RSS Feed for This Post

Tutuklu çocukların aileleri adına

26 Haziran 2009

Değerli basın mensupları:
 
Türkiye B.M. Çocuk Hakları Sözleşmesini kabul etmiş ve 1995’de yürürlüğe koymuş bir ülke olmasına rağmen; çocuklara yönelik ihlaller artarak devam ediyor. Çocuklarımız bir etkinliğe katıldıklarından, zafer işareti yaptıklarından veya polise taş attıklarından dolayı cezaevlerinde yaşları kadar cezalara mahkum ediliyorlar. Hapse atılıp dört duvar arasında çürümeye terk ediliyorlar.  Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2007’deki tarihi kararı ile çocuklarımıza çeyrek yüzyıl ceza verilmeye başlandı. Devlet, Yargı çocuklarımızdan ne istiyor diye sorarken Kızıltepe’de 13 polis kurşunu ile öldürülen 12 yaşındaki Uğur KAYMAZ’ı öldüren polisler hakkında açılan dava yerel mahkemede beraat ile sonuçlandı bu beraat kararı geçen gün Yargıtay’da onandı. Çocuklarımızın gözünün yaşına bakmadan verilen kararlar ile Yargı siyasallaştı diyebiliriz Yasalar maalesef doğuda ayrı, batıda ayrı işliyor.
 
Mersin üniversitesinde kameralar önünde üniversiteli gençlere yönelik tabanca ile nişan alarak ateş eden ülkücü, provakatör Ömer Ulusoy 13 ay tutuklu kaldıktan sonra 5 yıl ceza ile tahliye edildi. Kamera önünde insan öldürmeye yönelik eyleme verilen ceza 5 yıl, MC Donalds’a bomba atan Ülkücü Yasin Hayale 3 Yıl 5 Ay verildi. Bizim çocuklarımızın zafer işaretine ise 7 ile 12 yıl arasında cezalar veriliyor. Bu mu adalet? Adalet buysa istemiyoruz. Yargı doğuda çocuklarımızın dövülmesine, öldürülmesine cezaevlerinde çürümesine kulak tıkaması bizlerde derin üzüntü bırakmaktadır. Bu ayrımcı uygulama ile çocukların aileleri olarak kendimizi bu ülkenin vatandaşları gibi hissetmiyoruz.  Çifte standardın ortadan kaldırılmasını ve silahlı adam öldürmeye kast eden Ömer Ulusoy’un tahliye edildiği gibi bizim masum olan çocuklarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
 
Bizim çocuklarımız bir taş attı diye yıllarca cezaevlerinde tutulmaları hangi vicdana sığar.  Çocuklarımızın yaşları kadar çok ağır cezalara maruz kalmalarını anlamış değiliz. Biz çocukların aileleri olarak bu cezaları kabul etmemiz mümkün değildir. Bu cezalar Türk adalet sisteminin ne kadar ayırımcı olduğunu ve yargının siyasallaştığını gözler önüne sermektedir.
 
Değerli basın mensupları:
 
Bizler gerek çocuklara adalet girişimi, gerek çocuklara için adalet çağrıcıları olarak TBMM’de grubu bulunan AKP-CHP-DTP Grup başkanları ve AKP-DTP milletvekillerine kanunla itilafa düşmüş TMK mağduru çocukların raporunu sunduk. TMK’da yapılması gereken değişiklikler ile ilgili olarak TBMM’ye kanun teklifi sunuldu. Cezaevlerinde tutuklu bulunan çocuklarla ilgili birçok kurum raporlar hazırladı. Secimden hemen sonra bu konuyu gündeme getireceklerini bu çocukları bu cendereden kurtaracaklarını söylediler. Seçim sonrasında bir gurupla birlikte hatırlatma amaçlı tekrar TBMM gittik mutlak değişiklik yapılacağı yönünde çok olumlu sözler verdiler. TBMM Çocuk haklarını izleme komisyonu Diyarbakır ve Adana da incelemelerde bulundular. Girişim ve ailelerle görüştüler. Bazı parlamenterler söz vermesine rağmen çocuklarımız hemen unutuldu. Bu vekilleri sözlerinin arkasında durmaya davet ediyoruz.
 
 Yanımızda olduğunu söyleyen tüm STK lar DKÖ’lere sesleniyoruz. Geleceğimiz olan bu çocuklar cezaevinin zor şartlarında çürümeye terk edilmemesi için vicdani görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz. Bize göre masum olan çocuklarımız derhal serbest bırakılmalıdır.
 
                                                                                                  Çocuklar İçin Adalet Girişimi
                                                                                              Tutuklu çocukların aileleri adına
                                                                                                   ARİF AKKAYA

Trackback URL

  1. 1 Yorum

  2. Yazan:rüştü hacıoğlu Tarih: Haz 28, 2009 | Reply

    Antalya Cumhuriyet savcısı da bizim çocuklarımızın peşine düştü. Yaşlar 3 ila 10 arası. Ne işleri varmış ” izinsiz basın açıklamasında ” ilginç tabi. Basın açıklaması yapmanın izne tabi olduğunu unutmuşuz bizler sanıyorum sıkıyönetim kanunlarının geçerli olduğu yıllardan kalma. Birde fransız ihtilalinden kalma kırmızı yakaları var yargıç cübbelerinin.

    Kamuoyu oluşturmak önemli. Bu bloglar alemi de önemli. Önemli de önemli. Anatalya Adap başörtüsüne özgürlük platformu. Ne desem bilmiyorum ki. Yanlış anlaşılmasın, yukarıda bahsi geçen kardeşlerimize ek olarak ilave etmek istedim. Kürtleri de, Ermenileri de, Talibanı da…tüm mazlum halkları seviyorum. Rabbim yardımcımız olsun.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin