RSS Feed for This Post

Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler ve CHP Zihniyeti

Kadir Amarat (Mali Müşavir 3hhareketi.org  – Entelektuel.com)

Seçim arefesinde CHP İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Kemal KILIÇDAROĞLU kılıçlarını sağlı sollu salvolar halinde AKP’nin adayı Kadir TOPBAŞ’A sallamaktaydı. Esasında kendisinin salvolarının doğru ya da yanlış olmasının herhangi bir ehemmiyeti yoktu. Nasıl olsa kendisinin iddialarının altını doldurmak gibi bir düşüncesi yoktu. Bunu Melih GÖKÇEK ile yaptığı doğalgaz saatlerinin yüksek fiyattan satıldığı iddiasında bütün Türkiye gördü.(*) 

     Kemal KILIÇDAROĞLU esasında eski bir hesap uzmanıdır. Yani bu ülkede birçok mali müşavirin ve yeminli mali müşavirin yapmış olduğu uygulamalar sonucunda hazinenin herhangi bir kaybı olup olmadığını araştıran kişidir. Araştırmacı kişiliği buradan geliyor olabilir. Fakat İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş.’nin mali tablolarında 283 milyon 741 TL kanunen kabul edilmeyen gider olduğunu söylemiş ve bunun nasıl olduğunu anlayamadığını, burada büyük bir yolsuzluk olduğunu ima etmekte ve Kadir TOPBAŞ’ı suçlamaktaydı. Açıkçası bu rakamın bu kadar büyük olmasının nedeni hiç mali işlerden anlamayan birisi olsa bir derece kabul edilebilir bir olay olarak algılanabilecekken eski mesleği hesap uzmanı olan bir kişinin bunu söylemiş olması insanın zihnini daha da karıştırıyor. 

     4490 sayılı Türk Uluslar Arası Gemi Sicili Kanunu’nun (**) 12. maddesinde şu cümle geçmektedir. “Bu Kanun uyarınca oluşturulan Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançlar, gelir ve kurumlar vergileriyle fonlardan istisnadır. ” Yani buradan anlamamız gereken şudur. Herhangi bir şekilde Türk gemi siciline kayıtlı gemilerin elde etmiş olduğu navlun gelirlerinden, bunların satış amaçlı elden çıkarılması halinde doğacak olan karlardan dolayı herhangi bir şekilde vergi vermeyecek. Bu kanunun çıkmasındaki nedenler irdelenebilir. Fakat bu kanun sadece İDO A.Ş. için değil bütün denizcilik şirketlerine uygulanan bir kanundur. 

     Devlet  gemilerin işletilmesinden dolayı denizcilik şirketlerine sağlamış olduğu bu istisnaya karşın şirketlerin bu gelirleri elde etmek için yapmış olduğu giderleri gider olarak kabul etmediğini ilgili kanunda (***) belirtmiştir. Örnek vermek gerekirse bir şirket 1000 TL gelir elde etmek için 800 TL gider yapması gerekiyorsa buradan doğacak 200 TL kardan devlet vergi almayacak, fakat yapmış olduğunuz 800 TL içinde herhangi bir gider yazamayacaksınız. Zira şirketinizin bankalardan elde etmiş olduğunuz faiz geliri, sahip olduğunuz çeşitli mülklerden elde etmiş olduğunuz gelirlere ait vergileri tam almak adına 800 TL’lik giderinizi gider olarak kabul etmemektedir ki bu muhasebe teorisinde yer alan gelir gider eşleşmesine verilebilecek en güzel örneklerden birisidir. 

     Şimdi bütün bunları bir hesap uzmanının bilmiyor olması imkân dâhilinde değildir. İmkân dâhilinde ise o hesap uzmanının kendisine yazıktır. Bütün bunları bilip hala halkı kandırmak, halkın zihnini bulandırmak adına bunları rakibine soruyorsa işte bu noktada bir art niyet aramak gerekmektedir.  

     Burada Kemal Bey’e sorulması gereken tek bir soru vardır. Şayet kendisi belediye başkanı seçilmiş olsaydı bu giderleri ” Kanunen kabul edilmeyen giderler” yerine hangi gider kaleminde giderleştirmeyi düşünüyordu. 

     Farklı bir cevabı varsa kendisinden dinlemek isteriz. Fakat bu ülkede çamur at izi kalsın politikaları artık bitmiştir. Kendisine hatırlatmakta fayda var. 

 

Trackback URL

  1. 14 Yorum

  2. Yazan:Mahmut Yasar Tarih: Nis 26, 2009 | Reply

    yahu bu kadar AKPci olacak diye kasmayın arkadaşlar? Kemal Bey seçilse ne yapardı bilinmez ama Topbaş Bey seçilince olanları gördük. Metrobüs rezaletiyle başladı,Kepenekle tam gaz devam ediyor yolsuzluklar.

  3. Yazan:amarat Tarih: Nis 26, 2009 | Reply

    Mahmut Bey merhaba,
    AKpcilikle alaksı yok.
    Ortada belli kanunlar var ve bu kanunları uygulamak zorunlu. Kılıçdaroğlu seçilmiş olsaydı İDO’nun kanunen kabul edilmeyen giderleri yine aynı rakamlar olacaktı. Zira tutup bunu gider olarak yazmasına kanun engel oluyor. Çünkü gelirlerini de kabul etmiyo Bir nevi teşvik var. Bu teşvikte sadece belediye şirketlerinden İDO’ya değil bütün denizcilik şirketlerine fakat seçim için, oy için Kemal kılıçdaroğlu benden daha iyi bilmesine karşın işi bulandırmak adına, büyük rakamlarla halkın kafasını karıştırıyor.

    Olayın özü budur.

  4. Yazan:Tarik Tarih: Nis 26, 2009 | Reply

    Farklı bir cevabı varsa kendisinden dinlemek isteriz. Fakat bu ülkede çamur at izi kalsın politikaları artık bitmiştir. Kendisine hatırlatmakta fayda var.

    CHP zihniyeti dediginiz, “camur at izi kalsin politikalari” saniyorum.

    Maalesef, bu ulkede “camur at izi kalsin” politikası hic bitmedigi gibi daha yeni secimlerde denendi ve basarili oldu.

    Basarisiz olan, evet, “yolsuzluk yapiliyor” diye politika yapti, kazanamadı.

    Diğeri, “Karayalcın PKK’lı, belediyeyi PKK’lılarla dolduracak, sağda bana oy vermezseniz PKK’lılar gelir” diyerek. Basarisi ortada… Melih Gökçek de mi CHP’li?

    Keske, artik su kuru partizan yaklasimi biraksak da olaylara, sureclere odaklansak.

  5. Yazan:Hakkı Bentek Tarih: Nis 26, 2009 | Reply

    Peki “Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler” sınıfına giren giderlerin bir dökümü , belgesi falan olmaz mı ?
    İDO bu giderlerin içeriğini belgeleri ile açıklasa daha şık olmaz mıydı ?

  6. Yazan:durhat Tarih: Nis 26, 2009 | Reply

    Yazıda ben AKP’lilik falan görmüyorum.Kılıçdaroğlu’nun normal yollarla sahip olamayacağı iktidar hırsı uğruna bilerek halkı kandırmaya,yanlış bilgilendirmeye ve ortalığı bulandırmaya nasıl tennezül ettiğinin bir belgesidir bu.AKP’li olmakla suçlanmasın diye,bildiği gerçekleri halının altına mı süpürmeli insanlar?Bu nemenem bir anlayıştır böyle?Seçim öncesi AKP’nin de yaptığı bir sürü uygunsuz şey vardı.Hizmet vermeyeceğiz diye seçmeni tehdit etmesinden,yardım adı altında dağıtılan seçim rüşvetlerine kadar AKP’de boğazına kadar bu kirli siyasete bulaşmıştır.Karayalçın hakkındaki iddiaları geçiyorum bile…bu tür iddialar malum bizde siyasetin doğal bir parçası olarak karşılanıyor.
    Fakat anlamadığım nokta,neden birileri AKP’nin kirli çamaşırlarını ortaya serince CHP yandaşlığıyla;CHP’nin basit oyunlarını ifşa edince AKP taraftarlığıyla suçlanıyor.Hem AKP’li de olunur,CHP,MHP,DTP’li de…
    Yani şucu-bucu diye damgalanmamak için karşılıklı olarak susmamız mı gerekiyor?Ya da “a bakın işte diğerleri de şunu şunu yaptı” diye bir savunmaya mı geçmemiz lazım.Eeh,diğerleri de yaptığına göre mesele yoktur diye kapatabilir miyiz?Böyle bir savunma mantığı olabilir mi?
    Bakın değerli arkadaşlar,seçim öncesi AKP’nin tenezzül ettiği basit siyaseti eleştirdim diye adım CHP kuyrukçusuna çıktı.Şimdi de CHP’nin doğru bulmadığım bu tavrı nedeniyle muhtemelen koyu bir AKP’li olarak anlaşılabirim.Fakat bence tez elden bu anlayışı terketmeliyiz.Zira ülkemizde siyasetin kalitesi gün geçtikçe daha da düşüyor.Bunun A,B,C partisiyle bir ilgisi yok.Bu kirli siyaset anlayışı bir zihniyet meselesidir.Aşılması gereken tam da bu zihniyettir.Yoksa o parti-bu parti kavgası değil.Vatandaş olarak kirli iktidar oyunlarına alet ediliyoruz,kandırılıyoruz ve bazen de açlıkla terbiye ediliyoruz.Eğer söyleyecek bir sözümüz varsa, bence vatandaşa reva görülen bu çarpık işleyişe,bu garabet sisteme olmalı.

  7. Yazan:Tarik Tarih: Nis 26, 2009 | Reply

    Karayalçın hakkındaki iddiaları geçiyorum bile…bu tür iddialar malum bizde siyasetin doğal bir parçası olarak karşılanıyor.

    Yok canım, hiç de “doğal” karşılanmıyor.

    Yolsuzluk iddiaları her partinin iktidarda olan partiyi eleştirmek için kullandığı silahlardır. Bir kampanya dönemi yüklenilir, seçimlerden hemen sonra unutulur. Geriye ciddi toplumsal arazlar bırakmaz. Ancak yukarıdaki örnek “çamur at izi kalsın” düzeysizliğinin en tehlikelisidir.

    Allahtan, böyle ırkçı-faşist imaları olan, komplocu ve düzeysiz siyaset anlayışıyla iş gören,(IP, BBP gibi yüzde 1’lik partilerden kimi isimleri saymazsak) bir elin parmakları kadar siyasetçi kaldı.

    Örneğin “Şu adam alevidir, şu adam PKK’lıdır, ötekisi misyonerdir, annesi zaten hristiyandır, yok ermenidir” şeklinde siyaset yapan çok fazla isim yok siyaset sahnesinde. Ülkemiz siyasetine haksızlık etmeyelim bu kadar.

    Siyasetçilerden, AKP’li Gökçek, CHP’li Arıtman gazetelerden, Zaman, Vakit, Star ciddi tirajları olanlar arasında aklıma gelenler. Tabi internette onlarca küçük site vardır ama onlara bakıp da canımızı sıkmayalım.

    Yine sanki, şu “çamur at izi kalsın” politikası, pek de “CHP zihniyeti” gibi durmuyor dökümünü yapınca? Neyse..

  8. Yazan:durhat Tarih: Nis 26, 2009 | Reply

    Chp zihniyeti veya değil ne farkeder?Çamur çamurdur,bir başka çamurla da aklanmaz.Dönüp dönüp aynı yere takılıyoruz.Akp,iktidar olmanın verdiği avantaj sayesinde oyununu başka türlü sahneler,Chp başka yöntemler dener.Şimdi her şeyi yoluna koyduk da çamura yatma oranlarını mı belirleyeceğiz.

  9. Yazan:amarat Tarih: Nis 26, 2009 | Reply

    Arkadaşlar ben liberalim, partiler üzeri bir düşüncem var.Ben ve benim gibi bir çok kişi partilere değil icraatlarına bakıp buna göre oy verirler. Şimdi sorulara cevap vereyim.

    İDO bu giderlerin içeriğini belgeleri ile açıklasa daha şık olmaz mıydı ? / Hakkı Bentek /

    Açıkçası bunların hepsinin belgesi vardır. Bu belgeler nelerdir ? Bu gelir elde etmek için katlanılan bütün giderler. Zaten bizim vergi sistemimizde yani Türk vergi sisteminde belgesi olmadan hiç bir gider yazma imkanınız yok. Kanunen kabul edilmeyen giderlerinde belgesi vardır. Bizde sadece ihracat yapan firmalar ihracat tutarlarının yüzde5 i kadar bir tutarı gider olarak gösterebilirler. bunda da işte o ihracat tutarı bir bege sayılır. Bunun dışında hiç bir gider belgesiz olamaz. Örneğin bu kanunen kabul edilmeyen giderler neler ? Ödenen maaşlar, bu kişilerin bordroları birer belge niteligindedir. Skkdan prim dökümleri vardır. Sonra yakıt tutarları. Bilinirki gemilerde yakıt giderleri fazladır. İşte bu yakıtlara yapılan ödemeler. Bu faturalar normalde gider olması gerekirken devlet bunu gider olarak kabul etmemektedir. Yani, ido bunların hepsinin giderinin var olduğunu gösterebilir. Şahsi görüşüm Kemal Kılıçdaroğlu ido’ya kanunen kabul edilmeyen giderler yerine bu giderler arasında yer alan maaş giderlerinin neden bu kadar çok odlugunu falan sorabilirdi. Fakat bundan alınacak cevap kendisini tatmin edemeyecekti. Belki onları da araştırdı ama orada halkı yanıltacak bir belge bulamadı. Kim bilir ?

    Tarik bey benim partizan olduğumu söylemiş. Asla bir partizanlıgım yoktur. Oy vermenin bir demokrasi bilinci olduğunu, oy vermeyen kişilerin hiç kimseyi eleştiremeyecegini düşündügümden dolayı oy kullanırım. anarşist olsam misal kimseye oy falan vermem ama liberalim. Liberal fikirleri hangi parti üstün tutarsa ona oyumu veririrm.

    durhat’a teşekkür edip Tarık bey’e br soru sormak isterim. Şimdi Kemal kılıçdaroğlu hesap uzmanı olan birisi. Bu kişinin kanunen kabul edilmeyen giderin ne demek olduğunu bilememe ihtimali yok. Hatta o kanunu ezbere ve benden daha iyi bildigine eminim. PEki bütün bu bilinmelere karşın halkın öfkesini İDO’ya kanalize edip sanki orada bir alavere dalavere olduğunu ima etmesi çamur atmaktan başka ne olabilir ? Buna cevap verirseniz sevinirim.

  10. Yazan:Tarik Tarih: Nis 27, 2009 | Reply

    PEki bütün bu bilinmelere karşın halkın öfkesini İDO’ya kanalize edip sanki orada bir alavere dalavere olduğunu ima etmesi çamur atmaktan başka ne olabilir ? Buna cevap verirseniz sevinirim.

    Kadir bey, uzmanlık alanınızla ilgili oldukça teknik bir yorumda bulunmuşsunuz.

    TC vergi mevzuatından hareketle, “Uluslararası Gemisicili Kanunu”nunu kaynak göstererek, “kanunen kabul edilmeyen giderler” üzerine, Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasında bilinçli olarak rakibine çamur attığını gösterdiğini iddia ettiğiniz bir uzman görüşü sunmuşsunuz.

    Belki bu sitede yazan herkes vergi mevzuatıyla ilgili bu tür teknik konulara çok hakimdir, “Vallahi doğru, Kılıçdaroğlu’nun bunu bilmemesine imkan yok, ben bile bilirim!” falan diyenler bile çıkar, ancak benim açıkçası hiçbir fikrim yok. Tabi sizi yadsımakta haddim değil.

    Bu durumda, benden ne tür bir cevap duymayı bekliyorsunuz, biraz daha açarmısınız? Seve seve cevaplarım.

    İzninizle, küçük bir soru sorayım.

    Başlıkta, “Kabul edilmeyen giderler ve CHP zihniyeti” demişsiniz. Etiketleriniz: “AKP, CHP, Politika”

    Yazıda sizin son paragrafınızdan alıntıladığım şu kısım dışında başlığa çektiğiniz “CHP zihniyeti” tasviri olacak herhangi bir cümle göremedim:

    Fakat bu ülkede çamur at izi kalsın politikaları artık bitmiştir. Kendisine hatırlatmakta fayda var.

    Yanıt vermediğiniz için şüpheye düştüm. Acaba ben yanlış mı alıntıladım? Yazıda CHP zihniyeti olarak tasfir edilen başka birşey göremiyorum. Eğer doğru alıntıladıysam ne düşündüğümü yukarıda yazmıştım.

    Söz konusu “chp zihniyeti” üzerine yorumunuz bu değilse lütfen, beni tekzip edin.

    Teşekkürler

  11. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Nis 27, 2009 | Reply

    Durhat rumuzlu katılımcıya katılıyorum.Her fikir ve düşünce veya iddia,öncelikle içeriği üzerinden değerlendirilmeli.Değerlendirmenin kıstası da gayet bellidir.Zira bir görüş,tez,sav veya iddia…her ne ise ya doğrudur,ya da yanlıştır.Dolayısıyla tartışmaya iştirak edildiğinde öncelikle buradan başlanmalı.Şayet,üzerinde tartışılan fikir/konu gerçeği yansıtmıyorsa,önce bu kısmı kanıtlanır(yahut düzeltilir)ardından da görüş sahibi eleştirilir,eleştirilebilir.Bana göre tartışma yöntemi böyle olmalı.

    Ancak,katılımcı arkadaşlar beni bağışlasın,hadiseye çok başka bir yerinden bakılmış.Mesela,”hayır,sözkonusu iddia şu şu nedenlerle doğru değildir”diye karşı bir tez ortaya atılmamış.Dolayısıyla da şimdiye kadar gelen yorumlarda ya baştan yazarı partizanlıkla suçlayan ya da başka “kötü örnek”ler gösterilerek bir savunma gerekçesi yaratılmaktan öteye geçilmemiş.Sn.Hakkı Bentek’i bu eleştirinin dışında tutuyorum;elbette İDO bu giderlerin içeriğini belgeleri ile açıklasa daha şık olurdu.Üstelik yazıya konu olan “vatandaşın yanlış bilgilendirilip yönlendirilmesi”de kısmen önlenmiş olur ve bu kadar kafa karışıklığı doğmazdı.
    Konuya dönecek olursak;
    Yazar,pekala Kılıçdaroğlu’nu haklı çıkaracak yönde de bir açıklama yapabilirdi.Peki,böyle olması durumunda,sorgusuz sualsiz CHP yandaşlığıyla mı suçlanması gerekirdi?

    Sonuç itibari ile;yazar,uzman olduğu bir alanda gerçekleri bizimle paylaşmış ve sn.Kılıçdaroğlu’nun etik olmayan davranışını açıklığa kavuşturmuştur.Tenezzül edilen yöntem kesinlikle şık değildir.Hele ki bir hesap uzmanı olan Kılıçdaroğlu’na bu hiç yakışmamıştır.Çünkü bu resmen iftiradır,çamur atmadır.Bunun başka da bir izahı yok.Bu nedenle de başka partilerin farklı yöntemler kullanması bu durumu meşru göstermez.Ayrıca bu zihniyet tam da “CHP zihniyeti”dir.Zira ülkemizde fazlasıyla yozlaştırılan siyaset anlayışına karşılık,böyle basit iftiralardan medet uman,bunu bir yöntem olarak benimseyen yegane parti CHP’dir.Ha,diğerleri bu konuda çok mu temiz?Elbette değil.Nitekim Tarık beyin de değindiği üzere ortalıkta her türlü yaftalama ve kişisel hakaretin geçilmediği bir siyaset geleneğinin onaylanabilir bir yanı yoktur.Ancak burada durum farklıdır.Zira ortada belgelere dayanan ciddi bir suçlama vardır.Ve elbette belgelerle yapılan iddialar da yine belgelerle açıklığa kavuşturulabilir.Sn.Amarat da bunu yapmıştır,yani olması gerekeni…
    Dolayısıyla şaibeli bir oyunu ortaya çıkardığı için kendisini partizanlıkla suçlamak yerine kutlamak gerekir diye düşünüyorum.

  12. Yazan:amarat Tarih: Nis 27, 2009 | Reply

    Tarık merhaba,

    O etiketleri ben yapıştırmadım. Ben bu yazıya etiket yapıştıracak olsam chp, vergi mevzuatı, siyaset etiketlerini yapıştırırdım. Akp’yi yapıştırmazdım zira burada akp etken değil edilgen bir yapıda.

    Chp zihniyeti olarak çamur atıp izinin kalmasıdır. Siyasetin yüzeysel sularında derine inemeden bir iftira atıp daha sonra bunun üzerine gidememesi. Kemal kılıçdaroğlu Topbaş’ı Gökçek’i ekranlara çağırıyor. Ben de kendisini çağırayım, bu söylediklerinden dolayı halkın karşısında mahçup düşmesi gerekir. Yoksa yanılıyor muyum ?

  13. Yazan:Tarik Tarih: Nis 27, 2009 | Reply

    Merhaba Kadir;

    Chp zihniyeti olarak çamur atıp izinin kalmasıdır. Siyasetin yüzeysel sularında derine inemeden bir iftira atıp daha sonra bunun üzerine gidememesi.

    Öncelikle sorumu cevaplandırdığın için teşekkür ederim. Ben de zaten bunu kastettiğini düşünmüştüm ve bu konuda kendi fikrimi örneklerle yukarıda açıkladım. Açıkçası “çamur atma zihniyetinin” fazla geriye gitmeden şu son 1 yıllık görünümlerine baktığımızda dahi maalesef bunun bir siyasi partiye özgü değil, genel olarak türk siyasetinde yaygın bir durum olduğunu görüyoruz. Üstelik bahsettiğiniz, “çamur atma” siyasetinin “yolsuzluk” gibi görece “hafif” bir konuda değil, kürt meselesi, köken sorgulama, misyonerlik gibi meselelerdeki görünümlerini çok daha tehlikeli ve bölücü buluyorum. Buna “yolsuzluk” söyleminden daha az (çünkü iktidarda bir parti var, oysa bütün muhalafet partileri bu söylemi kullanabiliyorlar rahatlıkla ne de olsa muhalefette yolsuzluk riski yok) rastlanıyor ancak çok daha ciddi bir demokratik probleme, birlikte yaşama kültürünün eksikliğine işaret ediyor. Bu şekilde “çamur atma” siyasetini adet haline getirmiş siyasetçi ve yayın organlarını yukarıda zaten örnekledim.

    Örneğin, Dengir Mir beyin de dediği gibi: “Melih Gökçek bu alanda çok daha “marifelidir”, kendisi konuya “PKK`dan girer genelevden çıkar” ve yine kendisi CHP’li falan da değildir.

    Kemal kılıçdaroğlu Topbaş’ı Gökçek’i ekranlara çağırıyor. Ben de kendisini çağırayım, bu söylediklerinden dolayı halkın karşısında mahçup düşmesi gerekir. Yoksa yanılıyor muyum ?

    TC vergi mevzuatıyla ilgili böylesi teknik bir konuda, müspet ya da menfi bir yargıda bulunacak denli bilgim olmadığını söylemiştim. Yukarıda da söyledim, hal böyleyken, size nasıl “hayır, yanılıyorsunuz” ya da “evet, haklısınız” diyebilirim ki? Haklı çıkmanızı umarım.

  14. Yazan:amarat Tarih: Nis 27, 2009 | Reply

    Siyasette bu tarz şeyler oluyor, oy için her şey mübah izlenimi doğuruluyor. Halbuki bu böyle değil. Aptal denilen, bidon kafalı denilen halk her şeyi çok iyi gözlemliyor. Yoksa akp’nin oyları artardı ama halk bir frenleyelim dedi.
    Bu chp mantıgını eleştirdigim yazı ayrıca meslegimle ilgili olduğundan yazdım. Yoksa cemil çiçek hakkında da yazılar yazılabilir. Yanlışı kim yapıyorsa ona karşı durmak ahlaki değerlere sahip ya da ahlaki değerlere sahip olmasa dahi doğruluktan yana olan herkesin yapması gereken bir olgudur.

    Fakat şunu örnek vermek isteyecegim. Amerikanın 125 yıllık ve geçmişte daha 10 yıllık bir geçmişte büyük kar eden firmaların batmasının nedeni, örnek vermek gerekirse Arthur andersen firmasının batmasının nedeni kendisine olan güvenin sarsılmasıdır. Böylelikle koca koca şirketler batıyor. Partilerde bu şekilde batıyor. Gözlemleyebilene tabikide.

    Anlaştığımız için sevindim.

  15. Yazan:Ali Duman Tarih: Nis 27, 2009 | Reply

    iftira, iftiradır, çamur, çamurdur, yalan yalandır.

    ancak ne varki bu ülkenin azılı tarafkarları, kendi yalanıcısını, kendi çamur atanını, kendi iftiracısını görmez, parti taraftarlığı, futbol taraftarlığı gibidir, sanki köyünün takımını tutar gibidir.

    chp, zihniyeti yaz’ı ötmekle geçiren çırçır böceği misali, beklediği darbenin olmaması üzerine acele ve telaşla, “siyasetsiz”liğinin içini doldurmak için doğru dürüst yolsuzluk hikayeleri bile bulamayarak yalan dolana başvurdu, yazık çok yazık.

    chp’nin akp’den en büyük farkı, ondan çok daha kaşarlı oluşudur. akp, hasmı gibi gırtlağına kadar pisliğe bulaşacak kadar eskimemiştir en nihayetinde. kıssadan hisse budur, çok derinlikli kafa yormaya gerek yok.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin