RSS Feed for This Post

Sansür ve site hayatı

20080903_derin_dusunce_org_sansur21.jpgFikir özgürlüğünün olmadığı bir ülke bizim Türkiyemiz. İnsanlar fikirleri yüzünden hapse atılabiliyor. Hatta öldürülebiliyor. Diğer yandan devlet vatandaşlarının resmî tarihini memurlarına yazdırıyor. Resmî tarihe karşı çıkmak suç. Elif Şafak gibi yazdığınız bir romanın hayalî kahramanlarının düşünceleri bile başınıza iş açabilir.

 Devlet yerel dilleri yasaklayabiliyor, eğitimde, medyada kullanılmasını sınırlayabiliyor. You Tube yasağı sürüyor. İnternete daha çok yasak getiren yeni kanunlar yapılıyor.

Derin Düşünce sitesinde özgürlükleri savunurken yorumcuların ifade özgürlüklerini kısıtlamak (zorunda kalmak?) oldukça çelişkili bir durum elbette. Tabi bu site herkesin gelmek zorunda olduğu ve/veya halkın vergileriyle işleyen bir kurum değil. Kurucu ve yöneticilerinin denetimi altında olan bir “özel alan”. Fikirlerini bizim sitemizde yayınlatamayan bir katılımcı başka sitelere gidebilir veya kendi sitesini kurabilir. Ama son tahlilde bir denetim söz konusu. Bu denetim ise ister istemez bizim vicdanımızın “denetimi” altında.

Derin Düşünce fikri ile bundan yaklaşık iki yıl önce yola çıktığımızda birgün böyle bir ikilem ile karşı karşıya kalacağımızı doğrusu hiç düşünmemiştim. Kaliteli içerik bulmak, yazıların güncelleme sıklığı, yazarların takvimi aksatmadan makalelerini göndermesi gibi sorunlarımız vardı.

Bir tür önsezi ile site ilkelerine koyduğumuz “hakaret ve şiddete övgü” sınırının yeteceğini, geri kalan çabayı da insanların göstereceğini ve olgunlukla gerekeni yapacağını ummuştum. Ama hür tartışma nerede biter? Irkçılık, hakaret nerede başlar? Bunların evrensel ölçütleri yok kanaatimce.

Sansür aslında bir kaç asırlık bir konu ve eninde sonunda neyin iyi neyin kötü olduğuna başkası adına karar vermeye gelip dayanıyor. Kötü, müstehcen, saldırgan, gayrı ahlakî… Bunlar bir coğrafyadan diğerine, bir çağdan bir başka çağa değişen kavramlar. Ortaçağ Fransa’sında ailenin yaşlı kadınlarının gerdeğe katılması veya bizdeki kanlı çarşaf geleneği ne kadar ayıp?

Türkiye’nin bir yerinde çok ayıp olan bir söz bir davranış bir başka bölgesinde sıradan bir şaka olarak hergün yapılabiliyor. Aynı şehirde hatta aynı apartmanda yaşayan insanlar arasında öyle farklı değer yargıları var ki… Keza erkek erkeğe iken söylenen ama hanımların yanında oto-sansürlenen sözler var.

Sansürlenmesi gereken(!) şeylerin tarifi bu kadar zor (imkânsız?) olduğuna göre bütün yorumlar yayınlansa ne olur?

Hem kendi sitemizde hem de başka sitelerde yorumcu iken edindiğimiz tecrübe gösterdi ki onlarca hanımefendi/beyefendi yorumcu arasında bulunabilecek öfkeli bir insanın saldırgan sözleri bütün seviyeyi kendi bulunduğu yere yani aşağıya çekebiliyor. Tıpkı maç sonrası kargaşalar veya linç olayları gibi sosyolojik bir olgu belki de söz konusu olan. Ortak nezaket ortalama seviyede değil en alt seviyede belirleniyor.

Gelin görün ki insanların birbirlerine “özgürce” hakaret edebilecekleri bir site kurmak olmadı bizim amacımız bu işe başlarken. Sitemizi kurarken bir dostluk ortamını hakim kılmayı amaçladık. Hatalarımız olduysa da hep bu iyi niyetle hareket ettik.

Ve istatistiklerimizin gösterdiği gibi binlerce insan her gün Derin Düşünce’ye bağlanıyor din, felsefe, politika, tarih ve toplum hakkında konuşmak için. Site istatistikleri aramıza bir çok yeni okuyucunun katıldığinı gösteriyor. Hem yeni katılanlar hemde hergün düzenli gelenlerin sayısında önemli bir artış var. Biraz da bu sebeple fikir özgürlüğü ve sansür konusunu ele almak istedim. Özellikle aramıza yeni katılan dostlarımızın bundan sonraki satırları da dikkatle okumalarını istirham ediyorum.

İki yıla yakın bir zamandır bizi yanlız bırakmayan yorumcularımız ve sessiz okurlarımız seviyeyi yüksek tutmayı amaçlayan bu “denetleme” politikasının onay gördüğünün ispatı oldu kanaatimce.

Sansür konusunu bütün yönleriyle, mesela devlet açısından uygulanması ve yaptırımlarını tartışmak ayrı bir konu. Ama kendimizi tartışma forumlarına, özellikle de Derin Düşünce’ye odaklayacak olursak bir iki noktayı bilmekte fayda var.

  • 1) Öncelikle “editör” rolünü oynayanlar sıradan insanlar. Evli/bekâr, çocuklu, işsiz, fakir zengin… olabilirler. Bu iş için maaş almıyorlar.
  • 2) Yorum onaylama işini müsait olan arkadaşlarla nöbetleşe yapıyoruz. Yani “filanca yorum yayınlandı, benimki neden sansürlendi?” sorusunun cevabı çok basit, farklı editörlere düşmüş olabilirsiniz. Yukarıda anlattığımız gibi bir “sansür” kantarımız yok. Editörün vicdanı hakemdir.
  • 3) Yazılan bir yorumu onaylarken editör diğer elinde biberon çocuğuna süt veriyor olabilir. Kötü bir gün geçirmiş olabilir, hasta olabilir, karısıyla tartışmış olabilir…
  • 4) Yorumlarınıza MUTLAKA gerçek e-mail adresinizi yazın. Kanunî sebeplerle veya bir başka nedenle yorumunuz hakkında editör sizinle temasa geçmek isteyebilir.
  • 5) Sitenin iç işleri ile ilgili konuları, özel soruları iletişim kutusundan sorabilirsiniz.
  • 6) Yazılardaki tarih, yer vb hatalarını yine iletişim kutusundan bize bildirebilirsiniz.
  • 7) Spam kutusunu temizlerken dikkatle bakıyoruz. Ama çok spam olan bir günde yanlışlıkla güzel yorumlar silinebilir. Bu sebeple emek verdiğiniz uzun yorumları bir kenara kaydedin. 24 saat içinde yayınlanmadıysa durumu açıklayarak iletişim kutusundan yorumu yeniden yollayın.

Yorumlarınızın hiç bir zaman sansüre takılmadan yayınlanması elbette mümkün. FuatOgl, SnowQueen, Ç-Z gibi sadık dostlarımızın ve nispeten yeni katılan ama herkesin kalbini kazanmış olan Aziz Yılmaz’ın yorumlarını takip edin bir süre.

En zıt fikirlerin dahi kalp kırmadan ifade edilebileceğini hergün ispat eden daha bir çok yorumcumuz var sitede. Tartışmalar zaman zaman gerilse de karşı tarafın haklı olduğu noktaları teslim ederek cevap vermeye başlamak bu lüzumsuz gerginliği azaltmanın en kolay yollarından biri.

“Filan konuda haklı olduğunuzu kabul ediyorum…” diye başlayan bir yorum daha çok okunur. “Siz kadınlar… siz Ermeniler…” diye başlayan cevaplar kalp kırmaktan başka bir işe yaramıyor. Ne kadınlar ne Ermeniler ne de milyonlarca insanı içieren bir başka grup çok fazla ortak özelliğe sahip değil. Muhatabınız o grubun bir üyesi olsa da olmasa da bu genellemeden dolayı kendisini taarruza uğramış hissediyor ve o da hücuma geçiyor.

Neticede sansür sorumluluğu editörden daha fazla yorumculara ait. Editör olmuş bitmiş bir söz karşısında tavır almak zorunda. Her ne olursa olsun zaten çok geç. Oysa yorumcu söylemek istediğini saygılı bir biçimde ifade ederek sansürü devre dışı bırakabilir.

Ayrıca klavyesine hakim olabilen yorumcuların zaman içinde tanındıklarını, sözlerinin diğer yorumcular arasında ağırlık kazandığını da görüyoruz tartışmaları izlerken.

Özetle nezaket hem fikirlerini kabul ettirmek hem de sansürden kurtulmak için en güzel yöntem. Zira bu nahoş yolu uygulamak editörün elinde olsa da onu uygulaTMAmak yorumcuların iradesinde.

Trackback URL

  1. 1 Trackback(s)

  2. Mar 24, 2011: Derin Düşünce 2 yaşında! : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin