RSS Feed for This Post

Bingöl’ün adı Cesur Bingöl olsun!

Trackback URL

  1. 25 Yorum

  2. Yazan:eg Tarih: Kas 4, 2009 | Reply

    vicdanla gösteriş, kariyer, kibir, dedikodu, arkadan iş çevirme ve liberal şehvet arasında çok mesafe vardır. ben genç sivillerde (erkan’ı ayrı tutuyorum) bu mesafenin kapanmaz düzeyde olduğunu düşündüğüm için genç siviller imzalı hiçbir semineri ciddiye almıyorum üzgünüm….

  3. Yazan:eski bir gençsivil (başörtülü) Tarih: Kas 4, 2009 | Reply

    @eg,
    söylediklerinize aynen katılıyorum.Çünkü bazı eylemlerinde başörtülü görünmeyin diye bir saçmalık ile bize öykünen bu adamların beyaztürk olma hevesinden oldukça sıkkınım.

  4. Yazan:özlem Tarih: Kas 4, 2009 | Reply

    Ben de biliyorum,duyuyorum… keske bu kardeşlerim dönüp kendilerini bir de ötekinin gözü ile görebilselerdi:(
    Yazık ediyorlar.

  5. Yazan:MY Tarih: Kas 4, 2009 | Reply

    kalplerin içini okuyamayiz, iyi isler yaptiklari zaman söyleriz, kötü isler yaptiklari zaman yine söyleriz.

    “Basörtülü görünmeyin” diyen herhangi bir üye miydi yoksa yönetici/koordinatör ekipten mi?

  6. Yazan:eski bir gençsivil(başörtülü) Tarih: Kas 4, 2009 | Reply

    Kesinlikle hakkaniyetli davranmalıyız.Çok iyi işler yaptıklarında bizzat şahit olmuşumdur.Kalplerindekinin içini ben de göremem ama bazen kalplerindekiler sözlerine yansıyınca emin olabiliyorum ancak.

    @MY,
    üye değil yönetici ekipten biri bir eylemlerini yürütürken bizzat bana söyledi.Ayrıca başka bir başörtülü arkadaşımada aynı eylemi gerçekleştirirken aynı zamanlarda başka biryerde söylenmiş.Hem eg’nin söylediği gibi maalesef bazı dalaveralar ve bir hegomanya oluşturma hevesi içerisinde dönen dolaplar olduğunada çok yakın bir arkadaşım bizzat şahit olmuş.

    Bence Genç Siviller açık olsun isimleri Cesur Genç Siviller olsun.

  7. Yazan:özlem Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    Özür dilerim arkadaşlar ama insan kendisine nasıl davranılacağını biraz da kendisi belirler. Gençsivillerden hiçbir arkadaş bana böyle bir şey söylemeye cesaret edemezdi. Es kaza etse de emin olun çok sert tepki görürdü. bir daha aklından bile geçiremezdi. Bu nasıl şeydir ki bir ona bir buna söyleyip hala o cesareti bulabiliyorlar. Demek ki kimse tepki göstermemiş.
    Eğer tepki göstermediyseniz size teessüf ediyorum.

  8. Yazan:özlem Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    Hızımı alamadım bakın. Hiç kimseye ama hiç kimseye onurunuzu çiğnetmeyin arkadaşlar. Gençsiviller bile olsa!

  9. Yazan:eski bir gençsivil (başörtülü) Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    @özlem,
    aslında tavrınızdan pek hoşlanmadım desem.Şöyle ki ben sadece bize gelen böyle bir uyarıyı paylaştım devamında gelen tepkimden bahsetmedim.Siz sanki bu duruma ezik kalmışız gibi bir çerçeveden olaya yaklaşmışsınız.Nereden çıkarttınız birilerine onurumuzu çiğnettiğimizi?İşte bundan hoşlanmıyorum kardeşim,bir başörtülü bir konuda fikir beyan ediyor ve diğer başörtülü onu ezik,onuru kırılmış,ses çıkartmamış olarak algılıyor.Ve ekliyor biri bana asla böyle davranmaya cesaret edemezdi diye.Bize böyle davrandığı kısmı onun çıkış iddiasına olan çelişkisidir demek yerine acaba neden ezik durdunuz yaftası yiyoruz?Allah aşkına sadece gelen bir uyarıdan sonra zihninize düşen bu mudur?Pardon da böyle bir çıkış yapan insan ilk adımı atıyor ve başörtülü görünmeyin diyorsa onun öncesinde herhangi bir ayrımcılık yoksa nasıl oluyorda tepki verilmediği için böyle birşey gerçekleşti,diye düşünülüyor?Etki yokken nasıl tepki verebiliriz?Vallahi sizin yorumunuz gelen uyarıdan daha onur zedeleyiciydi desem sanırım abartmamış olurum.Çünkü onlar zaten öteki mahallenin çocuğunu olmayı seçtiler ama siz bizim mahalledensiniz.Bu aynı düştüğü için ağlayan çocuğun annesinden azar yemesine benziyor.Bir de genç siviller’e bakalım,oradan bir isme dışardan biri bir tepki gösterse,misal tansel’e biri bir tepki verse,bir başka genç sivil misal Beytullah olsun,acaba Tansel’e onurunu çiğnetme diye ayar mı çekerdi?Yoksa Tansel’ laf eden adamı orada morartırmıydı?Belkide biz başörtülüler kenetlenmediğimiz için bölündük,belkide onlar bu kenetlenmenin başarısını yaşıyorlar.Biraz üstüne düşünelim lütfen!

  10. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    walla son günlerde anlama kabiliyetim bir hayli düştü galiba.ya bende bir anormallik var,ya da ortada bilmediğimiz garip olaylar dönüyor.şimdi kimse üzerine alınmasın.şu yazının vermek istediği mesaj ne,gelen yorumlar neyin eleşririsi?ben çözemedim,çözebilmiş biri varsa beri gelsin.yahu nedir bu gizli çekişme hali…herkes bir diğerinden şikayetçi ama ortada ne olup bittiği,neyin döndüğü pek belli değil.yoksa yanılıyor muyum?

  11. Yazan:eg Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    aziz bey haklısınız da ben bir seminer ya da konferans davetini, o daveti yapanlardan bağımsız algılayamıyorum. benim için herşeyden önce insan samimiyeti önemlidir. yoksa ergenekona, cuntalara karşı çıkacağım diye, onların benzerlerini yeniden üretmeye ben vicdanlı davranış diyemiyorum…evet üstü kapalı kaldı söylenenler ama emin olun altında bir hakikat payı vardır da ondandır bu serzenişler. yoksa onca övdüğüm genç sivillere ya da taraf gazetesine şimdi bazı konularda sitem ediyorsam kendimizce vardır sebepleri(bu sebepler hakikatin kendisi de olmayabilir o da ayrı birşey. ama en azından bugün bu konumda gördüklerimdir ve gördüklerimle amel ediyorum ben). ve evet ben kendi fikrimi söylüyorum. genç sivillerin organize ettiği hiçbir seminere bundan gayri gitmem…bu kadar nettir yani söylediğim şey aslında.

  12. Yazan:özlem Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    Sevgili eski başörtülü gençsivil. Eleştirim sizin şahsınıza değildi. Ben bu arkadaşları çok iyi tanıyorum. Bana ve arkadaşlarıma zamanında hiçbir zaman bu şekilde bir şey söylemediler ve söyleyemezlerdi de. Ama bu yakınmayı sadece sizden değil başka arkadaşlarımdan da duydum. Ve sorduğum zaman hiçbir tepki göstermediklerini öğrendim. Burada hitap ettiğim kişi siz imişsiniz gibi görülebilir ama değil aslında. Böyle durumlarda sessiz kaldığını bildiğim (evet bildiğim) tüm kardeşlerimdir. Sizin kalbinizi kırmak asla istemem. Tabi ki çirkin bir davranıştan öncelikle bunu yapan sorumlu ne demek! Ama sizin dışınızda da tecrübelerim var. 40 yaşımdayım ve bu yaşa kadar defalarca başörtülü insanların kendilerine biçilen mağdur rolünü çok kolay benimsediklerini en ufak şekilde ağzını açmadan kendilerine yapılanları kabul ettiklerini gördüm. Gençsivillerin de yer aldığı bir panelde bir salon dolusu insanın arasında başörtülülerin tek tek panelin yapıldığı üniversitenin güvenlik görevlisi tarafından uyarılıp ayıklanarak kimlik almaya zorlandıklarını ve buna hemen hiçbirinin ses çıkarmadığını gördüm. (beni sormayın ben rezalet çıkardım:) ) Bizim bu sessizliğimiz bu boyun eğici halimiz bu cesareti veriyor insanlara.
    Ben tepki göstermediniz demedim. Tepki göstermediniz ise teessüf ederim dedim. Kalbiniz kırılmasın. Bu yılların getirdiği bir tecrübe ve birikimin patlamasıdır. Ve tepki göstermeyen kardeşlermi de bildiğim için genel bir ilkedir. Sevseniz bile, dostunuz bile olsa, kırmak istemeseniz bile kendinizi çiğnetmeyin.
    Çiğnetmediyseniz zaten sizinle gurur duyarım.

  13. Yazan:özlem Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    Gençsiviller ne yapardı bilmem ama ben hem o hareketi yapan adamı morartırdım hem de mazlum olana kendini çiğnetme derdim:)
    Çiğnetmediyse zaten problem yok yanaklarından öperdim:)

  14. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    Enver bey,

    Doğrusunu isterseniz dünkü yorumu tepki ve sitemle yazdım.Dikkat ederseniz çok da kısa tuttum.Çünkü arkasını getirecek hevesim bile kalmadı.Neden diye soracak olursanız;sorun kesinlikle eleştiri değil.Genç Siviller,Sol,Taraf Gazetesi,hatta benim yanımda çok müstesna bir yeri olan DD…evet,hiçbir kişi,kuruluş veya düşünce biçimi bana göre dokunulmaz değildir…gerektiğinde en sert biçimde eleştirilmelidir.

    Benim asıl üzüldüğüm nokta,ülkemizde hak ve adaletin yerleşmesine çabaladığını düşündüğüm ve bu anlamda bir umut olarak gördüğüm demokrasi yanlıları arasında hissedilen kopuştur.Nasıl söylesem,bir nevi hayalkırıklığı yaratıyor bu tarz gelişmeler.Zaten bu yönde umut vadeden kesim,hani bir elin parmakları kadar azınlıkta.Misal Taraf Gazetesini,Genç Sivilleri ve sayılı bir kaç STK’yı çıkarın geriye ne kalacak?E en güvendiğimiz dağlara da habire karlar yağacak olursa halimiz ne olacak.Yani ciddi bir güven kaybıdır sözü edilen tuhaf başörtüsü uygulaması…O Genç Siviller ki,ordunun başörtülü anaları dışladığı törenleri,bildirilerle duyurarak kararlı duruşlarını sergiliyorlardı…Şimdi aynı tavrı kendileri sergilemiş oluyor.Peki eleştirdikleri zihniyetten ne farkları kaldı?Bu,tek kelimeyle bir skandaldır.Öyle salonda tepki vermek de yetmiyor,çok daha düşündürücü ve bir o kadar vahimdir olay.Ve elbette meselenin üzerine ciddi bir şekilde gidilmelidir.

    Ha,her yerde çürük elmalar olabilir…kısmi hataları da anlarım.Ayrıca tek bir kişiden kaynaklı bir durum olması da muhtemeldir.Ama normalmiş gibi kanıksanıp geçilecekse “çürük”daha da genişleyip büyüyecek…dahası güven kaybı yaratarak sahiciliğini yitirecektir.

    Yani anlayacağınız bu aralar duygularım çok karışık.Bir yandan eleştirilerinize üzülüyorum,ama diğer yandan “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” misali eleştirilerinizi haklı çıkaran tuhaflıklar döndüğünü görüyorum.Yani kısacası insanın ister istemez morali bozuluyor bu tür verilen fireler karşısında.Zira yaşadığımız bunca hukuksuzluk bu fireleri kaldırmaz…iyimserlik adına olsa bile es geçme lüksümüz bulunmuyor.

  15. Yazan:eg Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    aziz bey yüzde yüz haklısnız. zaten biizm sitemlerimiz biraz da çok şey beklediğimiz ve çok güvendiğimiz dağlara zaman zaman kar yağdığını düşünmemizdendir. ben genç sivilleri ve taraf gazetesinin önemsemesem zaten bu eleştirileri yapma gereği duymazdım. ama bence yaptıkları yanlış şeylerde ya da yapmadıklarında kendilerini sorgulamaları gerekiyor. zira her ikisine de(hem genç siviller hem taraf) benim gibi büyük destek verip de sonrasında hayal kırıklığına uğrayan çok arkadaşım var.

  16. Yazan:özlem Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    Aziz bey yanlış anlaşılmasın. Bir zamandır bu foruma yazan arkadaşın yaptığı şikayetin benzerini başka arkadaşlardan da duyuyordum ama inanmak istemiyorudum. Ancak o salonda olan olay gençsiviller ile değil Bilgi üniversitesinin hadsizliği ile ilgilidir. Benim demek istediğim onların da şahit olduğu bu olayda öfkemizi kırgınlığımız yeterince hissettirebilseydik o arkadaşlar mahçup üzgün bu kimliği alıp takmasalardı belki eylemlerde de GS. in içlerinden birisi gelip ya başörtülüler çok sayıda gözükmesin zaten bizi fetullahçı akp ci falan sanıyorlar demeden önce iki kere düşünürdü.
    Ben hala bunu yapmamış olacaklarını umuyorum düşünmek istiyorum. Eğer doğru ise benim sitemim kendilerine bir Ahmet kaya şarkısından alınma şu cümleler ile olur şimdilik. Tabi burayı okuyan varsa içlerinde:(


    Bu ne biçim sevgi
    Nasıl kardeşlik
    Bu nasıl dostluk
    Bu ne beter sevda
    Benim aklım ermedi

  17. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    Özlem hanım,
    İsterseniz baştan başlayayım.Dün gece hastanelik bir durum oldu eve geç saatlerde dönebildim.İlk işim her zaman olduğu gibi DD’ye bir göz atmak oldu.Ancak şaşırtıcı bir manzarayla karşılaştım:En tepede Genç Siviller’in bir duyurusu,altta ise bu duyuruyu yapanların verip veriştildiği eleştirel bir dil.Tabi dediğim gibi aşırı yorgunluktan ötürü mevzuuyu pek çözemedim ve haliyle şaşkınlığın verdiği tepkiyle bir iki cümle yazıp geçtim-imla kurallarına bile gerek duymadan:))

    Sonra sabehleyin daha zinde kafayla tekrar değerlendirdim.Mesele biraz daha aydınlanmış oldu.Anlacağınız önce ortada tam olarak neyin döndüğünü anlayamamıştım.Sağolsun Enver beyin ilgilenmesi üzerine durum biraz netleşmiş oldu.Ancak ikinci bir anlama hatasına da düşmedim değil.İlkin Genç Sivillerden biri veya bir kaçının,toplantılarda başörtülüleri ayırmak gibi bir tasnif çılgınlığına yönelmiş oldukları şeklinde bir izlenim edindim.Zaten ikinci yorumumda jakoben tavır kıyaslaması da bu algılamadan doğdu.Dedim ya yorumları tekrar sakin kafayla okuduktan sonra aslında meselenin başörtüsüne tahammülsüzlük değil de bir kompleksten kaynaklandığına kanaat getirdim.Lakin bu,başörtülülerin ortalıkta fazla görünmemesi telkini de en az dışlama kadar sorunlu bir davranış bana göre.Zira bu tarz kompleksli yaklaşımların olduğu yerde çarpıklıklar nasıl düzelecek?Aman yanlış izlenim doğmasın diye ürkek davranılacaksa bu mücadelenin,bunca koşuşturmanın bir anlamı kalmaz.O zaman birileri gocunmasın ya da farklı bir imaj doğmasına sebebiyet verilmesin diye hiç suya sabuna dokunulmasın,her kes duruma göre kendini kamufle etsin,olsun bitsin…sonuç buraya çıkıyor.

    Kısacası başlangıçta biraz tepkisel davrandım ama gördüğüm kadarıyla es geçilmemesi gereken eleştirel bir durum var ortada.Ne diyelim,umarım bir daha tekrarlanmaz.
    Selamlar.

  18. Yazan:çuvaldız Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    Aziz bey,
    Geçmiş olsun.Şimdi iyi misiniz?

  19. Yazan:cb Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    Aziz bey,

    geçmiş olsun aman dikkat size bir hastalık dokunsun istemeyiz.

    Sevgili Çuvaldız,benden önce davranmış vesile ile değerli arkadaşıma sevgilerimi sunarım 🙂

  20. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 6, 2009 | Reply

    Çuvaldız hanım,

    Çok teşekkür ederim.Şükür hastamız iyiye gidiyor.

  21. Yazan:özlem Tarih: Kas 6, 2009 | Reply

    Geçmiş olsun.

  22. Yazan:Mustafa Tarih: Kas 6, 2009 | Reply

    Bin gölün adi oldugu gibi kalsin. Yoksa zamanla bütün sehir isimlerini degistirmeye kalkarlar.

  23. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 6, 2009 | Reply

    Genç Siviller doğru yolda mıdır değil midir derken duyuruyu unuttuk.Konu hiç değilse bir iki satırı hakediyordur.

    Genç Siviller’i şimdilik kendi hallerine bırakarak,mesela referandum sonuçları olumlu muydu değil miydi bunu tartışalım biraz.

    Kimseyi doğrudan muhatap aldığım düşünülmesin.Muhtemelen pek çok katılımcı(DD okurlarını kasdediyorum)bugün,82 Anayasasının oylamasına katılacak yaşta değildir.Ayrıca konuya ilişkin bir yorum da henüz gelmiş değil.

    Şimdi konuya geçebilirim.
    İki ana eksen üzerinden tartışmayı başlatmak istiyorum.

    1-Sonuçlar,dönemin siyasal atmosferini yansıtma anlamında ne kadar sağlıklı bir analiz sunabilir?Bir başka deyişle seçmenin beklentisi oy tercihiyle ne kadar doğru orantılı olabilir?
    2-Ret oylarının kabul oylarından az çıkmış olması,duyuruda öne çıkarıldığı gibi bir halkın toptan yanlış ya da talihsiz bir tercihi olarak mı algılanmalı?

    Birinciden başlayacak olursak;

    Dönemi yaşayanlar bilir,yaşamın her alanında askeri otorite söz sahibiydi.Geçtim parlamentoyu,yerel yönetimler bile MGK tarafından belirleniyordu…Düşünce ve ifade özgürlüğü diye bir şey kalmamıştı…gazetelerin bazı sayfaları bembeyaz çıkıyordu.En ufak bir muhalefet şiddetle cezalandırılıyor,siyasi partilerin kapıları kilitli,siyasiler yasaklıydı.Bunlar sadece toplumca alıştırıldığımız ve zoraki kanıksadığımız rutinlerdi.Bir de ceza ve tutukevlerindeki acımasız şiddet,işkence,gözaltında kayıplar ve idamlar vardı.Ki kapalı kapılar ardında işlenen işkenceler,insanlık dışı suçlar olayın bir başka boyutuydu.
    Kısacası manzara buydu ve hatırladıklarım bu tablodan sadece birer kesit.

    Şimdi şöyle bir düşünmek lazım,acaba “evet”lerin %82,7 gibi yüksek bir oranda çıkması,halkın tüm bu antidemokratik uygulamalara sevdalı olduğundan mı kaynaklandı?Çoğunluk “hayır”çıksaydı ne olacaktı?Yani seçmen bir belirsizlik ortamını hesaba katarak bu tercihte bulunmuş olamaz mı?Zira,iyi kötü,bu anayasayla sivil hayata geçilebilecek,meclis açılacak,parlamenter seçimlere geçilecekti.Halkın beklentisi buydu.Elbette beklentilerine karşılık değildi ama kötünün iyisiydi.Dolayısıyla sıkıyönetimle idare edilen bir askeri cunta rejiminden kurtulmanın belki de tek seçeneği buydu ve böyle bir kaosta kimsenin yeni Anayasanın içeriğiyle ilgilenmek gibi lüksü olamazdı.Kısacası dönemin toplumsal psikolojisi bu yönde gelişti ve çok da farklı bir seçenek bulunmuyordu.

    İkincisi,oy oranlarının lehte çıkması-yine birinci konuyla bağlantılı olarak-bir halkın idraksizliği,korkaklığı olarak algılanması çok da gerçekçi bir yorum değil.Yani memlekette düzene muhalif,hoşnutsuz hiç mi bir kesim yoktu?Solcusu,Sosyalisti,İslamcısı,Kürdü,Alevisi…neredeydi bütün bunlar,buhar olup uçmuş değillerdi ya.Ayrıca sendikalar,kapatılan partilerin taraftarları,öğrenci dernekleri,aydınlar,akademisyenler…hepsi ağız birliği edercesine herhalde askeri cuntadan yana davranmış olamazlardı.Dolayısıyla bu tarz bir bakış açısı da bana sağlıklı gelmiyor.Gerçekçi değil en azından.Kısacası dönemin koşullarını ve toplumsal psikolojiyi dikkate almadan yapılan eleştiriler geçmişimizle yüzleşmemizde sağlıklı tahliller vermeyebilir ve yanıltıcı olabilir.

    Sonuç olarak hepimiz yeni sivil,demokratik bir anayasa için çabalayalım,sesimizi duyuralım.Ama bir tek Bingöl “cesur”çıktı,alnının akıyla işin hakkını verdi,geri kalanı tırsmış,ürkmüş,pasif kalmış vs türü kanaatleri ima edici sözlerle yargılamamalı diye düşünüyorum.

    Not:Tartaklanacağımı,hiç yoktan onur kırıcı bir azarlamayla karşılaşacağımı göze alarak yine de HAYIR’a bastığımı da belirtmek isterim.Fakat bu tercihte bulundum diye evetçileri suçlu görme hakkına sahip olduğumu düşünmüyorum.
    ********

    Cemile hanım,
    Özlem hanım,
    İlginiz için çok teşekkür ediyorum.Ne mutlu bana ki sizin gibi candan dostlarım var.Selam,sevgi ve hürmetlerimle.

  24. Yazan:eg Tarih: Kas 6, 2009 | Reply

    aziz bey çok geçmiş olsun. Allah acil şifa versin inşallah.

  25. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 7, 2009 | Reply

    Çok teşekkür ederim Enver bey.

  26. Yazan:BETÜL Tarih: Kas 17, 2009 | Reply

    kardesim kimse kafasina takmasin bingölün adi cesurbingöl oldumu olmadimi biz neticeye bakalim

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin