RSS Feed for This Post

Kuzey Irak’a girelim mi?

 Kuzey Irak’a saldıralım, OHAL ilân edilsin ve DTP’nin kapatılsın!

 Terörle mücadele için mi? Hayır.

Güney Doğu’da demokratik yolların tıkanması lâzım,

Diyarbakır ve Tunceli belediyeleri AKP’li olmadan,

Kürtlerin DTP’ten koptuğu anlaşılmadan,

Çok acele bir savaş çıkarmak lâzım,

CHP ve MHP bölgede bir kez daha maskara olmadan,

Sahibinden, satılık, çok acele… kan aranıyor.

 Onlar size savaşmayı değil ölmeyi emrediyor. Çünkü siz ölürken geçecek zamana ihtiyaçları var.

 Nasıl bu kadar emin konuşabiliyoruz? Geçen sene bu günlere (eylül-ekim) denk gelen gazeteleri açın. Birden bire yoğunlaşan PKK saldırıları, sınır ötesi harekât gündeme gelmesi, OHAL istekleri, MHP başkanı Devlet Bahçeli’nin savaşa karşı çıkan herkesi PKK yandaşı ilân etmesi

 Aktütün’den sonraki olaylara ne kadar da benziyor. Meclis’te Bahçeli yine barışçı çözüm isteyen insanları PKK yandaşı olmakla suçluyor.

 Geçen sene sitede Kürtçenin serbestçe kullanılması konusunda bir anket yapmıştık. İlk başlarda çoğunluk serbestlikten yana oy kullanmıştı ama… tam bizim anketin ortasında bir PKK saldırısı oldu, insanlar öldü ve okuyucularımız duruşlarını sertleştirdiler. “Terör bitmeden Kürtlere hiç bir hak verilemez” seçeneği tek başına sürekli puan kazandı.

 Türkiye kritik virajlardan geçerken “şans eseri” denk gelen bu PKK saldırıları kamuoyunu yönlendirmek hatta adeta koyun gibi gütmek için kullanılıyor kanaatimizce.

 Geçen sene Devlet Bahçeli’nin insanların üzerine yağlı urgan fırlattığı o mitingi hatırlıyor musunuz? Balıkesir’de meydana gelen kışkırtmalar ile ne kadar benzeşiyor! Peki ya genel kurmay eski başkanı Yaşar Bey’in “kitlesel tepki gösterin” çağrısı? Doğu Perinçek’in “ordu görevini yapmazsa millet yeni bir ordu kurar” demesi?

 Peki geçen sene konuştuğumuz bu konuyu bir kez daha tartışmaya açalım, Kuzey Irak’a girelim mi? Türkiye Kuzey Irak’a girerek terörü önleyebilir mi?

Tartışma bir sorun-çözüm eksenine oturmadığı için “sınır ötesi” harekâtın ne anlama geldiği belirsiz. İnsanlarımız neyi kapsadığı bilinmeyen bir harekâtı destekliyor.

Mantıksal sebeple, bir çözüm olacağından mı yoksa duygusal sebeple, intikam almak için mi?

Öncelikle sınırın ne kadar ötesine girmek ve ne kadar kalmak söz konusu?
1) Türkiye’de başlamış bir takibin sonuçlandırılması için bir kaç haftalığına 5-10 km kadar,
2) PKK üslerini yok etmek ve bir güvenlik şeridi oluşturmak için 6 ay-1 yıllığına, 30 km,
3) Musul ve Kerkük gibi büyük şehirleri kontrol altına almak ve bu şehirlerle kuzeyin bağını keserek PKK’nın maddi yardım almasını engellemek için bir kaç yıllığına.

KAZANÇ VE KAYIP İHTİMALLERİ
Takip amaçlı, 5-10 km
Bugüne kadar yapılmış 24 sınır ötesi operasyon bu kategoriye giriyor. Her seferinde bir kaç hafta süren bu harekâtlardan en büyükleri şöyle oldu:

  • 5 ekim – 15 kasım 1992
  • 20 mart – 2 mayıs 1994
  • 12 mayıs – 7 Temmuz 1997
  • 25 eylül – 15 Ekim 1997

 Aşağıda askerî bir bilançosunu da sunacağımız bu harekâtların yanında 25 yıldır süren bir mücadele var sınırların bu tarafında. TSK‘nın basına verdiği demeçlere göre askerlerimizin PKK ile Türkiye’deki çatışmalarında en büyük sorunlar :
a) Askerlerin bölgeyi tanıMAması,
b) PKKlıların sıradan köylülerden ayırd edileMEmesi,
c) Sınırlarımızdan içeri giren militan ve malzeme.
Yani sorun bir grup PKK’lının eylemden sonra Irak’a kaçması değil. PKKlılar bizim topraklarımızda bizim askerlerimize pusu kuruyor ve yeni eğitimden çıkmış erlerimizin bölgeyi ve halkı iyi tanımamasından istifade ederek onları öldürüyor. Bu tabloya bir de :
1) Koruyamadığımız sınırlardan içeri silah ve terörist girdiğini,
2) Ve PKKlılar ile erlerimiz arasındaki askerî tecrübe farkını,
eklersek meselenin askerî boyutunu ihata etmiş oluruz.

Şu halde Şırnak veya Hakkâri’yi tanımayan, Bingöl’de faaliyet gösteren bir terörist ile sıradan bir Bingöllüyü ayırd edemeyen bir Türk subayı veya eri sınırın öbür tarafındaki dağları, vadileri nasıl daha iyi tanıyabilir? Iraklı bir köylüyü bir PKK’lıdan nasıl ayırd edebilir? Özetle nasıl Türkiye’de olduğundan daha “başarılı” olabilir?

Türkiye’deki bir takibe bakarak sınır ötesi bir takipte öldürülecek terörist başına daha fazla kayıp verebiliriz. Bunun yanında Iraklı sivillere de Türkiye’de olduğundan daha fazla zarar verilmesi ihtimal dahilinde.

PKK üslerini yok etmek ve bir güvenlik şeridi oluşturmak için 6 ay-1 yıllığına
300 kmlik Irak sınırı’nın diğer tarafı da 3000-4000 m yüksekliğindeki dağlarla ve sarp kayalıklarla kaplı. Kendi sınırlarımız içinde, polisin, sivil yöneticilerin işbirliği yaptığı bir ortamda bir güvenlik şeridi oluşturamadık. Hal böyleyken yabancı bir ülkenin topraklarında bu şeridi nasıl oluşturabiliriz?

Diğer yandan PKK üsleri meşru bir devletin askeri üsleri gibi değil. Ordumuzun karşısında etrafı dikenli tellerle çevrili, PKK bayraklarıyla süslenmiş bir askerî üs yok.

Eskiden dağların arasına saklanan teröristler bugün şehir içini tercih ediyorlar. 500 tane teröristi öldürürken bunun on misli kürdü PKK sempatizanı yapmak an meselesi. Kaldı ki birliklerimiz sivillere hiç bir zarar vermeseler bile 12 gariban köylüyü gözünü kırpmadan öldüren PKK pekâlâ bir okulu veya camiyi içinde masum insanlarla birlikte yakıp “bunu Türkler yaptı, işte Türk vahşeti” diye propaganda yapabilir.

Yıllardır ne Kıbrıs, ne PKK ne de 1915 olayları konusunda derdini dünyaya anlatamayan Türkiye Irak’a girdiği andan itibaren PKK, Ermeni ve Rum lobilerinin hücumuna uğrayacaktır. CNN veya BBC gibi güçlü bir küresel medyaya sahip olmayan ülkemizin böyle bir iletişim savaşına karşı hazırlıklı olduğu söylenemez.

Musul ve Kerkük gibi büyük şehirler ile kuzeyin bağını keserek PKK’nın maddi yardım almasını engellemek için bir kaç yıllığına girmek
Yukarıda da açıkladığımız gibi kısa süreli harekâtlar yarardan çok zarar getirebilir. Zira Irak’ın içlerine girerek PKK’ya kendi kaynaklarına daha yakın savaşma imkânı sağlamış oluyoruz. Oysa bizim askerlerimiz üslerinden uzaklaşarak gıda, yakıt ve cephane temin hatlarını uzatmış olacaklar.

Bunun önüne geçmenin tek yolu Kuzey Irak’ın büyük şehirlerini yani Musul ve Kerkük’ü almak veya en azından bu şehirleri kuzeyden kuşatarak Kuzey Irak ile bağlantıları kesmek.

Kuzey Irak’ın zaten kırılgan olan ekonomisinin tamamen durduracak, milyonlarca insanı açlığa mahkum edecek böyle bir uygulama ile petrol fiyatlarının da bugünkünün çok üzerine çıkacağını da tahmin etmek zor değil. PKK terörü büyük bir sorun. Ama Kuzey Irak’ta uzun süre kalan 50 bin Türk askeri bundan çok daha büyük yeni sorunlar üretebilir.

Güneydoğu Anadolu bölgesi kadar geniş bir alanı kontrol etmek için askeri üsler ve karakollar kurulması gerekecek. Türkiye’dekilerin güvenliği sağlanamazken çatışma bölgesini iki misli genişletmenin faydası ve zararları da tartılmalı elbette.

Uzun sürecek bir savaşın ekonomik yükünü hafifletmek için Musul-Kerkük petrollerinden istifade etmek durumunda da kalabiliriz. Birçok bakımdan petrol çalmak için Irak’a giren başka ordulara benzeme ihtimali var ordumuzun.
__kuzey_irak_kusatmasi.jpg

DEĞERLENDİRME
Birinci yöntem 24 kez denendi ama PKK’nın daha geçen hafta 25 insanımızın şehid etmesi önlenemedi.
İkinci ve üçüncü yöntem ise PKK teröründen çok daha büyük sorunlar üretebilir bizim için :
1) Kuzey Irak’ta geniş bir bölgeyi uzun süre işgal etmek zaten koruyamadığımız Suriye ve Iran sınırlarımızın uzaması anlamına gelir,
2) Talabani, Barzani ve PKK “ortak tehlike” karşısında daha kolay birleşebilirler,
3) Bugün dahi PKK’ya M16 piyade tüfeği vermekten çekinmeyen ABD ordusu yarın stinger füzeleri taarruz helikopterleri, zırhlı araçlar verebilir. 6 gün savaşlarında İsrail “tek başına” Mısır, Suriye, Ürdün, Irak, Suudi Arabistan’a karşı savaşabilmişti. Gerçekte Amerikan Hawkeye uçakları Arap birliklerinin yerlerini, yakıt ve cephanelerini İsrail birliklerine bildiriyorlardı.
4) Bölgede güçlü bir Türkiye’den ziyade kukla bir Kürdistan görmeyi tercih edecek bazı AB ülkeleri ve İsrail PKK’ya istihbarat ve elektronik harp desteği verebilir,
5) “Türkiye Irak’ı işgal etti” haberi zaten yüksek olan petrol fiyatını daha da yukarı fırlatır ki bu hem sınır ötesi harekâtın maliyetini arttırır hem de ülke ekonomisine ağır bir darbe indirir. Zira petrol ithalatta en büyük kalemlerden biridir.
6) Uluslararası propaganda ve diplomasi konusunda henüz emekleme çağını yaşayan Türkiye, Türk düşmanı lobilerin propagandalarına karşı koyacak vaziyette değildir. Fransa ve ABD meclislerinde oylanan “Ermeni davasına destek” mahiyetindeki yasalar bunun en yakın ve somut örneğidir. Son yıllarda sağlanan ilerlemeler bir ölü bebek fotoğrafıyla tuz buz olabilir. Son zamanlarda İsrail ile olan ilişkilerimizde belli bir soğukluk yaşadığımız için Yahudi lobisinin de bir kısmı Türk karşıtı cepheye katılacaktır.
7) ABD dünyada en fazla silah ve petrol üreten ülkeler arasındadır. Bu sebeple Irak savaşı gibi “kontrollü” savaşlar bu ülkenin ekonomisini canlandırır. Oysa Türkiye dünyanın en çok silah ithal eden ülkelerinden biridir. Petrol ve doğal gaz ithalatının dış ticarette tuttuğu yere bakarak Kuzey Irak’ta uzayan bir savaşın ülkemiz için yıkım olacağı açıktır. Zaten yetersiz olan eğitim, sağlık ve altyapı bütçelerimizin kısılarak silah ithaline aktarılması bizi 50 yıl geriye götürür.
8) ABD 11 Eylül’e cevaben Afganistan ve Irak’a saldırdı. Doğrudan ve dolaylı olarak 1 milyondan fazla insanın ölümüne sebep oldu. Birçok uzmanın da dile getirdiği gibi Irak’ın işgalinin öncesine bakarak ABD bugün çok daha büyük bir terör tehdidi ile karşı karşıya. Bu durumdan Türkiye ders çıkarmalıdır. Türkiye’nin gerçekleştirdiği sınır ötesi harekâtlardan en büyük dördünde 5701 PKKlı öldürülmüş olmasına rağmen terör sorunu devam etmektedir. Geniş bir alana yayılan ve uzun süren bir harekâtın öldüreceği teröristten daha fazlasını üreteceği de aşikârdır.
9) Lobisi çok kuvvetli olan İsrail dahi Lübnan’a girişinde uluslararası yanlızlığın bedelini ödedi. ABD’nin Irak’ı işgali sırasında çektiği “yanlızlık” da kendini hissettirdi. ABD dış politikasında yeni arayışlar gözleniyor. Türkiye ise asla uluslararası bir izolasyona katlanacak durumda değildir.

10) Savaşın uzamasını ve Türkiye’nin daha çok silah ithal etmesini isteyebilecek Raytheon Missile Systems gibi firmalar Afganistan’ı işgali sırasında Rusya’ya kan kusturan ısı güdümlü Stinger füzelerini PKK’ya verebilir. Bu ihtimal göz önüne alınmalı, “temiz” bir harekât” için önerilen hava saldırıları sırasında uçaklarımızın düşürülebilme riski ile PKK’nın eline esir düşebilecek bir kaç pilotun sebep olacağı moral ve propaganda etkisi unutulmamalıdır. Stinger tipi ucuz silahlar asimetrik savaşların vazgeçilmez ögeleridir. Zira katalog fiatı 40 bin doların altında olan böyle bir roket atar ile General DynamicsLockheed Martin yapımı 18 milyon dolarlık bir F16 Savaşan şahin düşürülebilir.

image2_f16.jpg stinger-fuzesi.jpg

SAVAŞ TANRILARI KURBAN İSTİYOR

logo_hurriyet1.gifSaygı Öztürk’ün Genel Kurmay verilerine dayanarak yazdığı “Sınır Ötesi Savaşın Kurmay Günlüğü” adlı kitap şöyle diyor :
4 büyük operasyonun sonuçlarına baktığımızda 5.701 ölü, 1.697 yaralı olmak üzere 7.398 PKK’lı ele geçirildi. Aynı harekatlarda 22 subay, 12 astsubay, 176 erbaş ve er 27 geçici köy korucusu olmak üzere 237 asker şehit düştü. Aynı harekatta 54 subay, 48 astsubay, 582 erbaş ve er, 55 Geçici Köy Korucusu olmak üzere 739 güvenlik mensubu yaralandı.

Yazar bu harekâtları bir başarı gibi göstermek istemiş ama bu bilanço oldukça eksik, “pasif” hanesine şunları eklemek icab ediyor :
1) 1980’lerde “bir avuç eşkıya” olan bir grup bugün dünyanın her yerinde temsilcilikleri olan, uyuşturucu, silah kaçakçılığı ve insan ticaretinden beslenen bir örgüt oldu,
2) 40 bine yakın insan öldü,
3) 300 veya 400 milyar dolar harcandı, (Irak’ın işgaline ABD’nin harcadığı kadar)
4) Türkiye yurt dışında saygınlık kaybetti,
5) Türk ekonomisi birçok projesini erteledi.

_322798_bahceli1501.jpgPKK terörüyle değil tek tek teröristlerle mücadele ettiğimiz için sorun çözülemiyor. Buna rağmen savaştan rant bekleyen kimi kurumlar taptıkları savaş tanrıları yani Silah ve Petrol için kurban istiyorlar bizden.

Ne acıdır ki hür tartışma ortamının baş aktörleri olması gereken siyasi partiler bile kan kokusunun sarhoşluğundan kurtaramıyorlar bazen kendilerini. Böyle önemli bir kararın tartışılmasını engellemek için herkesi terörist ilân etmekten çekinmiyorlar.

KUZEY IRAK’TA PETROL ŞEHİDİ OLMAYA HAZIR MIYIZ?
cnn1.jpgSavaş bir oyun değildir. “ölü ele geçirilen” diye sunulan istatistikler basit sayıları değil O’nun verdiği birer canı temsil eder. Düşmanlar da dâhil olmak üzere ölecek olan herkes insandır. Asıl olan daha çok düşman öldürmek değil daha az düşman edinmektir.

5000 terörist öldürmek demek bunun 4 veya 5 misli insana baba, oğul, kardeş veya eş acısı tattırmak, bir o kadar potansiyel terörist ve terör yandaşı üretmek demektir.

PKK sorunu 25 yılda 40 bin can aldı. Oysa Irak petrolünü çalmak için gelenler sadece son 5 yılda yaptıklarıyla 1 milyon Iraklının dolaylı veya doğrudan ölümüne yol açmaktan çekinmediler. Birinci körfez savaşından sonra uygulanan ambargo ile petrol çarklarına milyonlarca çocuğun rızkını alet etmeye utanmadılar.

Bu kanlı masaya oturmaya hazır mıyız? Petrol ve silah tacirlerinin pazarlık masalarına meze olmaya hazır mıyız? PKK’nın 25 yılda kıydığı canı 5 yılda vermeye hazır mıyız? Petrol şehidi olmaya hazır mıyız?

 

Ek yazılar

PKK ile mücadelede yapılan yanlışlar hakkında PKK… Ters giden nedir? Bundan sonra nereye?

Kürt kimliği ve yakın tarihimiz hakkında Ax! Welate min – Ah! vatanım

Sözde düşünce kuruluşları ve Türkiye’ye kurulan tuzaklar hakkında Düşünce teröristleri

Trackback URL

  1. 2 Yorum

  2. Yazan:ahmet Tarih: Eki 18, 2008 | Reply

    basit çe yazıyorsun arkadaş çok basit tunceli akpli belediye olmadan tunceliyi diyarbakırı akp zor alırda alsa ne olur ne olur adanayı aldıda ne oldu adana belediye başkanı 20 yılda 4 parti değiştirdi aytaç durak anap dyp,bir ara mhp ile flörtte idi şimdi akp adana belediye başkanı ne oldu aynı durak hiç değişmedi şimdi chp ye haber gönderdi.liberaaller siz doğu ile uğraşacağınıza ağababalarınız can çekişiyor abd onunla uğraşın kapitalist sistem çöküyor bak chavezin ağzına düştünüz onunla uğraşın elinizi türkiyeden çekin

  3. Yazan:Ali yazar Tarih: Haz 12, 2009 | Reply

    Pkk , ya da kürt sorununa cözüm icin tek satir bulamadim.. sadece Ürkeklik, zavallilik..sorunlar karsisinda..

    Bugün tarihiyle gelinen noktada Özellikle D.bakir hakkari ,sirnak bölgesinde Her türlü acilim(demokratik hak!)karsilik olarak dirsek gösterilerek yanit bulmustur..

    Sorun kisaca vermek yada vermemekte….Tarih savassiz toprak paylasimini sadece cekoslavakyada yazdi..

    Orda da iki ayri milletin yillarca birbirinden kopuk olusu melez toplum olusturmamis olmasinin cok önemli etkisi olmustur sanirim..

    Bizdeki batidaki Kürt aga ve isadamlari ile isbirlikciler ve de melezlerin sayisi Ayrilikci kürtlerin sayisinin cok üzerinde olmasi dolayisiyla sorunu bence bu tuzu kuru grubun üzerine yikmak en mantiklisi…Ya herro ya merro…

    Türkiyedeki kürt sorunu kürtlerin (Tüm Anadolu kürtlerinin) sorunudur Türk ün(Türk Halkinin) en ufak bir menfaati yoktur kendisiyle yasamak istemeyenlerle birlikte Kader paylasmanin.! .

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin