RSS Feed for This Post

Cahil ve Provakatör Başörtülüler

Belki ilgi alanım olduğundan, belki eğitimimi başörtüsü yasağı nedeniyle yarım bırakmak zorunda kaldığımdan kaynaklı; okurken içeriğe bilgi edinmek amacıyla öyle yoğunlaşırım ki, başlığı genellikle görmem. Oysa ki, başlıklar önemlidir. Bu yazının başlığı da öyle; cahil ve provakatör sıfatlarını alan başörtülüler…   Başörtüsünün kamusal alanda yasaklanmasının gerekçelerine baktığımızda hemen hemen aynı sıfatların(cahil, provakatör) ithamıyla yasağın ortaya atıldığını, savunulduğunu görürüz. En basitinden, türban tanımının, siyasi sembol tanımının temelinde, cehaletin(sosyal hayatın dışında kalma hali; anneannelik, köylülük) yakıştırıldığı başörtülüleri, belirlenmiş alana sıkıştırma isteği; laikliğin elden gideceği, ülkenin şer’i esaslara göre yönetileceği endişesi temelinde, provakatif olma halinin vurgusu gerçeği ortaya çıkar.

   Duruma baktığımızda ortaya attığım iki sıfat olan ‘ cehalet ve provakatörlük ‘ yasağın meşruluğunu ve devamlılığını isteyen totaliter laik (Türkiye tipi laikliktir zira demokratik laiklik dinsel tercihlere müdahil olmayan sistemdir) kesimin kullandığı tanımlardır. Halen yürütülen bu yasağa baktığımızda, hatta bugün Ankara Üniversitesinde yasak nedeniyle, güvenlik görevlileri tarafından darp edilen başörtülülerin yaşadıklarına baktığımızda; bu yasağın taraflarına hem yasağın kalkması konusunda türlü izahatlarda bulunduğumuz hem de yasağın devamlılığından dolayı mağduriyetimizin devam ettiği görülebilir. Hem engeli yaşayıp, hem de engelden kurtulma sürecinde çift başlıklı bir yorgunluk halini on yıllardır yaşadığımız görülebilir. Ancak iki koldan yürütülen bu yıldırma politikası, bu günden itibaren üçüncü bir kuvvet daha kazanmıştır;

   Başörtülü olduğu için, eşinin Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde ülkenin e-Muhtıra’ya maruz kaldığı, ülkenin Cumhurbaşkanı olan eşinin yanında başörtülü olarak katılması gerektiği halde düne kadar birçok resmi davete katılamadığı, eşi Cumhurbaşkanı seçildiği gece ve o süreçte yaşananlar nedeniyle gece sabaha kadar ağladığı, endişelerinin köşe yazılarına dahi konu olduğu bir başörtülü olarak; Hayrunnisa Gül, ilköğretimde başörtüsü serbestliğinin konuşulduğu bir gündem de ‘ cahil ‘ tanımını kullanarak, bu yasağın meşruluğunu savunuyor.

   Bir başka başörtülü olan Ayşe Böhürler, çocuklarını ilköğretime başörtülü gönderen ailelere yönelik kullandığı tanımda ‘ provakatör ‘ sıfatını uygun görüyor.

   Şimdi biri bana söyleyebilir mi, biz başörtüsü yasağını yaşayanlar, eğitim ve çalışma hayatına son vermek zorunda kalanlar, yahut başörtülü hatta dindar olmadığı halde bu yasağın sona ermesi gereğini savunanlar, totaliter laiklerin zorbalığı ve yasakçılığına cevap üretmekle ve haklarımızı savunmakla mı uğraşacağız yoksa iki başörtülü, başörtüsü zulmü yaşamış kadının bu türden yıpratıcı tanımlarıyla mı?

   Hiçbir mecburiyetimiz olmadığı halde (benim için başörtülü yaşama tercihime referans yahut gerekçe gösterme zorunluluğum dahi yoktur) hangi cevap ile bu keskin, itici sıfatların yarattığı sorgulama haline cevap vereceğiz? Hangi tutanak cevaplarımızı kabul edecek? Başörtüsü Kur’an’da yoktur diyene, vardır, diyerek ayet mi göstereceğiz? Yoksa ‘ bir çocuk, ilkokulda başörtüsü takmak istemez, bırakalım büyüyünce taksın ‘ diyenlere, hüküm büluğ ile geçerlidir mi, diyeceğiz? Bu cevaplar kimi kesecek? Kimi kesecek bilmem ancak bu sıfatları kullananları kesmeyeceği aşikar. Öyle ise nedir, nasıldır?

   Nedirliğini ve nasıllığını samimiyetle açıklayayım; ben pek fıkha karışmam, fıkıhla da pek barışmam, fıkıh ” bazen ” erkek egemen ve maalesef şekilci ve ayrıca kılı kırk yaran bir anlayışla hüküm verdiğinden, farzların geçerliliğine insan tabiatını katmayan bir dille keskinleştiğinden; buna mukabil Allah’ın kitabındaki emirlerinin hem hüküm hem de insan tabiatını bir ele aldığına, Rasul’ün davetinde farzları tebliğ ederken insan tabiatını yok saymadığına şahit olduğumdan bu yana fıkıh benim için bazı bazı vicdandır. Ancak kendi fıkhımı kendime saklarım, bunun mutlak doğru olduğunu tebliğ edip dayatmam. Üniversiteyi bırakırken, belki sonucun beni bu denli yoracağını bilmiyordum ancak örtünün farz, üniversitenin farz olmadığına kanaat getirdiğimden, okulu bırakmayı tercih ettim. Sadece ve sadece ilk başlarda içine düştüğüm boşluğun etkisiyle, mücadele etme yöntemiyle direnmek yerine, yasak başlar başlamaz başını açan arkadaşlarıma büyük öfkeler duydum. Kısa bir süre sonra onların her sabah yüzleştiği baş açma gerçeğini düşünüp, üzüntülerime üzüntü ekledim. Kendi uygulamamı kendime seçip, kimseye dayatmadım, öyle de olmalıydı.

   Bazen siyasi kaygılar bizi değiştirir. Bunu takiyyecilik, hile, yahut bilinçli yorumlar olduğunu iddia etmiyorum ancak bazen kendimizi kaptırdığımız sosyal rol ve içinden geçtiğimiz sancılı süreç bizi değiştirir. Üstelik farkında dahi olmayız. İnsanidir, anlaşılabilir ancak aynı ölçüde de eleştirilebilir. Bu gün eleştiren durumundayım, değişim sürecini konum değiştirerek yaşamadığımdan belki, bu gün değişimi eleştiren olmak durumundayım.

   Bazen siyasetin kurgusallığına rağmen, sahihliği ve doğallığı mevcut bir varlığa olan itimadımız, kendimizi karar verici merci zannettiğimiz, haddimizi aştığımız zamanlarda, gösterdiğimiz bu değişim sürecinde ayaklarımızı yere sabitler, konuşmamız gerektiği zamanlarda dahi yolunca, yordamınca konuşmamız gereğini vurgular. Belki o zaman niyetlerini bilmediğimiz insanlara, seçilmiş olmadığımızı hatırlayarak, tepeden bakar bir yorumla; cahil yahut provakatör demeyiz. Bize (başörtülülere) yıllarca çekinmeden cahil, bidon kafalı muamalesi yapanların, rollerini üstlenip, halka bidon kafalı, cahil muamelesi, tanımı yapmayız. Geldiğimiz yeri ve bize dayatılan modeli unutmayız.

   Hiç kimsenin çocuğunu başörtülü okula gönderme zorunluluğu olmadığı gibi hiç kimsenin bir başkasının çocuğu üzerinde görüş beyan etme gibi bir hakkı da yok. İsteyen çocuğunu okula dilediği gibi gönderebilmeli. Çocuğunun başını açan aile kınanmıyorsa (çünkü bu da bir şekil vermedir) çocuğunun başını örten bir aile de kınanmamalı. Zaten bu ülkede kızının başını zorla örten babadan daha çok sayıda baba kızının başını zorla açmış, başörtüsünün yırtarken iğneleriyle kızının yüzünü kan revan içinde bırakmıştır. Farkında mısınız bilmem ama bu ülke de baş açmak yasak değil, baş örtmek yasak.

   Son olarak Hayrunnisa Gül’e hitaben;

  Sevgili Hayrunnisa hanım,

 Sizi asık suratlı olmayı, fi tarihinden kalma tayyörleri giymeyi maharet sanan, kendini laikliğin bekçisi zanneden ve cumhuriyet kadını rolünü diğer birçok kadını eze eze oynayanların cirit attığı bir ülke de, katıldığınız Cumhurbaşkanlığı Resepsiyonunda tebessüm eden yüzünüzle ve başörtülü bir temsil durumunda gördüğümde bunu olumlu yorumlamıştım. Aman yanlış anlaşılmasın, kendi başörtüm adına; ‘ yasakladınız ama işte buradayız ‘ görgüsüzlüğü adına değil, demokrasinin ufuktan görünmesi adına olumlu yorumlamıştım. Yerinizde bir Ermeni kadını yahut bir Kürt kadını da olsa aynı memnuniyeti yaşayacaktım. Ancak bu güne geldiğimizde sizin dilinizdeki olumsuz değişimi(gelişimi) görünce, hiç bir yere gelmediğimizi, yerimizde saydığımızı hatta ve hatta geri gittiğimizi gördüm. Demokrasinin, özgürlüğün, din ve vicdan hürriyeti gibi yaşanılabilir, yaşatabilir kavramların oturduğu bir sistemin kapısını kısmen kendi ellerinizle kapattığınızı da gördüm. Sizin yüzünüzde bir süre daha kalıcı görünen o şirin tebessüme rağmen benim yüzümdeki buruşmanın aynaya yansımasına şahit oldum. Cehaletimi mazur görün ama bu açıklamadaki maksadınızı ve konumunuzu düşün, taşın, oku, yorumla bir türlü çözemedim. Lütfen benim ‘ cahilliklerimi ‘ de giderecek bir girişimde bulunun. Belki üniversitelerdeki yasakları kaldırmakla başlayabilirsiniz hem artık büyüdüm ve kendi isteğimle başımı örtebilecek yaşa geldim, mümkün müdür?

Trackback URL

  1. 2 Yorum

  2. Yazan:Özcan Tarih: Kas 13, 2010 | Reply

    Düşünürüm bazen benim bu güzel ülkemin kötü kanunlarıyla, Allah rızası ön planda tutup eğitim hayatını bırakan var mı diye.Evet biri varmış.Eminim daha niceleri var.Allah sizin ve sizin gibi bütün bayanların yar ve yardımcısı olsun.Yazınızı düşüncelerimle neredeyse bire bir uyuyor.Gerçekten güzel bir yazı olmuş.Olması gerekenin de bu olduğunu düşünüyorum.

  3. Yazan:filiz Tarih: Kas 22, 2010 | Reply

    açık söyliyim benim de bu konuda şüphelerim oluşmuştu.
    hatta tv ye çıkan iö öğrencisibir kıza şüpheyle yaklaşmış ve içimden “işte gene çıktılar meydana tam da birşeyler düzelirken” demiştim.
    hatta “kesin bu kız ve ailesine para verilerek okula başörtülü gidilip mevcut durumu provake etmeleri telkininde bulunulduğu”nu bile düşünmüştüm.ta ki o kızın benim din uğruna yaptığı fedekarlıklarla tanıdığım birinin yiğeni olduğunu öğrenene kadar.
    cahiliz vesselam…hem de bilinçli cahillerden….

  1. 2 Trackback(s)

  2. Kas 10, 2010: Twitter Trackbacks for Cahil ve Provakatör Başörtülüler : Derin Düşünce [derindusunce.org] on Topsy.com
  3. Mar 18, 2011: Cahil ve Provakatör Başörtülüler : Ecenur Özel | Resmi Web Sitesi

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin