RSS Feed for This Post

Zaman Gazetesi’nin son reklâmı iyi ama…

Zaman güzel bir çalışmaya imza atmış, « önyargılarımız, görünmez duvarlarımız » . Reklâm filminin verdiği mesaj aslında hem Türkiye’nin hem de dünyanın bir çok derdine ışık tutacak mahiyette. Tebrikler. Ancak Zaman Gazetesi’nde henüz çözemediğim şey kimi zaman BBPci, kimi zaman başka bayraklar altında kendini gösteren ırkçı damar. Zaman ve Taraf en çok okuduğum iki gazete. Bu sebeple bunların kusurları beni diğer gazetelere oranla daha çok ilgilendiriyor.

Uzun bir zaman önce « Sünnetsiz kundakçı DTP adına kurban derisi toplamış » başlığıyla verilen ırkçı haberi eleştirmiştim “Zaman Gazetesi ırkçı mı oluyor?” yazısıyla. Aradan geçen zamanda yine alakasız biçimde çirkin başlıklar, önyargı kokan haberler okudum bu gazetede. (TARAF da geçenlerde fena bir gaf yaptı, galiba Ermenilerle ilgiliydi)

Irkçılık, milliyetçilik, Hristiyan korkusu, Ermeni düşmanlığı… Bunlar bize çocukluğumuzdan beri beri aşılanmış hastalıklar. Yıllar geçtikçe kendi kendimizi tedavi etmemiz gerekti. Hepimiz geçtik buralardan. Ama yeter!

…Bu makale ilginizi çekti ise…

Gazetecilik Neden Dibe Vurdu?

Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu?  Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Öğretmenlik, savcılık, soytarılık, amigoluk…  Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…

Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 20 Yorum

  2. Yazan:eg Tarih: Eki 8, 2009 | Reply

    evimize zaman gazetesi en az 8-10 yıldır gelir. ancak zaman gazetesinin yayın politikası, abonesini “garanti müşteri” gördüğü için hiçbir şekilde abonesine hizmet etmezler. küçük bir örnek vereyim: zaman’ın her ayın ilk pazartesi günü verdiği bir kitap eki vardır (radikal’in kitap eki gibi birşey). neyse en baştan beri bu kitap eki bize gelmiyor. bir gün adamları aradım ve durumu söyledim. karşıdaki kadın “efendim biz bursa’ya göndermiyoruz kitap ekini” dedi. cevaben ama bursa’daki bayilere veriyorsunuz ve ben her dergi çıktığında ayrıca bayiden almak zorunda kalıyorum dedim. ben üste ileteceğim dedi ve aradan 1 yıl geçti hala iletecek. zaman gazetesi abonelerini yolunacak kaz gibi görüyor besbelli bu bir.

    ikincisi daha çok yakın bir örnek: ceylan’ın bir havan topuyla parçalanmasına zaman da diğer gazeteler gibi sessiz kaldı ilk günlerde. ne zaman ki bir tuğgeneral açıklama yaptı “biz atmadık” diye. hemen diğer gazeteler gibi zaman da başladı “aman ceylanım, yaman ceylanım” diye. bu kadar riya, bu kadar namussuzluk… birşey diyemiyorum artık. ben bazen dostlara, arkaşlara, babama falan söylüyorum, ben bu ülkede adam gibi müslüman ne zaman göreceğim diye. babam da bana “ben 70 yıldır görmedim, sen de görmezsin “diye cevap veriyor. evet ben kurumsallaşmış ister medya olsun, ister hükümet, meclis ister herhangi bir başka kuruluş, adam gibi tutarlı bir müslüman tavır görmedim bu ülkede. gören varsa lütfen söylesin, yoksa hepten umudumu keseceğim…

  3. Yazan:eg Tarih: Eki 8, 2009 | Reply

    bu arada mehmet’e bir not: ekrem dumanlı’nın “çapını” fazla abartıyor olabilir miyiz acaba?

  4. Yazan:MY Tarih: Eki 8, 2009 | Reply

    “bu arada mehmet’e bir not: ekrem dumanlı’nın “çapını” fazla abartıyor olabilir miyiz acaba?”

    :))

    abi Dumanli’nin çapini yazdiklarindan taniyorum, en azindan irkçi oldugu söylenemez degil mi? ZAMAN’in basina geçtigi zaman ¨bir takim “reformlar” yapti, içeriden, eski kadrodan çok tepki almis, geleneksel milliyetçi-muhafazakâr çizgiden çikmak istemeyen çok olmus.

    bundan bir kaç sene önce daha iyiydi gibime geliyor ama su ara bir geriye kayis var. Bir de BBP’nin baskani öldügünde neredeyse evliya ilan edeceklerdi adami, tabi diyeceksin Türkiye’nin her zamanki halleri… hakli olacaksin. Yeri gelmisken söyleyeyim, bir de “otobüs yandi, Kur’an’a birsey olmadi” gibi mucizeperest haberler var. bunlar elenirse kalite yükselebilir diye düsünüyorum.

  5. Yazan:eg Tarih: Eki 8, 2009 | Reply

    mehmetçim sorun zaten apaçık ırkçılık, ya da apaçık ayrımcılık sorunu değil. bunu bu kadar açık yapan nazidir zaten. sorun insanların bazı şeylere nefesinin yetmemesidir bence. ve bu nefs yetmemesi durumundan sadece ekrem dumanlı değil, ahmet altan’dan, nişanyan’a hemen herkes muzdariptir. kulak kesilinen tarafın öte taraflarına sağırlık, çoğunlukla bile-isteye olmaz. daha çok o frekansları duymaya yetili bir kulak olmaması sebebiyledir bu sağırlık.

  6. Yazan:Mustafa Tarih: Eki 8, 2009 | Reply

    Mehmet Bey sakin heryerde irkci görmeyesiniz. Zamandaki haberi okudum ve irkcilik görmedim. Sünnetli olub olmamaninda irk ile alakasi yoktur. Diger bilgilerde haberde irkcilik ile alakasi yoktur. Veya ben görmedim. Hangi irk asagilaniyor haberde? Adamin biri PKKci imis, DTP icin Kurban derisi toplamis, Araba kundaklama isinden araniyormus, hapishanenin saglik kontrolunde adamin sünnetsiz oldugu ortaya cikmis. (Bircok devletde hapishanelerde maalesef böyle kaba uygulamalar var. Bir sebebde hapishaneye girecek kisilerde vücüdunda saklanmis silah olarak kullanabilecek olan aletleri engellemek icindir. Böyle seylere eskiden inanasim yoktu ama ABDdeki hapishaneler hakkinda dokumentasyon izledim ve orda genis genis izah edildi.) Türkiyede belki bilinmez ama artik sünnetli olmak illa müslüman veya yahudi olmak manasina gelmiyor cünkü hiristiyanlardada yayiliyor sünnet olmak özellikle ABDde. Sünnetsiz olanida illa hiristiyan görmekte yanlis cünkü sünnetsiz ateistlerin sayisi cokmu az?

  7. Yazan:MY Tarih: Eki 8, 2009 | Reply

    Mustafa Bey;

    Polis kontrolünde ortaya çikan herseyin basina açiklanmasi gerekmez bence. Gazeteci de eger Müslümansa duydugu herseyi yazmaz, ALLAH’a hesap verecegi günü bilir.

    bir zanlinin sünnetsiz olmasi gazete okurunun hiç bir isine yaramaz. Haa polis bunu kullanir, farz edelim terörist Suriye veya Lübnan’in hristiyan bölgelerinden gelmis olsun. Bu bir istihbarat bilgisi olarak degerlidir. Ama bunu ZAMAN’in yaptigi gibi bando mizikayla duyurmak irkçilik olur.

    Kimisi Ermeni, kimisi misyonerlerin etkisinde bir protestan olduguna hükmedebilir. Her ne olursa olsun dini/etnik aidiyeti suç unsurlariyla yan yana getirmek irkçiliktir/ayrimciliktir kanaatimce.

    Mesela Fransa’da bir teröristin Türk/Müslüman oldugunu üstüne BASTIRA BASTIRA söyledikleri zaman rahatsiz oluyorum. Hedef gösterilmis oluyor. Yavas yavas insanlarin kafasina düsmanlik asilaniyor.

    Hürriyet gibi gazeteler bunu her zaman yapiyor ama ZAMAN’a yakismiyor, haksiz miyim?

  8. Yazan:amarat Tarih: Eki 8, 2009 | Reply

    ben de bir zaman abonesi olarak kitap ekini dagıtıcıma sordum. o da bana, kimi eklerin sadece evlere kimi eklerin sadece işyerlerine geldiğini, siz isterseniz size kitap ekini de getirebileceğini söyledi.

    gerçekler zamanla anlaşılır..

  9. Yazan:Mustafa Tarih: Eki 8, 2009 | Reply

    bakiniz bu dogru. Hak veriyorum. Gözümden kacmis…

  10. Yazan:ahmet Tarih: Eki 8, 2009 | Reply

    bu gazetenin ve cemaatin tabi bir de alevi ve diger muslumanlara karsi nefreti var. buyrun bu seneki ve her seneki ve her zamanki alevilere bakis. Bu gazete ise “otelde yangın çıkmıştı” ve “bbp şu kadar aleviyi kurtardı, yazıcıoğlu bbplilere yardım edin diye emir verdi”, kendini musluman olarak gormeyen alevilere karsi onlar da musluman, camiye de giderler biçimindeki haberlerle yayın çizgisinden yine taviz vermeyerek ilkeli gazetecilik anlayışını sürdürmeyi başardı.. gorun artik bu cemaatin gercek yuzunu!!!

  11. Yazan:eg Tarih: Eki 8, 2009 | Reply

    amarat,
    siz cevap almışsınız ama ben alamadım efendim. üstelik kuryeye de birkaç defa söylediğim halde…demek ki gerçekler bazen zamanla anlaşılamıyormuş:))
    aslında bu olay küçük bir olay olarak görülebilir. ama benim nezdimde bir samimiyet sınavıdır bu, yoksa altı üstü birkaç lira fazla verme meselesi değil…

    zaman gazetesini samimi bulmuyorum…tutarlı bulmuyorum…adaletli bulmuyorum…üstelik abonelerinin hepsini cemaat üyesi sanmaktan kaynaklanan “bunlara ne versek zaten alacak, ne gerek var ki kitap ekine” mantığında olduklarını düşünüyorum.

  12. Yazan:rümeysa Tarih: Eki 8, 2009 | Reply

    mehmet yılmaz bence gayet önemli bir aksaklığı dile getirmiş.zaman gazetesi tarafsızmış gibi görünen ama aslında güçten yana olan bir gazetedir.şimdi akp gözbebeği.önceden demirel idi,gelecekte chp,mhp falan iktidar olursa(ki pek muhtemel gözükmüyor ama hadi oldu diyelim)gözbebeği onlar olacaktır.söylenecek çok şey var da..susmak en iyisi..

  13. Yazan:E. Ali Tarih: Eki 13, 2009 | Reply

    Irkçılık veya soy ayrımcılığı takıntısı bu cemaatin misyonunda var mı sanmıyorum (bildiğim kadarıyla yok)ama cemaat içinde bazı kişilerde veya guruplaşmalarda görünüyor. Büyük sorun saydıkları “soy ve kültür farklılıkları” için çözümü mümkün olduğu kadar asimilasyonda buluyorlar. Mesela Zaman gazetesinde Hırant Dink’in katili için “kökeni oğuz türklerinin bilmem ne kolundan geliyor” diye haber yapmanın ne gereği vardı acaba? Kendi kendilerine “takıntılarını” açığa çıkarıyorlar sergiliyorlar. O katil köken olarak yöre halkının çoğunluğu gibi geçmiş pontus kavimlerine aittir, fiziksel görünümü öyle gösteriyor. bu da kötü bir şey değil. islam evrensel bir dindir. müslümanlık önemlidir. faziletler önemlidir. tabi bu zihniyette islammış faziletlermiş ön planda değildir. türkleştirme, türk islam sentezciliği esastır. bu uğurda öldüreceksindir kahraman olacaksındır.
    Fethullah Gülen hocaefendinin böyle bir şeyi misyon edindiğini sanmıyorum. Cemaat içinde başka şeyler dönüyor gibi görünüyor. Bence cemaat parsellere ayrılmış durumda. Hoca efendi bugün ölse derhal bin parçaya bölünürler.

  14. Yazan:benden demesi Tarih: Eki 13, 2009 | Reply

    zaman kitap eki abonelere gönderilmiyor.eğer aboneliğinizde kitap ekinin extra parasını ödemeyi kabul etmişseniz alabilirsiniz yoksa normal fiyatın üzerine extra fiyatlı olarak bayiden alabiliyorsunuz.

  15. Yazan:Süleyman Tarih: Kas 8, 2009 | Reply

    Enver Bey’in Zaman Gazetesi’nin dağıtımında yaşadığı sorunların sebebi tam da kendisinin söylediği gibi. Biraz kaba olacak, ama ana maksat tiraj artırmak. Tiraj artarken küçük cihad kazanılıyor belki… Zaman Gazetesi’ne arkadaşlar rica edince birkaç defa abone oldum. Okumak niyetiyle değil tabii. Zaten her şeyi internetten okur olmuşuz. Benim hikayem ayrı. Vaktiyle Sızıntı’ya abone olmuştum. Yıllar boyu evlere falan geldi, pek önemsemedim. Sonra bir yıl okumak için kendi adresimi verdim ve bir yıl boyunca dergi neredeyse hiç gelmedi. Bir keresinde telefon etmem, Ankara’daki dağıtım merkezine gitmem neticesinde lutfettiler, eve 6 aylık falan dergi getirdiler; üzerlerinde de farklı farklı isimler yazıyordu…

    Yine aynı dönemlerde Scientific American dergisine abone olmuştum. Şimdi nasıl bilmiyorum, ama o zamanlar dergi Amerika’da basılıyor ve Türkiye’ye postayla geliyordu. Nasıl becerdiler bilmem, her ayın 1’nde adres üniversite yurdu olmasına rağmen hiç teklemeden dergileri adresime ulaştırdılar.

    Sizce hangi örnek daha islami?

  16. Yazan:Rakaful Tarih: Kas 8, 2009 | Reply

    Hani Üstad anlatıyor ya:

    “Bir zaman, bu garazkârane tarafgirlik neticesi olarak gördüm ki: Mütedeyyin bir ehl-i ilim, fikr-i siyasîsine muhalif bir âlim-i sâlihi, tekfir derecesinde tezyif etti. Ve kendi fikrinde olan bir münafığı, hürmetkârane medhetti. İşte siyasetin bu fena neticelerinden ürktüm, “Eûzü billâhi mineşşeytani vessiyaseti” dedim, o zamandan beri hayat-ı siyasîyeden çekildim.”

    Bana kalırsa, Zaman da böyle bir siyaset yapıyor.İşine gelirse, salihi kötülüyor ve fasıktan hatta münafıktan yana oluyor.Üstad’ın çizgisini tuttaramadıkları sürece, kendi “görünen” duavarlarını kıramazlar…

  17. Yazan:MY Tarih: Kas 8, 2009 | Reply

    Selam Rakaful,

    Aslinda degindiginiz nokta Gülen semaatini kat kat asan bir olay. Bediüzzaman Hazretleri “Eûzü billâhi mineşşeytani vessiyaseti” demis ama bütün müslümanlarin bunu yapmasini da istemis mi?

    Üstadin kendisi için verdigi bu “ögütü” uygulayacak olursak Müslümanlarin oy bile kullanmamasi gerekir degil mi?

    Ya kul hakki? Siyaset meydanini Islam’i hiç umursamayan hatta yikmaya, yok etmeye çalisanlara birakmak mi icab eder?

    Ama çok hakli oldugunuz nokta su: Siyasi gücü ele geçirmek (ya da geçirmeye çalismak) yilan yuvasinda oturmaya benzer. Hem kendi nefsimizin hem de çesitli entrikalarin etkisindeyiz. Dahasi “UZUN VADE” veya “STRATEJiK” amaçlar ugruna kisa vadeyi, ahlaken dogru olani feda etmek ne yazik ki imkan dahilinde.

    Ama ALLAH bize zorluklar ve sor kararlar kasisinda kaçmayi mi emreder? “Eûzü billâhi mineşşeytani vessiyaseti” deyip sinmeyi, sorumlulugu baskasina terk etmeyi mi emreder?

    Bediüzzaman Hazretleri Ankara’ya geldigi zaman namaz dahi terk edecek denli Islam’dan uzaklasmis bir yönetim ekibi buldu. Kosullar onun müdahil olmasina engeldi. Zaten sonradan ona ve bir çok Müslümana yapilan eziyet bu seçimin mecburi olusunu gösterdi ve Üstad ilmini yaymak için çalismaya devam etti.

    Yazdiklari Yobaz Laikleri her zaman rahatsiz etti. Ona yapilan eziyetler, tutuklamalar vb ÜStad’in aslinda siyasetten hiç bir zaman uzaklasmadigini gösteriyor.

    Birakin Gülen’i ve Üstadi. Benim gibi gariban bir Müslüman çikip da “yapmayin, Kürtlerin köylerini yakmayin, onlari hapse atmayin, zulümdür bu” dedigim zaman siyasete dahil olmuyor muyum?

    Kul hakki ile siyasetin birbirinden ayrilamayacagini ve Müslümanlarin ASLA siyasetten uzak kalamayacagini düsünüyorum.

    Mesela Türkiye Israil’in yaptigi eziyetler karsiliginda bu ülkeye savas açmali mi?

    Muhtemelen nükleer silah kullanilacak olan böyle bir savasa girip Filistin’i kurtarmak mümkün mü?

    Mesela 30 milyon insanin ölümüne sebep olabilecek (ya da buna engel olabilecek) böyle bir karar verilirken Müslüman bakanlar, basbakanlar, subaylar, milletvekilleri, strateji uzmanlari müdahil olmali mi yoksa “Eûzü billâhi mineşşeytani vessiyaseti” deyip camide usluca emir mi beklemek gerekir?

  18. Yazan:ZamanZaman Tarih: Şub 4, 2010 | Reply

    Bu gazetenin bir reklamı daha vardı.Yaftalamayın yaftalamayın diye.fakat yafta kültürü konusunda liderliği hiçbir zaman kimseye bırakmadılar.Laikçiler,ergenekoncular,aczmendi müsvetteleri,satanist vs… gibi sözleri yayanlar yaftalayanlar yoğun olarak Zaman gazetesi bünyesi altında örgütlüydü.Ali Bulaçın çoğunluğu 16-17-18 yaşındaki gençlere ağzında salyaları ile saldırdığı yazı falan tesadüf reklamın bol yayınlandığı günlere denk geliyordu.Görmek isteyenler için http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=720129

    adresi hala açık. tabi daha bir sürü bu örneklerden mevcut linklerle doldurmayayım sayfayı tabi.

    aynı zamanda,

    Maide 51..
    Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez.

    İnancında böyle bir ayet bulanacak ve böyle başlıklar atmayacaksın, tersini beklemek yanlış zaten…

  19. Yazan:MY Tarih: Şub 4, 2010 | Reply

    Ali Bulaç’in o yazisi bastan asagiya … bombos bir sey, bir geyik. O yasta bir insan, bunca sey görmüs geçirmis, CIK CIK YAZIKLAR OLSUN demekten baska bir sey bulamiyorsa en basta ona yaziklar olsun. Madem “sözün bittigi yer” burasi, bos satirlar yayinlayabilirdi.

    Kaldi ki bu “sözün bittigi yer” lafina gicik kapiyorum, söz bitti ise ne yapalim? Elimize taslari ve sopalari alip tepiselim mi? Yazarak hayatini kazanan bir insanin kaleminden asla yazilmamasi gereken bir laf bu “sözün bittigi yer

    Ikinci dünya savasindan sora bile söz bitmedi Avrupa’da ve iyi ki bitmedi, Avrupa Birligi kuruldu, bütün kusurlarina ragmen adamlar savasmiyor ortadogudaki gibi.

    sözün bittigi yer” ayni zamanda aklin, ilimin, mantigin bittigi yerdir. cahilligin, siddetin basladigi yerdir.

    Tevazu sahibi yazar “BENiM SÖZÜMÜN bittigi yer
    demelidir. “bilgim, becerim, kültürüm yetmiyor, ne diyecegimi bilemiyorum” demelidir. Kenara çekilmelidir akil sahibi, sözü, köseyi, kürsüyü, mikrofonu gençlere birakmalidir.

    Böyle herkes adina “sözün bittigi yerler” ilân etmek sadece bilgiçlik taslamak olur.

    Meselâ Çocukların cinsel istismarı konusunda söz bitmis midir? Bu “igrenç” konu artik konusulmasin, tecavüzcüleri linç edelim ve “sözün bittigi yer” diye geyik yazilarla agit mi yakalim?

    Yoksa tahlil mi edelim neden? niçin? ve nasil durdurabilirim? diyerek…

    Bkz. Çocukların cinsel istismarı
    http://www.derindusunce.org/2008/11/26/cocuklarin-cinsel-istismari/

  20. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Şub 4, 2010 | Reply

    Zaman gazetesinde bugune kadar bir irkci manipulasyona rastlamadim ben. Muhsin Yazicioglu da dini milliyetciligin onunde tutan bir sahistir.

  21. Yazan:ali yardım Tarih: Eyl 29, 2010 | Reply

    bir kere zihnimizin tozunu silkeleyelim. said nursi tek parti devrinde”siyasetten allaha sığınırım” demeyecekti de, parti mi kuracaktı. terakkiperver parti ve serbest fırka gibi chp den aslında çok da farklı olmayan partilerin bile kapatıldığı devirde ben siyasetteyim mi diyecekti. aynı said nursi demokrat parti iktidar olunca ona mektup yazmış tavsiyeler bildirmiştir. nur hareketide bilfiil siyaset yapmasada hep merkez sağdaki “milli-manevi” değerlere atıf yapan partilere destek vermiş, mhp ve msp çizgilerine ise sert söylemlerinden dolayı prim vermemiştir. zaman gazetesine gelince bu gazete siyasal islamcı değil milliyetçi-muhafazakar bir gazetedir. ekrem dumanlı, mümtazer türköne, ahmet turan alkan mhp ile organik bağı artık kalmamış ülkücülerdendir. gazetenin bilge kalemi ahmet selim manevinin hakkını gözeten bir milliyetçiliği savunmaktadır. bundan daha mühimi gülen hoca klasik bir erzurumlu olarak Türk milliyetçisidir. o yüzden bu zamandakiler iyi çocuklar ama biraz milliyetçiler diye sızlanmanın alemi yok. bu gazetenin ve kanaat önderi gülenin fikriyatı hep “Türk-İslam” minvalinde olmuştur.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin