RSS Feed for This Post

PKK… Ters giden nedir? Bundan sonra nereye?

pkk_bbbimage12.jpgÜlkemizde çeyrek asırdır bitmeyen bir silahlı mücadele sürüyor. Zaman zaman hızlanan bu savaşta Leninist-Maoist devrimci şemaya göre kurulmuş bir örgüt olan PKK bir ulus devlete, “laik ve demokratik” Türkiye Cumhuriyeti’ne kafa tutuyor. 1980’li yıllardan beri duyduğumuz “bölücü örgütün beli kırıldı” tarzı nutuklara rağmen PKK eylemlerine devam ediyor.

Aslında Türkiye’de sorunlara yaklaşmayı bilen aydınlar ve yöneticiler var. Meselâ yıllarca belimizi büken enflasyon sorunu akıl, yöntem ve dirayetle çözüldü. %100’lere yaklaşan bir enflasyon geleceğimizi, kalkınmamızı ipotek altına almıştı. Bugün %10’dan aşağı indirmenin yollarını arıyoruz. Eğer “ters giden nedir? Bundan sonra nereye?” diye sorulmasaydı enflasyondan kurtulabilir miydik?

Ne var ki PKK terörü ile mücadele konusunda ne olup bittiğini sorgulayan hemen herkes “hain – ordu düşmanı” damgası yiyebiliyor. Bu konuyu açarak, özellikle de neyin ters gittiğini sorarak bir başarısızlığı işaret ediyoruz. Unutmamak gerekir ki nazarımızda bu başarısızlık TSK’ya değil bütün Türkiye’ye ait. Zira söz konusu olan askerî değil siyasî bir başarısızlık. Çünkü bir ülkeyi bölmek askerî değil siyasî bir projedir. Özetle PKK’nın mücadelesi TSK’ya değil Türkiye’ye karşıdır.

PKK hakkında düşünmek ve konuşmak kolay değil
Bir konuda insanların konuşarak çözüm arayabilmesi için anahtar kavramlara aynı adları vermiş olmaları yani ortak bir dile sahip olmaları gerek. Biz de öncelikle kelimelerin içinin neyle doldurulduğuna bakalım. Türk basını, güvenlik güçleri, yabancı basın ve PKK ‘nın kendisi aynı kavramlar için aynı kelimeleri kullanmıyor. Terörist, bölücü hareket, gerilla, ayaklanma, bağımsızlık savaşçısı, direnişçi, şehit. Bu kelimelerin bazısı dünya tarihindeki hatta dinimizdeki “haklı” mücadeleleri çağrıştırdığı için PKK’nın eylemlerine de retorik bir meşruiyet kazandırıyor. Gerilla bunlardan biri. PKK silahlı mensupları için bu kelimeyi kullanmayı tercih ediyor.

Gerilla aslında İspanyolca guerra (=savaş) kelimesinin küçültülmüşü, bir tür “savaşçık”. Napoleon’a karşı mücadele eden İspanyol direnişi sırasında ortaya çıkmış. Doğrudan çeviri yaparak Amerikan ve İngiliz kaynakları da bu kavrama “small war” (küçük savaş) diyorlar sıklıkla. Anglo-Saxon kaynaklarda yakın anlamda kullanılan bir başka terim ise insurgency – counterinsurgency (isyan ve karşı isyan).

Aslında gerilla kelimesinin işaret ettiği önemli bir teknik bilgi var o da orantısız güçlerde karşıya gelmiş iki silahlı grup. Bu olduğu zaman zayıf olanın tek çaresi saklanmak ve vur-kaç taktiği ile büyük orduyu taciz etmek. Büyük ordu genellikle sırtını bir devlete dayadığı için küçük olanı “terörist” ilân ediyor. Küçük olan ise “ezilen-mazlum” kimliğini seve seve kabul ederek “dev bir orduya kafa tutan bir avuç kahraman” rolüne bürünüyor.

Terörist nitelemesine gelince… Bu bir anlamda sağlıklı düşünmeye mani zira bu bir savaş türü değil bir yöntem. Ayrıca DEV-SOL’a karşı yapılan mücadele ile PKK’ya karşı yapılan mücadele arasında çok fark var. Hukukî bakımdan terör suçunu işlemiş olabilirler. Ama stratejik açıdan ikisini de aynı kategoriye koymak, aynı yöntemlerle mücadele etmek sonuç getiremiyor. Ayrıca bir devletin de terörist gibi davranması yani devlet terörü söz konusu olabilir.

Basitçe özetlemek gerekirse :
1) isyan : Mücadelenin başlangıcını,
2) Terör : Mücadelede kullanılan yöntemlerden birini,
3) Gerilla : Güçlerin orantısızlığını,
4) MücahitŞehit tarafların mücadelelerine manevî bir boyut atfettiklerini,
5) Direnişçi-Devrimci ayrımı : zayıf tarafın statükocu olup olmadığını,

İfade ediyor.

Kanaatimizce bu terimleri ideolojik ve dinî renklerinden soyutlamak bugün için imkânsız. Bu terimlerin temsil ettiği teknik kavramları daha iyi ihâta eden “gayrı nizamî harp” ve “asimetrik savaş” terimlerini bu makale için daha uygun buluyoruz.

Önemli uyarı
Yazının maksadı haklıyı haksızı ayırmak olmadığından vereceğimiz örnekler sadece stratejik ve taktik açıdan değerlendirilmeli. Kullanacağımız hiç bir kelimenin arkasında da ideolojik bir tercih aranmamalı.

Asimetrik savaş ve gayrı nizamî harp
pkk_small_wars_manuel.jpgOrantısız güçlerde iki silahlı grubun karşı karşıya geldiğine sık sık tanık oluyoruz. Irak’ın işgali, Afganistan’ın Sovyet Rusya tarafından işgali, Çeçenistan, Filistin… Fakat aynı asimetri İspanya’da ETA, Kuzey İrlanda’da IRA ve Türkiye’deki PKK olaylarında da var.

Asimetri kadar önemle üzerinde durulması gereken bir başka konu da “gayrı nizamî” olgusu. Üniformaları, bayrakları, ayrı renk ve modelde araçlarıyla nerdeyse bir spor karşılaşması gibi algıladığımız savaş uzun zamandır gayrı nizamî vasıflar edindi aslında. İstihbarat, ekonomik casusluk, propaganda, aracı kuvvetler yoluyla savaş…

Asimetrik savaşın “gayrı nizamî” olmasının birinci sebebi profesyonel olmayan
paramiliter, milis veya Geçici Köy Korucusu gibi birimlerin varlığı. Bu birimler resmen bir komuta zincirine bağlansalar da gerekli eğitime ve organizasyona sahip olmadıkları için faydadan çok zarar getirebiliyorlar. Türkiye’deki duruma bakacak olursak korucular TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetler Araştırma Komisyonu raporuna göre :

“Çoğu kez hem devletten maaşlarını almışlar, hem de terör örgütüne -kimi zaman korkudan, kimi zaman isteyerek- yardım ve yataklık yapmışlardır. Bazıları ise korucu kimliği ile silah, uyuşturucu vb. kaçakçılığı yapmışlardır. İşledikleri fiiller yüzünden mahkemece aranan korucular, maaşlarını düzenli olarak aldıkları halde yakalanamamışlardır. Korucular yörede etkili olan aşiret sistemi yüzünden aşiret ağalarının emri ile hareket eder olmuşlar; kendi yandaşları olmayan kişilere PKK taraftarıdır diyerek baskı uygulamışlardır.

1985 yılında başlatılan Koruculuk uygulamasında 1997 yılına dek geçen süre içerisinde 23 bin 817 geçici köy korucusu görevinden uzaklaştırılmıştır. Bu korucuların 20 bin 319’unun görevi ihmal suçunu işlediği açıklanmıştır. İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre, koruculuk uygulamasının başlatıldığı tarihten günümüze kadar geçen 21 yıl içerisinde, 2 bin 402 korucu terör suçlarına karışmış, 936 korucu hakkında mala karşı işlenen suçlardan, 1234 korucu hakkında şahsa karşı işlenen suçlardan, 428 korucu hakkında da kaçakçılık suçundan işlem yapılmıştır”

Aslında ne asker ne de sivil sayılabilecek birimlerin savaşa karışması aslında zayıf taraf için büyük bir avantaj. “Yanlışlıkla” öldürülen sivillerin cesetlerinin yanına silah konabildiği gibi sivil kıyafetle savaşanlar öldüklerinde basın olay yerine varmadan silahları yandaşları tarafından yok edilebiliyor. Böylece Asimetrik savaş (AS) hukuktan rahatsız olan güçlerin kolayca hareket edebilecekleri “dumanlı havayı” oluşturuyor.

Savaşan birimlerin “gayrı nizamî” oluşunun yanı sıra stratejisi de “gayrı nizamî”. Askerî bakımdan zayıf olan grup mücadeleyi ister istemez askeri olmayan boyutlara taşıyor:
1) Diplomasi,
2) İç politika,
3) Ülke ekonomisi,
4) Medya ve propaganda,
5) Halkın psikolojisi.

pkk_apo_image2.jpgSonuç olarak büyük ordunun askerî alanda elde ettiği başarılar “önemsizleştirilebiliyor” hatta “başarısızlık” olarak gösterilebiliyor.

PKK’nın dış politikamızı meselâ AB, ABD, Iran ile olan ilişkilerimizi nasıl olumsuz etkilediğine bakarsak birinci, 22 Temmuz seçimlerinden önce patlayan bombalara bakarsak da ikinci boyutu çok net görmüş oluruz. Diğer maddelerdeki sorunları ise biz sıradan insanlar her gün yaşıyoruz.

İşte bu sebeple asimetrik savaş (AS) asla askeri bir harekât olarak değerlendirilmemeli. Tersine silahlı çatışma boyutu toplam mücadelenin içinde az bir yer tutmalı.

Asimetrik Savaş (AS) ve kontrgerilla operasyonlarının teorisyenleri arasında mutlaka anılması gereken isimlerden biri 1952 -1954 yılları arasında Malaya’daki kontrgerilla operasyonlarındaki başarısıyla ün kazanan General Gerald Templer . Templer’a göre “Ateş etmek işin sadece %25’idir. ”. Cezayir savaşındaki tecrübelerini kitaplaştıran ve fikirleri Amerikan ordusunun kontrgerilla el kitabında sık sık anılan Fransız subayı David Galula da “Mücadelenin %80’i siyasi, %20’si askeridir” diyor.

Leninist-Maoist şemada gerilla savaşı

pkk_dpkk1.gifAsimetrik Savaş (AS) teorisyenleri içinde bizim açımızdan en büyük önem taşıyanlar şüphesiz komünizm çizgisi içinde bu teorileri uygulamaya koymuş olanlar. Zira PKK Kürt milliyetçiliğini kullanmakla beraber komünist grupların örgütlenmesini ve yöntemlerini uygulamakta. Hatta PKK’ya bağlı siyasi örgütlerde de bu mirasın izlerini görmek mümkün.

V.I. Lenin , Mao Zedong, Ernesto Che Guevara. Asimetrik Savaş (AS) ve gerilla taktikleri üzerine yazmış liderler. Meselâ Mao’nun yazdığı “Gerilla savaşı üzerine” adlı kitapta şu görüşler dikkati çekiyor :

“Gerilla savaşını ulusal politikadan ayrı düşünmek için hiç bir sebep yok. Tersine yönetim ve gerilla savaşının idaresi tamamen Japonlara karşı verilen mücadele ile eşgüdüm içinde olmalı. Gerilla savaşını sadece askerî bir manevra gibi görenler onu yanlış anlayanlardır. Gerillanın politik etkilerini ve hedeflerini asla gözden kaçırmamak gerekir. Aksi takdirde halkın güvenini kaybederiz ve bu da bizi başarısızlığa götürür. (Bkz. Birinci Bölüm, “Gerilla savaşı nedir?”)

Lenin”e göre ise AS karşısında tarafların ayrı bir organizasyona gitmesi gerekiyor:

“Köhne propaganda ağlarımızın organizasyonu yeni ajitasyon eylemleriyle alt-üst oldu. Toplu gösteriler eski komitelerimizin çalışma şekillerini kökten değiştirdiler. Bir savaşta her askeri eylem savaşanların organizasyonunu bir yere kadar değiştirir. Bu artık savaşılmayacak anlamına gelmez. Savaşmanın yeniden öğrenilmesi gerekir.” (Bkz. “Gerilla savaşları” adlı makalesi)

Gerek batılı teorisyenler gerekse komünist liderlerin ölçütleriyle değerlendirildiğinde Türkiye’nin verdiği mücadelede askeri olmayan boyutların göz ardı edilmiş olması bizce en büyük eksiklerimizden. Özellikle Tansu Çiller dönemindeki “kurşun atan-yiyen” vizyonu, OHAL uygulamaları.

Kendi ayağına kurşun sıkmak
usaklogo1.gifNormal bir savaş ile AS arasındaki en önemli fark hedef. Zira tarafların güçleri arasındaki çok büyük orantısızlık sebebiyle zayıf olan tarafın bir coğrafî bölgeyi hedeflemesi imkânsız. Çünkü geniş bir bölgeyi kontrol altına alsa bile güçlü olan taraf sayı üstünlüğü ve ağır silahlarıyla durumu derhal kendi lehine değiştirecek kapasitede.

AS’ta zayıf tarafın hedefi halkın kendisi. Yani halkın devlete olan bağlılığını zayıflatmak ve güçlü olan tarafı adeta yabancı bir ülkede savaşıyormuşçasına yıpratmak. USAK Başkanı ve Uluslar arası İlişkiler uzmanı Sedat Laçiner’in de “Askeri Neden Eleştirdim?” adlı makalesinde aktardığı gibi :

“Şırnak-Cizre-Mardin yollarında gece karanlığında arabamızın farlarını saldırı korkusuyla yakmadan yol aldığımız da oldu, karanlık dağlara bakıp kendi ülkemize yabancı ellermiş gibi baktığımız da. Eli tetikte korku dolu gözlerle ıssız yollarda kontrol yapan askerleri de gördük”

Ancak bu durum PKK’nın üstünlüğünden değil PKK ile TSK’yı karşı karşıya getiren siyasi iradenin hatasından kaynaklanıyor. Halihazırda dünyanın başka yerlerinde de süren AS’larda görülebileceği gibi zayıf taraf ZAYIF olduğu için güçlü tarafın KENDİ KENDİNE ZARAR VERMESİNİ sağlamak zorunda. Gene Laçiner’in “Teröristle Mücadele Stratejimizdeki Temel Hatalar” adlı bir başka makalesinde dediği gibi:

“Teröre karşı düzenli birlikleri kullanmak son derece hatalıdır, çünkü ordular terörle mücadeleye göre dizayn edilmemişlerdir. Eğer terör örgütleri ülkeyi rahatsız eden bir sivrisinekse, ordular bir ‘balyoz’a benzer. Balyozunuz ne kadar ağır olursa ‘sivrisinek’i yakalamak o kadar zor olacaktır. Sinek bir yere konacak, siz hızla balyozu kaldırıp duvara indireceksiniz. Bir süre sonra bakacaksınız ki sivrisinek uçmaya devam ediyor, fakat duvarlar yıkık dökük olmuş. Üstelik sizde sivrisinek kovalayacak, yani terörle mücadele edilecek hal kalmamış. Onca ağır bir nesneyi kaldırıp indirdiğiniz için incinen, kırılan, ya da çıkan uzuvlarınız da cabası. Bu nedenle terör örgütleri orduların terörle mücadelenin içinde olmasına bayılırlar. Tam da istedikleri şeydir. Tam da dişlerine göre bir hedeftir. Havada sallanan balyozun tepelerine inme olasılığı sıfıra yakındır. Onlar balyozu değil, onu tutan eli ısırırlar. Balyozu tutan el sinirlendikçe daha bir sert saldırmaya, kendisini perişan etmeye başlar. Oysa sivrisineğe karşı doğru mücadele aracı balyoz değil, sinekliktir, sinek kovucu tablettir veya sinek ilacıdır. Bunlar hem daha hafiftir, hem de daha esnek. Eli yormaz, çevreye zararı daha azdır.”

İşte terörle mücadelede TSK’nın kullanılması, OHAL ve benzeri uygulamalar kendi gücümüzle kendi devletimizi zayıflatmamızın yani sinek öldürmeye çalışırken balyozu kendi kafamıza indirmemizin açık örnekleri.

pkk_aaaimage1.jpgBugün güney doğu Anadolu bölgesinde bazı insanlar düşüncelerini cinayet işleyerek ifade eden bir örgütün bayraklarını ve örgüt liderinin fotoğraflarını sallayarak gösteriler yapıyorlar. Kanaatimizce devletin her kademesinden ve her kurumundan insanın bu hastalıklı davranış üzerine tefekkür etmesi bir vatan borcu.

Bursa İl Emniyet Müdür Yardımcısı ve Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F Öğretim Görevlisi Doç. Dr. R. Cengiz Derdiman ve Ayşe Şahin tarafından kaleme alınmış ve İç işleri Bakanlığı TÜRK İDARE DERGİSİ’nde yayınlanmış bir makalede belirtildiği gibi :

1982 Anayasasına bakıldığında temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına yönelik iki madde mevcut olup bunlar; 13’üncü ve 15’inci maddelerdir. 15’inci maddeye göre “savaş, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde… temel hak ve Hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir”
………
Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler ile, ölüm cezalarının infazı dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.”

denilmektedir. Vatandaşlarının can ve mal güvenliğini, kültürünü, din ve vicdan özgürlüğünü korumak bir devletin aslî görevidir. Kendi sorumluluğu kapsamındaki bir coğrafyada, VATAN TOPRAKLARINDA bu garantilerin gene devlet eliyle askıya alınması, hakkı yenen vatandaşlara yargı yolunun kapanması devletin bu aslî görevinden istifa etmesi değil de nedir?

Yazımız başlarken “… bir ülkeyi bölmek askerî değil siyasî bir projedir. Özetle PKK’nın mücadelesi TSK’ya değil Türkiye’ye karşıdır.” demiştik. Devletin otoritesini yok etmeye çalışan silahlı ve yasadışı bir gücün karşısında devletin varlığının devlet eliyle yok edilmesi ne büyük gaflettir!

OHAL ilânı bu bağlamda bile bile ladestir, kendi kalemize gol atmaktır, ciğeri kediye teslim etmektir!

Zira anayasa hukukçusu Bülent Tanör’ün “Türkiye’nin İnsan Hakları Sorunu” (BDS Yayınları, 1990) adlı eserinde belirttiği gibi :

“MGK yasalarından sonra ‘denetlenemez normlar’ın insan hakları ve hak arama özgürlüğü açısından ikinci büyük paketi olağanüstü dönemlerde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerdir… Olağanüstü durumlarda yargı denetimine getirilen bu önemli istisna başka kaçamakları da besleyip özendirmektedir… Olay, hukuk devleti ve hak arama özgürlüğü aleyhine Anayasaya sokulan ‘denetimsizlik bölgesi’nin nasıl yayılmaya elverişli bir tehlike oluşturduğunu, anayasal-siyasal sistemin yeni yasak ve denetimsizlikler üretebilme yeteneğini de ortaya koymaktadır”

Tarihten ders almak

pkk_zzzimage13.jpgTarihimizde ilk defa karşılaşmıyoruz asimetrik savaş ile. Gerek Balkanlarda gerekse Arabistanlı Lawrence’ın Seven Pillars of Wisdom (Bilgeliğin Yedi sütunu) adlı kitabında romantikleştirdiği milliyetçi arap ayaklanmalarının da etkisiyle Arap Yarımadası’ndaki cephelerde Osmanlı ordusu ağır kayıplar verdi. Ayrıca bir daha tamiri mümkün olmayacak biçimde etnik temizlikler, zorunlu göçler, mübadeleler oldu toprak kayıplarını takiben. Ortadoğu’nun insanları hâlâ bu parçalanmanın bedelini ödüyorlar.

Resmî çizgisi Marxist-Leninist-Maoist olmakla beraber PKK 1915 model bir ulus devlet projesi peşinde. Kürt milliyetçiliği üzerine söylemlerini kuran örgüt Zazalar gibi kendisini Kürt kabul etmeyen gruplara da bu kimliği dayatarak bir tür “ne mutlu Kürd’üm diyene” politikası güdüyor.

Milliyetçi söylemlerin bölücü etkisi ve İslâm ile uyuşmazlığı üzerine daha önce tartıştık. Bireysel hak ve özgürlüklere değil de etnik-kültürel aidiyete dayalı siyasî rejimler karşıtlarını doğuruyor ve güçlendiriyorlar. Birinci Dünya Savaşından sonra yaşanan parçalanmalar ile PKK’nın olumsuz etkileri arasında dikkat çekici benzerlikler var. PKK’nın söylem ve yöntemleri de Slav ve Arap milliyetçilerininkini hatırlatıyor.

Bu sebeple Kürt kimliğine saygı duymayan, bütün Kürtlere PKK’lı muamelesi yapan, “ya sev ya terket” sloganlarıyla bir yere varılacağını uman “dünya görüşü” PKK’nın en çok işine yarayan propaganda malzemelerinden biri.

Yazının başında değindiğimiz gibi güvenlik güçleri mensupları veya siyasi idareciler kadar biz sıradan vatandaşlar da bu başarısızlığın bir parçasıyız. Zira :
1. ırkçı önyargılara teslim olan,
2. cenazelerde bile slogan atan,
3. “Terör ya bitecek ya bitecek” şeklindeki meydan okumaları bir proje sanan,
4. her yere Türk bayrağı asarak bir şeyler olacağını uman,
5. Kürtçe yasaklanınca sesini çıkarmayan,
6. OHAL uygulamalarına tepkisiz kalan biziz.

Adını koymaya utandığımız bir ırkçılık yükseliyor ülkemizde. Bu kozun PKK’nın elinden alınması ise ne askerlerimize ne de siyasetçilerimize düşüyor. Sıradan vatandaşlarca sokak sokak, ev ev kazanılması gereken bir mücadele bu. Ama silahla değil, akılla, karşısındakini dinleyerek ve anlayarak verilecek bir mücadele.

Klasik kontrgerilla teorisinin sınırları
Yazının başından beri V.I. Lenin, Mao Zedong, Ernesto Che Guevara, General Gerald Templer, Albay David Galula gibi AS’ın hem pratiğini yapmış hem de teorilerini kitaplaştırmış “uzmanlardan” fikirler aktardık. Gelin görün ki Laçiner’in de makalelerinde detaylı biçimde açıkladığı AS teorisi ile 2007 AS pratiği arasında ciddi ayrılıklar da var.

PKK gibi ayrılıkçı örgütler 1950lere kadar süregelen AS bilgi birikimini kısmen atıl kılacak dönüşümler içindeler.

Laçiner’in benzetmesinden devam edecek olursak sadece balyozu bırakmamız değil fakat aynı zamanda doğru sineğe doğru sinek kovucu tableti kullanmamız gerekiyor. Bu bağlamda Türkiye’nin terörizmle mücadelede bir değil iki adım geride olduğunu da müşahede etmek durumundayız. Çünkü Türkiye hem AS’ta askerî olmayan boyutların belirleyici olduğunu anlamalı hem de PKK terörü ile mücadelenin normal bir AS olmadığını.

Şimdi kısaca geleneksel AS teorisiyle PKK arasındaki farklara eğilelim:

PKK’yı halktan izole etmek
Klasik teoride örgütleri zayıflatmak, para ve yiyecek yardımını kesmek için en çok dile getirilen yöntemlerden biri bu. Oysa PKK’nın halktan izole edilmesi bölge halkı üzerinde fakirleştirici bir etki yapabilir. Uyuşturucu ve insan ticareti, korucular, PKK yandaşlarının Avrupa’dan topladıkları yardımlar ve aşiretler maddî çıkarları itibariyle iç içe geçmiş bir tür paralel ekonomi vaziyetindeler. Eski model örgütlere bakarak PKK halkın kendisinden çok daha zengin. Örgüt ile halkın bağını kesmenin mümkün olduğu yerlerde bu izolasyonun yol açacağı ekonomik olumsuzluklar başka önlemlerle tazmin etmek gerekecek.

Kırsal ve şehirsel bölgelerde askeri varlık
Eski model yasa dışı örgütler kırsal alanları tercih ediyorlardı. Bu tür yerlerdeki askeri varlık, meselâ devriye gezen askerler halka güven veriyor, hayatı kolaylaştırıyordu. Kırsal alanı terk etmemekle beraber şehirlerde de varlık gösteren PKK güvenlik güçlerinin önüne zor bir bilmece koyuyor : şehirde devriye. Teröristlerin saldırılarına maruz kalabilecek bu tür araçların yakınında bulunmak siviller için ciddi bir tehlike.

Ama bundan daha önemlisi psikolojik etki. Zırhlı araçların, tepeden tırnağa silahlı komandoların şehre girmesi insanlara güvenden çok korku veriyor. Halkın gözünde devlet algısını panzere, komandoya indirgiyor.

Bir yanda korku içinde sivil bir topluluk, diğer yanda korkulan, silahlı bir grup. Gerçekte Türklüğü, Kürtlüğü aşan ve sosyal psikologların yıllardır incelediği insanî bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Siviller güvenlik güçlerini kendilerini koruyacak bir güç olarak değil bir tehdit gibi algılıyorlar. Neden?

Bir şehri hapishaneye, halkı da mahkuma çevirmek
Stanford üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Philip G. Zimbardo 1971’de “Prison experience” adlı bir deney yapmıştı. Sıradan Amerikalı öğrencilerin mahkum ve gardiyan kılığına girdiği bu deneyde iki grup arasında çok çabuk bir gerginlik oluşmuş ve deney kontrolden çıkmıştı. Bu deney hakkında “Kötü insan nasıl üretilir?” adlı bir makale yayınlamış ve tamamı Türk olan gardiyanlar ile mahkumlar arasında bile bu gerginliğin çıkabileceğini anlatmıştık.

İşte Güney Doğu’nun şehirlerinde bugün yaşanan sorunun psikolojik eksenlerinden biri, belki de en önemlisi bu. şehre girip çıkarken yapılan kimlik kontrolleri, ev ve işyerlerindeki aramalar, sokağa çıkma yasakları… PKK’ya karşı alınan önlemler sıradan şehirleri birer hapishaneye dönüştürüyor. Silahlı çatışmalar, bombalı saldırılar, gözaltında kaybolanlar da insanlardaki korkuyu arttırıyor. Ancak halkın askerlerden korktuğu kadar askerler de halktan korkuyor. Bu korku ve gerginlik ortamında güvenlik güçleri mensuplarının da hukuk dışı davranışlar sergilemeleri söz konusu oluyor. Vatanseverliğinden, Atatürkçülüğünden ve orduya saygısından şüphe etmediğimiz Laçiner’in “Teröristle Mücadele Stratejimizdeki Temel Hatalar” adlı makalesinden okuyalım:

“Mecburi askerliğini yapan asker bu tür bir mücadeleye öylesine hazırlıksızdır ki, hava kararınca dahi psikolojisi değişmeye başlar. Dağda operasyona çıkıldığında gözlerdeki korku büyür. Teröristlerin saldırmasına gerek yoktur, esen bir yel, uçan bir kuş, uzaklarda uluyan bir köpek dahi korku sebebi olabilir. Komutanları kendilerine “ben uyarmadan sakın ateş etmeyin” dese de nafiledir. En ufak bir olağandışı bir durumda tetiği sonuna kadar çeken er sayısı çok fazladır. Sırf bu yüzden zor durumda kalmış, hatta şehit vermiş birlik sayısı da çok fazladır. Gece nöbet tutarken bir kedi sesine, ya da birden bire gözüne görünen bir karaltıya namlusunu çevirip silahını boşaltan erler de çoktur. Bir erin ateşi sonucunda tüm bir tugayın panik olduğu ve dağlara doğru neredeyse bir saat süren ateşin başladığı da görülür.”

Üzerinde tekrar durmakta fayda var, bu bir sosyal-psikoloji problemi. Yani etnik, dini aidiyetle alakası yok. 12 Eylül’de %100 Türk olan şehirlerde de buna benzer durumlar görülmüştü. Los Angeles’taki zenci ayaklanmasında, Kuzey İrlanda’da benzeri tecrübeler yaşandı. Bu konuları detaylı ele alan ve Zimbardo’nun deneyine benzer örneklerle zenginleştirilmiş bir eser olan “İnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri” (Erich Fromm) daha derine gitmek isteyen okuyucularımıza faydalı olabilir.

Türkiye’deki durumda askerlerin Kürtçeyi ve Kürt adetlerini bilmemeleri, yeni askere alınanların bölgeyi tanımamaları büyük ihtimalle yukarıda söz ettiğimiz sorunu derinleştirmekte.

Bu gerginlik bir Türk subayının üstesinden gelebileceği bir durum değil. Ancak özel eğitim almış polis birimleri böyle durumları nasıl yönetebileceklerini bilebilirler. Kanaatimizce askerleri hazırlıklı olmadıkları bir durumla karşı karşıya bırakan siyasî idareler gerçek sorumluluğu taşımakta.

OHAL bölgesi bütün dünyadır
Geçmişte Türkiye bazı şehirlerde OHAL (olağanüstü hal bölgesi) ilân ederek sivil idareyi, hukuku askerî idarenin emrine verdi. Bürokrasiden ve hukukî kontrollerden “kurtulmuş” askeri birliklerin terörizmle daha kolay mücadele edeceği sanıldı. Gerçekte yangına bezinle gidilmiş oldu.

Zira doğa boşluk sevmez. Adaletin boşalttığı yeri zulüm doldurur. Devlet unsurları mafyalaşır :

Polis, emniyet müdürüne ateş açtı
Ordu içinde ordu var… Hatta ordular var

Yeşil’de cinayetlerin kasetleri var

torture_lynndie_1_opt1.jpgHukuksuzluğun askeri hareketleri kolaylaştıracağını düşünmek ancak sivil halkı gözden çıkardığınız durumlarda söz konusu olabilir. Kaldı ki böyle hallerde bile zulüm eden taraf stratejik alanda da kaybeder. Meselâ Abu Graib hapishanesinde çekilen işkence fotoğraflarındaki Lynndie England’ın gülen yüzü El Kaide’yi ne kadar memnun etmiştir? Kezâ 1989’da Cizre Yeşilyurt’ta yaşanan dışkı yedirme olayı kim bilir PKK’ya kaç militan kazandırmıştır ?

Askerî olmayan boyutları ihmal ederek tutulan bu yol sebep olduğu bütün zararların yanı sıra TSK’yı da yıprattı.

PKK ile mücadelede başta bölgeye sınırı olan Iran, Irak ve Suriye olmak üzere azamî sayıda ülkeyi yanımıza çekmemiz, bunun için de görülmemiş bir diplomatik atağa geçmemiz gerekiyor. Internet vasıtasıyla para, bilgi, fotoğraf ve video transferinin bu kadar kolaylaştığı bir dünyada savaş alanını Tunceli, Şırnak ve Hakkari ile sınırlı addetmek olsa olsa saflıktır.

Sonuç

pkk_image1.jpgKarabağ’da, Kuzey Irak’ta, Bulgaristan’da, Almanya’da yaşayan Türklere yapılmasına tahammül edemediğimiz haksızlıklara kendi topraklarımızda göz yumamayız. “Kurunun yanında yaş da yanar” diyerek 5 000 teröristle savaşmak uğruna 10 milyon insanın yaşadığı Güney Doğu’nun mahvolmasına seyirci kalamayız. Zira “Kurunun yanında yaş da yanar” atasözü odunlar için söylenmiştir, insanlar için değil.

Vatan için ölmek Türkiye’nin en büyük tabularından. Kanaatimizce PKK terörü ölerek ve öldürerek bitirilebilecek bir sorun değil. Türkiye için hem hükümetin hem de biz sıradan insanların yapabileceği en güzel şey bilgilenmek ve zıt fikirleri çarpıştırarak en güzellerini bulmak.

Müslümanların “Alimin mürekkebi şehidin kanından yeğdir” ve “fikirlerin zıtlığı bizler için rahmettir” hadisleri ışığında hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Aşağıda tavsiye ettiğimiz kitap ve makalelerin okunması için harcayacağınız bir kaç haftanın ülkemizin iç güvenliğine katkısı olacağı kanaatindeyiz.


KİTAP

Ölümcül Kimlikler, Amin Maalouf

MAKALE

Genel Kurmay bu kitabı okusaydı hayatta olacaktın

 

KAYNAKÇA

Türkçe
Tanör, Bülent “Türkiye’nin İnsan Hakları Sorunu” (BDS Yayınları, 1990)
DERDİMAN, R. Cengiz, (2003): Türkiye İdaresinin Hukuksal Yönü ve Yapısı, Alfa Yayınları, Bursa.
GÖZLER, Kemal, (1990): “Olağanüstü Hal Rejimlerinde Özgürlüklerin Sınırlandırılması Sistemi ve Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamelerinin Hukuki Rejimi”, Ankara Barosu Dergisi, yıl:47, sayı 4.

İngilizce
Simon C. Smith “General Templer and Counter-Insurgency in Malaya: Hearts and Minds, Intelligence, and Propaganda” in Intelligence and National Security, Vol.16, No.3 (Autumn 2001).

İngiliz ordusu, isyan bastırma taktikleri, Mc Geown Pat, BRITISH COUNTER INSURGENCY STRATEGY

Amerikan ordusu, isyan bastırma kılavuzu tam metin (2006)
Thompson Robert, Defeating Communist Insurgency: Lessons from Malaya and Vietnam (London: Chatto & Windus, 1966),

Galula David, Pacification in Algeria, 1956-1958

Fransızca
Escuadrones de la muerte, Arjantin’deki kontrgerilla harekatı ve Fransız gizli servisinin yardımları, ücretsiz izlenebilir Fransızca belgesel, ispanyolca alt yazı

La Guerre moderne, Roger Trinquier éditions La Table ronde, Paris, 1961.

La guerre et la révolution, Karl Korsch, Ab irato, 2001.

Escadrons de la mort, l’école française, Marie-Monique Robin, éditions La Découverte, Paris, 2004.

Fransa savunma bakanlığı, tarih servisi sitesi

… Bu makale ilginizi çektiyse…

Asimilasyon ile Şiddet Kıskacında Ulusalcı Kürtler

Etnik kökenimiz benliğimizin bir parçası, rengarenk insanlığımızın gerçek bir rengi. Ancak bu renk üzerinden yapılan bir baskı, bu renk “yüzünden” çekilen büyük bir acı sonucu diğer bütün renkler silinebiliyor. Bir başka deyişle IZDIRAPLAR ÜZERİNE YAPAY BİR KİMLİK İNŞA EDİLİYOR. Bir halka yapılabilecek en büyük kötülük bu belki de. Sadece Türk ya da sadece Kürt olmaya mahkûm edilen insanlar giderek insanlıklarını perdeliyorlar. Böylesi halklar ırkçılığa, her türlü şiddet çağrısına kucak açıyorlar. Zira duydukları kin ve nefret onları bıçak gibi bilerken bir yandan da tektipleşiyor, şeyleşiyor. Kürt aydınları kadar Türk aydınlarına da büyük iş düşüyor. İnsan olmadan “Türk” ya da “Kürt” olmanın imkânsızlığını halklarına anlatmak. Okuyacağınız bu kitap aydınların dikkatini tam da bu noktaya çekmek için hazırlandı: Asimilasyon  ile şiddet kıskacı içindeki Kürt halkına… Buradan indirebilirsiniz. 

Türk milliyetçiliği birleştirir mi yoksa parçalar mı?

 İllâ ki bir tutkal/çimento mu gerekiyor? Milliyetçilik tutkalı adil ve müreffeh bir düzene alternatif olabilir mi? Adaletin, hukukun hâkim olmadığı ortamlarda Türklerin kardeşliği ne işe yarar? Belki de Türk Milliyetçiliği diğer milliyetçilikler gibi yok olmaya mahkûm bir söylem. Çünkü var olmak için “ötekine” ihtiyacı var. Ötekileştireceği bir grup bulamazsa kendi içinden “zayıf” bir zümreyi günah keçisi olarak seçiyor. Kürtler, Hıristiyanlar, Eşcinseller, solcular…150 sayfalık bu kitapta Türk Milliyetçiliğini sorguluyoruz. Müslüman ve milliyetçi olunabilir mi? Türkiye’ye faydaları ve zararları nelerdir? Milliyetçiliğin geçmişi ve geleceği, siyasete, barışa, adalete etkisiyle. Buradan indirin.

Türkiye bölünür mü?

“Bebek katili! Vatan haini!…” PKK terörünü lanetliyoruz ama devlet eliyle işlenen suçlara karşı daha bir toleranslıyız.  “Kürtler ve Türkler kardeştir” diyenlerin kaçı “sen benim kardeşimsin”  demeyi biliyor Zaza, Sorani, Kurmanci dillerinde? Ülkemizin terör sorunu ne PKK ne de Kürt kimliğiyle sınırlanamayacak kadar dallandı, budaklandı. Bazı temel soruları yeniden masaya yatırmak gerekiyor: (*) Kürtler ne istiyor? (*)  İspanya ve Kanada etnik ayrılıkçılıkla nasıl mücadele etti? (*) PKK ile mücadelede ne gibi hatalar yapıldı? (*) İslâm ne kadar birleştirici olabilir? Töre cinayetlerinden Kuzey Irak’a terörle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız 267 sayfalık bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirin.

Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu

Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisini hukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi? GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen… Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Bizleri sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş olan deli gömleğine işaret ediyor.  Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirin.

Trackback URL

  1. 150 Yorum

  2. Yazan:Kivanc Tarhan Tarih: Eyl 17, 2007 | Reply

    Balyoz örneğinden devam edersek, balyoz bir kere elin kontrolü altında değil ki. Bilakis el balyozun kontrolü altında. Bunun gerekçeleri de her yerde yazılıp duruyor. El asla bu ülkeyi balyozdan daha çok sevemez, bu ülkeyi balyoz kurmuştur, el balyozluktan ne anlar, balyozluğu en iyi balyoz bilir vs. Balyoz savaşı meydanda kazandı ama siyasiler kendi üzerlerine düşeni yapmadıkları için vs diyen kışlalılara da ayrıca gıcık oluyorum. Kürt sorununda açılım yapmaya kalkan siyasiler durup dururken şahinleşmiyorlar.

  3. Yazan:Haydar Tarih: Eyl 18, 2007 | Reply

    Ozellikle “…5 000 teröristle savaşmak uğruna 10 milyon insanın yaşadığı Güney Doğu’nun mahvolmasına seyirci kalamayız.” sozu cok dogru.

    Enver Pasanin 100 sene once yaptiklarinin hesabi bugunku nesillerden soruluyor.
    Bugunku neslin yaptiklarida 100 sene sonrasinda torunlarimizin karsisina cikacagindan hic kimse suphe etmesin.

    Tarih bu kadar acimasizdir.

  4. Yazan:MY Tarih: Eyl 18, 2007 | Reply

    30 Mayıs 1919

    Vilâyatı Şarkiye Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti Erzurum Şubesi’nden Van, Bitlis, Diyarbakır, Elaziz, Sivas vilayetleriyle Erzincan’a yazılmıştır. (Kâzım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, I, s.78)

    MÜDAFAAİ HUKUK CEMİYETİ
    ERZURUM ŞUBE KONGRESİNE GİZLİ RAPOR
    Türk ve Kürdün kimliği
    Doğu Vilâyetleri tarihi Kürt ile Türkün ortak faaliyetinin ürünüdür. Bugün de Doğu Vilâyetleri’nin kimliği, bu iki kardeş kavmin kimliğinden ibarettir. (…) Doğu Vilâyetleri’ndeki Türk ile Kürdü ayırmak tabiî değildir ve imkânsızdır. İktisadî, dinî, kültürel bir surette birbiriyle iç içe geçmiş olan Kürt ile Türkün aynı zamanda akrabalık ve diğer toplumsal sebeplerle de kanlan o kadar karışmıştır ki, bir Kürt aynı zamanda bir Türkün dayısı, halazadesi, damadı, eniştesidir. (…) Doğu Vilâyetleri’nde Türk Kürtsüz, Kürt Türksüz yaşayamaz. Musul’un güneyinden başlayarak Urfa’ya, Halep’e ve Hazer denizinden Küçük Asya’ya kadar uzanan arazide Türkler çoğunluğu oluşturmakta ve Kürt toplulukları bu iki çizgi arasında Türklerle karışmış bir halde bulunuyorlar. Şu tabiat ve arazi durumu dikkate alınırsa, geçmişte olduğu gibi gelecekte de, Türk ile Kürdün aynı tarih, aynı menfaat, aynı hayat sahibi olacaklarını kabul etmemek mümkün değildir. Bu kadar derin ve esaslı bağlarla birbirine bağlı bulunan Doğu Vilâyetleri Türkü ile Kurdunu ayırmak her ikisini de Ölüme mahkum etmek demektir. (…) Doğu Vilâyetleri’ndeki İslâm varlığının devamı, ancak Türk ile Kürdün ittifakına bağlıdır. Bu ittifak -her ne surette olursa olsun- bozulduğu gün bizim için kesin ölüm dakikalarına girilmiş olur.

  5. Yazan:Haydar Tarih: Eyl 19, 2007 | Reply

    Kâzım Karabekir’i severimde o gunlerde komutani oldugu Erzuruma bakip

    “…Musul’un güneyinden başlayarak Urfa’ya, Halep’e ve Hazer denizinden Küçük Asya’ya kadar uzanan arazide Türkler çoğunluğu oluşturmakta ve Kürt toplulukları bu iki çizgi arasında Türklerle karışmış bir halde bulunuyorlar…”

    demis.

  6. Yazan:saldiray Tarih: Eyl 19, 2007 | Reply

    elinize sağlık mehmet bey. özellikle bağlantı verdiğiniz kaynaklar çok ilginç.

    yazınızda teröre karşı mücadelenin başarısızlığının orduya değil siyasete ait olduğunu söylemişsiniz. kapatılan Hadep,Dep gibi partileri düşününce, SHP listelerinden meclise giren milletvekillerinin ihraç edilmesini düşününce yorumunuza katılıyorum.
    fakat bence bu başarısızlıkta ordunun payı sadece askeri alandaki mücadelesinin yetersizliğiyle kalmamıştır. kürt – türk gerilimin tırmanmasına izin vererek, sorunun askeri platformda çözülemeyeceğini kabul etmeyerek sivil çözüm alternatiflerini ileri sürmeyerek ordu sorunun büyümesinde büyük pay sahibidir diye düşünüyorum.

  7. Yazan:Arzum Kaymaz Tarih: Eyl 22, 2007 | Reply

     Bence memleketimizdeki bu yirtilmayi en güzel anlatan haber su :

     

    Bir oğlu askerde, bir oğlunu da PKK’lı olarak toprağa verdi 
     
     
    Türk Silahlı Kuvvetler’in 29 Ağustos’ta Siirt Pervari kırsalında başlattığı operasyonda, öldürülen 8 teröristten biri olan Müslüm Solmaz’ın cenazesi, Gaziantep’in Nizip ilçesinde toprağa verildi.  
     
      
    Solmaz’ın babası Halil Solmaz, bir oğlunun da askerde olduğunu söyledi.

    Şanlıurfa/Suruç doğumlu terörist Müslüm Solmaz(31)’ın ailesi Gaziantep’in Nizip ilçesinde Karşıyaka Mahallesi Ümit Sokak’ta ikamet ediyor. Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinden gelen terörist Solmaz’ın yakınları, PKK sempatizanları, DTP Gaziantep İl Başkanı Mustafa Türk, DTP Nizip İlçe Başkanı Müslüm Öztaşdöndören, Gaziantep ve Nizip DTP teşkilatından oluşan yaklaşık 500 kişilik grup eski Birecik yolunda Nizip’e girmek istedi. 1999 yılından bu yana örgütte bulunan Hebun kod adlı Müslüm Solmaz’ın babası Halil Solmaz bir oğlunun Yalova’da asker olduğunu, diğer oğlunun ise PKK uğruna öldüğünü söyledi.
     

    http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=584598
     

  8. Yazan:demokrat kürt Tarih: Eki 12, 2007 | Reply

    bir bu yazida anlatilana bakin birde koparilan SINIR OTESI firtinasina.

    ankete bakarsan sitenin ziyaretçilerinin yarisi intikam için Kuzey Irak’a girilmesinden yana.

    olen askerlerin intikamini alma turkiyenin boynunda bir yular olmus, birileri kuzey iraktaki mayin tarlasina dogru çekiyor sizi. Bakalim beyin mi kazanacak yoksa kalpmi?

    bu yaziyi okursaniz belki daha iyi anlarsiniz tuzaklari

  9. Yazan:Gurdulu Tarih: Eki 25, 2007 | Reply

    Turkıye de dogru gıden bır sey var mı kı PKK da buna dahıl olsun?

    Bugun mardınlı bır taksıcıyle konustum ornegın soyle agız dolusu bır serefsızler dıyemıyor PKK ıcın.. Aksıne “DTP bınasını da basmıslar” dıyerek magdur pozuna yatıyor.. Neden? Cunku ısıne gelıyor.. Cunku dusunuyor ya da umuyorkı PKK bu ısı becerır de doguda bır kurt devletı kurulursa olakı bu kendısı ıcın de yenı bır baslangıc olur, ıyı olur.. Cunku burda ac, burda ıtelenmıs, burda ertesı gun de taksıcı olarak uyanacagını bılıyor.. Oysa yenı bır devlet, yenı bır umut demek.. Hersey kokunden degısebılır..

    Pekı bız ne verıyoruz bunun karsılıgında ınsanımıza? Aptal bır turban tartısması ve ulusalcı pasaların sagolsun kusa cevırdıgı AB projesı dısında hıc.. Korkarım su kuzey ırak tantanası da olmasa hala hayrunısa hanımın pazenını tartısıyorduk..

    Oyle ya.. Gundem bu denlı sıg ve bu adam bu denlı mutsuzken neden bızımle bır dayanısma ıcıne gırsın? Ulus tanımı demez mı “ortak cıkarlar etrafında bırlesmıs topluluk” dıye.. E bızım ortak cıkarımız nedır?

    Bence tartısılması gereken bu.. Yoksa verdıgımız sehıtten cok daha fazlasını trafıkte kaybedıyoruz hergun.. Aynı hedef dogrultusunda kenetlenmıs bır halk ıcın PKK, adlı bır olaydan fazlası olamaz..

  10. Yazan:mustafa Tarih: Kas 29, 2007 | Reply

    hiç bir kanun yada manifesto halkların kalbinde oluşacak öfkeyi engellemeye yetmez maalesef. her gün gelen şehit ve sakat kalmış gaziler le başabaş kahvehanede sokakta işyerinde olan insanlar sağlıklı düşünmey yitirir ve kılıçlar kınından çıkar her olayda etnik köken aranır duruma geçilirse dereler nehirler ceset akar.sular bulanıkken konuşmak bir anlam ifade etmiyor ve maalesef karamsarım hiöbir şöven duygu taşımadan

  11. Yazan:bozkurt genclik Tarih: Ara 9, 2007 | Reply

    ya bu pkkdenen sorunu bana bıraksalar hemen cözerim buvatana ihanet edecek köpek neişivar burda be soysuz be vicdansız sizi bumeydanlarda gezdiripte konuşturan babamdahiolsa yazıklar olsun ama bu böyle gitmez gitmeyecekte ne mutlu türkküm diyene nekötü pkkyımdiyene

  12. Yazan:Volkan DANIŞ Tarih: Ara 15, 2007 | Reply

    ya allah aşkına neden bahsediosunuz yaa.kürtlerin zoru ne söler misiniz kim kimden farklı bu ülkede?neyin savaşını veriolar?yemin ederim boşa uğraşıorsunuz boşa.ne olacak?Dielim kürt devletini kurdunuz,türkiye ve suriye hatta iran da buna dahil sınır kapılarını size kapattığında ne ile geçineceksiniz?o petrolü kime nasıl satacaksınız?iki kelamlık cümleden de anlaşıldığı gibi kürt devleti koca bi hayaldir beyler.Amerikan rüyalarına köpek olmayın.İstiklal savaşında doğu cephesinde türk ve kürtler omuz omuza ermeni ve ruslara karşı savaşmadı mı?Şimdi ne değişti?PKK kürt halkı için değil üst düzey yetkililerinin cebini doldurmak için kandırıor o kadar genci.Bu kadar salak olmayın.Bu davanın etnik milliyetçilikle ne alakası var?Öyle olsa bu ülke içerisindeki en milliyetçi kesim olan karadenizliler (kimilerine göre LAZLAR) bir ülke kurmak için uğraşırdı.Buyrun karadenize sorun ülkesi için art niyetli tek şey düşünen varsa ben bu kelleyi keserim.Akıllanın da vazgeçin bu sevdadan.Elebaşı apoş yakalandığında sizce bi lider gibi mi duruyordu yoksa boynuna tasma bağlanmış titrek kırım itleri gibimi.Yıllarca peşinden koştukları lider bu mu?Onun için can verenlere duyduğu saygıyı tüm dünya önünde dile getirdi işte ”beni öldürmeyin,pişmanım,TÜRKİYE için iş birliğine hazırım ”diyerek.Halen apoş denen ödlek ciğersiz çocuk katili yüreksiz köpekleri mi lider görecek Kürt halkı.3 yaşındaki kundakta çocuğa silah sıkabilen bi insan hayvanı şehit kabul ediliosa allah katında ben bi kul olarak sizin inandığınız allaha inanmıyorum.Varsın siz şehit oldu diyin.Şehit olmak demek inandıkları ve savundukları uğruna ALLAH yolunda can vermek demektir.PKK nın inancını size göstereyim hemen(adres:www.youtube.com screach:pkk da namaz).Kürt halkını salak yerine koymayın.Yeter ettiğiniz zulüm bu millete.Ya sevin yada yediğiniz kaba pislemeyin çekip gidin.(((TURKİSH HACK TEAM)))

  13. Yazan:Süleyman Tarih: Oca 12, 2008 | Reply

    yıllardır pkk ile silahlı mücadele ediliyor geçenlerde bir pkk yandaşı gazetede okudum siyasi yönden girişim yapılırsa pkk silah bırakacakmış neden buna hiç kimse bakmıyor?

  14. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Oca 13, 2008 | Reply

    Süleyman Bey,

    PKK konusu mart ayinda kapanacak. PKK ile mücadele edilirken masum insanlara da haksizliklar yapildi. Ama Kürtler ne kadar sagduyulu ve sabirli olduklarini gösterdiler. Meyvalarini da topluyorlar ve daha uzun yillar toplayacagiz hep birlikte ALLAH’in iznizle.

    Saygiyla

  15. Yazan:Oguz Turk Tarih: Oca 23, 2008 | Reply

    Merhabalar.

    Kurt sorununu ilkesel bir kaliba sokarak radikal bir bicimde reddedecek olursak, kaybetmeyi hedeflemekle esdeger bir hal alacaktir.

    Kurt sorununu, halki pesine takarak; gerilla birlikleri yetistirerek cozume-sonuca vardiramayiz, aksine ulkemizin etkin gundemini olusturan kisirdongu zincirine bagli kalir ve batakliga elimizi verdigimiz gibi, kolumuzada kurban ederiz.

    Siyasi adimlarin atilmasi, demokrasi icin girisimcilik ve baris aktivistligi seklinde olusturulacak kamu-merkezi orgutlerden faydalanilmasi gerekir.

    Gerekli arac(lar) kamu projeleridir. Bu ayni zamanda halk’a ulasmakla benzesme gosterir.

    Anayasal alanda kararlarimizi tahakkuka vardirmaliyiz. Samimiyetimizi halk’a gerekli duzey ve mercilerde yansitmaliyiz.

  16. Yazan:ahmet Tarih: Şub 11, 2008 | Reply

    teşkkürler çokğüzel bende kürdüm ve türkiyeyi seviyorum dağlara çıkarım ama gavura karşı savaşırım türke karşı degil

  17. Yazan:hasan Tarih: Şub 20, 2008 | Reply

    din dile ojdan namus tobrak vatan çok çok onemlidr bir olkeden yaşyan isanlar o vatan kurumak erkesin buyun burçudr fakat bizim dinimiz islamdr islam gor her irkı her din takibe etimek isan ojdanle namsl dinle defranmak lazimdr
    ben benim doşneçekmiz gor kanun kurandr çonku cc.Allah’in keimesindr o çerçevesind yorten en edelat o dur bend bir turkun kurudyim irkin inkar etimek cc,allah sevimez bend bir kurt olrk dinyay gelimiş kurtu olrk ölmekt istyorum benim torkyeden yaşiyan nevars hebisid benim kardişimdr hang dind hang irkt olrsad olsun bu fatan hebimizindr birlik berberlik goç doğar herzemand adeletil olmay defet edyorum aşir kurçlik aşir olkçler seslenyorum yaliş yapiyorsun siz kardeşisin biriniz benim sağ kolmsun bird benim sol kulmr

  18. Yazan:roder Tarih: Şub 22, 2008 | Reply

    ya allah aşkına siz PKK YI asla bitiremezsınız çunkü PKK KÜRT halkının bir parcasi o yüzden herkes aklını başına toplasın ve soruna akılcıl yakdas sın tşk ler

  19. Yazan:milliyetci Tarih: Şub 23, 2008 | Reply

    Allah XXXXXXXX versin once pkk nin sonra bu pkk teror orgutune canak tutan bu sitede emegi gecen herkesin umarim pkk dan cigeri yanar da gorur o zaman ozgurlukmus hikaye oldugunu.SON KEZ: VATAN BIR BUTUNDUR BOLUNEMEZ VE ULU ONDERIMIZIN BIR SOZU: TURKIYE TURKLERINDIR…

    EDiTÖR : SAYIN MiLLiYETçi, DUYGU VE DÜSÜNCELERiNIZi HAKARET ETMEDEN iFADE EDEBiLiRSENiZ
    YORUMLARINIZI SANSÜRLEMEK ZORUNDA KALMAYIZ.

    SAYGILARIMLA

  20. Yazan:kamil Tarih: Nis 5, 2008 | Reply

    Resmî çizgisi Marxist-Leninist-Maoist olmakla beraber PKK 1915 model bir ulus devlet projesi peşinde. Kürt milliyetçiliği üzerine söylemlerini kuran örgüt Zazalar gibi kendisini Kürt kabul etmeyen gruplara da bu kimliği dayatarak bir tür “ne mutlu Kürd’üm diyene” politikası güdüyor

    imamlarda geçenlerde örgütlendi müslüman olarak bir yazı yakışır

    Vatan için ölmek Türkiye’nin en büyük tabularından. Kanaatimizce PKK terörü ölerek ve öldürerek bitirilebilecek bir sorun değil. Türkiye için hem hükümetin hem de biz sıradan insanların yapabileceği en güzel şey

    Yazan:ahmet Tarih: Şub 11, 2008 | Reply

    teşkkürler çokğüzel bende kürdüm ve türkiyeyi seviyorum dağlara çıkarım ama gavura karşı savaşırım türke karşı degil(aynen kardaş )
    Vatan için ölmek Türkiye’nin en büyük tabularından. Kanaatimizce PKK terörü ölerek ve öldürerek bitirilebilecek bir sorun değil. Türkiye için hem hükümetin hem de biz sıradan insanların yapabileceği en güzel şey ( teröre destek veren herkesi yok etmek ölmeyi bilenler öldürmeyide bilir tabu dediğiniz şeyler birilerinin içindeki sinek vızıltılarına rağmen varoluşunun ANA KAYNAĞIDIR)

  21. Yazan:afşar Tarih: Nis 18, 2008 | Reply

    ortada bir sorun var.. sorun ne? biri açık olarak söylesin. kürt’ler nasıl yok sayılıyor?

    diyelim türkçe bilmeyen bir kadın bir sağlık kuruluşuna geldiğinde ona gereken bakım yapılmıyor mu? ben böyle bir şeye rastlamadım. veya türk toplumu kürt komşularını kendilerindenayrı ve aşağılık mı sayıyor, böyle de birşey yok.

    kürt sorun kürt ırkçılığının çıkardığı, tabiri caizse kuyuya attığı bir taştır.

    kürt sorunu, türk’e yönelik siyasi kürt ırkçı şiddetinin bahanesidir. bu gün büyük şehirlerin hangisinde kürtçe konuştuğu için herhangi biri kınanmaktadır, kınamalı mıdır ki? oysa bugün pkk’nın kışkırttığı kürt ırkçılığı büyükşehirlerde gettolar yaratmakta ve sürekli kürt’ler üzerine nefert tohumarı serpmekte…

    amaç ne? amaç türk’te kürt’e karşı bir nefret uyandırmak.. bu nefreti uyandırmak için kaç kürt’ün feda edileceğinin pkk ve avanesi için hiç bir önemi yok!

    blog sahibimiz iyi yazmış hoş yazmış da çözüm önermemiş… ne yapalım? kürt’leri türk’lerden “daha eşit” kılarsak pkk silah bırakır mı?

    bir ülkenin meşru zor kullanma gücüne karşı o ülkeyi yok etmek maksadıyla silah çeken kişi o ülkenin vatandaşlık haklarından kendiliğinden mahrum kalır.

    yazının hiç bir elle tutulur tanım vermeden, kokmadan bulaşmadan yazılmağa çalışılması maalesef kürt ırkçılığınayarıyor. “aman ha kürt’ler ne der?” korkusu elimizi kolumuzu bağlıyor. bu devletin meşruiyetini tanımayarak, askerine polisine sivil vatandaşına silah çeken herkes DÜŞMANDIR! tanım bu kadar basit.

    hukuk devletinin gereklerinin yerine getirilmesi elbette elzemdir ki bu konudaki tespitler doyurucu, blog sahibine teşekkürler. yalnız hukuk devletinin şartları, bir topluluğu diğerine göre “daha eşit” kılmayı gereketirmez.

    yapılmak istenen ırkçı pkk’ tabanını genişleterek ona sözümona bir meşruiyet ve toplumsal talep görüntüsü vermektir. pkk bir hastalıktır ve hastalıkla uzlaşılmaz. pkk’nın kesin bir şekilde yok edilmesi iradesi ile de kürt vatandaşlarımıza karşı duyulan hisler arasında hiç bir ilgi yoktur, çünkü şiddet kullanımıyla pkk türk varandaşı olan kürt’lerin de düşmanı haline gelmiştir. son ferdine kadar kendisi ile aynı taktiği kullanan birimlerce yok edilmedikçe de tedavi sağlanmış olmayacaktır.

  22. Yazan:deniz Tarih: Nis 24, 2008 | Reply

    bunu neden se biz hala anlamamkta gucluk sarf etmekteyiz .. otuz yil sure aski icerisinde yok olmayan ve aksine gunden gune kifilcim gibi buyuyen bir sorunu neden hala ayni taktik ve stratejilerle hal etmeye calismaktayiz. eyer basarili olmaiyrsak varkli yontemlerle varkli bir adim atmaliyiz silahla degilse masa basinda olmalidr .. yeter arti k nice guzelikleri olumlere verdik artik gelsin bu esitlik kardeslik ozgur ve demokrasi terimleri gercekten artik cani gonulden istiyorz halklarin kardesligini bombalarin yerine kirmizi gulerin acilmasini ….

  23. Yazan:salih Tarih: Nis 27, 2008 | Reply

    Kürt sorunu’ndan bahsedenlerin kendisi bir sorundur.
    Kürtleri ayrı bir ulus haline getirmeye çalışıyorlar. Osmanlı gibi çok uluslu hale getirecekler bizi güya. Bu da Osmanlı gibi parçalanma demektir. Yani Pkk’nın silahla yapamadığını siyasi olarak içimizdeki cahil ve işbirlikçiler aracılığı ile gerçekleştirme sürecine gireriz eğer sözde Kürt sorunundan dem vurursanız.Bu oyuna gelmeyin. Biz teröristleriin başını ezdikçe bütün bu siyasi söylemler de son bulur. Hedefe kilitlenmeliyiz. Mücadele döneminde hak/hukuk/barış gibi büyülü sözcükler bir zâfiyettir.

    Pkk silahla geldi ve silahla geldiği cehenneme gidecek. Yani geldiği gibi gidecek. Pkk’nın tezlerini savunmayın. Kültürel hak/barış/demokrasi vb. sözcükleri kullanmak Pkk’nın oltasına düşmektir.
    Bu mücadele 1000 yıl sürse de devam edecektir. Kimsenin şüphesi olmasın.

  24. Yazan:selim ayhan Tarih: Nis 27, 2008 | Reply

    Türkiyede bir çok sorunun kaynağında insan olma yada olamama olgusu yatıyor. Tüm sorunlarına bir hayvanın kini yada şeheveti ölçüsünde kaba ve vahşi yaklaşan bir toplum olduk. İnsanoğluna has sevgi, saygı, incelik, gibi insani değerleri unuttuk.
    Bu toplumun her on yılda bir hafızası siliniyor. Son 50 yılın Tarihini sosyal olaylarını, geçmişin tecrubesini bilmiyor. Hayvani hislerin, arzuların netyicesinde önüne çıkan hiç bir problemi, insani melekelere sahip olamadan çözemez.
    Türkiye Toplumu geçmişte yapılan tüm hataları, kusurları biz ve öteki demeden kabullenmeli, herkesten kendi adımıza özür dilemeliyiz. “Tüm insanların hatalarından ben sorumluyum, zamanında ekilmesi gereken sevgi tohumlarını ekemedim.” Bu zakum dikenlerinin verdiği sıkıntıdan dolayı hepinizden özür dilerim” Beni ve yanlışı olan herkesi afedin.

  25. Yazan:sezai Tarih: May 19, 2008 | Reply

    abiler veablalar neyapiyorsunuz yadaneyapmagacalisiyorsubunz akilliolun

  26. Yazan:no-nev Tarih: May 20, 2008 | Reply

    her şeye tek pencereden bakmak bizi hatası kürtlerinde en çok türklerinde . şöyle bi bakın etrafınıza hangi sözlükte kürtçe bi kelime var hangi kaynalta kürt tarihi var biz 1924 den beri bir oyun oynuyoruz ve o günden bu yana kürt demekten kardeşimizden korkuyoruz.bi ikilem yaratmışız can almışız can vermişiz.bu oyunda çok büyük şeyler kaybettik yeter artık bitirelim bu oyunu.yaşasın halkların kardeşliği…

  27. Yazan:oktay yurtbay Tarih: Haz 20, 2008 | Reply

    BOLUNMENIN ESIGINDEKI DTP
    DTP’de 20 Temmuz 2008 tarihinde yapilacak 2. Olagan Kongre icin surec 11
    Haziran 2008 tarihinde resmen başlatilirken, parti icinde
    “şahinler-guvercinler” kavgasi da buyuyerek adeta bir “ic savaş”
    havasina burunuyor. “Guvercinler” kanadinda yer alan ve Grup
    Başkanligi’ndan istifa eden DTP Mardin Milletvekili Ahmet Turk,
    milletvekillerinin buyuk bolumunun destegiyle genel başkanliga adaylik
    konusunda kesin tavir koydu.
    DTP, Nurettin Demirtaş’in askere alinmasi nedeniyle boşalan genel
    başkanlik icin 2. Olagan Buyuk Kurultayi’ni 20 Temmuz’da Ataturk Spor
    Salonu’nda toplama karari aldi. Gecen 2007 Kasim ayinda yapilan ve
    Demirtaş’in genel başkan secildigi Olaganustu Kongre’de, Kandil ve
    Imrali’nin vize vermemesi nedeniyle “ozeleştiri” yapip kenara cekilen
    Mardin Milletvekili Ahmet Turk, Buyuk Kurultay’da yanina milletvekili
    destegini de alarak aday olma konusunda kesin tavir koydu. Aralarinda Sirri
    Sakik, Hasip Kaplan, Aysel Tugluk, Nuri Yaman, Akin Birdal’in da bulundugu
    “ilimli” isimlerin destekledigi Turk’e TBMM grubunun buyuk bolumu destek
    veriyor. Turk ve ekibi, gecen hafta sonu yapilan PM toplantisinda, adaylik
    konusunda israrli oldugunu ifade ederken, sert tartişmalar yaşandigi
    ogrenildi. Turk, kurultayda genel başkanliga adayligini kesin bir dille
    aciklarken, milletvekillerinin buyuk bolumu Turk’e destek olacaklarini dile
    getirdiler.
    Turk, adaylikta kararli oldugunu belirtirken, parti tabanindan ve milletvekili
    arkadaşlarindan buyuk destek gordugunu soyledi. Kendisinin her firsatta cozum
    icin “bariş ve diyalogdan yana oldugunu, guc kullanilarak cozum
    saglanamayacagina inandigini” ifade eden Turk, “Biz diyalog ve cozumu
    Ankara’da ariyoruz. Onun icin de buradayiz, Meclis’teyiz” dedi.
    DTP icindeki genel başkanlik yarişinin, “bolunmeye yol acabilecegi”
    kulislerde agirlikli olarak konuşulurken, Şirnak Milletvekili Hasip Kaplan,
    boyle bir bolunmenin soz konusu olmayacagini soyledi. Milletvekillerinin buyuk
    bolumunun Turk’un genel başkanligina destek verdigini belirten Kaplan, “O
    nedenle ben Meclis grubuna ragmen siyaset yapilacagini duşunmuyorum. Genel
    merkezin de bu durumu gormezden gelmeyecegini duşunuyorum” dedi.

  28. Yazan:rojhat zozan Tarih: Haz 20, 2008 | Reply

    DTP’YE VAR MISIN, YOK MUSUN ?

    Son gunlerde herkesin dilinde ayni cumle: Bir parti, rejime karsi “potansiyel
    tehdit” olusturuyorsa derhal kapatilmalidir. Bu iktidar partisi de olabilir,
    “etnik kokenli parti” de olabilir. Ancak gercek bu kadar basit mi ? Daha
    dogrusu bu kadar basit mi olmali parti kapatma islemi.

    Herkesin inandigi gibi yasamasi ve dusundugunu ozgurce ifade etmesini
    savunuyorum. Yeter ki, silahsiz, saldirisiz, baskalarina yonelik acik ve yakin
    bir tehlike olusturmasinlar, umumi ahlâk ve adaba mugayir, kamu guvenligi ve
    kamu sagligina zarar verici bir tutum ve davranis icinde olmasinlar. Zaten bu
    da demokrasilerin evrensel bir kurali degil midir ?… Kim suc isliyorsa onu
    cezalandirirsin. Netice itibariyle, parti dedigin; 4 duvar, bir tabela, bir de
    tuzukten ibaret degil midir ?… Zaten partinin tuzugu hukuka uygun degilse,
    parti kurulamaz. Kurulduktan sonra yasaya aykiri bir duzenleme soz konusu oldu
    ise, ret edersin, iptal edersin, gerekli degisikligi yapmazsa ve hukuki
    gerekleri yerine getirmezse kapatir gidersin. Ve o zaman da “munfesih
    parti” olur…

    Cumhuriyetin kurulmasindan sonra Kurtlerin yasadigi olaylara baktigimizda:
    Cumhuriyetin ilk yillarinda dis mihraklarin kiskirtmasiyla bir dizi isyanlar,
    1970’li ve 1980’li yillarda (soguk savas doneminde) yasanan sag-sol teror
    olaylarinda sol orgutlerin piyonu olmak suretiyle ulke vatandaslarinin
    “vatanseverlik” adina birbirilerine kirdirilmasi, 1990’li yillarda ise
    faili mechul cinayetler, kulturlerini yasayamayan bir topluluk ve daha nice aci
    gelismeler…

    Ancak benim amacim ezilen Kurtler edebiyati yapmak degil. Cumhuriyet
    tarihimizde Kurtler eger bir bedel odediyse, Turkler de en az Kurtler kadar
    bedel odemislerdir. Neyse konumuz bu degil.

    Esas sorun, bugun gelinen noktada DTP’nin izledigi politika. Eger bu ulkede
    herkes sorunlarinin cozumu icin DTP’nin yaptigini, destekledigi hareket (PKK)
    gibi bir orgutu desteklerse ne olur ? Bu kimin isine yarar ? Sonunda
    paylasilacak bir sey kalmaz geriye korkarim. Ve benim asil korkum da bu.
    Birileri bizi bize kirdirip, bu topraklara el koymak istiyor. Bu gerekce ile
    hak mucadelesinden vazgecmek de gerekmiyor elbette. Ama bunun yolu “kor bir
    siddete dayali” PKK teroru de olmamali.

    Etnik yapiya dayali teroru kabaca 3 sekilde cozebilirsiniz:

    1- Siyaset yoluyla: Toplumu ikna edersiniz, onlarin mesru temsilcisi karar
    verir, bu sorun cozulur.

    2- Yargi yoluyla: Bir hak ihlali soz konusudur. Hakli oldugunuzu yargida ispat
    edersiniz, sorun cozulur.

    3- Guc kullanarak: Gucu yeten yetene. Ilk iki cozum basarisiz oldugunda 3. yol
    devreye girer.

    Eger demokratik cozum diyorsaniz, bunun yolu siyasettir. Siyaset bir militan
    orgutun (PKK) sloganlarini tekrarlamaktan ibaret bir is olmasa gerek.

    Guc kullanarak var olma ihtimali en azindan bugunku sartlarda pek mumkun degil.
    Bunu baska bir ulke ile ittifak kurarak belki yapabilirsiniz, bu da size fayda
    saglamaz. Bolgede siddet yoluyla var olmak icin tek bir ulkeyle degil, en
    azindan 4 ulkeyle (Turkiye, Iran, Irak ve Suriye) askeri anlamda hesaplasmaniz
    gerek. Ve bunu yaparken de “bir yabanci gucle” ittifak kurmaniz gerek. Bu
    surecin sonunda 4 ulkeyi dize getirseniz, anlasmaya mecbur etseniz bile, size
    “destek veren guc” sizi kendi zebunu haline getirecek ve siz eski
    dostlarinizdan istediginiz seyi o gucten alamayacaksiniz.

    Su Nevruz kutlamalarini hatirlayin bir. “Derin gucler” her iki tarafi da
    kullaniyor. Halkin otobusunu yakarak, vatandasin dukkanini yagmalayarak,
    ozgurluk – demokrasi mucadelesi verilir mi ? Bayram boyle mi kutlanir ?

    DTP’yi halkin gozunde kucuk dusurmek icin bu eylemlerin bir kontrgerilla
    eylemi oldugunu dusunuyorsaniz, nasil bu kadar kolay bir sekilde boyle bir
    oyuna geliyorlar o zaman ?. Bunu da ayri dusunmek gerekiyor.

    DTP, kendi halki icin, sikâyet ettigi duzenden daha vahim bir duzen
    kurmayacagindan emin mi ?

    Adalet isteyenler, once kendileri adil olmali. Ozgurluk isteyenler, once
    baskalarinin ozgurluklerine sahip cikmali. Saygi gormek isteyenler, once saygi
    gostermeli. Toplum icinde yasayan herkesin bildigi en temel ve degismeyen
    yegane kural budur.

    DTP’ye iktidari verin, once kendi derin devletini kurar. Kendi cetesinin
    oyuncagi olur. Boyle siyasi mucadele verilmez. Bu ne Marksist Leninist devrim
    hareketi, ne de burjuva hareketidir. Bu tamamiyla “capulcu” hareketidir.
    DTP’liler, PKK’nin nasil, kimler tarafindan orgutlendigini bilmiyor mu ?
    Daha sonra nasil kontrolden ciktigini ve hangi hesaplasmalarin araci oldugunu,
    bugun geldigi noktayi. Bilmemesi mumkun mu ?

    DTP, bu hali ile birakin Turkiye icin bir sans olmayi, Kurtler icin bile bir
    talihsizlik vesilesi. DTP, Kurt halkinin “dini kimligini” onemsemiyor. DTP,
    “tarihi ve dini” sadece kendi ideolojik amaclari icin kullaniyor.
    DTP’liler, eger hukuk devleti, insan haklari, demokrasi mucadelesi veriyorsa,
    baska kimlerin haklari ile ilgileniyorlar ?

    Bana gore, bir takim dis guclerin etkisiyle Guneydogu insani “insani
    degerlerden” cok hizli bir sekilde uzaklastiriliyor ve kotu bir sekilde kanli
    bir oyuna alet ediliyor. Sanirim bu asamada, herkesin oturup “nerede yanlis
    yapiyoruz” sorusunu sormasi ve herkesin birlikte bu “derin cetelere”
    karsi ortak mucadele vermesi gerek.

    Ya bu kanli oyunlari birlikte sonlandiririz, ya da birbirimizle catisarak bu
    kanli orgutlerin servet ve iktidarlarina gonullu hizmetkârlik yapmis oluruz.

  29. Yazan:Arzuhan B. Tarih: Haz 21, 2008 | Reply

    Demek ki TSK hala bu sayfayi okumamis (ya da anlamamis)

    “BÖLGE RAHATSIZ EDİLECEK” • Eylem Planı’nında Kürt sorunu ve DTP ile ilgili de öneri ve uygulamalar da yer alıyor. Plan’da “Terörist” olarak nitelendirilen DTP ile ilişkiler ve Güneydoğu’da PKK’ya desteği azaltmak için çarpıcı stratejiler geliştirilmiş:
    • “Irak’ın kuzeyindeki desteği kesmek için bölge halkını terörle mücadele bağlamında ‘rahatsız’ edecek ve teröre yardım ettikleri sürece bu rahatsızlıkların devam edeceği mesajını verecek faaliyetler icra edilecektir.
    • Teröre sağlanan desteğin bedelsiz kalmayacağı, sıklıkla yapılacak aramalar, operasyonlar v.b faaliyetler ile bölge halkına hissettirilecek.
    • Irak Kuzeyi bölgesinde Türkiye sınırına yakın bölgelerde yaşayan Irak halkına ise ağır silah ateşleri icra edilerek aynı mesaj verilecektir. Bu şekilde PKK’ya desteklerinin sürmesi halinde bu rahatsızlıkların artarak devam edeceği duygusu hakim kılınacaktır. İşlem Makamı Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Koordine makamı Genelkurmay Harekat Başkanlığı’dır.”

    kaynak : http://www.taraf.com.tr/haberv.asp?HaberNo=10772

  30. Yazan:Büyükcan Tarih: Haz 21, 2008 | Reply

    Sanırım ilk yapılması gereken şey, özellikle bazı bölgelerde kısmi iyileştirme yapmak… Örnek mi?

    Şırnaktı sanırım.Bir dağ köyüydü.Su diye bir şey yoktu.Bir dere vardı,o da çok pisti!Zaten pis olmaması mucize idi.Çünkü taşradaki o 100 – 200 kişinin tek su kaynağı idi…hayvan yıkama,elbise yıkama vs,vs…Çocukların ağızlarında uçuk vardı, etrafta sivri sinekler!

    Okul zaten yoktu.Özel bir kanal görüntülüyordu! Şaşırdığım hiç kimse halinden şikayet etmiyordu…
    Korkuyorlar mıydı?,’Anlatsak ne çıkacak’ diye mi düşünüyorlardı?,Kadere itimatları mı tam ve kurşun geçirmezdi?

    Bilemiyorum.Televizyon karşısında devlete saydırdığım lafları ise burada yazmıyorum…

    Daha birşeyde söylemiyorum…

  31. Yazan:oktay yurtbay Tarih: Haz 23, 2008 | Reply

    oktay yurtbay şöyle diyor:
    DTPDEN GEC GELEN ITIRAF
    DTP Parti Meclisinin 20 Temmuz 2008 tarihinde yapilacak 2. Olagan Kongre
    calismalarini yurutmek amaciyla 9 kisiden olusturdugu Kongre Komisyonu, onceki
    gun tum il orgutlerine 6 sayfalik bir genelge gonderdi.
    Soz konusu genelgede ozetle: “Tartismalardan dolayi gercek potansiyeli aciga
    cikaramadik ve bekledigimiz sonuclari alamadik. DTP icerisinde yasanan
    ‘gruplasma, ekiplesme ve buna bagli olarak catisma ve cekismelerin’, klasik
    siyaset tarzinda tekrar ve israrin yarattigi sikintilar ve tahribatlar da
    vardir. Aktif yonetimler olusamamis, toplumsal faaliyetler yeterince
    gelisememis, halktan kopukluk yasanmistir. DTP, tarihin kendisine yukledigi
    gorevleri ve halkimizin beklentilerini hak ettigi kadar yerine getiren ve
    karsilayan bir siyaset ve temsiliyet duzeyini yakalayamamistir.”
    Yillar sonra gelen bu aciklama, acaba DTPnin kapatilma davasi oncesinde
    kamuoyuna sirin gozukmek icin sectigi yeni bir taktik mi, yoksa samimi bir
    itiraf mi ?
    Umariz ki yapilan bu aciklama samimi itiraf olarak kalir ve soylenen bu ciddi
    sozlerin arkasinda durulur. Aksi takdirde inandiriciligi yerlerde surunen DTP,
    “yalanci coban” olmaktan oteye gecemeyecektir !

  32. Yazan:eda Tarih: Haz 24, 2008 | Reply

    alalh belasını versin bu pkk nın

  33. Yazan:murat Tarih: Tem 5, 2008 | Reply

    me nemutlu muslumanım ne mutlu kurdum ve kurd oldugum icin hic birzamn utab madım guney dogoda olab pasaların turkiye ilk zengın ve en cok tanın tsk gorevlelirin neyaptıgı ordakiler iyi bilir bugun habere bak hakaride 8 tsk uyese goz altıda yapılan suclama silah kacakcılıgı esrar eroyın mugtar la berebar gel guven babası olan goz yumsun

  34. Yazan:atacantürk Tarih: Tem 31, 2008 | Reply

    TÜRK ve kürt kardeştir,bunu bozan kalleştir.sloganımız vardı,evet bunu bozan pkk ve DTP olmuştur.birilerinin oyununa gelmişlerdir.oyunu bozanlar meclisimize kadar girdiler.sözde temsili oldular izliyoruz ve yine suskunuz ve yine bekliyoruz.peki neyi bekliyoruz??((masum kürtler inançlı birlik ve bütünlükten yana kürtler için bekliyoruz))ve niçin bekliyoruz?akıllanmaları bu oyuna gelmemeleri için bekliyoruz.bunun hesabını canlı kalkan olmaya hazır binlerce ülkücü gençlik verecek ama gün sabır günü;; gün bu oyunun biteceği günün sabrı ve geçmiş hukukumuz beraberliğimiz tutuyor yoksa vallahi billahi bitireceğiz bir günde yapılanı yapabiliriz bir günde çok şeyi tarihe gömeriz ama bu oyunun ardında İSRAİL ve ABD var orada bir israil devleti kurmak istiyorlar.çalışıyorlar bizi birbirimize kırdırmak,,pkk yı da oradaki kürtleri bitirip BÜYÜK İSRAİLİ KURMA PLANLARI VAR BİLMİYORLAR Kİ türklerin bir karış toprağı vermeyeceğini biz onların atalarının yolundan gittiğini biliyoruz bizde atalarımızın yolundayız… kürtlere yazık olacak bir oyunun içindeler biz ülkücüler bunun için suskun bunun için durgunuz kürtleri vursak kalbimizi vurmuş olacaz ve hem vallaha hem billahi hangi ülkeyi karıştırmak istersek yaparız.şahadete nikahlıyız.geçmişten bu yana dillerini kaybetmemeleri kürtlerin islam dini içersinde binlerce yıl beraberliğimizin sevgimizin bütünlüğümüzün bu ülke ürünüdür.

  35. Yazan:atacantürk Tarih: Tem 31, 2008 | Reply

    TÜRK ve kürt kardeştir,bunu bozan kalleştir.sloganımız vardı,evet bunu bozan pkk ve DTP olmuştur.birilerinin oyununa gelmişlerdir.oyunu bozanlar meclisimize kadar girdiler.sözde temsili oldular izliyoruz ve yine suskunuz ve yine bekliyoruz.peki neyi bekliyoruz??((masum kürtler inançlı birlik ve bütünlükten yana kürtler için bekliyoruz))ve niçin bekliyoruz?akıllanmaları bu oyuna gelmemeleri için bekliyoruz.bunun hesabını canlı kalkan olmaya hazır binlerce ülkücü gençlik verecek ama gün sabır günü;; gün bu oyunun biteceği günün sabrı ve geçmiş hukukumuz beraberliğimiz tutuyor yoksa vallahi billahi bitireceğiz bir günde yapılanı yapabiliriz bir günde çok şeyi tarihe gömeriz ama bu oyunun ardında İSRAİL ve ABD var orada bir israil devleti kurmak istiyorlar.çalışıyorlar bizi birbirimize kırdırmak,,pkk yı da oradaki kürtleri bitirip BÜYÜK İSRAİLİ KURMA PLANLARI VAR BİLMİYORLAR Kİ türklerin bir karış toprağı vermeyeceğini biz onların atalarının yolundan gittiğini biliyoruz bizde atalarımızın yolundayız… kürtlere yazık olacak bir oyunun içindeler biz ülkücüler bunun için suskun bunun için durgunuz kürtleri vursak kalbimizi vurmuş olacaz ve hem vallaha hem billahi hangi ülkeyi karıştırmak istersek yaparız.şahadete nikahlıyız.geçmişten bu yana dillerini kaybetmemeleri nasılda karşılıklı hoşgörü olduğunun işaretidir.kürtlerle islam dini içersinde binlerce yıl beraberliğimiz sevgimizin bütünlüğümüzün dayanışmamızın bu ülke ürünüdür.bunu bozmak isteyenler var.

  36. Yazan:kadir Tarih: Ağu 3, 2008 | Reply

    öncelikle bu konuda ahkam keserken bazı hususları unutmayalım bölgedeki insanların durumlarının kötü olması iş aş olmaması kürtlere özgü bir şey değildir bugün karadenizde de iş yoktur.İç anadoluda da.Bunlar kürtlere ihaneti haklı kılmaz.Bir kişi hainse onun başı ezilmelidir.Türkiye de ters giden tek şey askere yapılanlardır.Bugün terörle kıyasıya mücadele eden askeri suçsuz yere hapise koymak hainleri mecliste barındırıp maaş bağlamak doğru mudur?
    Asker haksız olmaz efendiler çünkü karşısındaki üniforması olan bir ordu değildir o yüzden düşman kimi zaman muğlaktır.Herkes olabilir o zaman gayri nizami harbi uygulamak gerektiğinde kanun dışına çıkmak elbette olağandır.Askere yapılan bu saygısızlık haine gösterilen bu saygı kesinliklE bir iç tehlikenin habercisidir.UNUTMAYALIMKİ TSK ÜLKEMİZİ İÇ VE DIŞ TEHLİKELERDEN KORUMAYA HER ZAMAN HAZIRDIR.

  37. Yazan:Saltuk Buğra Han Tarih: Ağu 11, 2008 | Reply

    RTE kendini Arap milliyetçisi kabul ediyor.Türkiye ve Türkler diye bir şey yok.Muhammed, Allah ve Şeriat sadece kabul edilmelidir diyor.Şeriat halkın temelidir diyor.Peki buna nediyeceksiniz.Türkiye’nin yarısı bu adama oy verdi.Sizce doğru mu etti?

  38. Yazan:oktay demir Tarih: Ağu 16, 2008 | Reply

    Beyler .. Adım ..Arslanın Gözlerinin Önünde Atılan Adımdır .. Böylesi Anlamsız Ve “Kendince” Çözümde Bulunan , Hala Şoven, Militarist Duygularla Kangrenleşen Bu Sorunun Çözüleceğine İnanan Beyinler İhraç Edilmedikçe ( ki medya destekli militarist söylemler aksinin olacağını müjdeliyor ! )Bu Sorunun Çözülemeyeği Aşikardır.. İlk Cümlede Belirttiğim Gibi .. Arslanın Yeride Belli Yurduda .. Meraktan Soruyorum.. Acaba Burda Böylesi Söylemleri Söylemleştiren Kişilerin Kaçı Gidip O Arslana El Sürme Cesaretini Gösterebilir.. (bana örnek olarak sakın 18 lik genc askerleri göstermeyin )

  39. Yazan:JİTEM Tarih: Ağu 25, 2008 | Reply

    İtirafçıdan ilginç iddia: JİTEM’ci albay PKK’lılara yasadışı işler yaptırıyordu

    Terör örgütü PKK ve JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Albay Arif Doğan’ın eski PKK’lıları JİTEM bünyesinde toplayıp yasadışı işler yaptırdığını iddia etti.

    Aygan, Almanya’dan yayın yapan ve editörlüğünü bir dönem PKK terör örgütünün yöneticileri arasında olan Şükrü Gülmüş’ün yaptığı ‘nasname.com’ adlı internet sitesine konuştu.

    Emekli Doğan’ın ‘PKK itirafçısı olarak sadece Adil Timurtaş’ı tanıyorum’ ifadelerine bozulduğunu belirten Aygan, şunları söyledi: “Hele bir sorun Abdülkadir Aygan’ı da tanımıyor muymuş?.. Kendi kirli emelleri doğrultusunda oluşturduğu ekipteki diğer eski PKK’lıları da tanımadığını mı söylüyor yoksa? (…) Kendi adıma Arif Doğan’dan ve bu şahsı finanse eden, yöneten mekanizmadan davacıyım. Beni ve birçok eski PKK’lıyı JİTEM bünyesinde toplayıp, yasadışı işler yaptıranlardan davacıyım.”

    Terör örgütü PKK yöneticileri içerisinde de Ergenekon uzantılarının olduğunu ileri süren Aygan, Ergenekoncu PKK’lılardan davacı olduğunu vurgulayarak şu açıklamayı yaptı: “Çünkü onlar beni ve benim gibi binlerce Kürt gencini ‘güvenilmez, ajan’ ve benzeri sıfatlarla adlandırarak saflardan kaçmamıza ve düşmana sığınmamıza yol açtılar. Kaçmayanları da hunharca infaz ettiler. Ergenekon savcısına talimatla ifade göndermeye hazırım. Açığa çıkan bu pisliğin ve pisliğin sahiplerinin hesap verme günüdür.” Doğan’ın cephaneliğinde çıkan silah ve dokümanlardan bazılarının Ankara’da öldürülen Cem Ersever’e ait olabileceğinin altını çizen PKK ve JİTEM itirafçısı Aygan, sözlerini şöyle tamamladı: “Cem’i infaz edip her şeyine el koydular. Ölülerin üzerine suç atmayı bıraksın ve halen görevde olan arkadaşlarını açıklasın.

  40. Yazan:zorbek acem Tarih: Kas 9, 2008 | Reply

    Bazı arkadaşlar yorumlarda bulunurken hislerini akıllarının önüne koymuşlar. çok hassas bir konu ama; kabul edilmelidir ki kürt milleti bu ülkede çoğu zaman yasal olarak olmasa da pratikte ikinci sınıf vatandaş olarak görülmüştür. horlanmış, cahil olarak olarak görülmüş bir hayat sürmek zorunda kalmışlardır. kürtlerle türkler arasında en önemli iki bağ olan halifelik ve ortak düşman ermenilerdi. önce ermeni tehciri ardından halifeliğin halliyle bu iki bağ ortadan kaldırılmıştır. yeni dostluk bağları kurulması gerekirken zaten osmanlı tarafından pek önem verilmeyen bölge bir yalnızlığa itilmiştir. tepeden inmeci cumhuriyet devri hükümetleri bölge sorunlarını görmezden gelip sıva üzerine sıva yapmıştır. sanki aşiretler tüm bölgenin sözcüsüymüş gibi sadece onlarla görülmüş bölge halkı ihmale uğramıştır. uzun yıllar bölgeden çıkan okumuş, eğitimli insanların çoğu bölge sorunlarından habersiz aşiret ya da kapalı kutu gibi yaşayan şeyh ailelerinden çıkmıştır. tabana yayılamayan bir eğitim sistemi sonuç olarak kendini ifade edemeyen bir toplum ortaya çıkmıştır. yorum yaparken bunları lütfen hesaba katın siz de es geçmeyin…

  41. Yazan:şamil murad Tarih: Kas 25, 2008 | Reply

    Radikal saçmalamış siz de yaltakçılık yapmışsınız. Bunu gördüm ya yazının geri kalanını okumama gerek yok. Ama cehaletinizi de söyleyeyim; kopyala yapıştır yazarlığınızdan dolayı gerçek bilgiyi arayıp bulmak nedir öğrenememişsiniz. Derin devlet var, devletin karşısındaki derin devlet var. Bunlar iki zıt kutup. Tehlikeyi gören iyi niyetliler kendini çoktan feshetti zaten. Ama malesef meydan kötülere kaldı. Birkaç amca da kötüleri temizlerken araya birkaç gıcık olduğu iyiyi de karıştırıverdi, kimsenin ruhu da duymadı… Dün asalayı temizleyenler bugün ulusalcı faşistlerle beraber yargılandı, birkaçına gün doğdu. Özgürlük meşru olana dahi muhalefetse, bilin ki bu; avrupanın tuvalet kültürü kadar yer eder tarihte ancak. Doğru bu, isteyen köpürsün, isteyen böğürsün. Egoist kadar bol birşey yok zaten. Alışıldık.

  42. Yazan:ozan Tarih: Ara 7, 2008 | Reply

    acem arkadaş çok haklı..anakentlerde bile bizim bu kadar eleştirdiğimiz eğitim sistemi g.doğuda hiç işlemiyor..dersanecilik ve paralı eğitim..buralarda bi çok aile borç harçda olsa bunları yapabiliyor ama orda insanlar çok yalnız..tamamı korucu olan köyler bile göç etti?çünkü yalnızdılar,yanlarında sadece kahraman askerlerimiz vardı ve bunun da yetmesi beklenemezdi.okul yoktu,DEVLET yoktu..bunları unutmayın pkk denilen şerefsiz örgüt çoktandır siyasi bi yapı..söylermisiniz barzani ile kanka olan bi hükümet bu siyasi yapıyı çökertebilirmi??

  43. Yazan:Aliosman Tarih: Mar 25, 2009 | Reply

    Doğru teşhis tedavinin yarısıdır derler. Teşhisi doğru koymanın yolu da olayın temeline inmekten geçer. Bu gün kendilerini Kürt diye tanımlayan insanların yoğun yaşadıkları coğrafyanın bir kürt coğrafyası olduğu hangi tarihi kaynakta yer almaktadır. Bu coğrafyada Türk hakimiyetinden önce Bizans hakimiyeti vardı. Yani bu topraklar Türklerden önce Bizanslılarındı. Sonra sırasıyla buralarda Büyük Selçuklu devleti, Anadolu Selçuklu devleti, Akkoyunlu devleti ve Karakoyunlu devleti kuruldu. Diyarbakır Akkoyunlu Türkmenlerine Başkentlik yaptı. Geçmiş 1500 yılda hiçbir dönem kürt toprağı olmamış bu toprakların Kürtlere ait olduğunu iddia etmek ne cürettir. Bazıları diyorki efendim Kürtlerin atası Medlerdir ve buralar önceden Medlerindi. Bu tezi kabul etmememe rağmen bir an için doğru olduğunu farzedelim. Ben de derim ki kardeşim o zaman bu toprakları medlerin elinden kim aldıysa sen ondan iste biz bu toprakları Bizanstan aldık ve bize karşı hak iddia edecek tek hak sahibi Bizanstır.
    Atalarımızın kanla aldığı bu topraklarda Bizans hakimiyeti altında yaşayan Kürtler vardı. Bu Kürtlerin Medlerin devamı olduğu iddiası olduğu gibi, Selçuklulardan önce Anadoluya girmiş ve Bizans hakimiyeti altında yaşamış Türkler olduğu iddiası da vardır. Ama biz gene bunların Türk olmadıklarını farzedelim. Bizim atalarımız Bizansın elinden kanla aldıkları bu topraklarda yaşayan bu insanları kardeş kabul etmiş, bu toprakları işleten tımarlı sipahiler kurmuş ve aşiretlerin gelişmesini sağlamış ve bu aşiretlere mülkiyet hakkı tanımış. Sonra bu aşiretler çoğalmış ve bu topraklar bizimdir, bu topraklar üzerindeki siyasi haklar da bizim olacaktır iddiasında bulunmaya başlamış. Bu iddia öyle 30 senelik falan da değildir. Emperyalizme karşı kurtuluş savaşı verildiği sırada Şeyh Said aracılığıyla Türk milletini arkadan hançerlemiştir. Bu topraklar üzerindeki siyasi haklar bizimdir iddiası sert karşılık bulunca bu iddia geçici olarak biraz yumuşatılmış ve daha düşük düzeyli taleplerden başlanarak asıl talep zamana yayılmaya çalışılmıştır.
    Şimdi ben size soruyorum; siz birini evlatlık alsanız, onu öz evlatlarınızdan ayırmasanız, öz evlatlarınızla birlikte eşit haklara sahip olarak büyüse ve sonra deseki; ben sizin evinizde yaşamaya devam edeceğim ama sizin soyadınızı kullanmayacağım ve daha siz ölmeden ölmüşsünüz gibi miras iddiasında bulunsa ve toprağınızın bir kısmını sizden istese siz ne yaparsınız, diğer evlatlarınız ne yapar.
    Şair ne güzel demiş;
    Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
    Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
    Bir dışlanmışlık, geri bırakılmışlık edebiyatı almış yürümüş memlekette. Sanki Elazığın, Malatyanın, Adıyamanın, Bitlisin, Karsın, Iğdırın, Vanın Kürdü geri bırakılmış ta Türkü ileri çıkarılmış. Yada sanki Sanki Hakkari, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş geri bırakılmış ta Artvin, Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Çankırı, Yozgat ileri çıkarılmış. Bir asimilasyon yaygarası koparılır durur onyıllardır. Sanki Türkler Kürtleri asimile ediyormuş. Halbuki eğer Kürtleri farklı kabul edeceksek, bu memlekette Türkleşmiş Kürtten çok Kürtleşmiş Türk bulabiliriz. Bu memleketin en yüksek makamı olan meclisinde tavanlara çiğköfte atıldı. Eğer Türkü Kürdü ayıracaksak bu adetin Kürt adeti olduğunu ve ülkenin en yüksek makamında yer aldığını da kabul etmek gerek. Bu ülkenin hemen her yerinde İbrahime İbo denmesinin bir Kürt asimilasyonu olduğunu da kabul etmek gerek. Bu basit gibi görünen kültür ve davranışlar gibi onbinlerce örnek vardır bu memlekette aslında asimilasyonun değil karşılıklı etkileşimden kaynaklı bir entegrasyonun olduğunu gösteren. Madem Irkçılık yapmıyoruz, madem kardeşlik ve barış diyoruz o halde içini Kürt hal, hareket ve davranışlarının doldurduğu bir kültürün adına Türk denmesinden dolayı niye bu kadar kan akıtıyoruz, niye bu ülkeye ve Kürdün ve Türkün gelecek nesillerine yüzlerce milyar dolar zarar veriyoruz. Bütün mesele ortaklaşa üretilen kültürün Türkçe yaşanıyor olması mı? Peki bu saatten sonra bu kültürü bütün topluma Kürtçe yaşatma imkanı varmı? Niye imkansızın peşinde koşuyoruz. Ve Çatışmaların sebebi olarak gördüğünüz Kürtçe denen dil acaba bir dil olma vasfına sahip midir? Kürtçe dediğiniz dilin içindeki Türkçe, Arapça, Farsça ve Ermenice kelimeleri çıkartın bakalım kaç tane Kürtçe diyebileceğiniz kelime kalacak.
    Ve hepsinden önemlisi Hiç kimse Tapulu toprağının başka bir isimle isimlendirilmesini kabul etmez. Ve tapuya ismini yazdırırken ödediği bedeli gerektiği her zaman yeniden öder ve ödetir.

  44. Yazan:Aliosman Tarih: Mar 25, 2009 | Reply

    Doğru teşhis tedavinin yarısıdır derler. Teşhisi doğru koymanın yolu da olayın temeline inmekten geçer. Bu gün kendilerini Kürt diye tanımlayan insanların yoğun yaşadıkları coğrafyanın bir kürt coğrafyası olduğu hangi tarihi kaynakta yer almaktadır. Bu coğrafyada Türk hakimiyetinden önce Bizans hakimiyeti vardı. Yani bu topraklar Türklerden önce Bizanslılarındı. Sonra sırasıyla buralarda Büyük Selçuklu devleti, Anadolu Selçuklu devleti, Akkoyunlu devleti ve Karakoyunlu devleti kuruldu. Diyarbakır Akkoyunlu Türkmenlerine Başkentlik yaptı. Geçmiş 1500 yılda hiçbir dönem kürt toprağı olmamış bu toprakların Kürtlere ait olduğunu iddia etmek ne cürettir. Bazıları diyorki efendim Kürtlerin atası Medlerdir ve buralar önceden Medlerindi. Bu tezi kabul etmememe rağmen bir an için doğru olduğunu farzedelim. Ben de derim ki kardeşim o zaman bu toprakları medlerin elinden kim aldıysa sen ondan iste biz bu toprakları Bizanstan aldık ve bize karşı hak iddia edecek tek hak sahibi Bizanstır.
    Atalarımızın kanla aldığı bu topraklarda Bizans hakimiyeti altında yaşayan Kürtler vardı. Bu Kürtlerin Medlerin devamı olduğu iddiası olduğu gibi, Selçuklulardan önce Anadoluya girmiş ve Bizans hakimiyeti altında yaşamış Türkler olduğu iddiası da vardır. Ama biz gene bunların Türk olmadıklarını farzedelim. Bizim atalarımız Bizansın elinden kanla aldıkları bu topraklarda yaşayan bu insanları kardeş kabul etmiş, bu toprakları işleten tımarlı sipahiler kurmuş ve aşiretlerin gelişmesini sağlamış ve bu aşiretlere mülkiyet hakkı tanımış. Sonra bu aşiretler çoğalmış ve bu topraklar bizimdir, bu topraklar üzerindeki siyasi haklar da bizim olacaktır iddiasında bulunmaya başlamış. Bu iddia öyle 30 senelik falan da değildir. Emperyalizme karşı kurtuluş savaşı verildiği sırada Şeyh Said aracılığıyla Türk milletini arkadan hançerlemiştir. Bu topraklar üzerindeki siyasi haklar bizimdir iddiası sert karşılık bulunca bu iddia geçici olarak biraz yumuşatılmış ve daha düşük düzeyli taleplerden başlanarak asıl talep zamana yayılmaya çalışılmıştır.
    Şimdi ben size soruyorum; siz birini evlatlık alsanız, onu öz evlatlarınızdan ayırmasanız, öz evlatlarınızla birlikte eşit haklara sahip olarak büyüse ve sonra deseki; ben sizin evinizde yaşamaya devam edeceğim ama sizin soyadınızı kullanmayacağım ve daha siz ölmeden ölmüşsünüz gibi miras iddiasında bulunsa ve toprağınızın bir kısmını sizden istese siz ne yaparsınız, diğer evlatlarınız ne yapar.
    Şair ne güzel demiş;
    Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
    Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
    Bir dışlanmışlık, geri bırakılmışlık edebiyatı almış yürümüş memlekette. Sanki Elazığın, Malatyanın, Adıyamanın, Bitlisin, Karsın, Iğdırın, Vanın Kürdü geri bırakılmış ta Türkü ileri çıkarılmış. Yada sanki Sanki Hakkari, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş geri bırakılmış ta Artvin, Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Çankırı, Yozgat ileri çıkarılmış. Bir asimilasyon yaygarası koparılır durur onyıllardır. Sanki Türkler Kürtleri asimile ediyormuş. Halbuki eğer Kürtleri farklı kabul edeceksek, bu memlekette Türkleşmiş Kürtten çok Kürtleşmiş Türk bulabiliriz. Bu memleketin en yüksek makamı olan meclisinde tavanlara çiğköfte atıldı. Eğer Türkü Kürdü ayıracaksak bu adetin Kürt adeti olduğunu ve ülkenin en yüksek makamında yer aldığını da kabul etmek gerek. Bu ülkenin hemen her yerinde İbrahime İbo denmesinin bir Kürt asimilasyonu olduğunu da kabul etmek gerek. Bu basit gibi görünen kültür ve davranışlar gibi onbinlerce örnek vardır bu memlekette aslında asimilasyonun değil karşılıklı etkileşimden kaynaklı bir entegrasyonun olduğunu. Madem Irkçılık yapmıyoruz, madem kardeşlik ve barış diyoruz o halde içini Kürt hal, hareket ve davranışlarının doldurduğu bir kültürün adına Türk denmesinden dolayı niye bu kadar kan akıtıyoruz, niye bu ülkeye ve Kürdün ve Türkün gelecek nesillerine yüzlerce milyar dolar zarar veriyoruz. Bütün mesele ortaklaşa üretilen kültürün Türkçe yaşanıyor olması mı? Peki bu saatten sonra bu kültürü bütün topluma Kürtçe yaşatma imkanı varmı? Niye imkansızın peşinde koşuyoruz. Ve Çatışmaların sebebi olarak gördüğünüz Kürtçe denen dil acaba bir dil olma vasfına sahip midir? Kürtçe dediğiniz dilin içindeki Türkçe, Arapça, Farsça ve Ermenice kelimeleri çıkartın bakalım kaç tane Kürtçe diyebileceğiniz kelime kalacak.
    Ve hepsinden önemlisi Hiç kimse Tapulu toprağının başka bir isimle isimlendirilmesini kabul etmez. Ve tapuya ismini yazdırırken ödediği bedeli gerektiği her zaman yeniden öder ve ödetir.

  45. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Mar 25, 2009 | Reply

    Yayımlanması üzerinden bir hayli zaman geçmesine karşın güncel bir konu.Bu bakımdan yazının altına yeni yorumların bırakılması gayet doğal.Benim yorumum da bu anlamda “gecikmiş”yorumlardan sayılabilir.Aslında yazıyı bir kaç kez okumama karşın yorum yazmamayı daha uygun görmüştüm.Zira bu tür yazılarda tartışmanın “taraf”mantığıyla tatsız sonuçlar doğurması yani gereksiz bir kaplaşma ve kutuplaşmaya yol açma riski bir hayli yüksek.
    Ne var ki istesek de istemesek de ortada bir sorun var ve bir sorun varolduğu müddetçe de tartışmaya hep açık demektir.
    Tabii yazı kadar,yazının altına bırakılan tüm yorumları da okudum.Bence fikirler farklı olsa bile bir konunun bu denli medenice ve demokratik kurallar içerisinde tartışılması son derece olumlu.Elbette doğruya,iyi ve güzel olana ulaşmanın yolu buradan geçer.Dolayısıyla (katıldığım-katılmadığım)fikrini belirten tüm katılımcılara teşekkür ediyorum.
    Bu bağlamda Mehmet beyin de varolan bir sorunumuzu çözme gayretinde olduğunu düşünüyor ve tesbitlerini son derece olumlu ve yapıcı buluyorum.
    Konumuza dönecek olursak,Mehmet beyin bir yorumcuya cevaben yazdığı şu cümleler bence dikkate değer
    PKK konusu mart ayinda kapanacak. PKK ile mücadele edilirken masum insanlara da haksizliklar yapildi. Ama Kürtler ne kadar sagduyulu ve sabirli olduklarini gösterdiler. Meyvalarini da topluyorlar ve daha uzun yillar toplayacagiz hep birlikte ALLAH’in iznizle.(MY)
    Mehmet bey bu tesbitini veya öngörüsünü 2007 Martı’nı kasdederek yapmıştı.Oysa 2009’un Mart’ını geride bıraktığımız şu günlerde sorun tamamen çözümlenmiş değil.Burada elbet bu iyimser tahminin tamamen yanlış olduğunu ima etme gayretinde değilim.Sorun,sanıldığı gibi kısa bir vadede çözülmemiş olsa bile bence çok önemli ve olumlu bir seyir kazanmıştır.Yani en azından eskisine oranla çok daha kötü bir durumda değil ve çözüme dair umutlar yeniden yeşermişe benziyor.Kürtçe yayın yapan TRT Şeş,kısmen susan silahlar,azalan olaylar vs.hem sorunun tamamen çözümsüz olmadığı hem de bu bağlamda yazarın güvenlik sorununa indirgenerek sorunun salt silah ve şiddetle çözelemeyeceği savını doğrulamaktadır.
    Dolayısıyla kısır çekişmelere takılıp kalmak yerine,bir adım daha atarak sorunu barışçıl yöntemlerle çözmek elimizde.Yeterki gerçeklerimizle cesaretle yüzleşelim ve gerekli özeleştiriyi yapmaktan kaçınmayalım.Bu hepimizin sorunu ve çözümü de yine hepimizin ortak gayreti ve sağduyusuyla mümkün olacak.
    Evet,kuşkusuz gerikalmışlık salt Güneydoğu’ya özgü bir durum değil;ülkenin en batısında da çözülmeyi bekleyen yosulluk,işsizlik vs.gibi yığınla sorun var.Fakat Güneydoğuda bunun biraz daha yoğun olduğu iddia edildiğinde de hayretle karşılamamak ve daha yapıcı fikirler üretmek gerekiyor.Bakınız,kürtçe tv.yayını sanıldığı gibi bizi bölüp parçalamadı.Eminim bölgenin eğitim,sağlık,istihdam gibi sorunlarının aşılması için atılacak adımlar da bizi bölmeye götürmeyecektir.Kuşkusuz,meseleyi bir siyasi malzemeye dönüştürmeye eğimli kötü niyetli kesimler,şer odakları falan da olacaktır.Fakat bu bizi yıldırmamalı ve elbirliğiyle bu topraklara kalıcı ve istikrarlı bir barışı tesis etmenin yolunu kapatmamalı.

  46. Yazan:Turan Catli Tarih: Mar 26, 2009 | Reply

    Kurt sorunu basta olmak uzere bu formadeta disardan empoze edilmis.
    Askerlik herkese mecburi olmali,basta acedemisyenlerin pasalarin siyasetcilerin cocuklari guney anadoluda gorev yapmali.
    PKK terer orgutudur.ODTU sini kim kurdu ise PKK yide ayni gucler kullanmaktadirlar.

  47. Yazan:meh et Tarih: Nis 5, 2009 | Reply

    buna kürt sorunu demek yanlıs. sorunlu kürt vatandaşlara sahibiz ve bunlara tedavi gerekmişde onun çabası içindeymişiz gibi bi anlam çıkıyor burada. bu bir terör örgütü sorunu , bu bi türkiye yi güçsüz görmek isteyenlerin ufak ufak başlatıp şimdi önümüze sorun diye koydukarı bir olay. oyuna gelenlre çok acıyorum. belli kelimeler üzerinden süslü cümlelerle bunu haklı bir dava gibi göstermek isteyenler ya kandırılmış vatab-ndaşardır yada vatan hainidirler.

  48. Yazan:mustafa Tarih: Nis 6, 2009 | Reply

    mehmet bey yazınızı yazınızı çok beğendim altına bir imza da ben atmak istedim bunun için kendi bloğumda link vererek yayımladım. eğer rızanız yoksa iletişime geçerseniz sevinirim.

    http://mustafaemingul.wordpress.com/2009/04/06/pkk%e2%80%a6-ters-giden-nedir-bundan-sonra-nereye/

  49. Yazan:cafer Tarih: Nis 13, 2009 | Reply

    yer de goge kadar haklisiniz butun yazilanar hakinda dunya degisiyor ama turk sozum ona turk bilib ve politik uslubu nedense degismiyor yaziklar olsun boyle bilim insanlarina oysaki ugruna cok kan dokulen sorunlar bu gun meclistte rahat sekilde konusuluyor yarin ola bakarsiniz apo melciste sasmayin. saygilarimla

  50. Yazan:Erkan 31 Tarih: Nis 18, 2009 | Reply

    Pkk nın sonu sadece asker ile olamaz. kuzey ırak’a girer girmez teröristlerin önemli bir kısmı barzana sığınıp peşmerge olacak ve diğer bir kısmı iran ve suriyeye kaçacak. harekatın çok ciddi bir faydası yok. bu ülkede üniversitelerde pkk sempatizanı yetiştiriliyor.
    devletin doğuda ciddi olarak otorite yetersizliği var. ve halkın önemli bir kısmı sürekli çatışmalar arasında. işsizlik, güvensizlik vs. birileri oralarda devleti düşman olarak göstermiş.Pkk finansörleri belli yurtdışı ve kaçakçılık.Kısacası orada yapılması gereken çok şeyler var ve bu süreç çok uzun sürecek gibi. uzun zamandan beridir. Emniyet güçlerimiz ve silahlı kuvvetlerimiz Kürt halkına güvenliğin dışında eğitim, sağlık vs. hizmetlerde götürüyorlar. ancak siyaset olarak da çok iyi desteklenmeli bu tür davranışlar ve cesur olunmalı. ancak birileri milliyetçilik adına veya siyasi oy kayıpları endişesi ile bin yıldır beraber yaşadığımız ve kurtuluş savaşına beraber girdiğimiz insanlarımızı dışlamamızı istiyorlar. Devletin tüm kurumları ve sivil toplum örgütleri ile koordineli çalışarak pkk sorununa son verilmesi mümkün olabilir. yoksa sadece doğuda değil Türkiye’nin her yerinde özellikle annelerin yüreği yanacak…belli bir zaman sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti Pkk nın bitmemesi durumunda her türlü destekçilere bedel ödetmeye başlayacak…ve hakkıdır da…

  51. Yazan:nnnn Tarih: Nis 23, 2009 | Reply

    Siteye girerken kaba bir milliyetçilik bekliyordum.Yanıldım. Düşünen, üreten insanlara binlerce teşekkürler.

  52. Yazan:ismail kayran Tarih: Nis 26, 2009 | Reply

    BİR KÜRT İÇİN EN SALAKCA DÜŞÜNCE TÜRKİYEDEN AYRILMAK OLUR.DÜNYANIN BİR ÇOK YERİNDE HEP ZENGİN BÖLGELER AYRILALIM DER.BİZ DE DE TAM TERSİ.PKK LILARIN DA GERÇEK KÜRT OLDUĞUNA İNANMIYORUM.ÇOĞU KÜRTÇE KONUŞAN KENDİNİ GİZLEMİŞ ERMENİ.GERÇEK KÜRT TÜRK KARDEŞİYLE SAVAŞMAZ.VATANI BÖLMEYE KALKMAZ.BENİM BİR ÇOK KÜRT ARKADAŞIM VAR BU ÜLKEYE BAĞLI.ALTIN GİBİ İNSANLAR.PKK DAHA NE İSTEDİĞİNİ BİLE BİLMİYOR.HUZUR BOZMAK TEK AMAÇI.

  53. Yazan:cemo Tarih: May 13, 2009 | Reply

    ARKADAŞLAR ÖNCELİKLE şunu belirtmek isitoyrum ki unutmayın pkk nın amacı ülke kurmak değil ayrılmak değil halkların eşitliği . pkk bugn kürt ırkı birinci sınıf vatandaşıda olsun istemiyor zaten onu istedimi faşistlrden ne farkı kalacak kı .. yıllarca doğu sömürlüdü düşünceler yasaklandı diller yasaklandı ismiler yasaklandı bunu hepimiz biliyoruz . siz şimdi diyeceksiniz ki ey kürtler sizi içimize aldık bu ülkenın ekmeğini yiyorsunuz hayır buna tammemıyle karşıyım bu ülke birlikte kazanıldı .. unuttunuz mu 1071 yılında osmanlı devleti yok olmak üzereyken 20 bin atlı kürt süvarilerin osmanlıya yarıdm ederek osmanlıyı anadoluya yerleştirdiklerinin unutunuzmu kürtler çanakklae ve diger savaşlarda ALLAH ALLAH diyerek şehadete kavuştudukalrını madem o bayragı bayrak yapan üzerindeki kansa bayragın çogu doğu halkına aitt bunuda mı unuttunuz .. ve yha ATATÜRKÜN kürtlere veridği söz ; savaştan sonra kürtle kendı muhtarını secerek kendılerını yönetecekler ; u sözüde mi unuttunuz yapmayın arkadaşlar .. ama savaş sonra gene oyuna geldi kürtler.. ey türk ve kürt kardeşlerim şu yazacaklarımı iyi okuyun eger biraz ALLAH tan korkunuz varsa.. ben metropolde yaşıorum izmirde ve kardeşim gecen gün merdivende düştü annem kardeşimi kucaklayarak hastahaneye yetiştirdi ve şükür durumu iyi peki nedeni dolmuş duragı her metropolde yaşayan gibi dibmizde ahstahane dibimizde doktor emrimizde .. ve şimdi gecelim mardine halamın oğlu kayalıktan düştü daha 3 yaşındaydı ama ne yol ne hastahane ne emrinde bir doktor nededibinde bir dolmuş duragı vardı ve halamın ufak oğlu düştügü yerde şehit düştü.. peki oradaki insalalar nasıl isyan etmesin .. demekki insanlar madurr . 85 yıldır cumhuriyet kuruldu ve ülkenın 0%70 geliri askeriye gidiyor bu 85 yılın 60 yılı boyunca o %70 gelir doguya yatırım yapılsaydı dogunun şu anki halini hayal edebilirmiyidiniz .. ve bu sorun olurmuydu ortada pkk dağa cıkarmyıdıı buda size kalmış bişi .. hepini iyi günler..

  54. Yazan:Aliosman Tarih: May 14, 2009 | Reply

    cemo kardeş;
    yanlış bilgilerle doldurulmuşsun. Birincisi 1071 de Osmanlı yoktu. Osmanlı 1299 yılında kuruldu. 1071 de Selçuklu Sultanı Alparslan ile Bizans Kralı Romen Dijojen karşılaştı ve Kürtlerin falan değil bu gün kürt olduğu söylenen ve belkide zamanla kürtleşmiş olan Bizans ordusundaki paralı Türk (kıpçak, peçenek, uz)askerlerinin saf değiştirmesi sonucunda Selçuklular savaşı kazandı ve Anadoluyu yurt yaptı.
    İkincisi ben bir Türk milliyetçisiyim, ama benim Türklük anlayışım ülke topraklarında yaşayan herkesi eşit derecede hak sahibi gören, herkesin din ve vicdan hürriyetine, yerleşme ve seyahat özgürlüğüne, konut dokunulmazlığına, haberleşme özgürlüğüne saygı duyan bir milliyetçiliktir. Milliyetçiliğimin amacı bu ülkede yaşayan herkesi emperyalizmden korumak ve onuruyla şerefiyle yaşamasını sağlamaktır. Ama sen bana faşist diyorsun, ırkçı diyorsun. Peki senin dışlanmış, ezilmiş dediğin insanların bu ülkede can ve mal güvenliği, yerleşme ve seyahat özgürlüğü, konut dokunulmazlığı, haberleşme özgürlüğü, çalışma hakkı varken ve bizzat senin gidip İzmire yerleştiğin gibi elini kolunu sallayarak ülkenin her hangi bir yerine gidebilirken senin faşist dediğin ırkçı dediğin insanlar mağdur bırakılmış dediğin bölgeye aynı rahatlık içinde gidebiliyorlarmı. Senin çok paran olsa güvenliğin olmadığı o bölgeye paralarını yatırırmısın. Paralı kürtler neden ordan kaçıyor. Orada bir Astsubayın evini basıp çocuklarının gözü önünde onu şehit edenlerin amacı nedir. Hertürlü hak ve özgürlüğe sahip olduğu halde zırt bırt kürt ve kürt sorunu diyen midir ırkçı yoksa sabırla inatla bu terbiyesizliğin bitmesini bekleyen ve hala onları kandırılmış kardeş olarak gören Türk müdür ırkçı.
    Üçüncüsü fakirlik, yoksulluk, geri bırakılmışlık sadece oranın sorunu değildir. Her türlü imkansızlığa ve güvenlik sorununa rağmen ülkenin en çok kamu yatırımı alan yerleridir orası. Kaldıki o bölgelerde etnik olarak Türkmen olanlar da var. Eğer geri bıraktırılmış ise sadece kürtler değil Türklerde geri bıraktırılmıştır. O halde sadece kürtler diyerek gene ırkçılık yaptığınızı göstermiş oluyorsunuz.
    Son bir söz, bak ne güze İzmirde yaşıyorsun ve bir düzen kurmuşsun ama ben istesem de diyarbakırda Mardinde yaşayamıyorum. Durumunun bir dışlama değil aksine bir ayrıcalık olduğunu bil ve bu topluma minnet duy. Aksi takdirde birileri çıkar derki sen burda yaşadığın halde ben orda yaşayamıyorum, sen de defol git burdan. İşte o zaman ne kardeşlik kalır, ne de ekmek yeme imkanı. Allah milletimize öyle günler göstermesin. Biz de aklımızı başımıza alalım.

  55. Yazan:Ali Yürekli Tarih: Haz 1, 2009 | Reply

    İki PKK var bir dağdaki birde TSK’lerin içindeki(ergenekon terör örgütü) eğer siz içerdeki PKK’lıları görmez iseniz. Dağdaki PKK’lılara karşı çok da bir şey yapamazsınız. Yapacağınız her hamle dışarı uçar ve PKK sizden her zaman bir iki adım önde gider. İlk önce içeriyi temizliyeceksiniz sonra dağ. Tabi bundan önce Kürt kardeşlerimizin demokratik haklarını vermeniz lazım. İlk önce bataklığı bir kurutalım. Bunun için koruyucuları kontrol altına alacak dizginliyecek kurallar veya komutan başlarına verilmeli. Sağlıklı, siniri sağlam, adaletli, eğitimi ve bilgisi yüksek vicdanlı kişiler korucu şefi olmalı. İlk önce dağı besleyen kanalları kuruttuktan önelem aldıktan sonra dağ hedef alınmalı ki dağın toptan inmesi içinde bir genel af ortamı hazırlanmalı ve PKK liderleri ile diyalog kurulmalı bu başka kişiler aracı olarakta yapılabilir. Yani silaha gelmeden önce her yolu deniyeceksiniz. Bu şıkların seçeneklerin üstünde denendi ibaresi olacak sonra kardeşim ben ne yapayım her yolu denedim seçenek bırakmadın diyebilesin. O zaman kürt halkı da kızarken üzülürken bunu dikkate alır. Önemli olan isyanı nasıl bastırdığınızdır. Bunun onlarca yüzlerce yolu var. Bugüne kadar herzamanki gibi öldürüp biçik kesip hakaret edip halkın haklarına tecavüz ederek bastırmaya çalıştık bu tam bir rezalettir. Böyle aciz basiretsiz devlet adamlığı olmaz.

  56. Yazan:fevzi sevim Tarih: Eyl 24, 2009 | Reply

    sayın orgeneral başbuğ
    TÜRKİYE nin gelecekteki kaderi siz askerinelindedir.sanmayınız ki bu düşünce kasırgaları türkleri etkileyecek,hayır tam tersine daha da kuvvetlendirecektir.sizin bu konudaki tutumunuz şöyle olmalıdır;
    biz t.c.askerleri asla ve asla kürt sorununu destek vermeyeceğiz.ve de asla vermeyeceğiz …bu konumun sonuda bizim bölünmez bütünlüğümüzn parçalanması değil tam aksine pkk nin sonu olmalıdır…ve de pkk yı ilk önce dağlardan düşürmek değil,ilk başta dağlara çikmamalarını sağlamaktır. tabiki benim de bu konuyla ilgili pek çook bilgim vardır. ama bunları ancak siz uygun görürseniz açıklığa kavuşturacağım… biliniz ki pkk yı bitirmek içinilk önce ekonomist pkk lıları bitirmelidir…ülkemizdeki çok sayıda pkk yandaşı olan bürokratlarımız vardır gizli görüşmelr ve gizli araştırma ve takiplerden sonra bulunacak sonuç benim çıkardığım sonuçla hiç bir farkı kalmayacaktır …sz dağlardaki operasyonlara asla son vermeyin aynı zamanda da devletin ekonomistlerini,bürokratkarını araştırıp bu çikan sonuçla hiçbir zaman tereddüd etmeden bunları karanlıktaki tahtların indirmelisiniz.. bu işi ancak halkın huzurunu sağlayanlar yapabilir yani sizler … sakınlıkla kendi menfaaetleriniz uğruna halkımızı yalnız ve kaderiyle başbaşa bırakmayın. eğerki bırakırsanız işte o zamanı iç ve dış huzurumuz kalmaz.. o zamanı da savaşlar başlayacaktır…o zamanı halk ta kargaşa yaratarak siz devlet büyüklerinin sonunu hazirlamış olacaklar …
    Diyorum ya bu debletin geleceği siz askerin elindedir… unutmayın k halk sizin arkanızdadır ve bende zamanı geldiğin de gönüllü olarak bu vatan için gözümü kırpmadan ölümederim…
    yazan:fevzi sevim konya-tuzlukçu
    eğer yanlış birşeyler söylediysem beni buradan alıp idama götürün….

  57. Yazan:Kavaimilliyetçi Tarih: Kas 8, 2009 | Reply

    arkadaşlar türk kürt kardeştir pkk kalleştir pkk biz kürtleri utandırıyor

  58. Yazan:Mustafa Tarih: Kas 11, 2009 | Reply

    TÜRK VE KÜRT..

    Çanakkalede omuz omuza savaşmış etle tırnak gibi ayrılmayan, biribirleriyle iç içe girmiş kız alıp kız vermiş dayı olmuş hala olmuş iki millettin bence hiç birbirinden farkı yoktur..

    Türkiyede kürt problemide yoktur hiç bir zamanda olmadı olmaycaktırda..Bence kürt problemi vardır diyenlerin hepsi bu ülkenin altına dinamit yerleştirmekte ve ortalığı karıştırmakta öncelikle bunları bir bir ayıklamak gerek..İkinci husus PKK ile kürtleri aynı kefeye koymamak gerek..PKK dış güçler ile desteklenmiş TÜRKİYENİN büyümesini istemeyen güçlerin ortak ürünüdür.Bunu iyi ayırt etmek gerekiyor.

    Bu bağlamda doğudaki kürt kardeşlerimizin eğitilip kendilerini kullandırmamalrını sağlamak gerek. Malesef yıllardır dış güçler bu ülkeyi kürtler üzerinden bölmeye kalktı ve hala kalkışıyorda.Farkındamısınız bilmem PKK dan önce ASALA vardı aynı ortak dış güçlerin ürünüydü..O bitti PKK ardından başladı (ermeni, israil, alman, ingiliz vb güçler tarafından desteklenen)..Asaladan önce bu ülkeyi sağ sol diye birbirine düşüren güçlerde aynıydı..İşte bu noktada dikkat etmek lazım artık bir ülke meydanlarda savaşarak bölünmüyor..Piskolojik savaş ve kardeşler içine fitne sokarak birbirine düşürülerek bölünüyor. Birde dış güçlerin bir ülkeyi bölmek için oluşturdugu terör grupları üzerinden nemalanan (maddi çıkar güden) yapılanlamar vardırki bu terörü bitirmede en can alıcı noktadır..Çünkü maddi çıkar bazen tsk içindeki kişileride menfaatleri uğruna terörün önüne geçmekte engeldir.Bugün doğuda uyuşturucu petrol kaçakçılığı hat safhadadır bunun içinde malesef tahminimce tsk danda yerel yönetimlerdende ve pkk içindeki kişilerde mevcuttur işte bu bağlamdada ERGENEKON gibi örgütler ortaya çıkar..O zaman ilk olarak ergenekon gibi yapılanmaları çözüp diskalifiye etmek lazım..Sonrasında siyasi yollardan PKK ya dsetek çıkan ülkeleri kanıtlarıyla birlikte dünyaya yansıtmak lazım..Pkk nın maddi dış kaynaklarını kesmekle birlikte türkiye içindeki maddi manevi iç kaynaklarınıda engellemek lazım..Sonrasında geriye kalan terörüstler için tsk özel birlikler kurmasın lazım sadece nokta saldırıs yapabilecek bul yoket mantığı ile..Kos koca bir orduyla değilde bir timle birlikte ufak birliklerle bulup yok etmesi lazım..Tüm bunlar olurken doğudaki ağalık sistemini çökertmek ve orada yaşayan cahil vatandaşları eğitip bilinçli ve kendini kullandırmayan bir insan haline dönüştürmek lazım..Bu kapsamdada rantlardan gelir sağlayan yerel yöneticileri ve ağaları diskalifiye etmek lazım..

    En önemlisi TÜRKİYE için ortak hareket etmek lazım..Yüzünü sadece AB ye dönmüş bir Türkiye için değil..Yüzünü Türk cumhuriyetlerine dönmüş ama AB de sırt çevirmemiş..Türk birliğini kendi içinde kurmuş Ve ortadoğudaki diğer islam ülkeleri ile kooordineli haraket edebilecek hatta Ortadoğu ülkelerini Yönlendirebilecek Bir TÜRKİYE olmak için ortak hareket etmek lazım..Bunun içinde bizim bir an önce yapay olarak üretilmiş kürt problemiydi pkk ydı irticaydı gibi söylemlerden kurtulmamız lazım..Ve bunu vakit kaybetmeden hep birlikte yapmamız lazım..Saygılarımla..

  59. Yazan:KÜRTüm INSANim Tarih: Kas 28, 2009 | Reply

    ilk kez böyle düsünen türkler görüyorum.

    ama yinede isin perde arkasina bakmayi cesaret ediyorsunuz, benden size söyliyim bunu arkasinda karanlik cok zekali gücler var, cogu zaman yahhudiler deniliyor, ama buda tam dogru deyil cünkü o güc kendini örtbas etmek icin yahudileri kullaniyor.

    oyunun tam derinligine dalmak istiyorsaniz (derin düsünceye) :-), buna en yüksek seviyeden bakmak gerekir.

    buda öbur dünyanin bakis acisidir,
    yüce Allah, ISik, Nur gücler ve karsi gücü Nursuz isiksiz, “karanlik” gücler.

    Türkler ve Türkiye Masonlar, “yahudiler” tarafindan kuruldu ve yönetiliyor. Kürtler ise oyuna getirilip ödürülüp bastiriliyor, biri (türkler) zalimdir, öbürü (Kürtler) ise zülüm cekendir.
    ama ikisin icindeki Ruh aynidir. oyundur bu.
    Zalim sopayi elinde atmadikca zülüm cekenler birsey yapamiyor VE ISTER ISTEMEZ KENDINI KORUMAK ZORUNDA KALIYOR,

    onun icin PKK kuruldu, mecbur kalindi, ve Kürtler ister istemez karanlik güclerin, yahudilerin oynuna gelip kendileride karanlik bir güc oldular, evet PKK ve PKK’cilarin icinde isiksiz nursuz gücler var/dogdu. ama mecbur kalipta. tüklerin ise beyni yikanip seve seve Kürt öldürmeye yönetildiler, neymis? vatan icinmis gibi masallar… öbür dünyada bunu anlami kalmaz. herkezden sorulur dünyada yaptigi.

    isin sonuna gelelim, Kürlerin elinde deyildi bu savasi bitirmek, Türklerin elindeydi, ama birsey diyemem cünkü türkler cokiyi beyin yikama mekanizmalardan geciriliyor, bundan kacmak zor oluyor. ve artik gec kalindi Kuzey Irak, Güney Kürdistan kuruldu artik. Ordu duruyor. hersey hazir. Türkiyede ise buna ayarlaniyor, “yahudiler” masonlar, “karanik gücler tarafindan. asiri Kürt düsmanlari yok ediliyor (ergenekon). Türkiye kurulmadan bunlar planlandi ve simdi ise yapiliyor.. kardeslik TSK ve mustafa kemal masonunun Kürtlere yaptigi zülümden beri ölmus, ve birdahada dogmuyacak kolay kolay.

    bu benim umrumda olmaya bilir, ben avrupada yasiyorum ve dünyanin sirlarini iyi taniyorum, ölüm benim icin bir hicdir, bu savas olsun olmasin benim mutlulugumu etkilemiyor, ama siz siz olun, uyanin oyuna gelmeyin, herzaman heryerde Tanri gücleri düsünün, bilincinizden cikarmayin, cünkü gercekden cok agir günleri geliyor üzerimize, sadece türkiye deyil bütün dünyaya.

    (avrupada dogup büyüdügüm icin türkce pek iyi bilmiyorum ama umarim ne demek istedigimi herzaman anlamisinizdir)

    saygilarimla

  60. Yazan:kaan Tarih: Ara 1, 2009 | Reply

    ŞUAN Kİ GÜNCEL OLAYLARA BAKARSAK BİR TÜRK DİYORUZ BİR KÜRT DİYORUZ PEKİ SORUYORUM NEREDE LAZLAR ÇERKEZLER ÇİNGENELER EĞER ÇOĞUNLUK DİYORSANIZ KÜRT BU İNSAN HAKLARINA HAYKIRI BU ÜLKEDE ÇİNGENESİDE LAZIDA ÇERKEZİDE TEK BİR BAYRAK ALTIN DA YAŞAMAK VE BU OLAYLARDAN BİR PAY ÇIKARMAMIZ GEREK AMA DOĞUDA YILLARDAN BERİ İZLENEN SİYASET ÇOK YANLIŞ NEDEN HATA BİZİM EĞİTİM SİSTEMİMİZDE HERYERE HİZMET GÖTÜRDÜK AMA Bİ ADAM AKILLI ORAYA ULAŞAMADIK TÜRKÇEYİ ÖĞRETEMEDİK ÇOCUKLARA SONRA DİL DEDİLER TAMAM KARDEŞİM DİL AMA BEN SENİN DİLİNİ ÖĞRENMEK ZORUNDA DEĞİLİM AMA SEN BENİM DİLİMİ ÖĞRENMEK ZORUNDASIN ONLAR YENİ DOĞAN ÇOCUKLARA KÜRTÇE ÖĞRETİYORLAR COCUK ORDA YETİŞİP BÜYÜYOR SONRA BATIYA DOĞRU GÖÇ EDİYOR ZAR ZOR TÜRKÇESİYLE İLETİŞİM BOZUKLUĞU YAŞIYOR EN KISA AKICI BİR DİL ÖĞRENMEK 1 SENESİNİ ALIYOR BU ZAMAN KAYBI DEMEK BEN O ZAMANA KADAR KİMİNLE İLETİŞİM KURACAM SORUYORUM SİZE? TÜRKİYE Yİ BU OLAYLARLA DALGALANDIRMAYALIM ARKADAŞLAR DERSİM DEDİLER ADAMLARIN ZORUNA GİTTİ YANLIŞ YERLERE ÇEKİLMEYE DEVAM EDİYORLAR BU ALEVİLER İÇİN SÖYLENMİŞ BİR SÖZ DEİL HEPİMİZ İÇİN SÖYLENMİŞ BİR TAKIM ANLATILARDIR. ULUÖNDER ATATÜRK ZAMANINDA BU DALGALANMAYLA GİTSEYDİK BİR AĞACIMIZ BİLE KALMAZDI BU ZAMANA KADAR AMA OZAMN KİMSE KIŞKIRTMIYORDU BİZİ BU VATAN HEPİMİZİN DİYORLARDI ÖNEMLİ OLAN BİZİM BİRBİRİMİZLE UĞRAMAMIZ DEĞİLDİR KENDİMİZ İÇİN YENİ BİR YAPILANMAYA GİDİP SORUNLARA KARŞI ORTAK HAREKET EDEREK BİZİ BU DURUMLARA DÜŞÜREN HÜKÜMET MUHALEFET KİM VARSA SORGULAMAK GEREKİR BU VATAN TOPRAĞI BİZE VERİLEN EN BÜYÜK HEDİYEDİR KIYMETİNİ BİLİP İYİ MUHAFAZA EDERSEN ÇİZİLMEZ KIRILMAZ AMA KIYMETİNİ BİLMEYİP KURCALAYIP SÖKMEYE ÇALIŞIRSAN DÜŞÜRÜRSEN BOZULUR KIRILIR LÜTFEN ARKDAŞLAR BİRİMİZ HEPİMİZ HEPİMİZ BİRİMİZ İÇİN YAŞASIN TÜRKİYE

  61. Yazan:Önder Sönmez Tarih: Ara 2, 2009 | Reply

    PKK ters giden nedir, sorusuna kendi yaşadıklarımdan yola çıkarak cevap vermek istiyorum.

    Kendim Hollandada doğup büyüdüm, artık Belçikada kalıyorum, Aslen Sinopluyum ve Sunni olarak yetiştirildim. Staj ve tez yazmak için 2 yıl Istanbul’da kaldım eşimle orada tanıştım. Komşu bir kız arkadaşı vardı Istanbuldayken (hem Kürt hem Alevi). Bu arkadaşımızın bir anneannesi var sadece Kürtce biliyor. Bir akşam ziyaretine gittiğimizde onunla bir sözlük kullanarak Kürtçe konuşunca acayip hoşuna gitti ve güldü. O anneannenin gülüşü çok önemli ve değerliydi benim için Kürtlere ve Alevilere yapılan zulümleri iyi bildiğim için. Ne devlet umrumuzdaydı, ne hangimizin ne olması. Beni anlasın diye ben onun anladığı dili konuştum ve benim bu hareketim ikimizide eşitleştirdi.

    Türkçede yüzlerce binlerce, Fransızca, Ingılizce, Arapça kelimeler vardır ve bu Türkçenin zenginliğidir. Ayrıca bu dilleri öğrenmekte herkes tarafından sofistike bulunuyor ve önemli olarak biliniyor. Fakat Kürtçe diyince çoğu insanlar küçümser ve artık zaten hemen hemen düşman olarak görür. Eskiden bu değişik olsaydı şimdi başka bir noktada olurduk, kendi dedemden ve akrabağlarımdan bilirimki onlardada Kürt diyince hemen küçümsenirmiş. Atasözlerimizde bile var: ‘Kürt çalar Çingene oynar’, bir odanın dağınıklığını ifade etmeye kullanılır yanılmıyorsam.

    Halbuki zamanında Kürtçe özgürce konuşulabilseydi, Kürtler baskı altında tutulmasaydı belkide ikinci bir resmi dil olabilseydi ve vurgulayarak söylüyorum, Kürt insanları Türk insanlarıyla eşit konumda olabilseydi. Resmi ideoloji tarafından Türklere kötümsenmeseydi Kürtler, isayana zorlanıp sonra katledilmeseydi, sivil toplum örgütleriyle anlaşabilseydi, politik örgütlenmelerde kendini kendi diliylede Türk kardeşlerine kendilerini ifade edebilseydi, sadece Kürtçeyi konuşarak ve Kürt kimliğini zamanında tanıyarak bunların hepsi olabilirdi. Şu anda güzel Türkiye daha sağlıklı daha refah dolu bir ülke olurdu. Çünki ozaman herkes anlaşarak, beraber birbiri için çalışırdı.

    Ben böyle düşünüyorum, şimdiyse kangrenleşmiş bir soruna doğru gidiyor çünki insanlar kendisini ifade edemiyor, ifade etmekden korkuyor anlaşamıyor. Ve çoğu insanlar Kemalist çizgiden sapamıyor halbuki bütün bu sorunların temelinde tek tip insan yaratma çabalarıdır. Atatürk Hitler tarafından örnek alınan biri olduğunu duyunca uyguladığı politikalar daha çok anlam kazandı benim için.

  62. Yazan:hidayet demir Tarih: Ara 6, 2009 | Reply

    Belçika-Sinop’lu Önder kardeşimiz,

    “Halbuki zamanında Kürtçe özgürce konuşulabilseydi, Kürtler baskı altında tutulmasaydı belkide ikinci bir resmi dil olabilseydi ve vurgulayarak söylüyorum, Kürt insanları Türk insanlarıyla eşit konumda olabilseydi..” demişsin. Bir işim dolayısıyla Trakya’da bir jandarma karakoluna gittim, oradaki asker telefonda annesiyle RAHAT bir şekilde, kürtçe konuşuyordu..

    Vakti zamanında biz Türkler lisan öğrenmeye meraklı olup kürtçe DE öğrense idik bu iddialar ortaya atılmazdı..Yine de PKK nın iddiaları bitmez her türlü şiddeti çıkarmaya devam ederlerdi..
    bence , geçmişte kemalist ordunun ve bazı bürokratların işgüzarlığı-küstahlığı-insansevmezliğinin cezasını hep birlikte milletçe çekiyoruz..
    kemalizmin bacakları kırılmadıkça, “HERŞEYİ BEN BİLİRİM ULAN” dayılanmaları sona ermedikçe bu mesele çözülemez..

  63. Yazan:Jackson Tarih: Ara 26, 2009 | Reply

    …bu olay en az 100-300 yeni Savasci kazandirmisdir PKK’ye….

    Ters giden birsey varsa o da T.C’dir

  64. Yazan:ferhat BİLGİN Tarih: Ara 30, 2009 | Reply

    BÖLÜNME FOBİSİ!

    Ben kendimi bildim bileli terör sorununu ya da daha genişletilmiş ismi ile Kürt sorununu kalıcı çözüme kavuşturabilmek için bir şeyler yapılmaya çalışılır. Bir şeyler derken gerçekten pekte içi doldurulamadığı için bu çabaları sadece bir şeyler diyerek tarif edebiliyoruz. Birçok hükümet, sivil toplum kuruluşları ve kimi zaman şahıslar farklı raporlar ile çözüm yolları sunsalar da istikrarlı bir çözüm süreci şimdiye dek hiç oluşturulmadı ya da oluşturulamadı.
    AKP tek başına olmanın gücü ve cesareti ile önce Kürt sonra demokrasi olarak nitelendirdiği bir açılım başlangıcı yaptı tahmin edilebilineceği gibi her kesimden büyük beklenti ve merakta uyandırdı. Ve beklide en başında çok isabetli bir açıklama ile başlandı içinin boş olduğunu ve yapılacak görüşmeler ve tartışmalar ile olgunlaşan fikirlerin toplamı ile içinin doldurulacağı belirtildi gerçekten olması gereken aslında buydu iyi ve yararlı bir açılım için. Birçok kesimden kişi ve kuruluşlarla da görüşüldü muhalefet her şeye hayır diyen anlayışı bu konuda daha da katı halde bir hayır diyerek bırakın katılıma tartışmasına bile katkı sunmadı tek ve en büyük katlıları kendi tabanlarına gösterdikleri yeni bir AKP mücadele silahı idi.
    Ama zaten ne CHP nede MHP bu açılımın güçlü destekçileri olamazlardı da zaten. Açılımın ihtiyacını duyan doğu ve güneydoğuda zaten yoktular! Dolayısı ile bulunmadıkları ve beklide kendi açılarından çoktan gözden çıkardıkları bir bölge için yapılacak eleştiri ve konuşmalarda da istenildiği ölçü kullanılabilinirdi sıfır riskti çünkü onlar için o bölgeler. Dtp ise o bölgenin var olan bir siyasi gücü olarak açılıma kendi penceresinden eleştirilerle destek oluyordu. İmralı dan gelecek bir yön tayininin dışında da geliştirebilecekleri bir siyaset hamlesi zira bulunmuyordu da.Çözümden en fazla heyecanlanması gereken ve bu açıdan açılamada bu heyecanla yaklaşması beklenen bir siyasi parti bu kez çözümden korkar gibiydi. Vekillerinden bazılarının özellikle yaptıkları konuşmalar bize bunu gösteriyordu korktukça daha fazla örgüt sözcüsü durumuna geliyorlar ve kendi aralarında pekte ortak bir dil yaratamıyorlardı.
    Açılım ve kendinden önceki, raporlar analizler bölge ile ilgili yetkili yada bilir kişi yorumlarının hepsi aslında bölünmenden bir ortak ve eşit yaşam içindi en azından belirttikleri amaç buydu. Ama zaten bir bölünme olacaksa en son sınırlar anlamında bu olur. Eğer sivas’tan öteye siyasi partilerinizin bir çoğu uzanamıyorsa, hala hizmet için giden doktorunuzu, öğretmeninizi, askerinizi, polisinizi ‘zorunlu’ hizmet adı altında göndermekteyseniz, ekonomik kalkınma gücünüz ve yaşam kaliteniz açınızdan doğunuz batısından 50 yıl geride ise, eğitiminiz, hala ahırlardan sınıflara çevrili bir eğitimin içinde ise, hastaneleriniz doktorsuz ise, devlet demek o bölge insanı için kamuflajlı askerler demekse, barış naraları atan sanatçılarınızın bu naraları sürekli Akdeniz ve ege kıyılarından metropollerden atıyor ve gitmiyorlarsa zaten geriye de bölünecek tek şey sınırlar kalmış demektir..

  65. Yazan:izzet Tarih: Oca 6, 2010 | Reply

    CEMO BENDE KARADENİZLİ BİR GENCİM ÜNİVERSİTE MEZUNUYUM OKULUMU BİTİRELİ İKİ SENE OLDU HALA İŞSİZİM KÖYDE YAŞİYORUM EVİMİN DİBİNDE NE DOLMUS DURAĞI NE DE HASTANE VAR UFAK BİR KAR YAGDIĞINDA YOLLAR KAPANIYOR. BURAYA DA YATIRIM YAPILMIYOR.DAĞA MI ÇIKALIM TERORİST MI OLALIM. BEN 2 3 İNSANIN YAPTIĞI YANLIŞI 75 MİLYONA MAL ETMEM GEÇMİŞTE YAPILANLARI DA BU GÖZÜ YAŞLI ANALARIN YAPMADIĞINI ONLARIN GÜNAHSIZ OLDUĞUNU UNUTMAMAK GEREKİR VE BİR HAK SAVUNULACAKSA BU SİLAHLA SAVUNULMAMALIDIR BU İKİ KARDEŞ IRK ARASINDA.BİR HAKLI YAN VARSA DA BEN HAK FALAN GÖREMİYORUM (ARTIK) ÇÜNKÜ HAK SAVUNACAKSINIZ DİYE GENÇ BİR KIZ YANARAK ÖLECEKSE,EKMEK PARASI KAZANMASI GEREKEN ESNAF DÜKKANINI AÇAMAYACAKSA, GENCECİK DELİKANLILAR HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİREMEYEKSE BEN HAK ADALET ÖZGÜRLÜK DAVA DEVRIM GÖREMİYORUM ORTADA UYANIN UYKUDAN UYANIN KARDEŞLİĞİ BOZMAK İSTEYENLER ARAYA VESVESE SOKUYOR. GERÇEKTEN İYİ NİYETLİ KİŞİLERİN BAŞİNİ ELLERİNİ ARASINA KOYUP DÜŞÜNMESİ LAZIM ALLAH VATANIMIZA MİLLETİMİZE DEVLETİMİZE ASKERİMİZE HER ALANLA BAŞARILI KILSIN

  66. Yazan:Hakan Tarih: Oca 17, 2010 | Reply

    PKK ortaya çıktığındaki durum ile şimdiki durum arasında Kürtlerin tavrını kökünden değiştirecek lehlerinde bir değişim yaşandı.
    Kürtlerin gözü ile bakmaya çalışınca eskiden durum şöyleydi. Ben Kürt üm blok olarak bir coğrafyada yaşıyorum, köklerimde burada biliyorum ayrı bir dilim var ayrı bir tipim var ama bir devletim yok diyordu. Bu durumda isyan eden her Kürt o an yaşadığı noktada kendine bir devlet kurmaya çalıştı. Irakta kalan Kürtler orada Türkiye dekiler güneydoğuda İran ve Suriye dekiler kendi topraklarında. Bu tarafsız bakabilsek anlaşılabilir bir durumdur. Ancak değişen bir şey oldu bu tabloda. Bu dört devlete dağılmış Kürtlerden bir tanesi kuzey ırakta amacıda öbürlerinden önce ulaştı. Kuzey ırakta bir Kürt devleti olmaya çok yakın bir oluşum var şimdi. Bu durum Kürtlere devletsiz halk mazeretinden yoksun bıraktı artık. Bir Diyarbakırlı artık benim neden bir devletim yok diyemiyor yada diyemeyecek yakında. Şimdi Kürtler şapkalarını önüne koyup düşünecek. Amaç Kürt devletiydi bir bütük coğrafya una çabaladık ve birileri buna çok yaklaştı. Şimdi iki seçenek var önlerinde. Ya Yahudilerin kıtaları aşarak bir çölü yurt yapmaları gibi kuzey ırak ı Kürdistan yapmak için yanıp tutuşacaklar sonuca gitmek için tüm enerjilerini harcayacaklar yada bu fırsatı etrafa korku saçarak baltalayacaklar. Ben bir pkk lı olsam gerçekten Kürdistan aşkıyla yanıyor ise var ise nefretimi bir yana bırakır tüm enerjimi geleceği çokta garanti olmayan ama çok umut verici olan kuzey ırak oluşumuna destek veririm. Kürtler eğer bu kendilerine altın tepside sunulan fırsatı kemikleşmiş dürtülerine esir olup kaçırırlarsa başka bin yıllara bırakırlar hayallerini. Akıllarını başlarına alıp hiçte küçük sayılmayacak olan kuzey ırak oluşumunu sahiplenip orada bir devlet yaratsınlar. Yahudiler Paris in Newyork un İstanbul un güzelliklerini terk edip çöllerde devlet kurdular. Şimdi eurovizyon a katılıyor olimpiyat açılışında bayraklarıyla yürüyor BM lerde oy kullanıyorlar. Dünya her halka devlet verecek kadar büyük değil, Hititleri devletsiz bırakabilen dünya Kürtleri de devletsiz bırakabilir. Bu altın tepside ki şansa sarılsınlar. Devlet ise işte devlet size. Diyarbakır ı, Van ı İskenderun u isterim diyorsan eldeki bulgurdan olursun sonra bin yıl kafanı taşlara vurursun. Son 3 bin yılda yüzden fazla devlet kuran bir halkın bireyi olarak bunu Kürtlere dostça söylüyorum. Çok acemisiniz bu işte daha fazla hatada diretmeyin. Kuzey ırak da size sunulan devlet içinden Ortadoğu nun en büyük iki nehri geçen tarıma müsait altında petrolü olan İsrail in 3 kadı Portekiz in iki katı Bulgaristan dan büyük Ermenistan ın 4 katı, İngiltere kadar bir topraktır. Ama siz yok ben iki tane Fransa büyüklüğünde ülke istiyorum hakkım bu dersen bu at üstünde savaştan savaşa koşarak bu güne gelen Fransız lara da saygısızlık olur
    Kürtler eğer bunda meylederse Türk ortak aklıda kendi bekasının Kuzey Irak ta bir Kürt devletinin varlığında olacağını görecek onu var etmek için Kürtlerle el ele veren bir çabayı kendi varlığı için hayati görecektir. Ama orası nasılsa çantada keklik der yanında yarın bir gün Diyarbakır da olsun derse ne olduğunu anlamazsını bir rüzgar eser her şeyi alır götürür sonra yüzlerce yıl başınızı taşlara vurursunuz. Bu iş akıl işidir nefretinize esir olmadan hareket edin. Kuzey ırak ı Kürtlerin 3000 yıl sonra ki biricik devleti yapın. 3000 yılda kimler yok oldu bu dünyada koparttığınız kardır. Ortak onurlu barış için buna sarılın bizde görelim ve gereğini yapalım.

  67. Yazan:murat Tarih: Şub 5, 2010 | Reply

    bugün türkiyenin geldiği son nokta önemli fakat başlangıç dahada önem arzediyor mesela misal vereyim türkiyede gerçek vergisini vermeyen onbinlerce kişi zengin olmuşmu olmuş bunu içinde ağırlık kürtler var araştırın görürsünüz illegal yasadışılık 100 seneden fazla bastırılmamış ekonomi illegal olmuş tabiki devlet malı deniz yemeyen domuz misali bir başka problemde var devletin işe aldığı personel de adam kayırma partizanlık rüşvet yine bir başka problem olmuş yani işler ehline değil adamına verilmiş yer altı ekonomisi oluşmuş ve bu yeraltı ekonomisini oluşturanlara şantaj yapılarak bir başka illegaliteyi koruma dektörü oluşmuş yani illegal sektörler çogalmış devletin kontrolünden çıkmış bunlar terör örgütleriyle mecburen içili dışlı olmuş bu illegal yapı devlet yapısına sızmış bu kanserli virüsler tedavi edilmedikçe operasyon yapılmadıkça ülke düzlüğe çıkmaz bugün yapılacak en önemli operasyon ekonominin kazançların mal varlıklarının kontrol altına kayıt altına alınmasıdır bu zordur fakat mecburidir türkiye cumhuriyeti vatandaşının ne yaptığını ne kadar kazandığını kazandığının vergisini verip vermediğini bilmediği müddetçe ne terör biter ne darbeler biter ne kaos biter . bugün kürt vatandaş zannediyorki türk devleti onları sömürüyor halbuki bilmiyorki devleti sömüren illegal gurubun içinde fazlasıyla kürt var burda sömürenler kazandığının vergisini vermeyen kim olrsa olsun hırsızdır sömürendir sömürülen devlettir devleti teşkil edende türkiye cumhuriyetinde yaşayan tüm vatandaşlardır kürt vatandaş zannediyorki kürtler ayrılırsa gökten para yağacak her kürde maaş bağlanacak yahu dünya tarihinde böyle bir rüya gerçek olmamışki şimdi olsun kuzey ırak fazla sürmeyecek halk türkiyeye bağlanmak isteyecektir çünkü ne zamanki devlet otoriteyi sağlayıp vergiyi toplamaya başladığı zaman kafalara dank edecek ve kürtler hayal ettikleri devletin hiçde hayal ettikleri gibi kaf dağından kar bağışlamadığını göreceklerdir tek çözüm devletin gelir dağılımında adaleti sağlaması ve topladığı vergileri yerinde kullanması dağıtılan kredileri adaletli dağıtması devletin ihale ettiği hizmetlerin oldukça yerli şirketlerin ve ehil olanlara verilmesi tüm kamu kurum ve kuruluşlarının vergi toplamada az kazanandan az çok kazanandan çok alması asgari ücretin insan onuruna yakışır şekilde belirlenmesi ve asgari ücretten vergi alınmaması kazançlara belirli bir kotadan sonra vergi getirilmesi çocukların ve gençlerin beslenme ve eğitiminde devletin yardımları ve gözetleyici rolü olması yani dengelerin kurulması lazım ve bunlar çözüme kavuşturulduğunda ne terör kalır ne bölücülük kalır bir söz vardır erzurumda kimse sıcak tandır başını terketmez işte devleti güçlü milleti sağlıklı mutlu adaletli herkesin doyduğu türkiyede terörde olmaz bölücülükte untmayalım nerde yokluk orda ….okluk fakirlik cahillik her kötülüğün anasıdır

  68. Yazan:serkan Tarih: May 31, 2010 | Reply

    kürt sorunu war ve hayatta çözülmez basımızda böle siyasetçiler olduğu sürece çözülmez ne kadar kardesiz desekte kardes degiliz kardes kardesi öldürmez ezmez dışlamaz ismet inönü döneminden beri kürtler öldürülüyo asimilasyon ediliyo ama ne yaparlarsa yapsınlar bişi degişmez bi insanın herseyini alabilirsin ama düşüncesini asla kürtlerin içinde birikmiş bi kin war alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste basbakanın lafı allah c.c büyüktür herseyi o görüyo haklı yada haksız kimse hakkını o werir

  69. Yazan:serkan Tarih: May 31, 2010 | Reply

    israil konusunda bi fikri olan warmı bence israil bütün orta doğuyu ele geçirmeden durmaz eger türkiye buna dur demesse yarın türkiyeye saldırır ben bu ülkenin basbakanı olsaydım hemen saldırırdım onlar yaptı yapacagını zaten demekki türkiyeyi hiçe sayıyolar adamlar korksa böle bişi yapmazdı israille sawas yakın bence türkiye sadece kandile ucak göndermeyi biliyo galiba nerde basbuğ nie bişi demiyo nie kararlıkla israile saldırmıyo saldıramaz çünkü korkuyo eger asker şehit olmuş olsaydı şimdi her yerde operasyon baslatmıştı kandile ucak gitmişti çoktan her yeri bombalamıştı dtp pkk o kadar barış dedi kimse tınlamdı yarın bi savas olursa kürtler yardım etmez bence pkkda israile yardım eder pesmergeler gibi peşmergeler nasıl amerikaya yardım etti türkiyeyi karanlık günler bekliyo bence

  70. Yazan:Tayfun Tarih: Haz 2, 2010 | Reply

    Özgürlükler, Türkiye’de Kadın Olmak ve PKK
    Hiçbir zaman meselenin kaynağına inemedik. Bu gençlerin o dağ başında ne işi var? Derdi ne bunların? Bir belgesel izlemiştim PKK’yla ilgili. O güne kadar ”gözü dönmüş caniler” zannettiğim PKK’lıların aslında kendilerince ”haklı” gerekçelerle isyan halinde olduklarını ve ”haklıyken” haksız duruma düştüklerini, bu içinde bulundukları zor durumdan istifade edenler tarafından kullanılıp, farkında olmadan statüko için savaştırıldıklarını gördüm.

    Bir genç PKK’ya katılmaya nasıl karar verir? O belgeseldekilerin anlattıkları aslında bilindik hikayeler. Yarısı kadın olan bu militanları dağa çıkaran en önemli etkenlerden birisi ”feminizm”. Avrupa yapımı bu belgeselde bilhassa ”islam kültüründe kadının yerinin olmamasına” isyan eden bir duruşları vardı.
    O kızların her biri farklı hikayeler anlattı. Zorla istemediği kişiyle evlendirilmek istenen, namus cinayetinden kaçan vs. bilindik hikayelerin yanı sıra, başına hiçbir şey gelmediği halde, yaşadığı ”haremlik, selamlık” hayatı beğenmeyip, gerek Avrupa’daki, gerek TV’larda gördükleri kızlı erkekli ortamlara duyulan merak ve özenti ve ovada böyle bir hayat yaşama imkanı olmaması, onları dağa çıkarmış. Dağa çıkmak onlar için özgürleşmek anlamına geliyor. Yani, bu gençlerin dağa çıkmasının sebebi ne sosyalist Kürdistan, ne de o sürekli okuyup durdukları kitaplarda anlatılan fikir akımları. Onları, o dağa çıkmaya güdüleyen gençlik hevesatı ve şehvet. Gerçi o belgeselde ”kadın erkek beraber yaşamayı öğretiyoruz burada gençlere. Zina olur diye birbirlerine değmekten, gözlerine bakmaktan korkmadan, çekinmeden, beraberce yaşamayı öğretiyoruz onlara” diyordu bir üst düzey yetkili.

    Sosyalizm, feminizm, islam karşıtlığı… İsrail devleti, kemalistler ve PKK arasında ne kadar da benzerlikler var, farkedebiliyor muyuz? Yani, bir İsrail’li bakanı Türk yap, olur sana kemalist. Bir kemalisti Kürt yap, olur sana PKK’lı. Kaldı ki, PKK’nın içinde bir çok değişik ülkeden militanlar var. Ukrayna’lı, Rum, Rus…

    Sonuç olarak, cinsel özgürlükleri için dağa çıkanlar cinsel bir tatmine de ulaşamıyorlar. Enerjilerini, heveslerini ”bağımsız sosyalist Kürdistan” için harcamaya yönlendiriliyorlar. Bir süre dağda kaldıktan sonra artık onlar için de çok geç oluyor. Geri dönmek onlar için ciddi bir sıkıntı haline geliyor. Tek eğlenceleri esrar çekmek haline geliyor bir süre sonra.

    Peki, bu gençleri ve bilhassa kızları dağa çıkaran bu etkenler nasıl yok edebiliriz? Daha fazla özgürlük? Avrupa’daki gibi gece hayatına izin? Sırtı çantalı ”Özgür kız” modeli? Daha az mahalle baskısı? Erkekler ne yapabiliyorlarsa, ne kadar diledikleri gibi yabancı kızlarla gönül eğleyebiliyorlarsa, onlar da aynı cinsel özgürlüklere sahip olmayı ve bundan dolayı hiçbir toplumsal tepkiyle karşılaşmamayı istiyorlar. Biraz yaralarını deştiğiniz zaman anlıyorsunuz isyanlarının sebebini. Türk’ü de aynı, Kürt’ü de… Avrupa’daki PKK’lılar neden oralardaki devletlere isyan etmiyor? Çünkü, orada bireysel özgürlüklerini doyasıya yaşayabiliyorlar. Kendi düşmanlarımızı kendi ellerimizle mi yaratıyoruz?

    Bu da başka bir isyankar kız:
    http://www.facebook.com/?ref=logo#!/video/video.php?v=107793859253177&ref=mf
    Bana göre bu videodaki kızın PKK’ya katılan bir kızdan çok da farkı yok. Etnik kökeni bu noktada çok önemli değil. Yunanistan’daki eylemlere desteğe giden de, PKK’ya destek veren de Türkler var. PKK’lılar mücadelelerine sürekli uluslararası bir destek arayışı ve meşruiyet kazandırma gayreti içerisindeler. Mahalle ve aile baskısını savunanlarımız da malesef bunların ekmeğine yağ sürüyorlar.


    4:19’u saniyede konuşmaya başlayan Leyla’ya dikkat! Ondan sonra konuşan ve ”evlenmek zorunda kalmaktan” korkan diğer kıza da…

    PKK terörünün Turgut Özal ve Tayyip Erdoğan dönemlerinde tırmanması bir tesadüf olabilir mi? Muhafazakar aile yapısına isyan edip de dağa çıkmıyor mu buradakiler? http://www.youtube.com/watch?v=I_rODUUfagc

    15:04’e de dikkat! PKK’nın ideolojisi… Bunlar gözü dönmüş teröristler mi, yoksa bir amaç uğruna mücadele eden bir organize bir örgüt mü?
    ”Ortadoğudaki bir çok örgüt gibi, dini kullanmıyorlar. Artık bir Kürt devleti için savaşmıyorlar.”

    16:12’ye dikkat: ”Evlilik yasak… Cinsellik de yasak, ta ki gerçek özgürlükler elde edilene, devrime kadar” Bu mu vadettiğiniz özgürlük? Dağa çıkarana kadar mı özgürlük?

    19:07’ye dikkat!

    Meselenin temelinde islamda kadın ve feminizm var gibi görünüyor. AB’ne girmek ve daha fazla liberalleşmekten başka bir çözüm yok gibi görünüyor. İzmir’deki isyan da, Tunceli’deki isyan da, Diyarbakır’daki isyan da aynı. Bu örgütün dini cemaatlere en ufak bir tahammülü yok. Yapmak istedikleri, daha doğrusu sürdürmek istedikleri devrimin önünde en büyük engel olarak dini cemaatleri görüyorlar. Aynen, kemalistlerin gördüğü gibi… Ve hatta İsrail’in gördüğü gibi. Aynı zihniyete sahip bu 3 gücün işbirliği yapmaması için hiç bir sebep yok.

    ”Liberalizmden kaynaklı” kapitalizm yüzünden ölen halklara, Halepçe’dekilere acıyıp, liberalizme tu kaka derken, ”özgürlük savaşçısı” teröristler yüzünden ölen 10000lerle ilgili aynı kaygıları da paylaşabiliyor muyuz? Bana göre, liberalizm, kötü ahlakı, vicdansızlığı beraberinde getirmiyor. Ahlaklı, itikadı kuvvetli insanların yönetimi ve denetiminde olan liberal bir toplum düzeninde bu tarz isyanlarla başa çıkmak daha kolay olacaktır. Dağda elde edeceğini düşündüğünden daha fazla özgürlüğü olduğuna inanırsa, ovada kalmaya da ikna olacaktır gençler. Liberal islam denilen mevzu da bu. İslam çok fazla eğilemez, bükülemez, biliyoruz ancak, daha ziyade aile ve toplum yoluyla gayr-ı resmi olarak yapılan dini baskıların da dolaylı yoldan nasıl da onbinlerce insanın ölümüne sebep olduğunu görmekteyiz. Bu kuşak çatışmasının daha fazla liberalleşmeden başka bir yolu olduğunu düşünen buyursun, çözüm önerisini ortaya koysun.

  71. Yazan:aziz yılmaz Tarih: Haz 2, 2010 | Reply

    Tayfun bey,

    Biraz özel bir soru olacak,Tayfun_Korkut olarak yorum yazan katılımcıyla isim benzerliği mi var,yoksa her iki müstear da size mi ait.Bu sorumun çok özel bir nedeni yok,sadece ilgimi çekti.Ayrıca görüşler de çok paralel ve bu arada pek çoğuna katıldığımı da belirteyim.Dolayısıyla sorma nedenim sizinle yorumlaşırken bir karışıklığa mahal verilmemesi içindir.

    Şimdi izninizle konuyla ilgili bazı görüşlerimi paylaşmak istiyorum sizinle.Tespitlerinizin bir kısmına katılıyorum.Özellikle de gençlerin dağa çıkma nedenini teşkil eden etkenlerde doğru saptamalar var.Sadece kadınlar değil,erkekler için de benzer nedenler geçerli olabilir.Zira daha derinlemesine incelenirse ülkemizde gençlerin marjinal gruplara katılma nedenlerinin oldukça benzer olduğu görülecektir.Örneğin ülkücü gençler ile dağa çıkan gençler arasında özünde çok büyük bir fark bulunmuyor.Belki sadece köken,ideoloji ve üzerinden kendilerini tanımladıkları eylem ve davranışta kısmi farklılıklar olabilir.Ancak neticede bir şekilde kendilerini toplumdan koparan bağları onarma,bu boşluğu kapatma gibi benzer bir arayış içinde oldukları söylenebilir.Dolayısıyla fark şekildedir sadece,yani gerçekleştirme ya da varolma istencinin farklı tezahürleriyle karşılaşıyoruz.Bu bağlamda Kürt gençlerine dönecek olursak,sizin de çok yerinde değindiğiniz gibi ortada bir “arayış”olduğunu söylemek mümkün.Bunlar,toplumun muhafazakar değerlerinden kaynaklı sınırlayıcılık,sosyaleşememe,işsizlik,gençliğini özgürce yaşayamama vb saiklerle özetlenebilir.Tabi özelinde kızların feodal yaşam geleniğinden kaynaklı dışlayıcılığa/ayrımcılığa maruz kalışı(zorla evlendirme,eğitimde kısıtlama,aile otoritesi ve en önemlisi Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde daha yaygın olan erkek egemen zihniyetin hakim oluşu)kadını “özgür kadın kimliği”arayışına yönelttiğini de ekleyelim.

    Dolayısıyla bütün bunlar evet,bir şekilde dağa çıkmanın birer nedeni.Tabii bu yöntem çözüm olmadığı gibi,silahlanıp dağa çıkmanın gerekçesi de olamaz.Bu kısmı ayrı bir tartışma konusu elbet.Ancak bütün bu nedenler tıpkı bir bataklık gibidir;bataklık kurutulmadıkça saplananlar,batanlar olacaktır ve bu döngü de bir şekilde devam edecektir.Bu da gözardı edilmemesi gereken bir realita olsa gerek.

    Sanırım buraya kadar sizinle hemfikiriz.Varsa çözüm önerilerimiz, ona da geleceğim,ancak şimdilik dikkatinizden kaçtığını düşündüğüm bazı noktalara değinmek istiyorum.

    En başta “Kürt sorunu”olarak tanımladığımız sorunsal sadece dağdaki gençlerle sınırlı bir hadise değil.Eğer sadece dağda olan bitenle sınırlanırsa sanırım büyük resmi kaçırabiliriz.Zira silahlı mücadele,terörizm,anarşi ya da isyan…adına ne dersek diyelim,bu boyutu sadece meselenin bir parçasını oluşturur.Oysa bu sorunsalın arkaplanında çok daha kombine ve karmaşık bir dizi sosyolojik neden daha var.

    Nelerdir bunlar.
    1-Dağı “çözüm” olarak seçip gidenler kadar, gerek büyük metropollerde gerekse bölgede aynı psikolojiyi yaşayan ve oran itibariyle çok daha yüksek bir genç nüfus potansiyeli var.Kendilerini türlü sorunlarla kuşatılmış,toplum dışına itilmiş hisseden bu kitle dağda olmak/olmamak dışında pek bir farklılık arzetmiyor.Dolayısıylada dağdakilere katılma potansiyeli taşımaları bir yana,bu kitlenin bulunduğu çevrede daha az sorunlu olduğu ya da sorunun dışında olduğu düşünülemez.Aksine sorunun odağındalar ve sorunu belki de daha önemli parçasıdırlar.Sokak eylemleri,şiddete yatkınlık,isyan ruhu,madde bağımlılığı,kötü alışkanlıklar ve en önemlisi dışlanmışlık hissi…Dolayısıyla sorunun kaynağına inilecekse hadisenin bu boyutu da dikkate alınmalıdır.
    2-Sorun sadece gençlerin sorunu gibi algılanmamalı.Bugün gelenekçi değerlere bağlı(feodal ve muhafazakar kesimler)orta yaş ve üzeri kuşaklarda da ortak bir aidiyet duygusunun geliştiği bir gerçektir.Ve bu da beraberinde karşı milliyetçiliği getirmektedir.Peki bu duyguyu besleyen nedir diye soracak olursanız,bu tamamen etnisiteye dayalı bir kimlik bunalımına işaret eder.Dolayısıyla kabul eder veya etmeyiz,gelinen noktada etnik kimliğe dayalı ayrımcılık hissi sadece genç kuşaklarla sınırlı değildir.Bu da ayrıca dikkate alınmalıdır.
    3-Kuşkusuz refah,gelir düzeyi,sosyal adalet ve istihdam gibi ekonomiyle ilişkilendirilen konular yaşanmakta olan sorunun önemli faktörleridir.Ancak buna karşın hadise sanıldığı gibi salt ekonomiyle ilişkilendirilemez.Zira,kültürel haklar,anayasal vatandaşlık,düşünce ve ifade hürriyeti,bireysel özgürlükler… ekonomik kaygıların önüne geçmiştir.Bu da sorunun tamamen ekonomik nedenlere indirgenemeyeceğini göstermektedir.

    *******
    Çözüme dair de bir kaç şey eklemek niyetindeydim.Şimdilik bunu başka bir zamana ertelemek durumundayım.İlerde inşallah devam ederiz.Tabi siz de uygun görürseniz.

    Selamlar.

  72. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Haz 2, 2010 | Reply

    @ Aziz,

    Evet, bazi yazilarim Tayfun ismiyle, bazilari Tayfun Korkut seklinde cikiyor. Nedenini bilmiyorum. Ayni kisidir.

    1-Dağı “çözüm” olarak seçip gidenler kadar, gerek büyük metropollerde gerekse bölgede aynı psikolojiyi yaşayan ve oran itibariyle çok daha yüksek bir genç nüfus potansiyeli var.Kendilerini türlü sorunlarla kuşatılmış,toplum dışına itilmiş hisseden bu kitle dağda olmak/olmamak dışında pek bir farklılık arzetmiyor.Dolayısıylada dağdakilere katılma potansiyeli taşımaları bir yana,bu kitlenin bulunduğu çevrede daha az sorunlu olduğu ya da sorunun dışında olduğu düşünülemez.Aksine sorunun odağındalar ve sorunu belki de daha önemli parçasıdırlar.Sokak eylemleri,şiddete yatkınlık,isyan ruhu,madde bağımlılığı,kötü alışkanlıklar ve en önemlisi dışlanmışlık hissi…Dolayısıyla sorunun kaynağına inilecekse hadisenin bu boyutu da dikkate alınmalıdır.

    Ayni fikirdeyim. Sehirlerde ayni hissiyatta, patlamaya hazir bomba seklinde gencler mevcut. Masa olmaya, yonlendirilmeye de cok musaitler.

    Kuşkusuz refah,gelir düzeyi,sosyal adalet ve istihdam gibi ekonomiyle ilişkilendirilen konular yaşanmakta olan sorunun önemli faktörleridir.Ancak buna karşın hadise sanıldığı gibi salt ekonomiyle ilişkilendirilemez.

    Bu konuda da ayni fikirdeyim. Sorunun ekonomiden daha onemli etkenleri var. Dagda, hicbir gelir elde etmeden, cok kotu sartlar altinda yasamayi kabul etmeleri ekonomik refahlarini artirmaktan ziyade anlamlar tasiyor olmali.

    Hemen hemen tumuyle ayni fikirdeyiz. Ben, ise yarayacagindan cok emin olmamakla birlikte, AB’ne girise yonelik bir toplumsal donusum yasayip, daha ziyade bireysel liberalizme dayali bir toplum yapisina dogru gitmemiz gerektiginin kacinilmaz oldugu kanisindayim. “Avrupa kulturunun iyi yonlerini alalim, ilmini alalim, zihniyetini alalim, ama yasam bicimi orada kalsin”ci zihniyetin artik iflasin esigine geldigini dusunuyorum. Cunku, bu bir butun. Ister istemez, o zihniyet, o teknolojiyi kullandikca, insanlar o hayata uymaya meylediyor. Elbiseleri camasir makinesiyle yikayan bir kadin, elbetteki zamaninda camasiri elinde yikamis annesinin hayati algilayisindan farkli algiliyor hayati. Daha fazla bos zamani var artik. Hobileri degisiyor, hayattan beklentileri degisiyor. Avrupa’dan aldigimiz bilim ve teknoloji, yasam bicimlerimizi de degistiriyor. Ama bu degisime karsi, aileci muhafazakar bir direnis olunca, bu sefer kadinlar arada kaliyor, bocaliyor. Dogu kulturuyle bati kulturu arasinda eziliyor. Kafasinin ici karmakarisik. Cikamiyor bu cok bilinmeyenli denklemin icinden. Kendini ne yonde gelistirecegini bilemiyor. Bir o yana, bir bu yana… Hicbir konuda kendini tam hissetmiyor. Kendine guveni cok cok az. “Ne yatakta iyiyim, ne mutfakta” diyor kendi kendine. Hele, son zamanlarda katlanarak artan yabanci kizlarla evlilikler, ve buna karsilik “gayr-i muslim erkeklerle evliligin haram olmasi”ndan kaynakli, yabanci erkeklerle evlenememeleri ulkemizin kizlarini son derece rahatsiz ediyor. Evlenecek erkek bulamamaktan yakiniyorlar. Bunun sorumlusu olarak da erkege sonsuz ozgurluk veren, kadini da kisitlayan yapiyi goruyorlar. Bunlar da sehirdeki okumus kadinin cikmazlari.

  73. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Haz 2, 2010 | Reply

    Yukaridaki yorumu yazdim, 1 dk. sonra benzer bir olaya sahit oldum. Umutsuz bir kiz. Okul voleybol takiminda. Voleybolu cok seviyor. Dersler ona zulum geliyor. Voleybolcu olmak istiyor. “Ama basortuluyum ben. Basortuyu cikarip, o kilottan biraz daha uzun taytlardan giyip, vucut hatlarimi gosteremem ben” diyor. Icindeki butun heves bir anda gidiyor. Bir umutsuzluk, huzun icini kapliyor. Derslerine donuyor. “Insallah universitede voleybol takimi olur da, orada da oynarim” diyor. Yine de icinde bir umut. Cok yetenekli, voleybola da cok istekli. Ancak, onunde buyuk bir duvar. Belki de omur boyu mutsuz olacagi bir ise girmek zorunda kalacak. Hic bir sosyal aktivitede boy gosteremeyecek. Akli hep bugunlerinde kalacak. Allah’im, gel de cik bu isin icinden. Simdi, bu kiz isyan etse hakki degil mi? Icindeki o pozitif enerji yerini giderek karamsarliga birakiyor. Bir de erkeklerde giderek artan, “amaaan, bizim kizlarin naziyla, kaprisiyle mi ugrascam? Hayat kisa! Giderim, yabanci kizlarla gonul eylerim.” tutumu… Ne olacak bu muhafazakar kizlarin hali? Gun gecmiyor ki, bir sorun duymayim sagdan, soldan… Sadece basortusu yasaklari degil, aile baskisi da obur yandan… Ben bir erkek olarak, bu baskinin altinda nasil yasayabildiklerini, bu sorunlari nasil yenebildiklerini tahayyul dahi edemiyorum. Insallah, bu sorunlar cozulur, kizlarimizin kimligi oturur. Kabul ettikleri, kendilerini tatmin eden bir yasam bicimiyle yasamalari mumkun olur.

    Yoksa, bu isyan boylece devam edecek gibi gorunuyor. Sehirde de, dagda da…

  74. Yazan:Arjen Tarih: Haz 5, 2010 | Reply

    “PKK 1915 model bir ulus devlet projesi peşinde. Kürt milliyetçiliği üzerine söylemlerini kuran örgüt Zazalar gibi kendisini Kürt kabul etmeyen gruplara da bu kimliği dayatarak bir tür “ne mutlu Kürd’üm diyene” politikası güdüyor.” denilmiş.
    Neye dayanarak bunu söylüyorsunuz? Ben bugüne Zaza olup da ben Kürt değilim diyen kimseye raslamadım. Hiç mi yoktur. Mutlaka vardır. Ama sayıları kaçtır Zazalar içindeki oranları ne kadardır. Bu araştırılmış mıdır? Gidin bir anket yapın. Göreceksiniz ki Zazaların ezici çoğunluğu biz Kürdüz diyecektir. Şeyh Said Zaza değil miydi? Seyit Rıza Zaza değil miydi? Bu insanlar Kürt olmadıklarını bilmiyorlardı da yeni yetme birkaç dalkavuk mu bilecek Zazaların Kürt olmadığını? Geçin bunlarıı… Bunun kirli bir oyun olduğunun farkındayız.
    Zamanında Kürt yoktur, bugün kendilerini Kürt sananlar aslında Türktür diyenler bunu yutturamadıklarını görünce ” onları Türkleştiremiyoruz bari aralarına nifak sokup onları birbirine düşürelim”in yolunu aradılar. Bunun için buldukları yol da Zazaların Kürt olmadığı gerçekte Türkmen olduğu zırvası.. Benim Kürt milliyetciliğiyle zerre kadar alakam yoktur ama insanları salak yerine koymaktan vazgeçin artık!

  75. Yazan:of Tarih: Haz 9, 2010 | Reply

    kendini aydın zanneden ya da öyle olduğunu iddia eden alıyor eline sazı başlıyor çalmaya yok efendim evlere bayrak asarak bu iş olmazmış..tepkisiz,koyun gibi bir Türk toplumu yaratmaya çalışılıyor.o bayraktan rahatsızlık duyanı ne vaat ederek kendinle aynı safa çekmeyi hedefliyorsun gafil..kime taşeronluk yapıyorsun bilerek ya da bilmeyerek.asker şunu yaptı bunu yaptı,birileri evlerine bayrak astı da kürtler pkk yandaşı oldu diyeceğine pkk kendine karşı duran kürtleri nasıl katletti çoluk çocuk demeden onu anlatsanya..gencecik kızları militan diye dağlara çıkarıp nasıl hayvanlar gibi tecavüz ettiler hamile kalınca öldürdüler anlatsana…anlatki bugün elinde o paçavrayı sallayanlar anlasınalar kimin ne olduğunu…yok daha da şımarsınlar diyorsan bugün evinin caında bayrak olan yarın alır eline silahı..

  76. Yazan:salih Tarih: Haz 13, 2010 | Reply

    TEK KELİME İLE BU TERÖRÜN ARKASINDA ABD VE İSRAİL DESTEKLİ İSTİHBARAT VE BAZI AVRUPA DEVLETİNLERİ VAR AAMAÇ KÜRT DEVLETİ DEĞİL ÜLKENİZİN YER ALTI ZENGİNLİK KAYNAKLARIMA HAKİM KÜRTLERİ VE PKK ÖRGÜTÜNÜ KULSANARAK FİLİSTİNDE VE IRAKTA YAPTIKLARINI BİZİM ÜLKEMİZİDE BÜLEREK KARDEŞ KAVGASI İIKARIP TTOPRAKLARIMIZA SALDIRMAK BAŞKA GEREKÇE YOK

  77. Yazan:Rıdvan Tarih: Haz 19, 2010 | Reply

    Üniter devlet anlayışıyla faşizm karışımı oluşturulmaya çalışılmış bir türkiyede Kürtler davalarında haklıdırlar bu gerçeği zamanında onlar karda yürüyenler kartkurt turlar diyen kenan evren bile Kürt gerçeğini kabul etmek gerekir diyorsa, bir yandan açılım bir yandan operasyonlar için hazırlık yapılıyorsa bu savaş bitmez. Kürtlerin ekonomik etkenlerden öte sorunları vardır. 12 eylül darbesi sag sol çatışması nedeniyle yapıldı, ama en çok dayağı kürtler yedi diyarbakır cezaevi herkesin bildiği bir örnektir. Sol cular asker, sagcılar emniyet görevlisi oluverdi. Olayla alaksı bile olmayan Kürt lerde terorist ilan edildi. Bunlar unutulacak şeyler değildir.

  78. Yazan:Tayfun Tarih: Haz 19, 2010 | Reply

    @ Rıdvan

    bir yandan açılım bir yandan operasyonlar için hazırlık yapılıyorsa

    Açılımla operasyon arasında bir bağlantı yok. Operasyonlar cana kasteden katillere karşı, açılım teröre bulaşmamış insanlara karşı yürütülüyor. Sapla samanı birbirine karıştırmayalım. Ben de, siz de, o da, öteki de, beriki de bu sistemden çok şiddetli tokatlar yedik belki de ama hiç kimse roketatarlarla seri katillik yapmadı. Ya sabır deyip sineye çekenlerle kinine, nefretine yenik düşüp teröre sarılanlar arasında kanun önünde bir fark olmalı, değil mi? Operasyonlar %100 meşrudur, doğrudur. Bunun tartışmaya açılacak bir yanı yoktur. Türkiye’nin ortadoğuda etkinliğini artırmasına, Ortadoğu’da barışa, sükunete tahammül edemeyip teröre başvuran uzaktan kumandalı uyuşturucu, silah ve kadın tüccarlarına merhamet etmemizi mi bekliyorsunuz? Çok beklersiniz! Etki-TEPKİ!!! Kimse durup dururken, keyfala onca masrafa katlanıp, o kadar askerin canını tehlikeye atıp operasyon düzenlemez. Herkesin sabrının bir sonu var. Sabırlar tükendi. Bu namussuzlar ne Türkiye’nin bölgede güçlenmesine, ne ortadoğuda barış ve istikrara, ne demokrasiye, ne islamın birleştiriciliğine engel olabilecekler. Hayalleri suya düşecek.

  79. Yazan:Tayfun Tarih: Haz 19, 2010 | Reply

    TEK KELİME İLE BU TERÖRÜN ARKASINDA ABD VE İSRAİL DESTEKLİ İSTİHBARAT VE BAZI AVRUPA DEVLETİNLERİ VAR AAMAÇ KÜRT DEVLETİ DEĞİL ÜLKENİZİN YER ALTI ZENGİNLİK KAYNAKLARIMA HAKİM KÜRTLERİ VE PKK ÖRGÜTÜNÜ KULSANARAK FİLİSTİNDE VE IRAKTA YAPTIKLARINI BİZİM ÜLKEMİZİDE BÜLEREK KARDEŞ KAVGASI İIKARIP TTOPRAKLARIMIZA SALDIRMAK BAŞKA GEREKÇE YOK

    Kesinlikle! Tokat üstüne tokat yedik yüzyıllardır ders çıkaramadık bu sömürgecilerin ortaduğudaki böl-parçala-yönet politikalarından. ETÖ güdümündeki PKK denen şerefsizler sürüsü ortadan kalkarsa biz Kürtlerle de uzlaşırız, Araplarla da… Hiç kimse faşizmin Türklerin genlerinde olduğunu falan zannetmesin. Bu bir etki değil, PKK’nın aldığı onbinlerce cana karşı bir tepkidir. Bu tepkinin rasyonel, mantıklı olmasını da hiç kimse beklemesin. Hele ki, o namussuzlar belgesellere öldürdükleri asker, sivil sayılarını sayıp gülüp eğlenip halaylar çekip gövde gösterileri yaparken.

  80. Yazan:MY Tarih: Haz 19, 2010 | Reply

    ABD veya Israil bizi bölmek istiyor diyorsunuz, iyi güzel ama neden Türkiye böyle “bölünebilir” bir ülke halinde yillardir ? Kendi halkina adaletle davranamayan devletler zayifliyor, düsmanlarin bundan istifade etmesi ikinci asamada gelen bir mesele.

    yoksa avrupa ülkelerinde de etnik farklar var ama kimse Fransa’yi bölemiyor veya ABD’de kizilderili, zenci ayaklanmasi çikarin da görelim.

    Demek ki artik Kürt-Türk ekseninde okuma iflas etmistir. Artik adalet-Zulüm-demokrasi ekseninde okumak lazim. PKK terörist deyip devlet terörünü saklayabilir miyiz?

    sadece TMK magduru çocuklarin durumu bile ne korkunç! dogru dürüst mahkeme, avukat vb görmeden, anayasal haklarindan yararlanmadan hapse atildi binlerce çocuk ve genç. Belki içinde suçluluar avar ama o kadar çok sayida insani o kadar kisa zamanda nasil yargiladilar?

  81. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Haz 19, 2010 | Reply

    yoksa avrupa ülkelerinde de etnik farklar var ama kimse Fransa’yi bölemiyor veya ABD’de kizilderili, zenci ayaklanmasi çikarin da görelim.

    ABD gibi milliyetcilikten uzak oldugu varsayilan bir gocmen ulkesinde yillarca zenciler 5. sinif vatandas muamelesi gordu, halk otobuslerine bindirilmediler, dislandilar. Ama, hic kimse ABD’ye gelip, ABD devletiyle olan hesaplasmasinda kullanmak amaciyla zencilere roketatar vermedi. O gunun sartlarinda zencilerin roketatarlari olsa ve hatta bugun hispaniklerin roketatarlari olsa bugun ABD bambaska bir ulke olabilirdi.

    Fransa’da fasizm ve patriyotizm son haddinde. Sokaklar, kampusler her an patlamaya hazir patriyotlar ve Kuzey Afrikalilarla dolu. Paris’teki billboardlarda akillara zarar provokatif sloganlar, duvar yazilari var. Olaylar da oldu.

    Fransa ve ABD guclu ordulari, istihbarat ve polis teskilatlari sayesinde asayisi sagliyor. 11 Eylul saldirilarindan bu yana ABD’de polisler goz actirmiyor kimseye. Inanilmaz seylerden ceza yemek olasi. Teror daha baslamadan basini eziyorlar. Ve bunu da oyle yedi duvele duyurmadan, sinsice oyle guzel yapiyorlar ki, adina islami teror diyorlar, mafya diyorlar.

    Bugun, hala devletler arasi ciddi cikar catismalari var. Ama eskisi gibi savaslar yok. Pekala devletler birbirlerine nasil “gider yapiyorlar”? Anlasamadigi ulkelere karsi teroru kullanarak.

    Eger, bugun bu terorun arkasindaki ulkelere savas acmak cilginlik olacaksa, en azindan bu terore karsi cok sert bir tokat atilmali. Yani, aylarca suren operasyonlarla arada bir “etkisiz hale getirilen” teroristler yerine, bir defada birkac bini oldurulurse, hem dunya kamuoyunun kabullenmesi, hem de meselenin cabuk soguyup unutulmasi acisindan faydali olacaktir. Bakin, bugun ABD Turkiye kadar elestirilmiyor. Cunku, Irak’taki isini gayet hizli bir sekilde, 21 gunde bitirdi, kanli ellerini yikadi, insanlik unuttu gitti. Ondan sonra da hizip catismalariyla Iraklilari birbirine kirdirdi ve elini kana bulamadan dusmanlarini birbirine kirdirdi. Kimse, ABD’ye karsi intikamdan bile bahsedemiyor. Devletin basina “musluman” Obama da gecince islam dunyasi ABD’ye tekrar asik oldu.

  82. Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Haz 20, 2010 | Reply

    ABD gibi milliyetcilikten uzak oldugu varsayilan bir gocmen ulkesinde yillarca zenciler 5. sinif vatandas muamelesi gordu, halk otobuslerine bindirilmediler, dislandilar. Ama, hic kimse ABD’ye gelip, ABD devletiyle olan hesaplasmasinda kullanmak amaciyla zencilere roketatar vermedi. O gunun sartlarinda zencilerin roketatarlari olsa ve hatta bugun hispaniklerin roketatarlari olsa bugun ABD bambaska bir ulke olabilirdi.

    Kgb’nin üst düzey yetkileleri bu etnik ayrımcılığı tetiklemek için 2 moskova kuracak para harcamışlar efendim. Hatta ku klux clan gibi etnik ayrımcı pek çok örgüt bizzat kendileri tarafından kurduruldu ciddi bir netice alınamamasının sebebi ise birleşik devletlerin yapılan hatalara rağmen neticede bu özlük haklarını tanıması ile oldu. O gün etnik ayrımcı terör vardı bu gün neden yok aradaki fark ne bunu bir tahlil edin isterseniz

  83. Yazan:nazlı Tarih: Haz 20, 2010 | Reply

    masum insanların ölmesini asla hiç birşey açıklanamaz karadenizde de çok sıkıntı var aynı şartlar var ama bizde dağa çıkan yok onları kukla gibi kullanıyolar vede onlar işe yarıyoruz diye heves etse gerek çünkü kimse bu kadar kıt olamaz olayları yorumlamada bu türkiye hepimizin ne benim nede onun bizim ecdadlrımız savaşlarda omuz omuza savaşmış onlar vatan derdindeydi tıpkı mirası bölüşemeyen ciğeri beş para etmeyen torunlar gibimi olmalıyız bu mu bize yakışan ortada sorun varsa bu bu şeklilde olmaz eger böyle oluyosa bundan çok rant sağlayan ağzından salya akan köpekler var demektir artık hepimiz uyanalım BU ÜLKE HEPİMİZİN ve ben lazı çerkezi kürdü hep birlikte yaşamak istiyorum bizden sonra gelecek nesilde
    yahudisi hristiyanı yaşarken allah katında bir olduğum din kardeşiylemi yaşayamıyacağız

  84. Yazan:b.s.m Tarih: Haz 20, 2010 | Reply

    b.s.m(“bir site müdavimi”müsteranın kısaltılmışı)

    İkinci ek bir açıklama:Evet bir site müdavimiyim.DD’yi,takriben 2007 yazında tanıdım.Kuruluşundan kısa bir süre sonra yani.O gün bu gündür hiç aksatmadan takip ediyorum,zaman zaman da yorum bazında iştirak ediyorum.Yorumların altına gerçek kimliğimi yazmaktan-imzamı atmaktan-asla bir sakınca görmedim.İlk kez son bir kaç yorumda özel nedenlerden dolayı ismimi saklı tutma ihtiyacı duymuş bulunuyorum.

    “Özel nedenim” asla yasalar karşısında olası bir riskle karşılama kaygısı ya da görüşlerimi sahiplenememe gibi sorumluluktan kaçma niyetiyle değildir.Fikirlerimi her zaman açık ifade etmekten kaçınmadım ve kaçınmıyorum.Kısacası “isim”konusundaki tereddütüm PKK’ya yönelik eleştirilerimin,önyargılı ve duygusal bazı kesimler tarafından istismar edilmemesi içindi.Zira,gerçekleri yazmak ateşten gömlektir.”Ters giden nedir”i sorguladığınızda,eleştiri devlete ise fanatik Türk milliyetçileri tarafından hain/satılmış/terörist veya işbirlikçi ilan edilirsiniz.Yok eğer PKK’ya da BDP’ye yönelik eleştiriniz olursa bu kez de fanatik Kürt milliyetçileri tarafından aynı suçlama menziline alınırsınız.Birinci boyutu için kısmen risk alınabilir iken,maalesef ikincisi için aynı iyimserliğe yer yoktur.Zira yaşam tehlikesi bir yana insan onuru ve izzeti nefsi için yaşar.İnsan doğruluğuna inadıkları için elbette yaşamını da feda edebilir.Allahın verdiği canı ancak Allah alabilir.Lakin gerçeğe ve hakikate ulaşmak isterken insanın hain damgası yemesi en büyük ızdıraptır.Dolayısıyla farklı müstearla yazmamın nedeni budur.

    Şu an yazacağım yorum için de yine bu müstearı uygun gördüm.Fakat kısaltmanın bu seçimle bir ilgisi yok.Daha kısa ve pratik olsun ve itici olmasın diye bu yolu sçtim.

    Şimdi gelelim bazı gerçeklere.Bakınız,PKK saflarına katılıp da “ters giden”şeyler üzerine sıradan ezbererin dışına çıkıp PKK ideoloji ve çizgisine muhalefet eden 300 civarında insan bunu hayatıyla ödedi.Örgüt’ün bir zaman avrupa sorumlulusu olan Kani Yılmaz kod adlı Faysal Dunlayıcı,yine PKK davasından hüküm giymiş ve sonrasında örgütün legal alanında(HEP,DEP,HADEP,DEHAP,DTP-şimdiki adıyla BDP)aktif çalışmış olan Hikmet Fidan,örgüt tarafından bu muhalif kimliklerinden ötürü katledildiler.Dahası onca bedel ve çileye karşın hain olarak anılıyorlar.Aynı akibete uğramayı bekleyen yüzlercesi de ya Güney Kürdista’a(Kuzey Irak)kaçmış ya da Avrupa kentelerinde izlerini kaybetmeyi seçmişlerdir.Bu isimlerden bir tanesi de Apo’nun kardeşi Osman Öcalan’dır.Kendisi halen Güney Kürdistan’da yaşamaktadır.Ki Osman Öcalan üst düzey sorumluluk almış bir PKK militanıydı.

    Bu bilgilere belki de hiç ulaşamayacak,kendisini kutsal bağlarla PKK ve onun ideolojisine adayan insanlar bütün bu olan bitenlerin farkında olmayacaktı.Ancak,gerçeklerin farkına vararak örgütten kopan ama gizlice yaşamına devam eden eski örgüt mensupları tarafından derin PKK kısmen ifşaa edilebilmiştir.Bu isimlerin başında da Selim Çürükkaya,Şükrü Gülmüş,Kendal Nezan(Fransa Kürt Enstitüsü başkanı)gibi isimer gelmektedir.Selim Çürükkaya,Diyarbakır Cezavinde 11 yıl hapis yattıktan sonra Örgütün Bekaa’daki askeri kampına katılmış ve uzun bir süre Apo’ya en yakın adam konumuna gelmiştir.Ne var ki kampa adımını atar atmaz hayalkırıklığına uğramış ancak can güvenliği nedeniyle durumu idare etme yolunu seçmiştir.Öyle ki örgüt içerisinde yaşanan yozlaşmalara rağmen bir dönem Avrupa’ya geçerek Sürgünde Kürt Parlemetosu’nun kurucu üyeliğine seçilmiştir.Sonraki “görev haritası”gereğince de tekrar Bekaa’ya dönerek bu kez de örgüt içi muhalefeti bastıracak,muhalifleri infaz edecek “birinci adam”konumuna getirilir bizzat Apo tarafından.Ancak diken üzerindedir;görevlendirildiği alan tehlikelidir.Zira görevi,kendisi gibi düşünenleri yoketmektir.Sonunda zorunlu olarak oynadığı politik denge alanı daraldığından çareyi kaçmakta arar.Lübnan Kızılhaç’ına sığınır ardından bir iki ülke daha değitirerek uzun bir mecaredan sonra Avrupa’ya ulaşır ve orada sürgün hayatına devam eder.Bütün bunları kitaplaştırır,”Apo’nun Ayetleri”adlı anı kitabında örgüt içi bütün kirli çamaşırları gün yüzüne çıkarır.Kanal 7 ekibi,kendisine ulaşarak bu kirli çarkı ifşaa edecek çarpıcı bir röportaj gerçekleştirdi ayrıca.İzleyenler,Çürükkaya’nın PKK ve Ergenekon bağlantıları üzerine çarpıcı belge ve iddialarına tanıklık etmiş olmalılar.

    Örgütün canlı hedefi haline gelmiş bir isim de Şükrü Gülmüş’tür.Nasname(kürtçe karşılığı”kimlik)adlı sitesinde halen PKK içinde dönen dolapları yazmaya devam ediyor.Merak edenler bu siteden,Kürt ve Türk halklarının başına örülen çarapları,Apo’nun geçmişini,Egenekonla olan bağlantırı daha detaylı öğrenebilir.Zira PKK=Ergenekon(dur).Daha doğrusu PKK bizzat Ergenekon’un Kürt ayağıdır.Hani “kimin taşeronu”diye gündeme yer alan soru vardır ya:işta PKK başta Ergenekon’un taşeronudur.Yalçın Küçükler’in,Doğu Perinçek’lerin PKK’nın gerek Avrupa “etkinlikleri”nde gerekse Bekaa’da Apo’yla can ciğer kuzu sarması boy boy hatıra resimleri çektirmeleri elbette basit bir tesadüf değildir.Ne işi vardı Yalçın Küçük’ün PKK bayraklarının altında?Ve… örgüte,Apo’ya yapılan övgülerin sebebi ne olabilirdi?.Bıra ye min Apo(kardeşim Apo)diye iltifatlar basit bir raslantı olabilir mi?Kaldı ki bu zat bir dönem PKK’nın yazılı basın organlarında köşe yazıları yazmış,PKK’yı en hareretli ajitatörlerden daha çok savunup övgüler düzmüştür.Şimdi zatıalileri(Yalçın Küçük) ulusalcı kanallarda kalpağı ve kırmızı atkısıyla boy göstermektedir.Kimbilir belki de kirli geçmişini bu yolla temize çıkarmayı düşünüyordur.

    Bekaa’da, derin işbirliğin vefa borcuyla baş tacı edilerek günlerce misafir edilen bay Perinçek de kaderin cilvesine bakın ki bugün Ergenekon zanlılarıyla aynı ranzaları paylaşmaktadır.
    ********
    “Ek açıklama” bir hayli uzun oldu farkındayım.Lakin PKK ve Ergenekon ortaklığının ülkeyi ne hale getirdiğini ve nasıl bir zihin bulanıklığı yarattığını artık tüm detaylarıyla yazmanın,insanlarla paylaşmanın zamanı geldi de geçiyor.

    Bakın Şiwan Perver adını duymayanınız yoktur sanırım.Bu adam sanatını örgüt adına icra etmediği için PKK camiası tarafından afaroz edilmiştir.

    Rahmetli Abdülmelik Fırat(Şeyh Saitin torunu)PKK’nın yanlışlarını yer yer dillendirince “camia”tarfından “hain”ilan ediliverdi.

    Şerafettin Elçi ona keza,şiddet dili dışında arayışlara girdiğinde O’da hainler listesindeydi.

    Kemal Burkay,bir zamanlar “federasyon” modelinde ısrar ettiğinden ötürü baş haindi.Gelin görün ki bugün PKK,taleplerinde Kemal Burkay’ın çok gerisine düşmeye karşın şiddete ısrar ediyor,kan döküyor.Ama Kemal Burkay gene “hain”,gene “işbirlikçi”.Neden?Çünkü Ergenekonla kol kola girerek kan akıtmıyor:Hainliği bundandır.

    Vekilliği düşen Aysel Tuğluk,daha iki yıl öncesine kadar Ergenekoncuların içinde bulunduğu savaş konseptine birlik çağrısında bulunmuştu hatırlanacağı üzere.Zira hararetli bir Kemalisttir Tuğluk.Tıpkı kadın hakları savunuculuğuna soyunup feminist geçinirken Apo’ya biat etmesi gibi aslında Kürt halkını savunuyor olması da ikiyüzlülüktür.Ancak gelin görün ki Kemalist Apo’lar,Kemalist/feminist Tuğluklar birer kahraman olmuşlardır gerçeklerden bihaber talihsiz Kürt yığınlarınca.

    Hikaye uzun.Yazmakla bitmez.İttihat ve terraki’den günümüzde bütün toplum alanlarını ele geçirmiş Ergenekona,oradan uluslarası uzantıları olan “GLADYO”yu,PKK’yı,mafyayı,çeteleri aynı kulvarda buluşturan kirli bir ağ ile karşı karşıyayız.DÜĞÜMLENMİŞ BİR YUMAK misali çocuklarımızın kanı üzerinde kirli iktidar hespları çeviriliyor.Ve Türküyle,Kürdüyle bizler bu ortak çetelerin kurbanı oluyoruz.Onlar bizleri birbirine boğazlatırken farkında olmadan kirli tezgahlarına alet oluyoruz,bu karanlık zihniyetin değirmenine su taşıyoruz.Bazen hararetli bir sempatizan,bazen de kendimize ait olmayan “kutsallar”batarak evet,üzerimizde oynana oyunların hem suçlusu hem de sorumluyuz.Öyle ki altımıza dinamit koyan,dibimizi oyan halk düşmanlarına aşık olacak kadar bir akıl tutulmasına yakalanmışız.Çünkü üzerimize boca edilen ideolojilerden, artık göz gözü görmeyecek puslu bir hava yaratılmış.

    Bu bakımdan “ters giden nedir”den ziyade bence “yolunda giden ne var?”diye kendimize gelerek bu soruya odaklanmalıyız.

    Kısacası asıl ters giden şey,zihinlerimizde başlıyor.Birer karakola dönüştürdüğümüz bu zihin yapısından kurtulmadığımız sürece de hiçbir şey kendiliğinden düzelmeyecektir.Zira ucundan tutarak “hadi şu intikam duygusundan,şu kan davası tutkusundan vazgeçelim”dendiği anda,ruhlarını şiddet sarmalına kaptırmış olanlar maalesef bu sağduyu çağrısını kutsallarına saldırı olarak görmektedirler.Ne gariptir ki “barış ve uzlaşma”denince infiale kapılarak şiddette ısrar edenlerin dili birdir.Kürdüyle,Türküyle tek çözümü şiddette arayanların bu noktada ortak bir zeminde buluşmaları ne kadar da manidardır?Demek ki iş çözümsüzlüğe gelince “yoktur birbirimizden farkımız” misalı savaş baronlarının ekmeğine yağ sürebiliyoruz.

    Peki yetmedi mi?Savaş ve şiddetle kafayı sıyırmak üzere olan savaş tutkunlarına sesleniyorum.Madem sorunu imhada,toplu temizlikte buluyorsunuz,peki 30 yıllık kanlı çatışma neden çözüm olmadı?TSK 25’i sınır ötesi olmak üzere operosyanlara hiç ara vermedi…PKK kanlı pusularla binlerce can aldı.Fakat biz halen kaldığımız yerdeyiz.Terörün sonlanması bir yana daha da tırmanıyor…Sorun daha da kangrenleşiyor.Bunu idrak edemiyor musunuz?Yoksa sonsuza kadar”tek terörist kalıncaya kadar”,”bir avuçtturlar”falan diyerek bir 50 binin daha ölmesi çok mu akılcı?Aynı şekilde PKK’da 30 yılda sebep oldukları onca can kaybına rağmen ne çözüm getirebilmişlerdir ne de bir sonuç elde edebilmişlerdir.O halde bu kör şiddette ısrar etmenin mantığı ne olabilir?Hiç değilse buradan bakılamaz mı?yeterince ibret verici değil mi?

    Yazık bu cennet vatana,birbirimizi bitirmek dışında da alternatifler olabilmeli değil mi?Ha,ülke bölünecek falan deniliyor.Peki şu durumda zaten bölünmüş olmuyor muyuz?Anayasal vatandaşlık ve anadilde eğitim hakkı…artık talepler bu noktaya gelmiş.Peki bu hakları vermemek adına ülkeyi bir iç savaşa sürüklemek Türkiye’nin faydasına olabilecek mi?Geçtim evrensel haklar boyutunu,şahin kesilerek hamaset üretenler acaba Türkiye’nin ucuna geldiği bu uçurumu da mı farkına varamıyorlar.

  85. Yazan:MY Tarih: Haz 22, 2010 | Reply

    “Fransa ve ABD guclu ordulari, istihbarat ve polis teskilatlari sayesinde asayisi sagliyor. 11 Eylul saldirilarindan bu yana ABD’de polisler goz actirmiyor kimseye. Inanilmaz seylerden ceza yemek olasi. Teror daha baslamadan basini eziyorlar. Ve bunu da oyle yedi duvele duyurmadan, sinsice oyle guzel yapiyorlar ki, adina islami teror diyorlar, mafya diyorlar. “

    Hayatinin son 20 senesini ingiltere, ABD, kanada ve Fransa’da geçirmis ve geçirmekte olan bir Türk olarak üzülüyorum. Türkiye’de yasayan gençlerin bu kadar sig kaliplar içinde hapsolmalari neticesinde aciyorum Türkiye’ye 🙁

    ataturkist milli egitim ve fasist türk basini cendereye almis beyinleri. internetten bilgi almiyorlar, abuk subuk kompo teorilerini birbirlerine gönderiyorlar sadece. Türkçe disinda hiç bir dili dogru dürüst bilmiyorlar, kitap okumuyorlar. bilgisayar oyunlari, porno siteler ve futbol ile dolu dunyalarindan siyaset kirintilari siziyor… yarali bir bedenden sizan kan gibi…

  86. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Haz 22, 2010 | Reply

    @ MY

    Hayatinin son 20 senesini ingiltere, ABD, kanada ve Fransa’da geçirmis ve geçirmekte olan bir Türk olarak üzülüyorum. Türkiye’de yasayan gençlerin bu kadar sig kaliplar içinde hapsolmalari neticesinde aciyorum Türkiye’ye 🙁

    ataturkist milli egitim ve fasist türk basini cendereye almis beyinleri. internetten bilgi almiyorlar, abuk subuk kompo teorilerini birbirlerine gönderiyorlar sadece. Türkçe disinda hiç bir dili dogru dürüst bilmiyorlar, kitap okumuyorlar. bilgisayar oyunlari, porno siteler ve futbol ile dolu dunyalarindan siyaset kirintilari siziyor… yarali bir bedenden sizan kan gibi…

    Yine bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmussunuz. Ah keske, Fransa’lardan, Amerika’lardan Turkiye’nin kosullarini bilmeden fikir yurutmek yerine meselelerin iceriden, sokaklardan, Turkiye’den nasil gorundugunu bilebilseydiniz. Zamaninda Tansu Ciller de, Kemal Dervis de ABD’den Turkiye’nin meselelerine “kusbakisi bakabilecek” kurtaricilar olarak gelmislerdi ve sonuclarini gorduk. Tansu Ciller zamanla hepimizden daha statukocu, daha fasist olmustu.

    Turkiye’de genclerin medya ve egitim sistemi etkisi altinda birakilmalarindan da yakinmissiniz. Haklisiniz. Ben de biraz Amerika’daki polislerin keyfi uygulamalarindan bahsedeyim. Sorgusuz sualsiz silah kullanma izinleri oldugundan… Bilhassa 9/11 sonrasi ABD’de yasanan polis terorunden… Bizzat yasadim, yasayanlardan dinledim, gozlerimle gordum. Dilerseniz detaylarini da anlatirim. Trafik kuralina uymayip, durdurup da, uzerime nedensiz yere silah dogrultarak gelen polisleri falan… Siz gidin de Fransa’da, ABD’de birakin 10 askeri oldurmeyi, bir polisi yaralayin ve bu yaralamayi falanca etnik koken, filanca din icin yaptik deyin. Bakin, basiniza neler geliyor. Ulusal TV’larda soyle seylerin konusuldugu bir ulkede musluman oldugunuzu dusunun:

    Bugun Turkiye’de PKK’nin teroru mesrulastirmak icin kullandigi bahanelerin kat kat fazlasi ABD’deki muslumanlarda var. Su sozler Turkiye’de Kurtler aleyhinde soylense, bir hayal edin neler olurdu? Bir komutan cikip “butun Kurtleri olduremeyiz, anlasmamiz lazim” dese, Turkiye’de kiyametler kopmaz miydi?

    PS: Turkce disinda gayet iyi konusabildigim diller de var, bunu da ayrica belirteyim.

  87. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Haz 22, 2010 | Reply

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15101330.asp?gid=373

    Buyrun, mesele Kurtlerin haklari, ozgurlukleri miymis, yoksa falanca asiretlerin kadrolasma, iktidar hirslari miymis?

  88. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Tem 14, 2010 | Reply

    Bugunlerde, goruyoruz ki, cok sukur PKK saldirilari artik MHP ya da BDP’nin oylarini artirmiyor. Provakator, uzaktan kumandali medyaya inat, sagduyulu, medyanin gercekleri bir bir aciga cikarmasi ve PKK’nin saldirilarinda AKP’yi kendine hedef secmesi halka gercekleri gosterdi. Artik, surec, MHP ve BDP leyhine islemiyor. Istatistikler, tepkiler, halkin soylemleri bunu gosteriyor. 7 askerin oldurulmesinden sonra AKP’nin %30’lara kadar gerileyen, MHP’nin %30’lara yaklasan oylari, tekrar bir onceki secimdeki oranlara gelmis gibi gorunuyor. Bu kadar olumsuzluk ve provokasyon icinde dahi, halkin bu baris ve sagduyusu gercekten takdire deger. Umutlarimiz hala taze. Cozulecek bu sorunlarin hepsi insallah!

  89. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Tem 21, 2010 | Reply

    Eksisozlukten alinti:

    “şu “anadilde eğitim hakkı ve kültürel haklar için savaştığı” saçmalığının, kendisi tarafından mı, yoksa türkiye’nin son dönemde yetiştirdiği güzide sığır liboşlar tarafından mı çıkarıldığını kestiremediğim terör örgütü.

    8-11 yaşındaki çocukların dağa çıkmasının sebebi, bulundukları coğrafyadaki sefalet ve eğitimsizlik midir, yoksa anadilde eğitim hakkı mıdır? şu sorunun öncelikle ekonomik olduğunu bile teşhis etmekten aciz insanlarla sürdürülen bir tartışmadan ne hayır bekleniyor? ulan alın şu teröristlerin sosyo-ekonomik ortalamasını ve deyin ki: “bunlar aslında kültürel haklarını, kimliklerini yaşayamadıkları için dağa çıkmışlar.”

    orada askerlik yapmış, oradaki ekonomik koşulları azıcık görmüş herkes, aslında sorunun bal gibi ekonomik olduğunu pekala biliyor. maslow vardır hani bildin mi, ihtiyaçlar hiyerarşisi diye bir piramit yapmış. daha alt basamak ihtiyaçları giderilmemiş bir halkın, o en tepedeki basamak için başkaldırdığını söylemek bile oldukça ahmakça.

    kürtler’e -hiç kuşkusuz- yaşanılan çağın tüm demokratik ve insani hakları hızlıca verilmeli. ancak pkk’yı tanımlarken, terörün kaynağını realiten koparıp romantikleştirmeyin. bunu yapan, en az terör propogandası yapan şerefsiz kadar aşağılıktır, insan düşmanıdır.
    (ahkam kusu, 05.07.2010 23:47 ~ 06.07.2010 00:41″

    demis. Kismen katiliyorum

  90. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Tem 21, 2010 | Reply

    tayfun bey,

    Yaptığınız ekşi sözlük alıntısının bir kısmına ben de katılıyorum. Ama sizin katıldığınız kısma değil…
    Eğer sorun sadece sefillikse, Türkiye’de sefalet çeken başka insanlar da var onlar neden isyan etmiyor? sorusu bu her şeyi ekonomiye indirgeyen görüşü yalanlıyor. Demek ki başka sebepler var.
    Eğitim konusu önemli. Ama çözüm “eğitim şart” salaklığında bir yaklaşım tarzını değil daha köklü bir değişimi gerektiriyor. Orada öğretmenlik yapan bir arkadaşım bana “Kürtlerin anlatılanları anlamadıklarını, zekalarının geri olduğunu” söyledi. “Acaba eğitim dillerinin ‘yabancı’ dil olması buna sebep olabilir mi?” diye sordum. Sorun budur: Bu insanlar kendi dillerinde eğitim almalı, cahil kalmamalıdır. Yoksa her türlü kandırılmaya, oyatılmaya üsait hale gelirler ve geliyorlar.

  91. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Tem 21, 2010 | Reply

    @ Ekrem Senai,

    Son yorumunuza tamamen katilmakla beraber,

    Yaptığınız ekşi sözlük alıntısının bir kısmına ben de katılıyorum. Ama sizin katıldığınız kısma değil…

    sozunuze anlam veremiyorum. Hangi kismina katildigimi nereden anladiniz? Nedir bu online insan sarrafligi? Nedir bu karakter analizi meraki? Velev ki, ben serefsiz, namussuz, fasist bir irkciyim. Iyi de ne diyor bu “serefsiz irkci” adam, onyargisizca bir dinleseniz??? Belki benim de tamamen insani bazi tepkilerim olamaz mi? Neden her milliyetciyi kemalistlerle ayni kefeye koyarsiniz?

  92. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Tem 21, 2010 | Reply

    tayfun bey,

    insan sarraflığı yapmıyorum. Üstteki yorumlarınızda bunun kültürel ve insani hak ve taleplerle ilgili olmadığını belirtmişsiniz. Ve binlerce PKK’lının bir seferde öldürülmesi gibi çözüm yolları önermişsiniz. Neyse, hemfikir olmanız güzel. Ben yanlış anlamışım diyeyim…

  93. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Ağu 1, 2010 | Reply

    PKK sorunuyla ilgili bir de soyle bir durum soz konusu. Guney ve Dogu’daki sinirimiz olan Suriye, Irak, Iran ulkeleriyle sinirlarin ve ticaretin yolunun acilmasi, en buyuk gelir kaynaklarindan biri kacakcilik olan ve bu konuda tekel olan PKK’lilari ve onlari kontrol eden Ergenekonculari bitme noktasina getirdi. Son zamanlarda PKK saldirganliginin artmasinda bunun da cok buyuk bir payi oldugunu dusunuyorum.

  94. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Ağu 2, 2010 | Reply

    Iste Turkiye’yi “terorden, PKK’dan kurtaracak” deha!?

    http://www.metacafe.com/watch/2843071/devlet_bah_eli_mhp_40_yil_konu_masi/

  95. Yazan:SABİT NAYMANOL Tarih: Eyl 10, 2010 | Reply

    EVTT LAYIK CUMHİRİYET BEKÇİLERİNE ASLA HAKIMI HELEL ETMİYORUM YA ŞİMDİDE İSLAMİ BİR DÜZEN KURMAK İSTERSE KÜRTLER AMA ONA ASLA İZİN VERMEZLER BÖYLE 30 YIL SÜRMEZ ANINDA BİTİRLER AMA PKK BİTİREMEDİLER ÇÜNKÜ AYNI İDOLACİ ÜRÜNÜ PKKDA VE ONDANDİRKİ PKK BU LAYİK CUMHİRİYETE ÇOK BÜYÜK ZARAR VERDİ BUNDADA BİR SIR VAR LAYİK CUMHİRİYET BEKÇİLETİ HEP İSLAMİ TEHLİKE OLARAK GÖSTERDİ ONDAN BU CEZA BENCE BİR SIR PKK TARAFINDAN LAYİK CUMHURİYETE

  96. Yazan:ismailş Tarih: Oca 3, 2011 | Reply

    Devlet Bahçeli nin kırk hesabını daha önce izlememiş biri olarak şimdi kendime çok kızdım bu matematiksel dehayı nasıl olurda izlemem diye…
    Allah ım gören göze ne çok şeyler anlatıyor bu milliyetçi zeka yahu 29 u 11 ne karıştırıyosun 40sa 40 tır işte neyin peşindesin…

  97. Yazan:Tayfun Korkut Tarih: Oca 3, 2011 | Reply

    Devlet Bahceli’nin matematiksel dehasi kadar, MHPsporlu taraftarlarin da boylesine karmasik bir hesabi hemen anlayip, alkislamalari da ayri bir olay! Neyi alkisliyorlar acaba, biliyorlar mi? Suru mu desem, guruh mu desem, ne desem? Keske T.C.’de dogmasaydim, Turkce bilmeseydim, bu konusmayi ve verilen tepkileri duyup utanmasaydim boyle siyasetcilere sahip bir ulkede yasadigim icin. Boyle bir parti %15’in uzerinde oy alabiliyor Turkiye’de… Yazik!

  98. Yazan:allahın kürdü Tarih: Şub 23, 2011 | Reply

    siteyi bu gece keşf ettim taraf gazetesinden ulaşarak eh bu yazıyıda şimdi okudum anlaşılacağı üzre… yazı çok eski evet ama güncelliğini koruyur yorumcularında durumuna ülkenin gidişatına kürtlere apo ya pkk yede bakılırsa evet bu yazı baya bir süre daha güncelliğini koruyacak gibi.. acı olan nedir beyler biliyormusunuz bu yazı yüzüme şamar gibi çartpı bu ülke iflah olmaz bülünmeyi feriştah gelsede artık durduramaz .. nerden mi vardım bu kanıya türk kamuoyuna bakmadğm zamanlarda içimde umut belirlir bu iki akraba halk el ele verip bu badireyide atlatcak diye umut ediyprum ama türk tarafınına aydınına bilmişine bakınca da büs bütün kayıp oluyr gidiyor umutlarım.. yazar başlarda sık sık tarafsızlık dıyor bu yazı bir analizdır diyor:)))) ama yazıyı okudukça heyhat .) yazarımız orduya yada ne denir devletin tepesine terör danışmanlığı kadrosu alma derdinde ..bakınız bu işler ciddi işler yazık bu ülkeye bu insanlara bilim adına bir şey koyacksanız koyun deyınki tarasız bır analız yapacaz yapuın ve bağlı kalın bu bilimsel kritre yok biz pkk yı sorununu hal edecez bunun için de devltrmze ordumuza akıl vermek için çalışma yapacaz deyın onu yapın ama tarafsız bilimsel çalışmalar yapacaz deyıp böyle zırvalarlar kürtler şimdi benm size diyecek bir şey bıulamam gibi güler geçer ve hayal kırıklığı yaşar bu türk kardeşlerimiz gene anlamıyor bizi der pkk li ve apocularda kıs kıs güler alır bu yazınısı kürtlere porpaganda malzemesi yapar ve kürtlere derki bakın işte tükrlerin en tarafsızı bu der..bu yazıyı okuytan hangi kürt sempati ile bakacak siz hiç kendinizi sorguladınımzı acaba ..demek asker anlamıyor bu işlerden yeni askere alınanlar uygun değil demek eğitiml, polisler lazım bu iş için ..neden dilin varmıyor birazda kürtleri alalım orduya polise devletn üst yönetmnde demek aklna gelmıyorda neden bunları dıyorsun çunku kürtler nihaytınde ya baloyzla ezilecek yada sineklikle hal edilecek sineklerdr demi .. yazınızı tümünü okudum hıç cımbız felan yapmadım editörden rican bu yorumumu ulaştrablrse yazara ulaştrmasıdır yazısı eksi acaba hala aynı bu yazıda yazdıkalrının arkasındamıdır çok merak ediyorum doğrusu..KÜRTLER MADEM KERDEŞİNİZ ÇOK ZOR DEĞİL KARDEŞLİK HUKUKU İLE BAKIN SADECE HERŞEY BURDA GİZLİ NE SİZDEN FAZLA NE DE SİZDEN EKSİK SİZ NEYSENİZ KÜRTLERDE O OLSUN SADECE ÖYLE BAKIN BELKİ SON UMUT KURTARIRSINIZ BU TOPRAKLARI.. aman ha bunu yaparken şark kurnazlğnı aklnızdan geçirmeyın bu yazıdakı gibi kürtler eski kürtler olmadığı içimn hemen de anlıyorlar niyetleri hiç gevelemeye gerek yok kardeşsek kardeşçe düşüncelm herşeyı hıç dalaverelere gerek yok.. selamatle kalın

  99. Yazan:bsm Tarih: Şub 23, 2011 | Reply

    Allahın Kürdü rumuzuyla yazan yorumcuya,

    Bence olaylara çok duygusal yaklaşmışsınız.Yazıyı cımbızlamadım diyorsunuz,fakat böyle uzun bir makaleden çıkaracağınız sonuçlar bu kadar dar olmamalıydı.Dar diyorum çünkü aidiyet duygusunun verdiği tepkisellik dışında makaleyi okuyabildiğinizden emin değilim(okumadan kastım anlatılanların doğru okunabilmesidir).Kişisel almayın ama okuma tarzınız buysa bir değil 101 bir kere dahi okusanız kendinizi sınırladığınız yargıların dışına çıkmaya(henüz)hazır değilsiniz demektir.

    Yanlış anlamayın,bu bir suçlama değil,sizde ziyadesiyle kronikleşmiş olduğu kanısına vadığım ön yargılarınıza dair tespit/ler.

    Nedir bu yargıma neden olan tesbitler:

    Bir,yazının içeriğini serinkanlı tahlil etmek yerine kolayından bir “taraflılık”suçlaması getirmeniz.

    İki,30 yılı aşkın çekilen bunca acıya,halklarımızı birer düşman gibi karşı karşıya getiren bu travmatik olaya değil de;”yüzünüzde tokat etkisi yaratan şoku” yazıda yani bu gerçeklerin anlatılmasında bulmuş olmanız.

    Üç,çok önemli bir açık yakalamışçasına yazının aleyhte çok “iyi”bir propaganda malzemesi olunabileceğine dair gizleyemediğiniz memnuniyetiniz…

    Yazık!Oysa bu kirli savaş üzerine bunlardan çok daha farklı söylenmesi,üzerinde düşünülmesi gereken o kadar çok şey var ki.
    Lakin savaş denen yıkıcı olgu işte zihinlerde böylesi bir koşullanmaya,gerçeklerinden bihaber sadece körü körüne “taraf”olmaya meyilli bireyler üetmeye yetiyor da artıyor.Hal böyle olunca(yani savaşın psikolojik yıkımları ruhları ve bilinçleri teslim aldıkça) maalesef taraf olma,uyutucu ezberler dışında işitilen her sözü “tarafgirlik/yandaşlık”a yorma,akıl almaz propaganda yarışlarına gönüllüce katılma ,komplo teorileri kurma ve nihayetinde tüm algıların “siz-biz”,”bizler ve ötekiler” üzerine kurulduğu zihinsel kodlar kalıyor geriye.

    O zihinsel kodlar ki,aynı yazıda bir taraftan”TSK yıpratılıyor/Türkler suçlanıp aşağılanıyor”diye feveranlar yükselirken,bir diğer taraftan PKK’ya duyulan sempatiyle “terörün bataklık/sinek” metaforuyla açıklanması “taraf”suçlamasıyla karşılık bulabiliyor.Kısacası tipik Milliyetçilik ve karşı milliyetçilik örneği!

    Kürt kardeşim,bu söylediklerimden rahatsız olacağınızı tahmin edebiliyorum.Amacım sizi üzmek değil,savaşın ne tür hissiyatlara yol açabileceğini az çok biliyor ve sizi anlıyorum.Ancak zaman ayırıp yorumları tekrar okumanızı öneririm.Milliyetçilik hastalığının ta ilikleimize kadar nasıl işlediğini anlamanıza yarayacaktır.Zira aynı yazıya,aynı metne her iki tarafın milliyetçilerinin benzer tepkiler verdiğini göreceksiniz.Peki sizce düşündürücü değil midir,makale yazarının aynı anda farklı iki kutbun hem tarafdarı hem karşıtı olması…Böyle bir ihtimal olabilir mi?Bu bakımdan sadece basit bir beyin ekzersizi yapın ve üzerinde düşünün bunun.Zira sizin Kürtlere karşı taraf olarak suçladığınız kalemin,”tarafı” olduklarınca hain,işbirlikçi vs gibi ithamlara hedef olduğunu göreceksiniz.
    Neyse bu faslı geçelim.Dikkat çektiğim paradoksa kafa yormanız size kalmış.

    Ancak unutmayınız ki bir ideoloji veya düşünceyi kayıtsız şatsız kutsama eğilimi hiçbir sorunu çözmeyektir.Öncelikle bu psikoloji aşılmalıdır.Yoksa şikayetçi olunan ırkçı eğilimlerin bir pototipi yaratılmak dışında bir getirisi olmayacaktır bu eğilimin.

    Hayır,bu yarışta yer almamalıyız.Ezberleri bozmanın zamanı geldi de geçiyor.30 yıldır PKK,bölgede kendi hakim görüşü dışında hiçbir alternaif görüşün yeşermesine geçit vermedi.Özgür tartışma imkanı doğmadı,insanlar sindirilerek bu ceberrut anlayış dışında fikirlerini ifade edemedi.Etmek isteyenler de bunu haytıyla ödedi,kaybedildi,susturuldu.Peki böylesi teksesliliğin hakim olduğu bir iklimde Kürt halkının talep ve beklentileri nasıl netleşecek?Adalet ve eşitlik nasıl sağlanacak?Buna özgürlük demek mümkün müdür?…Ve özgürlüğün/demokratik düşünce ortamının olmadığı yerde yerde iyiyi,güzeli,doğruyu inşa etmek mümkü müdür?

    İfade özgürlüğü bir yana,peki PKK’nın devletinkinden aşağı kalmayan baskısıyla yerini yurdunu terkeden insanlar için ne diyeceğiz?PKK devlet kadar Kürt halkının uğradığı baskı ve zulümlerden sorumlu değil midir?
    Bakın,Kürtler iki arada bir derede kalarak büyük kentlere göç etmek zorunda bırakıldı.Devletçe evleri yakıldı,yıkıldı,ekinleri,hayvanları telef edildi.Şimdi büyük kentlerin varoşlarında sefalet çekiyorlar,kiminin çocukları hırsız kapkaçı oldu.Bunlar yetmiyormuş gibi ırkçılar tarafından birer potansiyel düşman gibi görülüyorlar/linç ediliyorlar/iş yerlerine tahrip ediliyor,her türlü saldırıya maruz kalıyorlar.Bunları biliyor olmalısınız,peki hiç kafa yorduğunuz oldu mu Kürtlerin yaşadıklaı bu acı dramlara?Yoksa futbol takımı tutar gibi bu gerçeklere gözümüzü kapatmamız gerektiğini mi düşünüyorsunuz?Size kalmış,Kürtlere yaşatılan bu karabasanlara karşı “bizdendir”hissiyatıyla hoşumuza gidecek kof söylemlerle teselli buluyorsanız bir şey diyemem.
    Bakın,okuduğunuz Taraf gazetesi bile PKK,BDP ve kimi marjinal düşünceliler için sakıncalı bulunuyor.BDP bir gün olsun AKP’ye laf yarışına tutuştuğu kadar acaba derin devletle,Ergenekonla hesaplaşmaya girişmiş midir?İsmail Beşikçi bile(ki Kürt sorununa dair gerçekleri yazdı diye 17 yıl hapis yatmışlığı var)şu anda PKK’dan,BDP’den ve bu grupların ideolojilerine körü körüne biat edenlerden itibar görmüyor,sevilmiyor.Fikret Başkaya’ları,Haluk Geger’leri,Baskın Oran’ları bile harcadı bu zihniyet.Neden?Çünkü ne kadar dürüst ve namuslu olsalar bile PKK’nın ezberleri dışına çıktıklarında “şüpheliler”grubuna dahil olmaktan kurtulamıyorlar.İnanın bugün dahi Perinçek gibi,Yalçın Küçük gibi adamlar bile daha bir itibarlıdır PKK ve onun zihniyetine itaat edenlerin gözünde.
    Bitmedi,BDP değil miydi yeni anayasa değişikliği oylamasında CHP,MHP,derin devletin temsilcileri ulusalcı/ırkçı Ergenekoncuların safında yer alan?Selahattin Demirtaş değil miydi kraldan daha kralcı geçinerek generallerin tutuklanması üzerine AKP hükümetini eleştiren?
    Size bir şey diyeyim mi?İnanın BDP ve şurekası bugün dahi Ergenekonun üzerine gidilmesinden yana istekli değildir.Çünkü geçmişte beraber çevirdikleri bir sürü dolap var ve nihayetinde ipin ucunun kendilerine dokunacağını çok iyi biliyorlar.
    Netice de bu hengame içinde kimsenin Kürtleri düşündüğü yoktur.Sadece Kürtlere uygulanan baskı ve ayrımcılık üzerinden kendilerine meşru bir zemin kurup vaziyeti idare etmekle meşguller.Dolayısıyla da öyle derin sorgulamalar pek işlerine gelmiyor.Neyse daha söyleyecek çok şey var,yazmaya kalksam kitaplara sığmaz.
    Diyeceğim o ki,siteyi keşfetmeniz çok iyi olmuş.Okumaya ve araştırmaya devam edin.Fakat “keşiften”başka yerlerden de başlamanızı öneririm.Örneğin bir halkın duygu ve düşüncelerini,özgürlüklerini ipotek altına alan,ezberlere mahkum eden daha “yakındaki”sözde Kürt halkını savunan siyaset bezirganlarından başlayabilirsiniz.Gerçekler acıdır ama ne demişer “dost acı söyler”.

    Son söz:KÜRT HALKI,PKK GERÇEĞİYLE CESURCA YÜZLEŞMEDİĞİ SÜRECE BU SORUN ASLA ÇÖZÜLMEYECEKTİR.

  100. Yazan:ali yardım Tarih: Şub 23, 2011 | Reply

    bsm,
    PKK hakkında yazdıklarınıza katılıyorum. Kürtlerin acıları maalesef onları duygusal davranmaya itiyor. İstanbulda bir Kürt arkadaşımla gezerken, soğuk havada üzerinde kalın bir şey olmayan kadını ve bebeği görmüştük. insan olan herkesin içini acıtan bir durumdu. arkadaşımın tepkisi “işte Kürt sorunu budur” oldu. oysa meselenin kimlikle ya da Kürtlükle alakalı bir boyutu yok. o kadın erzurumun fakir köylerinden ya da yozgatta bir mahrumiyet yerinden gelmişte olabilirdi. onu Kürt sorununa eklemlememizin nedeni, kadının esmer oluşuydu. ben bunu Kürtlerin duygusal olarak yaralı olmasının sonucu olarak görüyorum. bölünmek istemeyenlerin de bile, her bu tip durumu kimlikle ilişkilendiren bir yaklaşım oluyor. yani Kürtlük ezilmekle, Türklük ezmekle eş anlamlı hale geliyor. Kürtler bir meseleye yaklaşırken, etnik kimlik bazlı bir yaklaşımdan kurtulamıyor.
    diyebilirsiniz ki etnik bakış tarzına, bu itirazı bir Türk milliyetçisinin yapması ironidir. hayır. çünkü yüreğinde vatan sevgisini yaşatan Türk milliyetçilerinin esaslı derdi; öncelikle etnik kimlik değil Türkiye’nin iç huzurudur, bütünlüğüdür. Türk kimliğini otuzaltıda bir olarak görmezler, çünkü çok önceden bu topraklara Türkiye yani Türk ülkesi denmiştir. ama devletin ve milletin menfaatini ali tutarlar. bütün etnik kimliklerle huzur içinde ve güçlü Türkiye arzularlar.
    özetle, Kürt sorunu dediğimiz şeyin Kürt kimliğini bastırmakla alakası var, lakin bütün meselenin kimlik penceresinden görülebilmesi mümkün değil. ayrıca bu tür bir bakış yalnızca etnik milliyetçiliği körükler. zalim Türk/mazlum Kürt genellemesinin sonucu bir çatışma olur. bu coğrafyada zalimler ve mazlumlar oldu ama bunları Türk/Kürt diye ayırmak doğru değil.
    Türkiye’de terör karşıtları Jitem ile yüzleşti. ama Kürt kimliğine sahip olanlar PKK ile tam manasıyla yüzleşebilmiş değil. hala Kürt sorununun çözümünde PKK muhatap olmalı gibi ifadeler kullanıyorlar. insanın böyle bir durumda tamam o zaman; Veli Küçük(ya da daha üst biri, mesela ergenekonun bir numarasını) ile Apo’yu karşı karşıya getirelim, sorun çözülsün diyesi geliyor. bu abes talep hala yaygın. oysaki sorunu yaratanlar sorunu çözemezler. PKK bu sorun üzerinden varlığını devam ettiriyor.

  101. Yazan:ali duman Tarih: Şub 23, 2011 | Reply

    geçmişte yapılan hatalarla yüzleşmek gibi bir geleneğimiz olmadığı için sürekli geçmişe dönmek ve geçmişin açık kalmış hesablarını tekrar tekrar açmak zorunda kalıyorum/kalıyoruz.

    bu konuda da farklı bir noktadan BDP’ye gelmek istiyorum.

    –ANA DİLDE EĞİTİM HAKKI
    –ANAYASAL EŞİT YURTAŞLIK HAKKI
    –BÖLGESEL KALKINMA SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ (Doğu/Güneydoğu)

    kürt sorununun çözümü için elzem olan yukarıdaki sorunların DEMOKRATİK ve BARIŞÇIL yöntemlerle çözülmesidir.

    Türkiye’nin sosyalist partisi TİP, sırf bu sorunları ve çözümlerini PROGRAMINA koyduğu için 12 mart 1971 faşizmi TİP’i “bölücülükten” kapatmıştı. (Türkiye tarihinde ilk kez bir sosyalist parti “KOMÜNİZM’den değil, BÖLÜCÜLÜKTEN kapatılmış oldu)

    kürt halkı için hayati önem taşıyan bu sorunları ilk kez bir TÜRKİYE partisi 45 yıl öncesinden programına koymuştur. (İLGİNÇTİR Kİ; bunlar halen kapatılanlarda dahil bir kürt partisinin programına girmiş değildir)

    ancak işin en ilginç yanı, bu sorunlar bugün kürtlerin temsilcisi olan BDP tarafından öncelikle ve ciddi bir şekilde savunulmamaktadır.

    kapatılmış olan kürt partileri, yukarıdaki gerekçelerle dolayı değil, terör ve/veya terör örgütüne yardım ve yataklık yapmaktan kapatılmıştır. (kapatılmak bir mağduriyet ise doğru düzlemde olmak, mağduriyetin sebepleriyle birebir ilişkilidir)

    hedef ve amaçlardan ziyade kendini bir yasadışı örgüte angaje etmiş bir parti olmaktan öte gidemeyen ve KÜRT HALKININ sorunlarına ilişkin çözüm üretmede 50 yıl önceki TİP’i dahi yakalayamayan kürt parti(ler) silsilesi ile karşı karşıya kaldık.

    Kapatılanlarla birlikte mevcut Kürt partileri, kürt halkının yakıcı sorunlarına çözüm üretmek ve bunları gündeme taşımak yerine, statükoyu savunan düzen partilerinin taktikselliklerine uyum sağlamış, polemikler üzerine kurduğu siyasetle, düzen partileriye kısır çekişmeler ve kayıkçı kavgası yapmayı yeğlerek, halkının halklarını savunur gibi yaparken, esasında statükocu düzenin değirmenine su taşımıştır.

    bu yönüyle BDP, kürtlerin CHP’sidir. Tıpkı CHP gibi halkından ve halktan kopuk bir partidir. CHP, askeri vesayeti savunurken, BDP’de PKK vesayetini savunmaktadır. PKK vesayeti olduğu sürece kürt halkının özgürleşmesi mümkün değildir. Şivan Perwer vatanına gelemiyorsa, bu PKK vesayetinin bir sonucudur, Kürdistan Sosyalist Parti Başkanı Kemal Burkay’da aynı şekilde, T.C.’den ziyade pkk vesayetinden korktuğu için ülkesinden uzaklarda yaşamaktadır. Zira seçim sonrası ülkeye gelebileceğini açıklamış olan Kemal Burkay, muhtemelen PKK vesayetinin zayıflayacağını umarak bu dönüşü gerçekleştireceğini düşünmektedir.
    Misal, Abdullah Öcalan önderliğinde bir kürt devleti kurulmuş olsa ne olur?

    Kaddafi’nin Libya’sı, ya da Mubarek’in Mısır’ından farklı olabilir mi? kendi dışındaki kürt örgütlerinin varolmasına dahi tahammül edemeyen mevcut PKK vesayetinin anti-demokratik olduğu çok açık değil mi?

    pkk, ergenekon düzeninden beslenerek varolmuş ve güç kazanmıştır (12 eylül sonrası ortaya çıkışına/güç kazanmasına, bu meyanda diğer kürt örgütlerinin ortadan kaldırılmasına dikkat), işte bu nedenle Sn. BSM’nin de çok iyi izah ettiği üzere statüko/ergenekon düzeninin devam etmesinden fayda ummaktadır, bunun açık anlamı ise pkk ve/veya bdp’nin varlık nedeni kürt halkının baskı altında tutulması, ihmal ve istismar edilmesi üzerine kuruludur, demokratikleşen bir cumhuriyette bir kürt partisinin ve/veya örgütünün varolabilmesi mümkün değildir.

    not:şivan perwer’in AÇILIMI önemserken, BDP’nin başkanının alaycı ve küçümser bir şekilde “AÇILIM-SAÇILIM” sözcüklerini kullanması manidardır, BDP niye bu açılım meselesine bir fransız gibi bakmaktadır? Açılım konusunda baskı yapan olmak yerine, alay eden taraf olmaktadır, asıl mesele Kürtlerin mağduriyeti üzerine mi kuruludur? sefil siyasetten maksat bu mağduriyetin rantını yemek midir? böyle ise bunun tek açıklaması vardır, o da halkına ihanettir.

  102. Yazan:allahın kürdü Tarih: Şub 27, 2011 | Reply

    merhabalar tekrar
    bsm mahlaslı yurttaşa kısmı cevaptır..

    sevgili soydaşım ..
    tepkili ve taraflıyım aşırıda duygusal..evet söz konusu yazı yada benzeri materyaller konusunda da aynı tepkiyi veriyorum kimi zaman neylersin sizinde tahlil ettiğiniz gibi kronikleşmiş durum söz konusu ve ben yazınızda olayın ciddiyetını kavrayarak bir şok ve travma yaşamamış değilim bu sorunun tarafıyım mağduruyum başkada söze gerek yok sanırsam..bu konuya geleceğim tekrardan fakat bir konuyu taktirine sunmak istyorum..

    bazı dındarları anlamakta zorlanıyorum mesela hala yan yana geldıklerınde kellli felli adamlar bir hadis için yada bilinen çok bariz dini bir kural kadie yada ritüel için saatlerce tartışıp dururlar yok imam hanefi bayan el şöyle değerse abdest kırılmaz vs .. ilk zamanlar dinlerdim sonra anlamsızlaşmaya başladı ve bir süre sonra neyi keşf ettim biliyormusunuz.. yahu bu adamların yapıtğı retoritkten başka bir şey değil duyugusal bır rahatlama bunlarınkı eğer hala dinin kesin yargısı olan net olan bır takım konularda tartışma yapıyorlarsa bazı insanlar evet yukarda verdiğim tepkiyi veririrm her insanın çok bayat durumlar karşısında vereceği aşrılıklarıda yapar çeker giderim onları aslada dikate almam ..1500 yıllık din kuralı kaidesi kitabi yazılı eseri olan bir disiplinin neyini anlamazsınız ki ……
    yazınızın içinde baskında orandan söz etmşsnz beğendğm bir sözü var ” bir aptalla tartışmayın yoksa bir süre sonra kimin aptal olduğu anlaşılmaz” der çokta doğru der kanımca bu örnek yukarda anlatğm durumu pek bir güzel özetler sanırm
    .. şimdi sevgili bsm sizde benim tepkimi anlayamadınız sanırım size kısaca açıklamak isterim.. 30 yıldır kan akıyor bu ülkede ..4.murattan bu yana bu topraklarda kürtlere zülüm yapılıyor ve cumhuriyetle beraber kürtler yok sayılıyor tüm bu gerçekliğe rağmen bu ortada duran koca soruna rağmen hala elim değdi abdest bozulur mu kabilinden tartışmalar ve hele de adil olmayan yazımlar çalışmalar bende rağbet görmez kusura bakmayın ..
    ..kısacık bir örnek vereyım size ergun babahan denen bir gazeteci var bu ergenekon olayları başladğnda sanırım yanı bır ıkı yıl önce bir makalesinde yada bır röptrajnda bir şey diyordu “yahu biz ankarada istanbulda gazetecilik yapıyorken meğersem ülkenin bir bölümü yangın yeriymş bunları görememşz buda bizim aybımızdır” felan bu tam bire bir böyle olmasada buna benzer şeyler diyordu aslında ne kadar da utanç duyulacak bir durum değilmi bana katılmazmısınız ?? gazeteci oalcaksınn aydın olacksın fikir adamı olacaksın ve 30 yıl süren bir savaştan 30 yıl sonra haberdar olacaksn buna anadoluda uyanda balığa gidelim..böylesi bir durumda olmayı bir insana yakıştrımam söz konusu dahi olamaz .. ve bu zat şimdilerde baya baya rağbet gören biri dinlenen fikirleri saygı felan görende bir adam .. defne saymyeli diye bır hatun kişi vardı haber sunardı bır koca kanalda 🙂 ve bu kadın her ağzını açtğnda kürtlere söverdi bır alahın kulu da rahatsız olmazdı bu kadıncazdan kimsede demezdi yahu adabını bil ne bıcım insansın sen onlar bizim akrabımız vs ..sakınola demeyınız ki konuyu dağıtyorsnuz uzatıyorsnz alakasız şeyler yazıyorsnz ruh halımızı anlayın sadece anlamaya gayret edin..
    ha başta belirtmem gerkirdi belki ama
    ben bu yer yüzünde en yakın iki halk varsa bunların Kürtler ve Türkler olduğuna inanırım yunanlıları Ermenileri Avrupalıların bir kısmını severım ama bir tek arkadaş seçme zorunluluğum varsa sanırım türk ten seçerim
    ayrılmayıda bilemıyorum doğrusu biz Kürtler ayrılsak ne yapacaz sizisiz yada siz bizsiz ne yapacaksınız dahamı mutlu dahamı az sorunsuz bir hayat yaşayacaz doğrusu bu konuda net değilim
    birey olarak çok gelişkin biri sayılmam yazım dan da anlaşılacğı gibi pek anlamam ne dil bilgisine sahibim nede Türkçeye hakimim yani kelimelere takla attıramam ..aydın hiç değilim zaman zaman yazının akışı bozulursa özür dilerim şimdiden ..
    sade orta düzey bir kürt yurttaşım hepsi bu ha derseniz ki ortada düzey biri ile bu kadar tartışamam onuda saygıyla karşılarım..
    yazımıda okurken lütfen bunlarıda göz önune alınız..
    özetleycek olursam eğer,, bu sorun ağır büyük bir sorun hala bunu anlamayanlar için çabalamak beyhude bir iş yada çabalama da olacaksa bu bize düşmez siz türk ağabeylerimize düşer ,yıllarca Kürtleri inkar eden resmi devlete düşer.şimdi Kürtler varsa onların hakklarıda var demek onlarda bizim gibi eşit yurttaş demek size düşer kendi kamuoyunuzu aydınlatmak geliştirmek barışa hazırlamak sizin görevinizidir biz bunda yokuz..
    yokuz çünkü kapanmayan yaralarımız var büyük acılarımız var onları dindirmemiz gerek çok yoksul ve açımız var onları doyurmamız gerek çok sapkın sofi mürit çılgın admalarımız var onları zapt etmek durumundayız
    yakılan evlerimiz var yeni evler yapmak durumundayız şehirlerin dar sokaklarında uyuşturucu satan güzel kent hayatlarınızı tehtid eden sayısız kadın satıcısı kapkaççı tinerci gencimiz var onların kazanılması rehabilite edilmesi lazım
    sayısız kaybımız var sayısız sahipsiz mezarımız var ve mezar taşsız sayısız kemiğimiz var bunları hal etmemiz lazım
    size gücümüz yetmıyor ne size ne sizin kamuoyunuza ne devletinize sizden kayıplarımız acılarımız için şimdilik hesap soramıyoruz ama pkk vb oluşumların biz Kürtlere yaşattığı sayısız sorun cinayet ve tahrıbatlarımız için kısmen gücümüz yetıyor onların hesabını sormamız lazım
    yani bizim işimiz çokk bizden bir şey beklemeyın bizde sizden umudu kesmek üzereyız lütfen arada kalan zayıflamış bağlarıda koparmayın koparmak için kırgın küskün yüreklerimizi dağlmayın
    sanırım meramımı ve tepkimi azda olsa anlatabıldım ve sizde anlayabıldınız tepki konusunda …
    bizi anlamanız için bir iki öneride bulunmam gerekirse bir rüya görürsem şunu göreyım isterim:
    yıllardır akraba olan bu iki halktan biri ötekine zülüm etti ve aşağıladı zülüm eden almanlar kadar olsun onların Yahudilere duyduğu kadar mahcubiyet duysun ve esaslı samimi bir özür dilesin her şeyden önce
    hakir görme aşağılamalardan dolayı derin bir utanç duysun ve özeleştiri yapsın
    geri bırakıldıkları yoksul perişan edildikleri için hızla iyileştirmelere gidilsin
    gasp edilen tüm hakları hemen ivediklikle ida edilsin acılara ortak olunsun sizi anlıyoruz densin
    bulgaristandakı yunanınistandakı çin deki tibetteki almanydakı kerkükteki Türkmen haklarının savaşı kadar onlara istenen adan dil vs kadar kardeşlerinize isteyın
    öyle iki dil olmaz felan dilde eğitim tektir felan olacak kabul görecek bir davranış olmaz tartışılması bile ayıptır bunların..
    zaten samimi özür den kast edilende bu osla gerek
    bu halklar arası sorunların halklar arası duşmanlığın sonunu getirir ve kader birlikteliği başlar ..
    bunlar hal olduktan sonra pkk gibi Ergenekon gibi yapıların deşifresi berteraf edilmesi en kolay olan şey olacaktır..
    ha sanmayınki hafife alıyorum bunları aldğmdan değil aksine ne menem ne sert ne dehşet şeyler olduklarının gayet tabi bilincindeyım..
    evet pkk sorundur bu sorununda müsebibi sizsiniz bunu sakın olaki bize ihale etmeyın katiyen kabul etmyız ağa babaları sızın esersinizdir gariban kürt gençlerine sakın olaki fatura çıkarmayın fatura edilecekler bellidir bu işten az çok anlayan herkes için bilinen her şey ortadadır..
    ve bu belalardan kurtulmayı amaçlarken yada bizden özür dileyip bir yandan da kanun dışı oluşumlarla mücadele edilirken bizi kırmayın kandırılmış etkılenmış geçlerimize fare yavrusu muamelesi yapmayın bu bizi dehşet üzer ve yüreğimiz kanar onları birer anne baba büyüttü kuzenleri ağabeyleri kardeşleri var olaya birazcık insanı açıdan bakın o zaman her şey daha bir güzel hal olacaktır..
    idiaalarınıza bir bir yanıt vermedım suçlamalarınıza polemik yapmadım arzu edersiniz onuda yaparım sorun değil ama bu bir şey kazandırmaz diye düşümüyorum
    diyeceklerim şimdilik kaydıyla bu kadardır. Hoş kalın

  103. Yazan:bsm Tarih: Şub 27, 2011 | Reply

    @Allahın Kürdü,

    Size bu şekilde hitap etmek pek sinmiyor içime ya,lakin yapacak bir şey yok,müsterı kendiniz seçmişsiniz:)

    Neyse konuya dönelim.Yorumunuzdan alıntılar yaparak mevzuyu beraber munazara edelim.İyi bir yöntemdir,bu şekilde daha toparlayıcı olur,hiç değilse konunun dağılmasını önlemiş oluruz.

    tepkili ve taraflıyım aşırıda duygusal..evet söz konusu yazı yada benzeri materyaller konusunda da aynı tepkiyi veriyorum kimi zaman neylersin sizinde tahlil ettiğiniz gibi kronikleşmiş durum söz konusu ve ben yazınızda olayın ciddiyetını kavrayarak bir şok ve travma yaşamamış değilim bu sorunun tarafıyım mağduruyum başkada söze gerek yok sanırsam..

    “Taraf olma” yönündeki eleştirim genel olarak duruşunuza değil yazıya verdiğiz tepkiyle ilgiliydi.Elbette insanlar taraf olabilir.İnsan haklarını savunursunuz haktan yana taraf olursunuz;demokrasiyi savunursunuz demokrasiden,adaleti savursunuz adaletten yana taraf olursunuz.Açıkçası itirazım “taraflık”ın bu boyutuna değil.

    Tabiatıyla şöyle bir durum var:Bu manada taraf olmakla,sırf taraf olmak adına olaylara tek taraflı bakmak farklı şeylerdir.Zira taraf olma hissiyatıyla doğru/yanlış her şeyi duygusal bir çerçevede mutaala etmek bizi her zaman gerçeğe/hakikate götürmeyebilir.Yanıltabilir.Ki bu da sabit fikirlere saplanma ya da önyargılara itibar etme riskini barındırır.
    Dolayısıyla-belki farkında olmayarak-yazıya ziyadesiyle peşin hükümlü yaklaştığınızı düşünüyorum.Çünkü düşündüğünüz anlamda tek yanlı bir bakış açısı bulunmuyor.Kaldı ki bu yöndeki iddianızı doğrulayacak bir argüman da sunmuş değilsiniz.
    Misal-yorumunuzun ilerleyen bölümlerinde-din temelli “polemiklerden” örnek vereceğinize yazıda katılmadığınız noktalara açıklık getirmeniz daha isabetli olurdu.Çünkü dini tartışmıyoruz burda,konumuz bu değil her şeyden önce.

    bazı dındarları anlamakta zorlanıyorum mesela hala yan yana geldıklerınde kellli felli adamlar bir hadis için yada bilinen çok bariz dini bir kural kadie yada ritüel için saatlerce tartışıp dururlar yok imam hanefi bayan el şöyle değerse abdest kırılmaz vs .. ilk zamanlar dinlerdim sonra anlamsızlaşmaya başladı ve bir süre sonra neyi keşf ettim biliyormusunuz.. yahu bu adamların yapıtğı retoritkten başka bir şey değil duyugusal bır rahatlama bunlarınkı eğer hala dinin kesin yargısı olan net olan bır takım konularda tartışma yapıyorlarsa bazı insanlar evet yukarda verdiğim tepkiyi veririrm her insanın çok bayat durumlar karşısında vereceği aşrılıklarıda yapar çeker giderim onları aslada dikate almam ..

    Dikkate alırsınız veya almazsınız bu sizin karar vereceğiniz bir şey.Yalnız bu mevzuya(din)gimeniz nereden icap etti anlamış değilim.Bir şeyler keşfedin demişsem gereksiz din polemiklerine girişmeyi kasdetmemiştim.Sanki,”siz adamları yanlış tanıyorsunuz,bakın bildiğiniz gibi değiller”babında savunmaya geçmişim de,siz de “ne mal olduklarını” iştahla anlatmışsınız.
    Size burada da bir öneride bulunyım:bana din konusunda fetva vereceğinize konuya dönmenizi ve önce kendi atgözlüklerinizden kurtulmanızı tavsiye ederim.Aksi takdirde böylesi alakasız yerlerden girersiniz ki bu da hiç tarzım değil.Hem size ne insanların dininiden inancından.Nasıl inancaklarını size mi soracaktı insanlar?Neyse,siz konuya dair bir şeyler söyleyebilecek misiniz ondan konuşalım.

    1500 yıllık din kuralı kaidesi kitabi yazılı eseri olan bir disiplinin neyini anlamazsınız ki ……

    Allah aşkına kime ve neye karşılıktır bu cümle.Neyi ıspatlamaya çalışıyorsunuz?
    “Bunda anlaşılmayacak ne var?”mealindeki serzenişin muhatabı kim ve konumuzla ne tür bir ilgisi var bunun?

    yazınızın içinde baskında orandan söz etmşsnz beğendğm bir sözü var ” bir aptalla tartışmayın yoksa bir süre sonra kimin aptal olduğu anlaşılmaz” der çokta doğru der kanımca bu örnek yukarda anlatğm durumu pek bir güzel özetler sanırm

    Ben deminden beri söylediklerinizden bir şey anlamadım ki”neyi özetlediğinizi”anlayayım.Yalnız bilgisizliğiniz ve önyargılarınız kadar nezaketsiz olduğuzu doğrusu çok güzel özetliyor:)Ve galiba aptallaşmamak için en doğrusu burada kesmek bence.Size önyargılaınızla başbaşa bırakıyor,yaşamınızda başarılar diliyorum.

  104. Yazan:allahın kürdü Tarih: Şub 27, 2011 | Reply

    Bende size bir daha okuyun demeyeceğim madem anlamakta zorluk çektiniz çok basit bir şekilde tercüme edeyim ..
    1-din konusuna girdiğim felan yok hem anlatımın başında öreneğin diyorum hemde size hitap ederken aynı göndermede bulunuyorum.. ve yazının devamında ergun babahan örneğinide veriyorum
    Yani demem o ki 1500 yllık bir din var ortada kutsal kitabi tercümeleri tefsirler mealler hadisler varken ve bu kadar donanımlı bir orta iken hala saçma sapan konularda rivayetlere inan yada bunları saorgulayan birileri konuşmayı değerli bulmam demem de ki örnek bizim konumuz la ilgli birebir örtüşen bir şey …dini tartışmıyorum size tavsfiyede felanda bulunmuyorum sadece örnek veriyorum eğer hala bir insan ben müslümanım diyebılıyor ve hala rivayetlerle iş göruyorsa yada kuşkuları varsa ben buna itibar etmem diyorum bu çok açık ve seçik …
    Keza kürt konusunda hala yavan tartışmalar yapmak odlumu olmadımı Kürtlerin bir hakkı varmı yokmu yada Kürtlerin kendileri varlarmı yoklarmı dil konusu ne olacak temsiliyeeti ne oalcak pkk neler yaptı devlet neler yaptı bu halkalar nasıl düşman oldu bunların neyını konuşalımmmm benm itirazım bunadr siz travmalar dediniz iki halk dediniz yazıyı savundunuz bende yazıya olan eleştrileri Kürtlerden yana olan taraflılığımı ifade etmeye çalıştım..
    Tekrar ediyorum din konusunda verdiğim örnek sadece bir örneklemedir ..hala anlamayanlara hayret ettiğimi belirtğim bir durumdur ..
    Ve bunun konumuzla ilgiside kürt sorununun bunca zamandan beri süre gelmesine karşın insanların bu konu hakkında kendilerini eğitememiş olmalardırı ve bununda vebalı onlardadar o bireylerdedir yanı başımızda kardeş dedğimiz bir halk bu kadar acı çekıyuorken ortada bir savaş varken bunun nedenlerini sorgulamadan devletin resmi organlarının gösterdiği çerçeveyle yetınenlerdir hayretım ..
    2-taraflılıkla da körü körüne bir yerlere bağlandığımız felan yok ..kürtlere bu konuda sizlerşn söz söyleme hakkı yok diye düşünyorum ..ha bekledğnz şey illede pkk ye saldrımaksa ona çamur atmaksa merak etmeyın biz bunu hal edecez elbet tarih bunları kayt edıyor pkk nin bu halka çektirdiklerinide zalimlerinde yaptıkalrını tarih yazıyor zaten..
    Kaldıkı pkk masum gösteren kimsede yok ha siz pkk ve pkk çevrelerini kast ediyorsanız konumuz onlar değil konumuz kürt sorunudur Kürtlerdir..
    3- baskın oranın sözüne atfen yaptığm şeyde din konusunda verdiğim örnekle bağlantılı olarak söyledim ben o sözü evet Kürtlerin hakları ve varlıkalrı ve sorunları hakkında bir şey bılmeyenler yada sadece resmi ideoloji nin verdıklerı ile yetinenlerle konuşlacak bir şey yoktur konuşuılursa kimin aptal olduğu anlaşılmaz bir hal alır..
    Resmi ideolojiye ve onu kabul eden zevat a göre pkk hal olursa kürt sorunu hal olacaktır.. bu bağlamda da tüm enerjimizi pkk yyı ortadan kaldrımaya harcayalım mantığıdır ..bende diyorumki pkk den önce Kürtler ve onarlın hakları gelir önce Kürtlerin haklarını ida edin bu ipoteği kalıdırın..
    Pkk sorundur ..sizin içinde bizim içinde ,biz bize düşeni yapacaz elbet pkk nın saflarında yer alan masum çocukalrı yada suça bulaşmışlar her iki toplum kendi içinde bir çözüme kavuştracaktır elbet ama pkk ve Ergenekon tarzı kirli tezgahların dökmude yapılmalı ve bu topraklardan söklp atılmalı
    Eğerki Kürtlerin haklarının gaspı ortadan kalkarsa pkk de yer alan ve sahidende de kürlerin bır takım haklarını şiddet yoluyla elde edcekelrını sanan iyi niyetliler evlerine geri dönceklerdir doğal hayatın akışı budur .. evet pkk homojen değildir sorunlar çıkacaktır.. ama ordaki iyi niyetli çocukları evlerine getirebılemlın yolu onarlın orda olmaya inandıkları sorunların ortadan kalkması gerekmezmi..
    Hele bir deneyın Kürtlere insanca muamale yapın bakalım ne olacak herşeyı denedınız bir sonuç alınamadı bir kez de insanı yönetmi deneyın ..bana göre büyük bir bölümü geri dönecektir evet Öcalan için bile kalıp savaşaklar vardır olacaktırda ama bu çok marjınal bir grup olur ve bu kadar acı yaşanmansa izin verılmez
    Tüm bunarlı görmeden illede pkk lerin kö-knu kazıyacaz derseniz Kürtler taraftar bulamazsınız bu çok kanlı bir süreç olur sanırsam dağlarda 10.000 15.000 arasında militan söz ediliyor her birine 5 ile çarparsanız yüzbinler ve bunların akraba hısımlarını hesaba katarsanız buda milyonlar eder ve sorun çözumsuz kalır .. hadi Kürtler gelin bize yardım edin şu pkk lılerı yok edelim demekle yok olmazlar
    Önce Kürtlerin hakları sonra Kürtlere insanı bır yakalşım ve bu pkk sorununa insanı merkezli bir çözüm yaklaşımı o zaman hal yoıluına girercektr diye duşnyrm

    İşte bu sebeple bunları tartışmadan Kürtlere hadi yardım edin bize bak pkk sizede zarar verdi veriyor yok edelim gibi hamasi laflar Kürtlerde rağbet görmez görmeceyği gibi kör döğüşünden başkada bir şey değil ve konuyu anlamamaktır bende buna diyorumki böyle düşünen biriyle neden niçin tartışayım neden dinleyeyımmkı .. söz konusu yazıyada itirazım bundandı yanı tarafsızlıkla yola çıkmş bir iyi niyet yazısı hadi köklerini kazıyalım kabiline gelcek sözlerle bitiyor bu bakımdan ilk yazımda tepki verdim
    Nezaketsizlik saldırı hakaretleriniz vb durumlar için cevap hakkımı kulanmıyorum : ) bu benm yada sizin kişisel sorunumuz çünkü..
    Evet tatışmayı burada bitirmek daha mantıklı bu konuda sizinle hemfkirim.
    esenkalın

  105. Yazan:Zeyneb Karataş Tarih: Nis 8, 2011 | Reply

    Merhabalar,‎
    ‎ Eski tarihli bir yazı olmasına rağmen konunun/sorunun güncelliği ‎sebebiyle hem okunmaya hem de yorumlanmaya değer görüyorum.‎

    ‎ Yazarın itidalli bakış açısı fikirleri sindirmede en azından anlamada bir ‎yardımcı görev üstlenmiş,M.Y Bey’e teşekkür ediyorum.‎

    ‎ Yazıda öne çıkan olgu bana öyle geliyor ki ‘ asimetrik savaş-gayri nizami ‎harp’ tabiri ve içerdikleri… Düzenli ordunun ve vur-kaç örgütün ‎çarpışmasını bununla birlikte savaş stratejilerini iyi bilen biri olmadığım için ‎keskin yorum yapamıyorum ama konuyla bağlantısı açısından ‎Subcommandante ‎Marcos’un kaleme aldığı ve Meksikalı Zapatistaların ‎anlatıldığı “Sözümüz Silahımızdır” adlı kitaptan bir alıntı yapmak istiyorum ‎ama öncesinde kısa bir not:‎

    ‎ “Zapatistalar,Meksika hükümetinin ezdiği,hor gördüğü,sömürdüğü Yerlilerin haklarını savunmak için ‎ortaya çıkmış bir örgüt.‎
    ‎***Liderleri Subcommandante Marcos‘un edebi /etkileyici sözleriyle entellektüel çevrelerden ‎hatta futbol sahalarından destek bulmuş enteresan bir örgüt.”

    Notlar, http://yedincisamuray.wordpress.com/ sitesinden alınmıştır.‎
    Şimdi asıl konumuza uyarlanacak sözünü yazıyorum Marcos’un:‎
    ‎““Bir gerilla örgütünün savaşı kazanması çok zordur, kaybetmesi ise imkansızdır.”‎
    ‎….‎

    Kürt meselesi ile ilgili olarak tarih bilgimizi yoklamamız gerektiğini düşünüyorum özellikle ‎‎‘Kürt isyanları’ ve “Kürtçü isyanlar” arasında ne gibi farkların ve paralelliklerin olduğunu iyi ‎okuyamazsak dönüp referans vermek istediğimizde sıkıntı yaşarız. Bir yorumcu arkadaşın ‎‎‘şeyh Said İsyanı” ile ilgili olarak kesin ifadelerinden yola çıkarak biraz araştırma yaptım.‎
    Öncelikle konu resmi tarihin eleştirisine dönüşmesin diye kaynak vermek suretiyle ilgilenen ‎arkadaşların oralardan ayrıntıları okumalarını sağlamak istiyorum.İlk olarak tanıdık bir ismin, ‎Şeyh Said İsyanı hakkındaki fikirlerini aktarıyorum;Taha Akyol Şeyh Said isyanı için :‎

    ‎ “Şeyh Sait İsyanı hem İslâmidir hem de etnik anlamda bir Kürt hareketidir. ‎‎1924’te hilafetin kaldırılması büyük şok yarattı. Çünkü hilafet Türklerle Kürtler ‎arasında güçlü bir bağdı. Devletin giderek değişen Türk vurgulu dili karşısında ‎Kürtler kendilerini yabancılaşmış hissediyorlardı. Bir de Güneydoğu’da halkı ‎ayaklanmaya hazırlayacak olan network de zaten hazırdı. Şeyhlerin ve feodal ‎ağaların, Cumhuriyet’in Türkçü ve laikleşmeci karakteriyle problemi vardı. Şeyh ‎Sait işte o düğmeye bastı! İrili ufaklı birçok Kürt isyanı oldu. Bunların üçü çok ‎önemlidir. 1925 Şeyh Sait, 1930 Ağrı, 1937 Dersim İsyanları…”diyor.

    Ve bir diğer isim , Kürtlerin siyasi tarihi üzerine “a modern history of the kurds (1996) ‎‎“ adlı kitaba sahip olan sosyolog tarihçi David McDowall bakın ne diyor Kürt İsyanları ‎hakkında söyledikleri:‎
    ‎“Hilafetin kaldırılması… Kürtlerin Türklere karşı duyduğu son ideolojik bağı da ‎kopardı. Türkiye’nin 1912-22 arasındaki savaş yıllarını aşmasına yardımcı olan ‎Kürtler, bu kez onun düşmanları haline geldiler. Bunlar, dindar şeyhler ve eski ‎Hamidiye ağalarıydı ki, Halife’nin savunulmasına samimi olarak inanıyorlardı. ‎Şimdi bu insanlar arasında, onların daha önceden en ufak bir bağlantı kurmayı ‎kabul etmedikleri kişiler, yani Kürt milliyetçileri, bir direniş geliştireceklerdi.”‎

    Şeyh Said ile ilgili olarak Altan Algan’ın kaleme aldığı bir yazının linkini veriyorum;‎

    http://www.fitrat.com/dusunce_analiz_detay.php?id=6801‎
    Yani her kürt isyanı kürtçü /milliyetçi kaygılarla yapılmadığını söyleyebiliriz hele Pkk ile Şeyh Said isyanını aynı kefeye koymak mümkün mü ,sanıyorum biraz araştırmak biraz düşünmek gerekir.

  106. Yazan:veysel Tarih: May 11, 2011 | Reply

    bakın kürt sorunu die bişey yoktur pkk sorunu vardır bu ülkede 15 milyon kürt var kürtlere yapılanları kimse saklamasın (diyar bakır cezaevi 93 olayları vb)bu ülkede bugün aşırı millliyetçiler aslında bu ülkenin huzura karışmamasını istiyorlar yani haftada 1 derslik kürtçe dersi almak neden zorlarına gidior ben bir kürt olarak kürt milliyetçiliğinide savunmuyorum gelin bu kardeş kavgasına son verrelim yazık değilmi ölenlere 30000 kişi azmı

  107. Yazan:orhan Tarih: Tem 10, 2011 | Reply

    Bazı arkadaslarım pkk arkasında abd var diyor pkk sosyalizm de akıp eden bir partidir abd ise emperyalzm pkk korkan en buyuk ulke abd dir cunku emperyalızm dusmanıdır pkk abd ise emperyalızm sistemınde gıden bır ulkedır türkiyede bu sıstemle yurutuluyor bakın neden se herzaman haklı olanlar asalanır ve hor gorulur PKK silahlı mucadele baslatmamıs olsaydı uzlasmayla bu sorun haledılecekmı sanıyordunuz. eevt ole oldur diyorsanız bugunde haledılır neden haledılmıyor cunku abd buna izin vermıyor cunku oyle bısey olursa butun sosyalist ler ve butun devrımcıler bir olur emperyalız karsısında savasacaklar buda abd ye buyuk bir zarar olur HAKLİ OLDUGU HALDE sadece silahlı mucadele baslattı diye terör dedikleri pkk gercek amaci ise özgur bir yasam ve esitlik gunuzmuzde bunlara karsı olan o kadar ulke var bakın israil fılıstını n ehale sokuyor neden rahat olmasını ıstemıyor gecmıste filistin israile de darbe vurmustu. türk arkdaslrim filistine aglıyorlar israile badua ediyorlar katil diyolar peki türkiyede farklı bıseymı var sanıyorlar burdada ölen var işte türk halkıda emperyalızm sistemınde yurumektedır

  108. Yazan:Emrah Tarih: Ağu 6, 2011 | Reply

    Biz ne dersek diyelim, israil’e kimse gıkını cıkarmadığı (oturup izlediği) sürece ne bu“sözde pkk´´ biter. Ne de bu kavga… (türk, kürt, zaza vb) Ortada bir oyun var birileri halay çekiliyor fakat, kimse (hiç kimse) demiyor ki: Ya bu halayın (oyunun, düğünün) sahibi kim diye… Gidip gidip ortada oynuyan davet edilmiş (seçilmiş) kişilerin yaptıklarını anlatıyor yada dinliyoruz. Bunu hepimiz yapıyor, ve asıl gerceklerin bu olduğunu bile bile hâla! Bak bende yazıyorum…

  109. Yazan:cono Tarih: Ağu 26, 2011 | Reply

    yahu kardeşim allahtan korkun. kürt türk kardeştir.ikiside sunidir ve müslümandır.dökülen kan haramdır.bu ülke asla bölünmez. güzel türkiyemizi kimse bölemez. aklı başında olan hiç kimse buna rıza göstermez. ve kürtlerin aklı başındadır buna inanın. ancak insani haklardan korkmamak lazım.anadil mana dil hikayesini çözün. zira bunlar allah vergisidir.bu tür hüsüsları engellemek allahın ayetlerine karşı gelmektir. bırakın herkes özgürlükleri sonuna kadar yaşasın.inanın olayın boyutu psikolojiktir. bu gün insanlar çocuklarına niye ingilizce öğretiyor.gelecek hangi dilde ise insanlar ona temayul eder.bırakın ya milyonlarca insana sen bunu konuş bunu konuşma tamamen luzumsuz.bir insanımızın bir damla kanı dünyaya bedeldir. bırakın bu saplantıları. türklerle kürtler omuz omuza verecek ve dünyanın süper ülkesi olacak bu hayal değil.rahmetli özalın hedefiydi.ve çözüm budur.

  110. Yazan:ali Tarih: Eyl 20, 2011 | Reply

    s.a nasılsınz iyisiniz inş allahın rehmeti hepimizin üzerine olsun.
    yorumlara baktım da çogu türkçülük üzerine aziz kardeşlerim abilerim bizim mselemiz ne mutlu türküm yahut kürdüm demek değil bizim meselemiz ne mutlu türkiyeliyim ne mutlu müslümanım olmalı yada biz böyle küçük sorunlarla oyalanırsak siyınizm bizim ülkeye yerleşir ülkenin yönetiminde söz sahibi olmaya devam eder işkallere maruz kalma ihtimalimiz de var. Eğer bi filistin yahut bi çeçenistan vs olmak istiyomirsak kardeşçe yaşamaya bakalım kimse demesin ne mutlu türküm diyene(kürt arap vb olan mutlu değil mi olamaz mı) bırakalım bunlarıda düzeltmeye, iyileştirmeye bakalım ahirette sorulur allah bizi affetsin allaha emanet olun vesselam…

  111. Yazan:ismail yücel Tarih: Eki 4, 2011 | Reply

    Sayın blok yazarı terörü, terörün dallanıp budaklanmasını, terörün amaç ve hedeflerini, mücadelenin nasil yapılacagı konularında hoş, yerinde ve iyi niyetle fikirler ortaya koymuş.
    fakat Türkiyedeki terörle ve pkk ile alakalı degil anlatılanlar bence.
    pkk terörü türkiyede cumhuriyetin bir projesiydi ve bu topraklarda varlıgımızın devamını saglamak için kurtuluş savaşı kadar önemli bir projeydi, çokda başarılı oldu.aksi halde balkanlarda giritte kırımda nasıl silinip sürülüp yok olduysak Anadoludada başımıza aynısı gelecekti.
    cumhuriyet bugun bu sorunu çözmek isriyorsa proje hedeflerine ulaştıgı ve bitirilmesi gerktigi içindir, herkeste oluşan kanının aksine, bitiremedigi çözemedigi için degil. vakti geldiginde çözülecekte. bölünmek parçalanmak hem çok zor hemde ne türk nede kürt büyük çogunlugu böyle birşey istemiyor buna izinde vermezler.
    bu dediklerime kanıt şahit bulunamaz, bunu biliyorum fakat resmi olmayan Kurtuluş savaşı tarihini ve ATATÜRK ün bu topraklar üzerinde yenibir millet oluşturmak için yaptıklarını bilenler dediklerimim doğru oldugunu farkedeceklerdir.

    velhasıl pkk da istemeden bilmedende olsa bu milletin bu topraklarda gelecegini ve gelecekteki varlıgını güçlendiren unsurlardan biri başbakanımızın dedigi gibi ‘pkk işini yapıyo’.

  112. Yazan:osman Tarih: Eki 24, 2011 | Reply

    pkk nın bütün dış yardımlarını keserseniz, kesebilirseniz iş tamamen çözülecek. herkes geçim derdinde bunlar ucu püsküllü işler herkes bu işlerden nemalanıyor. bırakın bu boş lafları politikacısı, askeri vatandaşı herkesin faydalandığı bir nokta, nemalandığı bur durum mutlaka vardır.

  113. Yazan:oğuz Tarih: Eki 26, 2011 | Reply

    30 yıl önce Altan TAN dan dinlemiştim: (mealen) Osmanlının son döneminde Arap coğrafyasında bir Lawrens çıktı. Müslüman oldu, dörtdörtlük bir islamcı olup Araplara imamlık yaptı namaz kıldırdı. Ve Araplara hani sizin KİMLİĞİNİZ demeye başladı KİMLİK derdine düşen Arapları Osmanlıya karşı isyana teşvik etti. Yemenden dönen Türk askerlerini Çölde, Şamda, Filistinde pusuya düşürüp karınlarında altın arattırdı. Herşey bitip Araplar kimliğine kavuşup amacına ulaşıp ingiltereye dönünce Araplara mektup yazdı. Ben hıristiyanım arkamda kıldığınız namazları kaza edin dedi. Ben bu olayı Altan TAN dan dinlemiştim. Peki şimdi kim kimin KİMLİĞİNİ nerede nasıl arıyor, Sayın Tan ve benzeri islamcı PKK destekçileri bu tarihi tekerrüründeki yeri neresi? Bu İngiliz oyunu kaç Türkün ve Kürdün ölmesiyle kaçıncı kez nereye kadar devam edecek?

  114. Yazan:fatmanur Tarih: Eki 28, 2011 | Reply

    TSK’NIN GÖREVi: iç ve dış tehdit ve risklere karşı ülkenin güvenliğini sağlamaktır.

    öncelikle bunu söylemek istedim çünkü halen tsk nın görevinin sadece vatanı dış tehditlere karşı koruması gerktiğini ve öle sanan insanlarımız var. PKK türkiye için bir iç tehdittir bence çoğunluk bunun farkında eee öleyse niee halen bazı İNSANLARIMIZ tsk buna karışmamalı gibi atıflarda bulunuyo anlamış deilim burdaki yorum yapanlardan biri de bunu sölemiş sana soruyorum pkk eline silah almış askere ateş ediyo halka zarar veriyo nie tsk karşılık vermesin vermemesi için akıllıca mantığa sığar bi cevap istiyorum senden. devlettede suç var bi ara görüşmeler yapılıyodu pkk ateşi kessin die sözler felan veriliodu yhaa senin karşındaki kimde sen böle bi istekde bulunuyosun yhaa benim bildiğim ateşkes İKİ DEVLET ARASINDA OLUR senin ateşi kes dediğin karşı taraf bi devlette benim mi haberim yok…. bizim karşımızdaki bi devlet değil karşımızdakilere dencek çok laf var fakat burda söleyemiyorum karşıdakiler pkk mı dersiniz terörüst mü dersiniz gerilla mı dersiniz her ne haltsa o!!!!! bunların içerisindekilerde sadece kürtler değil bunların içinde türküde var kürdüde var varda var bu ayaklanmanın nedenini kürtlerin haklarının verilmediğini söyleyerek başlatıldığı için kürtler gözüküyo ön planda.. bizler türk kürt olrak uyanmalı neyin ne olduğunu anlamalıyız… diyelim kiii (tabi bu bi hayal) kürdistan adını verdiğin ve obelirdiğinz sınırladki o hayali devleti kurdunuz nolcakkk pekii kurunca biliyomusunuz o size yardım eden yabancı devletler var yha hani elinize silah vern o devletler size yardım olsun die mi verdiğini sanıyosunuz bi karşılık beklemiyolarmı sanıyonuz başınıza akbabalar gibi çullanmıcaklarmı sanıyonuz hee ne sanıyonuz hepsi tek tek şuan size verdiklerinin karşılığını isticekler ve eminim almak için de ki çok uraşmıcaklar iflanızı somurcaklar bee yani sizin kanınızı bir vampir gibi emcekler bu sömürgecilik çıktığından beri bölee açında biraz tarih karıştırın okuyun bakalım bu size yardım eden ülkeler daha öncede böle başkalrına yardım ettikten sonra ne yapmışlar hepsini sizin gibi maşa olarak kullandılar yeni maşalarıda sizsiniz sizlersiniz yeni sömürgeleri sizlersiniz LÜTFEN UYANIN ARTIK!!!!!!!! DAHA FAZLA SİZLERİ BİZLERİ KANDIRMALARINA İZİN VERMİYELİM ÇANAKKALE SAVAŞINDA OLDUĞU GİBİ TEK YÜREK TEK OMUZ OLALIM BEN DAHA 17 YAŞINDAYIM VE ÖNÜMDE UZUN Bİ HAYAT VAR GELECEĞİMİ PARÇALANMIŞ BİR ÜLKENİN VATANDAŞI OLARAK YAŞAMAK İSTEMİYORUM VE BİZDEN SONRAKİ NESİLLERİN RAHAT Bİ YAŞAM SÜRMESİNİ İSTİTORUM ŞUAN Kİ TÜRKİYE SINIRLARI İÇERİSİNDE YAŞAMALARINI İSTİYORUM PARÇALANMIŞ BİR ÜLKENİN BEYİNLERİ OLMASINI DEĞİL TÜRKİYENİN GENÇ BEYİNLERİ OLMALARINI İSTİYORUM BEN ASLINDA OKADAR DA ÇOK ŞEY İSTEMİYORUM…… BEN SADECE TÜM HALKIMIZIN VE GELECEK NESİLLERİMİZN MUTLU HEP VE HEP BİRLİKTE YAŞAMALARINI İSTİYORUM!!!

  115. Yazan:Tayfun Tarih: Eki 29, 2011 | Reply

    TSK’nin ciddi zaaflari var. Ussunu, alayini, taburunu, karakolunu korumaktan aciz bir kurum. Alayin, taburun dibinde binalar, mahalleler, mahalleden nobet bekleyen askerlere tas atan cocuklar… ABD’de bir askeri usse asker degilseniz ya da isiniz yoksa 5-10km’den fazla yaklasamiyorsunuz. Yolun basinda ceviriyorlar daha, “bu yol sadece usse gider, askeri kimliginiz yoksa ya da oraya gitmek icin gecerli bir nedeniniz yoksa bu yone sapamazsiniz” diye ceviriyorlar.
    Ayrica, vadiye karakol kuran cok “dahi” bir silahli kuvvetlere de sahibiz. Vadiye kuruyorlar ki, teroristler iki tepeden rahatlikla capraz atese alabilsinler. TSK’dan da bir kisi cikip da “ya bu mantiksiz degil mi?” diye itiraz edemiyor, cunku biri bunu yaparsa hiyerarsiyi bozmus, kendisinden daha yasli ustlerinin emirlerini, bilgi ve tecrubelerini sorgulamis oluyor. O zaman da o kisinin basina gelmeyen kalmiyor. Cunku, TSK’da liyakate gore degil, yila gore rutbe aliniyor. Verimli calissan da, yatsan da yili geldiginde rutbeyi aliyorsun zaten. Onun icin herkes bu tekere comak sokmadan gun sayip, emekli olmanin, ev, araba almanin derdinde. Idealist insanlarin yeri degil TSK.

  116. Yazan:yusuff Tarih: Kas 3, 2011 | Reply

    ben ingilterede yaşayan bir kürdüm.ve hep te kürtlüğümden gurur duydumm.nasıl ne mutlu türküm diyosanız bende diyorumki NE MUTLU KÜRDÜM DİYENEEEEEEEEE.

  117. Yazan:Selami Çetin Tarih: Kas 4, 2011 | Reply

    De birader. Seni tutan mı var? Kürt olmaktan mutluyum de! Zaza olmaktan mutluyum de! Benim (bizim) itirazımız yok. Sadece katil olmaktan mutluyum deme! Sebepsiz yere masumları katleden pekeke’yi destekliyorum deme! Katil apoyu çok seviyorum deme! Demokrasi gelip haklarımız artsa da biz pekeke’den vazgeçmeyiz deme! Bizim itirazımız buna…

  118. Yazan:fatmanur Tarih: Kas 10, 2011 | Reply

    yusuf biz burda türk kürt ayrımcılığı yapmıyoruz biz burda pkk ya karşı olduğumuzu söylüyoruz kürtlerinde buna itiraz etmesi gerektiğini söylüyoruz.. selami beye katılıyorum sadece apayu çok seviyoruz demeyin ülkemizi bölmeye çalışan biri nasıl sevilebilir anlamış değilim… sizlerede baş kaldırın istiyoruz bu ülke bölünmeyecek kanımızın son damlısına kadar gerekirse savaş vercez.. bu ülke sahipsiz değil atamız ölmüş olsa bile bizler varız!!!

  119. Yazan:Norşin bayrakaçtı Tarih: Kas 10, 2011 | Reply

    Evet biz teröre bayrak açtık bunu farklı yapmalıydık teröre karşı yürüyüş ve hatta kepenk kapatmak dahada ilerisi ilçmizdeki temsilcilerine hesap sorabilirdik lakin birilerinin bundan kendıne bir rant oluşturacağını düşünerek en uygunu topyekun esnaflarımızla bayrak açtık ve lanetliyoruz pkk ve uzantılarını.Ben kürdüm olmaklada şeref duyarım bunların ikide bir çıkıp biz kürtleri temsil ediyoruz demeleri çok çirkin
    ve ayıptır husamettin zenderioğlu Bitlis te kaç köy var bilmez kendi pisliğini temizlerken bile yüzüne gözüne bulaştırmış biri beni nasıl temsil edecek evet halk oy vermiş ama bilinçsiz bir oy potansiyelinden faydalanmış.pkk ise bugun kck vs.vs. uzantıları olusturmus ya kusura bakmayında artık cahilde olsa anlaması gerekir neyin peşinde olduklarını siyonistlerin uşakları.öcalan denen mahluk yakalandığı zaman afedersiniz yapmadığı pisliği kalmadı yeterki idam etmeyin köleniz olurum diye sahi bu mahluk memur iken ve eşinin babası neiş yapardı perinçek,küçük,vs.kişilerle neyi paylaşıyordu kadirşinas mert inançlı kürt kardeşlerimizin haklarınımı savunuyordu bu komunistlerle yoksa ergenekona olan sadakatınde kürt kardeşlerini nasıl satabileceğinimi ifa edip onure edilmeyimi bekliyordu.ALLAH aklı selime imkan versin güvenlik güçlerimizdede imanlı kişilere fırsat versin.Amin.ALLAH(cc)uhunun selamı tüm inanan mümün kardeşlerimize olsun.Mümin müminin kardeşidir.

  120. Yazan:sevim Tarih: Kas 10, 2011 | Reply

    Mümin müminin kardeşidir.

    Valla müminlik, nalıncı keseri gibi kendine yontmaksa, atış serbest diyerekten bol bol küfür etmekse, militarizmi kutsamaksa ve kendini Kürt olarak tanıtma yoluyla ırkçılığını gizlemeye çalışmaksa, mümkünse ben böyle biriyle kardeş olmayayım. Kardeşliği de, müminliği de ırkçılığınıza elat etmeyin bari.

  121. Yazan:SevimmiveS Tarih: Kas 11, 2011 | Reply

    Yok, yookkk mümin müminin kardeşi değildir. İnsan insanın kurdudur. Eh, insanın insanı da fitne, fesat, korku, şüphe dişleriyle parça parça koparıp kendine yemesi çoookkk normal.
    Sevim kurdum, yukarıdaki satırları neden kendini Kürt olarak tanıtan bir ırkçı yazmış olsun ki??? Bu satırlara yansıyan fikirler bir Kürd’e ait olamazlar mı? Bir Kürt Apo’yu, PKK’yı, KCK’yı, BDP’yi eleştiremez mi?
    Bir Kürt olarak bunların kendisini temsil etmediğini söyleyemez mi? Söylerse militarizmi kutsamış(güvenlik güçleri bam teli olsa gerek!), küfür edip(kime etmiş? eleştirmek ne zamandır küfür oldu?)ırkçılık mı yapmış olur?
    Oley be, harbiden insan insanın kurduymuş. “Ben senin kurdun değil mümin kardeşinim” diyenin kafasını yemek için sotaya yatmış bekliyor.

  122. Yazan:sevim Tarih: Kas 12, 2011 | Reply

    “Ben senin kurdun değil mümin kardeşinim” diyenin kafasını yemek için sotaya yatmış bekliyor.

    Başka işim mi kalmadı be kardeşim. Kullandığın dilin müminlikle pek alakası yok diyorum. Haksızsam haksızsın de. Benim bildiğim mümin yapıcı olur, bir tek kem söz çıkmaz ağzından, karşısındaki yanlış yolda olsa bile onu güzellikle doğru yola çeker. Bütün bunları da Allaha olan saf inancından dolayı yapar. Belki yanılıyorum ama benim kafamdaki mümin portresi budur. Ve siz bu portreye çok uymuyorsunuz(bence tabi)
    Bakın apoyu, bdp’yi, kck’yı istediğiniz kadar eleştirin. Ben de eleştiriyorum .Ancak eleştirinin de şekilleri var,ifade dilini dandik Kemalist sitelerdeki düzeye çekip müminlik taslamak kusura bakmayın bana garip geliyor. Tabi siz bağdaştırıyorsanız mesele yok, yolunuza devam edin. Bakarsınız bu yolla sorunumuzu da çözeriz kim bilir?

  123. Yazan:SevimmiveS Tarih: Kas 12, 2011 | Reply

    “Ben senin kurdun değil mümin kardeşinim” diyenin kafasını yemek için sotaya yatmış bekliyor.

    Başka işim mi kalmadı be kardeşim. Kullandığın dilin müminlikle pek alakası yok diyorum. Haksızsam haksızsın de.

    Bilmem fark ettiniz. Müstearım Sevim’in aynayadi aksi idi. Gördüğünüz sizin yansımanız.İnsanın kendi kendine “haksızsın be kardeşim” demesi zor iştir, zaman alır ama değer çabadır.

    Eh bu noktayı açıkladığıma göre devamında yazdıklarınızı kendi kendinize, kendiniz için aldığınız hatırlatma notunuz olabilir ancak 🙂

    Benim bildiğim mümin yapıcı olur, bir tek kem söz çıkmaz ağzından, karşısındaki yanlış yolda olsa bile onu güzellikle doğru yola çeker. Bütün bunları da Allaha olan saf inancından dolayı yapar. Belki yanılıyorum ama benim kafamdaki mümin portresi budur. Ve siz bu portreye çok uymuyorsunuz(bence tabi)

    Bakın apoyu, bdp’yi, kck’yı istediğiniz kadar eleştirin. Ben de eleştiriyorum. Ancak eleştirinin de şekilleri var,ifade dilini dandik Kemalist sitelerdeki düzeye çekip müminlik taslamak kusura bakmayın bana garip geliyor. Tabi siz bağdaştırıyorsanız mesele yok, yolunuza devam edin. Bakarsınız bu yolla sorunumuzu da çözeriz kim bilir?

    Birbirine paralel doğruların eğilip bükülmeden bir yerlerde buluşması imkansız.Bende kusur çok.Belki siz de varsa bir yerlerde buluşur oturur birlikte çözeriz.

  124. Yazan:sevim Tarih: Kas 13, 2011 | Reply

    Birbirine paralel doğruların eğilip bükülmeden bir yerlerde buluşması imkansız.Bende kusur çok.Belki siz de varsa bir yerlerde buluşur oturur birlikte çözeriz.

    Bakın güzel kardeşim, birinci cümleye katılmıyorum, imkansız diye bir şey yok, umutsuz olmayın, bakarsanız birbirimizle doğrularımızı paylaşacağımız güzel günlerimiz de olabilir. İkinci ve kısa cümle ise harika, empati dolu ve işte o güzel dediğim günlerin habercisi adeta. Sonuncu cümle için ise sadece “neden olmasın?” diyorum. Güzel diyalogunuz için teşekkür ederim. Sakin üslubunuz sayesinde ben de bendeki kusurların farkına vardım.
    Dostça ve sevgiyle kalın.

  125. Yazan:Norşin bayrakaçtı Tarih: Kas 14, 2011 | Reply

    Ne kadar yazsamda siz kafanızdaki teoriyle yoğuracaksınız,yanlız şunu unutma mümin tanımı yaparken teorilerini bir yana bırak kardeş olamayız, çünkü mümin basit bir kavram değil,list izim vs.leride kendinle özdeş olduğu aşikardır.Anlıyabilirsen şunu diyecem sabahat tuncel son gıttığı tazıyeyi basın yazdı ve soğuk karşılandı yazılıyor,hem kürt gencini dağa gönder unuverisite 3 uncu sınıfı terk etmesini sağla militan yap feribot kaçırt sonrada mümin yapıcı olur eeeeeee başka bi arzun varmı diyecem .sen git bunu o bahsettiğin izim fikirleriyle bizleri alıkoymaya uğraşma.yola çıktıklarını yolda bulduklarınla değişirsen hem yolundan hem dostundan olursun.

  126. Yazan:Selami Çetin Tarih: Kas 15, 2011 | Reply

    Keşke feribot operasyonunu kameraya falan çekselerdi. Korkarım bu katiller, bu bombacıyı da kahramana dönüştürecek!.

  127. Yazan:Erol BULUT Tarih: Kas 15, 2011 | Reply

    DEMOKRASİ,

    Kadına şiddet diyerek ayrımcılık yapılıyor, İnsana şiddete karşı olunmalı, Kürt hakları denerek ayrımcılık yapılıyor, insan hakları olmalı… Doğanın bile adil olmadığını bilerek imkanlar ölçüsünde adilce yaşamasını bilmeliyiz. Tüm dünyada sınırlar kalkmışken suni bölünmeleri anlayamıyorum. kültürü, dini, yaşadığı yeri çok farklı insanlar birbirleriyle anlaşabiliyorlar, evlenebiliyorken, komşuların çatışması çok anlamsız…

  128. Yazan:vahdettin Tarih: Kas 19, 2011 | Reply

    uzun süre terör ortamında görev yapmış biri olarak buna terörün kalbi olan yüksekovada (2)yıl dahil sorunun çözümü öyle sınır ötesi yada içi değil sadece kaya gibi sağlam duracak bir siyasi iradedir oy kaygısı gütmeden açık net ve uygulanan terör kanunuyla çok şey hallolur örgütün tek yaptığıda zaten kanunları işleyemez hale getirmek derneklere üye olmak yada sokakta ben pkkliyim demenin birr cezası yok ki bu ülkenin bir kaç yüzbinlik bir hücre tibi ceza evine ve bu kanunları harfiyen uygulayacak emniyet teşkilatına ihtiyacı var yani molotof atan taş atan adam öldürmeye teşebbüs etmiştir vur pkk bdp organizasyonuna katılan devleti bölmeye teşebbüs etmiştir at hücreye ama sadece hücre koğuş değil bu iş sokakta başlıyor dağda devam ediyor dağın yolu sokaktan geçiyor bunu bitirmek önemli

  129. Yazan:batur ilyas Tarih: Kas 21, 2011 | Reply

    8 yıldır doğudayım,sosyolojik olarak halkın cehaleti devletin geçmişteki ilgisizliği,bundan yarlanmaya çalışan dış güçlerin teşeron örgütü pekaka..sizi ilgimi çeken bir şey anlatayım. doğudaki vatandaşın nerdeyse çoğunun yerleşim yerinde 70 yıldır devlet tarafından din adamı gönderilmemiş halada gönderildiği halde pekde kabullenmiyrlar.illede kendi din adamları tamam bazıları şafi olduğu için kabullenmiyr ama,70 yıldır bu din adamları cehaleti yaymışlar,köyün gençlerini okutturmamış,kendi çocuklarını okutup büyük şehirlere yollamış,kan davalarını körüklemiş,töreleri kitaplaştırmıştır.hatta fitre ve zekatın kimlere verileceğini bile değiştirmişlerdir.bu insanlar toplumu dış dünyadan soyutlamış,dinimizin sadece töre ve namazdan ibaret olduğunu kalıplaştırmıştır.devleti görünce devletci,pekaka görünce pekakalı olmuşlardır.tabiki sağolsun geçmişteki devlet sırtları sıvazlamış toplumu uyutmaları için…eğer güney doğu ve doğu anadolunun bazı yerlerine geçmişte öğretmen ve sağlam hocalar gönderebilseydik,bugün kardeş kardeşe dinsiz bir pkk için saldırmaz ırkcılık yapmaz,okumuş gençlerimiz devleti ile bir araya gelip o köylerine ilim ve irfan götürebilirdi..pkk eğitimsizlik,maneviyatsızlık ve fakirlikten besleniyor.ha diyeceksiniz üniversite okuyan gençler pkk katılmıyormu malesef cehalet orada da var fakat maneviyat yok inanç militarizm ile kominizm statükoları arasına sıkışmış.ama birde düşünün o 1918 deki canakkale ruhunu yüzlerce tıbbiyeli ile binlerce köylü çocuğunu(bunların içinde kürt,arap,çerkez azeri de var) tek bir amaç için buluşturan o maneviyatı..işte bu pekaka da olmadığı için asla başarılı olamıyacaklar..saygılar

  130. Yazan:gezgin Tarih: Kas 22, 2011 | Reply

    pkk ne istediği belli zulme uğramış kürtler için hak istiyor
    asıl bu ülkeyi bölmek isteyen içimizde yaşayan sonradan buralara yerleştirilmiş gruplardan arınmamız lazım .
    bu insanlar yeri gelir kendilerini dindan olarak gösterir.
    yeri gelir milliyetçilik yaparlar.
    yeri gelir laiklik olurlar.
    yeri gelir kürt olurlar.
    dikkat etmeniz gereken bunlar

  131. Yazan:Kürt sorunu bitti, PKK bir asayiş sorunu oldu... Tarih: Kas 23, 2011 | Reply

    Kürtleri öldürmeye baslayan “Kürtçü” bir hareket artik hak/hukuk davasi degil guguk davasi güder. Esad’in kucagina oturur, Ergenekon’la is birligi yapar, Israil’e taseron olur. PKK/KCK/BDP’yi elestirmeye çekinen Kürtler ve solcular kendilerinden utanmalidir!

  132. Yazan:SABİT NAYMANOL Tarih: Ara 13, 2011 | Reply

    SLM DUYARLI İNSAN TOPULUKLARI BU YAZIMI SİZED RİCAM ÖZEL SALKLAYIN İLERDE DOĞRU OLDUĞU ORTAYA ÇIKAR ŞİMDİ ÇOK AZ İNSAN ANLAYABİLİR ŞÜNKÜ EN ÜST DÜZEY EĞİTİM ALMIŞ İNSANLARIN ÇOK BÜYÜK BİR ÇOĞUNLUĞU DÜNYADA BEYNİ VE RUHU ÖN YARLILARDAN KURTULMUŞ DEĞİL ŞUAN İLERDE ÇOĞUNUN OLACAK BUNA KALBEN İNANIYORUM YANİ ÖN YARGILARDAN KURTULACAK GELELİM ŞİMDİ İNSANLIĞIN SORUNLARINA PKK VS BUNLAR BİZ İSTEMESEKTE DÜNYANIN EVRENSEL OLUŞUMUNDAKİ GERÇEKLERDİR BİZ SADECE TARAF OLURUZ O KADAR AMA BEN İSTİYORUM Kİ BİRDE DERİN BİLGİ VE ADİL OLALIM MELELA ÖRNEK TÜRKİYEDE BELİRLİ BİR KESİM MEDYA VE ÇEVRESİ MESELA HAMAS VS DERKEN ÖNCE İDOLACİSİNİ SÖYLER İSLAMİ TÖRÖR VEYA YOBAZ VS DER AMA DÜNYADA MESELA SON YÜZ YILDA ÖLEN SAKAT KALAN ZULUM GÖREN İNSANLARI BİLİMSEL OLARAK İNCELEWNDİĞİNDE KAÇ KİŞİ ÖLMÜŞ SAKAT KALMIŞ ÇEVRESEL VE DOĞA TAHRİBATI VS YA AMERİKAYI SUÇLARLAR YA RUSYAYI YA İSRAİLİ İŞTE SIR VE SAHTEKARLIK BURDA

  133. Yazan:ferdi acar Tarih: Ara 15, 2011 | Reply

    Bence bu yazılanlar bi 20 yıl hatta bi 30 yıl öncesine kadar yapılması gerekenlerdi.şimdi aha meydan aha peşrev vakiti.eğer pkk yanlısı olmauanlar bir melekte oluverseler bu pkk yandaşları rol yapıyorlar derler.kalpleri bir kere mühürkenmiş artık.ben alsi düşüncedeyim bu savaş türkiyenin değil tsk nındır.hem tsk ile türkiye ayrılmazki türkiyede bebek olarak doğmuyorsun asker olarak doğuyorsun

  134. Yazan:ilhami Tarih: Ara 23, 2011 | Reply

    Adalet

    Bir gün Musa (as) ibadetini bitirdikten sonra bir ağacın altına oturur.
    Hemen yakınındaki çeşmeyi seyrederken atlı bir savaşçının çeşmeye geldiğini görür. savaşçı su içmek için eğildiğinde boynundaki altın kesesi ıslanmasın diye çıkarır çeşme başına bırakır.suyunu içtikten sonra altın kesesini unutur ve yoluna devem eder, hemen arkasından hoplaya zıplaya bir çocuk gelir, tam su içecekken altın kesesini fark eder ve hiç düşünmeden alır ve uzaklaşır.
    Çocuğun arkasından çok yaşlı bir ihtiyar inleyerek su içmeye gelir.
    Bu arada altın kesesini su başında unutan savaşçı keseyi almak için çeşmeye doğru yaklaşır. Fakat çeşme başında hiç bir şey bulamaz. Yanındaki yaşlı adamın boğazına sarılır ve altın kesesini vermesini ister ihtiyar ne kadar ben almadım dese de savaşçıyı ikna edemez.
    İyice sinirlenen savaşçı kılıcını çeker ve yaşlı adamı oracıkta öldürür. Olan biteni gören Musa (as)
    ”Ey Rabbim bu nasıl bir adalettir?”der, “Ben hiç bir şey bilmiyorum. Senin işine sual olmaz ama ben anlamadım” der.
    Bu isyana benzer açıklıkta ki sözlere karşılık Rab şöyle seslenir;
    ”Ey Musa ben sana benim işlerimi anlayacak kadar akıl vermedim ki sen benim hakkımda yorum yapıyorsun. Ama kalbinin yatışması için gerçek şudur. Savaşçı o küçük çocuğun babasının malını yağmalamıştı. Ölen ihtiyar ise gençliğinde çok güçlü bir adamdı ama bir hiç uğruna bir köylüyü öldürmüştü. O ihtiyarı öldüren savaşçı işte o köylünün oğludur. Ey benim gafil kulum şimdi tövbe et çünkü benim adaletim işte bu kadar açıktır..”

  135. Yazan:Ali Cenap Tarih: Oca 13, 2012 | Reply

    Meslek sahibi olamamış. Hayatta dikiş tutturamamış çapulcular aç karınlarını doyurmak için eşkıyalığa soyunacak. Haksız yere saldırıya uğrayacağız. Askerde genç fidanlarımız, görevleri başında binbir güçlükle yetişen öğretmenlerimiz, doktorlarımız, mühendislerimiz, işçimiz, memurumuz öldürülecek. Devletin yaptığı hizmetler engellenecek, iş makinaları imha edilecek… vesaire vesaire…

    Biz de halk olarak teröriste tepki göstermek yerine devlete;
    – Durun hele bu adamları dinleyelim. Bilmeden bunlara karşı ne kusur işlemişiz? Meramlarını bir dinleyelim hele…
    diyecektik öylemi!

    Kürt olsun, Türk olsun halkın hiç bir suçu yoktur. Devletin de suçu yoktur. Her durumda kendi menfaatini öne alan vatan hainlerinin suçudur bütün suç. Kendine verilen görevi amme hizmeti olarak yapacağına amme görevini şahsi menfaati için kullanan hainler. Sizin verdiğiniz taksici örneğindeki gibi – Olur da TC bölünürse, kürt devleti kurulursa benim durumum… diye hesap yapan hainler ve bu yazı ile bilerek veya bilmeyerek teröriste hizmet eden bu yazının yazarının suçudur bütün suç.

  136. Yazan:abdulkadir Tarih: Şub 1, 2012 | Reply

    Allah-u Teala yardımcımız olsun ne diyebilirim? boş dünya yazık günlerimize verdiğimiz emeklere yazık…

  137. Yazan:İbrahim Güçlü Tarih: Şub 3, 2012 | Reply

    Kürt siyasetçileri, aydınları, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri, hatta BDP, Ergenekon ve benzeri örgütlerin infazları hakkındaki soruşturmaların, Fırat’ın bu tarafına geçmemesinden şikâyetçiydi. Aslında BDP, bu iddiayı ileri sürerken politik davrandı ve çok gönüllü değillerdi. Çünkü Kürt bölgelerindeki infazların, Ergenekon, JİTEM ve benzeri örgütlerin yanı sıra PKK ve Hizbullah tarafından da gerçekleştirildiğini çok iyi biliyorlardı. Diyarbakır savcılığının varacağı sonuçlarla ilgili endişe ve şüphelerim olmasına rağmen somut vakalarla birlikte görüşlerimi sunacağım. Bu konuda PKK’nın 12 Eylül öncesinden hedef seçtiği ve arkadaşları katledilen Kürt örgütleri yöneticilerinin ve PKK’dan ayrılan şahsiyetlerin görüşlerine başvurulması için koşulların oluşturulması gerektiğini düşünüyorum.

  138. Yazan:çuvaldız Tarih: Şub 3, 2012 | Reply

    http://www.timeturk.com/tr/2012/02/01/faili-mechullerden-pkk-da-sorumlu.html

    Bu röportajı veren İbrahim Güçlü müsünüz?

    Şayet aynı kişi iseniz;

    PKK’yı kerhen destekleyen ama büyük yanlışları karşısında da desteğini çekecek güçler var. Toplumun sağduyulu kesimleri bunlar. Ayrıca uluslararası demokratik güçler ve platformlar da PKK ve infazları konusunda titizler. PKK, demokrat, karizmatik, uluslararası platformlarla ilişkili olan Kürt aydınlarına saldırının büyük tepkiye neden olacağını biliyor.

    PKK’nın amacı ise Kürt ulusal hareketini içerden kuşatmak, ana doğrultusundan saptırmak, kendi kaderini tayin hakkı mücadelesini bulandırmaktır.

    Kemalist devlet Kürt bölgesinde gerçekleşen cinayetleri, JİTEM, Kontr-Gerilla, PKK, Hizbullah eliyle gerçekleştirdi………PKK’nın Kürt şehirleri ve kazalarında yaptığı infazlara en önemli örnek ise Varto’dur. Varto yakınlarındaki ölüm listesi olayın vahametini ortaya koymaktadır. 11 kişi infaz edildi. Bunlar gibi yüzlerce aydını katletti PKK.(İbrahim Güçlü)

    Alıntıladığım bu paragraflardaki koyulaştırdığım satırların biraz daha açıklanmaya muhtaç olduğunu düşünüyorum özellikle “toplumun sağduyulu kesimlerinin hâlâ daha bu aydınların infazlarını büyük yanlış olarak görmeyip PKK’yı kerhen desteklemeye devam etmeleri” anlaşılır gibi değil?

  139. Yazan:mermeydan Tarih: Mar 25, 2012 | Reply

    PKK hareketi; Türkiye Cumhuriyetinin iradesizliğinin ve güçsüzlüğünün, ulus-devlet anlayışındaki bozukluğun, demokrasiye olan uzaklığın güzel çizilmiş bir tablosudur. Doğru olan ne var ki Türkiyede, en büyük sorunun hal olunmasını bekleyelim. Her türlü ümitsizim. Kürtler özgür olmak mı istiyor, özerklik ve kendi kendini yönetmek mi istiyor, varsın yönetsinler, biz kendimizi yönetebiliyor muyuz bakalım son bir kaç yüzyıldır?

  140. Yazan:Osmanlı Torunu Tarih: Nis 24, 2012 | Reply

    Pkk ya karşı yapılacak olan şey basit.
    1. Kandil,Zap Kuzey ırakdaki bütün magaraları Türk askerinin bombalaması lazım.Özellikle Zagros dağları,Amanos dağları gibi.

    Türkiye Cumhuriyetinin Jeopolitik ve jeostratejik önemini, bazı yabancı devletler ezelden beri çekemiyor.
    (Bknz. XIX YY Osmanlı)

    Pkk nın da arkasında yabancı devletlerin emelleri oldugunu düşünüyorum.
    (Bknz.Sevr antlaşmasının maddesi
    – Doğu Anadoluda bir Kürdistan ve Ermenistan devleti kurulacakdır.)
    İngiliz,Fransız ve Yunanlıların o zamanki kendi emellerini dolaylı bir şekilde kabul ettirmek istemişlerdir.

    – Bknz. Şeyh Said İsyanı: Musul sorunu Lozanda çözüme kavuşamazken İngilizler Musul’da sömürge elde edebilmek için, Şeyh Said ve kürt halkına Kürdistan Devleti kurduracagız diye vaad de bulunmuşlar.

    Sonuç olarak Musul elden gitmiş ve Kürdistan kurulmamışdır.

    Uzun lafın kısası bir takım kuvvetlerin kendi emellerini gerçekleşdirebilmek için bir takım cahil insan kesimini kullanarak benzerleri gibi amaçlarına ulaşacaklarını veya ulaşamayacaklarını vaad ettirdiklerini yapmayacakları kanısındayım.

    İslamiyeti 3 Kıtaya yayan ve Müslümanlığa büyük hizmet eden bir ecdatın torunları olarak
    Allah Vatanımıza ve Milletimize korusun.

  141. Yazan:cahit arslan Tarih: Nis 29, 2012 | Reply

    pkk ters giden hiç bir şey yok,amaçlarına ulaşabilmek adına pkk ye yardım ve yataklık yapanlar kendi çıkarları doğrultusunda istedikleri frenlemeleri yapıyor ve hatta bazan pkk karşıtlarının ekmeklerine yağ sürme yoluna da gidiyorlar ki her ikisinide kullanabisinler, bu emperyalist düzenin vazgeçilmezlerinden bir sistem prensibidir, insan hakları ağızlarından düşmez fakat insanların yaşadıkları ortamları cehalet tarlası yaparak, insanlıktan bihaber yaşamaları için hertür senaryoyu sahnelerler, biryerlerde dini inançları, bir başka yerlerde etnik milliyetciliği,bir diğer yerde her ikisini birden kulanarak sevrin uşakları, hasta adam osmanlının son yavrularının istanbuldan götürdükleri yükde hafif pahada ağır hazine varlıklarını doğu ve güneydoğuda ki feodal yapının ileri gelenlerine verip, sirf ulusal devletin kurulmasını engellemek adına isyanları çıkarmadılar mı?,BUGÜN DE ULKEMDE YURDUM İNSANININ CEHALETİNİ KÖRÜKLEYEREK AMAÇLARINA ULAŞMİYORLARMI,MİLLİ İRADENİN ÜSTÜNLÜĞÜNDEN BAHSEDEREK,MİLLİ İRADEYİ YOK ETMİYORLARMİ?muassır medeniyet seviyesini gösterip 14 asır gerilere götürülmek istenmiyormuyuz?,PKK DA TERS GİDEN YANİ SEVR UŞAKLARININ PLANLARINDA AKSAYAN HİÇ AMA HİÇ BİRŞEY YOK,REJİM ÇÖKTÜ,ULUS MİLLİ BİRLİKTEN YOKSUN BIRAKILDI, DÜZEN TAM BİR TEOKRASİ, VATANI BÖLMEK İSTEYENLER YURDUM İNSANININ HUZURUNU YOK ETMİŞ, VATAN EVLATLARI EMPERYALİSTLERİN AMAÇLARINA ULAŞMAK ADINA CANLARINDAN OLUYORLAR, TERSLİK BUNUN NERESİNDE?Bağrı yanık geleceği karanlık, dününü unutan yarınını düşünmeden yatan, önce saflara bölünen, laik olmadığı mezar taşları ile övünen, dış güçlerin taşeronları ile avunan, aç gezip tok sallanarak insan olduğunu sanıp insan haklarından bihaber, irticayı İslâm diye yaşayan, törelerin kurbanı, hamd-kader-şükürlerle savunan, cehaleti bir türlü benliğinden atamayan,sen sensenlere kanan, hak etmediği ateşlere yanan BENİM YÜCE ULUSUM YETTİ ARTIK UYAN!!!
    Cahit ARSLAN

  142. Yazan:yusuf Tarih: May 7, 2012 | Reply

    Terör nasıl çözülür.
    1-Ağa zincirini kırmak lazım.Bunlar tarla ağası,siyaset ağası,terör ağası.
    2- İnsana insan gibi davranacaksın.Teröristi kastetmiyorum.Amirlerin memurların tavrını düzelmesi lazım.
    3-sınırdan sinek uçurtmayacaksın.Ölüm pahasına olsada bunu yapmak zorundasın.Galayan olmadan özür diler mazeret gösterir tazminat öde ama teröre desteği kesmek için sınırı koru .Ya Türkiye Ya sınır.O kadar önemli.
    4-Okullara kürtçeyide arapçayıda lazcayıda koy ama öğrenmek isteyen öğretmenin ücretini ödesin.Yani zorunsuz dil öğretimini paralı kategoriye koy.Sembolik te olsa para al.Çünkü ben birilerinin keyfi isteğini cebimden karşılamak zorunda değilim vatandaş olarak.
    5-Terörist avlamayı basında yaygara yapmayın.Önemsizmiş gibi gösterin,hatta konu etmeyin ama dağı bayırı silin süpürün.Adam olay yapıyor,akşam tv.nin karşısına geçip kendinden bahsediliyormu diye bakıyor.Bu kafadaki insanı tv de gösterirsen ikinci defa ne yapmaz?.
    6-Klasik fikirler bu işi bu hale getirdi.Köylüye mutlaka tarlasını nasıl işleyeceğini,nasıl yaparsa para kazanacağını öğretin.çeşitli tarım teknikleri fikirleri aşılansın.devlet eliyle ziraat mühendisleri devreye sokulsun.bu sadece terör bölgesi için değil tüm türkiye için geçerli.Mesala ben topraksız tarım tekniğini normal tarlaya bahçeye uyguluyorum.BU dünyada bir ilk.Ne avrupa ne amerika daha bu teknolojiyle bu kadar karlı verime yetişmedi.Bir damla sulamanın,haricinde masraf edecek pek birşeyi yok sadece biraz bilgi onuda bir mühendis verirse açık kapanır.Unutulmamalı acın amanı acın imanı olmaz.

  143. Yazan:MACERACI Tarih: Haz 10, 2012 | Reply

    Bence bu pkk ile mücadelede ergenekon davasındada gördüğümüz gibi pkk yandaş komutanlardan arınmak gereklidir.önemli mevki ve kademelere türk soyundan gelmiş soyu araştırılmış kişilerin yerleşirilmesi gereklidir.sonra devlet kademelerinde çalışan pkk yandaşlarını pekleyeceksin yani devlet olarak içimizden bir temizliğe başlayacaksın.daha sonra pkk ya yardım eden ülkelere geleceksin açık açık diyeceksin niye yardım ediyorsun diye amacın nedir soracaksın kıskaca alacaksın gerekirse başkonsolosluğunu kapattıracaksın tabi bu işler yürek ister ister birazda sonra bak bakalım pkk diye bir illet kalıyormu ortada istihbaratını da çok güçlü yapacaksın tabikide bunların takibini yapacaksın disiplinli bir şekilde çalışacaksın vurdum duymaz olmayacaksın konferanslar vereceksin halka anlatacaksın halkın geçimini iyi bir şekilde temiin etmen için yeni atılımlar gerçekleştireceksin bir devlet olarak hırsızı başa getirmeyeceksin yanlışını gördüğün zaman uyaracaksın yapıyorsa tekrarlıyorsa gerekli cezaları uyguluyacaksın yani hırsız içerden olmayacak

  144. Yazan:Soylu Adam Tarih: Haz 10, 2012 | Reply

    “önemli mevki ve kademelere türk soyundan gelmiş soyu araştırılmış kişilerin yerleşirilmesi gereklidir” (MACERACI)

    sanki ilker basbug, kenan evren vs Türk soyundan degil mi? Dersim katliamini yapan Atatürk Türk soyundan degil mi? demek ki kanla, soyla filan olmuyor bu isler. hainligin irki yok 🙁

  145. Yazan:neslihan Tarih: Ağu 19, 2012 | Reply

    Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi

    Ey Türk Gençliği!

    Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

    Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

  146. Yazan:amed Tarih: Ağu 24, 2012 | Reply

    siz fethullahçısınız. ve psikolojik savaş üretiyorsunuz.ve ayrıca at gözlü birer taasupçusunuz..bence biraz ali şeriati ve ihsan eliaçık taasupçuluktan kurtulabilirseniz abdullah öcalanın 10 haziran 2011 ”akp cuntası daha tehlikeli” yazısını tavsiye ederim….

  147. Yazan:Dalkılıç Tarih: Kas 8, 2012 | Reply

    Bu ülkede adı konulmamış bir savaş var bu savaş Türk milleti ile kürt sorunu bahanesi yaratan hain emperyalist köleleri arasında gerçekleşiyor.Kimse kulağını apışı arasından göstermesin nedir kürtlerin sorunu? Hangi kürt iş,eş,aş,okul,ikamet,seçme ve seçilme,mal edinme gibi temel vatandaşlık haklarını kullanamıyor? İstediğin okulda okuyacak isteğin İl’de serbestçe yaşayacaksın sonra sorunum var diyeceksin ! Sorun kalkınma sorunu ise batıda doğuyu mumla aratan yerler ver kaldıki bölgenin kalkınması hain ve destekçileri tarafından engelleniyor halkı temsil ettiğini söyleyen BDP de yürek olsa halkı sömüren feodal düzenle mücadele eder nemalandığı teröre destek vermez. Sabrımız zorlanıyor ama hiçbir ihanet tarihte cezasız kalmadı kalmayacak bu böyle biline Ülkesine bağlı teröre bulaşmamış kürtler bizim kardeşimiz olarak kalmaya devam edecektir.

  148. Yazan:Dalkılıç Tarih: Kas 21, 2012 | Reply

    Kendini ötekileştirenler BDP liler bölge halkını sömüren feodal düzen,cehalet ve töre ile mücadele etmek yerine nemalandıkları teröre destek veriyorlar dünyanın hangi ülkesinide terör destekçisi milletvekili var? Hala hangi özgürlükten bahsediyorlar Hangi kürt kökenli vatandaşımız iş,eş,aş,Okul,ikamet,seçme ve seçilme ,mal edinme seyahat gibi temel haklarını kullanırken ayırıma tabi etrafınızdaki kürt sanatçı ve iş adamlarının nufusla oranına bakın terör ayni zamanda bölgenin kalkınmasını engelliyor sağduyulu ülkesine bağlı kürt kardeşlerimizi tenzih ederim ama hainler ve destekçileri güneydoğuda masum öğretmeni sivili öldürürken bizler batıda yerleşen kürtlerle kardeşçe yaşıyoruz ayni tepkiyi vermemizi istiyorlar ama bu tuzağa düşmeyiz. Kimki teröre bulaşmış ve destekliyorsa Allah onların yüreğinden acıları eksik etmesin

  149. Yazan:M.Kobal Aryali Tarih: Şub 2, 2013 | Reply

    M. Kobal Aryalı 01/02/2013

    Hapiste Tutuklu Bir Hükümlü İle Yürütülmeyecek Tek Şey Müzakeredir !

    İmralı’yı yanıltmak, PKK’yı kontrol altına almak,Türk devletin bölgesel projesinin önemli bir planıdır. Evrensel olarak Türk sömürgeciliğin sorgulandığı ve bütün Kürdistan’da milli kurtuluş mücadelenin vucut bulduğu, kitleselleştiği ve devlet ihtiyacını talep ettiği bir süreç yaşanıyor. Böylesi risk ve fırsatlarla yüklü bir aşamada Kürdistan’ın en buyuk parçası, Kuzey Kürdistan’da coğafik statü, Kürdistan ulusal bayrağı, Ulusal, siyasal kimlik hakların kabulu, eşitliği üzerine bir müzakere (ki bunun nivosu federasyondur) yürütülmüyorsa, Kürt Milletine ağır zarar verılır.

    Ortadoğu’da sınırlar ve ülkeler Kürdistan coğrafyaının parçalanmsı üzerine çizilmiş ve kurulmuştur. O gün Kürdistan topraklarını dörde bölen, Kürtleri parçalayan, jenosit ve zulüm uygulayan devletler bugün haklı olarak bir bir parçalanıyorlar. Ortadoğu’da sınırların yeniden çizilmesi ve ağır bir haksızlığa uğrayan Kürdistan’ın Ulusal kimliği ve bayrağıyla temsil edilmesi için dünyanın gündemine oturması bütün Kürtlerle birlikte dost ve düşmanların’da ilgi odağı olmuştur. Birleşik Kürdistan’ın vucut bulması TC için bir kâbus gibi görünüyor. Çünkü Türkiye uç tarafıyla Kürtlerle çevreleniyor.
    Kürdistan ulusal kurtuluş siyasetin temel alınması, Kürtler için bir ayrıcalık değil zorunlu bir sosyolojik kimlik temsilidir. Bilinmelidirki, söz knusu toplumsal sorumluluk temel bir ulusal kurtuluş ihtiyacı haline gelmiştir. Tarihin hiç bir döneminde, Türk devletiyle Kürtler arasında yaşanan savaş eşit koşullarda yürütülmemiştir. Bahsedilen türk, Kürt kardeşliği ise kocaman bir yalandan ibarettir. Tarih TC ile Kürtlerin barış ına şahit olmamıştır. Ama Kürtlere verilen boş sözlere yapılan kaleşliklere, inkâr, katliam ve jenosidlere çok defa şahit olmuştur. Bütün dünya biliyorki, ulusların gönülü birliktenliği hak, statü eşitliğine dayalıdır.

    Tersini bilen varsa beni’de aydınlatsın. Kürt Milleti meşru davasından aldığı güçle bu güne kadar özgürlük mücadelesini yürütmüştür. Ulusal kurtuluş hareketlerin işgal ve sömürgecilerin her türlü üstün teknik saldırılara dayanma, direnme ve sebat gücü bu haklılık durumudur. Dolayısıyla yüz yıllık savaşın son kırk yıllık devamının çözümü Gerillaların sınır ötesine çekilmesi değildir. Nihayi çözüm Türk sömürgeci devletin işgalcı ordusunu Kürdistan’da çekmesidir.

    Öcalan yakalandığından beri yapılan ateşkeslere, verilen sözlere ve sonuçlarına bir bakınız. Gerillanın kökünü kazıma projelerı uygulandı. TC’ye boyun eğmeyen, dalkavukluk etmeyen Kürtler öldürüldü, ablukaya alındı, cezaevlerine doldurdular. İsrail’in Filistinlilere yaptıgı gibi binlerce Kürt siyasetçı, aydın yurtseverlerini sadece boyun eğmedikleri için cezaevlerine doldurdular. Şimdi söz konusu insanları bırakıp, bırakmama jantajiyla Kürdistan siyasal haklarına karşı pazarlık konusu yapma temelinde, 4.yargı paketi hikayesiyle serbest bırakmayı bir jest propagandasına dönüştürecekler. Görülüyorki Erdoğan Kürt meselesine barışçıl yaklaşmıyor. Zaten barışçıl temelde bir projesi, yol hartası’da bulunmuyor.

    Biliyoruz ki Türk devleti Süriye meselesinde insiyatifi eline almak için Öcalan üzerinde PKK ile ilişki kurmak zorunda kalmıştır. Silahlandırıp yönlendırdığı para militer gruplarla istediği sonucu alamayan Türk Cemaat devleti, Kürtlerle arzuladiği sonucu almak için itifak arayışına girmiştir. Kürd, Kürdistan meselesini bir ulusal, siyasal meseleden öte, günü birlik türk işgal politikalarini uygulamak için kulanan TC son bir kez daha Kürtlerı kazıklama uğraşındadır.

    Görünen oki başta Gerilla güçleri olmak üzere Kürtlere çok yönlü, ağır bir provokasyon ve saldırı hazırlığı yapılıyor. «Muzakere, Barış »retoriği yapılacak saldırı planını ne yazıkki gizlemeye yetmiyor. Şimdi AKP hükümeti, Kuzey Kürdistan’ın Şırnak alanından başlayarak betondan üsler, kaleler yapma hazırlığını, muzakere ve barış çalışmasına mı yoracağız? Gerilla’nin geri çekilme projesı sonrası resmi ağızlara göre 20 bin eğitimli polis özel timin Kürdistan şehirlerinde görevlendirme hazırlığı neyi hedefliyor? Açıkki Türk devleti barış değil hakimiyet peşınde koşuyor.
    Belirtiklerimin yanlış çıkmasını diliyorum. Am ortada çok kanlı, tuzaklı, kaleş bir tarih’i sicil duruyor.! Onlarca isyan vahşice bastırılmış. Onbinlerce savunmasız Kürt öldürülmüş. Ama bir tek defa Kürtlerle barış yapıldığı görülmemiştir.

    Bakın, Türk tarafı dört haftadır; müzakere ve barıştan söz ediyorlar. Ama Başbakan ve sözcülerinden tutun devletin en alt kademesine kadar kapsamlı bir saldırı hazırlığı yapılıyor. Erdoğan’ın bazen bir cellat, bazende normal bir insan ruh halını alması bir cinet psikolojisidir. Dikkat edilirse bütün konuşmalarına yavaş başlıyor ancak saldırı hedefı Kürtler olunca son derece bayağıleşıyor, sesi ve öfkesi oldukça yükseliyor.

    Yahu ortada bir yol haritasi, yazılı bir metin, bir Kürt heyeti, gözlemci bir güç yok iken, bu dengesizin neyine güvenilecek? Şimdi’de tuturmuş «Kürt sorunu yok ! Kürt kardeşlerimin sorunu var.» !

    Türk cemaat hükümeti 3 dönemdir iktidar olmasina rağmen sağlıklı bir Kürt çözüm paketine sahip değildir. AKP’nin « reformcu»Kürt polikası ikinci Abdulhamit’in politikası biçiminde yürütülüyor. Kürtleri bölmek, koruculaştırmak devletin hizmetinde asker ve alaylar biçiminde kullanmaktır. Daha döne kadar Kürtlerin farklı dini inançlarına hayasızca saldıran, Kürtler için idamı geri getireceğini meydanlarda bangır bangır bağıran, Kürt meselesi diye bir meselenin olmadiğini söyleyen aynı Başbakan değilmidir? Asıl tuhaf olan, Erdoğan’ın sözcüsü Yalçın Akdoğan, Başbakan’ın mevcut dengesizliğini »Gündem belirleme veya gündem değiştirmek » olarak açıklamasıdır..!
    Din tuccarı cemaat kualisyonun on yıllık Kürt politika pratiği yalanlar üzerine kurulu bir riyakârlık ve bezdirme örnegidir.
    Üç ay önce idamını güncelleştirdiği Öcalan’la ve bir var-mış, bir yok-muş diye başladiği Kürt sorunu, söz konusu dengesizliğin, güvensizliğin,riyakârlığın en belirgin örneğı değilmidir ? İstısnasız her gün Kürt siyasetçilerine, direnişçilerine ağır hakaret ve tehdid salvolarında bulunan Türk yöneticilerin, tutuklu PKK kurucusuyla başlatıkları müzakerenin seviyesini varın siz düşünün.

    TC devlet başları, A.Öacalan’ı istediği doğrultuda politika yapması için bir yıl görüştürmeme tecridi ile bir hazırlık projesı yapmıştır. Dışarda olup bitenlerden habersız bırakılan Öcalan, yanlış bilgilerle birlikte bütün dayatmaların kabulune zorunlu bırakılmıştır. Dışarda ise öldürücü operasyonlar ve hedef gösteren ırkçı, saldırgan açıklamalarla Kürtler ablukaya alınmıştır. Recep Tayyıp Erdoğan, tecridin sön döneminde üç hafta boyunca başlattığı idam tartışması söz konusu planın en çarpıcı ve son halkası biçiminde yürütülmüştür.

    Mit Musteşarı Hakan Fidan baskın ekibiyle birlikte, hücrede tutuklu elı kolu bağlı Abdullah Öcalan’a yaşayıp yaşamama senin elindedir şantajıyla dayatmada bulunması ve aynı sıralarda Öcalan’ın emriyle açlık grevlerin bitirilmesi söz konusu planın parçası oluyor. Türk başbakan bütün Kürt harektin yönetici kadro ve militanlarına; «ya bu sürece uyacaksınız, yada imha edileceksiniz biçiminde Kürtleri potansiyel bir tehlike olarak hedef göstermesi aynı konseptin devamıdır.
    Sözünün dinlenmesiyle örgüt üzerınde liderliği test edilen Öcalan, sadece PKK adına değil, bütün Kürt ulusal ve politik hareketlerı adına muhatap alınma ve tümü üzerinde karar aldırtma meknaziması haline getirilme planı yapılmıştır. Kürdistan otoriteleri,siyasetçi ve aydınları bu durumu dikkatle takip etmeliler.

    Nasıl bir Müzakere !

    Muzakere öncesi süreç ve Görüşmelere gitmeden önce hazırlık ve parametreler konusunda net olmak, ulusal özgürlük amacının kanunlarına göre konuşmak gerekir. Sömürgecilerin önceliklerini, zayıflıklerını,koşullarını, objektif konumu bilmek ve tabii işgalcı pozisyonlarından dolayı suçlu psikolojisiyle üstün gelme ruh hallerinide anlamak atılacak olumlu adımlar için faydalıdır.

    Haklı haksıza karşı güvenli bir ortamdaysa daima kendinden emin, güçlü ve müzakereler için gelecek programlaması yapan taraf olmazsa’da önemli bir ağırlığı olur. Gerçekten ne istediğini bilmek, İnsiyatif üstünlüğün önemli bir başarısıdır. Oslo ve benzer görüşmelerın TC tarafından sabote edilmesinin nedenlerı not edilmelidir.

    Bütün dünya biliyorki Kürtlerin her şeylerini gasp etmişler. Ondan dolayıdırki aldıklarını geri vermenin masası kurulacak. TC için önemli olan nedir? Teslimiyetten başka Kürtlerden daha ne istiyebilirler ?

    Her zaman ilk adımı Kürtlerden bekliyorlarsa ve taviz üzerine taviz istiyorlarsa bu bir uzlaşı, müzakere değildir. Düpe düz yoklamadır. Bu durumu daha iyi anlamak için değer, hedef meselesinde daha objektif olmak, resmın bütününe bakmak gerekir. Seçenek kalmamişsa müzakerenin bir anlamı olmaz.

    Diplomasi jargonu, insanların şiddete baş vurmadan sorunlara çözüm üretme yeteneği, müzakeresidir. Ancak çıkarların dayatması veya buluşması, tutuklu ile tutuklayan arasında yürütülürse bu bir müzakereden çok bir kuşatma projesidir. TC yöneticilerin deyimi ile tek taraflı «işi bitirmedir.«!

    MİT Müsteşarı Hakan Fidan, yıl başı öncesi İmralı’da Öcalan’la görüşmeleri sürdürmek için iki gün geçirdiği belirtiliyor. Türk tarafın müzakere olarak deklare ettiği bu oyun teorisi, Kürd cephesinde yeni bir tuzak olarak okundu. Uluslar arası boyutlu Kürdistan meselesı PKK’nin tutuklu lideriyle kapalı kapılar arkasınd kriminel bir meseleymiş gibi görüşülmesı ve ardı arkası kesilmeyen hakaret içerikli açıklamalar ve manipulasyon politikalariyla sadece daha çok çözümsüzlüğe götürülür. Ortada bir iyi niyet açıklaması, somut bir girişim yok iken olumlu düsünmek için çok naif olmak gerekir.

    Müzakere heyetlerin karşılıklı fikir alış verışıyle söz konusu meselenin hal yoluna nasıl konulacağına ilişkin bir çözüm arayışıdır. Bütün sömürge ve sömürgecilerin barışta karar kılma isteği her iki taraf için karşılıklı heyetlerle, eşit koşullarda bağlayıcı ve güvenirliği olan üçüncü bir gücün gözleminde tarafların görüşleri istemleri müzakere edilir.
    Bu argümantlar temelinde her iki tarafin mutabık kalacağı ortak bir metin, yol haritası hazırlanır ve bu doğrultuda belirlenen period ve heyetlerle sorunların kısa ve uzun vadeli özellikleriyle masaya yatırılır, çözüm projelerı tartışılır.

    Öncelikle sömürgeci, işgalcı, yasakçı gücün yani TC’nin, bir biçimde baskıları hafifletme, işgalcı ordusunu sınırlama ile işe başlanması işin tabiattidir. Çünkü meselenin ve yaşanan maddi manevi tahribatların tek sorumlusu işgalcı, ırkçı güç olarak kendisidir. Tabii ölümü gösterip sıtmaya razı etmek TC’nin hedef politikasıdır. Dolayısıyla üstün, baskın psikolojisini hakim kılmak istiyecektir. Ancak bütün sömürgeci, isgalcı güçlerin sonu belidir.

    Kürdistan’ın; siyasal statüsü, ulusal kimlik hakların kapsamı çok geniştir. Muhtemel bir Müzakere; bütün Kürtler için bağlayıcılığı olan ve tanınan karma bir Kürt heyetle yürütülmelidir. Dolayısıyla İmralı bilinen esir koşulları itibarıyla tek başına doğru bir adres olması imkânsızdır. Kürt politik örgüt ve şahsiyetlerden bir temsil, uluslar arası gözlemci bir heyet veya itibarlı bir devlet şart koşulmalıdır. Hapiste tutuklu bulunan bir hükümlü ile yürütülemeyecek tek şey müzakeredir.

    Sömürge Kürdistan’ı özgürleştırme iddiasıyla yola çıkan Kürt hareketine silahları bıraktırma tartışması piç siyasetidir. Gerilla ordusunun Kürt milletini koruma otoritesi olarak silahsızlanmasının doğru olmadiğini düşünüyorum.
    İşgalcının rolu, tahribatları, para militer güçleri, işgalcı ordusu tartışılmadan, Ulusal kurtuluş hereketine silahları bıraktırma önerisi, dünya’da görülmemıştır.

    Sınıf mücadelesi yürüten hareketlerle ulusal Kurtuluş hareketleri birbirine karıştırılmamalıdır. Sömürgeci ile sömürge ilişkisi nihayi olarak ulusal özgürlük, bayrak, coğrafik bir kimlik karşıtlığı biçimindedir. Birlikte yaşamaya karar kılınacaksa en alt basamağı Federasyondur. Onlarca örnekleri mevcuttur. En bariz örnek Kürdistan Federe Bölgesidir.

    PKK yönetimi söz konusu ulusal kurtuluş siyaseti temel alırsa türk işgalın ömrü kısalır. Her millet öz güvenini ulusal birlik siyasetiyle kazanır. Kürtleri atıl bırakan, suskun kılan ve TC yöneticilerini uluslararası teröre cesaretlendiren tekçı, statükocu politikadır. 1999’dan beri olup bitenlere bir bakınız.! PKK ulusal politikadan uzaklaştıkça, taviz verdikçe, linç politikası geliştirildi. Geri adım attıkça yeni istemler paketi sıralandı. Bireysel «kabul,» Ulusal inkâr politikasıyla çok kapsamlı ve riyakârca yürütüldü.

    Bu nasıl bir muzakeredirki Türk işgalı altında yaşamaya mahkum edilmiş Kürt tarafına sınır ötesi gösteriliyor? Baskı uygulayan değil, baskı altında olanlardan sınır dışına çıkma istemi sömürgeci bir uygulamadır. Türk basın yayının çok yaygın verdiği, bütün yazarların, kürtleri rencide eden ifadelerle anlattığı İmralı görüşmeleri belirtildiği gibi ise yaşanan kopuşun resmileşmesinden başka bir sonucu olmaz.

    Medkobal@hotmail.fr

  150. Yazan:Erc40 Tarih: Nis 25, 2013 | Reply

    Diyarbakır zaten bizim değildi diyen şunu bilsin ki,diğer illerde kürtlerin değil.daha o aşamaya gelmedi geldiğinde görürler…………

  151. Yazan:Tarih Tarih: Şub 13, 2017 | Reply

    1.) Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Jan 13, 2008 | Reply
    Süleyman Bey,

    PKK konusu mart ayinda kapanacak. PKK ile mücadele edilirken masum insanlara da haksizliklar yapildi. Ama Kürtler ne kadar sagduyulu ve sabirli olduklarini gösterdiler. Meyvalarini da topluyorlar ve daha uzun yillar toplayacagiz hep birlikte ALLAH’in iznizle. Demi bugünün penceresinden bakıldığında kapanmadığını o dönemde bugüne atılan adımların yanlışlığını çok net gördük.

    2.) Yazan:allahın kürdü Tarih: Feb 27, 2011 | Reply merhabalar tekrar bsm mahlaslı yurttaşa kısmı cevaptır.. 4.murattan bu yana bu topraklarda kürtlere zülüm yapılıyor ve cumhuriyetle beraber kürtler yok sayılıyor demiş. Son yüzyıl için tarihi olarak haklı olabilirsiniz ancak Eğer IV.Murad dönemi ile Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar olan olayları siyasi tarih kitaplarındaki kayıtlara bakarak okursanız daha iyi anlayacaksınız. Osmanlı’nın milyonlarca Türk ve Kürt vatandaşı asırlarca bir arada huzur ve barış içinde yaşatması bile sizin ifadenizin yanlış olduğunu doğruluyor.

    3.)“Şeyh Sait İsyanı hem İslâmidir hem de etnik anlamda bir Kürt hareketidir. ‎‎1924’te hilafetin kaldırılması büyük şok yarattı. Çünkü hilafet Türklerle Kürtler ‎arasında güçlü bir bağdı. Devletin giderek değişen Türk vurgulu dili karşısında ‎Kürtler kendilerini yabancılaşmış hissediyorlardı. Bir de Güneydoğu’da halkı ‎ayaklanmaya hazırlayacak olan network de zaten hazırdı. Şeyhlerin ve feodal ‎ağaların, Cumhuriyet’in Türkçü ve laikleşmeci karakteriyle problemi vardı. Şeyh ‎Sait işte o düğmeye bastı! İrili ufaklı birçok Kürt isyanı oldu. Bunların üçü çok ‎önemlidir. 1925 Şeyh Sait, 1930 Ağrı, 1937 Dersim İsyanları…”diyor. Bu yorum da 2. yorumun yanlışlığını doğruluyor.

    Ve bir diğer isim , Kürtlerin siyasi tarihi üzerine “a modern history of the kurds (1996) ‎‎“ adlı kitaba sahip olan sosyolog tarihçi David McDowall bakın ne diyor Kürt İsyanları ‎hakkında söyledikleri:‎
    ‎“Hilafetin kaldırılması… Kürtlerin Türklere karşı duyduğu son ideolojik bağı da ‎kopardı. Türkiye’nin 1912-22 arasındaki savaş yıllarını aşmasına yardımcı olan ‎Kürtler, bu kez onun düşmanları haline geldiler. Bunlar, dindar şeyhler ve eski ‎Hamidiye ağalarıydı ki, Halife’nin savunulmasına samimi olarak inanıyorlardı. ‎Şimdi bu insanlar arasında, onların daha önceden en ufak bir bağlantı kurmayı ‎kabul etmedikleri kişiler, yani Kürt milliyetçileri, bir direniş geliştireceklerdi.”‎

    II.Abdülhamid döneminde çoğunluğunu kürt vatandaşlarımızdan kurulan Hamidiye alaylarının sorunları çözmesi yaklaşık 75 yıl sonra sorunların tekrar patlak vermesi
    neden bu yazının popüler olduğunu sitede en çok yorumlanan yazılardan biri olduğunun göstergesidir.

    4.) Yazan:oğuz Tarih: Oct 26, 2011 | Reply
    30 yıl önce Altan TAN dan dinlemiştim: (mealen) Osmanlının son döneminde Arap coğrafyasında bir Lawrens çıktı. Müslüman oldu, dörtdörtlük bir islamcı olup Araplara imamlık yaptı namaz kıldırdı. Ve Araplara hani sizin KİMLİĞİNİZ demeye başladı KİMLİK derdine düşen Arapları Osmanlıya karşı isyana teşvik etti. Yemenden dönen Türk askerlerini Çölde, Şamda, Filistinde pusuya düşürüp karınlarında altın arattırdı. Herşey bitip Araplar kimliğine kavuşup amacına ulaşıp ingiltereye dönünce Araplara mektup yazdı. Ben hıristiyanım arkamda kıldığınız namazları kaza edin dedi. Ben bu olayı Altan TAN dan dinlemiştim. Peki şimdi kim kimin KİMLİĞİNİ nerede nasıl arıyor, Sayın Tan ve benzeri islamcı PKK destekçileri bu tarihi tekerrüründeki yeri neresi? Bu İngiliz oyunu kaç Türkün ve Kürdün ölmesiyle kaçıncı kez nereye kadar devam edecek?
    Bu coğrafyada Lavrence bitmez. II. Abdülhamid’in dönemini çok iyi analiz etmemiz gerekiyor. Zira onu anlamak herşeyi anlamak olacaktır.

    5.)Yazan:M.Kobal Aryali Tarih: Feb 2, 2013 | Reply
    M. Kobal Aryalı 01/02/2013

    Hapiste Tutuklu Bir Hükümlü İle Yürütülmeyecek Tek Şey Müzakeredir ! M.Kobal Aryalı şu videoyu izlersen bu zihniyetle de çözülemeyeceğiz aşikardır. https://www.youtube.com/watch?v=r1haXczENbM

  1. 38 Trackback(s)

  2. Eki 3, 2007: Yapay gündem – Gerçek gündem : Derin Düşünce
  3. Eki 15, 2007: Kuzey Irak’a girelim mi? : Derin Düşünce
  4. Eki 26, 2007: Bu meclis bu sorunu çözebilir mi? : Derin Düşünce
  5. Ara 5, 2007: PKK’lıları affetmek : Derin Düşünce
  6. Şub 26, 2008: Amerikan bombasına Türkçe yazı : Derin Düşünce
  7. May 2, 2008: Molotof kokteyli, işçi hakları ve polis devleti : Derin Düşünce
  8. Tem 2, 2008: Terörist evlatlarımız ve Anzak leşlerimiz(!) : Derin Düşünce
  9. Tem 8, 2008: Ergenekon’u sevmeden önce… : Derin Düşünce
  10. Tem 8, 2008: Bu Ergenekon Nereden Çıktı? : Derin Düşünce
  11. Tem 9, 2008: Ayy! Yine mi başörtüsü? : Derin Düşünce
  12. Tem 16, 2008: Şu kaplaşmadan kurtulalım mı? : Derin Düşünce
  13. Tem 23, 2008: Şu kamplaşmadan kurtulalım mı? | SiyarGrup™
  14. Eyl 16, 2008: Vatanın bütünlüğü silahla mı korunur? : Derin Düşünce
  15. Eki 1, 2008: Terör ne zaman duracak? : Derin Düşünce
  16. Eki 13, 2008: Guerrilla warfare « PlanetNetopia.com Freedom!
  17. Eki 14, 2008: Guerrilla warfare X2 « PlanetNetopia.com Freedom!
  18. Eki 17, 2008: Kuzey Irak’a girelim mi? : Derin Düşünce
  19. Ara 12, 2008: En çok “sevilen” yazılar… : Derin Düşünce
  20. Oca 3, 2009: Suç Tevrat’ta mı? : Derin Düşünce
  21. Şub 1, 2009: Bediuzzaman’la Ortadoğu Problemlerine Bakış : Derin Düşünce
  22. Şub 20, 2009: PKK… Ters giden nedir? Bundan sonra nereye? - Ýhvan Forum - Özgür Düþünce Paylaþým Platformu!
  23. Şub 25, 2009: Türk Ordusu özelleştirilebilir mi? : Derin Düşünce
  24. Nis 6, 2009: PKK… Ters giden nedir? Bundan sonra nereye? « Bu Kışın Sonu Bahar…
  25. Nis 22, 2009: Darbecilerin silahlarını tanıyalım : Derin Düşünce
  26. Haz 1, 2009: 101 bin kez okunan yazı için 101 bin kere teşekkür : Derin Düşünce
  27. Oca 12, 2010: En çok okunan ve tartışılan 50 yazı : Derin Düşünce
  28. Haz 22, 2010: Gençler mühimmat gibi harcanıyor! : Derin Düşünce
  29. Haz 23, 2010: Gençler mühimmat gibi harcanıyor! « TuVa Yasin Ergün – Mucize sende olumlu ya da olumsuz ağzından çıkan her söz büyülüdür.
  30. Haz 28, 2010: Hayır, kararı Kürtler vermeyecek! : Derin Düşünce
  31. Eyl 1, 2010: Genel Kurmay bu kitabı okusaydı hayatta olacaktın : Counterinsurgency Field Manual : Derin Düşünce
  32. Eki 13, 2010: Milliyetçi Türk ırkçı mıdır? : Derin Düşünce
  33. Nis 22, 2011: Libya: Kâfirin silahıyla mücahid olunur mu? : Derin Düşünce
  34. Haz 23, 2011: Site kurulduğundan beri en çok okunan ve paylaşılanlar : Derin Düşünce
  35. Haz 27, 2011: Şu kamplaşmadan kurtulalım mı? : Derin Düşünce
  36. Tem 19, 2011: Son 4 yılda en çok okunan ve tartışılan yazılar : Derin Düşünce
  37. Ağu 21, 2011: PKK …Ters giden nedir? | www.muminnet.net
  38. Ağu 22, 2011: Şahinlerin eli güçlenirken… Özerklik : Derin Düşünce
  39. Kas 21, 2012: PKK savaşı kazandı ama Barış’ı kaybetti

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin