RSS Feed for This Post

Teröre çanak tutan adalet(!)

Gaziantep ÇİAT’tan Zahittin ATEŞ’in Cocuklar_icin_Adalet_Cagiricilari grubuna attigi mesaj:

“…dün ben iki arkadaşlar cezaevinden çıkan çocukları ziyarete gittik, şu an sadece 4 çocuk cezaevinden çıkmış durumda,  şimdilik sadece birini görebildik ve karşılaştığım tablo hiçte tahminlerimin ötesinde değil, tam anlamıyla militan bir yapıya dönüşmüşler, daha radikaller ve kararlılar, biri ne geçmiş olsun iyiki çıktınız dedim, demez olaydım, aldığım cevap şuydu; bu yasayı boşa çıkardılar, ne değişir ki dedi, çıktınız işte dedim, ne de olsa yine tutuklanacağız ne farkeder ki dedi, cezaevine girmiş olmamız davamızdan vazgeçeceğimiz anlamına gelmiyor, şimdi bıraktılar kısa bir süre sonra yine tutuklarlar dedi, ne diyeceğimi şaşırdım diyebildiğim tek şey bari daha dikkatli olun, demek oldu, çocukların böyle militanlaşmasına karşıyım ve hilal kaplan ın sürekli üzerinde durduğu gibi BDP militanlaştırıyor söyleminin aksine çocukların militanlaşmasına karşıyız, çünkü çocukların bu süreçten zarar görmesi demek gelecek kuşakların zarar görmesi demek oluyor, ancak çocukların içinde büyüdüğü koşulları bilmeyenler sürekli komplo teorileri çizmeye devam ediyorlar, bu çocukları eylem alanlardan uzaklaştırmaya ne BDP nin ne de başkasının gücü yetmez, inanmayan gelir kendisi konuşur ve çocukların tavrının ne olduğunu kendi görür, bu durumdan çok rahatsızım ama değiştirebileceğimiz bir şey değil, süreç böyle devam ettiği sürece 7-70 e herkes bu süreçte aktif rol almaya devam ediyor, bunun önüne geçmenin tek yolu Barış ortamının oluşturulması bunun dışında hiç bir seçenek yoktur malesef…
 
Görüştüğüm çocuğun bildiğim kadarıyla ailevi geçmişini anlatayım, Siirt in Eruh ilçesindenler, koruculuğu kabul etmedikleri için köyleri Devlet tarafından boşaltılıp yakılmış, önce Adana ya taşınıyorlar, yıllar önce de G.antep e yerleşiyorlar, hem adana da hem antep te en Siirtlilerin yoğun olduğu mahallelerde yaşıyorlar, mahallenin çoğunluğu köyleri yakılmış insanlar ve en çok hareketli olan mahalleler, görüştüğüm çocuğun 3 abisi 2 de eniştesi(ablalarının eşleri) cezaevindeler ve yakın akrabaları içerisinde çatışmalarda ve ya faili meçhul cinayetler de ölen akrabaları çok fazla, böyle bir ortamda yetişen bir çocuğun eylemlere katılmamasını beklemek vicdanen çok iyi bir şeydir ama o çocukları durdurabilmenin bir imkanı yok, bu şartlar böyle devam ettiği sürece de bunun önüne geçmeiz imkansız, özellikle de çatışmaların hızla arttığı bu süreçte çocukların eylemlerden uzak olmasını beklemek pek mümkün değil, daha fazla çocuk tutuklanacak daha fazla çocuk asker ve polis kurşunuyla ölecek, ve tüm Kürt çocukları potansiyel terörist görülmeye devam edecek…
 
bu üzücü tablo 30 yıldır hep aynı ne yazık ki, tutuklamalar ölümler karşısında ilk kez ÇİAÇ olarak bir karşı tavır geliştirildi, bundan önce ne sınır içinde nede sınır dışında hiç bir tepki konulmadı, Filistin de bırakın bir çocuğun ölmesi ya da tutuklanmasını İsrail den sert bir söylem geldiğinde bile tüm dünya ayağa kalkıp tepki gösterirken, Kürdistan da öldürülen 350, TMK mağduru olan 4000 çocuk için ses çıkaran olmadı, bu sessisliği bozan tek şey Mehmet ATAK öncülüğünde ÇİAÇ oldu, bu gerçekten Devrimsel bir hareket oldu ve bir nebze başarıya ulaşıldı ancak bu süreç böyle devam ettikçe ne ÇİAÇ ne BDP ne de herhangi başka bir oluşum çocukların öldürülmesinin önüne geçemeyecek, ÇİAT olarak devam edeceğimiz bir mücadele var ve hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız ama BARIŞ olmadığı sürece yükümüz daha da ağırlaşacak, daha çok şey yapmamız gerekecek, herkesin bu bilinçte olması gerektiğini düşünüyorum, kendimizi daha zor süreçlere hazırlamak gerekiyor ve elimizi taş altına doğru daha da ileriye uzatmalıyız…
 
Güzel günler görme ve bulutları maviliklere sürme umuduyla…”

Trackback URL

  1. 2 Yorum

  2. Yazan:ali duman Tarih: Ağu 2, 2010 | Reply

    bdp, chp, mhp nin barış için birşey yaptığına tanıklık eden var mı?

    her 3 muhalefet partisin tüm enerjilerini SAVAŞ için harcadıklarını görmüyor muyuz?

    barış’ın sadece lafı edilir, gerçekten barış için mücadelede eden hiç kimse yok, hükümet bu konuda bir adım atmaya kalksa, o adımı attığına atacağına pişman ediliyor.

    neşe düzel’e ropartaj yapan kemal burkay’ın dedikleri ibret verici, bdp’nin chp ve mhp ile ortak hareket ettiğini vesayetçi sisteme ve kemalizme hizmet ettiğini söylüyor.

    derin devletin ya da ergenekonun tutuklusu durumunda olan abdullah öcalan imralıdan pkk’yı yönetiyor, yönettiriliyor, pkk bitirmesi bile mümkün iken, pkk bizzat derin devlet tarafından bitirilmiyor, bitirilmek şöyle dursun, yaşatılıyor ve yönettiriliyor.

    savaşın tarafı bellidir, mhp,chp,bdp bu savaştan geçinmektedir, zayıfladıkları her durumda savaşın ateşine odun atmaktadırlar.

    ülkenin ordusu bu kirli savaşta hem kirlenmiş hem gülünç duruma düşmüştür, 800bin kişilik modern savaş aygıtları ile donatılmış ordu, doçkaları, silahları KATIRlarla taşınan pkk’ya karşı acz ve zaafiyet içerisindedir, bu acizliği ve zaafiyetli (hastalıklı) durumu saklamaya, tv.lerde şaklabanlık yapan zihin karıştıran emekli paşaların ve diğer toplum mühendislerinin yalanları yetmeyecektir.

  3. Yazan:ufuk tan Tarih: Ağu 6, 2010 | Reply

    İsrailin Filistinlilere uyguladıklarını,bu gün Türkiye devleti Kürtlere uyguluyor.İsrail milyonlarca Filistinliyi sürgüne gönderdi.Onlarda çok kötü şartlerda yaşıyorlar.Bu gün Kürtlerde aynı şekilde.Ya teslim olacaksınız yada öleceksiniz veya hapislerde sürgünlerde sürüneceksiniz.Kemalist idoolojinin yarattığı taravma ve üstünlük duygusu Türklerin gözünü kör etmek üzere.Bir kaç sosyalist parti dışında bütün partiler milliyetçilikle zehirlenmişler.

    Başbakanın “kadında olsa,çocukta olsa gereğini yaparız” sözü bunun kanıtıdır.Çocuklar devletin uygulamalarından en çok mağdur olan kesim.o yüzden devlet güçlerine karşı keskin bir nefret duygusu içindeler.Ancak barış Kürtlerin taleoleri kabul edildiği zaman gelecek.

    İstekler dillendirildiğinde Cemil Çiçekin söylediği o çirkin, aşalayıcı cümleler kullanılmadığında gelecek.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin