RSS Feed for This Post

Bu sitede sigara içilmez

20080523_derindusunce_org_sigara.jpgDumansız Yaşam Alanları Genişliyor

 19 Mayıs 2008 tarihi itibariyle, ülkemizde yasa(*) ile belirlenen alanlarda, kamu alanları dâhil tüm kapalı alanlarda (akıl hastaneleri, ceza evleri ve konutlar hariç), tüm toplu taşıma araçlarında, dershanelerin, tüm okul öncesi, ilk ve orta öğrenim kurumlarının, kültür ve sosyal hizmet binalarının kapalı ve açık alanlarında, açık havada yapılan her türlü spor, kültür, sanat, eğlence faaliyetlerinin yapıldığı yerlerde ve buraların seyir yerleri de dahil olmak üzere sigara içme yasağı fiiliyata geçmiş bulunmaktadır. Vekillerimize, şahsen gecikmiş bir karar olduğunu düşünsem de, bu çalışmadan dolayı teşekkür ederim.

19 Mayıs 2008’dan sonra tiryakileri zorlu bir dönem beklerken sigara içmeyenlerin neşelerine de diyecek yok. Zira onlar onca zamandır duman altı olmaktan dolayı hayli muzdariptiler. Bu uygulama ile onlar derin ve daha temiz bir nefes alabilecekler, şimdi sıra tiryakilerde. Biraz istek, destek ve biraz gayretle çok kısa bir sürede bu uygulamayı yerli yerine oturtacağımızı düşünüyorum. Yok, bizde bu yasaklar işlemez, uygulanmaz diyenlere muhalif olarak bir süre sonra bunları konuşmuş olmamıza dahi şaşıracağımıza inanıyorum. Hepimiz için dumansız bir hayat, neden olmasın?

Yasak başlamadan önce görüşlerini aldığım bazı işletme sahipleri, çalışanlar, iş arkadaşlarım ve yakın çevremdeki eş dost bu uygulamanın çok zor işleyeceği konusunda ortak endişeler dile getirmişlerdi. Yasanın uygulamasının başlangıcında bazı reaksiyon ve itaatsizliklerin olacağı malum, bu konudaki endişelerde elbette ki haklılar. Ancak, biz bu işin üzerinde durmaz ve üzerimize düşeni yapmazsak elbette ki bir ilerleme sağlayamayız, bu da ayrı bir gerçek. Bu yüzden, bu konuya hepimizin ilgi ve hassasiyet göstermesi gerekmektedir.

Söz konusu endişeleri dinlerken, aklıma yıllar önceki durumumuz geldi. Hani şu şehirlerarası seyahat ettiğimiz otobüslerde dahi sigara içildiği dönemler. Hatırlayanınız mutlaka vardır, hastanelerde bile (ki buna en hoş örnek doğum odalarının önleriydi) sigaranın rahatlıkla içildiği günler… Ne tuhaf ki şimdi hatırlayınca, o dönemleri biz değil başkaları yaşamış gibi geliyor.

İşte bu yeni yasa bize yaşam standardımızı bir kademe daha yükseltmek için güzel bir fırsat veriyor. Tiryakilerin biraz özveri ve çaba ile bu alışkanlıklarını bitirebilecekleri ya da hiç değilse azaltabilecekleri harika bir imkân. Hayatında hiç sigara içememiş birinden sigaranın zararları konusunda ahkâm dinlemenin ne kadar sinir bozucu olduğunu eski bir tiryaki olarak çok iyi biliyorum. Yıllarca istikrarlı bir şekilde içtiğim sigarayı biraz gayret ve irade ile bırakmış olmaktan ise son derece mutluyum. Eski bir tiryaki olarak bu işin söylendiği kadar da kolay olmadığını belirteyim. Bakın Aziz Üstel sigarasız ilk gününü ne kadar da hoş anlatmış. Tiryakilere bu alışkanlıklarını sonlandırmalarını ancak tavsiye edebilirim. Bırakmanın neticesinde, sadece kendilerinin değil çevrelerindeki kişilerin de hayatlarında nelerin değişip daha da güzelleştiğine inanamayacaklar. Hepimize dumansız, sıhhatli günler dilerim.

(*) 5727 sayılı “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”

Gazetecilik Neden Dibe Vurdu?

Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu?  Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Habercilik, savcılık, komiklik, amigoluk…  Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…

Buradan indirebilirsiniz.

 Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”

Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor. Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.

 Derin Düşünce nedir?

Sitemizde siyasetten tarihe, kadın haklarından felsefeye, sanattan bilime kadar bir çok konudan bahsediyoruz. Ama zaman zaman da kendimizden söz ediyoruz. Derin Düşünce nedir?  Sitenin geçmişi, geleceği, ortak projeler, yazar olmak isteyenlere öneriler, okunma istatistikleri… Derin Düşünce’nin bir kimliği, tarihi ve kendine has “yaşam” tarzı var. Eğer aramıza yeni katıldıysanız bu kitap “yöre halkına” kaynaşmanızı kolaylaştıracaktır :)

 Liberalizmin Kara Kitabı

Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.

Maymunist imanla nereye kadar?

Evrim ve Big Bang gibi konular genellikle sağlıklı biçimde tartışılmaz. İdeoloji ve inançlar, felsefî tercihler bilim-SELLİK maskesiyle çıkar karşımıza. Özellikle evrim tartışmaları “filanca solucanın bölünmesi” veya falanca Amerikalı biyoloji uzmanının deneyleri etrafında döner ve bir türlü maskeler inmez. Madde ve o Madde’ye yüklenen Mânâ maskelenir… Oysa perde arkasında tartışılan başkadır. İnsan’a, Hayat’a dair temel kavramlardır. Sadece et ve kemikten mi ibaretiz? Yokluktan gelen ve ölümle yokluğa giden, çok zeki de olsa SADECE VE SADECE bir maymun türü müdür insan? BİLİM DIŞINDA bir insanlık yoksa Aşk yoksa, Sanat yoksa, Güzellik yoksa ve Adalet yoksa Hayat‘ın anlamı nedir? Aşık olmak hormonal bir abartıysa, iyilik enayilikse, neden birbirimizin gırtlağına sarılmıyoruz ekmeğini almak için? Neden bir çocuğa tecavüz edilmesi midemizi bulandırıyor ve neden fakir bir insana yardım etmek istiyoruz? Taj Mahal’in, Ayasofya’nın, Notre Dame de Paris’nin değeri bir arı kovanı veya termit yuvasına eşdeğer ise, Mesnevî boşuna yazıldı ise neden Hitler’i lanetliyoruz ve neden Filistin’de can veren bebeklere üzülüyoruz? Maymun olmanın (veya kendini öyle sanmanın) BİLİM DIŞINDA, psikolojik, siyasî, ahlâkî, hukukî öyle ağır sonuçları var ki…  Evrim senaryosunu kabul etmenin etik ve siyasî neticeleri ve evrimciliğin etimolojik değeri … Derin Düşünce’nin yorumcuları tarafından konuşuldu. Biz de bu sebeple söz konusu iki tartışmayı 116 sayfalık bu kitapta topladık. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 14 Yorum

  2. Yazan:duyarlı Tarih: May 23, 2008 | Reply

    merhabalar;
    bende bir tiryakiyim ve bu yasakla birlikte umutla sigarayı azaltabileceğimi düşünmüştüm. Sigaraya karşı başlatılan bu kampanyayı destekliyorum vefakat kesinlikle uygulanmayacağı hatta uygulayanlarıda mağdur edeceğini görmekten üzüntü duyuyorum.

    İşyerimde sigara yasağına herkesin uyacağı düşüncesiyle 19 mayıs itibariyle yasağı başlattık başlatmasına da işlerim yarı yarıya düştü malesef. Sigara içen kişiler sigara yasağına uymayan işyerlerine rağbet göstermeye başladılar haklı olarak. Çünkü çoğu kanunda olduğu gibi bundada mağdur olanlar yasağı uygulayanlar oluyor ve olacak.Şimdi biz vatandaş olarak tek tek bu işyerlerini şikayet edemeyeceğimize göre bu işte böyle sürüp gidecek.

    Büyük şehirleri bilmiyorum ama ufak semtlerde bu işlerin nasıl yürüdüğüne dair bir iki örnek veriyim. Eğer denetimi yapan kişilerle aranız iyiyse yasaklar size işlemez çünkü denetim yapılmadan önce haberiniz olur. Eğer kanunlara uyan, işini düzgün yapmak isteyen bir işletmeyseniz bu tarz taraklarda beziniz olmadığı için o işletmelerle rekabet gücünüz zayıf olur ve hatta ezici bir şekilde elenirsiniz piyasadan. 5 senedir bu gibi sorunlara boğuşan bi işletmeci olarak bu kanununda yine bizim gibi saygılı ve işini devletine uyduran kişileri mağdur etmekten öteye geçebileceğini sanmıyorum malesef.

    Verdiğiniz örnekler malesef bu uygulamayla aynı değil. Şöyleki otobüste yada hastanede sigara yasağıyla bir berber dükkanında sigara yasağı arasında denetim ve uygulama bakımından dağlar kadar fark var. Hastane zaten denetim için birilerini bulunduran bir yer ve devlete bağlı olması kanunların uygulanmasının ilk hedef yeri olması demek. Otobüslerde de yolculuk halinde zaten sigara içen bile rahatsız oluyorduki kanunen yasak olması herkesin işine geldi aslında içenlerinde içmeyenlerinde.. Ama bir internet salonunda zevkli birkaç saat geçirmek için giden birisi çayının yanında sigara içemeyince mekanı terk edebiliyor ve alternatifi olan başka bir yer seçiyor kendine..

    Bence bu yasak farklı bir şekilde yapılmalıydı. Uygulama için işletmelere tercih hakkı verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şöyleki ben işyerime sadece sigara içenleri alma hakkına sahibim diye düşünüyorum. Gerekiyorsa yine duvarlarıma sigaranın zararlarını anlatan tablolar asabilmeli, kapımada “Sigara İçmeyenler Giremez” diye yazı yazabilme hakkına sahip olabilmeliyim.

    Kanunların yapılmasından öte uygulanması dileklerimle..

    Dipnot : Uygulamadan ciddi anlamda mağdur olduğum için yazı uzadı okuyan arkadaşlar kusra bakmasınlar..

  3. Yazan:Baris Tarih: May 24, 2008 | Reply

    Bu yazinin “Bireysel Haklar ve Özgürlükler” basligi ile bu sitede yayinlandigini gormek uzucu. Insanlarin sigara icmelerinin buyuk bir hata oldugunu dusunuyorum ancak “yasa ile de yasam standardimizi bir kademe yukseltmenin” (son paragrafinizin ilk cumlesi) hangi totaliter bilincaltinizdan kaynaklandigini merak etmekteyim.

  4. Yazan:MY Tarih: May 24, 2008 | Reply

    Baris Bey, sunu soralim yoldan geçen insanlara:

    çocugunuz için ölümü göze alir misiniz? %99’u EVET diyecektir. Ama insanlar çocuklarinin yaninda sigara içmeye devam ediyor.
    Siddet gören veya cinsel tacize ugrayan bir çocuk kadar savunmasiz bu zavalli yavrular da.

    Özgürlükler DEVLET eliyle degil ama baska özgürlüklerle sinirlandirilabilir kanaatimce. DEVLET bunun aygiti olabilir ancak, ama kismen halklisiniz, baslaticisi olmamali.

    Pascal Salin’in dedigi gibi :

    “Devletin hiç bir ahlâkî veya bilimsel meşruiyeti yoktur, sadece insan toplumlarındaki şiddetin bir ürünüdür.” (Bkz. Vahşi olan kapitalizm değil devlettir)

    Eger sigara içenler bizleri KANSER YAPMA ÖZGÜRLÜKLERiNi(!) biraz daha dikkatli kullansalardi bizim KANSER OLMAMA hakkimizi korumak için devlete ihtiyacimiz olmazdi degil mi?

  5. Yazan:Baris Tarih: May 24, 2008 | Reply

    insanlarin cocuklarin yaninda sigara icmesini savunmadim. oyle anlasildiysa tartismaya gerek yok. kanser olmama ozgurlugunuzu baskalarinin kullandigi cep telefonu sinyalleri yahut egsoz dumanlari icin de dusunur muydunuz?

  6. Yazan:fizikci Tarih: May 24, 2008 | Reply

    “Ben araba ya da cep telefonu kullanmıyorum, bunlarla bana zarar vermeye hakkınız yok” diyen kimse duymadım, ama “ben sigara kullanmıyorum lütfen yanımda içip bana zarar vermeyin” diyen çok.

  7. Yazan:duyarlı Tarih: May 24, 2008 | Reply

    “Ben araba ya da cep telefonu kullanmıyorum, bunlarla bana zarar vermeye hakkınız yok” diyen kimse duymadım, ama “ben sigara kullanmıyorum lütfen yanımda içip bana zarar vermeyin” diyen çok.

    Birilerinin bundan şikayet etmesi benim şahsıma ait işyerimde sigara içmemi engelleyememeli. Eğer benim sigara içmemden rahatsız oluyorsa alternatif yüzlerce işyerinden birisine gidebilme özgürlüğü var kişinin. Ama şu andaki kanunla bana bu özgürlüğün yarısı bile kalmıyor. KEndi emeğimle kendi paramla açtığım işyerimde sigara içemiyorum. Hemde kapısında “sigara içmeyenler giremez” yazmaya razı olmama rağmen..

    Bumudur uğruna saatler harcayıp yazılar yazdığımız,okuyup savunduğumuz Özgürlük?

  8. Yazan:blue Tarih: May 25, 2008 | Reply

    Valla kanuni mevzuat açısından bizim kadar zengin bir ülke yoktur herhalde. Çok kolay kanun çıkartıyoruz. Avrupalılar bile hayret ediyorlar. İş uygulamaya gelince, durum değişiyor. Yakalanmadıkça her şey serbest. Hatta rüşveti göze alıp küçük bir maliyet analiziyle kanunları by-pass edebilirsiniz. Kanunlara saygılı vatandaşlarımız var tabi, ama sigara tiryakilerine; bu kanuna saygılı vatandaşlara çatmadıkça; yasak pek bir şey ifade etmiyor.
    Mesela kahvehanelerde artık kimse sigara içmeyecek mi? Aralarında kılçık biri çıkmadıkça ciğerlere katran çekmeye devam edilecek. Veya en kötü ihtimalle olay nargile şekline dönüşebilir. Ona yasak yok değil mi?

  9. Yazan:Tahsin Tarih: May 25, 2008 | Reply

    Bundan sonraki adım obezlere servis yasağı.

    Ben sigara içmiyorum. Ailemde de sadece dedem içiyor. Yeteri kadar sigara dumanı altında rahatsız olan kişi varsa, zaten en mantıklısı işyerinde sigarayı yasaklamaktır (işyeri sahibi tarafından – çünkü böylesi onun için daha karlıdır).

  10. Yazan:murtaza kamar Tarih: May 26, 2008 | Reply

    Kanun yeni çıktı. Uygulamada aksaklılar ve eksikliklerın çıkması doğaldır. Ancak uzun vadede oturacağını sanıyorum. Duyarlı arkadaşıma kısmen katılıyorum. Tekel niteliğinde olamayan küçük esnafa ait işletmeler ile ilgili farklı düzenleme yapılabilirdi diye düşünüyorum.

  11. Yazan:snowqueen Tarih: May 26, 2008 | Reply

    Tamam, sigara yasaklandı. Sigara içen biri olarak bu bırakmamı sağlamayacak, belki azaltabilir. Diğer yandan sigara içmediği halde
    bu dumana maruz kalıp pasif içici olanlara elbette hak veriyorum.

    Bu yasaklamalar bana hiç bir zaman samimi de gelmedi hani.
    Sigarayı yasaklayıp nükleer yasa tasarısına onay vermek gibi.
    Amerika’da sigara yasağı çok önce başladı fakat devlet hersene binlerce
    vatandaşını obezite ve başka tür kanserler için risk tahtası haline getiren fast-food sektörüne karşı birşey yapıyor mu?
    Hormonlu, meyve sebzeler ne olacak?
    Sulara toprağa karışan kimyasal atıklar?
    Bir tür günah çıkarma gibi geliyor bana.

  12. Yazan:halil dinç Tarih: May 27, 2008 | Reply

    Yasayı destekleyen bir tiryakiyim. Ama yazı tamda benim adıma karar verme başlığının üstüne gelmesi çok hoşuma gitti. Tabiki sigara zararlı ve kimse kimseyi zehirlememeli ama benim adıma karar verme. Ne bu konuda ne başka konuda…

  13. Yazan:Filiz Tarih: May 28, 2008 | Reply

    Sigara içmek sadece içeni etkileyen bir eylem olsa idi belki itirazlar haklı yer bulacaktı. Fakat sigara yanında içileni de olumsuz yönde etkileyen bir bağımlılık maddesi. Bu arada sigaranın bağımlılık yarattığı gerçeğini de lütfen göz ardı etmeyelim. Bu nedenle devletin de toplum sağlığını koruyucu tedbir ve önlemler alması şart.

    Büyüklerinin sigara içerek iyi bir iş yaptıklarını zanneden küçücük çocuklar da büyüklerine hevesleniyorlar. Ve ülkemizde sigara içme yaşı gün geçtikçe düşüyor. Körpecik ciğerlerin böylesi pervasızca zehirlenmesine ön ayak olmak hangi tiryakinin içine sinebilir?

    Ayrıca bu kanunu özgürlük kısıtlaması olarak değerlendirmek hangi tip özgürlük anlayışına sığar bilemiyorum. Kamer Hanım’ın Özgürlük başlıklı yazısında dediği gibi “yanındakine dokunmayan özgürlük bin yaşasın!”. İçen sadece kendine içse neyse ama içilen ortamda kim varsa külliyatı zarar görüyor, içmeyenin kabahati ne? İçenler lutuf gösterir de sigaralarını söndürürlerse bizler rahat bir nefes alabiliyorduk. İçenin içme özgürlüğü elbette var ama ya içmeyenin temiz ve sağlıklı nefes alma özgürlüğü ne olacak?

    Okul, hastane, spor ve sanatsal gösteri mekânlarında içilmesine katiyen karşıyım. Fakat diğer mekânlarda, mesela iş yerlerinde sigara odaları olsun. Lokanta, kafeterya, bar vs. yerlerde de içicilere özel iyi izole edilmiş havalandırması olan yerler yapılsın. Ama zaten kanun da bunun böyle olmasını söylemiyor mu?

  14. Yazan:Hasan Tarih: Tem 24, 2009 | Reply

    Sigara içenleri toplumdan dışlamaya yönelik bir yasadır. Çünkü yıllardır içmeyen insanlar etkilenmesinler diye halk kahveye gitmektedir evinde çoluk çocuğun yanında içmemektedir. Oysa farkettiniz mi bilmem yeterince bölünmemişiz gibi bizi yine ikiye böldüler içenler ve içmeyenler. Bu olayı sakın hafife almayın eğer yumuşatma olmazsa ülkede bir iç savaş başlayacaktır. Sigara içiyorum diye kimse benimle dalga geçemez. Eğer içmeyen bir insanın yanında içiyorsam o zaman suçluyum. Eğer böyle bir savaş başlarsa ben Atatürk’ün izinde olurum çünkü oda içiyordu içenleri dışlamak Atatürk’ü dışlamaktır ki buda tarihe yapılan en büyük hakarettir.

  15. Yazan:adanalı Tarih: Oca 9, 2010 | Reply

    adam gibi kıratene lokanta veseyre yerlerde cıgara içilmez dedınız uygulamasıda süper oldu zam olmadı ama kardeş zamı unutun siz yapmayın dünyada biton tıryakı var ben cıgara için ailemı kaybetmış biriyım şimdi ben bu cigarayı bırakırsam boşa öldürmüş olcam babamı oyuzde yapmayı babam cok derdı içme dıye ama asi kışılım onu ölüme sürükledi

  1. 1 Trackback(s)

  2. May 28, 2008: Nefes Alma Özgürlüğü # Sigara İçme Özgürlüğü : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin