bulgu ve kanıtta ellerinde olmamasına rağmen!
    Dediğim gibi bu akıl almaz bir hata veya hesaptı.Nitekim bu ucuz dedikoduyu Taraf dışında manşete alan iki gazete daha vardı. Biri cumhuriyet diğeri de Sözcü.Anlayın artık tarafın düştüğü durumun vahametini.. Haa Bir de popülizme oynayan Kılıçdaroğlu sarılmıştı wikileakse. Ona da hani belgesi? diye sorulunca “wikileaksın marifetidir” diyip topu taca atmıştı.

    Daha sonra yediği herzenin elle tutulur bir tarafı olmadığını, iddayı uzatırsa elinde patlayacağını bildiği için bir el ateş etti o kadar. Benim merak ettiğim taraf durduk yere bu deli saçması ateşi niye açtı? Gazetecilik için olmadığını yukarıda açıkladım. Bu durumda ancak bazı iyimser tahminlerde bulunabilirim.

    Ayrıca hükümet dokunulmaz da değildir.Hataları olduğunda Taraf sessiz mi kalmalı?

    Yine haklısınız ama unutmayalım ki Taraf’ta dokunulmaz değildir. Tarafın Hataları olduğunda biz de sessiz kalmamalıyız. Öyle değil mi?

    Gülen Cemaatine gelince…Taraf,Gülen Cemaatinin yayın organı değil kusura bakmayın.Gerçi tepkinizi neye dayandığı konusunda açıklık getirmemişsiniz

    Olur mu? tüm duyumlar cemaatin sola solculuğu öğretmek istemesinden dolayı tarafı doğurduğunu söylüyor. Bu dedikoduyu da Sözcü manşete çekmeli..

    Şaka bir yana Gülen cemaatini PKK ile yanyana göstermeye “çalışmak” gibi bir gayreti oldu. Dört gün üstüste ısrarla manşetten yayınlar yaptılar. cemaatten yayınlarını teyit edecek hiçbir yanıt almamalarına rağmen en son Apoya sığınıp onun sözlerine sarılmaları da acınası bir gazetecilik çabasıydı. Niye bu çabaya giriştiler onu da hala anlayabilmiş değilim. Sonuçta atılan manşetler birer iddiadır ve manşetinizi destekleyecek ikna edici bulgular ortaya koymalısınız. Yoksa yayınınız fos çıkar ve itibarınız azalır.Tıpkı Kılıçdaroğlu gibi çakarsınız!

    her koşulda “birlerini”tekrar edecekler diye bir kaide yok.Ve ayrıca bu “görüş birliğinden”yola çıkarak bir diyet borcu beklenemez

    YazdıklarımI diyet borcu beklentisi olarak algılamışsınız, yanlış. Tarafın önemli bir gazete olması hatalarını kutsamamızı gerektirmez. Yukarıdaki ifadelerim sadece bir durum tespitiydi. Bu güne kadar Tarafın yayınlarını etkili ve güçlü kılan son yayınlarınla karşısına aldığı iki büyük toplumsal yapıdan aldığı destektendi.Yani Taraf yayınlarını AKP ve Gülen cemaatine yakın Zaman,STV,Kanal 7,Kanal A, Star gazetesi, Kanaltürk ve Bugün gibi yayın organları duyurmasa ve paralel teyit edici yayınlar yapmasalar taraf çabuk parlayıp sönen bir yıldız olarak nokta dergisi gibi boğulup giderdi. İşte anlatmaya çalıştığım bu büyük ve hassas kesime taraf bile bile haksızlık yaparsa büyük bir güven ve itibar kaybına uğrayacağı gibi bu tip haksız belgesiz, duyuma dayalı yayınlarındaki “hesap” sorgulanır hale geleceğiydi.

    ne yapacaksanz yapın ama Taraf’a haksız yere çamur atmaktan da vazgeçin!

    Bir dakka ya, belgesiz, çamurlu duyumlara dayalı Sözcü gazetesi özentisi manşetlerden şikayet eden bendim!

    Neyse gazetecilikte fikri takip denen bir şey var. Bir şeyi manşete alacak kadar önem verdiyseniz, manşetlerinizin fikri takibini de yapmanız gerekir. Ben Tarafın hem AKP hem de cemaatle attığı söz konusu manşetlerin devamını izleyeceğim. Tayyip’in İsviredeki 6 hesabının ortaya çıkışını ve cemaatin pkk ile görüşmelere devam etmesini… Yani bunların devamı gelmezse Sözcü,cumhuriyet tarzı tipik bir çamur atma operasyonu ile karşı karşıya kaldığımızın resmidir.
    Bekleyelim görelim..

  12. Yazan:bsm Tarih: Ara 19, 2010 | Reply

    Aynı şeyleri tekrarlamışsınız sayın Balcı.Belge,kanıt,teyit deyip duruyorsunuz ama ne hikmetse hiçbir iddianıza kanıt sunamıyorsunuz.Bakın,dedim ki Taraf’ın tepkinize(tepki diyorum çünkü tutumunuz eleştiriden ziyade bir tepkiye işaret ediyor)neden olan arşivi taradım ve suçlamalarınızı doğrulayan bir tek habera rastlamadım.Peki siz neden aksini doğrulayacak bir manşeti paylaşmıyorsunuz?Madem belgelere bu kadar itibar ediyorsunuz işin kolayı var:Size itici gelen en “keskin”manşeti ve altındaki haber metnini alıntılayın,beraber inceleyelim.İnceleyelim ki Taraf’ın basın yayın etiğine aykırı “açığı”nedir görelim.

    Bakın,birbirimizi daha iyi anlayabilmek için size bir önerim var.Tamam,başbakanın “İsviçredeki hesapları”na dair iddialar dediğiniz gibi bir Ankara kulisi dedikodusundan ibaret olabilir.Lakin,tutun ki bu dedikoduyu Wikileaks değil de Kılıçdaroğlu yaymış olsun.Malum bu zatın “uzmanlık”alanı durduk yerde yolsuzluk dedikoduları yaymak.N’apsın adamın vizyonu bu.Bu alanda üretken olabiliyor ancak.Peki,Kılıçdaroğlu’nun bir miting alanından ya da meclis kürsüsünden…”çamur at izi kalsın”misali yeni bir hayali yolsuzluk iddası ortaya atması durumunda,bu iddiayı herhangi bir haber ajansı,gazete,tv vesairenin haber konusu yapması sizce çok mu garip? Filankes filanca konuyu ileri sürdü…diye hiç mi bir habere denk gelmediniz?Ve peki bir demeç aktarıldığında-ki gayet olağan bir durumdur-bu demecin yayınlanması iddiayı doğrulamak/desteklemek anlamına mı gelir?

    Şimdi soruyorum:-Wikileaks’i şimdilik bir kenara koyun-Bir siyasinin vaya muhalefet sözcüsünün bir demeci yahut konuşmasının bazı bölümleri”ortalığı bulandıracak”diye sizce metinden mi çıkarılmalı?Yoksa kafaları karıştıracak diye sansüre mi tabii tutulmalı?

    Dolayısıyla her ne olduysa bir şekilde Taraf’a bir kızgınlığınız var.Dediğiniz gibi elbette Taraf dokunulmaz değildir ve eleştirilebilir.Lakin eleştiriyi doğru yerden yapmak gerekir.Oysa siz Taraf’ın haber konusu yaptığı olayı kendi iddasıymış gibi algılıyarak çıkarımlarda bulunuyorsunuz.Dayanak noktanız ise”e efendim dedikoduyu manşete taşıdılar”.İyi de bir yere taşıyacaklardı ha orta sayfadan verdiler ha manşetten!Siz ne söylendiğinden haber verin.
    Mesela Taraf;
    1-Başbakana isnat edilen suçlamalarda mı bulundu?
    2-Bu haberi yayanlara destek verip iddaları mı doğruladı?
    3-Bu yönde hükümeti yıpratıcı bir karalama kampanyasına mı girişti?

    Peki bunların hiçbiri yoksa/böyle bir gayret içerisinde değilse afedersiniz ama neyle suçluyorsunuz Taraf’ı?

    Kusura bakmayın,alışık olduğumuz yayın anlayışına itibar edecekse Taraf’ı Taraf yapan hiçbir özelliği kalmayacak.Bırakınız bir farkı olsun.Diğerlerinin çizgisine çekilmesinin bu ülkeye bir faydası olmayacak inanın.Ama siz kişisel tepkinizden ötürü Taraf’a bodoslama giydirmekten mutlu oluyorsanız devam edin Gözcüyle/Sözcüyle/Cumhuriyetle aynı kefeye koymaya.

    Son olarak,tüm argümanlarınız “dedikodu bohçacılığı”gibi mesnetsiz suçlamalardan ibaret olacaksa ben tartışmaya nokta koyuyorum.Bu benim tarzım değil kusura bakmayın.

  13. Yazan:recep yıldırım Tarih: Ara 26, 2010 | Reply

    Türkiye gerçeklerini korkmadan ele alan Baransu’yu tebrik ediyorum

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin