RSS Feed for This Post

İktidar hastalığı: çoğunluk daima haklıdır(!)

Yazar: Recai Yahyaoğlu

Çokluğun sorun teşkil ettiğiyle ilgili pek çok atasözü vardır. Bunlar günlük dilde oldukça sık kullanılır. Böylelikle çokluğun veya çoğunluğun aslında pek doğru ve güzel bir şey olmadığı ifade edilmeye çalışılır. Çoklukta karmaşa ve keşmekeşlik vardır…Kimin ne dediği veya ne yapmaya çalıştığı kontrolden çıkmıştır… Sükunet kalmamış, kim kiminle ne yapmaktadır veya ne yapılmak istenmektedir tüm bunlar belirsizleşmeye başlamıştır. Bu yüzden kalabalıkları idare etmek zordur.

Ne kadar çok işle ilgilenirseniz o kadar çok kontrolü kaybetme ihtimaliniz vardır… Kontrolün kaybı çokluğun ağırlığından mı yoksa hafifliğinden mi gelir? Kimilerine göre ağırlığından kimilerine göre ise hafifliğinden…

Bir atasözümüzde çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz denmiştir…Çok konuşmak da sakıncalı bir çokluğu ifade eder… Çok konuşan çok yanılır ve sürekli hata yapar…Söz gümüşse sükut altındır bu yüzden oldukça popüler bir atasözü haline gelmiştir…Hatta çok konuşanlarda farkında olmaksızın yalana doğru hatalı bir yönelme başlar…Farkında olmaya başladığı sırada insan için yalan söylemek neredeyse artık normal bir şey haline gelmiştir…Bu yüzden politikacıların yalan söylemesi ve sürekli boş vaatlerde bulunması alay konusu yapılsa da bu durumun normal olmadığı fark edilmez…

Çok olan bereketlimidir? Hayır…Hem de kesinlikle hayır…Çünkü çok
olup bereketsiz olan bir çok servet yok olmuştur…Çabuk kazanılan çabuk
kaybedilir…Örneğin piyango biletine büyük ikramiye isabet eden pek çok
insanın hayatı kararmıştır…Bu yüzden haydan gelen huya gider denmiştir.
Ve kazancın helal olmasının önemi geleneklerimizde ve inanç sistemimizde
sürekli hatırlatılmıştır. Az ve helal olanın bereketli aynı zamanda
hayırlı olacağı altı çizilerek ifade edilmiştir…Yavaş ve tutarlı bir
kazancın insana hayır getireceği açıklanmıştır. Zor kazanılan ve
kazanılırken içinde emek ve ter olan tüm servetler sahipleri için bereketli
olmuşlardır…

Çoğunluğa sahip olmak veya çoğunluğu kontrol altında tutmak güzel
midir? Maalesef bu durumun güzel olduğunu söylemek oldukça zordur.
Çoğunluğu idare etmek ve çoğunluğun sorumluluğunu üzerinde hissetmek
insanı yoran ve sıkıntıya sokan bir durumdur. Çünkü adaleti sağlayarak
eşit ve adil davranmak kolay değildir. Oysa ki adalet; mülkün ve iktidarın
vazgeçilemez bir öğesidir.Tüm bunlara rağmen bazı ruhlar; kontrolü elinde
tutmayı ve etkisi altındaki hemen her şeyi kontrol ederek gücü elinde
bulundurma hissini yaşamak isterler…Burada insanın niyeti çok
önemlidir…Ve niyetler insanların en gizli yerlerinde taşınırlar…Gerçek
manada onu kimse bilemez…Hatta insan kendi kendisini bile yanıltabilir…

Çoğunluğu yöneten iktidar sahipleri kimi zaman bu çoğunluğa
zulmetmişler ve bunu tarih kayıt altına almıştır. Pek çok kral,
hükümdar, padişah ve devlet adamı farklı entrikalarla zulümlerinin
acısını çekmiş ve yaptıkları kötülükler birer bumerang gibi dönüp
dolaşıp kendilerini yok etmiştir. Dolayısı ile çoğunluğu yönetmek ve bu
yönetimden adeta orgazm olacak kadar haz almaya tevessül etmek aslında
hastalıklı bir durumdur…Derin düşünüldüğünde çokluğun
hafifliğinde, yönetme isteğinin hastalıklı ruh halinin gizlendiği
görülür.

Çoğunluğu yönetmek ve çok olan şeylerle ilgili olarak sürekli adaleti
sağlamak mümkün mü? Her yapılan işte adaleti gözetip hiçbir zaman
hatasız davranma gücü göstermek insanın elde edebileceği bir başarı mı?
Hiçbir zaman insanoğlu kusursuz değildir ve mayası hataya eğilimli
yaratılmışlığından ötürü sürekli yanılgılarla
doludur…Hatalarımız rahimlere tohum olarak düştüğümüz ilk
anlarımızda başlar…Mayamız olgunlaşırken hatalarımız
çoğalır…Hatasızlığa odaklandıkça mükemmellik kaygılarımız artar ve
ruhumuz kıskaç altına girer…Mükemmellik içine düştüğümüz bir
hastalık olur da bu durumdan maalesef haberimiz bile olmaz…

Adaleti ve doğruluğu her insan sağlamaya çalışır…Fakat adaletin
terazisi o kadar çok hassastır ki kuyumcu ustasının terazisi bile onu
tartarken hata yapar. Hatasızlık Rahmanidir…Hata yapmayan ve adaleti
kusursuz işleten sadece Yaratıcıdır…Tüm insanlar günahkardır ve
yaşamları hatalarla doludur…Hatasız kul yoktur…Hatasız olmaya
çalışıldıkça ve az hata yapmaya başladıkça insan dünya hayatında kimi
zaman farklı boyutların içinde dolaşmaya başlar…Hedef hatasızlık ve
mükemmellik oldukça insanın hatalarla dolu olan davranışları ve bozulmuş
ruh hali yaşamı çekilmez bir yer haline dönüştürür…

Çoğunluğun yönetimini sağlamak amacıyla iktidar sahibi olmayı istemek ve
maalesef bunda çok ısrarcı olmak sağlıklı bir durum değildir. Çünkü
iktidar sahibi olmayı ısrarla istemekte hatasızlığa bir meydan okuma
vardır. Bu meydan okuma sırasında insanlar; farkında olmaksızın ‘ben
hatasızım, iktidar sahibi olmak ve onu kontrol etmek benim hakkım’ diye
düşünürler… Bu insanlar için ‘Tanrı Kompleksi’ kavramı
kullanılır. Dolayısıyla iktidarın vereceği ve kontrol etmenin
sağlayacağı haz bu insanlar için hakikaten çok ciddi bir mutluluk
kaynağıdır…Fakat felsefi ve psikolojik arka planında sağlıklı olmayan
pek çok yönün olması bu insanları yakından incelemeyi gerektirir.

Gücü elinde bulundurma isteği ve bununla birlikte bu duygudan haz alma
durumu maalesef hasta ruhların bir sorunudur. Gücü; genellikle menfaat elde
etmek veya sosyal konumlarından memnun olmadıkları için istediklerine
inanılır. Güç onun elinde olduğunda kazanmış olduğu imkanlar ve bu
imkanların sağladığı gösteriş onun kendisini gücün merkezinde
hissetmesine neden olur. Gücün merkezinde olmak bir bakıma gücün kendisi
olmak demektir. Güçle kendisini özdeşleştirmiş çok insan vardır…Tarihe
yön vermiş pek çok insanın psikolojik arka planlarında güç ile
kendilerini bir ve beraber gördüklerine dair çok örnek bulunur…İktidar ve
gücü elinde bulundurma savaşı, bu yüzden her zaman insanlığın
paylaşmakta en çok sorun yaşadığı konu olmuştur.

İktidara sahip olma isteğinin fazlalığı; insanın hastalanmış olan
ruhunu doyurarak tatmin etme çabasından köken alır. Ruh diğerlerini
yöneterek kendi üstünlük gücünü görüp rahatlamak ister. Hastalık
arttıkça insanın tatminsizliği fazlalaşır. Onun için mutlu olmak son
derece zorlaşmıştır. İnsan mutlu olmasını yönetmeye bağlamışsa,
yönetmeyi ve insanlara liderlik yapmayı yaşamının olmazsa olmazı haline
getirmişse hakikaten tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanmış
demektir…Bunlar genellikle siyaset sahnesinde sivrilmeye veya üst düzey
bürokraside yer edinmeye çalışırlar…Onlar için makam; yaşamlarının
merkezidir…Makamlarını kaybetmenin sonrasında intihar etmeleri çok
kolaylaşmıştır…

Sezgilerine çok güvenen bu insanlar; her türlü kerameti kendilerinde
görürler. Tıpkı kan emen yarasalar gibi onlarda alkışlarla ve
etraflarındaki şak şakçılarla beslenirler. İktidarı yönetme fantezileri
ve etraflarında onlara akan övgüler egolarını doyurarak onları mutlu ve
normal insanlar haline döndürücü etkide bulunur…Onların normal insana
dönüşebilmek için önlerinde bulunan bu engel çoğu kere bir sır gibi
saklanır. Dünyada onları anlayacak maalesef çok az insan vardır…Bu
insanlar neden böyledirler? Çünkü bunların geçmişlerinde çok ağır
eleştiriye maruz kalmış çocukluk ve yüksek beklentiyle büyütülmüş
ergenlik dönemleri vardır…Bu insanlar eleştiriye tahammül etmekte de çok
zorlanırlar…Çünkü eleştirilmek onları zihinsel olarak çocukluk
yıllarına döndürür…Bilirsiniz kimse tekrar çocuk yerine konulmayı
istemez.

Trackback URL

  1. 4 Yorum

  2. Yazan:fatih y. abbas Tarih: Nis 20, 2009 | Reply

    Camasir ve Bulasik Makineleri Mustesarligi ! krize muhstesem care …
    http://kiltabletler-ii.blogspot.com/2009/04/camasir-ve-bulasik-makineleri.html

  3. Yazan:fatih y. abbas Tarih: Nis 21, 2009 | Reply

    Akil Seref ve Guvenilirlik

    Halkin icinden herhangi biri milletinin islerinin yurutulmesi konusunda meraki oldugunu gosterir, yahut ozel bir kabiliyeti ile yardim ederse; eger kendini akıl, seref, guvenilirlik gibi bir deger ile ispat ederse reisler onu Meclis’te yer almak uzere secebilirler. (Bes Millet Anayasasindan )

    Birakin hur bir insan olayim, seyahat etmekte, durmakta, calismakta, istedigim yerde ticaret yapmakta, ogretmenlerimi secmekte, dinime inanmakta, dusunme ve konusmakta hur olayim. her turlu kanuna itaat edecegim, ve cezama razi olacagim.(Ninmaton Yalatkit, Nez perce kabilesi)

  4. Yazan:fatih y. abbas Tarih: Nis 21, 2009 | Reply

    Zorakilik ve Politika …
    Yerlilerin dunyasina (zoraki) getirilen seyler arasinda, en cok neden nefret ettigimi biliyor musunuz? Onlar bize sadece yollari, isigi, ve butun oteki icatlarini degil, (bunlarla) politikayi getirdiler. Simdi cocuklarimiza zarar veren hep politika, herkesi birbirine dusman eden politika, balik icin politika, geyik icin politika, (heykel icin politika) yaptigimiz her işte,yedigimiz her seyde politika… (Yasli Bir kadin, Hoh kabilesi)

  5. Yazan:fatih y. abbas Tarih: Nis 21, 2009 | Reply

    Sadece Hur Insan Olmak!
    Birakin hur bir insan olayim, seyahat etmekte, durmakta, calismakta, istedigim yerde ticaret yapmakta, ogretmenlerimi secmekte, dinime inanmakta, dusunme ve konusmakta hur olayim. Kanunlara itaat edecegim ve kesilen cezama razi olacagim.(Ninmaton Yalatkit, Nez perce kabilesi) alarima,

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin