RSS Feed for This Post

BİR A3K2O*’UN ANATOMİSİ

20080818_tuzla_olum.jpgYer : Tuzla’da bir tersane
Tarih : 13 Ağustos 2008
Olayın bileşenleri : Tankerde test edilmesi gerek filika, kızak, korkuluk demirleri ve kanca, telsiz, tersane işçileri, gemi vinci
Olayın uygulayıcıları ve denetleyicileri : Tersane sahipleri, yöneticileri, çalışan işçilerin başında bulunan ustalar, mühendisler, Çalışma Bakanlığı, Hükümet
Amaç : Mümkün olan en kısa zaman maliyetleri en azda tutarak, para kazanmak
Sonuç : Olayın bileşenlerinde 3 kişinin ölmesi. (Tersane sahipleri ölü sayısının 4 olduğunu söylemekte.)

Ya da kısaca diyebiliriz ki Tuzla’dan bildik manzaralar… Artık Tuzla’da yaşanan olaylara “iş kazası” demek kesinlikle yanlış bir anlatım olmaktadır. Olayın ciddiyetini azaltmaktadır. Son olayla beraber, burada, insan hayatının zerre kadar değeri olmadığı görüldü. Çalışan işçilerin birer makine parçası gibi algılanıp, çalışamaz duruma geldiğinde ya da yaşam süresini doldurduğunda değiştirildiğini, bir kez daha dehşetle farkettik.

Herkes haberdardır ama olayı yeniden hatırlarsak bir kere daha kulaklarımıza inanamayacağız:

“TUZLA’daki Gisan Tersanesi’nde yapımı tamamlanan bir tankerin serbest düşme can filikasının (free fall lifeboat), normalde kum torbalarıyla yapılması gereken batma testi, içine 19 kişi bindirilerek yapıldı. Yaklaşık 10 metre yüksekten suya düşünce camı kırılan filikaya su dolduğu için dışarı çıkamayan 3 işçi öldü, biri mühendis 16 kişi yaralandı. Son kazayla birlikte Tuzla Tersaler Bölgesi’nde son 16 yılda ölen işçilerin sayısı 104’e yükseldi.”(1)

Bu inanmakta zorluk çektiğimiz olaydan sonra yapılan açıklamalara, verilen ayrıntılara bakalım, A3K2O*‘un anatomisini çıkarmaya çalışalım:

• “Bir tersane işçisi, filika testine katılmayanların işinden olduğunu, binmeyenlerin başka sebeple öne sürülerek işten çıkarıldığını söyledi.”(2) • “Tersanelerin Denizcilik Müsteşarlığı’nın standartlarında üretim yapmadığını söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik “Tuzla tahliye edilmelidir, ya da kapatılmalıdır. Para cezası ve geçici kapatmayla sorun çözülmez.” dedi.”(3)

Tersanelerin Tuzla’dan Yalova’ya kaydırılmasının sebebi, Yalova’da alanın geniş olması ve bu genişlik ile işçi ölümlerinin önüne geçilebileceğinin düşünülmesi. Yalnız kum torbası yerine 19 işçi ile yapılan batma testinin, Tuzla’da yerin dar olması ile ilgisi anlaşılamadı. Bu sebeple Bakanın aramızdan ayrılan işçilerin ne şekilde bu sona vardıklarını bilmediği düşünüldü. Yalova’daki geniş mekan, işçilerin, kafalarına birşey düşerek ölmesini belki engeller. Ama canlı denek sorununa çözüm olmaz görünüyor. Çünkü buradaki sorunun mekan değil zihniyet olduğu gayet net anlaşılıyor.

• “Ayrıca filika kazasının mühendislik hatasından kaynaklandığı da dile getirildi.” (3)

Ama 19 canlı denekle filikanın 25 metreden atılmasının, filikanın yapım aşamasındaki hatalar ile de ilgisi anlaşılamadı. Zaten deney filikada yapım ya da mühendislik hatası var mı diye yapılıyor. Deney sonunda, “kaza mühendislik hatasından oldu” demek, deneyin başarılı mı olduğunu, yoksa başarısız mı olduğunu gösterdi bilemiyoruz. Filikanın hatalı üretildiği, kum torbaları ve bu konuda uzman 2 kişi ile anlaşılabilecekken, neden 19 canlı denek kullanıldı?

“Yetkililer de hangi mantıkla bu işi yaptıklarını izah edemediler.” (3)

• “Cenazelerini almak için hastaneye gelen yakınların, yaşanan olaya “kader” demesi dikkat çekerken, her ailenin yanında ise bir firma yetkilisinin olduğu gözlendi.”(4)

Bir A3K2O*’ya kurban gitmek ya da o deneyde kobay olarak seçilmek kaderdir denebilir belki. Ama A3K2O*’nun olmasına sebebiyet vermek kaderdir denemez. Firma yetkililerinin, destek olmak için kurban yakınlarının yanında olduğunu düşünmek istiyorum, olayın kader olduğuna inandirmak için değil. Son olay “kader böyle imiş” diyerek küllendirilemeyecek derecede sorumsuzluk, ciddiyetsizlik içermektedir. Ağır ihmal ve kusur barındırmaktadır.

• “İşçilerin çoğunun inşaatlarda olduğu gibi yevmiye sistemiyle çalıştığı, günlük 40 ila 60 YTL arasında para aldığı öğrenildi.” (4)

Bu rakamları duyunca, neden insan kullanıldığı anlaşılıyor. İnsanlar kum torbalarından daha ucuz!

Zaten bir tersane işçisi “Akşamları eve canlı gitmemiz adeta bir mucize gibi. Sürekli bir tedirginlik var. Kum torbası daha pahalı. İnsan ucuz. Onun için insan kullanıyorlar” diye konuşarak, yaşananlara isyan etti.”(4)

• “Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Başkanı Murat Bayrak, “Bugüne kadar örneği olmayan bir kaza yaşandı. Test aşamasında insanları kullanmamak gerekiyordu.” dedi “(1)

GISBIR ilk kez bir kazada hatasını kabul etti, buna da şükür. Örneği olmayan bir olay olduğunda herkes hemfikirdir eminim. Çünkü yeni üretilen herhangi birşey, insan üzerinde ilk elden denenmez, canlı hayata sokulmaz. Bunu herkes bilebilir. Bu üretilen ürünün ölüme sebep olma ihtimali olmasa bile…

İşte son A3K2O*’nun anatomisi böyle… A3K2O*’da dolaylı ya da dolaysız parmağı olanlar, sebebiyet verenler, gözyumanlar, umursamayanlar ortada.

• Hükümetin ve ilgili bakanlığın bu konuda yeterli irade ve dirayet gösterememesi,
• Tersanelerin sorumsuzluğuna, umursamazlığına dur diyememesi
• Tersanelerin tamamen iş ve para odaklı çalışması
• İşçi hayatını hiçe indirgemesi

bu süreci hazırlamıştır ve devam ettirmektedir. Olay sayısı az olsa, tüm önlemler alınmış, kurallara uyulmuş olsa, olan bitene kaza denebilir. Ama bu kadar çok insanın, bu kadar sorumsuzca ölümüne sebep olmak A3K2O*’dur. A3K2O*‘ya sebep olanların bir an önce cezalandırılmasını ve ölümlerin durmasını istiyoruz.

* A3K2O : AKKKOO = “Adı kaza konan, kaza olmayan olay”

Kaynaklar:
(1) “ Tuzla’da yeni facianın adı ’canlı denekli filika’ oldu”
(2) “ Filika testinde çarpıcı iddia”
(3) “ Çelik’ten filika kazası için sert çıkış”
(4) “ Filika kazasında şok iddia”
• Bu yazıyı yazdıktan sonra A3K2O* ile ilgili olarak 3 ayrı alanda soruşturma başlatıldığı haberini okudum. Haberde şunlar söylenmişti: “Limter- İş Sendikası Genel Başkanı Cem Dinç de sabah saatlerinde sendika avukatı Sezin Uçar ile birlikte Tuzla Adliyesi’ne gelerek Gisan Tersanesi yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Kazanın oluşunun anlatıldığı şikâyet dilekçesinde, GİSAN Gemi İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti yetkilileri hakkında, “Kasten öldürme, şantaj, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçlarından dava açılarak cezalandırılması istendi.” Haber kaynağı: “Filika ‘kaza’sına üç soruşturma”

Trackback URL

  1. 1 Yorum

  2. Yazan:Yunus Tarih: Ağu 19, 2008 | Reply

    Derya Sazak’ın konu ile ilgili yorumu: Tuzla tersaneler bölgesinde yaşanan ölümlerden sonra, iş koşullarını iyileştirip kazaları önlemek yerine son günlerde yeni bir “rant kapısı” olarak gemi inşaat sektörünün ağırlıklı olarak Yalova’ya kaydırılacağı öne sürülmekte. Çalışma Bakanı’nın 3 kişinin öldüğü “filika cinayeti”nden sonra “Tuzla’yı kapatmaktan başka çare yok!” şeklindeki sözleri dikkat çekicidir. Sendikalar bile “kapatmanın çözüm olmadığını” savunurken, Yalova’nın seslendirilmeye başlanması “ölümlü kazaların bu amaçla kullanıldığı” kuşkusunu güçlendiriyor. Dün açıklamıştık. Hükümet, TOBB, Türk-İş ve DİSK’in önerisini baltalamak yerine, İstanbul’da 20 Haziran’da yapılan “Gemi İnşa Sanayii Çalıştayı’nda ortaya çıkan görüşlere önem verse Tuzla tersanesinde bu yaz meydana gelen ölümlü kazalar önlenebilirdi. Toplantıya gemi sektörünün temsilcilerinin yanı sıra, sağlık ve iş güvenliği konularında duyarlı oda yöneticileri ve akademisyenler de katılmış, Limter-İş gibi, ölümlere en büyük tepkiyi gösteren sendika başkanlarının da sürece dahil edilmesiyle herkes “elini taşın altına koymuştu.” O toplantıda çok önemli bir karar alındı. “Gemi İnşa Sektörü İş Sağlığı ve Güvenliği İzleme ve Değerlendirme Kurulunun Oluşturulması”na denildi. Kurul, Tuzla bölgesindeki tersanelerde iş güvenliği ve işçi sağlığıyla ilgili risk analizlerini yaptıracak, yol haritası ve eylem planları oluşturacak ve bunların uygulamasını izleyerek kamuoyunu bilgilendirecekti. Böylece gerçek bir denetim ortaya çıkacaktı. “Gemi inşa sektöründe oransal olarak ölümlü iş kazaları konusunda bir iyileşme olsa da insan hayatı açısından tam başarının, ölüm ve yaralanmaların sıfırlanması olduğu bilinciyle hareket edilmesi gerekir” noktasında birleşen taraflar, 7.5 saat çalışma gerektiren işkolunda alt yüklenici-taşeron firmaların yasalara uyması, kayıtdışıyla mücadele, sendikalaşma ve sosyal haklar konusunda da uzlaşmışlardı. http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=979067&AuthorID=68&b=&a=Derya%20Sazak&ver=79

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin