RSS Feed for This Post

Türk değilim eğriyim, tembelim

Engin Ardıç / Sabah

Ülküm de alçalmak, geri gitmektir… İlkem küçüklerimi dövmek, büyüklerime terbiyesizlik etmektir…

Böyle “ant” olur mu? Böyle saçmalık, böyle rezillik olur mu?

Olmaz. Ama tersi oluyor. Çok da doğal karşılanıyor.

Türk’üm, doğruyum, çalışkanım… İlkem küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir… Ülküm yükselmek, ileri gitmektir… Varlığım Türk varlığına armağan olsun!

Bunu 1933 yılında Dr. Reşit Galip yazmış. 1933 yılından önce böyle bir “öğrenci andı” falan yok, 1937 yılından önce bir 19 Mayıs bayramı olmadığı gibi… Reşit Galip o tarihte milli eğitim bakanı. Ant, ilk kez
23 Nisan 1933 günü bütün ilkokullarda okunmuş.

1933 nisan ayı… Hayret, tam da “Alman başbuğu” Hitler iktidara geldikten üç ay sonra… Tesadüfün böylesi!

Diktatör Kenan Evren’i bu bile kesmemiş, 12 Eylül döneminde öğrenci andına bir bölüm daha ekletmiş: Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Ne mutlu Türk’üm diyene!
(“İlkem” yerine “yasam”, “özümden” yerine de “canımdan” derdik biz, onu da değiştirmişler.)

Şimdi gene ufak çapta bir kıyamet kopacak gibi, çünkü yeni milli eğitim bakanımız Nimet Çubukçu, andın kaldırılmasını tartışmaya açmak istiyor.

Bu tartışmaya memnunlukla gireriz ve de en son söyleyeceğimiz lafı en baştan söyleriz: Bu ant, kaldırılmalıdır!

Gerekçe olarak “Kürt çocukları” ileri sürülüyor, bunlara zorla “Türk’üm” dedirtilirse, rencide olurlarmış…

Böyle bir gerekçeye hiç gerek yoktur, bin dereden bin su getirmek de anlamsızdır. Kimseye hesap verecek değiliz.

Bu ant, “demokratik ülkelerde çocuklara böyle bir ant içirme uygulaması olmadığı için” kaldırılmalıdır. Başka bahane gerekmez.

Türk olmayanlar doğru ve çalışkan değildirler… Küçüklerini korumaz, büyüklerini saymazlar… Yurtlarını, uluslarını sevmezler… Çocuklara bu mu öğretilmek isteniyor?

Bugün Almanya’da “varlığım Alman varlığına armağan olsun” diye bir slogan atılsa ortalık birbirine girer. Avrupa Birliği’ne girmek istiyorsanız, önce Türkiye’den “faşizm tortularını” silip temizleyeceksiniz.

Milli bayramlarda gençlere yaptırılan Mussolini, Hitler ya da Stalin “gösterilerini” kaldırmak gibi. Bunların yerine gençlere spor “müsabakaları” yaptırmak gibi.

Ya da okullarda “bayrak törenlerine” son vermek gibi… Bayrak töreni askeri okulda yapılır. Sivil okulda abestir. Fransa’da öğrencilere pazartesi sabahı bayrak töreni yaptır, başına dert alırsın.

Ama sivil çocukları da “doğuştan asker” olarak yetiştirmek istiyorsan o başka tabii… O zaman Avrupa Birliği’nin de sana vereceği yanıt “başka kapıya” olacaktır.

Bu öğrenci andı da, çocukları “küçük birer faşist” olarak yetiştirmek üzere uydurulmuş bir “beyin yıkama” çabasıdır. Her sabah papağan gibi tekrarlana tekrarlana hiçbir anlamı kalmaz, ama farkında olmadan çocuğun kişilik yapısını biçimler.

Siz onu bunu boşverin de bana söyleyin bakalım: Türkiye’nin “normal” bir ülke olmasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz?

İstiyorsanız, bu pürüzleri temizleyeceksiniz. Başkasına yaranmak için değil, kendi geleceğiniz için, daha da önemlisi, çocuklarınızın geleceği için.

… Bu makale ilginizi çektiyse…

Türk milliyetçiliği birleştirir mi yoksa parçalar mı?

 İllâ ki bir tutkal/çimento mu gerekiyor? Milliyetçilik tutkalı adil ve müreffeh bir düzene alternatif olabilir mi? Adaletin, hukukun hâkim olmadığı ortamlarda Türklerin kardeşliği ne işe yarar? Belki de Türk Milliyetçiliği diğer milliyetçilikler gibi yok olmaya mahkûm bir söylem. Çünkü var olmak için “ötekine” ihtiyacı var. Ötekileştireceği bir grup bulamazsa kendi içinden “zayıf” bir zümreyi günah keçisi olarak seçiyor. Kürtler, Hıristiyanlar, Eşcinseller, solcular…150 sayfalık bu kitapta Türk Milliyetçiliğini sorguluyoruz. Müslüman ve milliyetçi olunabilir mi? Türkiye’ye faydaları ve zararları nelerdir? Milliyetçiliğin geçmişi ve geleceği, siyasete, barışa, adalete etkisiyle. Buradan indirin. 

 

Türkiye bölünür mü?

“Bebek katili! Vatan haini!…” PKK terörünü lanetliyoruz ama devlet eliyle işlenen suçlara karşı daha bir toleranslıyız.  “Kürtler ve Türkler kardeştir” diyenlerin kaçı “sen benim kardeşimsin”  demeyi biliyor Zaza, Sorani, Kurmanci dillerinde? Ülkemizin terör sorunu ne PKK ne de Kürt kimliğiyle sınırlanamayacak kadar dallandı, budaklandı. Bazı temel soruları yeniden masaya yatırmak gerekiyor: (*) Kürtler ne istiyor? (*)  İspanya ve Kanada etnik ayrılıkçılıkla nasıl mücadele etti? (*) PKK ile mücadelede ne gibi hatalar yapıldı? (*) İslâm ne kadar birleştirici olabilir? Töre cinayetlerinden Kuzey Irak’a terörle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız 267 sayfalık bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirin.

 

Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu

Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisini hukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi? GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen… Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Bizleri sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş olan deli gömleğine işaret ediyor.  Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirin.

 

Trackback URL

  1. 48 Yorum

  2. Yazan:cemile bayraktar Tarih: May 30, 2009 | Reply

    Fr ve Almanya gibi örnekleri vermek geçmişinde faşist uygulamaları olan ülkelerin kendilerini arındırmaları adına model olarak örneklenebilir ama bu Avrupa(batı) yaptı biz yapamadık tarzı kıyaslamalar yazarın üstünde durduğu ‘kişilik yapılanması’ adına bozucu olabiliyor.Sürekli yapılan kıyaslamalar da aynı olumsuz etkiyi bırakabiliyor.Nedir yani,Fr’de böyle uygulama yapılıp tepki alınmasa,biz uygulamaya devam mı edeceğiz?Avrupa yapmamış olsa ne olacak?Sen yine de yap.Sürekli Batı’ya duyulan bir komlex gelişiyor.Batı ya düşman ilan ediliyor ya da batı dışında kalanlar düşmanına aşık sorunlu bireyler haline geliyor.

    Birinci adım andımız,ikinci adım sınıfa girip her fırsatta dayatılan Kurtuluş Savaşı ruhu çocukları daha ilk yıllarda zehirliyor.Böyle bir eğitim sistemi olan ülkenin azınlık haklarını ‘her türlü faşist öğretiye’ rağmen savunan duyarlı bireyleri varsa bu gerçekten sevindirici.

    Engin Ardıç,sık sık olmasa da arada iyi noktalar yakalayabiliyor.Hem Kürt çocukları hem de uygulamanın ‘saçmalığı’ adına en kısa zamanda kaldırılması gayet olumlu bir gelişme olur.

  3. Yazan:Mahmut Yaşar Tarih: May 30, 2009 | Reply

    ben de ABD’den bir örnek vereyim madem yeri geldi:

    “I pledge allegiance to the flag of the United States of America, and to the Republic for which it stands: one Nation under God, indivisible, with Liberty and Justice for all.”

    bu da ABD’de her sabah sınıflarda okunan and. bizimki bunun yanında gayet modern ve iyi.

  4. Yazan:yazı işleri Tarih: May 30, 2009 | Reply

    “Ne Mutlu Türküm” demenin ayıp sayıldığı;

    Büyük büyük Türk bayrakları dalgalandırmanın “faşist tavır” sayıldığı bir ülke oldu Türkiye.

    Şimdi kafayı taktıkları şey okulda öğrencilerin her gün ettiği yemin(and) oldu.

    Ne mahsuru varsa bunun, önce Milli Eğitim Bakanı hanımefendi açtı bunun yolunu. Türkiye’nin tüm eğitim sıkıntılarını çözdü ya, sıra andımıza geldi.

    Engin Ardıç gibilerin de üzerine atlayacağı bir konuydu öyle de oldu.

    Tutmuş bugün “andımız” ı tersten yazmış diyor ki: Türk değilim eğriyim, tembelim

    Ülküm de alçalmak, geri gitmektir… İlkem küçüklerimi dövmek, büyüklerime terbiyesizlik etmektir…
    Böyle “ant” olur mu? Böyle saçmalık, böyle rezillik olur mu? Olmaz. Ama tersi oluyor. Çok da doğal karşılanıyor..

    Böyle sersemce bir mantık olabilir mi? Şimdi Ardıç’a dinci medyadan destek vereceklerdir. Onlara şunu söylüyorum; Kuran’ı Kerim’de de Allah bize “Tutasınız diye öğütler veriyor” . Şimdi buna saçmalık mı diyeceğiz? Kutsal kitapların gösterdiği doğru yolları, Ardıç gibi tersten yazıp, “Ne saçma zaten bunun tersi olmaz” mı diyeceğiz?

    Engin Ardıç’ın zıvanadan çıktığı bugünlerde ben size ABD’den bir örnek vermek istiyorum. Bilenler bilir… ABD’de de okul öğrencilerine sabahları ders öncesinde , sınıflarında ayağa kalkarak hazır olda şu yemin ettrilir: I pledge allegiance to the flag of the United States of America, and to the Republic for which it stands: one Nation under God, indivisible, with Liberty and Justice for all.”

    Yani diyorlar ki:(Şiirsel anlatımla)

    Amerika Birleşik Devletleri’nin BAYRAĞINA

    Ve o bayrağın simgeledigi CUMHURİYETE
    Bağlılık için and içiyorum.

    Herkes için özgürlük ve adaletle,

    ALLAH’in gözetimininde,

    BÖLÜNMEZ, TEK VATAN.

    Bu yemin sadece okullarda ettirilmiyor. Büyük törenlerde herkes ayağa kalkıp, sağ elini kalbinin üzerine götürüp bu yemini ediyor. ABD Kongresi bu ant ile açılıyor.

    Engin Ardıç ise şunu yazıyor: “Bu ant, “demokratik ülkelerde çocuklara böyle bir ant içirme uygulaması olmadığı için” kaldırılmalıdır. Başka bahane gerekmez.

    Görüldüğü üzere Engin Ardıç sallıyor. Benzer bir ant demokratik ülke ABD’de de hem de liseden mezun olana kadar çocuklara söyletiliyor. Ne oldu şimdi? ABD’mi demokratik değil mi?

    Andımız ilelebet kalır ama Ardıçımız kalır mı onu zaman gösterecek…

  5. Yazan:Ali Yürekli Tarih: May 30, 2009 | Reply

    Türk’üm, doğruyum, çalışkanım… İlkem küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir… Ülküm yükselmek, ileri gitmektir… Varlığım Türk varlığına armağan olsun!

    Bu cümle kendine özgüveni olmayan aşağılık kompleksine kapılmış bir millet için anlaşılır olabilir. Belki cumhuriyetin ilk yıllarında belli ölçüde faydası olmuş olabilir ama artık bu saçmalığa bir son vermek lazım. Bu özgüvensiz aşağılık kopleksinden kurtulmalıyız. Özellikle eski kuşak(yaşlılar) bu duygudan kurtulmalı. Gençlerin özgüvenine, atılganlığına, cesaretine saygısızlık yapıyorlar. Biz bunları söylemedende bunlarız. Artık görün. Bu cümle faydasını yitirmiş ülkeye zarar veriyor.

  6. Yazan:Levent Cetin Tarih: May 30, 2009 | Reply

    Amerika’da da bu tur bir uygulama oldugunu duydum, hatta metnini de okumustum.

    Kemalizmin dininin sabah duasi demek mumkun.

  7. Yazan:Ali Yürekli Tarih: May 30, 2009 | Reply

    Amerika da başlangıçta melez kolonilerden kurulu bir ülke idi bu şuanda ABD içinde anlamsız ve çağa uygun değil. Bu ABD olsa bile. Biz ABD’den daha adaletli, zarif ve güçlü bir milletiz bizim bu cümlelere ihtiyacımız yok. Saten günün 24 saati heryerde yiyiyoruz:) Türkün türke puropagandası.

    Büyük büyük Türk bayrakları dalgalandırmanın “faşist tavır” sayıldığı bir ülke oldu Türkiye.

    Büyük küçük bayrakların sallanması faşistlik değildir hangi anlamda salladığın önemlidir. Şu aralar hepinizi gebertiriz duygusuyla, küfrüyle, algısıyla sallanıyor. Bu faşistliktir. Yoksa elbette bayrağımız kutsaldır. Onu bizde seviyoruz ama birilerinin gözüne yüreğine bıcak gibi dayamıyoruz. Bu hoş değildir. Bayrak ayrıştırıcı değil birleştirici unsurdur ve öyle de kalmalıdır.

    “Tutasınız diye öğütler veriyor”

    Cuma günü hutbe de okuna bu sözün konumuzla nasıl bir bağlantısı var açıklarsanız sevinirim. Bu sizin düşüncelerinizi çürütür niteliktedir. Ant Türkün olması gereken vasıfları sayıyor bu söz insan olmanın vasıflarını sayıyor. ” andınçtan “Türküm” kısmını çıkarırsanız belki o zaman bir benzerlik oluşabilir. “muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya bakmayı emreder. kötü işleri, hayasızlığı ve fenalığı yasaklar, o düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”

  8. Yazan:cemile bayraktar Tarih: May 30, 2009 | Reply

    “Ne Mutlu Türküm” demenin ayıp sayıldığı;

    Büyük büyük Türk bayrakları dalgalandırmanın “faşist tavır” sayıldığı bir ülke oldu Türkiye.

    (Yazı İşleri)

    Bu ülke de Türk olmak ayıp sayılmıyor,Türk olmaya normalin üstünde bir anlam yükleyip bu anlamı dayatanlara karşı aynı oranda tepki veriliyor.

    Bayrak ve ırk malum zihniyet tarafından o kadar kullanıldı ki haklı olarak bu dayatmanın maruz kaldığı insanlar aynı argümanları kullanarak cevap veriyor.Bu bayrağa saygısızlık,kendi ırkına sırt dönme değil aşırı baskının insan üzerindeki tezahürüdür.

    Abd,tarifi kullananlara…Abd demokrasiyi sadece kendi halkı için yaratır,onun dışında kalan zümre için emperyalist,sömürücü bir siyaseti vardır.Abd’nin de kendi için de ‘kemalist’ bir neferi var bu örnek olmaz olsa olsa kötü örnek olur.Abd’nin kendi ‘and’ dizelerinin etkilerini dünya üzerindeki insanlara yaptığı zulümlere bakarak anlayabiliriz.Mehmet Yılmaz’ın ‘Abd’yi Tedavi Etmek Mümkün Mü?’ yazı dizisinde Abd’nin kökten uyguladığı kendi siyasetinin vahim sonuçları açısından durumu özetleyen örnekler var.Abd ve Tr açısından tek fark görüyorum Abd kendi halkın içerisinde ırk ayrımı yapmadan Abd ırkçılığı,Tr ise kendi halkı arasında ırk ayrımı yaparak Türk ırkçılığı siyasetini güdüyor.

    Başta da söyledim,Fr,Almanya,Abd gibi ülkeleri rol model almanın ne faydası var?Tr kendi demokrasisini kendi ekipmanları ile oluşturamıyor mu?O da mı ithal olsun?Başka ülkeler demokratikleşmese biz demokratikleşmeyecekmiydik.Abd’nin Irak,Fr’nin Cezayir,Almanya’nın Yahudi kıyımına bakıp bundan ders alacağına tutup o ülkelerin kendine demokrat yanlarını örnekliyor.Bu ayrıca bir çarpıklık.

  9. Yazan:Mahmut Yaşar Tarih: May 30, 2009 | Reply

    neyse en azından böyle antların olduğu ülkelerin antidemokratik olduğunun söylenmesi iyi olmuş. Bu durumda DerinDusunce.org sitesi ve Engin Ardıç ABD’yi anti-demokratik ve faşist bir ülke olarak nitelendiriyor, bu bence bir kazanımdır hepimiz için. ABD’ye anti-demokratik ve faşit diyen Engin Ardıç ve DerinDusunce.org sitesine samimi bir bravo!

  10. Yazan:Onur Cobanoglu Tarih: May 30, 2009 | Reply

    Amerikan andi ne kadar demokratik, ne kadar gerekli o da tartisilir, ama Amerikan andiyla Turk andi arasinda ciddi fark var. Amerikan andinda ulusa, bayraga ve cumhuriyete baglilik yemini, ulusun bolunmez birligi (ki hatirlatirim o ulus hicbir etnik grubun imasini tasimamaktadir) ve ozgurluk ile adalet (herhangi bir etnik kimlige atfetmeden) vurgulanmaktadir. Allah’in gozetiminde kismi ateistler icin sakinca yarattigindan, bildigim kadariyla ateist ailelerin cocuklarinin bu andi icmesi veya bu kismi soylemesi zorunlu degildir. Resmi rituellerde bu kadar Tanri lafi gecmesine ragmen buna ciddi bir tepki duyulmamasini, Amerika’nin pratikte laiklik acisindan Turkiye’den fersah fersah kati ve tavizsiz olmasindan dolayi insanlarin bunu fazla onemsememesine bagliyorum.

    Turk andinda kendine Turk demek mutluluk kaynagi olmalidir. Niye? Bir kere zaten Turksem, kendime ekstradan Turk dedigim icin niye mutlu olmaliyim? Yok etnik olarak Turk degilsem, bu dupeduz endoktrinasyona giriyor. Yani Kurtsen kendine Turk demek senin icin bir mutluluk kaynagi olacaktir.

    Bunun gectim, belli erdemler ve ahlaki ozellikler Turk olmaya atfedilmektedir (Turkum, dogruyum, caliskanim diyerek). Turk olmayanlarda da bu erdemler ve ahlaki ozellikler noksan degilse, o zaman neden Turkluge atfediliyor?

    Bunun yaninda, “yurdumu ve milletini ozunden cok sevmek” ve “varligim Turk varligina armagan olsun” sozleri, bireyin varliginin ulusun varliginin yaninda onemsizlestigi, bireyin varolus sebebinin ulus denilen cimentoya malzeme olmaktan ote bir anlaminin olmadigi imasini tasimaktadir benim kanaatimce. En azindan boyle yorumlanmaya cok aciktir. Dikkat ederseniz Amerikan andinda ulusa “baglilik” (allegiance) vardir. Bu bence onemli bir nuans, cunku fasizmin en temel ilkelerinden biri bireyin varliginin, ulusun ve devletin varligina destekten ote hicbir anlaminin olmadigidir. Fasizm sozcugunun mucidi Mussolini’nin “Fasizm Nedir?” baslikli yazisini okursaniz bunu net gorebilirsiniz:

    http://www.fordham.edu/halsall/mod/mussolini-fascism.html

    Saygilarimla

  11. Yazan:Mahmut Yaşar Tarih: May 30, 2009 | Reply

    ben yine de ABD’ye faşist ve antidemokatik deme cesaretinden ötürü Derindusunce.org sitesi yöneticisi Mehmet Yılmaz’ı kutluyorum.

  12. Yazan:MY Tarih: May 30, 2009 | Reply

    Mahmut Bey,

    Kutlamaniz için tesekkürler 🙂

    ABD gerçek bir muammadir, ayni anda hem FASIST hem de DEMOKRATiK bir ülke olamaz elbette ama bu günkü ABD
    bazi konularda örnek alinmasi gereken bir demokrat ülkedir. Baska bazi konularda ise Nazi Almanya’sini aratmaz.

    bu muammanin perdesini AMERiKAN SALDIRGANLIGI konusunda biraz araladik:
    http://www.derindusunce.org/2009/05/12/abdyi-tedavi-etmek-mumkun-mu-bolum-i/

    Türk gazeteci ve arastirmacilarinin hiç girmedigi konular var aslinda:
    1) ABD’nin kendi vatandaslari üzerinde yaptigi ilaç denemeleri (ölüm ve sakatlanma ile sonuçlanan)
    2) Zencilerin hapishanelerde çalistirilmasi, cezasi bitmeye yaklasirken küçük kavga vs yoluyla cezalarinin uzatilmasi (ABD’de bir çok çagri merkezi, kot pantolon fabrikasi vb vardir böyle köle çalistiran)

    Ne gariptir Türk gazeteleri bu konularda hep susmuslardir, hâlâ da bu böyledir.

    Ama yine ABD’de ispanyol göçmenlerin çok oldugu yerlerde yol tabelasi, anonslar vb iki dildedir, NewYork sehrinde gözlerimle görmüstüm (biraz havami atayim bu arada 🙂

    Basörtülü kizlar tipki Fransa ve Israil’de oldugu gibi üniversiteye girebilirler!

    Örnekler çok.

    Fasizm kelimesini küfür olarak degil de siyasî sözlüklerdeki gerçek haliyle kullanirsak (Bkz Türkiye fasit olur mu?) ABD, Türkiye, Israil ve daha bir çok ülkede kesif fasizm kokusu alabiliriz.

    ABD ve Fasizm deyince tabi PATRIOT ACT denen korkunç iç güvenlik kanununu hatirlamak gerekir. Bizdeki OHAL’in bir türü idi. ABD’ye verdigi zararlari simdiden ölçmek zor, tarih yazacaktir.

    ABD Türkiye’ye oranla çok güçlü bir devlet oldugu için saldirganligi Irak’a kadar uzaniyor. Türkiye’nin fasistleri ise en fazla Kibris’a kadar gidebiliyorlar. Ama Türk fasistlerin kurbanlarinin sayisi ABD’li fasistlerden az olmasinin tek sebebi güç azligi. Yani daha terbiyeli olmalarindan kaynaklanmiyor.

  13. Yazan:Levent Cetin Tarih: May 31, 2009 | Reply

    Bakin ant soyle:

    The current Pledge of Allegiance reads:
    “I pledge allegiance to the flag of the United States of America, and to the Republic for which it stands: one Nation under God, indivisible, with Liberty and Justice for all.”

  14. Yazan:alacask Tarih: May 31, 2009 | Reply

    hala batı ezikliginden kurtulamamış hala kendini boynunda tasma var sanan ve hala osmanlıdan utanan dininden meshebinden ülkesinin dindar kesiminden utanan bu basit meshebinin icinde araba yarışı düzenlenebilecek insanlar toplulugu ne zaman bu milleti aşagılamaktan vazgecerler. amac nedir herseyimizden utanalım mı tüm ülkeye nükleer bomba atın kazıyalım kökümüzü.biz bahsi gecen almanyadan da fransadan ingiltereden de cook ileriyiz cünkü biz insanız…hala o ülkelerde yaşayan biri olarak yazıyorum bunu bilginize arz ederim.dünyanın krallarından ….

  15. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: May 31, 2009 | Reply

    Son derece gereksiz bir ritüel olduğu kesin.Çocukların soğukta tir tir titreyerek ant okumasının ne tür bir yararı olabilir doğrusu anlamış değilim.Zaten neresinden bakılsa dökülüyor.Onur bey gayet anlaşılır bir şekilde izah etmiş zaten.Yorum yazmak isterken ben de aynı noktalara değinmeyi düşünüyordum.Fakat dediğim gibi Onur beyin yazdıklarından sonra aynı şeyleri tekrarlamayı çok da gerekli bulmuyorum.

    Ancak üzerinde çok da durulacak önemli bir ayrıntı olduğunu düşünmüyorum.Ona gelinceye kadar düzeltilmesi gereken o kadar çok şey var ki…

    Dolayısıyla miadını doldurmuş bunca uygulama içerisinde boğulmuşken kafayı buna takmak bana göre biraz fanteziye kaçıyor.Ha,tartışılabilir mi?Evet.Sadece bu değil her türlü meseleyi tartışmakta bir mahsur olduğunu düşünmüyorum.Yani hiç bir şey tabu olarak kalmamalı.Dolayısıyla böyle bir konu gündeme geldi diye “aman değerlerimiz altüst oldu,geçmişimizden utanır olduk,bu ne aşağılık kompleksi!”gibilerinden fevaranları da çok yersiz buluyorum.Nedir bu kadar kaygılanmayı gerektirecek telaş!Dünyanın sonu mu geldi,nedir?
    Bana göre asıl güvensizlik bu korunmacı hassasiyette yatıyor.Yani hiçbir kıymet ve değeri olmayan bu modası geçmiş basit uygulama tartışılmaya açıldı diye kimselerin bizi “ham”edeceği falan yok…Ayrıca bu ne aşağılık kompleksine kapılmak,ne de geçmişinden utanmaktır.

    İkinci bir husus;başka ülkelerde de benzer uygulamaların olduğu iddasıdır.Bu da bana göre sağlıklı bir düşünce biçimi değil.Savunma amaçlı bir iddia olsa da,ayakları pek yere sağlam basmıyor.Zira bir olay,olgu,tercih veya eylem;doğru veya yanlış olduğu üzerinden değerlendirilir.X devleti,Y devletinin uyguluyor oluşu herhangi bir uygulamaya meşruiyet kazandırmaz.Falanca devleti model alarak mı kararlarımızı vermemiz gerekiyor;doğruysa doğru,yanlışsa yanlıştır.Kaldıki başka hiçbir ülkede bu denli boş,her yanı buram buram ırkçılık kokan bir örnek olduğunu da sanmıyorum.

    Ve son olarak Engin Ardıç’ın AB’de somutlaşan batı sevdasına değinmek istiyorum.İkide bir “şunu yapmazsak,bunu yapmazsak”bizi AB’ye almazlar türü sözler son derece arızalı ve sakat bir anlayışın ürünüdür.Birilerine yaranacağız diye olacaksa hiçbir açılımın,yeniliğin bir anlamı kalmaz.Bu tarz bir bakış açısı,bazı açılım ve yeniliklerin gerçekten gerekli olduğundan değil de “sınavı geçme”maksatlı yapıldığı imajı doğuruyor.Artı-sınavı mınavı geçiyorum-biz kendi değerlerimizden iyiyi,doğruyu,güzeli üretmekten yoksun muyuz ki her değeri Batıdan ithal edelim.

  16. Yazan:ali duman Tarih: Haz 1, 2009 | Reply

    Bu andın yazıldığı tarih, Türkiye’nin Nazi Almanya’sını kendine model ülke aldığı tarihtir.

    Bu andın yazıldığı tarihin hemen sonrası Cumhuriyet Gazetesi başyazarı ve kurucusu Nadir Nadi’nin Alman Führeri Hitler ile İtalyan Führeri Musolini’ye övgü dolu makaleler yazdığı dönemdir.

    Bu andın yazıldığı dönemin 2 yıl sonrası içerisinde “demokrasi”, “insan hakları”, “hukukun üstünlüğü” gibi insanı temel alan ilkelerin olmadığı, kutsal devlet anlayışının kutsanarak 6 okun CHP’ye amlem seçildiği dönemdir.

    örnekler çoğaltılabilinir, ama ne sekronizasyon, ama ne uyum dimi, dönemin mana ve ehemiyetine binaen.

  17. Yazan:Levent Cetin Tarih: Haz 1, 2009 | Reply

    Ali Bey,

    Cumhuriyetin kurucusu ve basyazari olan sahis Yunus Nadi’dir. Fuhrer hayrani olan da odur.

    Oglu Nadir Nadi her ne kadar ayni gelenekten olsa da babasi kadar kati biri olmamistir. Onun olumunden sonra Cumhuriyet’te yine Yunus Nadi ekolune yaklasildigi soylenebilir.

  18. Yazan:Serkan Çekiç Tarih: Haz 1, 2009 | Reply

    Kabul etsekte etmesekte hoşumuza gitsede gitmesede çağımız dünya düzeninin kurulduğu en önemli temellerden biri ulus devlet anlayışıdır. Ortada henüz bir insanlık kavramından çok uluslar kavramı hakimdir. Böyle bir durumda her ulus kendi çıkarı için kendi gençliğine kendi ulusunu iyi hatta yer yer abartılı tanıtmaya çalışır. O anttan türk olmayanlar saygısız olur sevgisiz olur anlamını çıkaranıda takdir etmek istiyorum köpekler sadık olur geri kalan hayvanların alayı nankör mü demek gibi bir şey bu. Bu iddiayı bir çöpe atmak lazım kaldıki antta öyle faşizm oduğunu iddia etmekte pek doğru olmaz. Her hangi bir millete üstünlük taslama falan yoktur ki bir çok milletin marşında ve andında bunları görürüz(Almanya, ABD). Abartılar mevcuttur ancak türk andında o da bu kadar karşı çıkılacak kadar yoktur diğer ülkelerle karşılaştırıldığında. Mesela fransa marşının yarısı düşman askerini kesip biçmekle ilgilidir ki bu adamlar dünya savaşında başkentlerini bir kaç haftada teslim ettiler. Avrupa birliği böyle değilmiştirde almanyada varlığım alman milletine armağan olsun dendiğinde ortalık birbirine girermişte. Babam üniversiteyi almanyada okumuş yüksek lisanla dille cartla curtla 10 yıl orda kalmış. Kendisi her zaman bana Avrupa milletlerinin türklere ve diğer uluslara karşı ırkçılığından dem vurur. Faşizmin gittiği dönemde halen ne kadar hakim olduğundan bahseder. Her zamanda ekler sakın avrupayı amerikayı kendi ulusundan üstün görme diye. (diğer milletler saygısızdır anlamını çıkaran burdan türk milleti üstündür anlamınıda çıkarır çıkarmasın!) Daha bu gün sabah gazetesinde mit kaynaklı pkkya destek veren şirketlerin merkezleri çıktı bilin bakalım bu merkezler nerde. Demek istediğim Avrupada ortada bir çıkar varsa heleki kendi milletinin çıkarı varsa demokrasi, liberalizm, özgürlük seve seve bir kenara atılır.(sevgili abd bütün dünya ülkelerine neoliberal politikalara geçmesi yönünde istekte bulunuyor yer yer baskı yapıyor. Fakat kendisi tirlyonlarca doları piyasaya üç beş şirketi kurtarmak için sürdü daha yakın zamanda hangi neoliberalin yada klasik liberalin fikriymiş ki bu??) İngilterenin halen yoksulluk içinde sömürgeleri var. Yugoslavya onca parçaya bölünürken avrupa en ön sıradan izlemedimi olan biteni çekoslovakya tamamen almanyanın serbest çalışması. Fransa daha 50 yıl öncesine kadar cezayirden çıkmam deyü tutturmamışmıydı. İsrail kimin eseri. ABD zaten ortada. Burdan benim faşist olduğum sonucunu çıkarabilirsiniz ki değilim herhangi bir halktan nefret etmem ve diğerini bir diğerinden üstün görmem. Ancak şu kesin ki avrupa hakkında söylediklerimin herhangi birine yalan demek pek kolay değil. Asıl noktaysa şu bütün ülkeler demokrasi için, iyilik için, özgürlük için değil öncelikle çıkarları için çalışır. Bu yüzden yazının önce bu kısmının üzerinde düşünülmesi gerekli. Türk andıda iyidir ama abartmamak lazım biraz esnek olunabilir karda kışta inat edip okutan çok müdürler gördük.

  19. Yazan:Serkan Çekiç Tarih: Haz 1, 2009 | Reply

    Edit: ABD marşını İngiltere marşı ile karıştırmışım. Almanyanın yanındaki ülke İngiltere olacak. Kusura bakmayın. Amerikanın biraz daha özgürlükçü (ki oda marşında ABD, yıldızlı bayrak, bölünmez vatan diye bas bas bağrır) olmasıda köklü geçmişin bir ulus geleneğinin tam olarak olmaması ile açıklanabilir ki. Bu tür ülkelerde demokrasi diğerlerine nazaran daha oturmuş daha başarılıdır. Örn:Avustralya, Kanada, ABD. Bunun sebebide doğmalarla, geleneklerle çatışma falan filan uzun hikaye.

  20. Yazan:timur vreskala Tarih: Kas 4, 2009 | Reply

    merak ettiğim.. sanki bu ülkede her vatrandaşımız verdiği söze, yemine körü körüne uyuyor, verdiği sözü ve gerekliliklerini yerine getiriyor ve hiç namussuzluk etmiyorda o ant’ta edilen yeminin içeriği tartışılıyor. Bizler yeminimize bu kadar bağlıysak ve verdiğimiz sözü mutlak tutuyorsak milletvekili yeminini okumanızı önemle öneririm.
    o yeminde ;
    Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim” deniyor..
    Peki DTP milletvekilleri, anayasaya sadaket yemini ettilerse neden anayasaya aykırı harekete bulunuyorlar? tüm milletvekillleri Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık andı içiyorsa neden bunun aksi şekilde hareket ediyorlar? Zira bizler sözümüzün eri, yeminimizi namus sayan şerefli insanlar değiliz. O sebeple o ant sizleri korkutmasın. Sadece bir anttır. Ama bir hatırlamada bulunmakta daha yarar var. Demokratik almanya geçen ay itibariyle Anayasasına ülkenin resmi dilinin “almanca” olduğunu ekledi. Şİmdi merak ederim, orada yaşayan kürt vatandaşlarımız yine seslerini çıkartıp, biz kendi anadilimizde hareket etmek istiyoruz anayasanızı değişitrin diyebilecekler midir yoksa sus pus oturup, verilen nimetlerden sessiz sedasız yarartlanmaya devam mı edeceklerdir? Bu şekilde davranan inansdalara toplumda amiyane tabiriyle haysiyetsiz denmez mi?
    dedim ya sadece merak ettim.

  21. Yazan:mehmet fatih koç Tarih: Kas 5, 2009 | Reply

    Yarın öbür gün bu kürtler gelip ya kardeş siz türkçe konuşmayın biz cok kötü hissediyoruz derlerse hiç ama hiç şaşırmayacagım .Ben böle birşety görmedim ya Hepinizi Allaha havale ediyorum…

  22. Yazan:suat Tarih: Kas 6, 2009 | Reply

    ben kendimce çözüm buldum kızım okula geç bıraktırıyorum böylece andı okumuyor hatta eşim and okunurken kapıda bekleyip sonra okula giriyor evladım türk olduğundan övünç duysun fakat fanatik olmasın faşist olmasın faşizm bu dünyanın en büyük belasıdır insan milliyetinden değil amellerinden övünç duysun

    ne mutlu türkiye cumhuriyeti vatadaşıyım diyene

  23. Yazan:Mustafa Akbaş Tarih: Kas 6, 2009 | Reply

    Yazan: timur vreskala…Demokratik almanya geçen ay itibariyle Anayasasına ülkenin resmi dilinin “almanca” olduğunu ekledi.

    Bu dogru degil. Anayasaya herhangi bir ekleme yapilmadi. Sadece bunu CDU denilen bir Parti Stuttgart kongresinde istedi ama parti Baskani Bayan Merkel tarafinda bile ilgi görmedi. Bazi sag görüslü delegelerin istegi gereksiz cünkü Almanyada bütün Kamu islerin Almanca yapilmasi sarti var. Ticaret alandada yazilan Faturalarin bile Almaca olmasi zorunlugu var. Almanca olmadimi mal alimini gider olarak göstermek yasak. Kürtlerin Türkiyede anadili hakkini ve Almanyada Almanca zorunlugu karsilastirmak yanlis. Kürtler Türkiyenin öz vatandaslari ve Anadillerini Türkcenin yaninda konusma ve ögrenme haklari olmasi lazim. Anadilde egitim bir insanlik hakki.BU hakki engellemek kimsenin yararina olmaz.

  24. Yazan:Rakaful Tarih: Kas 10, 2009 | Reply

    Aslında şöyle dikkatlice bir bakınca, bu andımızı okuduğunuzda, yeni bir dîne tâbi olduğunuzu hemen farkedersiniz.Her cümlesi yeni bir kanun ve her cümlesi yeni bir hayat tarzı oluşturuyor.

    Yıllardır İslâm’ı kılıç zoruyla yaydılar diye çığırtkanlık yapan Cumhuriyet ve Demokratik tayfa, meğersem psikolojik ve yer yer (hatta çoğu zaman) kaba kuvvetle, kendi dînlerini yaymaya çalıştılar ve halen de çalışıyorlar…Kendi yaptıkları zorbalıkların üzerine kapatmak için de hedef olarak büyük çoğunluğu oluşturan Müslümanları gösteriyorlar.Gayet zekice…

    Ama hesab etmedikleri birşeyler var, Allâh’ın hesabı!Elbet, biz kendimizi değiştirirsek, Allâh da bu toplumu değiştirecek.Olmadı, âhirette gerçek bir hesab var…

  25. Yazan:ali yardım Tarih: Eki 29, 2010 | Reply

    -kürt çocuklarına Türküm dedirtmenin anlamı yok.
    -ilkokul yıllarında o andı herkes tekerleme gibi okur
    -bazı kişilerde o andın ters tepki yarattığını da bu sitede görüyoruz
    -mesele kemalizm mi? bence hayır milli kimliğe karşı reaksiyon
    -milli kimlik algısının silinmesi, ultraliberal arkadaşlar için bütün meseleleri halledecek formül.
    -bu yüzden bayrak töreni faşist bulunuyor.

    -milli semboller akıldışı ilan ediliyor.
    -oysa varoluşumuzun ortasında hep aklımızın uzanmadığı şeyler var mesela:din
    -kemalistlere göre din akıldışıydı, liberallere göre milliyet akıldışı.
    -bir de Türk ülkesinde “Türksüz İslam” peşinde koşanlar var.
    -bir tanesi Türklerin sürekli “İslam dünyası” liderliği duygusu taşımasını kavmiyetçi buluyordu. gayri İslami idi yani…
    oysa bir arap mütefekkir ne diyor(malik bin nebi)
    “İslam dünyasının batısında Türkler olmasaydı, İslam dünyası diye bir dünya olmazdı”
    -bizimkiler kulaklarının üzerine yatadursunlar, Ortadoğuda Türk bayrakları dalgalanıyor.

  26. Yazan:sevim Tarih: Eki 31, 2010 | Reply

    kürt çocuklarının türküm diye bağırtılması zaten başlı başına bir garabet.fakat türk,kürt,arap hiç farketmez mincik yavrulara hala bu mantalitenin dayatılması tam bir ilkellik örneği.yorumcunun biri yok sitede bilmemneden rahatsız olanlar deyip bir şeyler sıralamış aklınca da.ya ne olacaktı bu boş avuntulara tempo falan tutulması mı gerekiyordu Allah alahaşkına!iyi bari alınacaksınız diye kimseler fikrini söylemesin.bu ne menem komplekstir böyle?bir de bu koyu milliyetçiliklerine islamı,müslümanlığı alet etmezler mi?ona yanarım.vallahı bu banal ırkçı nutuklar kulaklarda pas tuttu.ve inanın evet bu tiplerden müthiş rahatsız oluyorum dobra dobra söyleyeyim.çünkü ikiyüzlüce ve riyakarca buluyorum.

  27. Yazan:logic Tarih: Eki 31, 2010 | Reply

    Kemalizmin dininin sabah duasi demek mumkun.

    buna bayıldım 🙂

  28. Yazan:ali yardım Tarih: Eki 31, 2010 | Reply

    fikrinizi söyleyin sevim hanım. ta ki fikir diye söylediğiniz şeylerin leit-motiv’indeki nefreti sezelim. bir kişinin diğerine “iki yüzlü, riyakar” diye hakaret etmesi fikir ise beraber dinleyelim. İslami anlayışıma dil uzatmaksa fikir dediğiniz şey, problem yok o zaman. siz herhalde hesap günü cehennem bileti kesenlerdensiniz. ben Muhammed aleyhisalamın dinine bağlıyım, ama bazı yorumcuların “İslam” derken benim dinimle aynı dinden mi bahsettiği anlamakta güçlük çekiyorum. ben inandığımı söylerim. asıl ben diyorum ki Türklüğe sövecekseniz “İslam” kisvesi altında sövmeyiniz. ta ki maskeler düşsün. Said Nursi “Türklük İslamiyetle imtizaç etmiş” derken siz bu ikisini karşıt kavramlar olarak kullanacaksınız, bir de bu birlikteliği savunanlara “sentezci” diyeceksiniz, Müslüman Türk’te buna ses çıkarmayacak!!! olmaz öyle şey. yazdıklarınızdan kibir ve nefret damlarken biz Türk’ün ve İslam’ın izzetini çiğnetmeyiz. bana söyledikleriniz umrumda bile değil, ama bu ülkenin değerlerine karşı söz söylediğiniz zaman, biz sizin üslubunuzun seviyesine düşmeden cevap veririz.

  29. Yazan:logic Tarih: Eki 31, 2010 | Reply

    ali yardım kardeşim,

    anlamadığınız husus şu: siz İslam’la Türklük’ü birbirine bağlamaya çalışıyorsunuz. Türklük, yani daha doğru ifadesiyle Türk etnik kimliği sabit bir şey değil ki. Said-i Nursi zamanında bu ikisi pratikte birbiriyle hemen hemen eş anlamlıydı, fakat artık değil. Said-i Nursi’nin kastettiği muhtemelen bu. Türk kimliğinin Müslümanlık’la uyum içinde olduğu.

    Bugünse durum bu değil. Sizin o Milliyetçilik’iniz mesela İslam’la uyum içinde değil. İslam Milliyetçilik’le istediğiniz kadar zorlayın, uyuşMAz.

    Türk=Müslüman değildir ayrıca. Siz hayali, mevcut olmayan bir Türk kimliği yaratmışsınız. İnanmayana da “sövüyor” diyorsunuz. Yok öyle bir şey. Hayal dünyasında yaşamayı bırakın artık.

    Osmanlı, 13. yüzyıldan itibaren yaptığı fetihlerle İslam’ın bayraktarlığını yapmıştır. Ondan önce de başka etnik gruplar yapmıştır bunu. Fakat bu durum 1923 ile sona ermiştir. Türkler artık İslam’ın öncülüğünü yapmamaktadır. Yorumlarınıza bakınca bunu hala farkedemediğinizi görüyorum, ya da etmek istemiyorsunuz.

  30. Yazan:sevim Tarih: Eki 31, 2010 | Reply

    ikiyüzlükten hazzetmiyorum,yalan mı söyleyeyim?düzey dersi de inanın çok sıktı,içimden geldiği gibi ifade ediyorum düşüncelerimi.fikrim,algım neyse bunu eğip bükerek nezaket sözcükleriyle süslemeyi sevmiyorum ama hakaret amacıyla değildir.kin ve nefrete gelince,hayır kimseye öfkeli değilim,size de.fikirlerinizi yanlış buluyorum hepsi o kadar.ve neden yanlış bulduğumu,neresine katılmadığımı sanırım çok net ve açık ifade edebiliyorum.
    bu bakımdan bence bu faslı geçelim.varsa görüşlerime itirazınız buyrun tartışalım.ama siz niyet okumayla hayali düşmanlar üretirseniz inanın bir arpa boyu yol alamayız.
    şimdi başlayalım.bakın benim kimsenin etnik kimliğiyle,dini inancıyla bir alıp veremediğim yok.bunların içini boşaltanlaradır tepkim.ve bana göre siz ciddi biçimde bu kategoriye giriyorsunuz.her sözünüz müslüman türkle başlıyor yine onunla bitiyor.nedir derdiniz kardeşim?bu iki kavram,olgu her neyse tehdit altında mıdır?bu tekelci anlayışla nereye kadar?yani şuradaki konu gayet açık.bir uygulamadan sözediliyor.kimi yorumcular da bunun çok bir getirisinin olmadığını söylediler.ne var bu kadar abartacak sorarım.bana göre de 6 yaşındaki çocukların kışın ayazında bağıttılmaları kof bir hamasetten öte bir şey ifade etmiyor.şimdi bunu söyledim diye türklüğe hakaret mi etmiş oldum.ayrıca bunun müslümanlıkla ne ilgisi var bir açıklarmısınız?yani bir kere olsun fikrinize müslümanlığı payanda etmeden açıklayın.müslümansanız kendinize müslümansınız,saygı duyarım.ama temcit pilavı gibi önümüze getirmeyin bunu.kaldı ki müslümanlıktan dem vururken ilköğretim çağında başörtüsü giyilmesininden “küçük irancıklar”çıkaran siz değil miydiniz?e bu perhiz bu ne lahana turşusu?andı doğru bulmadılar diye insanların niyetlerini okumakla meşgulsünüz de küçük kızların başörtüsüyle okula gitmeleri neden teleşlandırıyor sizi?hadi her ikisine de karşı olsanız nispetten tutarlı olur ve anlardım.
    yani kusura bakmayın ama siz bu çelişkilerde ısrar ettikçe birileri de hatırlatacaktır bunu.

  31. Yazan:logic Tarih: Eki 31, 2010 | Reply

    pardon yukarıda 13. yüzyıl demişim, 14. olacaktı.

  32. Yazan:Haki Yusuf Tarih: Kas 1, 2010 | Reply

    Konunun can alıcı noktalarından birisi de psikolojik boyutu. Aslında, her birimiz-yani Türkiye’de okumuş kişiler- her okul günü “Türküm, doğruyum” diye başlayan andı okumaya başladığında neler hissediyordu? bunu samimi bir şekilde düşünmek lazım. Bunu düşünmeli daha sonra da “andımız”ı yaratanların bize ne hissetirmeyi amaçladıklarını da sorgulamalıyız.

    Bence bu tür bir yaklaşım; bazılarımızın Türk asıllı olması nedeniyle övünme kaynağı gördüğü ve mutlu olduğu, bazılarımızın ise başka bir kimliğe sahip olması nedeniyle rahatsız olduğu durumları gözeterek yaptığı yorumlardan daha sağlıklı olacaktır.Yani olaya somut sonuçlar üzerinden yaklaşıp yorum yapmak yerine bir de söz konusu antla ulaşılmak istenen ve hissettirilmesi amaçlanan hedefi düşünmeliyiz. Diğer türlü zaten bugüne kadar sürekli sorgulama yapılıp suçlamalarda bulunuldu zaten. Bu nedenle,insanları suçlamak yerine konunun altında yatan felsefi temelleri sorgulama yolunu seçersek hem Türkler hem de diğer etnik kimlikli vatandaşlar olaya daha objektif bakabilirler.

  33. Yazan:ali yardım Tarih: Kas 1, 2010 | Reply

    logic@
    Türk=Müslüman diye bir tez iddia etmiyorum. Türk olmayan Müslümanlarda elbet var. ama benim tezim şu: Türklük zorunlu olarak müslümanlıktan ayrılmaz yani hristiyan şamanist, totemist Türk olmaz. bize avrupalının Türkolojisi belletildiği için gagauz, hazar falan deyip duruyoruz. bunlar Turani kavimlerdir. Turandan tek bir millet çıkmadı, birçok millet çıktı. Türklerde bu milletlerden biridir. elbette Türk dendiği zaman herkes aynı Türk’ü anlamıyor. bu yüzden “milliyetçilik” patenti altında, birbiriyle asla yanyana bulunamayacak fikirler beraber bulunmaktadır. kemalist ülkücü ayrımının ötesinde, neredeyse düşünürden düşünüre değişen bir Türklük algısı var. ben bu noktada Türklüğün tarihsel bütünlüğünü bozmayan dil-din- milli kültür birikiminden hareket eden bir Türklüğü savunuyorum. bence bu Türklüğün tarihsel gerçekliğidir zaten. birileri Türklüğü 1920lerden başlatıp öncesine Osmanlılar desin ne anlamı var? balkanlarda müslüman olan kavimlere Türk oldu deniyordu bir zamanlar. Devlet-i aliye’de; ordusuna “İslam ordusu” diyen, hünkarı “Emirel müminun” olan, halkına “Millet-i İslamiye” diyen, diline “Lisan-ı osmani” denilen bir Türk devletiydi. Onlar Türktüler, hareket ettikleri umdeler ve sırtlarına aldıkları tarihsel mirasla onlar Türklüğün yaşayan realitesini temsil ediyorlardı. birileri ise “Türk” vurgusunu milletin bütün kurumlarına kazırken, Türk müziğini yasaklıyor ve Türk tarihinin abidelerine hoyratça muamele ediyordu. sorulacak sorunun keskinliği burada: AMA HANGİ TÜRKLÜK?
    ben buna tarihsel bütünlük içerisinde İslam’la kaynaşmış dil-kültür-tarih birikiminin yarattığı Türklük olarak cevap veririm. başka türlüsü Türklüğün tahrif edilmesi anlamına gelir bence. bu yüzden Said-i nursi kemalist Türkçülüğe “Frenklik manasında Türklük” diyor. diyebilirsiniz ki bu senin ideolojin, hayal dünyan “Türklük sadece bir etnik kimlik”, ben buna inanmıyorum ve günümüzün dayattığı bu “Türk algısı” na karşı; Türklüğün asli mecrasını anlatmaktan vazgeçmeyeceğim.
    sevim hanım beni başörtüsü karşıtı olarak sunduktan sonra size söylenecek hiçbirşey kalmamıştır. ben varolan bir taasuba İslam adına tavır koyarken, başörtüsünü tamamıyla desteklerken sizin bana olan suçlamanız; “ikiyüzlü” ithamından bile ağırdır. benim daha önceki yorumlarımdan birinde, başörtüsüne uzanan eli kırmanın namusluluk olduğunu belirtmeme karşın, siz bir meselenin bir yerinden kırparak böyle bir hata yapmışsınız

  34. Yazan:logic Tarih: Kas 1, 2010 | Reply

    Türklük zorunlu olarak müslümanlıktan ayrılmaz yani hristiyan şamanist, totemist Türk olmaz.

    nasıl olmaz ya ? bu bir tür ırkçılık işte. sanki genlerimizde Müslümanlık geni var. “Her Türk Müslüman” doğar türünden bir zırvalık bu.

    Türkler İslam’a geçmeden önce Şamanist’tiler. Bugün hala Kuzey Sibirya’da Şamanist Türkler var. Kalkıp, İslam’dan önceki Türklere, “Türk değillerdi” demek için insanın hastalıklı bir anlayışı olması lazım. Kemalistlere kızıyorsunuz Türklük’ü 1920’den başlattıkları için. Siz de farklı değilsiniz. İslam’la başlatıyorsunuz Türklük’ü. Her ikisi de hastalıklı.

    Bu ülkede Müslüman oranı %70’i geçmez. Kalan %30 ne o zaman ? Bırakın bu “her Türk Müslüman doğar” ırkçılığını.

  35. Yazan:ali yardım Tarih: Kas 1, 2010 | Reply

    logic@
    İslam öncesi Türklere “Türk değiller” şeklinde bir ifade kullanmadım. onlar dini anlayışlarının kemal seviyesini “tevhid”de buldular. bunun içindir ki İslam’ın bayraktarı oldular. İslam sonrasında ise yalnız Müslüman Türkler milli benliklerini korumuşlardır. Türklerin karakteristik özellikleri İslamla bağdaşıyordu.
    bilge kaan “Tanrı buyurduğu için kendim devletli olduğum için Türk milletinin üzerine kaan oturdum” demişti.
    onun evlatlarıda İslam sonrası kendilerini “zıllullahı fil alem” olarak gördüler. tarihsel bütünlükteki ısrarım, Türklüğü İslam sonrasına endekslememi engelliyor. bununla beraber Türklüğün inanç anlamındaki son durağının “tevhid” ve İslamiyet olduğunu, ve bundan sonra “son Peygamber”in dininden başkası olamayacağını iddia ediyorum.

  36. Yazan:logic Tarih: Kas 1, 2010 | Reply

    @ali yardım

    İslam öncesi Türklere “Türk değiller” şeklinde bir ifade kullanmadım

    yahu nasıl demediniz? bu ne ?

    Türklük zorunlu olarak müslümanlıktan ayrılmaz yani hristiyan şamanist, totemist Türk olmaz.

    onlar dini anlayışlarının kemal seviyesini “tevhid”de buldular. bunun içindir ki İslam’ın bayraktarı oldular.

    yalnız Türkler mi? Araplar bulmadı mı ? bu ne tuhaf ve garip bir tez. sizin anlamadığınız ya da anlamak istemediğiniz şu. İslam’ın bayraktarlığını o dönem kim güçlüyse o yapmıştır. Öyle bir anlatıyorsunuz ki sanki sadece Türkler yapmış bu işi.

    İslam sonrasında ise yalnız Müslüman Türkler milli benliklerini korumuşlardır. Türklerin karakteristik özellikleri İslamla bağdaşıyordu.

    Bu da koca bir yalan. Osmanlı Türkleri 17.-18. yüzyıla kadar Türklüklerini unutmuşlardı. Milliyetçilik olmasa hatırlamayacaklardı da. Nasıl korumuşlar ? Karakteristik özellikleri İslam’a uygunmuş. Sanki DNA’mızda var. Hocam Türklerle Moğollar aynı gelenekten gelir. Her yeri yıkıp, haraca bağlamaktır Türk-Moğol geleneği. Bu mu İslam’a uygun karakteristik yapı ? Şamanizm çok Tanrılı bir dindir. Bu mudur İslam’a uygun karakteristik özellik ? Türk etnik kimliğini İslam’la bağdaştırmak için bu zırvalıkları uydurmuş birisi. Siz de inanıyorsunuz. Yusuf Halaçoğlu TV’de Şamanizm’in tek Tanrılı bir din olduğunu bile iddia etti. O kadar hastalıklı bir şey ki bu Milliyetçilik, İslam’la bağdaştırmak için Türklüğü, yalan bile söylemekten utanmıyorlar.

    Etnik kimlik sabit değil, değişken bir yapıdır. Tarih boyunca da değişmiştir. Etnik kimliğin geçmiş ya da mevcut değerlerini sanki hiç değişmeyecekmiş gibi algılamak Irkçılıktır.

    Ha bir de Türkler İslamiyet’i başlarındaki Hanlar kabul etti diye kabul etti. Yani öyle ortada bilinçli bir tercih yok. 1000’li yıllardan bahsediyoruz. “Lider ne derse o” dönemlerden. Bunu pek matrah bir şeymiş gibi anlatıyorsunuz ama nasıl Müslüman olduklarından bahseden yok. Pek çok Şamanizm geleneği de hala yaşamakta Türkler arasında, tıpkı Arapların pek çok eski geleneği yaşatmaları gibi.

  37. Yazan:ali yardım Tarih: Kas 2, 2010 | Reply

    kim Türklüğünü unutmuş,Osmanlı Türkleri mi? Osmanlıda Kuranı Kerimde anlatılan Zülkarneyn’in, Türklerin efsanevi hükümdarı Oğuz han olduğunu iddia eden alimler bile vardı(vani Mehmed efendi). sadece Osmanlının bir döneminde Türklük anlam kaymasına uğramış, yerleşik otoriteye başkaldıran Türkmen aşiretlerinin yarattığı tahribat “Türklük” e olumsuz bir anlam yüklemiştir. ama bunu genelleştirmek art niyetin eseridir. Osmanlı bir İmparatorluktur ve onun emperyal hakimiyet iddiası “Türk hakanı” gibi sıfatlar yerine, “halife-i Müslimin” unvanını taşımasını gerektiriyordu. avrupalılar tarafından bir zamanlar Türklük ile Müslümanlığın eş anlamlı kullanılmasına dikkat çekerim.
    şamanizme gelince spiritüalist özellikler taşıyan bir dindir,çok kutsallı bir dindir. tabi ki tevhid anlayışı yoktur şamanizmde. büyü, kutsal ruhlar gibi metaforların yoğun olduğu bir din. evet Türkler İslam sonrasına da mistik duyuşlarını katmışlar ve tasavvuf denilen sistemi oluşturmuşlardır. eski Türklerin dini inanışlarını gerçekten merak ediyorsanız:
    “Türk cihan hakimiyeti mefkuresi tarihi” Prof. Osman Turan
    Moğol yıkıcılığından en fazla zarar gören Türklerdir. bütün asyai-turani kavimleri birbiriyle özdeşleştirme iddianızdan da vazgeçin artık. Müslüman olmayan Türk boylarının, başka milletler karşısında asimile olduğu ise apaçık bir gerçek. yani Türklük ve Müslümanlığı çatıştırmak için gösterdiğiniz yoğun mesai maalesef akim kalmış oluyor bay logic. siz Kürtlere anadil talep edin, orada hiç olmazsa bir nebze tutarlı sayılabilirsiniz.

  38. Yazan:logic Tarih: Kas 2, 2010 | Reply

    Osmanlı Türkleri kendilerini Müslüman olarak tanımlıyorlardır Türk yerine, Milliyetçilik Çağı’na kadar. Acaba neden ?

    yani Türklük ve Müslümanlığı çatıştırmak için gösterdiğiniz yoğun mesai maalesef akim kalmış oluyor bay logic.

    öyle bir mesaim yok ama sizin Türklük ve Müslümanlık’ı birbirlerine genetik olarak bağlıymış gibi gösterme çabanızdan, Türklük’ü İslam’a yamama çabanızdan gına geldi. Hala aynı zırvalıkları savunmanız iflah olmayacağınız anlamına geliyor ne yazık ki…

  39. Yazan:ali yardım Tarih: Kas 2, 2010 | Reply

    bu arada yusuf Halaçoğlu rüşdünü ispatlamış bir tarihçidir ve bir “Türk tarihçi”sinin olması gerektiği gibi milliyetçidir. Türk tarihini iyi bilen bir Türk’ün, Türk milliyetçiliği davası taşımaması zaten gariptir. tarihimizi bilmeyenler de, Türklüğe sürekli çamur atmak peşinde koşuyorlar

  40. Yazan:logic Tarih: Kas 2, 2010 | Reply

    evet Türkler İslam sonrasına da mistik duyuşlarını katmışlar ve tasavvuf denilen sistemi oluşturmuşlardır.

    Tasavvuf’u Türkler mi oluşturdu ?

    Ha ha. Hiç güleceğim yoktu. Siz harbiden cahilsiniz. Yahu Türkler’i İslam’a katılmaya Sufiler ikna etmedi mi? Nasıl oluyor da Türkler, kendileri İslam’a katılmadan önce varolan bir akımı yaratabiliyorlar ? Vay anasını, insanın Türkler hep Müslümanmış diyesi geliyor 🙂

  41. Yazan:logic Tarih: Kas 2, 2010 | Reply

    bir “Türk tarihçi”sinin olması gerektiği gibi milliyetçidir.

    Tam aksi gerekiyor olmasın ? Beyni, Milliyetçilik denen hastalıktan bulanmış birisi tarihte ne olduğunu değil ne olmuş olması gerektiğini görür ve bu doğrultuda tarihi çarpıtır. Tıpkı Yusuf Halaçoğlu’nun Şamanizm’i tek Tanrılı din yapması örneğinde olduğu gibi.

    Bir tarihçi Milliyetçi ise, kitaplarından köşe bucak kaçın. Yalan dolanla doludur çünkü.

  42. Yazan:sevim Tarih: Kas 2, 2010 | Reply

    sevim hanım beni başörtüsü karşıtı olarak sunduktan sonra size söylenecek hiçbirşey kalmamıştır. ben varolan bir taasuba İslam adına tavır koyarken, başörtüsünü tamamıyla desteklerken sizin bana olan suçlamanız; “ikiyüzlü” ithamından bile ağırdır. benim daha önceki yorumlarımdan birinde, başörtüsüne uzanan eli kırmanın namusluluk olduğunu belirtmeme karşın, siz bir meselenin bir yerinden kırparak böyle bir hata yapmışsınız

    başörtüsüne karşısınız demedim.bu konudaki tavrınızı çelişkili buluyorum.bakın,başörtüsü serbestisinin geniş yaşam alanlarına yayılması talebini tutuculuk olarak kestirip atıyorsunuz.açıkçası verdiğiniz tepkiden devletin izin verdiği ölçüde kullanılması gerektiğini savunduğunuz anlaşılıyor.yani birey ancak devletin,diyanetin vesairenin uygun bulduğu ölçüde inancını yaşamalı size göre.belirlenen kuralların dışına çıkılınca da taassup oluyor,bağnazlık oluyor!peki sizce bu mantık ne kadar doğru?neden mesela çocukların ve/veya ailelerin ilkokula başörtüsüyle gitme talebi taassup oluyor bir açıklar mısınız?bana bu yöndeki görüşlerinizi doğrulayacak dini bir referans verin.yoksa devlet neylerse güzel eyler mi diyeceğiz?
    samiyetle soruyorum:çarşafa sokulmuş çatışmacı kadın ne demek?dini inancının gereklerini yapmak isteyen bireyler bunu sırf çatışma amacıyla mı yaparlar?elinizde insanların niyetlerini okuyan özel bir cihaz mı var ki bu konuda fetva çıkarıp hüküm veriyorsunuz?yani biraz mevzuyu açın da sizin vakıf olduğunuz ama bizim gaflet içinde olduğumuz konuda fikir sahibi olalım.
    dolayısıyla görüşlerinizi kırptığım filan yok.türklükle müslümanlığı birleştirme çabasında olan siz,ama ne hikmetse başörtüsünün nerede kullanılacağını dinin gereklerine göre değil devletin izniyle belirlenmesini savunan yine siz-bunlar sizin görüşleriniz ve gerekirse buraya alıntılarım-
    ben bu sakat anlayışa işaret ettim.böyle bir saçmalık kabul edilemez.ha rejim elden gidiyor,irana döneceğiz diye kaygılanıyorsanız o zaman izninizle gerekli gereksiz yerde din dersi vermeyeceksiniz.işinize geldiği gibi islam uleması kesileceksiniz başımıza;dindarlığı/inancı/müslümanlığı tekelinize alacaksınız ama en ufak bir inanç hürriyeti talep edildiğinde en bağnaz kemalistleri sollayıp devlet ağzıyla konuşacaksınız!kusura bakmayın geçeceksiniz bunu.asıl tutuculuk sizin din kisvesi altında savrulduğunuz zihniyettir.yani gayet açık ve net soruyorum:siz koşulsuzca din ve inanç hürriyetinden mi yanasınız,yoksa devletin sınırlayıcı tavrından mı?birincisinden yanaysanız kusura bakmayın dini vecibelerini yerine getirmek için kimse ne sizden ve ne de devletten izin almak durumunda değil.taassup mudur,şov mudur;samimi midirler değil midirler?buna karar verecek olan siz değilsiniz.devletin de inanç kurallarını belirlemek gibi bir görevi olamaz.
    yok devletin bu müdahaleci/otoriter/sınırlayıcı tavrını rejim adına benimsiyorsanız o zaman da bu görüşünüzün arkasında durun.ikisinin ortası olmuyor işte.kısacası katı devletçi yapıyı dinin gereğiymiş gibi sunmayın bize.
    sonuç olarak bu ikili yaklaşımı doğru bulmuyorum.ikiyüzlülük suçlaması kabul ediyorum hoş değildi.kafanız biraz karışık,bu noktaya dikkatinizi çekmek isterken aşırı tepkisel davranmış olabilirim.ama siz de meseleye lütfen biraz daha geniş bakın.ikide bir din üzerinden türklüğe sövülüyor gibi ucuz ithamlardan vazgeçin.benimle tartıştığınıza göre Allah aşkına türklüğe sövgü anlamına gelecek ne tür bir sözüm oldu?bir görüşü yanlış ve eksik bulabilir ve eleştirirsiniz ama her karşı fikri sövgü olarak değerlendirmek çok yanlış.

  43. Yazan:ali yardım Tarih: Kas 2, 2010 | Reply

    Türklerin müslümanlaşmasında elbette sufilerin başat bir rolü var. ama beni cahillikle suçlayacağınıza o günkü tasavvufi duruma göz atın
    -tasavvuf hicri üçüncü yüzyıla kadar bir zühd hareketidir. yani sünni müslümanlıkla bir problemi olmayan, emevi ve sonrasında abbasi dönemi saltanatlarına karşı reaksiyon olarak fakrı ve zühd hayatını öven bir hareket
    -daha sonrasında tasavvuf ehl-i sünnetle beraber, mutezileye karşı reaksiyonu temsil eder.
    -yeni müslüman olanların sayısının artması, dış tesirler ve bir vakıa halinde yaşayan şiilik tasavvufi yelpazeye yeni boyutlar katar. devlet otoritesini elde eden Sünni-ortodoks görüşle şii-tasavvufi akımların arasında çatışmalar bu dönemden sonra başlar.
    -Türklerde asya dinlerinin etkisindeki göçebe bir millet olarak, dinin heterodoks yorumunu temsil eden mutasavvıflar vasıtasıyla müslüman oldular. esasen bu garipsenecek bir durum değil, şamanlar dervişlere dönüşmüştü.
    -Türklerin yerleşik hayata geçişi ve anadoluda Türk devletinin bir merkezi otorite teşkil etmesi tarikatlar arasında ciddi bir ayrılığa yol açtı. kentli, yerleşik ve devletin sünni doktrinine bağlı tarikatlar(nakşilik, mevlevilik), göçebe, itikadi olarak batıniliğe yakınlaşan alevi bektaşi tarikatlar. devlet ikincisi ile siyasal muhalefet işlevi görmesinden ötürü çatıştı. birincilerde medrese ile uzlaşmış bir sufiliği benimsedi.
    İslam dünyasında mutasavvıflar anlamında değil ama tarikatlar anlamında ilk ciddi oluşumları bu süreçte Türkler yarattı(nakşilik,bayramilik,mevlevilik). hatta orjini araplarda olan Kadirilik dahi Türklerde ciddi revaç bulmuştur. Türklerin tasavvufi sistemleri oluşturduğunu söylerken kasdım buydu. ben üslubumu bozarak sizi cahillikle suçlamayacağım, çünkü “üslub-u beyan aynıyla insandır” “kaçın Türkler geliyor” toplumsal şuuraltıyla büyümüş avrupa zevatından Türk tarihini okursanız böyle olur. bu ülkenin en değerli tarihçileri milliyetçidir.

  44. Yazan:ali yardım Tarih: Kas 2, 2010 | Reply

    sevim hanım eğer sözünü ettiğiniz yerdeki yorumu tam okusaydınız, ilköğretimde başörtüsünü devlet yasaklasın demediğimi anlardınız. ama ben bu ülkede taasubu görüyorum, başörtüsü takmaktan ibaret dindarlıkları, gösteriş ve israf tüketimi meraklılarını, diğer yanda babaannelerimizden kalma hurafeleri, öte yanda camide gırtlak ağalığı yapan imamları, cemaat liderlerini peygamber gibi kutsayanları… ama bu demek değil ki laikçiler haklı. demek istiyorum ki,her mahallenin yobazları var ve her mahallenin baskısı var. bence prensip olarak başörtsünü küvozde bile taksalar devlet bunu yasaklamamalıdır. o yorumda kendi mahallemize özeleştiri getirmek istedim, yanlış anlaşıldım ya da anlaşılamadım. kemalist uygulamayla hiçbir şekilde aynı noktada olamam

  45. Yazan:logic Tarih: Kas 2, 2010 | Reply

    @ali yardım

    bir yerden kopyala/yapıştır mı yapıyorsunuz nedir 🙂

    bir Türkler Şamanist, Hıristiyan vb. olamaz diyorsunuz sonra itiraz gelince cayıyorsunuz. bir Türkler tasavvufu yaratmışlardır diyorsunuz, itiraz gelince bakıyorum yine caymışsınız.

    şimdi de Nakşibendileri Türk tarikatı yapmışsınız ? Yahu nerede yazıyor Nakşibendilerin Türk tarikatı olduğu ? Bir kaynak ver de ben de öğreneyim, allahını seversen.

    Yabancı tarihçilerden öğrendiğim doğru Türk ve İslam tarihini. E bu ülkede güvenebilecek o kadar az Milliyetçi olmayan tarihçi var ki mecburen insan dışarıya bakmak zorunda kalıyor.

  46. Yazan:ali yardım Tarih: Kas 3, 2010 | Reply

    logic@
    biz kopyala/yapıştır erbabı değiliz. yukarıdaki tasavvufla ilgili bilgiler şu anda maalesef yanımda olmayan bir kitaptan hatırladıklarımdır. bir yerden aynıyla alsam bunu belirtirim.
    bu konuda ayrıntılı bilgi sahibi olmak istiyorsanız:
    islam tasavvufunun meseleleri:prof. Erol Güngör, ötüken neşriyat
    Erol Güngör sosyal psikoloji, İslam ve Türklük konularında ciddi bir ilmi otoritedir

  47. Yazan:ali yardım Tarih: Kas 3, 2010 | Reply

    bir yorumumda halihazırdaki Türklük realitesi için, şamanist, hristiyan olamaz dedim. yani bugünkü Türklük İslamiyetle ayrılmaz bir bütünü oluşturur.(bu doğu silahçıoğlu ve bazı Türkçülere kesin cevabımdır,onlar Türklerin asıl dinin şamanizm olduğunu iddia eden İslam düşmanları) tabi ki tarihsel bir gerçek olarak İslam öncesinde de Türkler vardı diye belirttim. hiçbir söylediğimden caydığım yok. eğer bilimsel olarak ikna edici bir bakış sunsanız,biz fikir softası değiliz değerlendiririz. oysaki siz avrupanın oryantalist bakış açısının tekrarından başka bir şey söylemiyorsunuz

  48. Yazan:logic Tarih: Kas 3, 2010 | Reply

    @ali yardım

    Nakşibendilik bir Türk tarikatı falan değildir. Aksine kendilerine sorsanız Ali’nin soyuna dayandırırlar kendilerini. Bu her şeyi Türk yapma hastalığından kurtulun artık.

    Şüphesiz bugünkü Türk kimliği Müslümanlığı da içeririr. Ama buna sizin yaptığınız gibi sanki genetik bir aktarımmış edasıyla yaklaşmak olsa olsa Irkçılıktır. Nasıl geçmişte Türk kimliği Şamanistliği içeriyorsa bugün de Müslümanlığı içermekte. Yarın ne olacağını ise Allah bilir.

  49. Yazan:MY Tarih: Kas 3, 2010 | Reply

    Bir an için Türkiye-Yunanistan sinirina yakin bir yerde durdugumuzu farz edelim. Biz öbür tarafa geçemiyoruz, pasaport, viza vs lazim. Yunanlilar için de öyle. Ama yerin altindaki Türk solucanlari ve Yunan solucanlari serbestçe gelip geçebilir. Türk kargalari ve Yunan kargalari da öyle.

    Kargalarin ve solucanlarin insanlardan daha serbest oldugu bir durum saçma bir durumdur. Demek ki Milliyetçilik ve ulus-devlet konulari sorgulanmalidir.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin