RSS Feed for This Post

Olup biteni bu medyayla anlayabilir miyiz?

 

Haşmet Babaoğlu

Bir yayın yönetmeni düşünün ki…
Ortadoğu, Hamas ve terör konusundaki algısı ve bilgisi sokakta top oynayan çocuklardan bile geride…
Birtakım yazarlar var ki…
Basındaki “Doğan görünümlü şahin” mevzilerine yerleştirilmiş liberal ve hümanist olduklarını iddia eden bu yazarlar…
Aşdot liman otoritesinin sözcüsüymüş gibi hiç utanıp sıkılmadan Mavi Marmara gemisine “konşimento” soruyorlar!
“Hamas, dünyaya yalan söylemiş ve ambargoyu delmeye kalkmıştır” diyerek olup biteni sözümona analiz ediyorlar! İnsan okurken gözlerine inanamıyor!

…Bu makale ilginizi çekti ise…

Gazetecilik Neden Dibe Vurdu?

Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu?  Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Öğretmenlik, savcılık, soytarılık, amigoluk…  Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…

Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 23 Yorum

  2. Yazan:aziz yılmaz Tarih: Haz 3, 2010 | Reply

    Bu medyayla bugüne kadar neyi doğru anlayabildik ki İsrail’in giriştiği bu insanlık dışı eylemin düpedüz HUKUK DIŞI KANLI BİR SALDIRI olduğunu öğrenelim.

    Gerçekleri öğreneceğiz öğrenmesine de,bu asla ideolojik hesaplar peşinde koşmayı,her gerçeği bu kirli hesaplar uğruna çarpıtmayı görev bilen bir medyayla olmadı ve olmayacak asla.

    Çünkü bu mantaliteye sahip medyanın vicdan,insanlık,adalet gibi bir derdi yok.Olayların içyüzü,karşılaşmakta olduğumuz hukusuzluklar,zulümler,kanlı olaylar…zerre kadar ilgilendirmiyor onları.Tek dertleri konuyu kendi çıkarları doğrultusunda bir malzemeye dönüştürerek her olaya akbaba gibi atlamak.Zihniyet bu olunca elbet bunu “en iyi”icra edebilecek simsarlara akıl danışacaklardır.Nitekim de bunu yapıyorlar.Utanmasalar hayatını bu uğurda feda eden insanları suçlu gösterecekler…ve gösteriyorlar da.Akıllara zarar tahliller neden yapılıyor ki!

    Maksat vicdanlı insanları karalamak…Maksat bir parça olsun hükümeti zor duruma düşürecek pespaye bir kulp yakalamak.Muhalefetiyle,basınıyla yapılmakta olan budur maalesef.

    Yani açıkçası kim ölmüş kim kalmış,kendilerini bu hesaplara kaptıran zihniyetin zerre kadar umurunda değil.Yeter ki emellerini icra etsinler gerisi teferruattır onlar için.

    Tek kelimeyle yazıklar olsun diyorum.

  3. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Haz 4, 2010 | Reply

    Fethullah Gülen Wall Street Journal’a aşağıdaki demeci vermiş. Buna inanamıyorum. Herhalde bir yanlışlık var. Böyle bir demeci Fethullah hoca vermiş olamaz ! Lütfen birisi çıkıp bu haberi yalanlasın…

    Fethullah Gülen, İsrail ordusunun, Akdeniz’de Gazze’nin ablukasını delerek yardım götürmeyi amaçlayan filoya düzenlediği operasyonda 9 Türk hayatını kaybetmesiyle ilgili görüşlerini açıkladı.

    Gülen, ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’a verdiği söyleşide, Türk bir kuruluşun önderlik ettiği bir filonun İsrail’in izni olmadan Gazze’ye yardım götürmesini eleştirdi.

    Gazetenin haberine göre Gülen, söyleşide olayla ilgili izlediği haberler hakkında, “Gördüğüm şeyler hiç de hoş değildi” dedi. Gülen, “Çok çirkin şeylerdi” diye konuştu.

    Gülen, organizatörlerin Gazze’ye yardım götürmeden önce İsrail’le uzlaşma yolunu seçmemelerini “faydalı sonuçlar doğurmayacak şekilde otoriteye baş kaldırmak” olarak tanımladı.

    İSRAİL’DEN İZİN ALINMALIYDI
    WSJ, Gülen’in sözlerinin İsrail tarafından iade edilen aktivistlerin Türkiye’de kahramanlar gibi karşılandığı bir döneme denk geldiği yorumunu yaptı.

    Gazze’ye yardım götüren gemilerin önder organizatörlerinden biri olan ve 100’den fazla ülkede yardım faaliyetleri gerçekleştiren İnsani Yardım Vakfı’ndan (IHH) kısa bir süre önce haberdar olduğunu söyleyen Gülen, “IHH’nin politik bir amaç güdüp gütmediğini söylemek kolay değil” dedi.

    SUÇLUYU BULMA İŞİ BM’NİN
    Gülen, kendi hareketiyle ilişkili bir derneğin Gazze’ye yardım götürmek istediği zaman onlara İsrail’den izin almaları gerektiğini söylediğini belirtti.

    Gülen ayrıca, bu olayda suçluyu bulma işinin Birleşmiş Milletlere bırakılmasının en iyi seçenek olduğunu da sözlerine ekledi.

    Söyleşiyi gerçekleştiren muhabir, Gülen’in evinin koridorunda, büyük bir Türkiye haritası, Kuran’dan bir ayet ve Boğaz üzerinden geçen bir Türk F-16’sının resmi bulunduğunu da aktardı.

    Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/planet/14931366.asp?gid=286

  4. Yazan:burak Tarih: Haz 4, 2010 | Reply

    F.Gülen’in bu sözleri neden bu kadar ilginç karşılandı anlamadım. İsrail’in yaptığı kıyımı destekler bir cümle yok göremiyorum. Bana kalırsa sadece Türkiye’nin insanları ölüme göndermesi eleştiriliyor. Akil olunması gerektiği, olunmaması yani otoriteye riayet etmemenin sonuçları olacaktır diye de ekliyor. Gayet normal.

    Türkiye, Orta Doğu’da, Ak Parti hükümetiyle söz sahibi bir ülke konumuna geldi. Bana göre Ak Parti gayet de rasyonel davrandı. Baktı ki Avrupa’ya girmek hayal, Orta Doğu’nun eş lideri olurum, belki de Avrupa vizemi bu şekilde alırım diye düşünmüş bile olabilir. Ben anlamam bu işlerden ama sokaktaki adam gibi düşününce nedense bu çok da mantıklı bir senaryo gibi geliyor. Hadi Orta Doğu’yu geçiyorum herhangi bir güruh’un bile en sözü geçen bireyi olmanız için en iyiyle savaşmalısınız/karşılaşmalısınız. Bence İsrail ile Türkiye arasındaki bütün gerilimlerin temelini de bu oluşturuyor. Tabii müslümanlık bizim yumuşak karnımız. Filistinlilerin müslüman olması, yapılan hareketlerin, kullanılan uslubun iç politikaya yansımasının kontrol edilebilir bir seyirde tutulmasını gerektiriyor. Bugün Türkiye seçimleri için Filistin ciddi bir malzemedir. Ben kesinlikle Ak Parti bunu kullanıyor ya da kullanmıyor demiyorum ama son tahlilde çok ciddi bir malzemedir. Dolayısıyla bu durumun iç politikayla olan organik bağları sonuc mertebesinde gözümüzden bazı durumların kaçmasını sağlayabiliyor. Tıpkı F. Gülen’in işaret ettiği “bu insanlar ölüme neden yollandı” pozisyonu gibi.

    Saygılar, selamlar.

  5. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Haz 4, 2010 | Reply

    burak bey,

    İsrail’in yaptığı savunmayı “destekler” bir konumu var. İsrail’den izin alınmalıydı ne demek? İsrail, hiçbir hakkı olmamasına rağmen Gazze’yi abluka altında tutuyor, bütün insani yardımların önünü kesiyor. Şimdiye kadar hangi insani yardım girişine izin vermiş ki izin alınacak?
    Eğer bu açıklama doğruysa-ki umarım değildir, çok vahim. Bundan sonra Fethullah Gülen’in Amerikan bağlantılı olmadığını ispat etmek de iki kat güçleşecektir. Ben bile acaba demeye başladım. Eyvah ki eyvah…

  6. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Haz 4, 2010 | Reply

    Zaman gazetesi Abdülhamit Bilici’nin bir açıklamasını yayınlamış. Röportajın içeriği yumuşatıldıkça yumuşatılmaya çalışılmış. Demek ki söylenenler doğru. Çok yazık! Büyük hayal kırıklığı !

    Röportajda Gülen, Türk kamuoyunda Gazze olayıyla ilgili görüşlerden farklı bir bakış açısı ortaya koyuyor. Başka konuların da ele alındığı röportajın Gazze’yle ilgili kısmını ve Gülen’in bu mevzuya yaklaşımını 3 noktada değerlendirebiliriz: Bir, yardım gönüllülerinin bulunduğu gemiye yapılan o korkunç müdahale öncesi izlenen yöntem ki Gülen bu noktada diplomatik yolların sonuna kadar zorlanmasında ısrar ediyor. İki, İsrail askerlerinin müdahale biçimi ki onu ‘çirkin bir manzara’ diyerek eleştiriyor. Üç, şehit olan vatandaşlarımız ki, bunun için Gülen taziye yayınlayarak üzüntülerini ifade ediyor.

    1,5 milyon Filistinli’nin yaşadığı açık hapishane Gazze’ye 4 yıldır uygulanan ambargoyu delmek için yola çıkan insani yardım gemilerine İsrail’in yaptığı kanlı müdahale millet olarak hepimizi öfkelendirdi. Hadisenin duyulduğu andan itibaren boşalmayan meydanlar ve dün Fatih Camii avlusunda kılınan cenaze namazında ortaya çıkan tablo, milletimizin duyduğu tepkinin göstergesiydi.

    Aslında 9 insanımızın şehit olmasıyla sonuçlanan bu vahşi saldırıya duyulan tepki Türkiye ile de sınırlı kalmadı. New York’ta Türk bayraklarıyla İsrail’in bu hareketini telin eden Yahudilerden BM Güvenlik Konseyi’ne, Batı medyasından İsrail medyasına, Arap Birliği’nden NATO’ya bütün dünya İsrail’i kınama noktasında bir araya geldi. Konu, El Cezire, BBC, CNN gibi uluslar arası kanallarda birinci haber olma özelliğini koruyor.

    İsrail’in vahşi saldırısıyla hayatını kaybedenlerin acısını paylaşanların arasında Fethullah Gülen Hocaefendi de vardı. Gazetemizde yayınlanan taziyesinde Gazze’de bir insanlık dramı yaşandığına dikkat çeken Hocaefendi şöyle diyordu: “Filistin’de yaşanan bu drama son verebilmek beklentisiyle yola çıkan, uğradıkları müessif saldırıda hayatlarını kaybederek şehit olan insanlarımıza Allah’tan rahmet diler, başta aileleri olmak üzere, milletimize ve bütün insanlığa taziyelerimi bildiririm.”

    Belki birçoğumuzun gündemine İsrail’in kanlı müdahalesinden sonra giren bu hadise, böyle bir eylemin yapılacağının duyulduğu ilk günden itibaren Hocaefendi’nin gündemindeydi. İyi niyetle atılan bu adımın, olumsuz bir şekilde sonuçlanacağı endişesi içindeydi. Çünkü İsrail’in benzer durumlardaki tepkilerine bakıldığında, endişe etmekte de haksız sayılmazdı. Nitekim yakınındaki insanlara, daha gemiler daha harekete geçmeden, İsrail’in nasıl tepki vereceğini tahmin etmenin güç olduğunu, bir sorun çıkmaması için diplomatik yolların sonuna kadar zorlanması gerektiğini söylüyordu. Bu sağlanamayacaksa, kritik bir zamanda Türkiye’yi savaşın eşiğine getirecek bir krize meydan vermemek için başka yolların aranması gerektiğini düşünüyordu.

    Endişe etmekte haklıydı. Gerçekten de İsrail Hükümeti, ne yapacağı kolay kolay kestirilemeyen, küçük bir sebeple bile dünyayı ateşe verebilecek hamleler yapan bir ülke haline gelmişti. İki askeri esir düştüğü için Lübnan’ı yerle bir eden, yine bir askeri Hamas tarafından esir alındığı için işgali altındaki Gazze’ye savaş açarak 400’ü çocuk 1500 insanın ölümüne yol açan, Türkiye gibi bölgedeki en yakın ülkeye büyükelçisini alçak koltuğa oturtarak ders vermeye kalkışan bir yönetim. Bunları hesaba katınca, hele meydan okur gibi tavrın iyice tahrik edeceği bir yardım hareketinin nereye varacağını kestirmek zor değildi. Önce bu insani yardım konvoyuna katılacağı duyurulan bazı Ak Partili vekillerin, daha sonra bundan vazgeçmiş olması da aslında bu endişelerin ve doğabilecek sonuçların öngörüldüğünün işareti.

    Nitekim Gülen, dün Wall Street Journal’da yayınlanan röportajında da bu büyük endişelerden kaynaklanan görüşlerini dile getirdi. Sağduyunun, aklı selimin yorumuydu söylenenler. Sivil insanlara, uluslar arası sularda yapılan müdahaleyi ve ortaya çıkan tabloyu çirkin bulduğunu söyleyen Gülen, devletin ve bu işin öncülüğünü yapan İHH’nın, çocuk, yaşlı ve kadınların başına gelebilecek sıkıntıları, can kaybı hatta savaş riskini öngörerek diplomatik yöntemleri sonuna kadar zorlaması gerektiğini vurguluyordu. Acı da olsa bunca olay yaşandıktan sonra, Gülen’e göre yapılması gereken ilk iş, gerçeğin ortaya çıkması için Birleşmiş Milletler öncülüğünde şeffaf ve bağımsız bir soruşturma yapılması.

    Bu görüşlerin doğru anlaşılması için röportajla ilgili bir hususu bilmek lazım. Öğrendiğim kadarıyla ve okunduğunda da anlaşılacağı gibi bu görüşme, Gazze krizi üzerine düşünülmüş bir röportaj değildi. Olaydan birkaç hafta önce yapılmak istenen bir röportajdı ve yazılı cevapları günler öncesinden gazetecilere ulaştırılmıştı. Fotoğraf çekimi için kısa süreli bir araya geldiklerinde tüm dünya bu konuyu konuştuğu için, Gazze meselesine girilmiş ve bu konu diğerlerinin önüne geçmişti. Meseleyi bu boyutundan çıkararak, sanki sadece bu mevzu için röportaj verilmiş gibi değerlendirmek doğru olmaz.

    Abdülhamit Bilici

  7. Yazan:b.F.a Tarih: Haz 4, 2010 | Reply

    Hiç mi eleştirdiğim yanı yok bu hareketin?

    Var tabii.

    Benim de bu hareketin mensupları tarafından eleştirilen yanlarım var.

    Her konuda aynı düşünmek zorunda değiliz.

    Her zaman, her yerde, hep aynı konular üzerinde yoğunlaşmak zorunda değiliz.

    Aynı derecede militan veya aynı derecede mülayim olmak zorunda değiliz.

    Teşrik-i mesaide bulunmak, aynı dernek veya vakıf çatıları altında toplanmak, aynı güzergâhı takip etmek zorunda değiliz.

    Hiçbirimiz bütün alanları tek başımıza dolduramayacağımıza göre, bırakalım da farklı gruplar farklı alanlarda farklı hizmetler versinler.

    Birbirimizi tenkit edebiliriz, zaman zaman ‘atışabiliriz’; ama en ufak bir ‘nüans’ta hemen lanet okumak, hain ilan etmek, sövüp saymak bize yakışmaz.

    Ben Allah icin bu adamlari seviyorum!
    Hakan Albayrak
    Merak ediyorum hala ayni sekilde mi dusunuyor Hakan Albayrak! Yoksa bu hareket uzerine tekrar dusunecek mi? Onlarla bizim aramizdaki fark hatalarina yada kusurlarina goz yummamizi gerektirecek kadar ufak ve onemsiz bir fark miydi hakikaten? Ben bu aciklamayi sevinerek okudum, cunku bu hareketin ve liderinin samimiyeti ve hangi safta oldugu hususunda kesin ipuclari vermis olmasini ummet icin hayra alamet olarak goruyorum!

  8. Yazan:burak Tarih: Haz 4, 2010 | Reply

    Demin Jerusalem Post’ta bir yazı okuyordum da bir anda aklıma bu yazı geldi. Hadi biz anlamıyoruz da peki hakikaten İsrail halkı Jerusalem Post okuyarak olup biteni anlayabilir mi? Haberlerin yanında yorumlar da bir o kadar ürkütücü. Açıkçası Jerusalem Post’un okur kitlesi tam olarak İsrail’de yaşayan İsrail vatandaşları mıdır, onu bilemiyorum -çünkü jp ingilizce bir site, sonuçta biz de burda today’s zaman ya da daily Turkish news okumayız genelde- ama eğer İsrail’de yaşayan vatandaşlarsa durumun vahametini yeni anladığımı söylemek istiyorum. Olayın sadece devlet terörü olmadığını, bu terörün arkasında İsrail halkından gelen bir desteğin bulunduğunu görmek gerçekten çok acı bir durum. Şu sayfalardaki haberlerde bir gezinmenizi ve mutlaka yorumlara iştirak etmenizi dilerim.

    http://www.jpost.com/MiddleEast/Home.aspx

    sevgiler, saygılar.

  9. Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Haz 4, 2010 | Reply

    @Ekrem senai

    Abi doğrulatacak yer arıyoruz bizde. Eğer gerçekse
    baskı altında ya da başka bir şekilde söylenmediyse hakikaten çok yazık.

    Neyden çekiniliyor sahip çıksanıza. Evet biz yaptık desenize. Karşıtların çirkin siyasetinden mi korkuyorlar. Sanki bu vicdanları ölmüş adamlar bir iş mi görüyor?

  10. Yazan:çuvaldız Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    Baykal’ın istifasına sebep olan kasedin ardından yapılan açıklama ve şimdi bu..”bundan sonra beni dinlemeyin” demek değil mi?

  11. Yazan:aziz yılmaz Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    Bilmiyorum ama İsrail saldırısının yankıları da bir nevi turnusol kağıdına dönüştü.Toplumun genel psikolojisine bir kez daha ayna tutmuş oldu adeta.

    İnsani değil islami bulan mı dersiniz.AKP’ye duyulan antipatiden ötürü kulp arayanlar mı?İsrail ve Türkiye arasında analoji kurarak acıları yarıştıranlar mı?Yani ne ararsanız var.Hadisenin insani boyutu unutulmuş herkes kendisine göre bir yere çekiyor.Daha doğrusu habire öküzün altında buzağı aranıyor.Her kafadan bir ses çıktığı yetmiyormuş gibi bu kervana ilginçtir F.Gülen de katılmış oldu.

    Sanırım hoca da kendince “diplomasi”derdine düşmüş görünüyor.Hadi malum medyayı anladık da hocanın bu telaşı nedendir?Devlet ağzıyla konuşarak “klişe sağduyu çağrıları” üzerine vazife miydi?Neyse bu faslı geçelim,demek ki insanlık minsanlık hikayeymiş,aslolan cemaatin bölgesel,uluslarası,konjüktürel politik hesaplar vs daha bir önem arzediyormuş.

    İdeoljilerin,eksik olsun diplomasinin,politik hesapların vicdanın önüne konması değilse nedir bu??Hadi Gülen’i geçtik nedir bu “toplu” tahammülsüzlük?Hiçbir çıkarı yokken insanların hayatlarını riske atmasının hiç mi anlamı yok?Bu asil davranış neden bu kadar hırpalanıyor?Neymiş efendim islami yapılıyormuş da,çifte standartlı davranılmış da bilmemne?E madem islamiydi buyrun siz insani olarak yeralsaydınız ya!Yani suya sabuna dokunmayacaksın,kılın kıpırdamayacak…sonra da çıkıp çamur atacaksınız.Ayıptır ya insan utanır,sıkılır biraz.Tamam destek olunmuyor,kimsenin bir şey beklediği de yok ama bari köstek olunmasın.

    Vallahi insanın aklı duruyor bütün bu olan bitenler karşısında.Bu garip tutum daha bir yaralıyor insanı.İnsanlık bu kadar mı düştü?Söyleyecek söz bulamıyorum.Bu kadar da olmamalıydı.Hiç bir şey yapılamıyorsa insanlık uğruna yaşamını feda eden insanların anısına saygı duyulmalı bari.Yazık çok yazık.

  12. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    Fethullah Gulen’in sozleri beni soke etti. Insallah en kisa zamanda bir duzeltme gelir diye dusunuyorum. Yoksa, toplumdaki bircok algi kokunden degisecektir. Fethullah Gulen’in bu konudaki “gorus”une de temelden karsiyim. Boylesine bir saldiriyi mesru gosterecek hicbir kisi benim kanaat onderim olamaz. Sert tepki verirsin, yumusak verirsin, orasi ayri; ancak bu kadar net bir sekilde Israil’in yaptigini desteklersen, o zaman cok cok ciddi bir kitleyi kaybetme, hatta boylesine onemli bir hareketi bitme noktasina getirebilirsin. Kaldi ki, ortalikta hakkinda bir suru “CIA ajani, ABD isbirlikcisi” dedikodulari dolasirken, boylesine bir soz hic ama hic iyi olmadi!

  13. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    Sanirim, bu noktada, basbakanimizin tutumu en dogru tutumdur. Ortadoguda liderligin sarti surekli sehit vermek midir? Sana bariz bir sekilde silah dogrultmus birisine karsi nasil sagduyu? Eger, PKK karsisinda da basarili operasyonlar gerceklestirilip, bu kanli saldirilari gerceklestirenlerden hesap sorulabilseydi, bugun, halk, bu konuyu sahiplenme geregi duymazdi, bugun sikayet ettigimiz fasizm, irkcilik hortlamazdi. Dayak yiyerek, acima duygusuyla sevilmek, begenilmekten ziyade gururunla, onurunla, dayak yemeden bir yerlere gelebiliyor musun? Esas olan budur! Bu, insana, insanina verilen degerin bir gostergesidir. Gelismis ulkelerin insanlarina verdikleri degeri goruyoruz. ABD, bircok musluman ulkeyi talan ederken, ulkesinde milyonlarca musluman yasarken, topraklarinda hicbir terorist saldiriya maruz kalmadi. Hic kimsenin burnu kanamadi. Bu olanlarin hesabi sorulmalidir! Ve bu yolda bizi yumusatacak, meseleyi savsaklattiracak her turlu soze kulak tikamamiz gerekecektir. Hukumetimizin ulkemizi minimum risk, zarar ve infialle bu meseleden kurtaracak bilgi birikimine sahip oldugunu dusunuyorum. Israil’in sahip oldugu nukleer silahlarin imhasina kadar bu sorunlar cozulemeyecek gibi gozukuyor. Butun bu hukuksuzluklarin altinda bu silahlar ve onlarin verdigi guvenle yapilan haydutluklar var.

  14. Yazan:denis Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    FG’nin Amerikan yaklaşımının sınırlarını zorlamayacağını bilirdik de bu kadar pro israil bir çizgide tavır alacağını tahmin edemezdik. Bu mesaj için israil lobisinin amiral gemisi WSJ’nin seçilmesi de ayrıca anlamlı. Önümüzdeki dönemde cemaatin “diyalog” politikasının ulusalcılar ve israil lobisine kadar uzanacağı bir süredir dillendiriliyordu. Hocaefendi’nin amerikada gördüğü hürmetin Türkiye’deki saygınlığından ileri geldiğini unutmaması gerek. Sınırlar zorlanırsa kaybeden cemaat olur. İsrail’i bölgede meşru otorite olarak tanımlamasını kimse unutmayacak.

  15. Yazan:Tayfun Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    FG’nin Amerikan yaklaşımının sınırlarını zorlamayacağını bilirdik de bu kadar pro israil bir çizgide tavır alacağını tahmin edemezdik. Bu mesaj için israil lobisinin amiral gemisi WSJ’nin seçilmesi de ayrıca anlamlı. Önümüzdeki dönemde cemaatin “diyalog” politikasının ulusalcılar ve israil lobisine kadar uzanacağı bir süredir dillendiriliyordu. Hocaefendi’nin amerikada gördüğü hürmetin Türkiye’deki saygınlığından ileri geldiğini unutmaması gerek. Sınırlar zorlanırsa kaybeden cemaat olur. İsrail’i bölgede meşru otorite olarak tanımlamasını kimse unutmayacak.

    Kesinlikle! En kısa sürede bu sözlerin açıklamasını yapmayı, ne kastettiğini iyice açıklamasını bekliyorum. Yoksa, kendisi iyice ulusalcı ve İsrail yanlısı çizgiye kaymış olacak…

  16. Yazan:burak Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    Yukardaki yorumlarla olay çok ilginç bir tarafa kayıyor. F. Gülen’i eleştiren, Amerikancı diye etiketleyen ulusalcıların ağzıyla konuşan, cemaat içinden protest bir kesim oluşacak gibi. Fethullah Gülen sözleri için bir açıklama yaparsa -ki beni hiç şaşırtmadı yorumları çünkü ben sözlerinden “bu insanlar ölüme neden gönderildi”‘yi çıkardım ve sanki Erdoğan odaklı bir eleştiri gibi hissettim- kime ne yarar sağlar, kimin fikri değişir bilemiyorum ama bu sebeple artık çıkar ilişkileri üzerine kurulan bağlarla hayatını idame ettiren cemaat bölünürse hayırlara vesile olur.

    Ve işin daha da ilginç tarafı bu sitede Fethullah Gülen ile ilgili 100lerce yorum yapıldı. Fethullah Gülen’i tartışırken alınan röperin 0 noktası tam da Gülen- Amerika ilişkisini işaret ediyordu. Yani Gülen’i eleştirenler Amerika’nın adamı olduğunu iddia ederken savunanlar da aksini iddia ediyorlardı. Şimdi bu durum açıkçası biraz düşündürücü oldu.

    sevgiler, saygılar.

  17. Yazan:MY Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    Israilli fanatikler “en iyi Müslüman ölü Müslümandir” diyor ve Müslümanlar cevap veriyor “Eveeeeet!”

    FG’nin bu konudaki durusunu ve sözlerini tasvib etmiyorum AMMAAAaaa…

    Müslümanlarin her Israil saldirisindan sonra birbirinie düsmesi dikkat çekici. Müslümanlarin her Israil vahsetinden sonra böyle bir olay ilk defa oluyormus gibi kendilerini yerden yere atmalari, saçlarini baslarini yolmalari, camilerde slogan atmalari dikkat çekici. Futbol ile imtihan olacak bu yeni
    “Gazze Coskusu”. Görecegiz stadyum ile cami arasinda tercih yapanlari.

    Türk medyasinin iki yüzlü tavrini elestirirken bütün oklarin FG’ye dönmesi ve orada kalmasi da dikkat çekici. “Bu adam burada hataliydi” deyip geçemiyoruz, FG kendini affetirmek için ne yapmali? Beline dinamit baglayip Israil konsolosluguna intihar saldirisi mi düzenlemeli?

    ve FG’yi KONUSTUKLARI için elestirenler neden %99.99’u Müslüman olan bir ülkeden geri kalan Müslümanlari SUSTUKLARI için elestirme ihtiyaci duymuyor?

    ven neden GAZZE’nin eskiden OSMANLI TOPRAGI OLDUGU hatirlanmiyor ve Arap su baylarin fislendigi, ARAP KANI TASIYAN Müslümanlarin horlandigi, terfi ettirilmedigi hatirlanmiyor ve neden Türk Milliyetçiliginin sadece Filistin’de degil Balkanlarda ve bugün Diyarbakirda bölücü etki yapildigi hatirlanmiyor?

    neden Gazze’nin çilesinin baslangicinda (belki de) Türk millyetçiligini oldugunu hatirlamak gururumuza bu kadar dokunuyor?

  18. Yazan:RA Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    Merak ediyorum hala ayni sekilde mi dusunuyor Hakan Albayrak! Yoksa bu hareket uzerine tekrar dusunecek mi?BFA
    Ben hala ayni dusuncelere sahip oldugu ve bu gun sorsak yine cemaatle ilgili ayni seyleri soyleyecegi kanisindayim,zira;ilk soyleminde de cemaat liderini taniyordu ve bu zatin her zamanki uyumlu aciklamalari herkesce biliniyor zaten…

  19. Yazan:RA Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    Halkin gecmis olaylari hatirlamamasi ile bir cemaat liderinin(ki Turkiye de en cok mensuba sahip bir cemaat)olanlari kacamak ve nerdeyse Israil destekli degerlendirmesi bir degil Mehmet Bey!

  20. Yazan:aziz yılmaz Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    Ve işin daha da ilginç tarafı bu sitede Fethullah Gülen ile ilgili 100lerce yorum yapıldı. Fethullah Gülen’i tartışırken alınan röperin 0 noktası tam da Gülen- Amerika ilişkisini işaret ediyordu. Yani Gülen’i eleştirenler Amerika’nın adamı olduğunu iddia ederken savunanlar da aksini iddia ediyorlardı. Şimdi bu durum açıkçası biraz düşündürücü oldu.

    Burak bey,

    Uzun bir cümle olduğu için “düşündürücü olan”ın ne olduğu biraz belirsiz kalmış.

    Gülen Cemaatiyle ilgili makalelere yüzlerce yorum yapıldı evet.Ancak görüşler birbirinden oldukça farklı.Okuduğum kadarıyla Gülen Cemaatiyle ilgili yorumlar iki ana eksen üzerine kurulu:Tamamen sivil bir örgütlenme olduğunu savunanlar-ki benim de yorumlarım bu yöndeydi-ve her ne şekilde olursa olsun bu yapılanmaya karşı olanlar.

    Ancak buna ilişkin yukarıya alıntalıdığım yorumunuzdan,sizin bütün yorum ve tartışmaları “cemaat mensubu olanlar ve olmayanlar”yani yandaşı/karşıtı şeklinde bir fikir tasnifi olarak algıladığınız izlenimi doğmuş.Yani lehte veya ılımlı yönde fikir belirtenlerin hepsi cemaatin adamı,eleştiride bulanlar da karşıtı olmuş oluyor(izleniminize göre).Oysa aynı yorumları ben de okudum…Solcusundan liberaline,muhafazakarından demokratına kadar farklı kesimlerden katılımcıların yorumları mevcut.Yani sandığınız gibi tartışanlar salt cemaatçi olanlar ile olmayanlar arasında geçmiş değil.Ha,ideolojik bağnazlığın etkisiyle başta tu kaka gören,Cemaat lafı geçince bodoslama Amerikancı,ajan vb yakışıksız ithamlarla sözde eleştiri adı altında kestirmeden suçlamaya geçen kesimler de var elbette.

    Ve ilginçtir tek düşünceleri komplo teorileri üreterek işi ajan,misyoner,lobici vs suçlamalara vardıran “koro takımından”şu an görüş belirten yok.Bulamazsınız da.Neden bulamazsınız?Çünkü kendilerini özelinde Akp karşıtlığı ama genelde islamofobi üzerinden konumlandıran bu takımdan zaten daha fazlası beklenemez.Zira bildik koronun gerçekleri analiz etmek gibi bir derdi yok ve bugün “Amerikancı”izlenimi doğuran talihsiz beyanata çok da karşı çıkacaklarını hiç mi hiç zannetmiyorum.Zira adı geçen mülakatta FG’nin hükümeti(daha doğrusu akp’yi)eleştirmiş olması bu çevreyi fazlasıyla tatmin etmeye yetiyor.

    Dolayısıyla bence siz asıl düşündürücü olanı ıskalamış durumdasınız.Amerikancı,ajan misyoner,lobici,irticacı diye tempo tutanların şimdi “Amerika adamı” söyleminden birden vazgeçmeleri sizce daha düşündürücü değil midir?Neden sesleri çıkmaz oldu?Üstelik asılsız ve gayri ahlaki suçlamalarına malzeme çıkmışken.

    Özetle FG düşmanlığıyla yatıp kalkanların bu manidar sessizliği yerine,zamansız ve talihsiz beyanatı doğal olarak eleştirenlere yüklenmekte aceleci davrandığınızı düşünüyorum.Ayrıca ne Fethullah Gülen ne de cemaati tartışılmaz değildir.Yanlış varsa eleştirilecektir.Bu neden taraftarlık hissiyatına indirgensin ki?

    Bu açıdan bence dikkate değer bulduğunuz yorumları tekrar gözden geçirin.Cemaati her eleştiren izninizle düşman,her şak şakçı da doğrucu olmuyor.

    Şimdi geçmişte kim ne dedi ne demedi bir kenara bırakalım ve şu an varolan tabloya bakalım.

    Sizce Gülen’nin bu vahşi saldırının ardından söylediklerinin kabul edilecek bir yanı var mıdır?Hadi kendince hükümetin bu olayda ihmali olduğunu düşündü,amenna,kabul edilebilir bir eleştiri.Lakin hadise bundan ibaret değil.Bakın doğru dürüst bir kınama bile yok demecinde.Sanki İsrail’in hiç suçu yokmuş…Hükümet bile bile lades dedi,bir avuç “maceracı” da can sıkıntısından ölüme atladı ve İsrail maşallah pir ü pak!Budur yani demecin özeti.Ondan sonra bunları eleştirince de yok düşündürücüymüş,yok ince hesaplar yapılıyormuş.Ne yani hoca öyle dedi diye Allah kelamı mı oldu?Biraz insaf,biraz izan ya hu!

    Ama çok merak ediyorsanız AKP’li değilim. Cemaatten falan hiç değilim.Ama körü körüne düşmanı da değilim.Yani öyle sizi düşündürecek ideolojik takıntılara sahip değilim çok şükür.Lakin bu,her türlü yanlışlığa,tutarsızlığa,çelişkiye sesiz kalınacağı anlamına da gelmez.

    Neticede bu demeç hiç de şık olmamış ve eğer düşündürücü bir şey varsa lütfen burada arayın,başka yerlerde değil.Ve dediğiniz gibi bu tartışmalar hayırlara vesile olacaksa bence hiçbir sakıncası yok.Bırakın insanlar tartışsın.Her tartışmanın,her eleştirinin altında ard niyet arama isabetli bir yaklaşım olmasa gerek.

    Saygılar.

  21. Yazan:MY Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    “Halkin gecmis olaylari hatirlamamasi ile bir cemaat liderinin(ki Turkiye de en cok mensuba sahip bir cemaat)olanlari kacamak ve nerdeyse Israil destekli degerlendirmesi bir degil Mehmet Bey!”(RA)

    Hayir efenim, mesele Müslümanlarin ALLAH tarafindan gönderilecek bir Cüneyt Arkin beklemekte olmasidir.

    O Cüney Arkin gelmeyecek ama ALLAH bizlere akil vermistir. Israil potansiyel olarak kendi kendisini haritadan silebilecek bir ülkedir. Müslümanlar kartlarini akillica oynarlarsa Israil kendi kendisini zayiflatacak. Ama bazi efeler “sizi haritadan sileceeeez” diye haykirdikça adamlarin müttefik bulmasi kolaylasiyor. Israil = Yahudi zannedildigi müdetçe de bu böyle olacak.

    Israil belasi 100 yilda büyümüs bir kanserli urdur. Bazi kanseri kesip alirsiniz. Ama bir çok kanser vardir ki cerrahi operasyondan sonra vücuda yayilir. Kimi kansere radyasyon kimisine kimyasal “tedavi” yaparsiniz.

    Amaaan bos verin, alin elinize bir kiliç, digerine de Kara Sancak, atlayin bir atin sirtina, ilker basbug gibi haykira haykira alalalalaal diye Kudüs’ü fethedin.

    12ci yüzyilda yasiyoz nasilsa hala.

  22. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    Ben hala FG’nin bu sozleri soyledigine inanamiyorum. Wall Street Journal’in carpitmasidir diye umuyorum. Insallah da oyledir. Cemaatten biri degilim, ancak, kendisi kesinlikle cok saygi duydugum, dunyanin barisi ve selametine en cok katki yaptigina inandigim bir kac kanaat onderinden biriydi. Bu sozlerin barisa katki yapacagina kesinlikle inanmiyorum. Sucluluk duygusu insani daha da siddete sevkeder. Bu sozlerin, muslumanlar arasindaki fikir ayriliklarini ve siddeti artirabilecegine inaniyorum. Bir an once bir demec daha verip, en azindan bu sozlerini acikliga kavusturmasini, daha kabul edilebilir bir mesaj vermesini bekliyorum.

    Bir de bir kisi, her konu hakkinda yorum yapmak zorunda midir? “Her dogru her yerde soylenmez”di hani??? Bu kadar derin bir uzuntunun ve nefretin hakim oldugu bir ortamda, yakini olen kisilere “siz hataliydiniz” demek neyi cozer? “Hee, hocaefendi diyorsa oyledir” deyip, sakinlesecekler mi? Asla! Butun, dunyanin destek verdigi bu meselede, bari sessiz kalmayi deneyemez miydi FG?

  23. Yazan:MY Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    Neden kâfir, müslime; kuvvet hakka galibdir? adli yazidan bir alinti:

    Başarılı olmak, düşmanınıza, yahut rakiplerinize galip gelmek istiyorsanız kuvvetli olmaya çalışmanız gerekir. Zira, kuvvetin de bir hakkı vardır. O hakkı kim elinde tutarsa galip gelmesi kuvvetle muhtemeldir. Çelikle tahtayı çarpıştırırsanız tahtanın mağlup düşeceği bellidir.

    İkinci olarak, mesele insandaki sıfatlar alemi yönünden ele alınır. Bütün güzel sıfatlar Allah kelamında zikredilmiş ve Resulullah (a.s.m.) tarafından da en güzel şekilde sergilenmiştir. Şu var ki uygulamada nefsin, şeytanın, bozuk toplum yapısının ve daha nice faktörün tesiriyle, bir Müslüman bu güzel sıfatların tümünü hayatında sergilemeyi başaramayabilir. Yine bir gayr-ı müslimde, gördüğü eğitimin ve toplum yapısının bir ürünü olarak bazı güzel sıfatlar bulunabilir. Bunlar ondaki müslim sıfatlardır. Bir iş görüleceği zaman, kalplerdeki inançlar değil, bu sıfatlar çarpışırlar.

    Ticaret hayatını örnek verelim: Bilgi, dürüstlük, çalışkanlık, mesai tanzimi, prensiplilik gibi sıfatlar ticaretin sonucuna doğrudan tesir ederler. Bir gayri müslim bu sıfatlara sahipse ve yine bir müslüman bu sıfatlardan mahrumsa o gayri müslimin müslümandan daha zengin olması beklenen bir sonuçtur. Burada kâfir müslümana değil, müslim sıfatlar gayri müslim sıfatlara galip gelmişlerdir. Ve sonuç, sıfatlar aleminde, yine hakkın olmuştur. Bu konu işlenirken fikrimize ufuklar açan şöyle bir tespite yer verilir:
    “Hem dünyada, hayatın hakkı şamil ve âmmdır. O rahmet-i âmmenin bir cilve-i manidar, onun bir sırr-ı hikmeti var; küfür mani değildir.”

  24. Yazan:MY Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    çaliskan cemmatlerin ucuz polemiklerle hedef alinmasindan rahatsiz oluyorum.

    Gücü yeten “IHH’dan ve FG’den daha iyi çalisiyorum” diyen varsa haber versin, duyuralim.

    Bülent Arinç’in sözleriyle tartismayi bitiriyorum.

    ————

    Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Fethullah Gülen’in İsrail’in gemi saldırısı ile ilgili sözlerini, ‘Hocaefendi her zaman olduğu gibi doğruyu söylüyor.’ şeklinde değerlendirdi.

    Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkçe Olimpiyatları’nın ödül töreninde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na, Karamanoğlu Mehmet Bey ödülünü verdi.

    Arınç, ödül takdiminin ardından şöyle konuştu: “Müsbet hareket eden kazanır. Bu gemi yolcularıyla birlikte müspet hareket etti. Silah kullanmadı. Rotasını çevirdi. İçine insan ve insani yardım koydu. Gönlünde insan sevgisi vardı ama zorbalıkla karşılaştı. Ne yapabilirdik, ne yapılması lazımdı bunlar ayrı. Ortadaki hadisede zulme uğrayanlar ve onlara zulmeden zalimler var. Kazanan bu haksız düşünceye karşı insani düşünceyle yardım götürenlerdir, kaybeden zorbalar ve zalimlerdir. Bu olay karşısında Hocaefendi’nin bir konuşmasının ne anlama geldiğini bana soruyorlar. Hocaefendi her zaman olduğu gibi doğruyu söylüyor. Her şart altında, her şeye rağmen müspet hareket etmeliyiz. Bunun için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Zulme uğrayabiliriz ama zalim olmayacağız. Hiç bir zaman zulmetmeyeceğiz, haksızlıklara karşı da metanetle duracağız. Müspet hareket budur. Bu hareketi takip eden herkes Türkiye’de de dünyada da kazanmıştır. Adına enstitüler açılan, bu öğreti için parlamentolarını üniversitelerini tahsis eden dünyada yüzlerce ülke var. Ne diyor bu insan? İnsanlara ne söylemek istiyor? Hangi metodu takip ediyor? Açıyorlar, bakıyorlar, inceliyorlar altından barış ve müspet hareket çıkıyor. Bütün dünyanın takip ettiği bu sistemi biz de takip edeceğiz. Sonuna kadar müspet hareket. Bunun takipçisi olacağız ki insanlar bizim iyi niyetimize güvensinler. Bizim ortaya koyduğumuz davayı samimi olarak kabul etsinler.”

Sorry, comments for this entry are closed at this time.