RSS Feed for This Post

Kemalizmin Zararları(6): İnsanları gerebilir

http://www.youtube.com/watch?v=59iELdJZtKk

http://video.google.com/videoplay?docid=8015522905944819867

Trackback URL

  1. 13 Yorum

  2. Yazan:Tayfun Korkut Tarih: Eki 11, 2010 | Reply

    3.5 dakika dayanabildim. Bu ne kadar rahatsizlik verici birseydir boyle? Ne veriyor bu konusma bir insana? Ne yonde egitiyor, ne kazandiriyor? Ilkokul caglarim aklima geldi de okuldan neden nefret ettigimi simdilerde daha iyi anliyorum. Tek tip onlukler, tek tip kisa sac, tek tip pantolon, hazir olda and icmeler her sabah sicak soguk demeden, gulmemek icin kendimizi zor tuttugumuz saygi duruslari, bazen guldugumuz icin avcumuza vurulan cetveller. Daha ilkokuldan basliyor bu felaket tellallari ogretilerini vermeye. Ne mini etek giyer, ne basortusu, eteginin uzunlugu bellidir bunlarin. Saclari hep arkadan orguludur. Ne basortulu kizin naifligi, kendine has guzelligi, ne de mini etekli kizin cazibesi vardir. Tatsizdir, tutsuzdur bu kemalizm. Banaldir, SIKICIDIR, ruhsuzdur. Sadece Mustafa Kemal’den bahsedildiginde kalp atislari hizlanir bunlarin. Bitiktir bunlarin hayati. Hicbirseyden zevk alamaz bunlar. Annesinden, babasindan cok sever bunlar Ataturk’u. Elbirligiyle koskocaman bir acik hava timarhanesine donusturduler bu ulkeyi. Her tarafi bustlerle, Ataturk portreleriyle donattilar. Nedir bu gon carpintisi? Akilli kalmak icin ozel gayret sarfetmek ya da kestirme yoldan yurtdisina kacip kurtulmak gerekiyor. Zira, Ataturkist egitim sisteminin sonucu, 2010 yilinda Turkiye’den bir universite, dunyanin en iyi 500 universitesi arasinda degil. Diplomasi dunyaca taninan bir tane eli yuzu duzgun universite yok. Akil yok, his yok, maneviyat yok, maddiyat da kalmadi, bitirdiler ulkeyi, rezil ettiler, perisan ettiler. Nasil bir belaymis bunlar ya, musallat oldular, birakmiyorlar bu milletin yakasini. Dussunler artik bu milletin yakasindan!

  3. Yazan:MY Tarih: Eki 11, 2010 | Reply

    walla Tayfun Bey ben de 3-5 dakika dayanmisimdir, sonuna kadar seyretme imkani yok, bastan gülüyor insan, sonra kadincagizin ciddi oldugunu fark edince içime bir daralti geldi, fena oldum.

    Biz bu kadina 5 dakika dayanamiyoruz, kadincagiz kendine nasil tahammül ediyor? Bu da bir tefekkür konusu yani 🙂

  4. Yazan:aziz yılmaz Tarih: Eki 11, 2010 | Reply

    Aklıma şu Bayburt fıkrası geldi.Hani Senfonu orkestrasının ardından fikri sorulan Bayburtlu vatandaş”Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi”dediği meşhur fıkra.

    Doğrusu Kemalizm propagandasının her çeşidinden nasibini almış biri olarak ben de böyle bir zulüm görmedim:)

  5. Yazan:beytullah emrah Tarih: Eki 11, 2010 | Reply

    videoyu açmadan önce temin edilecekler:

    1. kulak tıkacı. en köklü çözüm. yoksa diğer maddeler size yardımcı olacaktır.

    a. kağıt mendil

    b. kas gevşetici

    c. soğuk su

  6. Yazan:ismailş Tarih: Eki 11, 2010 | Reply

    3,5 dakika tahammül edebilen arkadaşların sabır ve hoşgörü seviyesine sahip olamadığımı söylemek zorundayım…
    Tayfun Bey in tesbiti aslında özeti olmuş bu konunun bunlar ne başörtülüler kadar bi naiflik hoşluk sahibidirler ne de mini etekli kadar cazibe sahibidirler… Zeka düzeyleri yerlerde sürünürken gerçeklik duygusundan bu kadar kopmuşluk başka nasıl izah edilir bilemiyorum hiçcir estetik görüntü de yok hayatlarında biz de kemalizm neden sanat üretememişi tartışıyoruz… Android gibi bu tayyörlü teyzeler hepsi bir kalıptan çıkmış gibiler…
    Ama artık siliniyorlar hayatın gerçekliğinden gölgelerinin içine çekiliyorlar şimdi sıra bizde biz yeni bir ülke kurmak zorundayız bütün enerjimizi buna harcamak zorundayız ki bu zavallıların bıraktığı derin izleri silebilelim…

  7. Yazan:Tayfun Korkut Tarih: Eki 11, 2010 | Reply

    Ilkokulda 10 Kasim torenlerinde falan boyle George Orwell’in 1984’undeki http://video.google.com/videoplay?docid=-5464625623984168940# gibi bir atmosfer yaratilirdi. Herkes hazir olda, arabalar kornalar calar, sirenler, okulun bozuk hoparlorunden cirkin bir mars… Inanilmaz bir sakalet, zevksizlik. Takir tukur binalar arasinda, kirli, kukurtlu bir hava… Hersey karanlik, gri… Kulturumuzle hicbir alakasi olmayan bir yas sekli. Korkardik, bir an once bitse de eve gitsek, su tatilin tadini cikarsak, bisiklete binsek, hoplasak ziplasak, cizgi film seyretsek, cocuklugumuzun tadini cikartsak derdik. Dakikalari sayardik. Aynen askerdeyken safak saydigimiz gibi. Bazi akl-i evvel veliler de bebek arabalariyla kucuk bebeklerini, cocuklarini da bu torenlere getirirlerdi. O bebekler saygi durusuna duruldugu anda, o korku ve dehset verici sirenler calinmaya basladigi anda var gucleriyle aglamaya baslarlardi. O aglamayi duyunca cok sevinirdim. “Iste insanoglunun baskiciliga, tek tiplestirmecilige, duygu somurusune isyani” diye sevinirdim. O masumca isyani duymak beni gelecek icin umutlandirirdi. “Essek kadar” adamlar ogrenilmis-ogretilmis korkularini yenemeyerek hazir olda buyuk bir “saygi” ile “Atalarini” anarken, en saf, en temiz, en cesur varliklar olan bebekler isyanlarini haykiriyorlardi. O bebekler buyuyor, babalarimizdan daha cesur, daha sistemi sorgulayici olarak… Gelecege umutla bakiyorum onlarin sayesinde.

    Icinde Ataturk’cu ogretinin oldugu her yerde insanlar dakikalari, gunleri sayiyorlar bir an once bu zulumden kurtulmak icin. Daha hala nasil bu ogretiyi veririzin cabasindalar. Simdilerde de Ataturk’un gulen yuzunu gostermeye calisiyorlar. Gunah cikarircasina “Ataturk bir ocu degildir, ondan korkmayin, onu sevin” demeye calisiyorlar. Ama bunu yaparken de acayip komik durumlara dusuyorlar. Siyahi beyazmis gibi gosterip, bunu ispatlamaya calisiyorlar bir de. Kendilerini elestiriyorlar “Ataturk’u yillardir bir ocu gibi gosterdik” diye. Ataturk disinda herkesi elestiriyorlar, suclu goruyorlar. “Ona layik olamadik” diye heykellerinin karsisina gecip hickira hickira agliyorlar. Surekli bir sucluluk ve hicap duygusuyla yasiyorlar. Baska hicbir seye uzulemiyorlar, sevinemiyorlar. Sosyal ortamlari sadece kendileri gibi dusunen insanlardan olusuyor. Goodbye Lenin filmindeki hasta ve yasli teyze gibiler. Meraklisina,
    http://www.tudou.com/programs/view/h4FNmExE5ak/

    Ruslar Lenin’e goodbye diyeli 20 yil oldu. Almanlar Hitler’e goodbye diyeli 50 yil oldu. Bunlari sevenler fasizmle, irkcilikla nitelendiriliyorlar artik bu ulkelerde. Sokak cocugu oldular, araba yakiyorlar, ev kundakliyorlar, yabancilari sirf yabanci olduklarindan, renklerinden sokak ortasinda dovuyorlar.

    Bizim Ataturkculerin de hastalikli, cagdisi ideolojileriyle hakettikleri iktidar alani bu ara sokaklardan daha fazla degil. Ama malesef anayasa mahkemesi, danistay gibi adalet dagitmasi gereken, TSK gibi ulkemizi korumasi gereken stratejik kurumlarin tepelerindeler hala. Ve kapali devre usulu sadece kendi ideolojilerinden insanlari bu gorevlere getiriyorlar. Bir saltanat gibi… Ne kadar yazik! Eninde sonunda Turkiye’de de “Goodbye Ataturk” denecek ama her konuda oldugu gibi batidan 100 yil, belki de 500 yil gec olacak bu. Milletin artik “Allah devletimize zeval vermesin” zihniyetinden kurtulup, bilinclenmesine, sistemi sorgulamasina ve duruma isyan etmesine bagli bu. Ondan sonra, seveni isterse evinin her bir duvarina Ataturk portresi asar, her kose basina bir heykelini diker. Ama kamusal alanda bu bir kesimin ideolojik simgesi oldugundan, toplumun diger kesimlerinin rahatsiz edilmemesi icin heykeller, tablolar falan ortaligi kirip dokmeden, bir ihtilal havasinda degil de bir reform havasinda guzelce kaldirilir, isteyenler evlerine gotururler bu heykelleri.

    Bir konuda da Avrupa’nin gerisinden gelmesek bari 🙁

  8. Yazan:Mustafa Akbaş Tarih: Eki 12, 2010 | Reply

    Kemalistler Selanikli ulu liderlerini istedikleri kadar sevsinler ama bana kesinlikle dayatma yapmasinlar. Bunlarin mahalle baskisindan biktik artik. Saga sola cirkin heykel dikip cevreyi pisletmesinler sözde atalarinin cagdaslik vaatlerine biraz uysalar cok iyi ederler.

  9. Yazan:ismailş Tarih: Eki 13, 2010 | Reply

    Galiba geç olacak kendimizi bulmamız ki kolay değil belki de 300 yıllık bir ölü toprağı var üzerimizde ama silkinip daha iyi nasıl yapabiliriz daha iyi nasıl yaşayabiliriz diye düşünmek elzemdir artık dakika geçirmeden ben ümitvarım sizin gibi ve sizin gibi insanları okudukça…

  10. Yazan:Fatih Öksüz Tarih: Eki 13, 2010 | Reply

    Acaba Atatürk’ün yaşam felsefesine ömrümü vakfetsem;

    1-)Kamil insan olabilir miyim?

    2-)Toplumun hiç bir kesimini incitmeden Atatürk’ün inkılaplarını devam ettirebilir miyim?

    3-)Bugünkü dünya konjonktüründe yerimi alabilir miyim?

    4-)Cennete gidebilir miyim?

    Bu soruların cevabını alabilirsem ömrümü bu yolda vakfetmeye kemalistler şahidim olsun hazırım.

  11. Yazan:ergin Tarih: Eki 13, 2010 | Reply

    Kemalistler Selanikli ulu liderlerini istedikleri kadar sevsinler ama bana kesinlikle dayatma yapmasinlar. Bunlarin mahalle baskisindan biktik artik. Saga sola cirkin heykel dikip cevreyi pisletmesinler sözde atalarinin cagdaslik vaatlerine biraz uysalar cok iyi ederler.

    ben kemalist değilim ama dindarlar hakkında aynı şey düşünüyorum. her bayram gözümün önünde hayvanları öldürüyorlar, 5 kere ezan dinletiyorlar. çok faşitler çok.

  12. Yazan:Tayfun Korkut Tarih: Eki 13, 2010 | Reply

    @ Ergin,

    ben kemalist değilim ama dindarlar hakkında aynı şey düşünüyorum. her bayram gözümün önünde hayvanları öldürüyorlar, 5 kere ezan dinletiyorlar. çok faşitler çok.

    Vejetaryan misiniz acaba? Her gun dunyanin her yerinde sayisiz hayvan insalarin gida ihtiyaclari icin birilerinin gozunun onunde olduruluyor. Yilda bir gun dini vecibe olarak yapilinca mi rahatsizlik veriyor? O da artik belli yerlerde kesiliyor. Apartmanlarin onunde kan akitilmiyor. Belgesellerde hayvanlarin karinlarini doyurmak icin nasil baska hayvanlari oldurduklerini gormuyor musunuz? Yani “tabiat kanunlari”na dahi tamamen uygun bir uygulamayken gozunuzun onunde ya da kurban kesim alanlarinda kesilmeleri sadece dini bir vecibe oldugu icin mi size rahatsizlik veriyor?

    Ancak, 5 vakit ezan konusunda size kismen katiliyorum. Ulkede musluman olmayan, ya da itikadi kuvvetli olmayan insanlar bunu bir psikolojik baski araci olarak algilayabilirler.

  13. Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Eki 13, 2010 | Reply

    5 kere ezan dinletiyorlar…

    Benim bildiğim ‘ezan’ı zorla dinletenler yine -her bir şeyi emellerine alet etmeyi adet edinmiş olan- kemalistler.

    Üstelik dindar-kemalist ayrımı diye bir şey yok.

    Kemalizm de bir mezhep ve bir sürü de ‘dindar’ı mevcut.

    Kemalistler şöyle aradan bir çekilseler, ezanın da kimseyi rahatsız etmeyecek bir şekilde okunacağına kuşku yok.

    Kısacası bu kemalistler denen güruh herşeye burnunu sokup bir sürü çirkinlik üretti.

    Şimdi de bu ucubeler kendi ürünleri değilmiş gibi ona buna çamur atma peşindeler.

    Dumura uğramış nesillerin yaptığı bu akıldışı işlerden kurtulmak vakit alacak.

  14. Yazan:Tayfun Korkut Tarih: Eki 13, 2010 | Reply

    @ Cengiz Cebi,

    Aslinda dini kendi tekellerine almis, toz konduramadiklari laiklik ilkesine bile aykiri olan Diyanet Isleri Baskanligi vasitasiyla dini de kontrolu altinda tutmak istiyor bu kemalistler. Yeri geliyor, fetva bile veriyorlar bunlar. Aynisini baskasi yapsa basina geler gelir kimbilir. Ama bunlar ustun akil ya, bunlar dokunulmaz ya… Neyse…

    Ezan meselesine gelince, her minareden ayri bir ezan, dogru duzgun ezan okumayi bilmeyen muezzinler yuzunden ezan saatlerinde ciddi bir gurultu kirliligi yasaniyor. Halbuki ezan merkezi olsa ve cok guzel okuyan biri tarafindan okunsa daha iyi olmaz mi acaba diye dusunmusumdur hep.

    Bir de yukarida da belirttigim gibi, ezan ulkemizdeki gayr-i muslimleri ve itikadi zayiflari rahatsiz ediyor mu acaba? Benim Ataturk heykeli gordugumde uzerimde hissettigim baskiyi onlar da gunde 5 vakit ezan duyunca hissediyor mu acaba? 5 vakit ezan okunmasi sart midir, farz midir?

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin